18 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Meraklı bir zat N n i Uyuj yansını esniyerek hg ark geçirdi. “Kırkım- İni deg nin üçüncü devre- İnş i üncü faslının yirmi kip, WMı bitince kendisini Key attı, vakit saat ikiyi Eri, © Geniş bir nefes aldı, Tam olumu tuttu, yk sokaktan kendi niz Da irite karşısına Ral; ir adam çıktı. Ke- < zaketie | bi, İbritiniz var mı efendim? e Bu mazikâne köy “ayca reddedilir mi? aj Mia Wzattı. Yolcu kibriti < , Ken sordu: N *dersiniz, acaba spor- > sunuz, boks bilir misiniz? ayır Efendim, üreş ettiniz mi? | “pir Efendim. yy ârip $ey.. Acaba sizi bi- ğ w benzettim, Nişancı de- Np, 5 Tovelver töşir mısınız? <yir Fferdim. ba, "haf, Hayalırızda hiç | Yapmadınız mı? | SE. Mw SY, iyi sma neden s0- Sav? Eş Ru, ri Paraları sökü , Ne “ yumrukla kafanızı kı: | Miyj N.. Yim diye gormuşlum. > Benizg Merdan Nr tenha bir yerde aa aananun sarman mn aanamıs sanem 1100000800 4009nan Bae 1Aea480 v4 v0sA00884NA 000 SENEM EAA girmiyeceğim; korkuyorum. “Oöuktan,, o M VAKIT — Dün akşam sen baloda yoktun, değil mi? — Hayır, geçen halta kocam öldüya... Matemini tu ..101018884059808080010000UEAUUUEEE A BESEUEUNERUUS ANDREA KEBAN AEANNE Bir izah Bir çocuk babasına kadınlara neden crsi zayıf ve erkeklere, nçin cinsi kavi dendiğini soru- yordu. Babası şöyle cevap verdi: — Cirs' zâyıf ekseriyetle cin- si kavinin cinsi zayıfa karşı gös- . terdiği zaaftan dolayı cirsi ka- vidir. Aca küçük bu izahtan birşey anlamadı mı? ayağıma Ana vatan Boca «ferdi derste Samiyi kaldırdı: — Söyle bakalım Sami eferdi, vatan ne demektir? — Vaton anne demektir efen- dim. — Peki, olur, senkalk baka- lm Rıza efendi, vatan ne de- mektir ? — Vatan Sami efendinin an- nesi demektir efendim. Niçin gelmiyorsunuz sıcaktan mı kaçıyorsunuz ? Gençlik iki perdelik : komedi Koca bir asri berber dükkân. Son mods synalar, uraş ve güzelleşme ede sâynın envas. Hususi salonlar. Duvsrda bir ilân “95 lira mukobilinde 25 sene gençleşebilirsiniz Dükkânın sahibi iri yan kart bir Rom Vasilâki Efendi. Zarif, fakat kam- buru çıkmış, alımığı geçkin bir ihtiyar müşteriyi, Sadık Beyi karşılıyor. Birinci perde Sadık Bey — İşte bu... Tam altmış yaşındayım, Halkuki zev- cem yirmi beş yaşındadır. Şu yüzümdeki buruşuklarla sırtım- daki kamkurdan kurtulmak isti- yorum. Vasilâki — Emredersiniz pa- sam.. Basım üstüne.. Size vere- zeyim bir ilâç yarisini alirsaniz on bes yas küçük olacaksınız, hepsini alirsaniz 25 yas küçük olacaksiniz. (Pazarlık tamamdı, Sadik Bey kemali memnuniyetle 25 lirayı verdi ve bir şişe ilâcı alsrak çıktı.) ikinci perde: Aynı dükkân Sadık Bey, gene kambur ve buruşuk — Vasilâki Efendi Ak lah senden razı o'sun., Vasilâki — Nasıl oldu pasam? Sadık B. — Ilâcın mükemmel ama ben kendim tecrübe etmek istemedim. Bizim evde altmışlık bir uşakla yirmi beşlik bir hiz- metçi kız vardır. Evvelâ ilâçla- rın yarısını bizim uşağa içirdim. Herif gençleşiverdi ve ertesi gün bizim Hanımla kaçtı, Vasilâki — Aman, vah efen- dim vah... Sadık B, — Ama bunda can sıkacak bir şey yok. Şimdi ilâ- cın öleki yarısını da ben içip hizmetçi kızı kaçıracağım.. Küstahlık yarışı Bir omecliste (o küstahlıktan bahsolunuyprdu. Birisi dediki, — Ben bayalımda amcaza- demden daha küstahını görme- dim. Bu adam çalıştığı dairenin müdürü ölünce ne yapsa beğe- nirsiniz? Müdürün karısına gitti ve kocasının cenaze merasimine iştirak için merbumun siyah el- biselerini ariyet istedi, İ Meşhedi kâşif Beş on arkada zmi - mışlardı. Eiki eml kadar uzandılar. Meşhedi ora- daki kahvelerden birinde nargile içmek istiyordu. Mezarların ara- sında ( dolaşırken (o Meşhedinin Alimliği tuttu. Servilerin yaşını, toprakların cinsini, kuru kafala- rın hüviyetini anlatıyordu. Eline toprakların arasında vr kuru kafayı alarak. — İşbu gaffa meşhur Fuzulinim pi asi ai Diyince ibrişim Ali dayana- madı. —Atma Meşhedi, camlır bey- liktir. O senin elindeki kafa şair Fuzulinin kafasına benziyor mu? gözünü aç, daha yeni ölmüş bir çocuk kafası, Meşhedi kızdı. — Her peder sohte, sen wenim gedar bilyopmisin? Bu çocuk gaffasıdır, çocuh gaffasıdır emme Fuzulinin © çocuhluğuna Sitti, Sahife / SAHİFESİ o. Bir jurnalci Küçük Fuat koşarak annesine geldi. — Anne* dedi. Dün akşam ablamı bahçedede Faik Beyle öpüşürken gördüm. Annesi küçük jurnaleıyı teskin etti. — Zarar yok, Faikle ablan gelecek hafta nişanlanacaklar.. Fuat bu söz üzerine biraz durdu, düşünür gibi oldu. Sonra; — Peki, öyleyse babam hiz- metçi kızla ne zaman nişanlana- cak öyleyse? Mükemmel Bir Lokanta Istanbulun maruf lokantalarım- dan birinde, müşteriler tektük, Garson, köşede oturan bir müş- teriye elinde kurşun kalem ve hesap pusulası olduğu halde yak» laşarak: — Hesap mı efendim? — Evet. — Evvelâ bir çorba var de- gil mi efendim? — Evet. — Sonra, acaba patlıcan dol. ması mı yediniz, tavası mı? — Bilmiyorum, ben burada ne yedimse bhepisi bana ekşi geldi, — Oyleyse patlıcan dolması olacak . — Patlıcan dolması mı olacak, neden? — Çünkü üç dört gündenberi bu dolmadan kim yedise hepisi ekşidiğini söyledi de.. 00 #00108 080 onar ven 13 mekan can saa akne verem — Aman bu ada ne güzel memleket... — Hele birde bizim karşiki komşuyu görsen adaya kim —ir nekadar hayran kalacak» Mes. — Nesıl hayatlan nevmit olmayayım a kardeş.. Podra, allık, manikör hepsi ateş pahası, hiç biri ucuzlamiyor. yaşayacağımı şaşırdım..
