Sahife 6 Cenubi Amerikadaki barut fıçısı nedir ? iki hükümet arasındaki müsellâh ihtilâfa sebep olan Şako eyaletinin aslı, esası.. Üç seneden beri, Bolivya ile | Paraguay cümhuriyetleri arasın- da Şako eyaleti, zaman zaman bu iki devlet arasındaki (barut fıçılarını ateşliyecek bir tehli - ke teşkil etmektedir. Bu güne kadar beynelmilel itfaiyeciler, bu yangının önüne geçmiye çalışmış lar, kısmen mâni olabilmiş ise » | ler de kat'iyyen ihtilâfın sebebi- ni halledememişlerdi. Cenubi Amerikanm bu iki | cümhuriyeti, büyük Şako eyale- tini daha doğrusu bu geniş ve vahşi eyaletin üçte birini teşkil eden şimal kısmını bir türlü pay laşamıyorlardı. e Hakikatte de, Bolivya ve Paraguay cümhuri - yetlerinin hudutları kat'i olarak çizilmiş değildir. Bolivyalılar, bu eyaletin bu günkü Bolivya olmuş olan eski “Andiencia de Charcos, a ait olduğunu, Paraguaylılar ise, öte- | denberi burasını işgalleri altında! bulundurup orada yollar, tren - ler ve daha bir çok şeyler yap - tıklarımı iddia etmektedirler. # » Bu Şako eyaleti denilen yer nedir? Niçin iki küçük cümhu « riyetin biribirine hücum etmesi - ne sebep oluyor? Şunu bir tetkik edelim. Şako eyaleti, Pilkomaya neh- ri ile Paraguay nehri arasında - dır. Medeniyet, buraya, bilhassa Paraguay nehri sahillerine daha yeni girmiye başlamıştır. Du ci- hete, Paraguaylılar, ecnebi ser mayelerinin yardımı ile bir çok zirai ve sna müesseseler yap - mışlardır. Fakat bu eyaletin da- hili, müthiş surette bataklık bir arazidir .En vahşi O hayvanlar, timsahlar, yılanlar, hastalık aşı- kıyan sivrisineklerle doludur. Fa kat en büyük tehlike orada otu- vahşi kırmızı derili halktır. Bu eyalette, insanm iler liyebilmesi çok müşküldür. Balta değmemiş ormanlarla dolu olan havalide ancak baltalarla yol a - çılarak ilerlenebilir. | Maamafih bu ormanlarda, ağaçlardan esans lar, kereste alınır; ayrık otu bu- lunur. Şüphesiz masraf yapılır « sa bu memleketten istifade et « mek kabildir. Fakat mesele yal- nız bu kadar değil. Bu eyalette yeni yeni madenler bilhassa ge- niş mikyasta petrol (omadenleri bulundu ve işte Paraguaylıların metalibini teşkil eden en mühim sebeplerden birisi de budur. Ma- lüm olduğu üzere, milletleri bi - ribirlerine düşürmek için, petrol dan daha kuvvetli bir unsur yok gibidir. Pek tabii Bolivya cümhu riyeti de bu işle alâkadar oluyor. Fakat onun için en mühim mese le şudur, Şako eyaletine sahip ol duğu takdirde, Bolivyalılar Pil. | komayo ve Paraguay nehirleri « ne sahip olacaklar, bu suretle, Bahrimuhiti Atlasiye o dökülen Parana şehrine yol açılacak ve | memleketin bir deniz mahreci olacaktır. Bolivya, Peru hükü - meti ile beraber Şili aleyhine | girdiği harpte mağlüp olduğu | gündenberi, denize bir mahrece sahip olmak şöyle dursun, bir küçük koridora bile sahip ola - mamıştı. Hangisi kuvvetli? 1928 de Bolivyalılar, Parana nehrinden, Şakonun şark şimali - ne kadar sıra ile kaleler yap - mışlardı. O zaman Paraguaylı - lar da bunlara mukabil kaleler yaptılar, münasebat kesildi, her iki taraftan da kaleler zaptedil - miye başlandı, harbe, akvam ce- miyeti ile, Amerika ocemabiri müttehidesinin delâleti ile mâ - ni olunabildi. Fakat ihtilâf nok- tası bir türlü halledilemiyordu. Binaenaleyh, vatani ihtiras « lar gittikçe artıyordu. Paraguay- lılar kendilerini mazlum bir millet olarak telâkki (ediyorlar. 1865 ten 1871 senesine (Okadar, Arjantin, Oroguay ve Brezilya - nın ittifak ederek aleyhine açtık ları bir harpte, Paraguay birçok arazisini kaybetti, nüfusu 1300000! den 250,000 e kadar düştü, er - kek halktan yüzde sekseni harp- te öldü. Bu suretle, eski İspan » yol papaslarmın elinde arta kal- mış olan bu küçük devlet, kapr- larını, her taraftan gelen muha- cirlere açtı, Bu devletin halkı ekaeriyetle' | beyazdır, kısmen de kırmızı deri li kanile karışık olanı ise,derin bir İspanyol onoru ile mütehassistir, Pek küçük olan ordusunu, Fran- sız askeri heyeti tensik etmiştir. Fransızlar Avrupaya (dönünce bir Arjantin askeri heyeti celbet- tiler, Bir harp olduğu takdirde, Pa- raguaylılar, Alman kumandan - larından von Kluckun erkânıhar biye reisi olduğu söylenen jene- ral Kuntz isminde birisinin ida » resinde bulunan Bolivya ordusu- na nazaran, silâh ve adet noktai nazarından pek azdırlar. Fakat Paraguaylılar, kendilerinin, ma- nen Bolivyalılardan daha kuv « vetli olduklarını, kendilerinde zenci kanı karışık olmadığını i- leri sürüyorlar. Maamafih, her iki tarafta da milli | izzetinefis galeyan halindedir. Kadınlar da muharip Paraguaylı kadınlar, miktar « ları az olan erkeklere yardım i- çin harbe iştirak (edeceklerini bildiriyorlar, bunlar süvari tabur ları teşkil edeceklerdir. Paraguay kadınları, Şako me- | selesi halledilmedikçe, (pirince | ve pudraya el sürmiyeceklerine, yani ne süse, ne de ev işlerine bakmıyacaklarına dair yemin et- mişlerdir. Ve Paraguayın mer - | kezi olan Asuncion şehrinde gö- nüllü kaydolmak istiyenler o ka dar çoktur ki, bunları, askeri ve zabıta kuvvetleri ile dağıtmak mecburiyeti hâsıl olmuştur. Bu iki küçük cümhuriyet a- rasındaki meselenin kat'i ve hak kaniyet üzere halledilmesini te - menni edelim, ç çarpan rd Berlin sokakları baştan başa güçlü! Almanyada Müthiş Bir Işsizlik Hüküm Sürüyor 16 Ağustos 1937 . kuvvetli dilencilerle doludur! Sadaka için şarkı, musiki - Kaldırım üzerinde insanın yıld okuyan müneccimler - Tavuk, horoz taklidi- 65 yaşında rak BERLİN, 10 Ağustos — Almanya işsizleri en iyi orga“ nize edilmiş oldukları için dün- yanın şüphesiz en talili işsizleri- dirler. Çünkü Almanyada bir iş- siz için tamamile parasız, aç ve sokakta kalmanın ihtimali yok- tur. Almanyanın en feci dediği- miz bü vaziyetinde bile, işsizler içinde nakti muavenet görmiyen tek fert yoktur. Burada işsizler, çalıştığı za- manki haftalığının derecesine göre, işsiz haftalığı alıyor. Bu para, çok fazla olmamakla bera- ber, herhalde bir tek kişinin bir ! dam altıma sığmabilmesine ve! ölmiyecek kadar yemesine kâfi ' geliyor. İşsizlerin hastalığına da bedava bakılıyor. İşsizler, çalı- şanlarla beraber aynı doğum yur- duna alınıyor ve çocukları dün- yaya geldikten sonra, bu hasta- haneden başka bir müesseseye nakledilerek orada üç ay istira- hat ediyor ve ilk üç ayda çocu- ğunu kendi sütile emziriyor. İş- sizlerin çocukları da çalışanlarm çocukları gibi çocuk bahçelerine çocuk mekteplerine ve buna ben- zer namütenahi müesseselerden birine veriliyor. Halbuki, bütün bu tedbirlere ve teşkilâtın mü- kemmeliyetine rağmen, Alman- yada sefalet günden güne göze re emip Suner tedir, Parasızlık inanılmıyacak bir şekle gelmiştir. Bedbinlik te o derecededir. Burada bir dostu- nuza halini sorarsanız, ölmediği- ne müteşekkir olduğunu söyler, işlerin fena gittiğinden, parasız- lıktan şikâyet eder. Möble, oda fiatları inanılmıyacak kadar u- cuzladı. Geçen senelerde bir kişiye altmış, yetmiş marka olan odaları bu sene ayda otuz beş, kırk marka tutmak imkânı var- dır. Bilhassa yenilecek şeylerin fiatı fevkalâde ucuzladı. Şimdi burada bütün dükkânlar mevsim sonu münasebetile büyük likidas- yonlar yapıyorlar. Bir Alman ga- zetesi hesap etmiş, bir erkek te- peden tırnağa kadar yani, ayak- kabı, çorap, iç çamaşırı, hazır elbise, şapkası, gömlek ve krava- tile otuz altı marka, yani bizim paramız ile aşağı yukarı on altr, on yedi liraya giyinebilecek. Ka- dınlar için ise bütün bunlar için on dört marka, yani yedi liraya | ihtiyaç vardır. Bu ucuzluğa ve işsizlere yapı- lan nakti muavenetlere rağmen, yalnız Berlin sokaklarında dolaş- mak, Almanyadaki yoksuzluğun | bin bir resmini gösterir. Berlin sokakları genç, güçlü, kuvvetli dilencilerle dolu; bu di- lencilerin iki adımda bir tanesi elinde bir kibrit kutusu veya iki i tane iskarpin bağile insanın yo- lunu kesiyor ve zorla, güya elin- deki şeyleri satmağa çabalıyarak sadaka istiyor. Berlinde dilen- mek resmen memnudur. Bir di- lenci, ya bir şey satmağa, ya bir musiki aleti çalmağa, şarkı söy- lemeğe mecburdur. Bunun için her yerden bir şarkı sesi yükseli- yor. Her Alman binasmın arka- sında bir avlu vardır. Sabahtan | sihatler veriyor, ve yardakçıları İ | ızın! kas9 Yazan : SUAT DERVİŞ , Berlin mahallelerinden biri akşama kadar şarkı söylemeğe iktidarı olmıyan bin bir dilenci dolup boşalıyor. Bunlarm içinde en fecii ses- Ter Çek riya ETLİ a ulen. dez acaip bir küş gibi ince İnce ötüş- leridir. Bu ses merhametten göz- lere yaş getiriyor. Meydanlarda ve sokaklarda teker teker veya grup halinde musikiden istifede eden gençler var. Bunlar Berlin- de birdenbire meydana çıktılar. Evvelâ tek başlarına, sonra ikişer ikişer dolaşan bu işsiz genç ço- cuklar, şimdi musiki grupları vü- cude getirmişlerdir. Bunların bir kısmı gitara, banço, armonik, ve kemanlarını çalarak, şehri bir ba- şından öbür başına dolaşıyorlar. Bir diğer kısmının da ayrıca bi- sikletleri vardır. Bunların on, on beşi bir arada bisikletle gelip bir sokakta iniyorlar, sırtlarında ta- şıdıkları musiki aletlerini çıkarı- yorlar, birisi şarkı söylüyor, di- ğerleri saksafon, armonik, v.s... çalıyor ve bazan bir arada şarkı söylüyorlar. İçlerinden biri kas- keti ile geçenlerin ve pencereler- deki insanların attikları paraları topluyor. Bunların içinde bazan biribirine çok iyi uyan ve iyi ça- lan grupar vardır. Eğer rivayete | inanılacak olursa, beraber gitara çalıp şarkı söyliyen iki genci, gü- ya bir revü direktörü görüp be- ğenmiş ve angaje etmişmiş. Ber- lin sokakları, bir âlem, bir pana- yir yeri. Sokaklarda hayatlarını kazanmağa çalışan yalnız seyyar musiki heyetleri değil, daha baş- ka san'atkârlar da vardır. Mese- | lâ, yedi, sekiz güvercini olan bir hayvanat mürebbisi güvercinleri- ne hünerler yaptırıyor. Bu san'at- kârlar içinde en eğlencelisi, ağzı | kalabalık müneccimler. Evet, mü- neccimler; burada onlar da şim- di sokaklara düşmüş kaldırım ü- zerinde insanın yıldızını okuyor, hayatı ve istikbali hakkında na- olan kadınların gözlerini siye) bezle bağlıyarak telepati t beleri yapıyor. Sokak ortasi” gülle kaldıran, kuvvet tecrü çi Mk mma amana Gm roz, köpek sesi taklit ederek p ra toplıyan mukallitler var. E' Berlin sokakları bir mahşer Fakat her gün bir çoğuna " geldiğim bu manzaraların içi! en fazla merhametimi cel bir ihtiyar kadının raksı ol Bir köşeyi dönüyordum; yak” : dan bir gramofon sesi duydu” ne var diye başımı çevirdim, £ düğüm manzara hakikaten ağ dei İ nacak bir manzara idi. Kaldır” mın biraz ötesinde ufak bir kemlenin üzerine bir grama” konmuş; ogramafonun çok wi fakat tatlı bir sesi var; çalı plâk Kara Ormanlıların bir d 1 havası, gramafona neş'eli bir © dın sesi rafekat ediyor v€ eri kadın kaldırımın üstünde, © kalçasında gayet güzel dan fı yor, adımları harikulâde hi fakat bu neş'eli ve maharet! ibi seden kadm, sade siyah bir © is se ve biçimsiz ayakkabılar yor, Kendisi, en aşağı alt mış beş yaşında bir kadın. belli sefalete düşen bir rak. vetli bir merhametin kaldım. Zavallı ihtiyar #9 Fakat bu raksedip sadaka *fig yan ihtiyar kadın, kendi yav olup hâlâ boyanıp süsleniP ranlrk sokaklarda bir sarho$ dırabileceğini ümit eden bi lerden daha mes'uttur ya! Evet, Berlinin geceleri faletin ayrı bir makesidir- let yüzünden artan shlâ i anlamak için Berlin 8“ görmek lâzımdır. Ortalık kararınca kal dan çekilen dilencilerin kısacık etekli, boyalı zavallı kadınlar alıyor. v Sunt Der" de, y du! fi