16 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10

16 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kemalettin, karısı Selmanın pijaması ile uzanmış olduğu oda- sma girerken: — Canım, diye haykırmıştı, buldum. Sorma, öyle güzel bir şey ki.. Daha yep yeni.. Hani ya şu Zingal ormanları ağaçların- dan yapılan evlerden.. Önde plâj var, Arkası da çamlık. , Biraz korkak olan Selma, dir. seğinin üzerinde doğrularak ma- vi gözlerini açtı: — Arkası çamlık ise tenha bir yerde demek.. — Hayır cicim.. Yanında $i- rayla aynı biçimde beş ev daha var. Tabii hepsinin kendine mahsus bahçeleri ayrı ayrı. (o Ortadan parmaklılarla ayrılmış amma, Pencereleri kapatınca herkes ken | di evinde demektir. Şimdilik ye- mek yiyelim de birazdan gider, görürürüz. Anahtarlar bende. — Görmiye ne hacet tanım... Senin hoşuna gittikten sonra... Demek rahat bir tatil ayr geçire- ceğiz.. Gelecek sene de Kandil liye, halama gideriz. Karr koca kucaklaştılar. Baş- İlyan bu tatil aymın ikinci günü, Kemalatin, Büyükadada bir ev bulmuştu. Otelde öğle yemeğini yedikten sonra, karı koca, elele çamlar arasında çocuklar gibi sıç rıyarak gidip evi gördüler. Bu- rası hakikaten güzeldi ve Selma: nm da hoşuna gitmişti. — Aman ne güzel ev, hem de ne güzel bir ağaç kokusu var. Canım kocacığım, doğrusu beni yüzsüz edeceksin.. — Elbet te şekerim. Seni ne kadar sevdiğimi bilirsin!, Selma kocasının göğsüne başı- nı koyarak ona sokuldu. Sonra, pencereden, ağaçlar arasından görünen yandaki < eve bakarak sordu: — Orada kimse oturuyor mu?. — Evet. Bir karı koca. Fakat bizim kadar yeni değil, Evleneli iki sene oluyormuş.. — İyi kimselerse belki gider görüşürüz. Hele bir yerleşelim de.. Kemaleddin karısını evde bırakarak, gitti, otelden eşyala- rı bir arabaya koyup geldi. Döndüğü zaman, Selma: — Biliyor musun? dedi, pencereden öteki evin içi görünü- yor. Komşu kadını gördüm. Saç ları tıpkı benimkiler gibi sarı.. — Hiç de değil canım, ben de kapının önünde gördüm. Sen ondan daha çok güzelsin. — Ya?.. Kocasmı da gördüm. İriyarı, esmer... — Demek karı koca bize ben- Ziyorlar. — Evet. Fakat sen ondan da- ha sevimlisin. O, nalet bir adama benziyor. Hem doğrusunu İster. sen ikisi de hoşuma gitmedi. — Benim de canım, Hem bi- şenin havayı nesiminin onda bir kısmı kalana kadar yükseldiği, tazyiki nesiminin onda bire ini- şile, yani 760 milimetrelik bir cıva sütununa tekabül ettiği za- man anlaşılır. F.N.R. S. balonunun ikinci defn havaya yükselişinde, 16000 ile 17000 metre arasında vlan bu irtifan tekrar çıkabileceğini ümit ediyoruz. Bu suretle havaya karşı gayrı kabil nafuz olan ka- maramızda, icabeden tetkikatı yaparak, lâzım gelen ölçüleri ie da zannediyorur. Profesör A, Piccard Nakleden: Fa. zim kimseye ihtiyacımız var mı bilmem ?. Birbirimize yetişmiyor- muyuz?, Kemaleddin ile Selma tekrar kucaklaştılar. Fakat birbirine bu kadar yakın evlerde, bilhassa yazım, hiç bir vakit yalnız başı- na kalmak mümkün değildir. Bir defa, pencereleri kapatmak ih- timali yok gibidir. İnsan sıcak- tan patlar. Sonra, plâj ve güne- şin vermiş olduğu bir lâubalilik, bir tabiate yakınlık hissi, vardır, ki, resmiyeti âdeta yarı yarıya kaldırır. Kemaleddin ile karısı, vakıâ, komşularile tanışmak vaziyetin- de kalmamışlardı amma, onla- rın ne konuştuklarını duyuyor- lardı. Daha doğrusu, bunu, Sel- ma, taşındıklarının ertesi günü duymuştu. Kemalettin, iskeleden öteberi, yiyecek almıya gitmiş- ti. Döner dönmez Selma atıldı; — Aman, dedi, öyle kavga e- | diyorlar, öyle kavga 'ediyorlar ki... © Kemalettin şaşırmıştı: — Kim, diye sordu, kavga e- diyor?. — Komşular... Kim olacak... Böyle sey ömrümde duymadım. Daha demin bitirdiler. o Başmı duymadım amma, seslerini işit- tim. Karısı bahçede, kendisi de odasındaydı. Hızlı hızlı söyle- niyorlardı. — Ne diyorlardı?. — Feci. Birbirlerine küfüre- diyorlardı. Karısı “bayağı, hay- van bir herifsin, insan böyle mu- amele etmek için bir kadın al maz,, diyor, kocası “canımı sikı- yorsun, filhakika insan, aşifte ve şerfmtı kadınlar almaz, hak- kım var, diye cevap veriyordu.. Sonra, bir takım aile ve para meseleleri konuştular.. Aman sorma,. Ne feci şey.. Hiç insan böyle âdiliklere tahammül ede- bilir mi?. — Peki amma ne diye kavga ediyorlardı? — Ne diye mi?. Hiç.. Gülünç bir sebep.. Karısı bu akşam Yat klübe gitmek istiyormuş. O da istemiyormuş.. Ne biçim kadın bu?. O da ille isterim diye tut- turmuş. Hiç insan bu kadar e- sile kavga eder mi? Her halde kavga etmiş olmak için kavga e- diyorlardı... Kemalettin kulak kabartarak sözünü kesti: -— Galiba gen başladılar. Selma dinledi: — Sahi, gene başladılar.. Kor- kuyorum vallahi!. Haydi pen- cereleri kapatalım. — Hayır, hayır.. Dinlemek istiyorum. Kocasınm ne dediğini duyuyor musun?. — Ya karısmın söyledikleri... "Doğrusu birbirlerine uymuşlar. — Eğer bunları bir ay dinliye- ceksek yandık demektir. komşularım, tatil zamanlarını ra- hat geçirmelerine mâni olacakla» rm anlamakta © gecikmemiş- lerdi. Gece gündüz kavga ediyor- lardı. Üstelik, bütün konuştuk- ları, evin herhangi bir köşesin- den duyuluyordu. Duyulmasa bi- le, garip şey, Selma ile Kemalet- tin hemen pşncereye koşup din- Hyeorlardı. Nihayet, bu hınzır âdetin te- GA ini Me Kema: Mei VAKIT Poliste : Birinci vakıf hanında yangın Dün Birinci vabıf baninın dör- düncü katında komisyoncu Ziya- ettin Beyin yazıhanesinden yan gın çıkmış sirayetine meydan verilmedee söndürülmüştür. Bırimam az kalsın boğuluyordu Beylerbeyinde oturan cami imamlarından 65 yaşında Hacı Emin Efendi Üsküdarda Çöp | iskelesinde yıkanmak üzere de- nize girmiş ve boğulmak Üzere iken baygın bir halde çıkarılmıştır. lettin dayanamadı ve bir gün: — Selma, dedi, gidip müdaha- le edeceğim. —Ne diye yavrum. Kendi ev- lerinde değiller mi ki, bize ne... Hem gidip bu terbiyesiz herifle görüşmeni istemem. Karısına na- sıl muamele ettiğni görüyorsun. — Öyle ama, canım, karısınm da ondan aşağı kalır yeri yok. O da ondan az terbiyesiz değil... Hem o, ne de olsa bir kadın, bir parça susmasını bilmeli. — Neden susacakmış, haksız olan hep kocası, — Hiç te değil, asıl haksız ka» dın... — Saçmalama rica ederim. — Sen saçmalama.. , İkisi de hiddetten titriyorlardı. Evlendikleri gündenberi ilk defa olarak biribirlerine sert sözler söylemişlerdi. Bunun farkma va» ramadılar. Kemalettin, bemen deniz takımını alarak plâja fır- ladı gitti, Akşam üzeri eve döndüğü za- man, karısını, pencerede bulmuş- tu. Komşular gene kavga edi- yorlardı. . Selma, kendini haklı çıkarmak için: — İşte, dedi, gel de dinle, ge- ne klübe gitmesine mâni oluyor. Bu ne zalim herif! — Gene mi bu şırfıntıyı mü- dafaaya kalkışıyorsun?.. Selma çileden çıkmıştı; istemekle neden şırfıntı olsun. Bir kadınım dışarı çıkmağa hak- kı yok mu sanki? Demek herifin zalimliğini tasvip ediyorsun, hoş buna hiç te şaşmıyorum. Sen de onun gibisin, geldin geleli bir yere olsun beni çıkarmadım! Kemalettin komşudaki seslerin sustuğunun farkında olmadan haykırarak cevap verdi: — Yalancı! De Selma, bu hakaretin karşısın- da kendini büsbütün kaybetmiş- tiz — Ben.. Yalancı... Ha.. Ben... Diyerek küçücük elini, şarrrk! diye kocasının yüzüne patlatmış- tı. Bir an ikisi de sustular. Ne yaptıklarını şimdi anlamıştılar. Bu aralık, komşunun behçesin- den bir ses: — Duydun mu, rısına tokat atlı. Bir erkek sesi cevap verdi: — Hayır, karısı tokat attı, Doğ- rasa olur şey değil... İnsan karı diyordu, ka- | koca arasmda münakaşa eder a- Filvaki, Selma ile Kemalettin, | ma, dövüşmek... bayağı bir şey ! Kadın sesi tasvip etti: — Hakikaten kocacığım.. Gel, biz evimize gidelim... Selma hüngür hüngür ağlıyor- Hayır, bu çok du. Utancından yerin dibine gir- mişti. Nihayet kocasının boynuna atıldı. ve: — Kemal, dedi, affet... Affet.. | Hakikaten onlardan daha feci o- luyoruz. .. Buradan gidelim canım... Gidelim... * Takvim —, Salı Ge Ağustos 14 Rebi.ahir 5,19 1905 334 12.18 1607 19,05 2048 5,18 221 16 ustos 13 Relkahir Gün doğuşu 511 Gün batışı (90? Babah yamazı 932 İni 12.18 1607 1907 20,50 sı? HAVA — Dün sısaklık azami 255 asgari İT derece olarak tesbit edik miştir. Bugün rüzgir mütehavvil sür'atle esecek, hava ekseriyetle açık olacaktır. RADYO —— Bugün İSTANBUL — 18 den 19 za kadar gtamolon. 1930 dan 3030 zu kadar Müşerref Hanımın iştrakile saz, 20,30 den 91 e kadar grzmolonla öper, 2 den 29 ve kadar Kemal Niyazi Ber re arkadaşlar: tarafından sax, 29 den 92404 kedar orkestra YIYANA (517,2) — 1230 konser— 1340 plak — 15 plak — 16,30 musiki 1840 orkestra — 290 opera — 9330 musiki, BÜKREŞ (2042 m) — 13 plak — 14 plak — 18 konser — 19 kemer — 2040 plık — 91 orkesira — YAŞ musiki — 2215 orkestra. ROMA (441,2 a) 21 plak — 2145 operet. BUDAPEŞTE (5805 m — 1015 senlönik orkesua — 1305 konser — | 17 maş — 1830 son ofkesirn — 20 Çigan orkeştran — 21,15 kodser — 23,43 Çizen orkesirası. VARŞOVA (1411 m) — 13,45 plak 1435 plik — 1610 plak — 1640 plak — 1740 babtiler — 18 senfonik konser — 20 opera — 2325 dans — / 23,50 dans KÖNİGVöSTER HAYZEN 1169$ my —Y Şimnesik — TİS konser — 1330 plak — 15 konser — 1645 mü- siki — 17,80 konser — 21 sarkı — 2100 senfonik konser — 23 haber — 23,90 konser — 24,50 dans, PARİS (1725 m) — 21 (Dostoyevs- kinin bir eseri) tiyatro — 21,40 haber- ler — 2230 konser, oda musikisi. Yarın , —— VİYANA (517,2 m) — 1230 konser 1940 plak — 15 plak — 10,20 musiki | 2040 orkestra konseri — 23,10 dans. BÜKREŞ (9942 #9 — 18 plak — 14 plak — 18 orkestra — 1910 we kestra — 20,40 plak — 2 opere, ROMA (441,2 m) — 21 opema — | 22 dans BUDAPEŞTE (5505 m — 1015 konser — 1305 Komser : Maver tapsofri 1845 konser — 20 şarkı — 21,15 ll yan operası — '2345 pisik konseri, VARŞOVA (1411 mi — 91 orkestra 22,15 dücün — 23 dans — 23,50 dans. KÖNİGVESTER HAVZEN (1635 mi) — T jimnastik — 715 konser — 13 plak — 15 konser — 1730 konser 21 opera — 2215 weşiki — 40 dans, PARIS (1725 m) — 30 musiki — 91 şiir — 21,40 woda — 21,45 konser | DAVETLER İ Hahcoğlu spor kiübünden: | Klübümüz, sevelik umumi kong- re ve heyeti idare intihabını 19.8-933 cuma günü sazt 10'da Halk fırkası Hasköy ocak mer- | kezinde yapacağından bilümum | azanm gelmeleri rica olunur. Halkevinde konleranslar Perşembe günleri Halkevinde verilen Okonferanslar haftadan haftaya canlamyor, devam eden- ler Bu perşembe konfetansun mü- derris doktor Nizamettin Âli bey | verecektir. Mevzu: Bizde we ci: | handa iktısadi vaziyet Bu pek ehemmiyetli mevrud;.n alâkadar ARE, meyal a , 16 Ağ vo eş Kitap,/gazet€ kn de a rai Lİ DML MEL ç tr PT Ci he İL İML vi iz yeri ld re türlü. Fotoö"? ' ie Pl e ve amatör ağ i Etem ii m Kütahya pr Istanönl Dördüncü İcre gundan: Müsire Hanımın Veğhie olan borcundan dolayı * 0 lunan Mahmut Paşada NV niye caddesinde atik 66 cedi maralı dükkân © gün halei evveliye ilânma Kk Dükkânm tahta ve üzeri İ ba olup tunus kemerlidir. K demirdir. Mesahası tahminen en üni” l terbiindedir. Hududu: Bir tarafı 104 dükkün hir tarafta 108 nu ne arkası borçluya ait ma Nuru Osmaniye cağdesile tur. Kıymeti muhammenesi gi dır, Talip olanların hisseye vi de onu nisbetinde pey akçe tashihen ve 927—159 dosya a sile İstaribul 4 üncü icra Zuma 17—9—932 tarihinde 1 ye kadar bizzat veya vii fazla malümat dosyasında Yeceğt TA otumur. (5709) Doktor Hafız Cemsl / Dehili Hastalıklar mütef" Cumadan maada her gön Sontu sant (230 dan 5€ kadi bulda Divanyolunda 115 nu” £ susl kabinesinde dahi Bi muayene ve tedavi eğer. TO. tanbul. (222398) , BORSA 15 Ağustos 19327 Nukut (Sans! Kuruş Toys At Lopez 1 Mark 1 zoleti 1 pere tey j 20 diner id 20 Pransız T71— 0$ erin 6 — I Dolar 2 ire M £ Belçika 29 drikmi ve deviçre D leta 1203 74080 | Nevyork BATIK Mİ no Brüksel Arna C nevre $olya Amsterdam neyrit İ ape? i$ Tanka çep TS e Aoadglu 19, | çimen? we 405 Çuyon 1450 İ Serk dei 4s patys Şaik Ni. > Tem TN Li Tünel ahin ' 18 And” " Reji Ş$ rhayrişe Tramvay Uvumi siçoma 112 tomopti 21 Lu istikrazlar Ness | Sat: yol 350 Dğduvahhide 51,25 | Gümrükler | A0 Saydi mehi 478 | Badr. 49 Askeriye

Bu sayıdan diğer sayfalar: