m 9 Ağustos 1932 Gece içinde saadet İs Hikâye | li Dünkü kısmın hulâsası Nale oteline, 12 numaralı odaya neden? Bana öyle ——— bu suretle onun Huzurunda daha 'zi- bir kadınla bir erkek” gelmiştir. Bir | e küçüldüğü, ” #rli flnel yad düğümü hissetmek ©- yor, içinde de odam koylu . boyuna yere yalmış, hareketsiz durmaktadır. Fökat ölmemiştir. Kelbi atıyor. Has- taneye kaldırılıyor. Kim old: bidç huldür. Uzerinde yoiniz küşük bir defter çıkmıştır. Bu döfterin benim | edresime verilmesi yazılıdır, Gidiyo- rum, Adamı tarayamıyorum, defteri i | na karşı askomın daha kuyyetli, daha hürmetkâr olduğunu ispat edöğektir. da"inö Nerede ise sâbah olâcak... Ge- ne.bir sabah olacak. Şimdi, kötü bir fecit sökerek. yorgunluk ha- alıp açıyorum ve şu saltrları oku. | reketleri müphemlendiriyor.. E- yorum; öey İğ ak | Benim gibi bir insanm çektiği | ıstırabı hiç kimse çekemez. Zira | ben bir hayale âşikim. Evet, bir hayale. Öyle ya, kaybettiğim ka- lektrik ziyası amansız bir surette sararmış Obenizleri Ohırpalıyor, makyajlar bozuluyor, yüzlerin bütün mesamatından irinler'akı- yor. Sokağın karşı o kaldırımında dının hayalina başka ne' diyebi- | bir barm kapısı var. İçerden sü- lirim? Onu, simdi, yani artık ya- | zülen elektrik ziyası Kapıda bek- nımda olmadığı bir zamanda, ©- leşen Şoförleri aydınlatıyor. Ma- na malik olduzum zamandan da- #alarda Wykımun ve yorgunluğun ha pek çok fazla seviyorum. Ha- tırası hâlâ ciğerimi yakıyor. Acaba tekrar bana dönecek çinde tahayyül ettiğimden büs- bütün başka mı? Bu suali ancak kendi kendime sorabiliyorun, » Yoksa bir baş- kasımn köyle düşünmesine asla tahammül edemem. Yegüne sov» diğim odur, ve, aşkımın “beni | sişirdiği gözlerle ötüramlar* var. İki şişman kız Boş nazaklarla ön- H , İngilizce, bey; Jel lisan'olmü lerine bakr#orlar. Beyaz ve yu- | mi? Yegâne sevdiğim, yegâne muşak etleri, eğreti alınmışa ben- sevebileceğim o kadın tekrar ge- | İecek mi? Yoksa o bü buhran i- | Tuvaletleri buruşuk ve iyi ilik- ziyen eski mantoları kabartıyor. İenmemin... giyirmişler. Herhalde ale'icele | Asiklar, yanvara hareketsiz | oturuyörlar. İhtiy lara bakıyor. Bu pia ve sefil yer-! | de smokinti bir adam var, Etra - - fına bakınıyer, Belki de mü sevkettiği kötü yerlerde hen önün! Bekliyen Kadınlardan birisi ile; | hayalini görüp acı bir zevk dir. yuyorum. Kendisinden ne istedimse sail ! oldum; Bana verdiği seylerin hiç birisini ondan istişomezdim. Fa- kat asla o zaman bunların kiye metini anlıyamamıştım. Halbuki şimdi onun hayalinin peşinden dişle Dereye varacaşım. Hem bu itirafnameyi ne dive yazıyorum? Deliliğimin eserini atler ideali için yaşıyan adamlardır. “Yüze reisimiz Gazi Mustafa Kemal, Vaşington, Gandi sevdik- lerimidir. Fundın demindenberi cam sw keleniştr.. Çengelköyünü geçmiş tiki — Mülâkat daha uzıyacek mu? dedi. — Yok Fuat... Bir tek süalim kaldı... Zülfü, - söyle, bugünkü spor salgınını nasıl buluyorsun? — Gençler » affetsinler « şnur- suz bir #por yapıyorlar... Bu spor değil, kendini yıpratmak... Spor bünyeyi takviye ve zevk için ya- pılır. Bizde nerede bu gaye “gü- dülüyor. Mektepte iken hatırla- rım: Fener — Galatasaray ma- sından sonra çocuklar biribirine girerlerdi... Spor, dedikodu, mu- harebe değildir ki... Spor gençlere dissiplin fikrini verir; centilmenlik aşılar. Hem bizim gibi iyi kalori alamıyân fakir millet çocuklarının böyle spor yapmaları mübliltir. Vapur da Kandilli iskelesine yanaşmıştı. Buradan aktarma ya- pıp Boğaza gidecektik, indik. Ibrahim Sevket Ticaret Mektebinde Yüksek iktisat ve ticaret mek- tebi bu sene daimi bir kamp kurmâmıştır. Temmuz ayı zarfın- da askerlik dersi tatbiketile meş- gul olmuş ve son hafta zarfında atışlar yapılmıştır. Ticaret mek. tebi talebesi atışlarda ehemmi- yetli derecede muvaffakiyet ka- * birakmak | yak altına alâri; sade | eğlenmek niyetinde. Bu adam benim karşımda | | duran şişman kızlardan biri a- | Yak 'ayak üstüne atiyor. . Bi ha- roket bana öfekini Kâtırlaltı ve tebesiüm etmekten kendimi ala-i madım. sarhoş bir adam Yar, Orlafı ta- kip ediyorum, Beni onlârin “pe- sine takan hangi hnm? “şeytan dir! Kadm zemin z#man yârın- daki erkeğin boynuna sarılıyor, Ben 6 kadar yakından onları ta- kip ediyorum ki; bir aralık, ka- dm şaşıp betim boynuma sa“ rıldı. Erkek — Sarhoşlür, diye af "diledi, kusüruna bakmayız! Arkadaş olduk ve o günü, ü- çümüz, gari ip bir surette geçirdik. si * Galatanm sokaklarında dü- dükler öğü, Polisler kos Sd Gidip boktım. Yerde yüzünd: Kânlür akan bir kadın Yy Ee Küldırdılir. Caddede bir iz kal dı. O BON ; uzu, ŞT iç çama» İzi kadar söy Sonra güldü. “Yarım. ali dedi. Kendisine mühim bir pa - ra verip ayrıldım. o O gece üyumadim. Gittim. Beni gülerek kabul etti. Bitişik odayı göstererek, orun ornda be ni beklediğini söyledi. Titri - yerek kapıyı açtım. “O idi. Ta- mamile 6. Ayni saç, ayni göz. Ayni boyun. Tıpkı onun gibi gi- yiniyordu. Bana hep konustuğu. muz sözlerle hitap etti. Yanına yaklaştım. Başım döndü. Sü- ar biradam on- | | | Imi- ıdır! İngiliz darlfünunları, İngiliz Gğtin ümumi bir lisan olabilmesi için İngiliz imlâsının ıslah edir mwesipi istemektedirler. Bu hu- susta 700 #artifindn'e He Aber- deri 'darüllütün' emini! Sir Geo ge Adam Sırith ve meghur ta- riliçi” ve münekkit Sir Artbur | aviller Cove, iogitere maarif nezaretine bir isfida ile müraca- af etmişler ve bir anket açılma- sını istemişlerdir. Darülfününlular, Ingiliz imlâsı basit bir şekle kotulduğu tak- dirde öcebi bir Usana “ihtiyacı! olan ber millet İngilizceyi ter- cih edeceklerini, bu süretle İh- gilizcininsimumi Ve büfüa .ms- nââile bejpelmilel bir lisan olâ-: Cağım iddia elmektedirler. - Darüitünvnlular, » İngitizeenin emisen daba, şimdiden 200-mii- yon insan, atafından konuşuldu ğüvu da t âve ediyorlar. Şırediye İsan. olarak Eramsıze, âyul olusmasınıda Bane teş mağtıri, kati ve dçik o'uşuna atledişorlar. ründüğü ,kolku, onun kokusu. gi- bi kokuyordu. «Tıpkı, deli, olu- yor gibi oldum. Onu kucakla - dım. Falsat bir an, sarfettiği bir kelime bana, hakikati, anlattı. İİ O zaman ne yaplığımı bilmiyo « rum. Kızcağız elimden “Can kur | teran yok mu?,, diye, fırlamış, | İ Masaları, pencereleri, yatağı kı - rip parça parça etmişim. # » # O gündenbâri geçirdiğim gün Yer Bomhiş, Muazzep bir ruh gi bi maksştarz ve gayesiz dolaşı - yorum, Birçok defalar, ayni eve dönüp, benim saatetim için ha- zırlanığış olan bu dalavereyi tü geçti, Tahammül et Um, Zanielersem deliliğim geç- W. Fakat sanki daha mı mes'u » dum? Halbuki ilkbahar geldi. Tıpkı yeni bir kadın gibi kendi- ni sevdiren, sevmesini bilen, ha | yalın, yaşamanın zevkini veren ilkbahar! “rn İki ay sonra ayhi çukura düş- tüm. Tökfar'onun aziz hâyeli, idbeli” hayalim olak hayalini | buldum! “Birdenbite gelivarm!i- | ti. Ağır bir geceidi. Yeni taniş- | tiğim bir kadından "ayrılimiştım. İ Tenhni biraokaktan, karanlık bir İ evden bir kadın çikti: Alelâtele giyinmiş öldüğü belliydi. Muhak rak”sşikilin yanından çıluyor,. kocasmın yanıma dönüyordu. Bu - nü'sonradan da öğrendim. Bil - gibiydi. Ve işte 6 zaman onu, ö- “tekini hatırladım, ve azabını'tek -.| rar başladı. Kendisine ertesi gün için bir randevu verdim. Gelme- di. Fekat —z tele- fon etti, ü gö - rüştük. Asla mrs iep niçin. sev- diğimi bilmiyordü. Her şey'eskiden olduğü gibi yeniden başlamıştı. Onün hatira» si, eskiden olduğu gibi, hatta daha fazla ciğerimi * yakıyordu. Onün için hiçbir şeyin önündün çekinmiyâciğim. Uçürurtun di. bindöyim, ve tapındığım bu ha - yal için daha derinler re inmiye çalışıyorum. * (Sonu var) İ şamışlarmış « (8. İ rm Türkleri; i Kitapta Karaçay Türklerinin Ku- | edildiği halde (s. Yeni bir User : Tür —3 Du makalenin iik -kesımları 4 ve 5 raribli savalarmizeletlır | Müsllif “bazı âlimlerin bugün- kü Türkleri mevkii döğrafi nok- tai nazarındani olan bir tasnifini,, tasvip ve kabul etmiş (5.47) ve Türkler hakkında. malümat ve- rirken de “Volga Türkleri,, ne kadar bu tasnif “üzerinde yürü- | müş, fakat 4 rakamlı “Pontus Türkleri,, ne gelince yolunu şa- | şirmıştır. Şöyle ki Namık Bey, tasnif zamanında “Pontus Türk- İeri,, tabirini kabul “etmişken, bunlara dair malümat verirken, bu tabirin yerine “Kırım Türkle- Ti, tabirini: koymuş ve fakat “Kundurlar,, “Kumuklar,, ve “Karaçaylar,, gibi asla Kırımda | yasamıyan ve Nogaylar gibi, ani cak kısmen Kırmda yaşıyan | Türkleri da hep Kırım Türkleri Ağustos Dünyasi cümlesinden sayıvermistir. Ma- lümdüur ki, Nozaylar yalnız Kı. İ rımda yaşamayıp, “bunların bir kısmı Astrahan, İstavropol vilâ- yetlerinde ve Şimali Kafkasyada yaşamaktadır. Kundur Türkleri, müellifin bizzat yazdığına göre Volga munsabında :Aktübe ve Bereket ırmakları sahillerinde ya- 183). “Volga munsabbı,, Kırımda mıdır? Müellif kendisi Kumuk Türk- lerinin Şimali Kafkasyada, Da- ğıstanda ve Hazar denizinin garp | sahillerinde - yaşadıklarmı yaz- mişken, (s. 185), bunları da “Kı- nden saymıştır. i ı tâsrın 72), : bunlar da “Kırım Türkleri” nden adde- dilmirtir. Halbuki * bu ırmaklar Kirimda değildirler, Tasnifte: 5 rakamlı “Garp Türkleri, nin Azerbaycan Türk- lerine; Küçük Asya Türklerine ve * Avrupa Türklerine ıt- lak olunduğu yazılmışken, bilâ- hare müellif “Garp Türkleri, ta- birini yalnız Anadolu, Bulgaris- tan ve Rümanya Türkleri için kullanmış ve “Azerbaycan Türk- leri,, tabirini büsbütün atarak o- nün yerine “Kafkasya Türkleri,, tabirini koymuş ve bu tabirin kadrosunu “İran Türklerini de kutakiryacnk derecede, geniş letmiştir. Müellif, kitabında “Gagavuz- lar,, dan da babsediyor. Namık Beye göre Gaşavuzlar yalnız Bul- garislanda yaşamaktadırlar. Hal “buki bu kavmin mühim bir kıs- mı daha 18 nci asrın sonlarında ve 19 ncu asrın iptidalarında o, zaman daha yeni Rusya eline geçen Besarabiya ülkesine mu- haceret ederek, orda Bender ve İsmeyil kazalarına yerleşmiş ve bimun neticesinde Bulgaristanda Gagavuz unsuru bayli seyrekler- miştir. Bugün de Gagavuzlar kesif olarak yaşadıkları yerler Bulgaristanda olmayıp, harbi u- mumiden sonra Rusyadan Ru- manya idaresine geçen Besarabi- ya ülkesindedir. İşte bu ülkede yaşıyan Gasavuzların halk ede- biyatı örnekleri Rus müstaşriki V. Morkof tarafından toplanıl- fars ve bu materyeller W. Rad- Tof'un “Türk kabileleri halk ede- biyatı örnekleri, nin 10 cu cildi- si teşkil etmektedir. Halbuki bi- zim kilapta Gagavuzlar bahsinde selam ismi bile anılmış , bulunan bir mahküm kap Yazan : Abdullah değildir. Müellifin Orta Asya.» rine dair yazdığı istebis matı da, başkaları gibi, 5 yatlamış şeylerdir. tan ve Kazakistan kında benim “Türk Yı çıkan “Türk cümhuriyet!?.. kalelerimden “ Özbekisi “Türkmenistan,, ve “ başlıklı yazılarda yepyeni ve hazır ihsai vardı. Bir de “Orta leri,, bahsinda müellif ten Türklerini (Özbek vi mehleri) ni neden unu (Devam Paris hapishal sinde eğlenc€ bir hadise | Par's merkez hapi geçenlerde çok garip oldu, Jorj Landgraf t aya De rg zamanını bitirmiş, fakat çıkacak yerde, Ones an'ı bir mahkümu çık; Landgraf bu cürümle, # meye sevkedilciştir. Adliye disini, bakkı olmadan (9 değil mi?) mah anede ki için dava etmektedir. M reisi, bu gönüllü hapse, arkadaşım — kaçırdığım Landgraf: — Ben onu muhafazayâ mur değildim ki.. Diye cevap verdi. Sonrâi pishane kapı, gerdiyani l —Tim dedi, “Otmnes! yetini tahkik edeceğim telefondan çağrıldım. Gitti rüştüm. Bu esnada o da fi Reis — Demek her çaldığı zaman, kapının rw aaa 1 K xx». we çi nn ön ma mb a gidebilir? —Reis Bey, ben on kapıcıyım.. Hiç böyle lık başıma gelmedi. — Peki, bu hadiseden, hapishane müdüriyeti w. ğiştirdi mi? — Hayır efendim. — O halde devam siniz... Halk gülmiye baş! sfatile mahkeme! lan mabpuslar gülüyorlardı. Landgraf da neşeli faa vekili kendisinin h bahatı olmadığını, mü esısen bitirmiş olduğu i$ raetini istedi. Fakat, olsun, Müddeiumumi o böyle bir y 4 ki ryan bu gönüllü m ett ay daha hapse mahköf Landgraf e gi ken, minnettar hakimleri elinyorde. Fransada b ye sonra edebiya Büyükleri Bir Fransız gazete” uf dört, Fransız edi a ten sonra edebi muharriri . hangi sormuştur. Aldığı € Sİ di ş de ou büyük mubef” ekseriyeti kazananlar # Kolet, Jorj Döb* K arten du: Gar, yar, Pol. Valeri, . Pol Kiodel, Andrei men, Jan Jirodu. Gasl0