9 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

9 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aa —— ua -GE enç dm Tim Sanay €Şviki, k — Sağa dön ti". angalarla ileri marş... ti, NC! hattı. Dikkat. Meve Han çikan şerelerden ayni kuvvette - askeri kumandalar 5 ayni kuvvette vurula Mi Burası Muallim mektebi ni armın askerlik kampı... .Cakat tuhaf değil mi ? Cümhu- ve yer- n demir ti tin er mahfeli amatörleri i men hepsi burada... Enver da. a Şadan, Izzet bura- Ali B. içteba, Nurullah, Kâzım, i Ping de bulunmuş olsaydı- ima mabfelin bir askeri Piyesini Sİ prova ettikleri gelirdi. ola âPur ye Sukça b ve Ağacı tuf *m. askeri talim bitmişti. Yu- Pa eyle. yanyana oturuyoruz. Kaldi mi ile görüşmek üzere İşgis Nİ v» mülâkat yapmak is- Zimi söy! Be y deg Biz la » “luğu €ni yormuş olacak X ediğim zaman : Hay bay oluy kaydeşim, “Gey ban biy dakka mü- Yayım, <deysenşu ceketimi çıka- Cay üsaade sizin Yusuf Bey S et çıktı, N Da ile ne zamandanbe- | Sey âkadarsınız ve yazdığınız ire hangileridir ? ay seneşinde (muallim tin 3 talebe idim, O za eki »İ Topkapıda mütevazı bir Yargı * çalışan Topkapı mahfeli e ei ilk sahneye burada b, © Hatta hatırımde kaldığı Li, Söre “yirminci asırda,, isimli | ©medide genç bir çocuk Oynadım. işte o günden N günden güne sahneye mayül fazlalaşmıştır. Top- âhfelinden başka mekte- da iki sınıf müsamerelerin- Teni, alihazırda da Cümburiyet Yin, ,; mabfelinde bulunmakta- Mnyyy aa fazla piyeslerde oy- Müt, hi Mib, 3 tercih ederim. Yanlız Yen Msifimki bu seneden itiba | ek sahneye sık sık çıka- tony, Ağım, Hayata atıldıktan Kü, Zaman bulmak bir az müş- “iyi, sir Önümüzdeki kış mev- Nesille Bas m kenarına hemen ilişi- ( İinin inkişafı için amatörlerin adronun genişletilmesi lâzımdır çi / # “ Yusuf Behzat Pay Operete karşı bir senedenbe- ri büyük bir alâka vardır. Bun- lara biraz cihan harbından sonra ı değişen hayatların tesiri vardır. Bugün herkes mütemadiyen gül- mek, daima gülmek istiyor. Bu alâka devam ederse Oopere- tin de kendisine bir köşe bula- cağı muhakkaktır. Bu da ancak maddi refahın e olacaktır. tör kalmak mı memleketimizde artmas A siniz ? Yoksa profesyonel olmı- ya niyetiniz Var mı? — Küç ister- beri en büyük em, biz, sın âr olarak ya” şsmak ve bayatımı öyle kazan maktı. Puşün kendime mesleği» mi intihap etmiş olduğum için kalbimde coşan bir san'at aşkı r olarak tatmin etmek inde kalıyorum. Memleketimizde yeni baş- yan film sanayii hakkında ne düşünüyorsunuz? — Bizdeki film sanayii henüz yeni doğan bir çocuğa benziyor. Film aetisti bir şekilde çoğalması lâzımdır. Bugün memleketimizde yüksek san'atkâr diyeceğimiz birkaç şah- siyet vardır. Fakat ileride bun- ların yerlerini dolduracak kimse- ler yetişecek mi?.. Yetişecekse on on iki senedir ne için bir Ga- lip, bir Behzat, bir Vasfi Rıza kadrosunun azami | | (MABERLER | | Yerlimallar sergisi seldüzii Cümhüriyet Gençler mahfeli muvaffak bir müsamere verdi 4 Ağustos Perşehbe günü ak- şamı cümhuriyet Gençler mah- '| feli amatör san'atkârları dördün- cü yerlimallar sergisinde bir mü- samere vermişlerdir. Müsamereye saat tam 10da başlanmıştır. Evvelâ Ali Zübtü Beyin “Bir izdivaç komedisi,, İ isimli Vodvili oynanmış. Burada bilhassa Ali Zühtü, Vahti, Baha Beyler ve Güzin Hanım ümidin fevkinde muvaffak olmuşlardır. Ikinci oyun Mücteba Salâhattin ve Ali Zühtü Beylerin yazdıkları “Karmakarışık,, isimli musikili komedisi idi. Bu komedide M. Güner, Güzin banımlar ve Enver, Ali, Ali, Baha Beyler çok mu- vaffak oldular. Diğer rol sahip- leri de rollerini iyi kavramışlardı. Müsâmereye Cümhuriyet Genç- ler mahfelinin amatör caz heyeti de iştirak etmişti. Bilhassa per- de aralarında en mutena parça- lar çalarak davetlilere zamanı çabuk geçirtmişlerdir. Müsamere gece saat İde bitmiştir. Çanakkalada akkala muhab'rimiz yazı yor: “Biga,, ya bir maç yapmak üzere giden “Türkgücü, takımı karşılaştığı idman yurdunu 1—0 fakiyetli bir oyundan sonra bu neticeyi almışlardır. Kalile ile giden “Türk gücü temsil heyeti maç akşamı bir temsil vermiş, “Çok bilen, Çok yanılır,, isimli bir komedi oyna- mıştır. Gençler evelki gin dön- müşlerdir. daha yetişmedi; yetişmiyor. ye- tişmiyecek denilemez. Hali ha- urda amatör olarak çalışanlar olmadığı ne ile ispat edilir. İ Yalnız bu amatörlere çalışacak sahalar temin etmek, haveslerini okşıyacak şekilde muamele et- mek lâzım değil midir? San'at- kârların çoğaldığı vakıt bizde de film sanayii terakki yoluna gir- miş olacaktır. Melih Nazmi mağlüp etmiştir. Gençler muvaf- | arasında yüksek kabiliyetlerin | Lise Mezunlarına Göre Kabataştan Zültü Beyin Fikirleri Lise mezunları bir sene Anadoluda çalışı; vatanı yakından tanımalıdırlar “Liseyi bitiren genç arkadaşlar bir tür. lü meslek seçemiyorlar, "Tam mekteplet tesadül eseri k lar. Onların bu dertlerini gözlerinden okumak kabil... n onlardan bir kaçıyla & Hiç bir sıra gözetmek» sizin muhtelif lise mezunu arkadaşlarla görüşeceğim ... iŞ. ... — Nihayet buldum, oturun bakalım!... Şirketin küçük vapurlarından birindeyiz... Güverte çok kalaba- lık... Biz, üç arkadaş, Beşiktaş» İ tanberi ayaktayız. Zülfü, elinde üç tane portatif sandalye, bize oturmamizı işaret ediyor... Şimdi üçümüz de oturduk, bir müselles şeklinde... Bir resinde ; ben, öbüründe Zülfü, daha öbür- künde Fuat... Mektep hayatından bahsediyoruz... Bir aralık cebim- den bir kâğıt çıkarıyorum. Bu- nun üzerinde var: benim suallerim — Zülfü, diyorum, liseyi bitir- din; söyle bakalım, ne olmak is- tiyorsun? O gayet tabii, her zamanki güler yüzile, ciddileşmeden baş- lyor söylemeğe: — Doktor olmak... Bu meslek beni iki cihetten kendisine cez- bediyor, hem memlekete hizmet hem de maddi ihtiyaçlarımı te- min imkânını verecek. Harp gibi taun gibi içtimaı bünyeyi tehli- keye koyan afetlere karşı dur- | mak için uğraşmak, bulunur zevk- lerden inidir? Sonra, bir hastayı tedaviden sonra onun gözlerin- deki minneti görmek nerede bu- İ lunur?... Yalan mı Fuat?... Meğer Fuat bizi dinlemiyor- muş... Birden silkindi: — Vallahi, bir şey anlamadım ki... Yalan veya doğru hangisini istersen onu söyliyeyim. Ben ne- relerden geçtiğimize bakıyorum. İşte Bebekten kalktık, Anadolu sahiline geçiyoruz. Derhal bir başka suale geçiyo- rum; — Avrupaya gitmek ister mi- sin; ve oradan bize neler getir- LO Y ibtimal biç oynamıyaca- | 7 N azdığım eserleri soruyor- iy, Şükrü ile yazdığım"arka- ! Piyesi, şüphe, son nefesim, 2, e dızım, bir mezar başın- d a Yale, ikattan rüyaya isimli pi- < be a ürk artistlerinden kimleri Xa, YOrsunuz ve kimlerin san- 1 in Mia tesiri altında kalıyor- a K #rofesyonellerden Raşit Rı- za $ sok tokdir ederim. Raşit “5 en sonra İsmail Galıp kiş ol, 5 Pek kiymetli bir san'at- a süphe yoktur. A ,Mepsinin kendilerine Baha Hu- Enver, Ali, Selâhattin beyler zda büyay larda memleke- ir alâka uyandı- ryaperel hakkında ne düşünü- | — on senelerde memleketi- iki “an zevki sür'atle te- | takki kk ereği İ liği Konyada Gençlik Nasıl Çalışıyor sa 5 İ sındaki terekkiy Konyâ Gençler birliği boksörleri Kons. mubabirimiz yazıyor. Konya vilâyetinde Federasyo- na dahil olan altı klüp vardır. Bunlardan üç tanesi İdman yur- du, Gençlerbirliği, ve Selçuk spor klüpleri Konya şehrindedir. Diğer üç tanesi de Akşehir Id- man yurdu, Jlğın Gençlerbir- ve Karaman İdman yur- dudur. Bunlar kasabalardadır. Memleket dahilinde Gençlerbir- liği ile İdman yurdu tam bir re- kabetle | çalışıyorlar. Konyada yapılan birincilik müsabakasında Idman yurdu şampiyonluğu al- mıştır Selçuk spor klübü da çalışı- yor. Konyada Yalnız futbola ehemmiyet veriliyor. Voleybol ve | tenis faaliyeti yeni başlamıştır. Gençlerbirliği boks maçları ya- pıyor. Gençlerbirliğinin yetiştir- diği boksörlerden altı tanesinin resmini takdim ediyorum. Konya Idam yurdu İstanbul sporu davet etti, Henüz bir ce- vap alamamıştır. H. 8. ZüMü Bey mek dilersin?... — Bugün, madamki Avrupa- nın fen âleminde yarattığı hari- kalara hayranız; ve bilhassa tıp- teki muvaffakiyetleri, âdeta, bir kimseye can verecek derecede; niçin bu ilim kaynağından içmek Garbın tıp saha- nda, kiçi dilemiyeyim nebzesini vatanıma getirmek saadetine mazhar olur- sam, ne mutlu bana... Uzun cümle söylemeğe çok meraklı... Onun içi füllerle, mef'uller biribirine ka- mazsa, bir arasıra, rışıyor. — Şöyle bir fikre.ne .dersin? Lise mezunları Anadolunun kü- çük köylerinde bir sene muallim- lik yapmadan darülfünuna alın- masmlar... — Bu filâr çok enfes Şeykici. ğim.. Anadolunun nursuzktan ışık mek... Aman ne hoş bir ş Onlara yıllardır çektikleri lerden korunma çarelerin! mek... Zevklerin zevki aziz — Peki Zül galiba... Biraz zevkli taraftan a- çayım; bizde canlı bir edebiyat nasıl doğabilir? Köylünün edebi- yalını mı yapalım, yoksa kararan semalarına fü, seni yoruy salon edebiyatına devâm mı edelim? — Bunu edipler düşünsün... Fakat âcizane bende çorbaya tuz katayım bari; Türkiye nüfu- sunun dörtte üçü köylü ve çifçi- dir. Onların öz lisanile hayatla- Ib rının örneklerini yazmı | ki Türk romancı ve şen en birinci vazi r. dikkat ediyorum da böyle ya İ hemen yok gibi... — En çok se kimler? — Halide Edip, Ömer Bedrettin dum, ben dida! hoşlanırım. Onun içi İ rime Ziya Gökalp Söyle bakalım, d yük adamlarından sin? Biraz hamlede, u, fikirlerini ndan döker gi hızlı hızlı söylemeğe başladı: — Bence, dünyada seyilec en büyük insanlar vatan ve mem- leketi icin her türlü şahsi mena (Lütfen sayfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: