MİDİR aa ni ke PE e KEP —4 — VAKIT 18 Temmuz 1932 — Günün Haberleri Poliste : 'Tavşancılda kanlı ve Esrarlı bir hadise Evvelki gün Tavşancılda bir cinayet olmuş bir sünnet düğünü esnasında çıkan bir kavgada düğüne eğlenmek üzre gelen bakkal Raşit EF. nin zevcesi ba- $ına isabet eden bir kurşunla ölmüştür, Kocaeli müddei umu- miliği hadiseye vaz'ıyet etmiştir. Silâhın kimin tarafından atıldığı henüz anlaşılamamıştır. Dişlerini mi kırmış? Büyükadada yazıcı sokağında oturan Tıryandafila isminde bir kadının komşularından Alimet ile kavga ederek dişlerini kırdı. ğı iddia edilmiştir. Zabıta tab- kikata başlamıştır. Esrar çekerlerken Üsküdarda Sultan tepesinde Osman, Ibrahim, Rıza, Eşref, Sadri namında altı kişi esrar çekerlerken cürmü meşhut halin- de yakalanmışlardır. Eşya çalmak için.. Bir sabıkalı Kurtuluşta Boz” kurt mahallesindeki evlere gire- rek eşya çalmak istemiş, yaka- lanmıştır. Birdenbire düşüp öldü! Dün akşam saat yedide Su'- tapahmet meydanından geçmek- te olan bir sirkeci, üzerine fe- alık gelerek yere düşmüş, kalp sektesinden ölmüştür. Bir hamal vagondan düşerek yaralandı Haydarpaşada amele baraka- larında oturan Kiyefli Mehmet dün vagondan düşmüş, kolu kı- rılmış, kafası yarılmıştır. Mehmet hastaneye yatırılmıştır. Uç yaşında bir çocuk kuyuya düştü, öldü Beşiktaşta Demirciler sokağın- da oturan yüzbaşı Hüseyin Beyin 3 yaşındaki çocuğu Cengiz ku- yuya düserek ölmüştür. Maarifte ; Lise muallimliği için Yapılan imtihan Lise muallimi olmak üzere açılan imtibanlara yüz kişi gir- mişti, bunlardan 17 kişi Türkee- den, 2 kişi riyaziyeden, 3 kişi Almancadan, 4 kişi Fransızcadan ve idilogilizceden tabriri imti- handa (muvaffak olmuşlardır bunların şimdi şifahi imtihanla- rma başlanılmıştır tarih, coğraf- ya, Fizik, kimya kâğıtları henüz okunamadığından kat'i (netice belli değildir. Muallim mektebi sınıfları al- | tıya çıkarılacak Muallim mektebinin lise de- recesine ifrağı için tadilât yapı- lacağını yazmıştık. Muallim mek- tebinin tahsil müddeti bu tedris seneleri başından itibaren altıya iblâğ olunacaktır. Mektebin eski mezunlarından yaşları müsait o lanlardan arzu edenler tekrar mektebe yazılarak tahsillerini bi- tirebileceklerdir. Tedris senesine ait kararlar Maaiif vekâleti umumi müfet- tişlerile maarif ovekâleti orta tedrisat umum müdürü dün ma- arif müsteşarı Salih Zeki Beyin riyasetinde bir toplanma yap- mışlar ve geçen tedris senesile gelecek tedris senesi hakkında bazı kararlar vermiş! | Gelenler gidenler Mubtelit mübadele komisyonu bitaraf reisi M. Holstat mezuni- yetle memleketine gitmiştir. Adliyede : Telefon davasında Karar bugün Müddeiumumilikçe açılan ve belediye müfettişi Ali Yaver Be- yin de dahili dava bulunduğu telefon şirketi aleyhindeki dava geçen celsede bitirilmiş, tarafeyn vekilleri müdafaalarını yapmışlar- dı. İkinci ceza mahkemesi bugün bu şayanı dikkat davanın hük- münü verecektir. Yankesici Hıfzının Zonguldağı nefy edilmesine karar verildi Ikinci ceza mahkemesi dün meşhur bir yankesicinin muha- kemesini bitirmiştir. Hıfzı ismini taşıyan Obu adam, müteaddit yankesicilik vak'alarının failidir. Mahkeme Hıfzının üç ay müd- detle Zonguldağa nefyine karar vermiştir. Yankesici mahkeme den çıkarken: — Ben Zonguldakta, bu hiç tanımadığım memlekette ne ya- parım ki? Diye söylenmiştir. Yaz tatili yarın başlıyor Istanbul adliyesi'yarından iti- baren yaz tatiline başlıyacaktır. Evvelcede yazdığımız. gibi ağır ceza ve üçüncü ceza mabkeme- leri nöbetçi kalacak ve ceza da- valarını görecektir. Ayaspaşa mezarlığı davası Ayaspaşa mezarlığı meselesi- nin tetkiki için bir heyet seçil- diğini yazmıştık, Öğrendiğimize göre heyet henüz mesaisini bi- tirmemiştir. Diğer taraftan Yeri- len malümata göre Ayaspaşa mezarlığı etrafında açılan dava ehemmiyetli bir safhaya girmiş- tir. Ayaspaşa vakfı mütevellileri ve belediye kendi temel ük id- dialarını kuvvetlendirecek celil ler aramakla meşguldürler. Be- lediye, şimdiye kadar ele geçir- diği vesaike istinaden Ayaspaja denilen sabamn Ayaspaşa vakfı müteveliiler le alâkadar olmadı- ğını, Ayaspaşa vakfının Fındık- hda bulunduğunu tesbit etmiş bulunmaktadır. Dördüncü hukuk- ta görülecek olan bu davada Sürpagop davası gibi dikkate şayan bir davadır. Edirnekapıdaki kaleler yıkılıyor mu ? Son günlerde Edirnekapıda bazı kalelerin, taşından istifade maksadile, yıkıldığı görülmüştür. Taribi taşların tahrip edildiğini baber alan müze idaresi ebem- miyetli surette tahkikata başla mıştır. Pırkada ; Umumi kâtiblik Bürosu şehrimizde Cumburiyet Halk fırkasının umumi resi Gazi hazretleri ta- til münasebetile Istanbulda bulu” Dacaklarından riyaset odivanile yakin temas ve münasebette bulunmak üzere fırka umumi idare heyeti de meclis tatil mev- simini İstanbulda çalışarak geçi: recektir. Kâtibi umumilik büro- suda şehrimize gelmiş ve fırka binasında tahsis edilen dairede çalışmaya başlamıştır. Receb Bey yakında Avrupada tetkik seyahatina başlıyor Cumburiyet Halkfırkası umu- mi kâtibi Receb Bey Avrupa se- yehatine 15 gün sonra başlaya- caktır. Receb Bey Rusya ve Ital- yadan maaa bütün Avrupa hü- kümetlerinin payitahtlarını dola- şacak, tetkikatta bulunacaktır. caret Ve iktısat Şeker fiatları Niçin fırladı ? Talimatnamenin bugün gelmesi bekleniyor Şeker fiatları günden güne yükselmektedir. Buna başlıca se- bep 18 gündenberi gümrükleri- mizden piyasaya şeker ve kahve çıkarılmamasıdır. Bundan başka stok olarak mevcut bulunan kes- me şekerler de beş altı günden beri bitmiş gibidir. Vakıa yerli fabrikalar piyasamıza mütema- diyen toz şeker yetiştirmektedir. ler. Bu suretle bir şeker bubra- mun tabaddüsüne (maddeten imkân yoktur, Fakat kesme şe- ker bu'unmamasından ist fade etmek istiyenler toz şekerin fia- tını da bazı yerde dört, beş ve bazı yerde altı, sekiz kuruş bir- den fırlatmışlardır. Bu suretle Haziranın sonların- da 48 kuruşa satılan toz şeker şimdi 52, 54, 56 batta iç ma- ballelerde 58 kuruşa kadar sa- tılmaktadır. Kesme şekere gelince, son stok bir hafta evvel satıldığı zaman bunlar şehrimizin maruf ve büyük bakkallarının eline düş- müştür. Fakat bunlar da fazla talep karşısında kesme şekerin fiatını 52 kuruştan 60 kuruşa kadar çıkarmışlar ve buna rağ- men de mühim bir kısmını sat- mışlardır. Ticaret müdürlüğü, bu yüksel- mede bir fevkalâdelik ve ihtikâr görememektedir. Kakve fiatlarına . gelince, ge- çenlerde gümrüklerde. bulunan malların oserbest o çıkabileceği hakkındaki haberler kabve fiat- ları üzerine tesir icra etmiş ve kahve 105 kuruşa ka dar düşmüştü. Fakat mevcut malların ne vakit ve ne suretle çıkarılacağına dair henüz güm- rüslere malümat gelmeme i üze- rine kabye fiatları tekrar 145 kuruşa kadar yükselmiştir. Evvelce sipariş edilmiş kahve ve şekerlerin tekasa tâbi olma- dan çıkacağı hakkındaki talimat- name henüz gümrüklere gelme- miştir. Gümrük baş müdürü Seyfi Bey talimatnamenin beklendiğini ve bu gelmedikçe şeker ve kah- ve hakkında bir şey yapılamıya- cağını söelemiştir. Aldığımız hu- susi mal'ümata göre, gümrükler- de üç dört ay yenecek derecede şeker ve kahve vardır. Mint emiâk müdürü tedavi için Avrupaya gidiyor Milli emlâk müdrü Rüştü bey dün Ankaradan şehrimize gelmiş tir. Bir kaç güne kadar tedavi edilmek üzere Avröpaya hareket edece tir. Gayri mübadiller cemiyeti ida- re heyeti yarın yapacağı fevxal- ade toplanmaya Rüştü beyide davete karar vermiştir. “YUNUS,, ve “SUPER YUNUS,, Çimento'arı müstehlikleri (Her daima) Çuvallar üzerinde fabri a markasını müş'ir bulunan mübürlü ve süpersiman için: “SUPER -YUNUS,, markasını zikreden kırmızı etketi ve İatutalar üzerinde “YUNUS, veya “SÜPER YUNUS, meşruhatım tslep ediniz. Anadolu çiwentoları T. A, Ş: KARTAL (İstanbul Vilâyeti) GObi çöllerinde! Türkçeye çeviren ÖMER RIZA —33 - Yazın SVEN MEDİNE a ey İL z Tanıştığımız Turgut, bize sekiz günlük mesafede Çagan Bigdo yani beyaz ilâhtan da bahsetti. Teşrini saninin on dördüncü günü yolaçıktık. Yol dümüdüz çölden ibaret. Akşam üstü rüzgârlar havlamağa, muğa başladı. Ertesi sabah yeniden kum fırtmasma yakal: Kum fırtınası üzerimize kapkara bir duvar gibi geliyordu. | Milyarlarca kum danesi semayı karartmıştı. Yeti kalarak fırtınayı karşılamağa karar verdik. Fakat bu fi! şimdiye kadar karşılaştığımız fırtınaların en müthişi idi. sara edilmiş veya oldukları yerde donup kalmış gibi idik. K lar yurduma çarptrktan başka çakıllar yurdumun cidarların! sıyordu. İçerde yanan sobam kıvılcımlar saçarak beni ısıtıy' Fırtma bütün gece devam etti. 14 Teşrini sani sabahı fırtma tün şiddetile kükrüyordu. Dışarda bir tek canlı yoktu. Ku: yıldızlar gibi topraktan ışık renkli dalgalar ortalığı süpürme! idi. Sanki bütün arz yerinden oynamış, ve bize onun dalgi içinde mahvolmak felâketine düşmüştük.Dışarıya çıktım. Het içeri iltica ettim.Pırılpırıl pırlıyan milyonlarca zerre yüzümün * risine hücum etmişti. Kulakları sağırlaştıran gürlemelere ys” yavaş alışıyoruz. Güneş, ortalığa yayılan bir ışıktan ibaretti. da, öğleden sonra kayboldu. Larson ile Muhlenborg'ın çadır” yıkılmış ve bunların içindeki her şey kum ve toprak içinde mülmüştü. Bunları tekrar bulmak çin hafriyat yapmağa lüz” vardı. Dışarı çıktığım zaman arkadaşımız Liyebernez'in fe filme almakla meşgul olduğunu gördüm. Geceleyin hararet tahtessifır yedi dereceye düştü, Fırtıf yavaşlamış, fakat sabahleyin bütün şiddetile yenilenmişti, hareket ettik. Yolda Norin'in koluna rasgeldik ve bir kaç bı birlikte yürümeğe karar verdik. Bu suretle Mongolların Kukf/üy, Tumuninula yani “Mai demir dağlar,, ını birlikte tetkik edec? Met tik. Kara tilki dağı gerimizde kalmıştı. Onun garptan manzari e, ufukta yüzen koyu inci dizileri gibi idi. di, Teşrni sainin on altıncı günü elimizi yüzümüzü yıkam B için su bulamadık, çünkü eldeki suyu idareye mecburduk. Malt, ; rukatımız da azalmıştı. Zaten hararaet te tahtessıfır ondu. Ha” tüy) sakindi ve biz çölün şimaline doğru gidiyorduk. Çölün garp (aa, rafında tepelerinde “Peygamber,, in yeşil bayrağını dalgalan?! ran dağlar gördük. Teşrini saninin on yedinci günü Larson saat altıda, ben altı buçukta hareket ettik. Yol şimale doğru gidiyordu. Hami! yaklaşıyoruz. Fakat harila çizmeğe âdeta imkân yok. Çünkü sanın elleri çarçabuk donuyor. Biz Mongolistan cümhuriyetine yaklaşıyoruz. Uzaklarf (Beyaz ilâhın dağı) görünüyor ve orada ayılar sükünet için“ uyuyorlardı. Ra Teşrini sâninin Gn 'sekihzi günü Norin'den ayrıldık ve $f tk mali garbiye'doğru yolumuza devam ettik. tal GOBİ ÇOLLERİNDE 20 BE Kışın şiddeti Gece yarısı gene fırtına gürültülerile uyandım. Tekrar * Yağ yudum, Şafakla uyandığım zaman dışarda “kar fırtınası,, dedi ” lerini duydum ve dışarı baktım. Ortalığı kar kaplamıştı. ha Sibiryada kış ansızın bizi yakalamıştı. Hararet tahtesuf”İ | yedi idi. Teşrini saninin 21 nci günü yolumuza devam ettik. EF | rafımız, yeknesak bır ıssızlıktan ibaretti, Fakat rüzgâr esmedi" J ğinden ve güneş te doğduğundan, yolumuza devam etmek bi? k işkence gibi gelmedi. Fakat biz henüz Hamiden 480 kilomet" Al mesafede idik. Noringölü geçtiğimiz andan itibaren insan yüzü görmedi” Yaş Zaten bu havali, ölüm ve sükünet diyarıdır. Çünkü ne bir insaf iş ne de bir hayvan yok. Fakat bir kaç kilometre ilerde, parlr > bir sarı kemer görünüyor. Mento bu kemerin çayır olduğunu lemektedir. O halde develerimiz bir yiyecek bulacak. Çok ge“) meden dalga dalga çayırları, kavaklardan küçücük ormanl#” | çalılıklar gördük. Bir pınarın sularından teşekkül eden bir “| mağı geçtik ve eski bir afyon tarlasına çadırlarımızı kurduk. veler hemen ollamağa koştular. Onların işteha ile otlamalarıf” gözleri parlıya parlıya su içmelerini temaşa etmek bir zevkli Burası Norin göldenberi rasgeldiğimiz ilk vaha idi. Bura İhen göl deniliyor. Çöl içinde dolaştıktan sonra burası da bi? cennet gibi göründü. Avcılarımız bir kaç gazal ile yabani kuşlar vurduklarınd?” taze et yemeğe imkân bulduk. Burada bir kaç gün kalacak! Maiyetimizdeki Mongolların erzakı azaldığından Taşito nahiy sins bir adam gönderdik. Erzak tedariki icap etti. Muhlenbef$ gönderdim. Kendisi Taşitoya gidecek oradan Doktor Hoda mek tup yazarak vaziyetimizi bildirecekti. Fakat birimizin de Tafı, to hakkında bir fikri olmadığından Muhlenbergin muvaffak 0) ge olmuyacağını bilmiyorduk. Fakat kendisi hem muktedir, hem Mongolca şı mükemmel konuşan bir arkadaşımızdı. Muhlenbe' Teşrini sainin yirmi beşinci günü hareket etti. Biz de İhen göl” istirahata başladık. 28 Teşrini sani gecesi hararet tahtess”' 22,7 dereceye düştü. Biz de ertesi gün hareket ettik. Yolda Çi” ce ile yazılı bir kitabeye rwgeldik ve okuduk: p “Biz müttehit oldukça ilâhların yardımına nail oluruz. yol metruk ise de vergi tahsildarlarına rasgelmemek için bur” dan yürüdük.,, “ Develerimizin ikisini geride bırakmağa mecbur olduk bin bir müşkülât ile konaklıyacak bir yer bulduk. Yolumuz noktai nazardan çıplaktı. Develerimizi de geride bırakmağa pe bur olduğumuz takdirde vaziyetimiz cidden nazikleşecekti. *