14 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

14 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m il ; 3 # z 3 i Sayı 86 EE — 1932 3 Parasız verilir £ £ VAKIT'in ilğresi > i i mii mini » 4 4 Pazartesi , Perşembe Günleri Neşrolunur Mizah Sayfası 4. : Göz yaşları Yeni Sam'at!. Muhabbet ! 51? Dedi kodu | Siren ve pishabbe| Ne ortağı? ik çen az — in yatısına gitmiş-| — Hayai zadelerin (o köşklerinde ” $ sordu : ti, Üç gü dön- : : ili Komik şehir Selâmi Izzet bey | —Ne ağlıyorsun ri ee — zengin bir kır balosu veriliyor. Ethem İzzet ve Yusuf Ziya bey- İyaorum? ii ei Büyük bahçe, salonlar, tarasa ler yazdığı bir cevabın serlev- | — Bünük annem leri zl ”“| hep davetlilerle dolu... hasını (Bir taşla iki kuş) koy- merdirenden — düş ise gö Davetliler... Bunlar, güzellik- muş. Kendisine sordular, müş de onun için? yi yam dk, | Teri; sıklıkları ve çapkımlıklarile — Bunlar ne kuşudur? a Magi vi > | meşbur kadınlar erkeklerdir. Cevap verdi; m Gİ Bük Sizle. Hanımlar ve Beyler, içtikleri ni ai eti yenen kuş- an değilmiş.. Biri Deveki öbürü Akbabal. pr ayiereya ilmi mizah Selâmi izzet bey sordu: — Yahu, doğru söyleyin: ilmi makale mi yazayım, mizahi fık- ramı mı? Hangisinde daha çok muvaffak oluyorum?.. Cevap verdiler: — ilmi yaz, ilmi, Onda daha Wi çok muvaffak oluyorsun. Her osuvan gülüyor! Merak bu ya! Selâmi İzzet bey, geçenlerde Etem İzzet beye şöyle bir su- al irat etti: —Sen, Halit Ziya beyden bir kaç satır yanlışsız okuya bilirmi- sin? vâlâ Nurettin merak etmiş; Kuzum selâmi, dedi, Etem 1 niçin bunu soryorsun? Hiç, dedi, Ben okuyamam < (aba ookuya bilirmi diye wi ettiml.. — Şimdi ölen karınızın ruhunu çağıracağım.. — Aman azizim, ortslıkıa maşa, süpürge ne varsa kaldır da öyle Emniyet Mahkemede kasa hırsızlarına sordular : — Şeriki cürmünle nasıl ta- Diştın ? — Bir esrar kahvesinde ah- bap olduk, O bana bütün sabı- kalarını anlattı, ben ona bütün Sabıkalarımı anlattım. Biribiri- mize itimat ettik! ği. Canlı balık! Balı kuyumcu Yer Vant efendi ile, balıkçı Mığır ağa konuşuyorlar: — Nasıl ahbar?.. Balıklar kaç günlük? — Eb.. Iki haftalık var.. — Oyle ise iyi..Taze sayılır! — Haydi. Zefzelik etme.. Gül gibi balıktır. — Ne gül gibi z0.. Baksana, kokoorl... — Bırak ilatifeyi be.. Daha canlıdır. — E, ne çıkar?.. Sende can- lısım ama taze değilsin! — Ben bir yeri a cıdığı için ağlamıyo- rum ki... — Düştüğünü kar- deşim görüp gülmüş ben görüp o güleme dim de ondan! ğ Rabat! İki enli ahbap ko nuşuyorlar: — Geçmiş olsun yahu . .. Neden to- pallıyorsun? — Sorma . . İskar- pin ayağımı sıkıyor. — Kalıba koydu. rup biraz açtırsana . anlayamadım... — Bayır, böyle | Salamon Efendi, isminden de daha iyi. belli olduğu özere, ne Rumdur, — Neden ? ne Ermenidir, ne Türktür. Ya- — Akşam üstü eve hudi vatandaş- gidince ancak onü İarımızdandır. çıkardığım ozaman o Salamon Efem (Ok, » - Evimde Ta: gi, mademki Yar Deniz kıyısında Sevgilim, bak güneşter — Ustat, bu simsiyah tablonuz neyi ifade ediyor?.. Bir xurlü — Azizim, bu: Zifiri karanlıkta bir zöncinin hulyasıl.. Salamonun Biricik Arkadaşı Mişon, onun bu ha- lini merak etmişti. Sordu; — Seni pek düşünceli görü- yorum Salmon. Nen var? Salamon, ha- zin hazin başını ettim! ) dinebili- 5 p ay £ Ey hudi vatandaş» şi salladı : larımızdandır, © Halkalar çize ize? — Nasıl dü» halde, * muhak- (|â Korkma kimseler bakışa şünmiyeyim Mi- kak zengindir, fi beep ren şonaçi... Benim akıllıdır ve har İf Akşam üstü denize? kızilan başım be- sistir de! lâda.. Beni ibti- Evet, doğru. yar yaşımda if- Tahmininizde hiç lâs ettirecek... yanılmıyorsunuz. Kuru topraklar- Ancak, bu zen- da bırakacak... gin, akıllı ve eli — Sahi mi sıkı zatın para- be?.. Ne oldu sın istediği gi anlat! ir — Daba ne bi harcıyan, ak- sldee REY lmı istediği gibi kullanan, avu- cunu istediği gibi açan biri var- dır: Kızı Perlal.. Matmazel Perla, Salamon Efen- dinin darü dünyada bir tanecik kızıdır. Babası, onu Sarma larıl değil, deste deste liralarından Zamane aşkılarıl Çeki e sever 1 Kez de, cidden iki kadın. arasın- sevilmiye lâyıktır : Güzel, şeytan, da : kanı sıcak bir şey! — Uzun uzun aşk © Fakat, günün birinde Salamon hayatı yaşamaktan- Efendinin güler yüzü gülmez, sa bir aşk romanı 0- tatlı dili ötmez oldu. kumak doha iyi... — Öyle ama, aşk romanı aşk ahayatın- dan daha uzun sürü» yor?! > Otelde Müşteri hiddetle — Aman efendim , bu nasıl yatak çar. şafı böyle, . Değişti. riniz bunu... — Vallâhi. : temiz- dir beyefendi , . Yal- nız bir kadın yattı . —Bir kadın ” yattı? Haydi efen. dim, haydi. .. Kimi kandırıyorsun sen ? — Yatan Arap ka- rısı idi, belki vücudü müş ki, akı akıveriyor... boyamıştır! > Süvarilik öğreneceğim dedi .. Eeh, ne yapalım? Bir ev- lât.. Paraya kıydık, bir biygir aldık!., Sonra, hevesi yeçti. Tutturdu: Şoförlük öğreneceğim diye.. Yene kıydık paraya, aldık bir otomobil !.. Ama, iki ay son- ra bundan da arzusu yeçti.. Şim- di kalkmış kaptan olacağım di- ye.. Dinini, imanini seversen doğru soyle: Bea nasıl kos koca bir vapur alabilirim be ?!. Çimdik — Dün kostümlük öir kumaş almıştım. © kadar çürük — Dahâ iyi ya.. Sen de deniz mayosu yap! Kızı dun ama, seni merak ettim. | Bir dakika sustuk-! tan sonra; — Zavallı anneci- ğim: ( Ne olur kızım bir kaç gececik daha| kal ) diye o kadar| yalvardı, o kadar ağ-| ladı ki... Zevç, esefle başını ssalladı: — Vah, vah, vah .. İhtiyar o kodıncağını niye üzdün a hanım? Kıyafete itibâr ! İki arkadaş karşı- laştılar: — Hayrola yahu , böyle giyinmiş , ku- şanmış , nereye gidi- yorsun? Düğüne mi, ziyefete mi ? — Hayır, borç is. temeğe! buzlu Oşampanyalardan ziyade süzülen gözlerin sibrile sarhoş! Bir aralık, cazbandın berkesi yerinden kaldıran Arjantin tan- gosile, Piyale Hanımfendinin bir gencin kolları arasında dönmiye başladığı görüldü. Ve biribirine pek uyan bu gü“ zel çift, salonun parlak pafkeleri! üzerinde döne döne köşkün ar- ka cephesindeki ışıkları sönmüş trasaya çıktılar. Piyale hanımın zevci Taham- mül Bey bunun farkında bile değildi. Fakat, genç kadının eski aşıklarından Hasut Bey, onların adimlarını birer birer takip et- mişti. Derhal oturduğu yerden fırladı ve yüreği ıstıraptan ko- parak koştu: — Tahammül. Tahammül. — Tahammül Bey, bir rüya dan oyanır gibi silkindi: — No'var dostum?.. — Oyan.. oyan!,. karm bizi aldatıyor! —— zi, — Yahu neden böyle her dakika sigara içiyorsun? — Yok canıtn, ben yalnız çalışığım zaman sigara içerim Bak atşam oldu, henüz bir sigara içtim! Kışlık Genç âşikla sevgi. lisi arasında ; — Hanımefendi , raisaade buyurunuz da şu ateşler içinde yanan kalbimi ayak. larımızın altına ata ye t — Teşekkür Ode rim ama, şimdi ha vası değil.. Helel biraz bekleyin, Kış gelsin de öyle? i Bahalı sual Karı koca arasın. da ; 5? Artık beni sev miyorsun.. Belli . ,, Eskiden biraz ağla sam, karıcığım, niye ağlıyorsun? diye 80- rardın. — Ah karıcığım ,| artık böyle © pahalı sualler soracak hal. de değilim! | Taksitle elbise ! Ethem Bey zamane şıkların- dandir. Bunun manası malüm; güzel, temiz, yeni elbiseler, şap- kalar, ayakkapları giyer amma, metelik tutmaz! Peki, metelik tutmazda oasıl giyer? diyeceksiniz. gayet ko- lay: taksitle! Geçenlerde, ööyle veresiye muamele yapan bir terziye bir kat, son moda esvap diktirmişti, Terzi, zarif müşterisinin arkas sındaki eserini uzun uzun temaşa ettikten sonra beğendi: — Enfes paşam, enfes., — Sahi iyi olmuş mu?.. — Fevkalade. size cidden çek yakıştı.. okadar değişdiniz, o kadar başka bir adam oldunuz ki, sizi sokakta görenler tanıma- yacaklar... . Etem bey, bilhassa bu son cümleden memnun olmuştu. Ma na bir göz kırpışile sordu: — Şey. aceba sizde beni so- kakta görseniz tanır mısınız?ı

Bu sayıdan diğer sayfalar: