— VAKIT 25 Haziran 1937 m. 6 Münevver vatandaşlara: düşen vaziteler EE TN A a KE AR ŞA EM AY GA Memieketi tazy bir pahalılık “yoktur Recep Beyin söylediği nutkun metni Gü! yağlarımız | İbrahim Bey (İsparta) — Gülyağı.. Recep Bey devamla: — Satılıyor zannederim da ediyor. İbrahim Bey (İsparta) — Satılmıyor efendim. Recep Bey devamla: — Satılmıyor da elinizde kalıyor mu? Afyonun vaziyetini arzetti Tütünü de arzettim. Şark istihsalâtı yekün, dünya o piyasalarımn âlıcı vaziyetine nisbeten zaten fnzladır. Yaknt, arkadaşlar, harici ticaret va - xiyetimiz, ihracat vaziyetimiz daha iyi olmaz mı? olmasın mı? olur. Olmasını hep beraber temenni ederiz. Fakat, bu vaziy daha iyi, da- ha işler, daha değerli, daha Kıymeti getirir bir tarzda tanzim edilmesinin de tek sırrı, devletçiliğin iyi işle- mesi, harici ticaretin tanzimi yo- lunda daha pratik, daha müsmir, da ha müessir şekiller alınmasıdır. Ma - İm zamanmda ve daha biri halde harice sevki, yetiştirilmesi pi - yasalara arr, bunların kredilerinin tanzimi de devletçilik vasfmin da ha iyi tatbiki ile mümkündür. Maa - mafih, dünyanın bugünkü haline! göre, ihracat vaziyetimiz bence hiç te fena değildir. Daha iyi olsun di- yebiliriz. Her şey dahu iyi o - labilir, fakat, daha iyi olmanın tılsımı da devletin “bu işlerde ça - Uşmasından ibarettir, Sirri Bey, hir taraftan daha iyi ol - sun, diğer taraftan devlet mida- hale etmesin derken, şuna benziyor! Bir hastaya bir taraftan ilâç, sulfata İavsiye ediyor, diğer. taraftan bu ilâç acıdır, onu alma, diyor. Arkadaşlar, başlıca şikâyet mev - zularmdan biri de budur, Tabii muh - terem vekil arkadaşlarımız kendi - lerine taillük eden noktalarm te - ferruatı hakkında lâzım gelen cevabı verecekler, Ben, fırkanm esas te Wkkileri ve bütün muhitte, memle - etin esas varlığına tesir yapa - bilecek bedbin telâkkilerle mücadele için bu mevzuda da fikirlerimi hulâ - sa edeceğim; pahalılık, arkadaş - Jar, bir defa pahalılık varmı, yok! mu? Bu bir meseledir. Pahalılık hükmü ftbari bir takdirin ifâde - sidir, Bu itibari takdirin hangi öl -! çülerle, hangi otoriteler. lisanmdan, hangi dokümanlarla vazedilmesi lâ - Zım gelir. Bu, ayrıca bir mese - ledir. Fukat, pahalılık denilen bir varsa, bu bir polis, bir kanun değildir. Kanun yapıp, pahalı - Tiğr kaldırmağı insanlar çok tec- rübe etmişlerdir. Bu hususta İleri gidildikçe de hakikat karşısında nü - dim olmuşlardır. Buğday meselesi Sonra pahalı olanlar nelerdir? Tasnif edelim. Cinslerini ayıralım, İstihlâk maddelerimizin bir kısmı memleketin dahili mahsulâtı, ikin - eisi, ithalit maddeleridir. Bu, gü - nün dahili meselesidir, Bu, günü gününe gelen bir şeydir, Buğday ve ekmek işin! halletmek yolenda hü - kümetimizin yeni ve esaslı tedbirler -i Je meşgul olduğuna vakıf oldum. Buğday meselesi, Sırrı Beyin fikir » lerindeki yanlışlığa rağmen, behe - mehal tanzimi lâzım gelen bir mese - ledir. Ekmek meselesini buradn br -! rakalım. Et pahalı, tavuk pahalı, yağ pahalı olabilir. Fakat, zaman Zaman bir çok yerlerde bunların w - cuzluğundan ayni zamanda bir çok yerlerde pahalılığından şikâyet edil -; diğini duyuyoruz. Bunları daha u - cuzlatalım. Ne demektir, tahlil e - delim, Buğday mustahsilin elinde değerinden fazla satılıyor, diyemiye - ceğiz. Çünkü diğer taraftan mas - tahsilin istihsalâtmı bazı yerlerde maliyet fiata tekabül edecek bir! para İle sattığı iddiasıda vardır. © halde, dahilde alıcı ile, müstah - sil ile, müstehlik arasındaki sınıfın rslâhr “İçin devletçilik cihazlarının daha dikkatli işlemesi Lizrmdır. Baş - ka türlü bir çare ile bu netice - ye varmak imkânı varsa, Sırrı Bey - den rica ederim, burada izah et- sinler. İthalât maddeleri fiatları - na gelince; meselâ, bir manifatura gibi eşyalar yerinde ucuz satılıyor. veya nisbeten ucuz satılıyor. Bunu pahalrlandıran İthalât tacirleri mi - dir? Kendi ifadelerinden anlyo -İ rum. Eğer ithalât tacirleri ucu? a -| Myorlar, pahalr satıyorlarsa, bu - mun çareside aynidir, Devletçilik vasfınm meseleye müdahalesi esası - dır. Eğer ithalât tacirlerile müs- tehlikler arasındaki esnaf, spekülâs - yon yapıyorsa, mesele gene ayni ve para ik eden büyük dir. Sırrı Beyin şikâyet ettiği bu me - gelenin halli için de çare, gene! Sırrı Beyin beğenmediği istihlâk koo - peratiflerinin yapılmasından ibaret! tir. Deminde arzetliğim gibi, pa - halılık hakkında kat'i bir hüküm! söylemek müşküldür. Ren zati tak- dirimi söyliyeyim.;: Memleketi taz - yik altında bulunduracak derece - de kuvvetli ve büyük bir pahalılık yoktur. Srrrı Bey, köylünün ve me - murun İstira kabiliyetlerinin azal - dığımı da - söylediler. Bu azalış ne - ticesinde . kazanç vergisinin vesair vergilerin de verilmiyeceğini ve bü çe yekünu daha çok düşeceğini i- fade ediyorlar, İstenen genişlikte iştira kabiliyeti dünyada hiç bir memleketin büyük halk kütlelerinde kalmadı. Fakat, Türkiyede devlet bütün vatandaşların takdir etmiş olmaalrr lâzım gelen tedbirlere rağ - men, aylıkları muntazaman vermek - tedir. Türk hazinesi tediyafını sa - dakatle yapmaktadır. Bütçemiz Türkiyenin dahili pazarları buh - rana rağmen, işlemektedir. -Diğer taraftan geçirdiğimiz 931 mali senesi varidatmdan tahsil edilmiş yekün, bugünlerde kat'i rakamını almıştır. Bu dakika, önümüzdeki sene için| kuvvetli bir teminat “arzeder. Yeni tasasvur ettiğimiz tedbirler dahil olduğu halde, geçen seneki tahsilât öne aynen alsak, veni sene ütçesi için tahmin ettiğimiz varidat yeküönü dolacak ve artacaktır, E - ger önümüzdeki sene içinde bu- günden tahmini mümkün olmıyan ve| mali, siyasi hayatımızda nasıl akis - İer yapacağını takdir edilemiyen ha - diseler olmazsa, hazine varidatı der - piş edilen masrafları koruyneak « tır. Bu vaziyet karşısında, mille -| tin gelecek sene vergilerini vermiye - ceği fikri yanlıştır. Zararlıdır. Hepimiz dahil olduğumuz halde bü -| tün halk tabakalarına, onların dev -i lete ka borçlarını ödemeleri fik «| rini, oödiyebilecekleri Kıymet o ve| kudrette oldukları kanaatini telkin etmemiz lâzımdır. Maamafik, 300 — 400 - kuruşa, hattâ bir araba sa - manr 30 liraya satmıya alıştığımız çok geniş yaşayış günlerinin avdet etmiyecejine o inanmamız İâzımâm. | Bu gayri tabii kazanç imkânlarının orladan kalktığına ve herkesin tahil kazanç ve idareli maaşla yaşamı - ya mecbur bulunduğuna göre, en tabit refah ve snndet de yaşamak de - fildir. istihlâk kabiliyeti azalıyor Böyle telâkki etmekte insaf ve) mantik olmamak lâzımdır. Yalnız bütün dünyanın istihlâk kabiliyeti a'-| zalıyor ve herkes içine girdiği şe - Taiti kendisi için tabii bir. yol diye telâkki ederken, Türkiyede bizler gi - bi meb'uslarm ve münevver va - tandaşlarm bu halin hakikatini iyi bilenlerin vazifesi, bu icapları, bu hakikatleri ailemize, dostlarımıza ve muhitimize daima telkin etmektir. 'Ta ki, - memlekette haksız ve gayri meşru bir bedbinlik havası hâsıl olmasın, ye bu havanın her buh - randan daha fenn, daha tesirli olan mânevi darbesi, vatandaşların ka - fasında zararlı tesirlerini göstermiş! olmasın . (Bravo sesleri) Yok, buhran vardır, pahalılık var - dır, Avrupanmki ile bizim buh - Tanım alâkası yoktur, bütçemiz bo - zulmuştur, tediye kabiliyeti azal - mıştır, diyerek, hep bu teraneleri tekrarlamaktan fayda beylenemez. Neler yapılabilir Arkadaşlar, uzatmıyayım, esas fi - kirlerimi söylediğimi arzediyorum , Daha bir iki nokta arzetmeden ge - eğim « Arkadaşlar, Sırrı Bey, unanistan üzerinde tevakkuf et - ti. Onun gibi ticaretimiz olsa, Pi - re limanr gibi limanımız olsa, tera - nelerinde bulundu, Hepimiz biliyo - ruz ki, bahsettiği bu devlet, yani Yunanistan, bizim İyi bir dostumuz - dur, Çalışmakta rekabet esasında tahlilini yürütseydi, bir şey demi - yecektim. Fakat, bizi tahtie eder gibi konuştu. Bu yanlıştır. Aşikâr! dır ki, her devlet gibi onun da dünya buhranı yüzünden sıkıntıları yardır. Orada müşkülât, en çok imali cephede tecelli ettiğini mat - buatta okuyoruz. Başladığı büyük bir zirai imar hareketi dünyada kre - dilerin durğunluğu yüzünden fa - sılaya maruz kalmış, dostmemleke - tin sıkıntısımda teselli ve misal aramak aklımızdan geçmez. Bilâkis kendimiz gibi muztarip oluruz. Şu - rasını omüsaraatle haber vereyim ki, Yunanistanm bu müşkülâttan mu -| vaffakıyetle çıkacağı o şüpbesizdir. (Devam edecek) Mali işlerimiz Vekil Abdülhalik Be- yin nutkunun metni Ankara, 22 (A, A.) — Büyük Millet Meclisinde bütçe müzakeresine başlan müsi omünasebetile (Maliye vekili Mustafa Abdülhalik Beyefendi tara - fından irat edilen nutkun metni şu - dur; Muhterem arkadaşlar, Tetkik ve tasdik için Ruzuru alini - ze arzedilen 982 mali senesine âit bütçe normal bir sene -içiçerisinde| yapılmamış bir. bütçedir. (Esasen geçen sene yani 9dİ senesi içinde yap - tığımız bütçe de normal bir sene içinde yapılmış bir bütçe değildir. Bu bütçenin gerek masraf ve gerekse varidat 'kısımlarımı tahlil etmeden evvel 931 ve 932 seneleri bütçelerini yekdiğerile (o mukayese O etmkliğime müsaadenizi rica ederim. 931-932 bütçeleri arasında mukayese 991 bütçesi heyeti celilenizçe 156,5 milyon olarak tasvip ve tasdik o - Tanmuştu. Sene içinde mütehavvil fevkalâde ve muntazam olarak veri - len tahsisatla bu yekün 1945 mil - yona baliğ olmuştur. 952 bütçesi o »| larak heyeti celilenize takdim e - dilen 1952 senesi bütçesinin masraf kısmı 169 milyon olarak tesbit edil - miş ve geçen seneki bütçeye na - zaran 25,5 milyon noksan bulurmuş « tur. Esasen 931“ bütçesi 990 büt - ee nazaran 40 milyon noksan - 1. 991 senesine nazâran 25,5 milyon - uk bir fark vardr ki, bü vaziyete güre, iki sene zarfında o masraf bütçemizde 65 milyon liralık bir nok sanlık gözüküyor. leşi tertip ederken bu noksanı nazarı ifibare alarak, yapılacak hiz - metlerin cümlesini muhafaza etmenin pek müşkül ve güç olduğunu tak - dir buyurursunuz. Hükümet yalnız hayati olan hizmetleri görmek ve icrası kabili *“ir olan hizmetleri te -| hir veya mile tayetmek su - retile masrri; osgari hadde kadar in - direbilmiştir. 932 bütçemiz Bütçeyi tertip ederken üzerinde e - hemmiyetle tevakkuf ettiğimiz nok -, ik ve mebdei hareketimiz şu olmuş -İ mr? Kendi varidatımızla, kendi masra - fımızı kapamak, bu suretle cihansu - mül olan krizden milli ve malt bün -| yemizi sarsmadan çıkabilmek , Bunu yapabilmek için de. ancak kendi o varidatımız kadar masraf yapmak lâzımdı. Ru sene takdim e - dilen bütçe, geçen ve evvelki seneyej mazaran çok farklı bir; bütçedir. Devletin hayati ihtiyacı olduğunu his- şettiğimiz masrafları ifa ettik, ge- İecek seneye tehiri kabil masraf- Tarı tayettik. Bu bütçeyi tetkik et. tiğimiz zaman, göreceksiniz ki, bu sene bülçesindeki idare masraflarını geçen seneki idare masraflarından da ha aşağı olarak, koyduk. 931 «e. nei maliyesi tamamen hitam bulduğu, Mayısm 3l indi günü akşamı ka. panmış olan mali seneye ait he. sabatın bir kısmı bilhassa borçlarımı. za ait rakamlaria sandık mevcu— datı hakkındaki malümat telgrafla geldiği İçin bunlara istinaden geçen geneden bu seneye nasıl girdiğimizi heyeti âliyenize arzedersem faldeli olur zannederim. 930 senesi hesabı kat'isinde, 1 Ha - ziran 991 senesinde bütün arazi mahsup edildikten ve bankalardaki hesabı carilerimiz kapandıktan sonra (5435,000,000) lira “bir sandık mev - cudu devretmiş olduk. Bu yekünda şimendiferler bütçesine ait olan ka - nunlarla verdiğimiz salâhiyetlere is - tinaden $imendifer idaresinin ak - fettiği ve hükümetin kefil olduğu (8,000,000) Vira dahil değildir. Bu sene, 1931 malt senesinin 60 - nuncu günü olan -3i Mayıs akşam. masraf bütçesinin kapandığı ; zaman da şu rakamları elde ettik: Bankalarda olan hesabi carileri - mizden . (378,000) lira bir borcumuz kalıyor. Şöse ve köprüler kanunu ile ve mesarifin yüzde 10 kantunile ve pan - siyon - kanunlarile bir de emaneten teraküm eden ve zimmetimizde görü - len (2,750,000) lira, geçen senel malt zarfında tahakkuk edip te henüz tediye edilmiyen ve bütçe emanetine nakledilmiyen ( (8400000) lira ki, cem'an (1,475,000) liralık bir bore İle mevcudumuz karşılaştırıldıklan son - ra 1931 mali senesine girdiğimiz ?a - mân gerek bankaları ve gerek sair eshabı matlüba (10,000,000) lira kadar bir borcumuz vardır, 1992 ma - Wi sönesine girerken, kefaletten do - layı şimendifer idaresinin yaptığı (8,000,000) liralık borç aynen dur - maktadır. 1991 mali senesi zarfında tahsilât ve neticeleri de şöyledir: Sene gayesi itibârile vuku bulan tahsilâtımız (161,090,000) liradır. Tahsilât yekünu mul Dahiliye vekâletinde yapılan faaliyetler Köylerimiz - Maarif - Yollar nüfusumuz gitikçe artmaktadır Sükrü Kaya Beyin süylediği nutkun metni Ankara, 23 (A. A) — Büyük Millet Meclisinde Dahiliye bütçesinin müza- keresi münasebetile Dahiliye vekili Şükrü Kaya Bey tarafından irat edilen nutkun metni berveçhi âtidir: Muhterem Efendiler, Dahiliye ve- kâleti bütçesinin teferrüatma ve maddelerine girmeden evvel Meclisi âliye ve efkârr umumiyeye Dahiliye! vekâletinde yapılan faaliyetleri ve Dahiliyenin vaziyeti hakkında bazı malümat arzetmek İsterim. Köylülerimiz Dahiliye vekâletinin esâs faaliye. ti, köylerden başlar. Köyler malü- mu âliniz, idarede cüzü fert olduğu gibi, bizim kendi içtimai bünyemiz de de en esaslı unsurumuzdur, Mem- Jeketimizin İ£ milyon nüfusundan il milyonu köylülerimiz teskil etmek. tedir. Binaenaleyh, bugün bu mem- leketi gerek iktisadi sahada, gerek siyaseten ve gerek askerlik ve müda- fan noktasından ayakta tutan en! birinci unsur, köylülerimizdir. Köylerimizin iktissdi vaziyetinden evvel idari taksimatımr ârzedevim: Türk köylerinin adedi 40,223 tür. Bu köylerin son defa neşrettiğimiz Dahiliye vekâletinin bir eserinde isim- leri ve mahallerini yazmıştık, Tek- rar tetkikatta bulunduk. Bu sene gene bir eser çıkaracağız. Bunda köylerimizin nüfusunu, hane miktâr. Tarımı, iktisadi vaziyetlerini kısacâ bildireceğiz, Köy kanunu Bu, belki Avrupa da dahil olduğu halde köyler hakkında yazılmış eser- lerin en mütekâmili olacaktır. Köy- Jüleri mutlak usulü idareden Cüm- huriyet sayesinde kurtararak, onlar bütün ihtiyacalını oOtatmin edecek köy kanunu namile bir kanun çıkar dık. Bu kanun kommün denilen şekli idarenin tam ifadesi değil. dir. Fakat buna dair ahkâm pek çok- tur. Bu kanun bugün 22645 köyü. gida tatbik edilmektedir, Kanunun. #bikten hariç * biraktığı nf, 150 den aşağı olan 12 bine yakın köyü- müz vardır. O halde, kanunun tat: bik edilmesi lâzım geldiği halde gerek muhtarlarm evsafı kanumiyesi bü- Junmamasmda ve gerek odağmık! olmalarından dolayı tatbik edilemi.i yen ancak 17,538 köyllmüz kalmıştır, Bunlar vilâyetlerin uzak hudutla - rındaki köylerdir. Belki oralardaki bilâhare arzedeceğim vekayii siya -| ee de bunun tatbikma mâni olmuş - ur. Çok ümit ederim ki, uzak şark vilâyetlerimizle diğer garp vilâyetle - rimizi normal halini aldığı vakit on - Yarda da kanunun tayin ettiği ev - saf ve şerait dahilinde köy kanu | nu tatbik edilir. Köy kanunu hakikaten memleke -! timize ve köylerimize çok müfit olmuş tür. Tanzim edilen köy mezarlıkları Köy kanununun tatbikatı, “tabia - tile eski ananeye merbut olan köy - lerimizde kolay olmuş değildir. Gerek kanun ahkâmını anlatmak ve gerek bütçeleri tatbik için Dahiliye vekâleti uzun seneler uğraşmıştır. Ve uğraşacaktır., Köy kanunu 40 bin adet bastırıla - rak her köye gönderilmiştir. İdare âmirleri köylülere bunu tevzi et d mişlerdir. Köylerin bütçeleri basit! usullere İfrağ edilerek cetveller ya. pılmış ve Köylere dağıtılmıştır, Mahalli idarelerin bütçeleri nasıl ve Dahiliye Fieri tarafımdan neşrolunuyorsa, bu stne ve gelecek sene değilse bile, 933 — 94 ei - de köylerimizin bütçelerini de meş - redeceğimizi ilmit ediyorum , Köylerde umran Köy kanunu tatbik edildikten son - ra köylerimizde yapılan umranı ar - zedeyim ; Köy yolları, köylüler tarafından yapılmıştır. 15,643 kilömetredir , Köy kanunu mucibince köy etra - fmda dikilen ağaçlar 1930 senesine! kadar (31 ve 92 dahil değildir) 2100485 adettir. Yeniden yapılan köy mektepleri idarei mahalliye ha - ricinde 974, tamir edilen köy mektep - di — ii it olan (194500,000) liradan tenzil e- dilecek olursa, geçen sene bütçesine sit muhassasatla tahsilâtmız ara. sındaki fark (33.500000) lira tutar, Halbuki yeni seneye (10,000,000) Ti - ralık bir borçla girdiğimizi arzetmiş - tim. Tahsisat ile fahsilât arasın . da böyle büyük bir fark mevcut iken ve devletin duramıyacak hidematı ifa edilmiş ikea tediyatı muntazaman nasıl yapılmış? Ve mali vaziyet nasıl idare edilmiştir? Denileceklir. Onu da arzedeyim: (Devam edecek) ! doktoru, sıhhiyesi bulunacaktır. leri 1,389, yapılan çeşmeler 2.393 tür. Aanzim edilen köy mezarlıkları 1178, yeniden yapılan köy yolu, köp rüleri 5,673, köy odaları 1983, köy konağı odaları 4,692, dükkânlar ki, pazar yerleri olacaktır 3,672 dir. Vâ » kia köylerin adedine nazaran bu ra - kamlar pek cüz'i görülürse de köylü - lerin Harbi Umumide uğradıkları tah ribat ve bilâhare cidali omillide yaptıkları fedakârlıklar nazarı itiba - re alınırsa, köy kanununun tatbiki hususunda köylülerin (gösterdiği bu faaliyetten memnun olmak lâzım ge - lir. Bu tutulan yoldurki, buka- nunun ciddi surette tatbikidir ki, az zaman zarfında köylülerimizi kendi ihtiyaçlarını tatmin edecek müesse - selere sahip kılacaktır. Köy ha- yatınm tabii en çok alâkadar olduğu şey, sihhati umumiye meselesidir. Sihhati umumiye bahsinde refikim icap ederse tabit tafsilât verecektir. Bizim alâkadar olduğumuz cihet, te » sadüf ettiğimiz bataklıkları haber vererek ve kurutmaktır. Köy ka — nunu dolayısile- kurutulan hu batak - hklara dair de istatistik malümatı vardır. Köylerde nüfusumuz 500 den fazla köy bataklığı kurutul- muştur. Lüzumsuz tafsilât vererek başınızı ağrıtmak istemem. Zapta vereceğim nüfus ve çocuk adedine ge - lince; belki o muntazam istatistik takdim edemiyeceğim, fakat, müşa- hedelere göre, çok iftihar etmek lâzımdır ki, köylerimiz çocuk isti lâsma uğramış bir haldedir. Ve son üç dört senedenberi hemen hemen hastalık ve ölüm vâki olmamış gi- bidir. Bu memleketin nüfusu, köy « lünün velüdiyeti sayesinde 25 sene zarfmda muzaaf bir hale gelmiş- tir. Nüfusun tezayüdü, ancak köy - lü kütlesinin artması ile mümkün - dür. Hariçten geleceklerin yardımını da bilâhare arzedeceğim . Büyüktür. Fakat, bir gömme nüfusun! e dördü köy) n milla iğ onun velüdiye - fine tâbidir. Hariçte bazı zevatın yaptıkları takdirleri görerek, mem - İ leket nüfusunun gittikçe azalmakta olduğunu ve Türkiyede bir buçuk milyon kadar nüfus kaldığını uzak ve yakin memleketlerde çıkan bazi ga - zetelerde, risslelerde kendim oku - dum. Halbuki Türkün velddiyeti, belki az zamanda 15 milyon nüfusun 25 milyonu çıkmasmı temin edecektir. Nüfusumuzün çoğalması hakkındaki içtihadım, bu merkezdedir. Bu fikrimdeki isabetin kuvvetini bizden sonra gelecek nesiller de göre - cek ve iftihar edecektir. Vekâle - tin ehemmiyet verdiği meselelerden biri de, taksimatı idare, nahiyeler - dir. Nahiyelerin islâhı ve köylü - nün işlerinin daha iyi bir surette görülmesi için lâzım gelen teşki. lâtın yapılmasını o mutasavver bir proğram tanzimi ile, heyeti gelileye takdim etmiktik, Bu kabul olun- du, fakat, maalesef bu proğramı tatbikma, içinde bulunduğumuz mali vaziyet mâni olmuş ve iki seneden beri de tatbik sedilememiştir. Bu iktisadi vaziyet, salâh kesbettiği va - kit vekâletimizin nahiye teşkilâtı » na ehemmiyet verecektir. Nahiye - nin adliyesi, maliyesi, kâtibi, we il mali vaziyet zail olursa tam teşkilâtir nahiyeler hakkındaki proğramımızın tatbiki için ovekâletimiz, kendine düşen masrafı heyeti celilenizden iste mekten çekinmiyecektir , Vilâyetlerde yollar 'Taksimatı idareden kazalar: İda - rede kazaların yolu yoktur. Onun için vilâyet teşkilâtma g orum. Vilâyet teşkilâtı, eyvelemirde hatıra gelen vilâyetin hududu, saniyen a - dedi, salisen idaresidir. Vilâyet hu - dudu meselesi, her memlekette ol - duğu gibi müstekâr değildir. Hu. dudun tesbiti, her mıntakanın ikti - sadi ve çoğrafi ovilâyetlerile sıkı bir sürette münasebattardır. Mese - lâ; bir kasabanın pazar yerleri her hangi bir limanın açılması müna » sebetile değişir. Vilâyetlerin hudut « larında tebeddülât olur. Biz bunun üzerinde tetkikat yapmaktayız. İ- kineisi; vilâyetler adedi meselesi - dir. Evvelee arzettiğim gibi, vilâ- yetler adedinin az olması idare ve ih « fyaç nektasmda İyi bir esastır. Bu esasın dayandığı bir kaide vardır. O da; vilâyetin varidatı mahsusası ile ihtiyacı görehilmesidir. Bu ihtiyaç asıl oldukça vilâyetler adedini a * zaltmakta fayda vardır. Fakat bu»  gün biz böyle bir mecburiyet karşt * sında değiliz. (Devam edecektir.)