i ii; iğ â Onuncu Sene Sayı 27 “ârasız. verilir yl yy yy Kadın — Keşke şu geminin içind ol- Saydım.. - e iz Sulayı şaşırtırdın |,. ve 7 YORK. VE Dünyada en kolay verilen şey Bedir?.. Para mı? Gönül mü? Se- İâm mı? Hediye mi?.. Hiçbiri de- ğil. Nasihat!,. Evet, dünyada en kolay veri- len şey nasihattir. Dostlarına bir *igara vermiyecek kadar hasis olanlar bile bol bol nasihat ve- tirler. Hikmetihüda, Cenabı hak kullarını bu hususta pek cömert yaratmıştır! Arcak, dikkat ediniz: Dost asıcatleri daima insanın ahlâkı, temayülü, arzusu bilâfına şey- ler a İsasıs misiniz ? Dostlarınız size hovaraalık tavsiye ederler: — Birader, dünya malı dünya- da kalır. Vazgeç şu pintiliktenl i para yemenin, keyif sür- menin, zevk etmenin tadını al.. sarı 'ızlar, deste deste bankunutlar öbür dünyada geç- Mez.. Cenneti para ile satmıyor- ag: Cömert misiniz ? Bu seferde pie szie iktısat dersi verir- — Azizim, bu oluk böyle ak- Maz... Biraz tutumlu ol., Vazgeç har vurup harman savurmak- » Yemiye, içmiye para dayan- Maz.. Hastalık var, ölüm var, m cenazesi bile bedeva kmıyor! » Tedbirli, makul, ağzı sıkı, ka- emi temkinli bir muharrir misi- hiz? Dostlar homurdanır; — Yahu nedir bu pısırıklık?, Biraz silkin.. Biraz e Ağ- tında baklayı evirip çevirme, ak, karaya kara demekle mı asmazlar yal. Boşboğaz, gözü pek, gemi Ik — Vaz geç sevgilim., Kaptana pu- Cevapsız sual Boba le çocuğu arasında: — Baba.. — Ne bar oğlum? — Kurtları niçin öldürürler. . — Koyunları, ku- zuları boğarda on- dan! Çocuk bir ân dü- şündükten sonra tek- rar sordu: — Öyle ise küsap- ları niçin öldürmi- yorlar? mr vd Güç şey! Halit Fahri Beye! sordular: —Ustat, kaç ya şındasin? — Valiâhi bilmem, dedi. Her sene değiş- tiği için aklımda tu- #amiyorum! BA LİR azıya almış bir serdengeçti misi- niz? Dostlar gene mırıldanırlar; — Oğlum, aç gözünü, yoksa açarlar ha.. Öyle her aklına ge- len kaleme gelmez! Biraz ağır başlı ol.. Dünyayı düteltecek sen mi kaldın?.. Maazallah adamı gece yarısı üç ayaklı salınçağa bindiverirler!.. Hasılı efendim, hasis olursun beğenmezler. Cömert © olürsun memnun kalmazlar, Korkak olur- sun ayıplarlar. Cesur olursun hoş görmezler... Ne yapsan nafiledir. Bir türlü dostlar memnun ede- mez, ölünceye kadar nasihat dinlemekten kurtulamazsın ! Yusul Ziya BiR RÜYA Avizenin ışıkları içinde yalı. Suya hilâl indi sandım, geçen sandalı!.. İçimdeki feraceler, mehtap oyalı! Suya hilâl indi sandım, geçen sandalı|, Rüzgâr ile grdıklanıp ah o gülüşler, , Ah o çapkm kahkahalar, o bü Ay denize ışılıyorken, yer yer gümüşler, Suya hilâl indi sandım, geçen sandalı!.. Olmaz! Salamon, yolda Mişona rasgel- di; — Bonjor Mişon.. — Bonjor Salamon.. Nereden böyle? — Izakın nikâbından yeliyo- rum.. Müizin kızını alıyor! — Allah uğurlu kademli etsin. Senin kızıda bir kocaya ver- sene... — Alıcı yokl. Alıcı olsa da namuzlu delikanlı yok! — Alıcı olmaz olur mu?.. Iş- te Sabatay efendinin oğlu Be- har.. Namuzlu çocuktur.. Ona ver... — Oyle ama, olmaz.. — Neden olmaz? — Onlar da meraklı Oğullarına namuzlu kız lar 1... insan.. arıyor- lüşler Faşist Romen halesi — Malyin karikatürü — Grandi V — Müsaade ederseniz şu Stimson İ tırniklarınızı bir az keselim Fransa — Yanılıyorsunuz Efendiler, onlar benim müdafas silâhlarım ! — Alman karikat — Amârikada işsizlik.. İşsiz — Şu altın dişe ne verirsin. 1918 senesindenberi, Fransa sahne- sinde bilâ fasıla oynıyan Alman faciası! — Alman kârikatürü — Sulh — Çok seviyor, ora seviyor, az seviyor, hiç sevmiyor |. — Frküsiz karikatürü — Lüzumsuz sual Mehkemede reis ile maznun arasında: — Adın ne? —Mişon! 1 — San'atın? — Tenekeci! — Nerede yorsun? — Balâtta! — Mezhebin? — Yözünü seveyim iReiz Bey, adim Mi- şon, san'atim, teneke- ci, mahallem Balât olduktan sonra, müs- lüman olmam ya!.. Mr ispirtizme masasında ğ niçin oturu- — Bastonu elinize aldınız? — Zevcemin ruhu- nu çağırdım. Ne ©- lur, ne olmaz, sihti yatlı bulunmalı! A A A Ye VT YE 2 Çare Çallı Ibrahime sormuşlar: — Üstat, o ne? — Rakı! — Obürü? — Bira... — Karıştırıp mı içiyozsun? —Evvet! — Ne faydası var? — Anlatayım: Yalnız rakı, kandırmadan sarhoş ediyor. Yal- wa) miz bira, sarhoş etmeden kandı- rıyor,, İkisini karıştırıp içersem, bem kanıyorum, hem sarhoş olu- yorum! ar Kahraman Salamon, o Mişonu düşünceli rdü: MY var be Mişonaçi? — Sorma başıma yelenleri.. — Yeçmiş olsun.. Ne yeldi? — Deminden bizim eve yit- miştim.. Birde baktım ki, karım bir yabancı herifle beraber.. — E.. Ne yaptın? — Ceplerimi aradım.. Aksi gibi tabancam yaktu.. Eğer ol- saydı.. — E.. Ne yapardın?.. Vurur muydun? — Yok,. Vuramazdım ama, ikisinede adam akıllı küfreder- dim! Türkçe imtihanında Mümeyyizle talebe arasında: — Arkadaşın sana bir tokat atarsa ne olur? — Müteaddi., — Peki, sen ne olursun ? — Ben de müteaddi olurum.. — Nasıl olur canım?.. — Elbet efendim, o bana to- kat atar da bendurmama.. Ben de onu döverim! “.. BU AKŞAM Gönlüm o kadar yüklü ki, derdinle bu akşam, Sen gus te, benim ahımı gel, dinle bu akşam! ie nağmeler artık yetişir .. İnle bu akşam! Sen sus ta, benim ahımı gel, dinle bu akşam! Meenun'a darılmış gibi Leylâ'sı düşünde, Can vermedeyim bir kere ben, her gülüşünde ! Sus .. Gülme bu akşam beni bir lâhze düşün de| Sen sus ta, benim ahrmı gel, dinle bu akşam! 13 Haziran 1932 YAKITIn ilâyesi yl gay Erkek — Siz girince ısınır ! Hangisi? Madam Rebeka ile Mişon ti- yatroya gideceklerdi. e Madam, sordu : — Mişon be? — Nevar?... — Ellerimi mi yıkayım, yoksa eldiven mi giyeyim?. Ne dersin?. yp mi Karşılıklı iyilik Zenginin birine fakirin biri yalvardı: — Aman Beyefendi, merha- metinize sığındım? — Ne oldu? — Kaynanam öldü. On lira lâzım, gömeceğiz! Zengin zat derhal keseye dav- randı: — Aman birader, dur sana yirmi lira vereyim de benimkini de gömüver!. ğ—ğZn. Anlaşıldı i kadın arasında: m Her gün otomobille gezi- yor.. Aşıkı çok mu zengin ? — Hayır. Şoför! m di Akıl Iki kişi arasında: — Nasıl köpeğin akıllı m? — Müthiş. Karım ne zaman piyanonun başına geçse, oda karşısına dikilip ulumıya başlıyor! ği. Ne mutlu Karıkoca arasında : — Yahu, bak, dişimi çektire ii “ii: çal Ne mutlu o dişe.. Dilinden kurtuldul. » Cimdik e P" | : : hs AN” A YA VK ŞAM Ye eşya