ehil — TİR Istanbulun Boyalı kadını İtalyan kadın muharriri (Marcel- la d'arle) bir makalesinde İstanbul kadınlarından bahsediyor, diyor ki; I kadmları çok makiyajlanr- Yorlar. (İstanbul kadını) ndan bahseden İtalyan arkadaş yanıleyor. Marcella Üârlenin yanıldığındın bahseder - ken, beni, bir kabahati, yahut bir a- calpliği ört bas etmek istiyen bira - dam farzetmeyiniz. İstanbul kadmından bahsederken Sahte bir ahlâk örtüsüyle örtünmiye, hiç de lüzum görmem. Hoş makiyaj meselesinin ahlâkla değil zihin tekâ- Mmülü ve İşle münasebeti vardır. ,. İstanbul kadını, yahut Paris kadı. Mi, Roma kadmı diye bir şehir tipi #eçip çıkarmak ne kadar doğrudur? İnsanları şehir şehir ayırmak pek *ski bir usuldür. Hele bu şehirlerin tipi diye bir ntümuneden bahsetmek İnsanı aldatır. Italyan muharrir İstanbulun coğ- Tafyasını gördü. Fakat bu coğrafya- Mn içinde yanyana yaşıyan nice, nice İstanbulluları görmedi. O, Şişli semtini tanıdı, Adeya gitti. , Halbuki İstanbulun içinde semt, Serrt İstanbullar vardır. Kadköy başka bir İstanbuldur. Üsküdar baş- ka bir İstanbul! Yeşilköy başka Is - tanbul, Kasımpaşa başka İstarbol! Şişli başka Istanbul! Istanbulda suratlarını bir güzel tablo gibi saatlere itinayla hazırlı - Yan nice, nice kadınlar vardır. Bun- lar, pudra, lâvanta kokusu ve ipek hı Şırtısı içinde, bir rüya gibi şehrin kaldırrmsız yollarmdan, ve şehrin harabeleri arasından çok defa bir o- tomobil içinde yabancı bir seyyah hissile dolaşırlar. Zengin yabancılar onları görür, onlarla konuşur, onlarla düşer kal - «kar, Evvelki. .sene .İstanbula gelen Fransız ş»iri Pol Jiraldi-istanhul ka dınlarından bahsâderken; “— Müte- madiyen badem şekeri yiyorlar diyor du.,, İstanbula gelen ecnebiler İstanbu- lu mütemadiyen Şişli ve apartman cephesinden görürler. (Marcella d'arle) nin gördüğü ka dın da bu tip kadındır. Bu kadın ko- Cası veya mensup olduğu aile zengin olan insandır. Bu kadın öğleden son Ya kalkar, akşama kadar tuvaletini Yapar, hayatı ipek, lâvanta, rimel, Tuj, iskarpin, suvare, bar, kotra, oto- mobil, apartıman hayaletleri arkasın dan seyredilen br cihanda geçer. Ve şüphesiz bu kadının senede 12! bin lira kadar tuvalet masrafı olur. İstanbulda sayısı az, fakat bir ec- Mebinin gözünü mütemadiyen doldu. Yân bu kadm tipinden başka İstanbu. lun ahşap semtlerine, teneke kulübe- lerine, kaldırımsız fenersiz mahalle. lerine ve yangın yerlerine sinez, he- Müz elektrik değil, havagazi değil, Petrol devrine bile girmiyen sürü sti- Tü insan zümreleri vardır. Çalışan iş kadını şehrin ötesinde risinde yepyeni ve külliyetli bir Yekün teşkil ediyor. İç mahallelerin ayda 15 lirayla evini çekip çevir- Miye mecbur olan kadını ne badem Şekerinin lezzetini tatmıya muktedir Olmuştur, ne de suratını boyamak £ $ih fazla bir servete maliktir. SADRI ETEM ———z. Fabrikatörlerin Içtimaı Muamele vergisinin yüzde dört- d yüzde ona çıkması üzerine ün İstanbuldaki bütün fabrika- ler, sanayi birliğinde fevkalâ- bir içtima akdetmişlerdir. ystimada, Istanbul o meb'usu ânf Beyle Istanbuldaki bütün tabrilotörler hazır bulunmuştur. Fabrikatörler, mevadı iptida- nin umumi kontenjan esasatı ilinde gelmesinin çok zor ol- doğumu söylemişler, bunların bu bepten a gömrüklerden serbest- istemişler, ve bu hu- Sta birde mazbata tanzim k Iktısat vekâletine gönder- şlerdir, a Poliste : Bedri nasıl Katil oldu? İki gün evvel Küçükpazarda “Hacıkadın, da bir cinayet ol- duğunu, Lâlfi isminde bir gen- cin sokakta ağır yralı olarak bulunduğunu ve zavallının bilâ- hare kaldırıldığı hastanede öl- düğünü haber vermiş, failin meç- bul olduğunu, cinayetin esraren- giz bir mahiyet gösterdiğini kay- detmiştik. Zabıtanın ehemmiyet- li takibat ve tahkikatı neticesin- de, ssrarcngiz görünen cinayet hadisesi aydınlanmış ve katil ya- kalanmıştır. Bu, Sirkecide Mer- kez lokantasında garsonluk eden Bedri isminde 25 yaşlarında bi- ridir. Öğrendiğimize göre vak'a şu şekilde cereyan etmiştir: Hacıkadın mahallesinde 6 nu- marada oturan garson Bedri, arkadaşı Cemol ve Fatibte arabacı Lütli ile ogece bir meyhanede kafaları tütsülemiş- lerdir. Bilâhare, gece yarısına doğru dışarı çıkılmıştır. Dönüş sırasında aralarmda şöyle bir muhavere geçmiştir: Arabacı Lütfi — Bedri, sen silâh atmasını bilir misin?.. Garson Bedri — Hemde mü- kemmelini bilirim.. . Arabacı Lütfi — Atma bel. Tabanca kim, sen kiml.. Ve birdenbire aralarında şid- detli bir münakaşa başlamıştır: Garson Bedri -- Atarıml. Öteki — Atamazsın.. Nihayet, hiddetten kuduran Bedri, belinden tabancasını çek» miş ve sokağın karanlığına doğ- rultarak © boşaltmıştır. £ Çıkan kurşunlar, tesadüfen Lütfiye rasl- amış ve zavallı genci yere sermiştir. Kurşun seslerine koşan polis me- murları, sokağın orta yerinde ağız yaralı bir insan bu'muşlar- dır. Bedri dün adliyeye verilmiştir. kayıkla kızak arasınde Dün Fenerde bir kaza olmuş “Yeni dünya,, isminde bir yel- kenli Ali ustanın kızağına çeki- lirken, Rizeli Hüseyin kayıkla kızak arasında kalarak ağır su- rette yaralanmıştır. Derhal Balât hastanesine kaldırılan Hüseyin biraz sonra ölmüştür. Acemi bir hırsız! Sabıkalı gündüz hırsızlarından Nafi, dün Vefada Ga>i apartı- manında muallim Nuri Beyin iş- İ ettiği daireye girmiş fakat, uri Beyin oğlu Reşadın feryat- ları üzerine birşe miya mu- vaffak ola la er. İlk teşebbüsün muvaffakiyet- sizlikle neticelendiğini gören hır- sız, ikinci defa olarak Şehzade başında Sokrat eczanesi yanında Abut EK. nin evine girmiştir. Fa- kat burada da tali yaver olma- mış ve etraftan görülerek kova: lanmıştır. e Nihayet bu acemi gündüz hırsızı, yakayı ele ver- mekten kurtulamamıştır. Etem Pertev B. Ibtifalidün yapıldı Eczacı Etem Pertev Beyin ölümünün altıncı yıldönümü ve- silesile, Dün Eyüpte bir ihtifal yapılmıştır. Merhumun meslek- daşları dün saat onda hususi motörle Eyübe gitmişlerdir. Tür- kiye eczacıları ve farmakoloğları birliği mezara çelenkler koymuş- lardır. Eczacıların en yaşlısı Ja- beti ve eczacı Hüseyin Hüsnü, Hasan Beyler merhumun hayatı hakkında takdirkâr sözler söy- lemişlerdir. Merasim, geçen se- neye nazaran daha kalabalık ol- muştur. dial, b v i e ni Ğ Belediyede : Buz Sarfiyat her Sene artıyor İstanbulun buz sarfiyatı her sene artmaktadır, Yapılan ista- tistiğe göre, İstanbulun sarfiyatı 926 da 7028, 927 de 7968, 928 de 7601, 929 da 7388, 930 da 8860 ton iken bu miktar geçen sene daha çok yükselerek 10300 tona baliğ olmuştur. Bu yekün- ların ber sene 600 tonu basta- | hanelere ve belediye müessesa- tma meccanen verilmektedir. Mü- tebaki mıktarın ise tamamen İs- tanbul halkı istihlâk etmektedir. Bundan on gün evvel başlıyan sıcak günlerde ise İstanbulun günlük sarfiyatı pek fazlalaşmış- tır. 1 haziranda sarfedilen büz 2471, 2 de 2037, 5 te 2802, 4 | de 2378, 5 te 2520, 6 da 2525, 7 de 3080, 8 de 3586 kalıp o- larak tedricen yükselmiş ve 9 haziran günü ise 3715 kalıp (yani 95 ton) a çıkmıştır. 10 ha- ziran cuma günü hava soğuduğu ıçin yevmi istihlâk derhal azala- rak 2015 kalıba düşmüş, evvelki gün hava yağmurlu olduğundan bu miktar 150 kalıba inmiştir. Dün ise sarfiyat yükselerek 700 kalıba çıkmıştır, Buz fabrikasının günlük istih- seli vasati 100 tondur. Fabrika- mn isthsal kudreti ise yevmiye 125 tondür. Fazla istihsal kuv- vetinden icap ettiği zaman isti- fade edilmektedir. Cuma ruhsatiyeleri Cuma günleri dükkânlarını aç- vak istiyen esnafın ruhsatiyeleri ber gün. belediyede değiştiril mektedir, Rubsatiye değiştirme mübleti bu ayın nibayetinde bi- tecektir. Temmuz bidayetinden itibaren kaymakamlar mıntaka- lamda teftişler yaptırarak ruh- satiyelerini e değiştirmiyenlerden para cezasi alacaklardır. Sterlize edilmiş sütler Yalova millet çiftliğinin ster- lize edilmiş sütlerinö günden gü- ne rağbet artmaktadır. Temiz süte bir kaç kuruş fazla da olsa halkın rağbet ettiğini gören bazı sermaye sahibi sütçüler küçük mikyasta olmak üzere sütü ster- lize edecek makineler getirmiye teşebbüs etmişlerdir. Am ley İLE Büyük ikramiyeler Kimlere çıktı? On ikinci tertip tayyare piyan- te beşinci keşidesi dün itirildi. Bu keşidenin en büyük ikramiyesi olan 50000 lira 49471 numaraya çıktı. Bu bilelin bir parçası İngiliz sefarethanesi şo- förü Alkuvan Efendide bulun- maktadır. Biletini o Beyoğlunda Reuf Bey gişesinden alan talili şoföre, dün derhal “ikramiyesi verilmiştir. o Azapkapıda tütün deposunda memur Muzaffer Ef. ye 15000, Bakırköyde #imitçi Halil Ef. ye de 10000 lira çık- mıştır. 50000 lira kazanak numarnın dört parçası şehrimizde, bir par- çası Tarsusta satılmış, bir par- çası Ankara ve diğer bir parçası Gerede de satılmıyarak iade edilmiş, üç parçası da satılma: 15090 liralık biletin iki parçası şehrimizde, bir parçası Günanda ve Konyada satılmıs, diğer par- çaları satılmamıştır. 1000 lira kazanan biletin 1-5 parçası İstanbulda satılmış, birer parçası şehrimizde ve Orduda satılmıyarak iade edilmiş, diğer parçaları da satılmamıştır. —— — sg Günün Haberleri liyede: Adi iy 15 sene hapse i Mahküm oldu 931 senesi ortalarında, 7 ha- ziran tarihinde bir cinayet olmuş Mehmet oğlu Ahmet isminde bi- ri, Hüseyin oğlu Talât isminde diğer birini öldürmüştü. Ahme- din uzun bir müddettenberi Ağır- cezada görülen muhakemesi dün bitirilmiştir. Hadise şu suretle olmuştu: Talâtın üvey babası Hasan o gece bir rakı ziyafeti veriyordu. Davetliler arasında Ahmet efen- di de vardı. Bir aralık Talâtla | üvey babası Hasan arasında, Ha- san efendinin rakı istemesi yü- zünden bir münakaşa olmuştu. Münakaşa pek çabuk büyü- müş ve kavgaya dönmüştü, Ka- fası pek fazla kızan Talât, bü- i yük bir hiddetle tekmil davet- lileri odadan kapı dışarı etmişti. Ahmet, Talâtın bu hareketine adam akıllı sinirlenmişti. Zaten | sarhoş bulunuyordu. Talâlın bu suretle hareketi, rakı ziyafetinin bir cinayetle bit- mesine, kendisinin Ahmet tara- fından vurularak öldürülmesine sebep olmuştu, maznun Ahmet, cürmünü inkâr etmişti. Muhake- mesi sırasında şöyle ifade veri- yordu: “ex Beg i kişi sidik, İçiyordak, Derken Hasan camları kırmıya başladı. Talâtla aralarında kav- ga çıktı, Ben odama çekildim. Biraz sonra Talâtın annesi yan ma geldi. Kavgayı yatıştırmamı rica etti, Gittim yanlarına... Fa- kat, Talât sol kolağıma bir yum- ruk indirdi. Düştüm, biçak çe- | kilmedi, Talâtı ben vurmadım.,, Mevcut deliller ve şabitlerin ifadelerile Talâtın Ahmet tara- | fından öldürüldüğü sabit olmuş- tur. Dün Ağırcezn mahkemesi- rin verdiği göre, Ahmet on beş sene hapis yatacak ayrıca mak- tulün versesine bin lira tazminat verecektir. Yaşları kücük, fakat... Bakkal Haşım efendinin dük- kânının kepenklerini kırarak ba- | zn eşya çalmaktan suçin Zeki, Şükrü, Hasan, Himmet, Nusret, Recep, Haydar, Mabmut isimle- rinde 10-12 yaşlarında sekiz meznunun muhakemesine dün başlanılmıştır. Küçük suçlular cürümlerini bir- birlerinin üzerine atmışlardır. Ha- diseyi gören bazı kimselerin şa- hit sıfatile celplerine karar ve- rilmiş ve muhakeme başka güne birakılmıştır. Bir mezarlık davası daha! Verilen malümata göre, Ayas paşa mezarlığının mütevvelisi o)- duğunu ileri süren Salâhattin Molla bey, Sürpagoptaki mezar- lığını da Ayas paşa vakfından olduğunu, söyliyerek belediye ve evkaf aleybine bir dava açmıştır. Adliye vekili bugün gidiyor Bir kaç gündür şebrimizde bulunan adliye vekili Yusuf Ke- mal Bey, bugün Ankaraya dö- necektir, Gelenler, gidenler Kahire Habam başısı Abrahan Koben Daçya vaputu ile Isken- deriyeden : şehrimize o gelmiştir. Mısır Haham babaşısının şebri- mize gelmesinin Becerano Efen- dinin vefatındanberi münhal bu- lunan Türkiye Haham başılığına yeni bir zatın intihabile alâka- dar olduğu söylenilmektedir. İ dibe ike 4 v Yeni türkiye Mektebinde Şişlide Osmanbeyde tramva- yın durduğu yerde güzel bir bah- çe içinde güzel bir irfan yuvası vardır: Yeni Türkiye mektebi. Maarif vekâleti umumi müfet- tişliğinde, Selçuk kız san'at, Bur- sa ve İstanbul kız muallim mek- tepleri müdürlüğünde bulunmuş, irfan hayatımızda kiymetli hiz- metleri görülmüş olan Seniha Nafiz Hamm, Yeni Türkiye mek- tebinin müdürüdür. Bu meklep tetssüsünün ilk yıl dönümünü evvelki gün kut- luladı. Maarif mensuplarından ve çocuk velilerinden bir çoklarının bazir bulundukları müsamerede talebenin bir senelik mesaisi müsbet ve muvaffakıyetlibir şe- kilde görüldü, Müösamereye İstiklâl marşile başlanıldı, müdür Seniha Nafiz Hanım bir hasbıhalde bulundu, mektebi kurmak ve yaşatmak yolunda karşılaştığı güçlüklere işaret ettikten sonra müessese İ nin muhitte sevilmiş ve benim» senmiş olmasının bütün zahmet leri unutturan bir mükâfat oldü- ğunu söyledi, bu alâkaya teşek- kür etti. Minimini yavrular ta- rafından bedii ve terbiyevi dans- lar, oyunlar yapıldı, manzumeler okundu. Davetliler büyük bir haz ve takdir ile ayrıldılar. İzmir Belediyesinin Borçları.. Izmir Belediyesinin Iş Bankas sina karşı medyon olduğu iki milyon liralık borcun tediyesi son günlerde bir mesele olarak Ankarada alâkadarlar tarafmdan takip edilmekte idi. Haber al- dığımıza göre bu meselede va- ziyet şudur: İzmir Belediyesi, senevi varidatı iki milyon lira- dan dokuz yüz bin liraya kadar | düşmüş olduğu için şimdi sene- de borçlarına mukabil ancak fki yöz bin lira tediye edebileceğini bildirmektedir. Halbuki taksit tediyatının tamam olabilmesi için daha dokuz yöz bin lira veril mesi icap etmektedir. Binaenaleyh bu miktar para Izmir Belediyesi tarafından veris lemediği takdirde hükümetin kes faleti hasebi'e tediye etmek mev- kiine düşeceği söylenmektedir. Diğer taraftan aldığımız mütem- mim malümata göre İzmir Bele- diyesinin alacaklısı (doğrudan doğruya İş Bankası da değildir. Çünkü istikraz Banka vasıtasile bususi mücssesaltan ve efrattan yapılmıştır, Bu itibarla İş Bans kasının asıl alacaklılar hesâbma taksitlerin miktarım değiştiremi yeceği anlaşılmaktadır. Ferit Bey Meb'us mu olâcak? Ankarada bu'unan Varşova büyük elçisi Ferit Beyin Roma sefiri. Vâsıf Beyden inbilâl eden İzmir meb'usluğuna namzet gö“ i terileceği söylenmektedir. Dün geceki yangın Dün gece yarısından sonra Sultanhamamında 12 numaralı manifaturacı dükkânından yan gın çıkmışsa da yetişilerek sön- dürülmüştür. ve