kalya seyahati mektupları : 1 Roma Yolunda Havanın güzelliği — Martıların yarışı — Korent kanalı kapalı—Büyük bir tarih Bir Fransız Görüşü | Tan gazetesi, Roma - ———5 — VAKIT 29MAYIS 1937 — İtalya seyahati mektupları : 2 (Pire) den geçerken Türk-Yunân dostluğu—Güzel tesadüfler— Heyecanlı bir manzara— Brendiziye doğru a Levere vapuru, (22 mayıs 1932, sa- 5) — Istanbuldan nasıl açık, ber - 6 temiz bir ilkbahar havası içinden yolculuğumuz Marmaranm yeri Suları içinde öylece devam edi. * Yol arkadaşlarımızm kimisi gür bak geziniyor. Kimisi salonda ö-| Übek masalar etrafında toplan -| . Bazıları hasbühal ediyor, bazr - Piket oynuyor. Aralarmda İtal. mahsus olan (Kampari) ismin- âperetifin tadına bakanlar da Yaya deki Yar, Vabur yoluna devam ederken arka Kadak bandıranm etrafında beş, on kip an mürekkep bir grup bizi ta i *diyor. Saatlerden beri yorulmak mez bir ısrarla vapurun İzleri üze Hide uçan bu kuşların maksadı a. Marmara yolcularını teşyi mi et Mekki Yoksa vapurun pervaneleri kuş kanatları arasında yarış ya -| Dirak bir nevi spor müsabakası m rmaktır? Hayır onların maksadı, “dur, ne de budur. Bu zavallı ir sadece vapurdan arasıra ati- Yiyecek kırıntılarını denizden rak hayati ihtiyaçlarını te - İçin çalışıyorlar. Bazan da sula- Yy Üstüne çıkacak küçük balıkları la lamak için havadan inip çıkıyor- Yay Tavada uçmak için yaratılmış o- > &ibi kuşların maişetlerini sa- deniz içinde aramak mecbüriye- © bulunmaları hakikaten hilkatin tecellilerinden biridir, hi Tayyareyle uçanlar denizlerin i - > sini yakından seyredenler gibi ka - İk hir kesafet şeklinde görmez - 'Tayyareden bakımen denizin “erinlikteri çok berrak bir surette gö MÜlebitirmiş, Anlaşılan martılar da) İzlerin derinliklerini daha iyi gör iye, sin havada zaman zaman yükse. | lar, sonra kendilerinin ele geçi- leri bir parça yiyecek, yahut ipyabileceklri bir balık görünce İaşağıya iniyorlar, Fakat De - ha yüzen balıkları tutmaktan zi - © Yapurdan atılacak yiyecekleri n £eçirmek daha koluy olmalı ki izi vakit arkamızı bırakmak iste - Nvorlar, e munla beraber vapuru takip| Malık yalnız martılar da değil, Yunus| h ları da öyledir. Onlar da vapur- k “Aman zaman yarış eder gibi sula-! Yün çıka arkamızdan; ve yahut Mon, tarafrmızdan geliyorlar. Hiç api Yok ki ,onlar da martılar gibi Aya Fdân atılacak yiyecek parçası a- 1, ""lar, Fakat nihayet vapur sürati har Fışa uzun müddet dayanamıyor. “ Siraz sonra yavaş yavaş uzakla- Yayalar arasında kaybolup gidi. Atak akşam, vapurumuzua İki ta- N i sahiller gittikçe daha ziya- bieibirine 1 1 Tefrikg No.;3 sırada Üyemaç tabakla Setiriyordn. Manzarayı gö- fena kızdı. Fakat efendisi- iş ray, eten gözlerini yere indirip Nataşa olduğu yerden Muz tabağını aşçinin kayarak şimşek sür'a- iveni tırmandı. Banyo girerek kapıyı arkasın- , İ#rgüledi, Kahkahayla gül Uyuluyordu. m: put gibi donmuş kal- *fesi kesilmişti. Mürek- de çizkiler çizerek Ni ina, tik kimonosu açıl © çerçeve teşkil edi- Delikanlı utancından hiz- bakamıyor bir söz söy- ty Şimdiye kadar kimse- Aç, * bereket şörmemişti. ona hürmet eder, on ya a Roz Nuvar Bir müddet sonra bu sahiller u - fukta biribirine kavuşacak, o zaman Boğazlara gireceğiz. Bir aralık mere-i de bulunduğumuzu tayin edebilmek için Doktor Neşet Ömer beyle güver- teden Anadolu sahillerine doğru bak tık, Sahillerde pek nadir köy evleri görülüyordu. Neşet Ümer Bey biraz mtiteessir ve biraz da mütehayyir bir) sesle: — Asım bey, ne kadar boş ve kim- sesiz topraklar, değil mi? Dedi, N Hakikaten doktorun hakkı vardı. Coğrafi vaziyeti yer yüzünde emsal. siz olan bu topraklarda insan kesafe- ti tahmin edilemiyecek kadar azdı. Bu toprakların asırlarca harp ve mü cadele sahnesi olması, bunun başlıca sebeplerinden biridir. Fakat Avrupa milletlerinin sanayileşmiye başla - dıktan sonra Türkiyenin bu hareketi takip edememiş ve Avrupa kurşısında hir nevi iktısadi müstemleke vaziye - tinde kalmış olmasının tesiri de bü- yüktür, Mint Türkiyenin işte bugün- kü en büyük derdi de budur. Biz bu mevzu üzerinde görüşürken gözlerimize karşı sahile tebeşir rengi ile ve gayet kalım çizgilerle çizilmiş büyük bir tarih ilişti: 18-3-1915 Umumi harp içersinde çarlık Rus- yasına yardım etmek için Boğazları zorliyan itilâf ordularının kahraman Mustafa Kemal tarafından denize dökünlüdğü, en büyük düşman gemi lerinin bu sulara Türk toplarıyle bas, tırıldığı günü gösteren bu tarih, şim. di Marmaraya giren ve çikan her yolcuya bir ibret dersi veriyordu. Artık Çanakkaleye yaklaşmıstık. Biraz sonra da şehirden İsmet Paşa Hazretlerini selimlamak için teza - hürat yapılırordu. Çanakkalenin ha- miyetli ahalisinden mürekkep bir #tup Cümhuriyet hükümetinin Roma ya giden muhterem reisini coşkun al- Kışlarla karşılıyordu, Boğazdan çıktıktan sonra güneş batmış, fakat berrâk bir gece her ta. rafı kaplamıştı. Çilnkü gökte parlak bir ay Adalardenizinin suları üzerin. de şehrayin yapmıya başlamıştı. Hava sükünet içinde devam edi » yor, Vapur en küçük bir sarsmtı yap- maksızın yol alıp gidiyor. Fakat aca- ba yarın da böyle olacak mr? Deniz- den müteessir olan buzı arkadaslar simdi burn düşünüyor. Çünkü yarm (Tevere) Pireye uğradıktan &onrü Brendizi'ye gitmek için (Korent) ka- nalımdan geçmiyecek. Kanalda tamil - rat olduğu için (Mataban) burnu 2- çıklarmdan dolaşarak İtalyaya gide cek ve eğer zanaedildiği gibi Akde « nizin bu engin mıntakasında Tevere sarsıntı yaparsa vapurun şimdiki a - sude hayatı biraz neşesini kaybede « cek... Mehmet Asım Yazan: Mn. Rube. janski şa bastığı zamandan beri onu hürmetle selâmlardı. On iki hemşiresi kendisi çağır madan yanına yaklaşamazlardı. Bugün bir diplomat, vatanın bir mümessili olduğu halde yaban cı bir İğne burada ona : kaldır. mış, vatandaşı, bir hizmetçi huzurunda onu tahkir etmişti: “Ay! Tayo!,, (*) Bu kadını mutlaka yarım sa - bah kovacaktı. Şimdi vakit geç- ti. Bir skandal çıkabilirdi. Halbu ki çıkacak bir rezaletin sefarete, memleketine ,ailesine aksetmesi muhtemeldi. Uyemaç aynı vaziyette duru “ yordu. O vazifesini bilirdi: Bir şey işitmemesi, bir şey görmeme- si, bir şev söylememesi lâzımdı. Nihayet Tagami derin derin içini çekti. Mürekkep lekesi içindeki meyus Yüzünü duvarda şeref mev kiinde asılı duran Mikadonun res seyahatini nasıl görüyor ? Başvekil İsmet Paşa Hezretlerinin Roma seyahati dolayısiyle “Tan,, is - mindeki Fransız gazetesinin Roma muhabirinden alarak neşrettiği bir makalenin hulâsasını, dünkü nüsha - muzda ajans telgrafı şeklinde neşret - miştik. Dünkü postayla gelen gaze - tede bu makalenin aslı vardır. Arada haylı garip fikirler serdedilmiş olma - sına rağmen bir Fransız gazetesinin bu seyahati müldhaza tarzını göster - mesi itibariyle, makalenin bazı kı - sımlarını iktibas ediyoruz: “Başlarında Türkiye Başvekili İsmet Paşanın bulunduğu mükim bir heyet buraya geldi fsmer Paşa ile beraber, Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey, Bü- yük Millet meclisi ümumt kâtibi, Halk fırkası umumi kâübi ve gazete sahipleri bütün meb'uslarla genç Cümhuriyetin bir çok mühim şahsiyetleri de vardır. Bonunla beraber, İsmet Paşanın bu kalabalık meiyetine rağmen, bu ziyaret, biç olmazsa ilk nazarda, büyük bir si- yasi ehemmiyeti haiz değil gibi görünü we Bu seyahat çoktandır bekleniyordu. Grandi, son nutkunda, bu Ziyaretten bahsetmiş ve Roma ile Ankaranın *her iki memleketin menfsadne dair siyasi ve iktisadi sahalarda poktsi nazarlar teati edilmekte devam, ermek arzularını söy“ İemişti, Diğer taraftan, yakın şarkta ev- velce alınmış olan vaziyete tesir edecek beynelmilel mahiyette kararlar alınması için Ankara ile Roma arasında yeni se Deplerin mevcudiyeti gözükmüyor Esa- sen malâm olduğu veçhile, Kemalist po- litikası, mühim bir aokta üzerinde Üu- cenin siyaseti İle tetabuk etmemektedir. O da, Türsiyenin #mvahedeleri yeniden setkik siyaseti lehinde bir siyaser kullan- mamasıdır. Bütün milli arzuların tatmin emiş olan Türkiye, beynelmilel noktayı nazardar, vaziyetten katiyen gayrı mem- nun değildir. Binaenaleyh Türkiye, bali hazır vaziyetin *İdamesi -tarakarıdır — ve faaliyeti, muabedelerin hudutlarını inbi sar eder, İlunun için geçen sene, Yun nistanla yapuği muahede de Statukoya İstinat etmektedir. Bununla beraber, Ro- a seyahatinin hemen Moskova seyahati skebinde yapılınış olması, sivasi meha- filde bir çok tahmirilerde bulunulmasına mani oleoumaktadır. Maamafih bu seyahatlerin birbirini takip edişine pek ehemmiyet vermek de doğru olamaz gibi görünüyor. Bu, zan- nımıza salırsa bir tek şeye delâlet eder. O da, Ankıranın takip ettiği siyasetin realist oluşudur. Filhakika, yeni Türkiye, oldukça mahirane hareket ederek, vaktlle rabassızlık hissedebileceği bu iki hükü- mete karşı gayet iyi münasebet teminine muvaliak olmuştur Ne olursa olsun, Ismet Paşanın Romayı ziyareti, Türk: Ital- yan dostluğunu takviys edecek mabiyet- tedir. Bu da iki memleket arasındaki İyi münasedetlerle siyasetin devamında müt- tehit kalındığını ifade eder Türkiye 1928 Mayısında İtalya ile bitaraflık ve hakem misakmı imzaladığı Tarman kendisini harci tehlikelere karsı mine doğru kaldırdı. Gözlerin - den ateş saçarak şerefine sadık kalmıya ahtetti. Sonra kalktı. Ki- mononun parçalarını göğsüne ka- vuşturdu. Yerde yayılı salçalarla pirinçlere teessüfle baktı. Ve Uye maça emretti: — Buralarını toplayınız! Ben uyuyacağım, geceniz hayır olsun. Yatak odasrna çıktı. Ne terbiyeli bir adamdı! Prens| Oşida olsa daha ciddi hareket e- demezdi. Tagami odasına girmeden Na» taşanın banyo salonunu içeriden kilitleyin kilitlemediğini muaye - » etti, Salonun kilitli olduğunu görünce odasına girdi. Krizantem resimleriyle bezenmiş leğene su doldurdu. Yüzünü, boynunu ihti- mamla sabunladi. Kokulu losyon- larla oğuşturdu. Briyantin sürün- — e v eee 5 smr yakmasını, yastıklar, yemiş Tevere vapuru, (23 mayıs, 1982 pa- zartesi) — İstanbuldan O Rrendiziye giderken vapur yalnız (Pire) ye uğ - ruyor, Burada bir kaç saat kadar! kalıyor. (Tevere) Pire limanma gir- diği zaman sabah saat dokuza gel - mişti, Burada İsmet Paşa Hazretle - rini Atina sefirimiz Enis beyle bera- ber mevcut diğer Türk memurları bir heyet halinde gelip selâmladı. Di- ğer taraftan Yunan hariciye nazırı M. Mihalakupolos vapurda (ziyaret! ett. Madam Venizelos da şahsi ola- rak Paşa Hazretleriyle refikaları yi mrmefendiyi ziyaret etti. M. Venizelos Yvazifesinden istifa etmiş olmakla beraber İsmet Paşa - nm şalfsi ve samimi bir dostu olduğu için (Tevere) vapurunun (Pire) li - manma uğramasından istifade ede - rek kendisini ziyaret etmek istemiş. Fakat Flebit hastalığı neticesi ayak- larından mustarip olarak yatakta bu lunduğu için kalkammış, Bunun Uz rine çok dostane bir lisanla yazdığı bir mektubu vapura göndermiş. Baş- wekil paşa M. Venizelos'un bu mek - Gezgammmmrışsmsmımmsısmmezşaz ganzeaaştiemraL2y KERR E583558 musun bulundurmak istiyordu. Filhakika, Türkiye kendisini (oAvrupa cihetinden tehlikeye maruz zannediyordu ve 0 Z1- mana kadar Moskova ile bağlınmamıştı. Bu misakı imzalıyarak Türkiye, o zama- na kadar bütün anın, harpten sonra, kendisi aleyhinde zannetriği bir devletin dosıluğunu temin ediyordu. İtalya da, Türkiyeye verdiği bu temi- nat mukabilinde, bilhassa genişlemek si- yasetini tatmin edecek ikusadi menfast- ler ceminini. yani. sanayiine, işçiliğine ve sermayelerine bir nevi tercih arzu edi- yorda. Yalnız, bu noktada, İtalyanın bü- dün istediklerinin tahakkuk etmediği mu- hak akör, Yeni Kemalist Türkiye Cümhuriyet, Osman'ı imparatorluğu değildir ve her türlü vesirleri reddeder, Bununla beraber, Italya - Türk teşriki wesâisı mümkün oldüğu kadar sık bir surette tekâmül etzi Bu suretle, İtalyanın Türk limanlarındaki faaliyeti, 1931 sene- sinde 3,500,000 tonaya yükseldi, aynı senc içinde Türkiye - Italya ithalkt ve ihracat faaliyeti 500 milyon Lirete baliğ oldu. Fakat garip değil mi, umumi harpten. beti, komşularımız, Akdenizin şarkında, yaktile Ceneviz, Piza ve Venedik Cüm- hurtyetlerinin takip ettikleri babri yolları takip ederek (o tarihlerinin bir sayfasını tekrar ediyorlar ve bir kâç sene içinde, hemen de yakın şurktaki çicaret hareke- nin başına geçivezdiler Dünyanın bu köşesinde kuvvetli bir vaziyet edinmek İilbamını, kalya, kendisi- pe telkin ettiği bir irade ve arzudan alı- yora benziyor. Bu gaye ile de yakın şark devletlerinin hepsi İle de kuvvetli müna- sebetler tesisine çalışıyor. Pek tabii, bu hareketten, şark Akde- nizinin siyasi ve iknsadi bürlin mo diliyeti müteessir olabilir ve bu hadise, Fransanın nokt (o nazanndan Okaçs- maz ! Heyhat! Yüzünde soluk mü“, rekkep lekeleri görülüyordu. Ken- dine cesaret vererek mırıldandı: — Gözükmüyor, yarm sabah yeri bile kalmaz. Ben Japon im- paratorluğu tebaasından ve bü - yük bir Samoray ailesinden İtti- jiri Tagami Sanım. Bir diploma - trm. On iki hemşirem, valdem, pe derim benimle iftihar ederler. Kagoşimada beni bekliyen nişan- ım da iftihar eder. Onların na - zarında ben büyük bir adamım. Artık yatmalı, güzelce uyumalı - yım. le Nataşa bu eve gelir gelmez in- ziva saatlerini geçirmek için şu banyo salonunu seçmişti. Burada büyük bir yatak da vardı. Canı is- tediği zaman Kohara odun soba- ret etti. Odada yalnızdı. Kimse o| ve şekerleme getirmesini emreder nu göremezdi. Maamafih dinlen-| di miş, asabını germiş, mağrur ve ciddi bir tavır takınmıştı. (Bitmedi) (*) Janonra “Eyvah! tubunu alınca çok mütehassis öl « muştur. Ve derhal kalkarak ziyareti ne gitmiş ve bir müddet (kendisile evinde görüşmüştür. Meğer diğer taraftan şayanı mem nuniyet bir tesadüf eseri olarak bu sırada Yunan relsicümhuru M, Zai- mis de M. Venizelos'un ziyaretine gelmiş. Bu suretle İsmet paşa haz - retleriyle Venizelosun nezdinde biri- birlerine tesadüf etmişler ve görüş - müşlerdir. Hatta bu güzel tesadüf burada da kalmamıştır. Yunan mec- lisi meb'usan reisi M, Sofilos'da ken- disine rasgelmiştir. Paşa onunla da konuşmuştur. Bu suretle (Pire) den geçerken dost Yunanistan İle en yük sek ricaliyle tesadüfün hazırladığı güzel bir temas vukua gelmiştir. M. Venizelosun İsmet paşa hazret lerine göndermiş olduğu mektuptan bahsetmiştim, Bu mektup Venizelo « sun yalnız başvekil paşaya değil, ay. n zamanda Türkiyeye karşı olan sa- mimi dostluğuna delil olacak yeni bir vesika olduğu kadar Yunanistan için de kendisinin ne kadar kıymetli bir devlet adamı olduğunu göstere - cek ehemmiyet ve mahiyettedir, Fil hakika M. Venizelos bu mektupta ken disinin iktidar mevkiinden çekilmiş olmasıyle Türk — Yunan dostluğu « nun âsla müteessir olmasma imkân bulunmadığını, yeni kahinenin kim - ler tarafından teşkil edilirse edilsin mutlaka bu dostluğa sadık kalacağı- nr, bu suretle Yunanistanm geçir - mekte olduğu buhranın Türk — Yu - nan dostluğunun kuvvet ve kıymeti. ni tecrübeye vesile vereceği. için bir de faydalı tarafı bulunduğunu yaz- mıştır, Ben geçen sene İsmet paşa hazret. lerinin Atina seyahatine de şahsen iştirak ederek Yunanistanda fırka va ziyetlerini yakından tetkik etmiştim. O vakit yazdığım mektuplarda Türk Yunan dostluğunun tesisinde bizzat M. Yenizelosun çok kuvvetli bir âmil olduğunu kaydetmekle beraber bu dostluğun şahsi bir siyaset olmadı - ğı da muhtelif delillere istinaden ilâve etmiştim. Onun için M. Venize - Tos'un bu sözlerini hakikatin kendisi olarak kabul etmek Tâzımdır, Bununla beraber Türk — Yunan dostluğunun kıymet ve o kuvvetini tecrübe neticesini (o vermiş olsa bile biz dost Yunanistanm her hangi bir şekilde buhran vaziyetine düşmüş ol. masını arzu etmezdik ve etmeyiz. Bi- naenaleyh ne gibi miller neticesinde zuhür etmiş olursa olsun devamı ve tekerrürü her halde zararlı olacağı şüphesiz bulunan bu buhrama kısa bir zamanda nihayet bulmasını, Yu - nanistanın bir gün evvel siyasi istik- rar devresine girmesini isteriz. (Tevere) nin yanaştığı (Pire) rıh trmrada mutat zamanlarda hiç görül miyen bir kalabalık hâsıl olmuştu. Onun için vapurumuzun rıhtımdan ayrılması bile heyecanlı bir manzara teşkil ediyordu. Nihayet hareket et- tik. Deniz ve hava dün olduğu kadar sakin olarak devam etti. Bir halde ki, vapurumuz (Mataban) burnundan geçerken bile hiçbir kimse en kücük bir salmtı ve sarsmtı hissetmedi, (Tevere) nin (Mataban) burnundan geçmesi bir sant, bir buçuk sant ka. dar sürüyor, Ondan sonra doğrudan doğruya Brendizi istikametini alıyor. (Pire) den öğleden evvel hareket et. tik. Yarm öğleden sonra saat dörtle dört buçuk sıralarında Rrendizi'ye varmış olacağız. ————umm Ingiliz kralının Yıldönümü Üç haziranda Ingiltere kralınm. doğumunun yıldönümü münase- betiyle İngiliz sefarethanesinde merasim yapılacak ve bu müna- sebetle İngiliz sefarethanesinde bir de garden parti verilecektir, Garden partiye Vali Bey başta olmak Clive şehrimizden mülki, askeri erkândan bir çoğu ve matbuat mensupları davet edik mişlerdir.