29 Mayıs 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

29 Mayıs 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a 4 —VAKIT 29MAYS 193 Balkan ticaret ve j Balkan haftası tezahüratı mü - - nasebetiyle şehrimize gemiş olan! murahhasların hemen hepsi mem — İeketlerine odönmüşler, yalnız “ Yunan murahhasları burada kal - Yunan murahhaslarından fab - rikatör M. Papamihailidi, dün bir Kirin şunları söylemiş - tir: “— Bu sene İstanbulda yapılan Balkan haftası tezahilratı, Balkan Ticaret ve Sanayi odasının tesisi do - : dala ayrı bir ehemmiyeti haiz - Memleketlerimiz arasında ticare - tin inkişafına çalışacak olan bu oda - © mm, altı Balkan memleketinden se - dörder nzadan mürekkep 24 lik bir meclisi bulunacaktır. Mec - © Nis senede lâakal iki defa toplannenk - tır. Bu meelisin kendi azası urasin - dan seçeceği, her biri ayrı hir Bal - kan memleketine mensup murahhas Jar da odanın daimi icrai komitesini teşkil edecekler ve İstanbulda bulu - nacaklardır. Meclis reisi Milat Rey olacaktır. Umumi kâtip te Türk murahhaslar - dan seçilecektir. Ayrıca her memleketin bir de ko - miseri bulunacaktır. Mecliste kim - in bulunacağı henüz malüm de - r, Arkadaşlarım salı günü Yunanis - tana döneceklerdir. Yalnız ben bir müddet kalmak üzere Ankaraya gi - deceğim.,, Bizim murâhhaslarımız seçildi Haber aldığımıza göre İstanbul Ticaret odası, Balkan Ticaret o - © dası meclisinde bulunacak mu - © rahhaslarını (o intihap etmiştir. » Murahhaslar, Ticaret odası reisi Nemlizade Mitat, oda reis vekili Habibzade Ziya, muhtelit mü - © badele komisyonu Türk heyeti © müşaviri Ahmet Mitat ve eczacı © Necip Beylerdir. — Balkan Ticaret odasının tesisi © o merasimi yapılmış olmakla bera - © beroda henüz resmen teşekkül — etmiş değildir. Bunun için oda “ nın nizamnamesi tasdik edilmek o ve müsaade almak üzere vilâyete — verilimstir. Tahir beyin beyanatı o, Balkan haftasınn neticeleri » hakkında malümat almak üzere © — müracaat eden bir muharririmize — Hukuk fakültesi reisi Tahir Bey uzun beyanatta bulunmuş, her sene ve her Balkan memleketin - de tes'it edilen Balkan haftasısı - nm maksadını anlatmıştır. Mak - sat, ne bir konferans, nede bir kongredir. Müzakereler ve ka - rar yoktur. Gaye, bir taraftan Balkan bir « © liği fikrini neşir ve tamim etmek, bir taraftan da muayyen meslek © Gerbabınmn birbirleriyle tanışmaları ve mesleklerine ait olan hususat üzerinde fikir teati ederek Bal - ) nm menafit noktası - dan müfit olacak anlaşmala « ra genin Handlamalarıdı. cümleden olarak yakında , Belgratta hukukçular toplanacak — ve bizden Tokat mebusu Nazim İzzet ve müderris Ahmet Samim — Beyler gidecektir. Ticaret odasınm res « men teşekkülü için de teşebbü - sata başlanmıştır. Tahir Bey, haftanın proğramı - © Mun nasıl güzel ve iyi bir tertip - — le tatbik edildiğini © anlattıktan sonra, bu proğramın tatbikmde lâ © füfkâr bir misafirperverlik gös - — termiş olan İstanbul Ticaret oda - © sına, Zahire borsasına, fabrikala - — rrmızın müdürlerine, Yalova kay - r makamma ve diğer em yardım — edenlere teşekkürü borç bildiğini — söylemiştir. .— i Gazimizin tesekkür ve Bilka temennileri A murahhaslarının tesek - kür ve derin hürmetleri, Tahir b tarafından Gazi Hazretleriy - i be, , Büyük Millet Meclisi | ikinci — reisi ve Balkan birliği cemiyeti reis Hasan Beye telgrafla arze dilmişti, Gazi Hazretleri ve Ha - Balkan Haftasının neticeleri Muhtelit mübadele komisyonundaişler -Mübadillere verilecek) hastalığından sanayi odasının yirmi dört azası olacak Hukuk fakültesi reisi TahirBeyin beyânatı san Bey bu telgraflara cevap gön - m ve teşekkür etmişler - ir, Gazi Hazretlerinin cevapları şudur: Tahir Beyefendi, Balkan Birliği Ce- miyeti İstanbul Mümessili ve Hukuk Fakültesi Reisi Balkan Ticaret ve Sanayi Odasının iki intihar Bircinayet,bir kaza Kartalda Hürmetler köyünde sakin 315 tevellütlü Veli oğlu Halil Kartala Pendik arasında demiryolunun üzerine yatmış, sa- baba karşı tren üzerinden geçe- rek Halili iki parçaya ayırmıştır. Caketini çıkarıp yolun kenarına bırakan Halil cebine bir de mektup yazıp bırakmıştır. Bun- da sadece “intihar ediyorum,, denmektedir. Yapılan tetkikat İstanbulda tesis edildiğini bildiren neticesinde müntehirin deli olduğu telgrafnamenizi memnuniyetle aldım. Muhterem murahhasların hakkımda» ki samimi hislerine teşekkür eder ve mesainizin muvaffakiyetle temadisini dilerim efendim. Reisicümhur Gazi Mustafa Kemal istihlâk bonoları Muhtelit mübadele komisyonu reisler bürosu dün toplanmıştır. Toplantıda şehrimizdeki etabli Rumlara Anadoluda bıraktıkları mallara mukabil verilecek 150bin sterlinlik tazminatın dağıtılması etrafında görüşülmüştür. Evvelki gün Ankaradan gel- diğini yazdığımız murahhas hey- etimizin reisi Şevki bey komis- yon işleri ve Ankarada yapdığı temaslar hakkında şu izahatı vermiştir: — Komisyon için teşrinisani başlangıcına kadar beş aylık 75 bin liralık tabsisat kabul edilmiş ve yeni bütçeye konulmuştur. |. işlerin bu beş ay içinde bitiril- mesi için azami gayret sarfe- İ dilecektir. Mevcut” iki bitaraf murahhasın itilaflı meselelerde verecekleri kararların tanılacağı hakkında Türk ve Yunan hükâ- metleri arasında taati edilmiş olan mektup Büyük Millet Mec- lisindede tasdik edilmiştir. Tas- dik kararı resmi gazetede neş- redildikten sona filiyat sahasına geçecektir. bu mektubun muh- teviyatına göre iki bitaraf ara- sında ibtilaf çıklığı (takdirde muhtelit hakem mabkemelri re- islerinden birinin re'yi alınacak- tır. Fakat buna lüzum kalmıya- cağını ve bitaraflar arasında ih- tilâf olmıyacağinı zannediyorum. Yunanlı ve etabliRum emlâkinin iadesi hakkındaki kanunun be- şinci fıkrasında aharin hakkına taalluk eden ahvalde mahkeme kararının kabul edileceği kay- dedilmiştir. Bu kayıt bir kaç şekilde tefsir edilmekte olduğuu için maliye, adliy ve hariciye vekâletlerinden tefsirini istemiş- tik. Bu müracaatımıza cevap ve rilmiştir. Bu cevaba göre mevzubahs fıkradaki aher şahıs kaydından maksat sahibi aslilerle mütefevvız- ların baricinde kalan eşbası salisedir. Binaenaleyh mahkeme kararının sahibi aslilerle mütefev- vızlar haricinde kalan üçüncü şahıslara ait olduğu kabul edil- miştir. Ankarada mallarının iadesi lâzım gelen mübadillere verilecek istihlâk bonoları verilmesi mese- lesile meşgul oldum, kanuna göre bu bonolar yüzde beş faizli olacak emlâki tapuya bağlandığı halde iabesi Jâzımgelenlere ve- i rileektir, Kadıköy Süreyya Sinemasında | bücüm etmek ve dövmek iste- Sahir Opereti Primadonna : Nuvart Hanım 30 Mays pazartesi akşamı (Şen Mülâzim) Operee 7 sahne. Müzik: Oskar Şiravs, şi lk YL anlaşılmıştır. Ikinci Intihar Evvelki gün de Galatada bir intihar vak'ası olmustur, Emek- yemez mahallesinde, Emekyemez sokağında Raşel apartmanının dördüncü katında 9 numarada | oturan 64 yaşlannda Salamon oğlu Abraham, uzun zamandan- beri müptelâ bulunduğu sinir müteessiren ve kendisini apartmanın dördüncü katından atmak suretiyle intihar etmiştir. Hadise hakkında müdei- umumiliğe malümat verilmiştir. iple boğarak dereye atmışlar Silivrinin Kurbağalı köyünde Bekir Ziya Efendi isminde biri Ismaille iki arkadaşı tara “'an iple boğularak dereye atılr ak'a jandarma (tarafından haber alınmış, ve failler yaka- lanmıştır. Cinayetin sebebi es- ki bir düşmanlıktır. ipten yere düşen bir canbaz ölüm halindedir Karagömrükte feci bir kaza olmuştur: Saat 18,5 sıralarında, ip üze- rinde: oynamakta--olan canbaz Bitlisli Karabet efendi, her na- sılsa birden bire: muvazenesıni kaybetmiş ve meydanın etrafını çeviren — seyircilerin e çığlıkları arasında, direklerin en yüksek yerinden düşmüştür. Düşüş çok feci olmuş, zavallı canbaz çok ağır surette yaralanmıştır. Kara- bet efendi ifade veremiyecek bir halde evvelâ Gureba hasta- nesine kaldırılarak ilk tedavisi yapılmış ve bilâhere Cerrahpşa hastanesine götürülmüştür. Ağır yaralı canbazın hayâtından ümit kesilmiştir. Dövme ve tehdit Dün saat 17de Ortaköyde oturan Fethi isminde biri, Ar- pavutköyünde tütün amelesi Ra- mazan tarafından dövülmüş ve çakı ile tehdit edilmiştir. Rama- zan yakalanmıştır. ş Memurları da döğmek istemişler ! Evvelki akşam saat 21 de Ar- navutköyünde bir hadise olmuş- tur: Harmiye sokağında oturan Niko isminde bir berber, yüzü gözü kan içinde zabıtaya müra- caat etmiş ve Bekir, Kara Meh- met isimlerinde iki şahıs tara- fından dövüldüğünü haber ver- miştir. Polis memurları derhal badise yerine gitmişlerdir. Fakat Kara Mehmet ve Bekir kendile- rini yakalamak istiyen memurlâ- rın yakalarına sarılmış, tabanca- | larım almak istemişlerdir. Civar- da bulunan balk epiy heyecana ! kapılmış ve korku geçirmiştir. Iki kabadayı pek az sonra ka- rakola götürülmüştür. Kara Meh- met, karakol içindede rahat durmamış memurların üzerine miştir. Zabıta her ikisi hakkın. da da şiddetli tâkibata başla- mıştır Birbirlerini yaraladılar Evvelki gece saat 20,5ta (on haberli | | Nörrma Sereriri Hayati) Rejisörün kabalığı! “ Suna da bak ! Demek senide yidızlat arasına katma mı istiyorsun, ha ? ,, Kalabalık arasında sıkışıp du- rurken, aralarında geçen mükâ- lemeyi istemiyerek dinledi. Kız- lar, angaje ettirdiği artist veya figüranlardan yüzde on alan, buna mukabil iş bulabilen bir rejisörden bahsediyorlardı. Norma, bu adamın ismini ad- resini aklında tuttu, Hemen o gün kendisini görmiye gitt. Rejisör, Madison caddesinde, büyük bir binanın on yedinci katında oturuyordu, Küçük bir yanhane, Duvarlarda meşhur ar- tistlerin ithafnameli fotografları. Rejisörün ismi Ted Larrison idi, Larrison çok söyler, geveze bir Yahudiydi. Himayesiz, küçük Higüran'lara karşıda pek kaba muamele ederdi. Larrison, Normayı, ağzında iri bir puro olduğu halde kabul et- ti, baştan ayağa kadar, bir süz- dü, yüzünü ekşitti. Normanın tırnakları manikürlü değild, diş- leri biçimsiz, ayakları çarpıktı. Yahudi, bunları bir bakışta gör- müştü, Normada kusurlarının görüldüğünü anlamış, büyük bir sıkıntıya düşmüştü. Nihayet, Larrison soğuk bir tavırla genç kızın yüzüne, şu sözleri fırlattı: — Demek sinama artisti olmak istiyorsunuz, çok iyi... Size mu- valfakiyetler temenni ederim. Norma bu sözlerin manasını anlamıştı. Kekeliyerek: — Muvaffak olacağımı hiç zan- netmiyortnusunuz? Dedi. Rej:sör, mübhem bir haraket yaptı. — Yavrum, belli olmaz.. Bel- kide muvaffak olursun. Dünya bu.. Eğer burada bir tanıdığım, be- ni himaye eden birisi olsa, daha çok ümit edeceğim amma. Nev- yorka daha dün geldim. Kendi- mi pek yabancı hissediyorum. Meselâ, bu kadar artistleri mu- vaffakiyete ve şöhrete götürmüş olan siz, bir az yardım elseniz... isteseniz.. Larrison memnun olmuştu. Güldü. Bu sözler, gururunu ok- şamıştı. — Şunada bak... Demek be- nim bir çok artistleri meşbür ettiğimi, yıldız yaptığımı biliyor- sun |. Demek seni de onların Pangaltıda pazar sokağında 15 nu- maralı evde oturan Roberto ile, Şişhaneli Mişon arasında kavga çıkmış ve iki arkadaş hiddetle- rinin en taşkın bir anında biri- birlerini yaral.mışlardır. Denizde boğuldu Evvelki gün saat 16 da Yeni- mahallede Nişantaşı caddesinde bakkal Mehmet Ef.nin çırağı Dadaylı Mehmet oğlu Aptullah, yıkanmak üzre Göğsu sarayı önünde denize girmiş ve bir da- ba çıkamamıştır. Suların cereya- nına kapılarak boğulan zavallının cesedi henüz bulunmamıştır. Bu da kurşunlu kavga Evvelki gün saat 18 de Kü- çükpazar caddesinde (arabacı Siirtli Taliple yoğurtçu Tabir ve Tabirin biraderi Şaban araların- da kavga çıkmış, Talip tabanca- sının kurşunile Tahiri sol baca- ğından, Şabanıda namlusuyla sağ gözünden yaralamıştır. Yaralılar Cerrahpaşa hastanesine kaldırıl- mışlardır. Talip yakalanmıştır. ! Köni Mt ei ek © ik e YE bik een tl seki arasına katmamı istiyorsun, hİ Fakat yavrum, doğrusunu inter sen, şimdi hep birer yıldız o muş olan artistlerin dişleri w zuk, bacaklar çarpık değil ve gözleri de güzeldi... Yas siz de olmıyan bütün meziyet” lere maliktiler. Norma bu kaba sözler kar” sında bem beyaz kesildi. Fakst kendine hâkim o'du. Bu adam” karşısına, (güzelliğinin metedif mesi için gememişti. Ondan # dece yardım istiyordu, Sakin pir sesle : ik — Biliyorum, dedi, bütün bi meziyetler bende yok, Fakat çalışmak istıyorum ve çalışa mek için de bir fırsat arıyoru” Bu fırsatı bana verir misiniz Larrison, bir an düşündü. pe küçük kız, cesur bir kıza benii" yordu. Çok defa bu sözlere m hatap kalan kız'ar, ya kendisin? küfrederek giderler, ahut d# ağlamıya başlarlardı. Fakat b” kız, onlara benzemiyordu. Haki kati kabul etmek cesareti: bulunuyordu. Larrison, ona dikkatle baktı ve tatlı bir sesi — Yavrum, dedi, görüyoru” ki çalışmak arzunuz pek büyük” Vakıa size bu yolda fazla üm vermek istemem amma, mada” ki öyle istiyorsunuz, bir ker” tecrübe ederiz. Hem sizi reddet” sem, eminim ki gidip başka yef” lere baş vuracaksınız. Madamli tesadüf sizi benim yolumun 07€“ rine çıkardı. sizinle meşgul ok mayı kabul ediyorm. Bana, seri fotoğraf getiriniz. — Fotoğrafım yok. — Gider, çıkarırsınız. da, avans olarak on dolar siniz. Ben de, ilk fırsatta içim birşeyler yapmıya çalışı O'ur mu? Norma, düşündü. “Ekmedef biçilmez,, kaides'ni biliyordu. — Olur, dedi, yarn fotografları ve parayı getiriri” Sokağa çıktığı zaman, Norm* Larrisonla olan mükâlemesini b# tırladı, Güzelliğine karşı yapıl” belet halâ kulaklarında çi ıyordu. i Mağazaların önünden geçe ken camekânlara göz atıyor, r rada çirkin, solgun bir yüz rerek gittikçe müteessir oluyord” Bir aralık, yanından bir ğ kanlı ti. Giyinişine nazar# bu, Er iğde. ÖNEL dik” katli dikkatli bakarak ; i — Ne güzel kız! R. : ve Bu sözler, nleade iltifattan başka bir şey id iz Fakat, Normaya, bu adi i serin bir limonata gibi tesir ve genç kız, bütün hayatiyet elde ederek, doğruldu, gö? parladı. Kız kardeşinin kendi beklediği fakir eve doğru dr emin adımlarla ilerlemiye z Norni#" Re Bir fotoğrafhanede, altı poz resmini çıkarmıştı. de simlerin ışık tertibalı fena yz ğildi. Fakat duruşlar, pe "pek miceydi, hem de tuvaleti yeni değildi. Norma, fotoğraflarla on > ları götürüp Larrison'a bırak! if tı. Günler geçti. Stüdyoda" ye haber gelmiyordu. Iki kız vE deşin biriktirmiş oldukları nd lar bitmiye yüz tutmuştu. e daha şimdiden, Monrealdeki Sy, lerini hatırlamıya başlamıştı. unla beraber, Normaya bu susla bir şey açmıyordü. - (Devam

Bu sayıdan diğer sayfalar: