am'at ve Musiki hı Ankara — Şehrimizin bedit varlık- Musiki biri de hiç şüphesiz Ankara ke muallim mektebi ve Halkevin- yerilen konserlerdir. ra arliyle marufu arasında bü- ww” &henk ve münasebet bulunan manen muallim mektebi, Anka- biri, cayi eden güzel binalardan ay vaser salonu geniştir. o Oturula- Yerleri rahat ve her tarafı temiz- Bütün ziyneti üslübünün sade. Ve ahenginde birikmiştir. o Geçen a bu salonda 23 üncü halk kon- verildi, ukannen saatte konser başladı. İlk Kğ Sehubert'in natamam Senfoni- Atdante ve Allegro Moderato'dan riarp çalan Viysnalı san'atkâr kep olan bu kısım eldden güzel Ye fi ia pr ra yeerke el derhal Volks Oper, yani Viyana halk gg anlar mezü aybeder gi- Ni le da Zeki beyin bir kaç asa- angajman"temin etmiş ve daha sonra ig IŞı her şeyi yerli yerine getir - © ve umumi heyeti itibariyle) siki O münakkitliği | ilerlemiş o olan | lm üzerinde pek güzel bir t€-| memleketlerde bir seri konser ve » İ We a, keson Marpla bağ rerek münükkitler tarafından taktir A Bu Tâhuti ve gili Salma. edilmiş ve en nihayet Viyana sefare - timiz vasıtasiyle memleketimize geti - rilmiş ve üç senedenberi o riyaseti cumhur orkestrasında ve musuki mu- allim mektebinde vazife almıştır. Bu çok muktedir artistten talebelerimizin hakkiyle istifade etmesini ve memle- ketimizde de bü Asil sazım yayılmasını ve ileride bestekârlarımızın doğacak | ayyy seriyetle orkestra veya diğer eş rla müştereken dinlemiye alış - 1, Oldoğumuz için solo olarak din - yi vs ona göre bir fikir edinme - | enberi arzu ederdim. mii konserinin proğramı Hasse - | dig m Gitana'sı, Sehubert'in fante - tiye Hasselmos'un duasından terek- *diyordu. ilhamlarma, yeni yetişecek san'atkâr- Ha, R larımızın tercümün olmasını gönül ne aya rem > kadar istiyor... olarak çaldığı her iki parçada dinleyicilerine muvaffakiyetini Bali ettirdi. e Filhakika bu çok âsil a, *nstruman üstat ellerde ne ka - ağ duygu ve hislere tercüman ol- vu bize gösterdi. Kendisini din- ai üzerinde büyük bir tesir bı - Na artist öğrendiğime göre Viya - n musiki oakademesinde al- ji*ne çalıştıktan sonra yüksek bir b a almıya muvaffak o olmuş ve w Matmazel Roza Moise'in talebe - sinden olduğu anlaşılan Adnan beyle müştereken çalman parçaya gelince; ühdesine pek büyük vazife düşmedi - gi halde Adnan beyin heyecanı “bu müşterek çalman kısım birinci ola - rak çalınmış olsaydı, temennisinde bulundurdu. ettiğim baz: noktalar vardır. Oda: e 214 amaaa, TARİH EL KİTABI Yeni kıt'alarn servetleri Avrupaya taşınmıştır. Metan » Renaissance) yeniden doğuş denir. — Reform — | hali apalar, ruhani nüfuzlarını bir zaman geldi ki sırf iktısadi bir İ “evet, üyordu. o Almanyada Luter on altıncı asırda ŞOR etti, m ke, Luter protesto etti. Protestanlık bu suretle meydana bir kilise hakimiyeti kabul etmiyordu. Protestanlık İngilterede, İskoçyada, İsveçte tamamiyle hâkim d, yada, Fransada, İsviçrede hem katolikler, Lâtin memleketler katolikliği muhafaza ettiler. oldu. b : Almanyâda ' N *ok kanlı oldu. ingilterede : oldu. Âleminde Puslanın kullanılması, deniz seferlerini daha emin bir hale koy * i » Uzak seferlere emniyetle çıkılabilmiştir. Bu suretle keşfedilen Yeni ölkeler, Avrupa devletleri nam ve hesabına istismar edilmiş, yani bu ki; Böylece yeni zamanın esas seciyeleri teşekkül etmiş, bunu din ve fi- | inkilâbı takip etmiştir. Din inkılâbına (Reform), fikir inkılâbına (Rö- Roma kilisesinin ümünden kurtulmak istiyen prensler, buna taraftarlık gösterdi - hem Protestanlar var- Süer teşekkül eden mezheple katolik mezhebi arasında şiddetli mü- ay altıncı asrın ortasında, protestanlıkla mücadele etmek ve onu or» kine Kaldırmak üzere jezvit teşkilâtı vücude egtirildi. İspanya kıralı i - Filip bu teşekkülü himayesi altına aldı. Reform aleyhine mücadele, Süretle başladı. Din muharebeleri, Ajmanyada katolik ve protestan prensler arasın. CA, Psilterede katolik kıraliçe Mari İstovart ile protestan kıraliçe Eli - arasındaki rekabetten dini mücadeleler oldu. İkinci Filip protestan- Rüğigağlip etmek için mağlüp olmaz (Armada) yı vücude getirdi. Fakat Holandalılarla İspanyollar arasında mücadeleler oldu. oHolandalı - Şrotestandılar, İspanya kıralı Il inci Filip Holandalıları Okatolik Yine sokmak istiyordu. Fakat, prolestanlar muvaffak oldular ve - Ankarada Halk Konserleri her şeyden evel heyecanına hâkiri ol- ması ve çok çalışmasıdır. Eğer bu tavsiyelerim ihmal edil - mezse Adnan beyi de İleride kendisi - nin lüyik olacağı mertebede alkışla » nacaklır. Konserin diğer kısımlarına gelin - ce; Rossini'nin lâyemut Giyom Tel uvertüründe orkestra bestekârm bü - tün inceliğini bize duyurdu. Her ne- dense Serenad d'Arlegin de çek 4) ve daima duymak istediğimiz heyecanı duymadık. | Bu hükmün bir esbabı muhaffefesi vardır. O da garp musikisini hakkiyle çalabilmek ve bestekirm hissine! ,ruhuna bihakkin tercüman olabilmek için behemehal canlı bir ( garp İisanı bilmek, okumak ve o parçayı bir üstat elinden dinlemek lâzımdır. Orkestramızı teşkil eden genç san'- operası orkestrasında üç senelik bir) atkârlarımız fitri istidat ve zekilar; sayesinde çalıştıkları parçalar üzerin-| Avusturya ve Çekoslovakya gibi nin -) de garbin tanılmış orkestraları kadar) muvaffak olduklarını gösterdiler, Yalnız her şeyde olduğu gibi musi- kide de bir nokta vardır. O da: bir) defa muvaffakiyetle çalınan her han- gi bir parça bİr zâman sonra meşkedil meden geçilirse ekseriyetle o bu defa Leon Kavallonun o meşhur bestesinde olduğu gibi kendisini tansmakta bize güçlük çektirir, Binaenaleyh çok taktir. ettiğimiz, çok iftihar oeylediğimiz biricik or - kestramızdan yukarıda da arzettiğim noktaya çok ehemmiyet vermesini ri - ca ederek daima muvaffak olmalarını can ve gönülden dilerim. bize çok defa! A.A Olâllo ve Kâmil Rıza müsameresi 'Türk sahnesinin yirmi senelik emek- tarı Kâmil Rıza S-; bir hayli zaman- dır hastaydı. Türk sahnesine Şekspir zevkini ilk tanrtan Kâmil Rıza ma - yısın 18 üncü günü (Şehzade başında Adnan beye tavsiye etmiye cesaret| bir müsamere verecektir. Kâmil Rıza, bu müsamerede| N ii) 5 — VAKIT 8 MAYIS 1932 —> Rusyada Aşk! Yazan: Lui Şarl Ruaye “ilk defa olarak doktor tavsiyesiyle para kazandım. Yaşasın böyle duktorlar ! , ii — Hemen yek gibi birşey.. Sonra tahkikata giriştim. Ka- pitalist (memleketler (aleyhine olarak, burada mahpuslar, birer numaradan ibaret değildir. Hepsi şahsiyetlerini muhafaza ediyorlar. Gardiyanları da kendilerinin mensup oldukları Sovyet teşki» lâtı tayin edermiş. Mahpuslar, ber gün çalıştıkları için, gardi- yanların Ücreti, mesailerinin mu- ayyen bir kısmından alınırmış. Birinci sınıf yani gayet iyi ha- reket eden mahpuslara, dediler, : 25 “18 * ; senede on gün izin verilir. İkinci sınıfın yedi, üçüncü sınıfın beş gün izinleri vardır. — Peki, izinden muntazaman avdet ederler mi? — Tabii! — Neden tabii? — Zira, ellerindeki erzak ve- sikaları o kadar gün için veril miştir. Eğer dönmezlerse, hiç bir yerden yiyecek içecek bulamaz- lar! KADIN DOKTOR Midem bozulmuştu. Hastalan- dım. Cumartesi akşamları bizim otele dans etmeye gelen, uzun boylu, solgun benizli bir kıza bastalığımdan bahsettim. san'at hayatının en şöhretli eseri ola- rak Otello'yu oynuyacaktır. Kâmil Riza Türk sahnesinde Otelloro- lünde çok muvaffak olmuş ve bunun için Türk sahne meraklıları arasında Kâmil Rıza adı yerine Otollo Kâmil daha meşhur bir isim halini almıştır. Kâmil Rızanın müsameresi muhak- kak ki çok güzel olacaktır. mmm uzu TARİH EL KİTABI bir müstakil devlet teşkil ettiler. Bu devletin adı (Müttehit vilâyetler cüm huriyeti) oldu. N : Fransada : Fransada da katoliklerle, protestanlar arasında din muharebeleri ol- du. Katolikler (Sen Bartelmi). gecesi protestanları katliam ettiler. Protes- tanlar da katoliklere mukabelede kusur etmediler. Yabancı memleketlerde hastanede yatmaktan hiç hoş- lanmam. Umuzlarını silkti ve: — O halde, dedi, perhiz edi- niz. Ertesi hafta geldiği zaman sordu : — Nası'sınız? — Teşekkür ederim. İyileş- tim. Hem perhiz esnasında dört yemek ve bir hayli de para ta- sarraf ettim. Hayatımda ilk de- Yaşasın böyle doktorlar ! Bu sefer, oValya gülümek lütfunda bulundu. Kendisiyle bu suretle ahbap olduk. Galiba Valya'nın doktor ol duğunu söylemeyi onutmuştum. Valya güzel değildi. Ince bir kadındı. Elleri nazik ayakları kü- çüktü. Kendisinin Moskovalı ol- madığını hayretle öğrendim. Ce- nup tarafındanmış. Bütün ısrar- larıma rağmen, nereli olduğunu anlıyamadım. Fakat votkayı se- viyordu. Yalnız sarhoşluğu hü- akşam göz yaşlarının arasından i m. Mes'ut bir çocukluk geçirmiş, ne bir 'tilmiz, yapmak niyye- (Devam edecektir.) ........1. 2222502222000... 2İS sema Bir hayli kan dö - küldü. Nihayet 1598 de (Nant) fermanı neşredildi. Bu fermanla katolik ve protestanlar, mezhep hürriyetini kazandılar. Maamafih bundan sonra da din muharebeleri devam etti, meta koydular. Bütün hıristiyan memleketlerinden Romaya dökülen papaların sefahatine sarfediliyordu. Papalar, sefahat içinde ya- İyrlardı Para ile günah affediyorlar, cennetin anahtarlarını satıyor « Bilhassa Cermen memleketlerinde papaların bu vaziyeti, hiç de hoş tağpmi hıristiyanlığı asli Mahall irca etmek istiyordu. İncili halkın anlıyabileceği bir şekilde lisana tercüme etmişti. Romakilisesiyle arası açıldı. Papa, onu a- lar. etti. çıktı. dir. oldu. — Yeniden doğuş saray adamları fikir ve san'at rinin ve yeni düşüncenin esasını kurdu. sine dönmek esas oldu. Aynı zamanda yeniden doğuş milli lisanların ve klâsik san'at telâk « - Rönesans — Sermaye terakümünün neticesinde yeni bir hayat başladı. Papalar, Kırallar, adamlarını himayeye başladı » Roma Rönesansın merkezi oldu. İtalyada üç sanat mektebi zuhur 1 ) Roma mektebi, 2 ) Floransa mektebi, 3 ) Lombardiya mektebi. Roma mektebinin en şöhretli sefi (Rafael) dir. Floransa mektebi - nin üstadı (Mikel Anj), Lombardiya mektebinin üstadı Leonar dö Vinçi- Rönesansta ilim müspete ve tecrübeye istinat etmektedir. Halbuki orta zaman ilmi iskolâstikti. Holandada teleskop, mikroskop vücude ge - tirildi. Alman (Kepler) seyyarelerin hareketi kanununu, Nivton cazibe kanunu, Galile arzın hareketini ve cisimlerin sukutu mahiyetini, Koper - nik güneşin şems manzumesinin merkezi olduğunu, arzın kâinatın merke- zi olmadığını ispat etti. Toriçelli barometreyi vücude getirdi Vücutta kanın deveranı bu zamanda keşfolundu. Avrupanın muhtelif yerlerinde darülfünunlar açıldı. Dekart riyaziyata ait yeni bilgiler getirdi. Ve bugünkü ilim usuile- Rönesansta mimari de yeni bir şekil aldı. Gotik tarzı yerine röne » sans usulü hâkim oldu. Edebiyatta da eski Roma ve Yunan san'atı an'ane- Se doğmasına sebep oldu. İtalyadan çıkan rönesans bütün Avrupaya yayıldı. Ümanism cereyanı eski lâtin ve Yunan eserlerini milli lisana çevir « mekle kuvvetleniyor, din ve fikir hürriyeti de eski Yunan ve lâtin kül « türüne istinat eden bu adamlar tarafından müdafaa ediliyordu. Rönesansın felsefi telâkkisi insan şahsiyetinin teşekkülünü dinmiştir. Orta zamanda insanla mabut arasında mütevassıt bir kilise gaye e - — Hastaneye gidip yatını dedi. wi fa olarak bir doktorun tavsiye- : * siyle para kazanmış oluyorum. Sü zünlüydö. Onun hikâyesini, bir babası doktormuş. Kızını kendi- tindeymiş. İhtilâl olunca, zengin olan ailesi şüpheyi davet etmiş, 3