24 Şubat 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

24 Şubat 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

138 üncü Alfons dün şehrimize geldi | Usttarafı 1 inci sayfada | Miyan karşılayıcılar vapura geç- mişlerdir. Dük de Toledo ismi altında seyahat eden on üçüncü Alfons sırada vapurun sigara salo- nuna gelmiş ve iki rahibin ziya- Tetini kabul etmiştir. Alfons ra- hiplerle bir çeyrek kadar ko- Buşmuş, bazı mektup ve evrak teati edilmiştir. Gazetecilerle konuşmuyor Buarada sabık kırala seyahatinde refakat eden Dük de Miranda Alfonsla görüşmek istiyen ga- zetecilere, sabık kıralın şimdiye kadar takip ettiği tarzı harekete sadık kalarak gazetecilerle İstan- © bulda da temas etmiyeceğini ve yalnız Ispanyol tebeasının ziya- retlerini kabul edeceğini söyle- Miştir. Yalnız iki tane Alfonsu O karşılamak © üzere Rihtıma yalnız iki İspanyol gelmişti. & Gelenlerden biri, bir müddettenberi şehrimizde han ve geçen senede Tak- sim bahçesinde şarkılar söyliyen M. Jose Uribari isminde bir mu- Zanni, diğeri ismi gene Uribarri bir sanayi mübendisiydi. Isimleri bir olan bu iki Ispan- Yol biribirlerini tanımıyorlardı. Bir muharririmiz Alfonsun yanında! Saat dokuza doğru, Alfonsun ol tebeasını kabul edeceği ildirilmiş, muganni M. Üribarri Yİ tanıyan bir wuharririmiz, ko- girerek beraberce kralın bulunduğu salona girmiye muvaf- fak olmuştur. Sabık kral burada, Dük de | Miranda tarafından kendisine takdim edilen İspanyollara te- şekkür etmiş, muganni Uribarri ye zaman bulursa kendisini din- lemiye geleceğini söylemiş, mu- harririmizin gazeteci olduğunun anlaşılması üzerinede Dük de Mirandayla aralarında Ispanyol- ca bir mükâleme cereyan et- miştir, Sabık krai özür diliyor Bunun üzerine Dük muharri- rimize demiştir ki: —Kral hazretleri size ve arka - daşlarmıza bir mülâkatta bulun - mıyacağından dolayı mazur zö- rülmesini istiyorlar, Marsilya, Napoli ve Atinadaki meslektaşlarmızla da görüşmedi - ler. İstanbul gazetecilerine husu- si bir muamele yapılarak beyana!! verilmesi kıskançirkları davet et- mez mi? Maamafih ihtisasları hakkmda şunların yazılmasma müsaade edi- yorlar: “Akdenizin şark sahilleri- ni ve İstanbulu ziyaret etmeği çok tanberi istiyordum. Fakat o za- manki işlerim bu arzumun tahak- kukuna mâni oluyordu. Şimdi fır. sat bulunca hemen bu seyahate çıktım. kadar güzel buldum. Güzel şeh- rinizde ancak bir buçuk gün ('a- bileceğime çok müteessifim.,, Ziyaretler Alfons saat dokuzda vapur- dan çıkarak lüks ve büyük bir otomobile binmiş ve şehirde bir gezinti yapmıştır. Kıral evvela Ayasofya ve sul- tanahmet camileriyle yerebatan sarayını, askeri müzeyi ziyaret etmiş, Süleymaniye ve Kariye camileriyle surları da gezdikten sonra saat bire çeyrek kala To- katlıyan oteline gelmiştir. | İstanbulu methedildiği) bulduğunu söyledi. Yemekten son- Kıral otelin sokak yüzündeki salona girerek diğer müşteriler arasında, Mesajeri Maritim kum- panyasının İstanbul acentası M. Couteaux Teofil Gotye vapuru- nun komiseri ve Dük de miranda ile birlikte öğle yemeğini yemiştir. Karabet Efendinin anlattıkları On üçüncü Alfonsa hizmet eden Tokatlıyan otelinin Meter doteli Karabet Efendi kıral git- tikten sonra etrafındakilere şun- ları anlatıyordu: Şimdiye kadar bir çok devlet reislerine hizmet ettim, Bu listeye bir sabık kıral daha ilâve edildi. Kıral, yalnız Türk yemekleri yi- yeceğini ve türk şarapları içeceği- ni söylemiş, ona göre yemek ha - zırlanmıştı. Yemek listesi Cerez olarak portakal böreği, sonra (rkarada barbunya balığı, sebzeli biliç güveci, şiş kebabı, sa- lata, kadın göbeği, fıstıklı don -| durmyla (o bisküvi, (o şekerleme| yedi. Kahve içti. o Yemek esnasında yalnız yerli şarap ve Ki- serna suyu içti. Türk yemekle- rini ve Türk şaraplarını çok güzel ra yemek listesini imzaladı ve ha- tıra olarak verdi.; Merakı celbeden palto! Kıral yemek yerken, Tokatlı- yanın antresinde ayrı bir askıda bulunan paltosu, gelip geçenler- | den bir çoklarının tecessüsünü tahrik ediyor, bazı kimseler gi- derek paltoya dikkatla bakıyor- lar ve alelade bir palodan farklı olmadığını anlayınca adeta şa- şıyorlardı. , Gazi hazretlerine tazimat Sabık kıral yemekten sonra, on beşe doğru yanında Dük de Miranda olduğu halde otelden çıkarak otomobille Dolmabahçe sarâayma gelmiş, yaver beylere, üzerinde "Dük de Toledo,, yazılı olan kartını vermiş ve: “— Büyük bir reis kiymetli bir asker olan Mustafa Kemal Hazretlerine büyük hör- metim vardır. demiştir. Büyük reisimiz namına Riyaseti cümhur yaverlerinden Naşit Bey akşam östü Teofil Golye vapuruna gitmiş ve kert bırakmak suretile Reisi cümhur Hazretleri namına ziyaretini iade etmiştir. Alfons Dolmabahçeden sonra Topkapı sarayına gitmiş, fakat vakit geciktiği için bazı daireleri kapalı bulmuştur. Kıral sarayda silâh dairesini gezerken silâhların tasnif tarzını | beğenmediğini, bazı silâhların ait oldukları devirlere mahsus camekânlarda teşhir edilmediğini söylemiştir. Bu sabah haraket edecek Sabık Kral yanında yalnız Dük de Miranda ile seyahat et- mekte, yanında bir hizmetçi bile bulunmaktadır. Beyoğlu gazate- lerinden bazılarının yazdığı gibi iki kızı ve 18 kişilik malyetile şehrimize geldigi doğru degildir. Dün geceyi vapurda geçiren sabık Kral bu sabah motörle bo- gaziçinde bir gezinti yapacak, saat on üçte geldigi vapurla se- yahatine devam etmek üzere İz- mire ve Suriye ye haraket ede- cektir, Bir ingiliz Prensesi Müslüman oldu Malayanın Saravak ölkesi veli ve çok Stajyer Tıp Telebesi | Üst tarafı Tinci sayfada 7 şıyoruz. Fakat hasta olanlard | karşı yapılacak muavenetin dere- cesi, büyük bir paraya mütavak“ kıf olması itibariyle daha yavaş gi diyor, Şehirde mevcut ve umumi ida reye ve belediyeye ait hastaneler rin yatak adedi, bu günkü mikta — 5 — VAKIT 24 ŞUBAT 1932 rının belki on misline çıkarılmak mecburiyeti vardır. Görülüyor ki, bu hem büyük bir yekün, para sarfını müstelzim bir keyfi» yettir. sılması bir zaman meselesidir. Birlaştirilen sıhhat müdürlükler dürlüğü birleştiril; iş midir? — İstanbul belediyesi sıhhat müdürü Neş'et Osman beyin istis fasımdan çok müteessirim. Kendi si, uzun zamandanberi bulundu ğu bu vazifenin verdiği yorgun « luktan dolayı istifa etti, İstifa ves kâletçe de kabul edildi. Hizmetin den gene istifade edeceğimi ümit ediyorum. Bu istifa üzerine İstanbul beles diyesi sıhhat işleriyle vilâyet sıh- hat işlerinin bir zat uhdesinde bu“ hem de büyük mesaj, Bunun da ikmaline çalı « ü 4 5 , lunmasını muvafık gördük. Bu su“ | retle bir çok noktalarda müşterek hizmet gören vilâyet umumi sıh « hat işleriyle mahalli ve belediye sıhhat işleri, vilâyet ve belediye makamında olduğu gibi, bir zat uhdesinde birleştirilmiş Ve bittabi bu şekil birçok müdaha leleri de bertaraf edecektir. ahdının zevcesi prenses Dayanej Muda hristiyanlığı (O bırakarak islâmiyeti kabul etmiştir. Mera- sim, bir tayyare içinde ve İngilte- reyle Fransa arasında yapılmıştır. Prensesin adı prenses Hayrüin- nisa olmuştur. .2...222.440024 2202222250225 22222555099509099220 200000 oluyor, j i i | — İğ muzun TARİH El KİTABI maması, için bir çok tecavuzlara uğradı. Kaybolan bu medeniyetin eserleri bu gün ancak mezarlarda bulunuyor. Çünkü onlar ruhun tekrar cesede gireceğine ve ruhun ebediyetine inanırlardı. Muhkem mezarlar yaparlardı. İskit me- zarları (Dobricadan) Orta Asyaya kadar yayılmıştır. Isgit sansti , İskit san'atı milâttan evel 5 inci ve 4üncü asırlarda yüksek inkişafa maz- olmuştur. Bu inkişafa mazhar olan san'at eserlerine Kafkasyanın şi- — (Kırımda) Rusyanın cenubuşarkisinde İskit mezarlarında tesadüf Mir. İskit san'atı bu devirde Yunan sanata tesir etmiştir. (Yunanistan ve da İskit tarzında eserler yapılmıya başlanmıştır. Bu tesir en çok el- biselerde altın ve tunç at takımlarmda görülür. Şarktan gelen Türk akın- ları İskitlerin mütemadiyen garba götürmüştür. İskit medeniyeti çok zengindi. Siyaset ve askerlik İskitler siyaset ve askerlikte çok ilerlemişlerdir. İskitlerin muhtelif mem- leketlere gönderdikleri diplomat heyetlerinden ve onlarm aktettiklerin mu ahedelerden eski tarihler bol bol bahsederler. İran imparatoru | birinci aryüs) ün füruhat plânmı bozan İskit ordusu ve İskit diplomasisiydi. İskitlerde kadınlar erkekler gibi spor ayparlardı. At üzerinde dolaşır ve muharebeye giderlerdi. Tarihin meşhur Amozonları atlı kızları İskit kızlarıydı. be İskitliler (Mısıra) (Suriyeye) ve (Anadoluya) bir çok akmlar yaptı- İskitlerde iki kısım halk vardı. (Topraağ bağlı olan insanlar): Yerli insanlar. ve göçebeler. Toprağa bağlr olan insanlar çiftçilikle meşgul olurlardı. ! lerse: İçerisi halrlarla döşenmiş arabaalr içerisinde (o koyun ve *eçi gibi sürü hayvanlarla birlikte dolaşırlardr.. Din İskitlerdede Türkler gibi yer ve gök tanrıları vardı. Ayrıca bir de mu- tanrısı mevcuttu. Bu tanrı için her şehir ve her köy bir mabet in fa ettirirdi. Bu mabetlerin tepesine harp tanrısmı temsil eden bir, kılıç dileilirdi. Ve her sene bunun için kurbanlar kesilir ziyafetler verilirdi. Ana yurtta en eski devletler Hun imperatorluğu * Ann vatanda kalan Türkler muhtelif devirlerde muhtelif devletler teş- a etmişlerdir. üç iin kir e Çinliler bu imparatoriu » Ri e İĞ ğe epkoli “— muna 'TANİH FU KİTABI muz İ5 e Hudut : Bu devlet evvelâ Çinin şimalinde Çin sedinden (Orhon) nehri, (Ta- mu — Ola) dağlarına kadar uzanıyordu. Sonraları (Mançuri) hududundan (Aral) gölüne kadar uzadı. Devletin nüfuzu (İtil) mıntakasına kadar hâ- kimdi. Bu devlet milâttan (1230) sene evvel kurulmuş milâttan (93) ev - veline kadar devam etmiştir. İlk devirleri hakkında malümat yoktur. Bu devlet, muhtelif Türk hanların aşi rs ga rem altımda toplanmasından teşekkül ediyordu. Harp ve sulh işlerinde imparatorun iradesi hâkmdi. Diğer işlerde her hükümet bildiği gbi hareket ederdi. İm- paratorun lâkabı (Tanrı — Kut) yani (Gök kudreti) ydi. i Mete : Bu devletin en meşhur ve şöhretli imparatorlarından birisi de Metedir,. İmparator (Teoman) ın oğludur. Milâttan evvel (209 — 174) senelerinde hükümdarlık etmiştir. Mete bütün Türkleri bir bayrak altında toplamıya çalıştı. Bu maksatla Yueçileri (Kanso) dan çıkararak garba doğru sürük« lemiye mecbur etti. (Siyen — Pi) leri Türk yurdundan kovdu. Orta As» yanm büyük Türk şehirlerini imparatorluğa ilâve etti. Mete devrinde hu « dut (Kingan) dağlarından (İtil) nehrine kadar genişledi. Bu geniş impar ratorlukta (26) krallık vardı. Mete (26) krala hükmederdi. z İ Çin seferi : Meteden evvel Hünler Çini daima tehdit ederlerdi. 3000 kilometre u- zunluğundaki Çin seddi bunun üzerine yapılmıştı. Han sülâlesi devrinde Mete Çine ilânı harp etti. Ve Çi nordusunu mağlüp etti. Çin Hün tabiiye- tini kabul etti. Meteden sonra Çinliler bu devleti yıkmak için çok uğraş» &lar. Nihayet bu imparatorluk ikiye ayrıldı. (Milâttan sonra 48) Ayrılan devletlerin isimleri şunlardır: Şimali (Hün devleti) (Cenubi Hün devleti) Devletlerin inkırazı : Çinliler Cenup devletinin yardımıyla Şimal devletini yıktılar. Şimal Hunlarından bir kısmı Cenup hükümetine ilâve edildi. Büyük bir kuvvet garba doğru çekildi (Ural) dağlarıyla (Hazar) denizi arasında yerleşti. Cenup Hün devleti Çinin himayesinde olarak milâttan üçüncü asra kadar yaşadı. Üçüncü asırda şimalde yaşıyan devletlerden (Vey) devleti tarafından kaldırıldı. Cenup ahalisinin bir kısmı Çinin (Kansu) ve (Şensi) eyalet- letlerine yerleştiler. Ve bir zaman sonra (Topa) devletini teşkil ettiler. Medeniyet : Hün medeniyeti askerlik esasına tabidi. Devletim mükemmel ei ! lar, mahkemeleri ve idaresi vardı. İmparatorluk (30000 - 40000) kişilik bir orduya malikti. Burada madencilik ve ticaret çok ilerlemişti. i Topa devleti : ME Topalar ve yahut Hatalar Hun devrinde (Angara) ve (Obi) nehirleri | arasında yaşarlardı. Hünlerin ımkırazından sonra indilen Evvelâ N X ül kia lima 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: