——-4— VAKTT 24 ŞUBAT 1932 İhtikâr komisyonu tet- | Günün Muhtırası | kiklerine devam ediyor Ticaret müdürlüğü kahve, belediye de | benzin meselesi üzerinde müddei umumiliğe müracaat ettiler Şeker piyasasında ihtikâr olup olmadığını tetkik için seçilen ko- misyon dün öğleden sonra da ti - caret mntakası (müdiriyelinde toplanmış ve tetkikatına devam et! miştir, | Dün alâkadarlardan bazıları dinlenmiştir. Bunlar arasında A|- pullu şeker fabrikasından 40.5 li-| ra üzerinden şeker alan toptancı şeker tüccarlarından bazıları da | bulunmaktadır. komisyon bu zün de tekrar toplanarak alâkadarları dinliyecektir. Bu iş bu gün bitirilirse komis- yon kararını verecektir. Listede isimleri olanlar ne diyorlar ? Ticaret müdiriyeti tarafından | müddeiumutmiliğe verilen listede isimleri bulunan şeker tüccarların- dan bazılarıyla görüştük. Şunları söylediler: — Biz şeker işinde ( ihtikâr olduğu kanaatinde değiliz. Yal nız fiatlarda bir tereffü olmuştur. Buysa malın piyasada ihtiyaca kâ- fi derecede olmayışından ileri gel- miştir. Biz bayramdan O evvele kadar Alpulludan toz şekerin gu-| valımı 34.40 liradan alır ve otuz kırk kuruş kâr ilâvesiyle (o esnafa; satardık. Bayramdan sonraysa Alpullu fabrikası hükümet daire - lerine ve askeriyeye vermiye mec- bur olduğu miktardan başka elin- de normal toz şeker kalmadığın- dan bahisle bize toz şeker vermi - yeceğini söyledi. Fakat Uşak şe- ker fabrikasınm buraya 40,5 lira üzerinden getirmeyi taahhüt etti- ği sekerler gelinciye kadar piyasa mızı şekersiz bi amak için 40,5 lira üzerinden bir vagon şe - ker verdi. Biz de bu şekeri müş - terimiz olan esnafa dağıttık. Fa - kat Alpullu bize verdiği şekerleri Uşaktan gelecek olan şekerlerden alarak yerine koymak istediğini ve bunun için de bize verdiği şe- kerleri alacağı fiat üzerinden ver- mişti. Bittabi verdiğimiz paraya mukabil fatura aldık. Komisyon- - da aynı şeyleri tekrar edece - iz . Diğer taraftan haber aldığımı- za göre, Alpullu şeker fabrikası- na komisyon tarafından henüz bir tebligat yapılmamıştır. Alpullu fabrikası erkânı mes'uliyeti mucip olacak biç bir şey olmadığı kanaatinde oldukla - rmı ve bunu meseleyi tetkik eden komisyon huzurunda ispat edecek lerini iddia etmektedirler. Bir rapor daha Dün haber aldığımıza göre be-| lediye iktısat müdürlüğü de şeker ihtikârı hakkında belediye reisli - Zine bir rapor vermiştir. Martta iihcl edilecek şeker «Mart ayı içinde İstanbul güm - rüklerinden memleketimize ithal edilecek şeker miktarı 850.000 ki- lodur. Çay ise mart ayında hiç ithal edilmiyecektir. Kahve tröstü Kahve fiatlarınm yükselmesi sebepleriyle mevcut olduğu iddia edilen kahve tröstü hakkında ti- caret mıntakası müdiriyeti tara - fmdan yapılmakta olan tetkikata devam edilmektedir. Aldığımız malümata göre tica- ret müdiriyeti bu hususta da müd- deiumumiliğe müracaat etmiştir. Diğer taraftan fiatlarında faz- lalık görülen başka maddeler hak- ram tetkikat yapılmaktadır. , görüştüğümüz (toptancı © kahve tacirleri kahve fiatlarınm - yükselmesi sebeplerini şu suretle © anlatmışlardır : — Kahve fiatlarının yükselme- si malım yokluğuna delâlet eder. Pi yasada ihtikâr yoktur, malın azlı- ğından fiat yükselmesi vardır. Bu- rileceklerdir. hareketlerinde Matbuat memurluğu Kontenjanm tatbiki dolayısiy- le ihtiyacı karşılryacak kadar it - halât yapılmaması bu günkü vazı- yeti meydana getirmiştir. İstan - bul piyasasının aylık sarfiyatı üç bin çuvaldır. Halbuki bu ihtiya- ca karşı ithal edilen miktar ayda beş yüz çuvalı geçmemektedir. İh- tiyacı olanlarsa almak mecburiye- tindedirler. Bu takdirde fiatların yükselmesi zaruridir. İhtikâr o - labilmek için piyasada malm bir veya bir kaç kişi tarafından top- lanması ve bundan sonra da iste- dikleri fiata satmalarıyla olur. İs- tanbul piyasasındaysa bu gün böy- le bir vazıyet yoktur. İstanbulda- ki toptancı tacirler müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için İzmi-! re ve Mersin piyasasından kahve! almak mecburiyetinde kalmışlar - dır. Eğer İzmir ve Mersin piya- sasından alınan kahveler saklan - mış olsaydı belki ihtikâr yapılmak maksadı bulunabilirdi. Lâkin tüc- car diğer piyasalardan aldığı kah- veyi derhal müşterilerine tevdi et- miştir. Binaenaleyh ihtikâr biç bir suretle yoktur. Belediye de bir listâ verdi Belediye benzin fiatlarını 20 ku ruştan 26 kurusa çıkarmak sure - tiyle ihtikâr yapanların bir liste - sini yapmış ve müddeiumumiliğe vermiştir. Bunlar mahkemeye ve Gelenler, gidenler i Dün Fransız bandıralı Teofil Guit vapurıyle şehrimize on beş seyah gelmiştir. Aralarında iki Aberikalı milyonerde olan sey» yahlar bugün ayni vapurla İzmir, Rados, Kıbrıs limanlarına uğra” yarak Suriyeye gideceklerdir. Mar içinde de Kolombus, Os- İ tralia, Korlesrohe, Kotterdam, | vâpurlarile şehrimize İngiliz, Al- man ve Amerika seyyahları ge- lecektir, Nisan ayı içinde de şehrimize bin kadar seyyahın gelmesi bek- lenilmektedir. Vilâyette Istanbul vilayeti matbuat me- muru Şemsettin Bey Vilâyet ga- zetesine nakledilmiş olduğundan matbuat işlerile şimdilik Vilâyet mektupçusu Osman Bey meşgul olmaktadır. Hariciye vekili Beyin Avrupa- dan avdetinden sonra İstanbul matbuat memurluğuna Vekâletçe bir zat tayin edilecektir, Geri alınan emlâk için yapılan masraflar Evvelce mübadillere verilmiş- ken bilâhara istirdatlarına başla- Nicolas Rimsky ve yıldızları tarafından temsil edilen bu eserde : “Jl suffit d'un ri- en,, “Un baiser... pas sur la bouche,, fevkalâde güzel şarkıları dinliyeceksiniz. iki Saatlik Neşe Ve Hakiki Fransız musikisi HI et le garçon, V. 8. Bu akşam MELEK Sinemasında Maurice Yvain'in Parlak Opereti Ağzımdan Değil (pas sur la bouche) Filmi ile ASRi FRANSIZ OPERETLERİ Takvim — Çarşamba 24 Şubat 2 inci aş 1932 17 Şevval 1350 Senenin geçen günleri: 56 kalan günler: 308, Güneş — Dozmşu: 6,45 Batışı. (7,52 Namaz vakitleri — Sabah: 532 Oğle: 1228: ikindi 15,39, Akşam: (755 Yatsı: 19.22, imsek: 5,5 Hava — Dün hararet derecesi azami 4, asgari nakıs Sd. Begün hava açık olacak, rüzgâr lodostan esecektir. Radyo ——— Istanbul — 18 den 19 a kadar gramolon 10,30 dan 20,302 kadar Cen- net hanımın iştirskile birinci kısim als- turka saz, 2030 dan 2i e kadar gri- mofonla opsra 2 den 22 ye kadar Bedayi omusiki (o beyetinin (o İştiralile ikinci kısım alaturka saz, 22 den 22404 kadar cazbant, 12,30 konser: Sıraus, Mozart, Bayer, Diriman'ın eserlerinden — 13,40 Hein- rih Rehkemper tarafından Konser — 14,10 konser — 18 beynelmilel musiki -— 21,05 Loyis Riviere tarsfından Fran- $ızca könferans — 23,20 dans musikisi, Hellsberg — 900 jimnestik — 1430 Köneysbergten nakil — 18,15 ma» vi ve güzel Tüns, ve başka parçalar — 19,25 Danzizden nakil, Bükreş — 21 Piyano konseri — 31,45 konser — 2215 keman konseri. Roma — 31 Konser — 22 tiyatra Budapeşte — 10,15 Salon or- keştrasıyla konser — 13.05 konser — 23 Şubat 932 Kambiyo Fensiz Frangı 19 1 Ingiliz lirası Kr. e Üyer Belga Orahsl 1s, Frank Ur Fiora Kuron Şilinş Pezeta Mark Zioti Pengö o Lev 1 Türk lirası Dinar Çervons: Kuraş Ba'na': s Biz iris ea $ Nukut 20 Frank (Fransız ijsteriin Çegtlte; IDolar (Amerika) #0Lirer Fira'ya BORSA HARICI Altın Mecidiye 400 Bankonot 4231 28: Şehzadebaşı Ferah Sinemasında Bu gece: Halk gecesi duhuliye 90 umumi koltuk 35 komik dümbüllü İs. mail ve Ahmet beyler temsil heyeri (Yedikule mağaraları) büyük o- yun 4 perde pe MNARRRR İLİ nılan emlâk için yeni bir karar verilmiştir. Bu emlâke mübadil- ler tarafından yapılan ilâve ve tamirat bedelleri hükümetçe ay- nen kendilerine verilecektir, haftası başlıyor. Mogador Tiyatrosu “par le TROU,, “La 20,15 konser — 2430 Tsgan musikisi. iye emepimei, — Şimdi de geçen akşam Kas- telmeyrandaki hadiseye gelelim. Orada, ancak bir çocuğun pen- cerenin üstündeki küçük yerden girebileceğini görmüştük, ve hatta bir de iz bulmuştuk. — Biliyorum bu iz işinize mi| yaradı? — Madam Gregorovna'nın ço- cuğu fevkalâde jimnastik yapar. Adeta bir cambaz gibi. Sonra, ge- çen akşam, madam Gregorovna - nın otomobili de yoktu. — Hatırlıyorum. Hatta eve, biz getirmiştik, — Onu şatoya kız kardeşi ge - tirmişti. Kimse otomobilde Mişe- lin olup olmadığını ve otomobilin derhal dönüp dönmediğini bilen yok. — Kontun hizmetçilerinden sormadmız mı? — Görüştüm. — Maamafih, madam Grego - rovnanın bizim otomobille dön - mesi bir şey ifade etmez. — Öyle ama, alelekser. Otomo bili kendi idare eder. Neyse, ben Mişelin parmağının izini alabil - dim. Bakmız. ; Lartig, polis hafiyesine iki par mak izini uzattı. Franoy bunları tetkik ederek: — Vay canma, diye haykırdı. aynı İZ. v —O halde, polise bir telefon e- delim, olur biter. İ Franoy uzun uzun düşündü, ni-| hayet: — Hayır, dedi, size bunu tav- siye edemem. Pencerenin kena - rındaki izin o akşam yapıldığına dair elimizde hiç bir delil yok. Elena Gregorovna Kont Kastel - meyranın gayet iyi dostudur, ço - cuğuyla kontun evine sık sık gel- miş ve Mişelin de bu odada oyna- © miş olması pek muhtemeldir. Bina enaleyh Gregorovna, bu izin, eski İ bir zamana ait olduğunu kolayca ispat edebilir ve siz de müşkül bir. vazı ;ette kalırsınız. TEDAYVı Margi d'Oviyak, doktor Suva- rofla karşı karşıya oturmuşlardı. İkisi de, uzun bir münakaşadan çıkmış kimseler gibi nefes nefese görüşüyorlardı. Doktor Suvarof: — Şiringaları sık sık yapmak veya uzun fasıla vermek tehlikeli vazıyetler ihdas edebilir. Asabı ba sırın başka sinirlere de bağlı oldu- ğunu unutmayınız. Bunun için tehlikeli bir tecrübeye girmek is - temem. Ve esasen şunu da unut- mayınız ki, siz, ancak, üzerinde bir tecrübe yapılan bir hastadan başka bir şey değilsiniz. Bunu a» dam akıllı kafanıza yerleştirdik - ten sonra bir karar veriniz. — Ne zaman sizi tekrar görece ğim. a — Buakşam. Ve eğer sizi te- daviye başlamamı isterseniz he - men başlıyacağım. l İki adam ayrıldılar. Margi d Oviyak, nihayet (Parise gelmiş ve doktorun ikna edici sözleriyle yavaş yavaş inatçılıktan vaz geç- mişti. Bunun icin, akşam olup da doktor onun kat'i kararını el mıya geldiği zaman, sadece: — Kalıyorum. Dedi. Doktor memnun olmuş- tu, — Çok iyi yapıyorsunuz, dedi, binde bir, on binde bir ihtimal ol- İ sa bile, bu, gene bir ihtimaldir. Bu ihtimali de tecrübe ettikten sonra, şalonuza, muvaffakıyet - siz ve acı bir tecrübeden sonra dö- neseniz hiç olmazsa ilme yardım etmiş olursunuz. Ve belki de bu tecrübenizin binlerce kimseye yar- dımı dokunabilir. Bir kaç dakika sonra, Margiye ilk şiringa yapılmıştı. Artrk hasta, sonuncu şiringayı da (beklemek mecburiyetindeydi. Önce uyuya - madı. Tedavi pek ıstıraplıydı. İh- tiyar, gözlerinden alevler çıkıyor! zannediyordu. Esasen doktor bu- nun böyle olacağını ve bu acılara ig Tefrika Kalpte İğne Nakleder: fa. ihtiyarın dayanmasını tavsiye & mişti. İstırap beş gün kadar d9* vam edecekti. Ertesi, daha eri”. si günler hakikaten ıstırap artti o dereceye kadar yükseldi ki, h3* taya morfin şiringa etmek icap ti ? Üçüncü günüydü. Margi is rahat ederken Patris, kapıy! madan girdi. İhtiyar birden! uyanarak: — Kim o? Diye haykırdı. — Benim Margi hazretleri, bef denizim. K — Patris, bu kadar ıstırap i6i* de olduğumu unutuyor musun tal!.. Ne diye kapıyı vurmadi” hem böyle neden sık sık nefes yorsun? Vekilharç, kendini kaybetmif" ti. Yere yuvarlanmamak için bir koltuğa oturdu. — Margi hazretleri beni mazi Çeliğe Fakat.. Müthiş.. iş, Vekilharcın sesi kısılıyord” Margi yatağında doğruldu: — Söylesene ne var? — Bir telgraf geldi Margi.. He* e Şatodan bir telgraf müt iş. — Çbuk söylesene be herif. — Bu gece Obeni kullanmadiğ! ” mız kayıkhanenin önünde, bi katta öldürmüşler, şatoyu da muşlar. Kıymetsiz bir kaç €$! Ia çelik küçük kasayı da alıp SÖ türmüşler. İhtiyar sıçradı. İstırabını ya tarak yataktan fırladı. — Oben öldürülmüş.. Çelik sayı aşırmışlar ha. İhtiyar ne söylediğini bilmüy9” du. Hiddetinden şaşırmış, ağ” j na gelen bir sürü sözleri sıra oi duruyordu. Bir kaç dakika söY lendikten sonra nihayet sordu: i aşk maliki ver eni | grafta ne diyor. — Yapılan tetkikatta kiç bir” | bulunamadığı söyleniyor, adami” kull” bir 4 rımız, kimsenin şatoya sol guru görmemişler. — Nasıl olur, görmeleri, ler işitmeleri lâzım. — Hiç bir şey görüp işitmeni ler. Adamlarımız tamamen emi kimselerdir. Eğer bir şey görse*" ler muhakkak söylerlerdi. Margi yerinde duramıyor. pürüyordu: — Şoföre söyle arabayı heri” lasın. Bir saate karar gidiyor”... — Aman Margi hazretleri Doktor.. — Emirlerimi icra et. yi Patris favkalâde şaşırmı$ , 1» halde olmasma rağmen gene dek tor Suvarofa telefon etmek akil ğını gösterdi. Doktora vazıyeli va mamen anlattı. On beş daki sonra doktor Suvarof gelmişti — Marşi hazretleri, dedi, tün meseleyi öğrendim. Oraya , menizin sebebini anlıyorum: * kat size şunu söylemek vazıY” deyim ki, buradan hareketini# zin için ölüm demektir. çizmeli hany m en e alp a Yarm akşam sanat Ten dee ED GOD. yy Komedi 4 perde i Bedia M, Vasfi Rıza İ İ Tenz'lâtlı talebe İ 3 Mn itibaren Tune? ALOVA ü Bu akçem saat 21.00 da Rs j Tiyatrosu san'atkârları Galip Ya. ni Şehzadebeşmde enes 2130 da. Şehirliyal Tercüme eden: sr abe yg Kadıköy Süreyyâ Tiyatro9 komedi 4 perde, Nakleden: Ms tur. Yarın akşam: (Serseri) ğ