sl ». dl » Pr Sa?sPY EA irrin$ SARE SEE EU iŞ az Ais » GEREN EE, KİR Az e etmekte ve fahri reis olmakla ii fleyhin © aleyhinde i .. Tarmı söylemektedir. Yar, İn mareşalm şahsi dost- küreyi , Welmar usulü son 1 e, teşebbüsleri esnasında Mim- Tiyasetictimhur © mamzedi. Süstermek kararını vermişler. al ilini Tilki &Z 8 Almanyada kim reisi- cumhur olacak? ty lin, 16 (ALA) — Müseccel müm) daş erin miktarı takriben 43 miyon-' “ 13 mart intihabma iştirak ede-| müntehiplerin miktarı 35 ilâ 35 'Yon tahmin olunuyor. ap denburgun birinci devrede in ni olunabilmek için on yedi buçuk yiyen reye ihtiyacı vardır. Harici Mezareti müşartinileyhin bu miktar gi toplamasının mümkün olduğu erin Hariciye nezareti, rey- Şu suret vi tle dağrlacağını tahmin ma derbure 18 Mâ 19 milyon, ko » Thaeman 6 ilâ 7 milyon, ve Krenbergin muhtemel namzedi 2 yon, Nazisler bittabi | buna tamamiyle ? Nİf bir hesap yapmaktadırlar. ya iştirak edecek © müntehipler| tarmı 39 milyon tahmin ve bun - W milyonunu Hindenburgun kasi Mâcağını ve binmetice birinci devre- e azanamıyacağını beyan eylemek»! T. Hitler, 13,600,000 komünist tedi i 7 milyon Hugenbergin namr- e 2 buçuk milyon rey kazanacak taş halde mareşalın sol cenah mün- Hatun &ağ cenahtaki rakipleri, mü- Ty ileşhin toplıyacağı (o 17 milyon kârşı yirmi iki milyon rey top - Yacaklardır. 4 NZistler bu itibarla ikinci devre mayi hamzetlerinin (o kazanması; agg nel olduğu ümidindedirler. Bu > bir hayalden ibaret gibi görüle tedir. Fakat Nazistlerin birinci Teye ait hesapları doğru olsada hak nbr ikinej devrede bir milyon te, İF ekseriyetle intihap olunacak - ya lstler, Hitlerin mütecanis bir! bak blokun reylerini alacağını hal Ma e rey verecek olan mün-! 1, lerin sağ cenahtan ve komünist -! yollarını şaşırmış bazı nasyo- ie unsurlar kadar gayrı müteca- sani takım kuvvetler olacağını be a, mektedir. Paye mühakeme, kıymetsiz değidir. akat vakayiin bunu teyit edip etmi. n meçhuldür. Her halde mare a sosyal demokratların ve bütün! tay PAN unsurlarınm müzaharetine| tahyy 21 namzetliği, bu namzetliği| > | etmiş olduğuna dair olan beya- tindakş itiyatkâr üslüba (orTağmen Siktan, açığa sağ cenah aleyhine mü. Bain ihtir, Çelik miğferliler cemiye hattı hareketi bunu ispat eder, ha cemiyet, kendi tarafından ser- Bin «0 şartları, ve bilhassa Brünin. ma, tidar mevkilnden uzaklaşlırıl -. aya alebini reddetmiş olduğunu eyi alunmasına rağmen müşarüni » e sağ cenah arasında açıl» ; olan uçurum, intihap mücadele- Mup da daha ziyade derinlesmiş! Li Müsarlilnileyhin (1925 te bütün hp, “Rah tarafmdan bütün sol cena- Mig ge talefetine karşı intihap edil Ma, Mast ve bu gün için aksi ol Toç, Alman siyasetinin garahetle - ami edilmiye şayan bulun- Serin belediye reisi, Hin- a enburg'un nezdinde ieyglin. 16 (A.A.) — Berlin beledi-. hp SİM. Sahm reisicümhurun teke Di, tihabımı teshil için teşkil edil -| di lan komite © murahhaslarmdan ün *oğu bu gün mareşal Hindenburg- rey ne gitmislerdir. Bu zevat, mamzetliğine müzaharet için May aliyo sekiz yüz bin rey toplan - duğunu iblâğ eylemişlerdir. Barış ler çalışıyor Yaşiy, 16 (A.A) — Hitler, kendi Aehg,, kârı olan Völkiseher Beob Maetiçyngetesinde Hindenburgün ri- eyi, hura namzetlik koyması a» dir, bir beyanname neşretmekte- ir gm fu Fg — Siyah ittifakına taraf. bu suretle Young planiy- elerinde son ma- Bazi Suriye şoförleri Fran- sız hükümetinin taz- iyikınadayanamadılar Jİ g nalarını bulan inhidam siyasetini ta- kip etmek istiyorlar. Bu günkü siste me karşı takip ettiği siyasete sadık kalan nasyonalist sosyalist hareketi bu namzetliği reddetmiştir. 1918 ses) nesi teşrinisanisi (siyasetinin (müs) citleri olanlarla hesap görmek saati geldi. Hindenburgun bu işe kendisinin sü rüklenmesine ve isminin karıştırılma- sma müsaade etmesine tâacelip ede- riz, Ingiliz matbuatı ne diyor ? Tondra, 16 (A.A.) — Hindenbur gun riyaseti cünhur namzetliğini, İns giliz efkârı umumiyesi, pek müsait bir sürette karşılamakta ve bunu in- tizam ve kanuniyete hörmet için bü» yük bir teminat telâkki eylemektedir. İngilizler, muvaffakıyet ihtimalle ri pek az olduğu fikrinde bulunduk « ları Tehelmanla Hugenbergin nanı » zetliklerini müttefikan tasvip etme » mektedirler. Bütün Londra gazete» leri, mareşalın muvaffakiyete nail olacağını tahmin etmektedir. Bu gazeteler, Hitlerin tabiiyetinin muteber olduğu (kabul eğildiği ve bu da namzetiğini koyduğu takdirde muvafafkıyeisizliğe uğramasının Na zist fırkasınm halk nazarındaki mer- butiyet; için mühim neticeler tevlit e- deceğini de keza ehemmiyetle kay 'et- mektedirler. Grev! “Humanite,, gazetesinden: Suriyede, halk, Fransız tahak- kümüne karşı günden güne is- yan etmektedir. Bundan bir müd- det evvel Fransızların, intihabat münasebetile yaptıkları tazyik ma'ümdür. Buna rağmen, halk istiklâl . uğrunda O mücedeleden biran geri kalmamaktadır. Bu sefer de Lübnan şoförleri Fransız manda hükümetinin ver- gi lazyikine karşı isyan ve umu mi bir grev ilân etmişlerdir. 929 senesine kadar, Lübnan şoförleri senelik ve maktu bir vergi ver- mekteydiler. Bu verginin miktarı 100 liraydı. Esasen bu vergi orası için çok ağırdı. Zira, ek- seriya şehirler arasında işliyen otomobiller ancak senenin müsait mevsimlerinde çalışabiliyor'ardı. Bundan evvel yapılan bir grev- le, bu maktu verginin aylara taksimi ve otomobillerin çalıştık- ları aylarda vergi vermeleri te- min edilmişti. Fakat bu sefer, Fransızlar bu yeni şekildeki maktu verğiyle beraber bir ben- zin vergisi koymuşlar, şöförleri beher benzin tenekesine 50 ku- ruş vergi vermiye icbar elmiş- lerdir. Şoförler, nihayet buna da razı olmuşlardır. Bununla bera- : ber, Fransızlara gene para lâzım olmuş, bu iki vergiden başka bir üçüncü olarak temettü ver- gisi de almıya karar vermişlerdir. Artık bu sefer şoförlar derhal grev ilân etmişler ve temettü vergisinin lağımı, şoför adedinin tahdidini, cezaların affını, şoför- lere tatbik edilen ceza talimat- pamelerinin değiştirilmesini iste- mişlerdir, Hükümet önceleri bu greve ehemmiyet vermemiş, ve zecri tedbirlerde devam etmiştir. Di- ğer taraftan şoförlerin grevi git- tikçe umumi bir şekil almış sa- yıları 16000 e çıkan şoförler tam bir grev yapabilmişlerdir. Bu suretle lübnanda münakale ve seyrü sefer tamamen durmuş- tur. Grevciler, bundan başka yollara kâmilen çiviler döşemiş- ler, batta hükümet reisinin «© Kış olimpiyadının neticeleri Lake Placide, 16 (A.A.) — Los Anglosta yapılan kış olimpiyat ları bittikten sonra icra edilen u- mumi tasnifi gösteren rakamlar şunlardır: Bu rakamlar resmi bir mahiyeti haiz değildir. Bu umumi tasnife göre: Amerika 103, Norveç 77, Kanada 49, İsveç 26, Finland',a 25, Avust a 15, Almanya 12, Fransa 10, İsviçre 9, Macaristan 7, Romanya 4, Lehistan 3, İtalya 3, Belçika 1, Çekoslovakya 1, İn- giltere 0, Japonya 0, puvan te- min etmişlerdir. Güreş müsabakası İstanbul, 16 (A.A.) — İstanbul güreş heyetinden: 19-2 - 932 cuma günüC. H.F. Beyoğlu kaza merkezindeki mın- taka idman salonunda matlüp | program mucibince tecrübeli gü- reşçiler arasında bir müsabaka ya pılacaktır. Müsabaka tam saat on dörttedir. Müzabıkların tartil - mak için 13 bucukta salonda is - patı vücut etmeleri lüzumu tebliğ olunur. Idman cemiyetleri merke- zinde verilen karârlar Ankarada idman cemiyetleri umumi merkezi içtima etmiş, mil- li küme teşkili bütçe meselesi ol - duğu için müzakeresi gelecek iç- timaa bırakılmış ve şu esaslar ka- bul edilmiştir, Balkan kupasma iştirak (Esas itibariyle) . Beynelmilel temaslarda iyi ne- ticeler alanlara birer madalya ve- rilmesi ve.bu hususta bir talimat- name hazır! asr, Denizçilik heyetlerinin 1 kânu- nuevvelde işe başlamaları için ni- zamnamede tadilât yapılarak kon! greye arzı, Spor sahalarınm fenni şekilde tesis ve idamesi için en mühim üç ilmi eserin tercüme ettirilerek ku» iplere kadar tariimi. Kulüp mensuplarının faaliyet- lerini gösteren birer cep defteri - nin tab'ı ve tevzii, Diyarıbekirde spor faaliyntinin çoğalması üzerine burada bir mır| taka teskilâtı yapılması. Denizcilik için bir antrenör| celbine muktazi esbabın istikmali. Denizcilik federasyonu tarafın dan kabul edilen milli kürek vası- talarından birer tanesinin şi kadar denizcilik birinciliği râk eden kulüplere hediye edilme- si Antrenörlerin her sporun şera- iti fenniyesini havi omıntakalara izamı, Mersin gençler birliğinin ittfa- ka kabnlü. ———————— Aero kulupte maskeli balo Türk Aero kulübünün ayın yirmi birinci pazar günü gecesi vereceği maskeli balo için hazır- lıklara devam edilmektedir. Kulüp idare heyeti balora yal- zi nız kulüp azalarile bazı davetli- lerin çağırılmalarına ve ayrıca bi- let satılmasına karar vermiştir, Bir aile mukitinde eğlenmele- rini temin maksadiyle tertip edi- len bu balonun mevsimin en gü- zel balolarından olacağı yapılan hazırlıklardan anlaşılmaktadır. Baloda hanımlar arasında bir zarafet (müsabakası yapılacak, jürinin seçeceği en güzel ve 2a- rif şekilde kıyafet değişliren ha- nıma Parise kadar tayyareyle gi- dip gelmek için bir bilet hediye edilecektir. mobiiinin dâstikleri patlamış ve daireye ancak demir tekerlekler üstünde sarsılarak gidebilmiştir. Hükümet bu umumi grev kar- şısında ve şoförlerle anlaşmak için temettü vergisinden vaz ge- çeceğini bildirmiğtir. | Şoförler buna râzı olmamakta ve bütün taleplerinin kabulünü istemekte" yanl ev SE alir bil eği m A TEE TENE —7 S VAKTT 17 ŞUBAT 1932 semen” Hasköy cinayetini kapa- a tan esrar çözülüyor! (Üst tarafı birinci sayfada | ve kimsesizdir. Akraba namına Karagümrükte Aziz, Hasan ve Ömer isminde üç üvey kardeşi vardır. Fakat hemen hemen onların yüzünü hiç görmemektedir. Evi fabrikanın yanında Pirf- paşa mahallesinde, Kumbarhane caddesinde 15 numaradadır. Fa- kat buraya evden ziyade bir ahir, yahut bir kulube demek daha doğru olur. İçerisi tarif edilemiyecek ka- dar pistir. Aptullah ustanın ha- yatında hiç yıkanmadığını söyli- yenler bile vardır. Bu kirli kulübede başlıca eş- ya, yatak, yorgan ve karyoladan ibarettir. Döşeme tahtaları pis- lik içerisindedir. Aptullah ustayı tanıyanlardan bir kısmı onun kadar sakin, ses- siz, halim bir adam tasavvur e- demiyeceklerini söylüyorlar.. Hatta daha ileri giderek onn bir ahlâk ve mahviyet timsali tanıdıklarını söyliyenler bile var. Bununla beraber yapılan tah- kikat bu kanaatin aksine çık- maktadır. — Şirketi Hayriyeden günde 240 kuruş alan Aptullâh ustana her akşam müntazaman meyhaneye gittiğini ve ancak geç vakit kulubesine döndüğünü de görnler çoktur. Vak'adan evvel. Bayramdan evvel, fabrikada çalıştıkları. sırada (o Aptullahın arkadaşlarina bir münasebetle bayramda kumar“ oynıyacağını söylediği tesbit edilmiştir. Halinde hiçbir gayrı tabitlik görülmiyen Aptullah arife günü işine gelmiyor. Fakat onu bay- ramın birinci günü öğliye kadar © civarda görenler var.. İşin şa- yanı dikkat tarafı ogün saat 2 de barakasının karşısındaki - ev- den Aptullah ustanın hayli şık giyinmiş ve üzerinde siyah bir palto bulunduğu balde görül müş olmasıdır. Dikkat edilirse bu vaziyetin arkadaşlarıba sövlediği sözlerle alâkası bulunduğu görülür., Çünkü bayramda kumar oy- mıyacağını (o söyliyen (Aptullah bayramın birinci günü şik ve yeni elbiseyle meydana çıkmıştır. Eu da, bayramın birinci gece- si kumar oynadığına ve kumar- da kazandığına bir delil sayıla- maz mi? Meselenin asıl pürüzlü noktası da çok kimseler tarafından uysal, sessiz, kendi halinde tanınan Aptullah ustanın ruhi dalâ- letlere müptela bir adam oldu- gunun da tabakkuk etmiş bulun- masıdır. Onun bu hali daima gizli kal- mıştır. Vak'a gecesi.. Bayramın birinci günü saat 2 den sonra ortadan sır olan Ap- tullahım o gece mutat meyhane- ye gittiği anlaşılıyor. Fakat on- dan sonra ne olup ne bittiğini kestirmek kabil değil.. Eski bir mesele Diğer taraftan 6 ay evvel Ap- tullahın zabıtaya müracaat ede- rek 22 yaşlarında ve Beyoğ'unun Marüf sabıkalılarından birinin bir takım elbisesini çaldığını iddia ettiğinin hatırlanmasıdır. Garip olmakla beraber bu iddia öze- rine tahkikata başlıyarak zabıta o vakit bu sabıkalıyı bulmuş ve kendisinden şu cevabı almıştı: — O, elbisesini bana ver din Ben çalmadım.. Bundan sonra iş mahkemeye düşmüş ve söylendiğine güre de bu sabıkalı bir müddet sonra Aptullaha sulh olmalarını teklif etmişse de diğeri bunu kabul et- memiştir. İşte 6 ay evvel vukua gelen bu hadiseyle son vakanın ara» sında bir alâka olabileceği de bu arada hatirlanmış ve tahkikatın bir istikametini bu cephe teşkil etmiştir, Bu sabıkalının, bayramın bi- rinci günü, Aptullahla kumar oynıyan adam olası çok muh” temeldir. Sabıkalıyla baş başa Bu ihtimal nazarı dikkate alr narak kurulan bir faraziyede ma- cera şu seyri takip ediyor: Aptullah bâyramın ikinci ge- cesi meybaneden çıktıktan sonra bu sabıkalıyı bulmuştur. is Elbise meselesinden kızgın bu- lanan (o sabıkalı kumarda da yenildikten sonra Aptullah büs- bütün düşman kesilmiştir. Ve haylı zorlu olan bu adam intikam almak için kendisine de güven- miştir, Bayramın ikinci gecesi, üstüs- te vuku bulan bu iki hadisenin acısını çıkarmış, daha doğrusu intikam almak birsiyle bu sabr kalı, harekete geçmiştir. Fakat cinayet nasıl işleniyor? Bu pis kulübede bu adam nasıl can veriyor? Bunu kes- tirmek kolay değil. Hadisenin anlaşıldığı gün ku- lübede görülen manzara şudur; Kapı önünde ve içeride kan, pıhtıları, Kulübenin. ortasında. ve döşeme Üzerinde serilen bir yorgan altında arka üstü yatmış ve hemen yarı çıplak bir vazı- yette Aptullahın kanlı cesedi. Boğaz amadi fıkarisine kadar ber taraftan feci bir şekilde ke- silmiş, 9 muhtelif yerinde olduk- ça iri ve geniş yaralar görünü- yor. Kalbinde kocaman bir ya- rik. Etrafında kan pıhtıları. Ya- nı başında yeni boşaldığı anla- şılan bir rakı şişesi.. Tahkikat ne safhada? Yukarıda işaret ettiğimiz gibi tahkikatın bir istikametini mak- tülün sabıkalıyla geçen macerâ- sının teşkil ettiği zannı kuvvet- lidir. Fakat diğer bir istikamet ve İlk tahkikat üzerinde zan al- tında tutulan diğer bazı kimse- lerde vardır. Maktülün gözlerinin dışarı fır- lamış bulunması ve barakanm ta karşısındaki evden © gece hiç bir feryat ve imdat avazesi işitilmemiş olması, cinayetin ani işlendiğini göstermektedir. Aynı zamanda ceset bulunduğu zaman bazı yerlerinin ve bilhassa göz kapaklarının fareler yendiği de görülmüştür. Şimdi tahkikata bir tari müddeiumumilik bir taraftan da zabıta devam etmektedir. Alâka- darların verdikleri malümata gö re de katil bugün yahut yarm ele geçirilecektir. Muharririmiz dün hadise yeria- de tahkikat yaparken, Abdi arnyan ve bu suretle ci meydana çıkararak zabıtaya | ber veren maktulün iki arkada- i şile de görüşmüş, bunlar da maktulün vazıyetini yukarıda işa- ret ettiğimiz şekilde ş