—-6— VAKIT 31Kânunusani 1923 Kurşuna dizilecektim! Agsabekci yeni ve mühim iişaatta bulunacak Hayatını anlatıyor ve Çar ailesinden bahsediyor “Agabekof,, günün kahraman- İarından birisi olmuştur. Bütün Avrupa matbuatı bu hâdise hakkında bir çok haberler neş- rediyorlar. Son haberlere göre Ayabekof Brüksele vâsıl olmuş- tur. Kendisile görüşen ( (Şikago Tribün) ün Brüksel mubabiri şu ma ümalı vermektedir; Agahekof bugünlerde pek mübim bir takım ifşaatta bu'u- macaktır. Bugün kendisile görüş- tüğüm zaman bana şunları an- lattı; “Umumi harp başladığı zaman Rus ordusunda genç bir zabittim. İçimde komünizm fikirleri kaynıyordu. Onun için 1915 te ihtilâl propagandası yap- mya başladım. 1916da, kısa bir mezuniyeti nilem mezdinde geçir- dikten sonra cepheye gitmek İsteme diğim için tevkif olundum ve muha: keme edilerek idam hükmünü giydim. Kurşuna dizilecektim fakat 1914 teki parlak hizmetlerim nazarı itibara a- Imarak Siberyaya nefyolundum. “1917 ihtilâliyle serbestiye kavuş- tum ve bana ihtilâl hareketinin en parlak mevkilerinden biri olmak üze-! re Halk komiserliği verildi. Çar ailesinin (Ekatrinburg) a gün. derilmesi üzerine ben de bu şehre ha» reket ettim. Çar Nikolayla dört kı. Zan, oğlunun ve karısınm, maiyeti erkânının kâmilen © katledildiklerini ştemin edebilirim. çe Bu mkrbetin sebebi onlardan kor- kulmasıydı. Bu sırada (o amiral Kolçakm beyaz kuvevtleri Ekatrin - burg şehrine yaklaşıyordu. Onun için he yapacağımızı sormak ve talimat mak istedik. Bütün telgraf ve telefon hatları kesilmisti. Çar ailesinin kat ne karar verildi. Agabekof Grandüşes Anas- tasvadan bahsederek onun da rivayet olunduğu gibi Almanya- ya kaçamadığını, bilâkis orun da katledildiğini temin etmiştir. Ayabekof bu meseleden bahse derken şu sözleri söylemiştir: “Sizi namusum'a temin ede- rim ki Grandüşes ölmüştür. O- nun kaçabilmesine imkân yoktu. Çar hanedanının mabpus oldu- ğu ev askerlerle do'uydu. Çar- la akrabasının hepsi bir odaday- dılar. Ve hepsi roververlere öldürüldüler. Bunların cesetleri yakılmadı. Bunların O cesetleri iki asırdanberi işlememekte o'an bir maden kuyusuna atılmıştır.,, Agabekof Ekatrinburg'u terk ettikten sonra 1918 ve 1919 da beyaz kuvvetlere karşı harp et- mş ve 19/0 den 1930 a kadar Çekaya hizmet etmiştir. 1930da Parise gelen Agabekof, kızıl arın gözünden düşmiye başladı ve onla- rım intikamını davet edecek bare- ketlerde bu'undu. Onun yaptığı işlerin başlıcalarından biri Çeka hakkımda iki kitap yazmaktır. Agabekof, her nakadar Ce- neral Kutiepoff hadisesiyle a- lâkası olmadığını iddia ediyorsa da, Cenerah kimin kaçırdığım bildiğini söylemektedir. Bu ifşaat yarın bekleniyor. Agabe'of'un ifadesine göre Kızıllar Köstencede o Alelsandr Lecok'u, İngiliz Stepford'u, ve Yunanlı Panoyetis'i ele geçir- mişlerdi, Fakat bunların bazır- Janan Soikasttaki mevkileri ikin- ci derecededir. Agabekof işin beka di el ii ği, ası dizginlerini tutan Sovyet memurlarının isimlerini de ifşa edeceğini söylüyor.,, Vak'a nasıl olmuştu ? Diğer taraftan Fransa ve Ro- men gazetelerinde okuduğumu- za göre (Köstence hadisesi hakkında Romanya ve Paris polisleri, tahkikatın derinleştir- mekte ve bu hususta pek ke- tum davranmaktadırlar, Şimdiye kadar alınan ve tabakkuk eden malümata mazaran, Vak'anın ceryanı kat'i olarak şu şekil- dedir : 9 Kânunusanide, Filomela is- minde bir Yunan gemisi, İstan- buldan kalkıp Kösteceye gidi- yordu. Gemi defterleri munta- zamdı. Vapurda, kaptan, beş yolcu ve yirmi beş taife vardı, Bu beş yo'cu Fransız Lekok, Varnada oturan bir Rus, İstan- bulda oturan bir Rus ve Kösten- ceye gelir gelmez derbal Paris trenine binen iki esrarengiz yo'cu idi. Gemi rıhtıma yanaşınca, geri kalan üç yo'cuyla kaptanın ya” nma bir kadın gelmiş ve hep birden gidip Regal odasına yer- leşmiş'erdi. Bu adamların otur- dukları odalarda, Romanya em- niyeti uumumiyesine bağlı gzli mikrofonlar vardı. Yani, odâda| konuşulanların bepsi, Romanya ' polisi tarafından duyuluyordu. Diğer taraftan üç ay evvel, iyi bir teklifle Parise davet edil- miş olan Agabekof, indiği otelde güzel bir kadınla karşılaşmıştı. Bu kadının, kendisiyle a'âkadar olduğunu görünce Agabekof Brüksele kaçmıştı. Bir müddet sonra, Eerline giden Agabekof, orada aynı kadınla karşılaştı, ve artık kendisinin takip edildiğine katiyen karar verdi, ve tekrar Brüksele döndü. Sonra, evvelce yazdığımız gibi eski Rus casus- larından birini meydana çıkar- mak üzere Viyanaya gitmişti. Agabe''of orada da bu esraren- giz kadınla karşılaşı, ve izini kaybettirmek © üzere Bükreşe kaçtı, Bitün bu müddet esnasında Agabekof evvelki yazılarımızda söylediğimiz gibi kendisine tek- lif edilen Rusyadan adam kaçır- mak işini takiptende bali kal mıyor, daha doğrusu öyle görü- nüyordu. Bir taraftan da Roman- ya polisinin nazarı dikkatini cel- betmişti. Faxat Romanya polisi, kendisini tarassut ettirmekle be- raber, bir taarruz olmadıkça elinde vessik de olmadığı için müdahale edemiyeceğini bildir- mşti. Filomelanın Köstenceye geldiği gün saat 4,30za doğru, Agabekof otelinden so sağa çı- kıyor, ve tesadüfen orada duran bir taksiye biniyordu. Bu taksi- nin arkasından üç otomobil da- ha kalkmıştı. Ve bu üç otomo- bilin arkasındanda birde dör- düncü otomobil vardı, Bu sonun- cuda Agabekofu tarassut altında bulunduran polisler vardı. Otomobiller rıhtıma, Filomela nın buunduğu hizaya gelince, Agabekof'un otomobilinin önüne bir otomobil geçip durdu, onun- a Günün Muhtırası Takvim — Pazar 3i Kânunusani tinclay 1032 23 Ramazan 1831 Senenin geçen günleri 31 kalan günler 339 Güneş — Doğuşu 7,23 Bang 177 Namaz vakitleri — Sabah 724 Öğle: 1224. ikindi 1432 Akşam 177 Yatm 1841 imsık 580 Hava — Dün scıklık en fazla 7, enaz | derece olarak kaydedilmiştir. Bugün rüzgir İodostan esecek, hava ek- seriyetle açık olacaktır, Radyo asama anama Istanbul — 138 den 194 kadır gramofon, 19,30 dan 2030 4 kadar Mak- bule bantmın iştirakile saz, 2030 dan 21 e kadar gramofon vesıtasile Manon operası, 21 den 22 ye kadar Kemal Ni. yazi bey heyeti, 22 den 2230 a badar tüyo orkestrası BORSA 30 K.sani Y3İ Kambiyo Fmsız Frangı 1 Ingiliz iran Kr. Belen Dtahmi İs. Frank Leva Porn Koron “ Siline Pezera S Lev 1 Türk Tras Dinar Çervoneç — Kuruş Nukut 20 Frank (Fransız 1isterlin (İngiliz 1Dolar (Amerika 20 Liret firatya BORSA HARICI Şeker fabrikası Iraka giden heyet işini bitirdi Irak kıralı Faysal Hz. nin mem- ,leketimizde bulundukları esnada Alpullu şeker fabrikasını gezdik- leri, çok beğendikleri ve kendi memleketlerinde de bu gibi fab- rikalar vücuda getirilmesi için bir heyetin Iraka gelmesini rica ettikleri malümdur. Bunun üzerine İraka giden Ujşak ve Alpullu şeker fabrika- ları idare mec'isi azasından Hay- ri ve Şefik beylerden müteşek- kil heyet dönmüştür, Hayri B. kendisile görüşen bir muharriri mize şunları söylemiştir; “Sevahatimizden memnunuz ve İrak ta gördüğümüz hüsuü kabulden don de- rete müteşekkiriz | Seyahatimizin mev- zuvnu teşkil eden seker fabrikası me selesi o bakkında tetkikotta bulunduk. Memle etin ahvali ve sairesi hakkında izahat aldık Ve her şeyden evvel bu sahada küçük ve esaslı tecrübeler yapıl- ması İlmm geldiğini ve ancak bu recrü- belerden alınacak net'celere göre hare ket edilmesinin doğru olacağımı işaret ettik. Bir daha seyahat *dip etmiycce- Rimiz malâm değildr kide durmıya mecour olda, Tam bu esnada üç kişi Azabekol'a hücum ed.p bağladılar, ve ağır nı tıkıyarak otomodilden vapura nakletmek Gzreycen polisler ta- rafından yakalandılar. Yakala manlar Leko''la Varna ve İstan- bu'dan gelen Ruslardı. Bunun üzerine Romanya polisi bütün vapur tayfasım ve esra- reng z kadını da yakaladı. Hadise burada bitiyor, Şimdi, po.is bu esrarengiz ve “bejli, dediğimiz Kadının kim olduğunu tetkikle meşguldür. Beji kadın bugüne kadar, tek bir keme söylememiştir... .. . 5. Yazan: ren Nemirovski — Teisk için değil, sadece İstan-i bul, Kolombo ve Port Saitte senede yüz bin ton Rus petrolü satılması için beş senelik bir mukavele imzaladılar. — Fakat Teisk ne oldu? — Hiç! — Ya, —Sadece Amrumun Moskovaya iki defa heyet gönderdiklerin; biliyorum. Bir sey çıkmadı. — Niçin? —Niçin mi? Belki de şunun için, Ruslar, Amerikadan yirmi üç milyon altın ruble istikraz etmek istiyorlar, Amrum ise, üç hükümet adamını sa tin almış. Bunlardan birisi âyan azası Bu bir, sonra, makbuzlar matbua- tın eline geçmiş, neşriyat yaptılar. — Ya? — Evet, — Fakat Golğer, Amrum, İrandaki petrol arazimiz için para verdi. — Yeniden müzakerata mı girdi. niz? — Tabit. Derhal, Kafkasyayı tama» men elime geçirmek istiyordum. Mak sadım, Rus petrolünün bütün dünya- da yagâne bayii olmaktı. Golder güldü. Tubingen devam et- ti: — Demin söylediğiniz gibi bu kada TT da fazlaydı. Ruslar (o yabancılara, büyük bir iktısadi kuvvet yani binne» tice siyasi bir kuvvet vermek istemi - yorlar. Aptallar. Siyasetleri bizi alâ - kadar etmez. Herkes hudutları dahi» linde hürdür. Fakat burunlarını be «| nim işlerime sokmalarmı istemem. Golder yüksek sesle söyleniyordu: — Ben, diyordu, önce Teisk ile Aruneiten başlarım. Sonra, yavaş yavaş hepsini toplar, bütün petrolleri elde ederim, — Buraya, işe tekrar başlamanızı rica İçin geldim. « Gelder omuzlarmı .silktiz — Hayır. Ben artık yokum. Hasta yım,, Bir nevi öldüm demektir. — Teisk hisselerinizi sakladınız mı? — Evet. Bilmem niçin.. Barj para etseler, Okka ile satmak daha iyi, — Niçin? Size ihtiyacım var. Si - zin de bana. A — Biliyorum. Fakat artık çalış - mak istemiyorum. Kabil değil, Hasta yım. Kalp.. Eminim ki tekrar çalışmı- ya başlarsam, bu sefer, muhakkak ös lümdür. İstemiyorum. Niye yarar? Bu yaşta fazla bir şeye ihtiyacım yok. Sade yaşamak kâfL 'Tubingen başını salladı: — Ben, dedi, 73 yaşındayım. 22, 25 sene sonra, Teisk (kuyularından Petroller fışkıracağı zaman ben çok- tan ölmüş olacağım. Bazan bunu dü- şünüyorüm. Bununla beraber, 99 se» nelik bir imtiyaz imzalıyorum. Bu müddet bitince yalnız ben değil, oğul larım ve torunlarım da ölmüş olacak. lar. Fakat dalma bir Tubingen kala- cak. İşte bunun için çalışıyorum. Golder başmı sallıyarak cevap ver di: — Benim kimsem yok ki.. Niçin ça- lışayım » — Sirin benim gibi çocuğunuz var, Golder, şiddetle tekit etti: — Benim kimsem -yok. 'Tubingen gözlerini kapayarak: — Yaratılan şey kalır, dedi. 'Tubingen gözlerini yaraş o yavaş açtı. Başını (okaldırdı. Kalbinin en derin köşelerini veren bir sdam iman!» le konuşuyordu. i — Yaratılan. Bina edilen. De vam eden. Kalır. — Bana ne kalıyor? Para m? Değmez. Beraber toprağa götürecek değilim ya. , 'Tubingen, çocukluğundan beri di. nf bir muhit içinde büyümüş, bir me tekit gibi, alçak sesle, tevrattan bir parça okudu: İ — Rab onu bana verdi, rab onul benden geri alıyor. Bu, kanundur.| Yapılacak bir şey yok. Golder, derin derin içini çekti: — Hayır. Hiç bir şey, YIRMI ALTINCI KISIM Joya ona dokunacak kadar yanaştı. — Benim, erki id Golder ağ Nakledeni f8& Golder kıpırdamamışts beni (tanımıy Dedi. — Görenler zannedecekler! Golder gene kıpırdamamıştı. eskiden olduğu gibi haykırdı: — Dadı O zaman Golder titredi, ve bir ziyadan kamaşmış gibi O gö kapadı. Elini o kadar istemiyerek ” zattı ki Joys'ün eline değer des! düştü. Joys gidip küçük bir iskemle koltuğun yanına çekti, oturdu. kasını çıkardı, başını, malüm bif rekette silkfi, sonra, orada, bü? Tüp, bir tek kelime söylemeden yi dı. Golder, istemiyerek: — Değişmişsin 1... Dedi. Joys (Evet) dedi. daha büyümüş, daha (o zayıflı Fakat tarif edilmez, garip bir yo luk, bir şaşkınlık hali vardı. sında fevkalâde güzel bir manto dı. Seri bir hareketle omuzundan * tt. Golder, boynunda, eski pir! gerdanlığın yerinde şimdi, gibi bir sıra iri zümrüt gördü. lar o kadar temiz, o kadar büyü ler ki, Golder baka kaldı ve ad gülerek: (Ritmedi) Türk -Halyan Turizm komitesi teşekkül eti Bildirildiğine göre bir Türk” Italyan turizm komitesi teşekk etmiştir. Bir komite, beş ve beş İtalyan azadan mü keptir. Merkezi Galatada Adalet hanındadır. ; Komite tarafından ittihaz 05 nan karara göre Türk mektef” lerinde tahsil gören talebeleri en iyilerinin menfaatine ol iki seyahat ve tahsil tabsist” ihdas edilecektir. Bu tahsisi” hak kazanan talebe Italyap' hars ve san'at mülessesatını mek vesilesini elde etmiş caktır. Gene bu komite kararma SÜ re ber sene bir Türk-l haftası tesis edilecek, Türkiye?? gelecek Italyan, seyyahların Li i tesvlât gösterilecek, atl fiatlerinde “© 25 tenzi'ât yap” lacaktır. Ç Kısa haberler Adatepe — bir isç çün vti Haliçten çıkarak Karadenize gitmiş © Adıtepe mübribimiz. dönmüştür. 2 gemimiz muhtelif surederle tecrübe i miştir, Ankarada bir facla - Kif, evvel Ankarada Hasan oğlu kö Satılm ş isminde bir genç babasi ile kavga etmiş ve babasını odunla * verek ölümüne sebebiyet vermiştir çal köyde iki kardeş de #ğiteylerile etmişler ve küçükleri kürüklerini ye lamıştır. Fırıncılar arasında — miz fırıncıları bir toplam yaparak idare hevetini seçmişlerdir. Yeni Fuat, Mehmet Zeki, Ahmet Rza, Ismail Hakkı, Reşit. Ismail Haydar, Mi tafa, Emin, Şerif, ihtiyar azalıklarti Mehmet Ali, Musisfa, Etem, Koç. r bert i | met Nuri, Numan, Rıza, Acemiyan, ©) ni ve Kâmil bevler seçilmiş'erdir. ar resil satılac#” cümen yoğürtçular'a yoğei, tşr hakkında bir talimatnsme yap dır. Bunda yoğur yapıcılar baz! ve fenni şatlara :#bi tmuldukleri Ü yoğerü sstmak için de bazı kayılsğ nuliraktadır.. Ezcümle yoğurtlar * sarılırıy , sancıler İengerleri çamf kaplar içinde bulunduracaklardır. Haydar bey iyileşti — “#| müddettenberi hasta bülünâni tl maarif müdürü Haydar bey iyileği dün vazifesine gelmiştir. Cevdet Kerim bey — fırkası İstanbul vilâyet İdare Cevder Kerim bey bir haftadanb ten basa bulunmakladın.. — ti 4 U -—.. ma mm... ... Ta —.— 0. m e ve v5