19 Ocak 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

19 Ocak 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gi Ma : di ğ Ee ğe Derviş Paşa, değerli ve muvaffakı.! yetli bir asker olduğu kadar, Türk! İstiklâl ve inkılâp hareketinde meş -| kür hizmet ve fedakârlığı sebketmiş! büyük bir kahramandır. Şu dakikada, pak ve nezih kalması uğruna kanını bimahabâ döktüğü bu topraklara karışmış olan Derviş Pa- şa, çok bahtiyardır ki aramızdan kalı bimizin derinliğine yükselmiş ve ora- da yer tutmuş bulunmaktadır. Askeri meziyet ve insani fazilet - lerini Şükrü Naili Paşa hazretlerin « den dinlediğimiz büyük ölünün başın da onun biraz da kahramanlıklarını konuşalm, Türk İstiklâl harbine, vatanm ilk felâket gününde O(Erkâmı harp bin başısı Derviş bey) olarak karışan merhum, harbin sonunda büyük ve mil selerin © tarihine (o Derviş Paşa olarak geçmiştir. Sinirlerin nü temadiyen gergin ve fikirlerin bin bir türlü tesirlerle mütemadiyen ka-| rıştınldığı o kara ve felâketli gün - lerde Derviş Paşa hir gün şaşmiyan ye daima doğru görüşüyle, daha bis) yük kumandanlarının ilhamını benim semiş ve zinde yürümüş yüksek bir askerdir. Dört senelik fedakârlekia geçen w- mümi hürplen sonra bir sabuh üdetü kendi haricindeki bütün âlemi düş - man kıyafetinde bu yurda üşüşmüş gördüğümüz gün bu millet bir anda, teşkilâtsız, hükümetsiz, devlelsiz kas hvermişti. O gün bütün bu yokluk- Tar içinde yalar? büyük Türk mille « tirin varlığını gören ve bilen Gazi başa yeçip işaret verdiği vakit cephe- lerde ilk vazife alan kahramanlar as) rasında: crkânı harp binbaşısı Dervis beyi de görüyoruz, Merhumun İstiklâl harbindeki ha- yatını, o tarihin icabı olarak kurayı milliye devri ve muntazam ordu saf- hası olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Bidayette başma geçtiği asker ve çeteden mürekkep bir kısım kuvvetle Akhisar mıntakasında Yunan kıtala. rın: haylı tevkif eden Detviş beyi oir âz sonra Anzavurun ikinci İsyanın bastiranlar arasmda buluyoruz. Üç sy kadar devam eden Biğa, Gönan, Kirmastı ve Bandırma mmtakalarına yapılan bu tehlikeli isyanı bastırmak #n merhumun diğer arkadaşlarıyla birlikte gösterdiği fedakârlık şayanı tezkârdir. Düşmanlarla birleşen a ve! hilâfet teşkilâtınm ihanetiyle milli te gebbüsat aleyhine başlıyan isyanlar ür'atle memleketin her tarafina si- rayet etmiş ve bu meyanda meşhur Bonya isyanı da vücuda gelmişti. Bu #ehlikeli isyanın tenkilinde de mer » humun büyük fedakârlıkları dokun - muştur, İstiklâl harbinde muntazam ordu teşkilâtına başlandığı en nazik bir anda ve tarih; harbimize (Birinci İnö nü muharebesi) diye geçen Yunan baskını Derviş Paşayı bilhassa yara. tan hadiselerden biridir. Yunan or - dusuna karşı o âna kadar mühim bir kuvvet olarak bulundurulan Çerkes Etem ve kardeşleri tam böyle hayati ve nazik bir 2 da birdenbire düş- man hattında ahızı mevki ettikleri va- kit bilhassa Etem kuvvetlerinin ten» kilinde Derviş Paşanm rolü çok bü- şük olmuştur. İzzettin Paşanm Kütahyada çok mahirane sevk ve idaresiyle mağlüp ettiği Etem kuvvetlerini o büsbütün #nhizama uğratan yezine âmil Der» yiş Paşanm yıldırım gibi saldırışları ökmuştur Valna bu maksatla si ve tavzif edilen bu süvari kuvvetlerinin bir ku mandanı vardı, fakat bu emir ve ku- manda makamınm hadisaia âdeta bir seyirci kalırcasma terahi ve lâkaydi #i üzerine bu kuvvetler Derviş beyin kumandasma verilmiştir. © Numan ordusu İnönünde inhizama > > ai ir ve Kimileri 1937 eme Derviş Pş. e Dün toprağa birakılan ceneralin istiklâl muharebesindeki büyük hizmetleri Cevdet Kerim bey anlatıyor uğrarken Derviş Paşa da kendi emri- ne verilen bütün süvari kuvvetleriyle Etem kuvvetlerinin üzerine geceleri dahi yürümk suretiyle tevcih il müthiş darbeler bunları sersem et 3 miş ve bir daha toplanmalarına za - man ve imkân birakmamıştır. i Derviş Paşanın inm dokuz gin! süren bu kahramanane savletleriyles| dir ki Başkumandanın da buyurduk-| ları üzere bunlar kâmilen esir eğil-| miş yalnız o hâlin üç kardeş yeni va- zife almak üzere düşman orduğühıs na aığınabilmişlerdi. İkinci İnönü, Sakarya muhavehe -|— lerinde de vazifesini (oçok iyi yapan Derviş Paşayı son büyük taarruzda da mütalen edelim. 25 Ağustos akşamı Afyon cenubun dn İrrkasını yerleştirerek oçadırmda portatif masası üzerine serdiği hari-' tası haşında mütevazı, sakin fakat temkinli ve tatminkâr bir var için- de gördüğümüz Derviş Paşayı 28 A, A. ğustor günü doğrudan doğruya ARİ yon İstikametine taarruz ederken; Kocatepeden muharebeyi idare eden! Başkumandamm takdirine mazlur © Jen ateşli ve savletli fırka kumandan larından biri olarak tammıştık o. Anadoluda düşman ordusunun ha yat ve halirasma nihayet veren (Baş kumandan meydan muharebesi) ise Derviş Puşanm bir kuhramanlığma daha şahit oluyoruz. O da kumanda! sındaki on birinci fırkanın ileri kat- larında bu tarihi muharebeyi idare ölen büyük Gazinin muharebenin en buhranlı safhasında kendisine verdi- ği hücüm emrini atının üstünde Türk kumandamna yakışan (o cengâverane bir hasletle #leri atılarak fırkası ve bittesir bütün cepheyi süngü hücu - muna kaldırmasıdır. Derviş Paşayı bu muhakkak ölüme-fırkasnın en ö- nünde olarak atan kuvvet onun yük» sek ruhundaki istiklâl ve inlalâp aşk ve imanıydı. İşte efendiler, bir dakika sonra bu ıssız mezarlıkta birakıcağımız Ders viş Paşa bu büyük insandı Hayır, Derviş Paşa! Sen sr bir mezarda değilsin, Sen dündenberi da- ha büyük bir muhabbetle, daha bü- yük bir şefkatle ve derin bir teessür- le harp meydanlarında olduğu gibi büyük Başkumandanmın kalbinde ya gıyan bir bahtiyarsm. Sen dündenberi inkılâp erknmın! arasmda yayan bir fani olmaktan çıktın, Türk istiklâl ve inkilâp tari- hine ebediyyen mal edildin; sana bin bir rahmet ve mağfiret! Yılanlarla Mücadele Tunustaki feyezanlar, bir çok zararlar yapmakla beraber gatip badiselere de sebep olmuştur. Suların taşması üzerine seller, binlerce yılanları, sabile kadar sürüklemişler ve kumsal üzerinde birakmışlardır. Tunus körfezinde Bon şehri kumsalıyla Tabarkaya kadar olan on beş kilo metro- luk kumsalın üstü binlerce yılanla doludur. Sular çekildikten sonra, yılanlar, güneşte ısınmıya ve ha- rekete geçerek içerlere doğru yürümiye başlamışlardır. Bunun üzerine bin kadar asker, silah- İsr ve sopalarla yılanları öldür- —iIlk büyük sözlü sergüzeşt filmi — Sahrada bir aşk macerası. — Nis havalisinde çılgın bir tenezzüh — Nis karnavalı, TUNUS HAYDUTLARI HELEN RİCHTER, THEO SHALI, ve PUFFY tarafından. ĞNEVALIER Yarın akşam (Aşk Resmigeçidil filminden daha mükemmel Tamamen Fransızca sözlü ve şarkılı Şen Mülâzim Şiheserirde görünecekür. Reji: ERNEST LUBITCH MELEK ELHAMRA Sinemilarında birden GALA olarak gösterilecektir. Yerlerinizi tedarik ediniz, : 04 istifade ediniz Senelik büyük sayşları hasebile Beyoğ- lu'nda Büker ve İlarden mağızslarının azami fiit tenzildemdan. istiade ediniz Bu mağazaların yeni müdüiyetiz en bi- rinci neyi malları en dun fiatlarla satma. ğa muvaffak olduğunu muhterem halka bilfiil ispat etmektedir. Irtihal Esbak Devtet Demir Yolları Müdürü umumisi Mübendis Cevdet Beyin tefi kaları ve piyade umum müfetişiğirden mütektait mirliva Nezif paşı Hazretleri- sin hemşireleri Hârım irtihal eylemiştir. Cenazesi huyün sabah sast (0 da İstan bulda Beşiktaş iskelesinden Eyüpsmltana sakil ve orada öenaze namazı eda edil diklen sonra silesi makberesine değnolu- macaktır, Mevlâ gariki rahmet eylesin Darülbedayi Temsilleri Bugün akşam saat | İstnbef Bekdiyesi 2130'da o ŞehirTiyafeosu ir ii il Muradına Yazan; G. Feydau Ter. ceme eden: Bedia M. Vasfi Rıza Yakında: Yalova n Türküsü ilk masikili komedi. Çarşamba günü Mukaddes Alev Raşit Rıza Tiyatrosu (Şehzade başında) 19 ikinci Kânun salı ve 20 çarşamba akşamı saat 2130 da (Kocama bir metres) vodvil 4 perde Terelime e- den: Muhtar Bey Gişe gündüzden açıknır. Şehzadebaşı Ferah sinemada Bu gece 030 da müazzam ramazan programına ilâveten “Çarina bale heyeti, Bu akşam herkes Frans:z Tiyatrosuna gidip Meşhurdansör (Doglas) ve Zenci dansör, ve dansörlerden mürekkep ( Zenci Revü Heyeti ) tarafından temsil edilmekte olan (Louisiana ) 18 ub'oluk muazzam revüyü görmelidir. Bu akşam suvare saat 2130 ds yarınki Çarşamba ve Per: şembe günleri halka ve Talebelere mah- süs marine miye başlamışlardır. Bu esnada, askerlere hiç ümit etmedikleri bir muavenet kıt'ası gelmiştir. Bu kıt'ayı, bir sürü martı teş- kil ediyordu, martılar, kendile- rine on beş kilo metroluk bir zi- yafet sofrası ” teşkil eden kum- saldaki yılanları kemali lezetle toplayıp yemişlerdir. > li Rİ DE ni Müellifi : Nizamettin Nazif Ressamı : Münif Fehim Aptülhalimıbulana yüz kese altın... Durman öre.. Hayda. i —72— Ve sırrttı: | Duyduna.. Tam on dokuz tane di» yor. — On dokuz olsun. Sen bahşişten haber ver. — Hiç merak etme. — Hep böyle diyorsun ama, geçen padişahtan bir tane alacaklıyız.. He- bi şu sahur sofrasından kalkıp ta.. — Kâfi. Kâfi) AJ şunu. Habeşi kuşağından hörmetlice iki! adet kırmızı kese çıkarıp herifin küs! şağma soktu: —Şimdi çabuk ol!1, Bu iş bir saa-| te kadar hitmeli, — Allah kerim. Cellât, kapı ününe gelen yamağı - na bir işaret çaktı. İkisi birden taban ları yağladılar.. Habeşi arkalarından obir saniye kadar baktı Sonra ellerini oğuştura-! — Hey gidi Baki hey! — dedi — Dayandığın çama işte balta iniyor.! Bir saat sonra şehzade Mustafa > basınm yanımı boylıyacak., Ve birdenbire gözleri kanlandı.. Dişlerini gıcırdattı, yumruklarını sık-| tr: Eğer on güne kalmaz seni de ye - mezsem bana da ben demesinler. —31 İNCİ KISIM — DERVİŞ PAŞA — SARAY TEVKİF! Derviş paşa atından inince öyle bir hışımla dairesine girmişti ki, mil let bir kenara sinivermişti. Cellât elinden, herkesin gözü önün de, bir idam mahkömunu kaçırmak ne demekti? İki paralık olmuştu.. Bu-! güne kadar, başına böyle bir şey gel- | yezit Odusma girip, her zamanki yerine MM hiddeti bir kat daha art. mış etrafı kasrp kavarmıya başlamış» s Aptülhalim yapmıştı bü işi ha' Fa kat niçin yapmıştı? Niçin yapabilir -/ di? Kadınla aralarmda nasıl bir alış- veriş olabilirdi? Tam dört saat karıya, akin, hav- galaya gelmez işkenceler yapmıştı: fakat ağzından hiç hir şey sızdırama- mıştı, Baldırlarma şişler sokturmuş. sol ayağınm beş tırdağını birden söktürmüştü. oOGene bir şev söyl'mesi mişli, gene bir şey söylemem$il, Yalnız canı acıdığı zamanlar, hir iki kerre; — Ahh Sun'ullah! Allahtan bol mel'un — diye bağırmıştı— Sun,ullah.. Acaba, bu Sun'ullah şu meşhur Sun'ullah Efendi miydi? Ya onun ne alâkası vardı kadınla? Nihayet manda arabasma birdir « miş, faleıyı meş'um tallinin seyrine terketmişti. Folat bu netice hiç de meş'um olmamıştı. İşte kadın kurtulmuştu. Hem de kim kurtarmıştı? En fazla emniyet ettiği adam, Bölükbaşısı.. Sağ kolu olan adam. MHâdise gece yarısı, gizli bir yerde cereyan etmiş olsaydı, mesele yoktu Bir kolayı bulunur iş örtbas edilebi-; lirdi. Fakat güpegündüz cereyan € - den şu hâdise nasıl gizlenebilirdi? Esasen işin gizli kapaklı tarafı da kalmamıştı ki, kendisi ta Yedikule taraflarında, ağızlarda çalkanırken haber almıştı işi? Tabi çok.geçmeden mes'ele sıraya da aksediverecekti.. Şimdi valide sul- tana ne cevap vermeliydi, Asıl iş bun- daydı. Tam göze girmiye çalışırken, 4ptül halim öyle bir iş yapamştı ki, bütün ümitlerini altüst edivermişti. Öyle değil mi ya? Kadını konuşturmak | şöyle dursun, elinden de kaçıramştı.. Hiç valide sultan affeder miydi bu işi? İyi ama bu Aptülhalim de nereye gidekilirdi? Kuş olup uçamardı va?. Hemen dışarıya çıktı, İlk rasgeldi- ği hizmetkâra; — Ulan! - dedi « Aptülhalim sefi de? Nerden hilecekti zavalir adam! bilemediği; için de alnının ortasma nen bir yumrukla beynüstü y düştü. — Aptülhalim!,, Aptülhalim!, Öbür hizmetkârlar ve kâüpler ni âkıbete uğramamak için birer delik bulup kafalarını sokuvermişlerdi. Paşa o hızla bahçeye çıktı. ed kulenin sipahileri havuz başında bir) i halka çevirmişler meseleyi münakaş? ediyorlardı. Hemen onlarm yanıma koştu: — Hadi atlara! — diye bağırdı” Süvariler bu emri bir lâhzada yefİ ne getirmişlerdi. Kendisi den uşağınm yardımiyi hayvanıma bindi. At şahlamıyordu. — Sen, sen, sen., Üç sücari hayvanlarmı sürüp #r * kadaşlarından ayrıldılar. — Sir. Şehirde ne kadar karakol varsa dolaşacaksmız. i Aptülhalimi, yahut adamlarındağ birini ele geçirene yüz altın verece * ğim. Her karakol şüphelendiği esi derhal bassm.. Hadi o göreyim sizi! Üç süvari, bir fırtma gibj kapıdaf çk gidince geriye kalınlara dön * dü: — Siz de ikiye ayrılmız. Bir kıs * muniz deniz boyuna, bir kısmınız di Topkapi ve kara surlarına. Her k# piya ayrı ayrı sorunuz. Kim çıkmığ çıkan nereye gitmiş? Anladınız m bunu öğrenin. Durman brel Hayda Atlılar hemen yola düzüldüler,. Bir an arkasından baktı. Son kendi de saraya doğru yola düzüldü. — Bu pirincin taşmı nasıl ayıkla malı? — Paşam. Daçaml Atçgem tartarak, sağa solaoynt" yarak yürüyordu. — Paşam! Paşam! Temiz kıyafetli bir adam, arkas” na takılmış koşuyordu. | — Paşam! Paşam! Bu adam onu Ayasofyaya çıkar "| ken görmüş ve peşine takılmıştı. — Paşa, Paşa dalgın dalgm ilerliyor duymuyordu. Nihayet adam, atın mini tuttu, hayvan durdu. i — Paşa hazretleri! — Ovv! Sen misin Lutfi efendi! Temiz kıyafetli adam gülümsedi — Evet paşam.. Mimar Lutfu bet deniz.. Taa kendisi! Fakat bu ne gmhk a paşa, — Sorma.. E ne var ne yok baki” Tim... dl — Binanın şeklini bir görmen rica edecektim paşam. j — Nasıl? İşler ilerledi mi? — Epey. Cihannümayı o biti de, — Yün. — Bir kere görmenizi rica edeti gim., Kubbesini arzu ettiğiniz gibi Y”! pabildim zannediyorum. | — Eh bir görelim bakalım, B mızı kaşıyacak vaktimiz yok Hadi.. Düş önüme! Derviş paşa, bir senedenheri mü” azzam bir saray inşa ettirmekle guldü Sahi) surları boyunca, Ahırkapt dan çe a afılara kadar uzıyan . niş bir a-zzi içinde tam üç katl yüz odalı bir bina yaptırıyordu Bu işte gayet titiz hareket eti. için her gün bir mimar değişti R du. o Hele cihannümanın kubbe. kendisi tertip etmiş, yapamazsı © bu Lutfi efendiye: “— Senin kulaklarını keserim © i— p Acaba kulaklarım vikeye içim mar neler yapmıştı? Ru merak P' yı fkrinden caydırmıştı. Zaten k9”, sı darmadağındı Binayı gezmek i hanesiyle biraz hava alır; be sırada Aptülhalimle arkadaşlar! yakayı ele verirlerdi de, saraya * larmı sallıya sallıya giderdi. 4 Gill | *İ EA ER e e MN mi dı öy e e a m m >» m. >- >» ws» o ii <a a.

Bu sayıdan diğer sayfalar: