m Şet arıyorlar Dünya sarsıhyor. Dinya, âyakiai| Yndaki zincirlerini şakırdatan esirler! inin gürültüsüyle rahatsızdır. | Efendiler, galipler bu zincir uğul! dan korkuyorlar, benizleti at l Yer. Galipler âlemi, volkan patlamaz» €vvel yer altından gelen seslere hzer acayip gürültülere kulak kas hirtıyar, 118 de büyük harbin galipleri, Mağlâplarının ayaklarına bukağı vu- Türken, dünyanın manzarasmı ebedi,! “eli bir sulh başlangıcı addetmişlers| şe Bu ümit o kadar cazipti ki, mağ! Üplar bile sulh muahedelerini süküt- a İmzaladılar ve insaniyetin hasret Sektiği sulh hulyasına hiyanet etme Mek için ellerini, boğazlarını, ayakla Ynt zincire biraktılar. : 918 denberi geçen günler birbirine ,*nzedi, sul ümidi £ yerine, büyük İrpten daha büyük bir iktisat harbi Aşladı, Tarihin hiç bir devrinde galipler| a lüplarımı bu kadar ezaya sokma» ar, Babil esaretindeki yahudiler, va - <ı mabutlara tapan muhafızları Yanında (Yehuva) nen ilâhilerini söy. İyemedikleri için mustariptiler, (Or- #elim) Vahida'nın hayali, onları be- #eri tarihe mazlüm diye kaydetti. Halbuki bütün iktsadi usaresi emi « “ Almanya canlı bir iskelet halini; iN Avusturya cümhuriyeti betbant J lar ülkesidir. Bulgaristan © büyük! bin ehramını Balkanlarda dikmi- Ye mecbur edildi. Şimdi işitilen ses, 918 denberi kı » » kısık alman nefesin kendisidir. 918 de söylenmiye cesaret edil. MiYen sözler, şimdi yarı belinden a- $ağısı etsiz düşen adamın çığlığışla Milletlerin hançerelerinden fırlıyor, Mstaptar bağırcoyrlar: “— Bu Müshedeleri yırtımız! EĞ, Ram 918 den sonraki dilnyayı hatırlı « Yorum, (Ölüm) müshedelerinin çiz- dünya haritası içinde yeni Tür- in manzarasmı daha İyi çizebili m. çu ürkiye, ölüm muahedeleri içinde *rsay) m kardeşi (Sevr) i yırt - Mak için (982) yi beklemedi. ... Büyük harbin mağlâpları 918 den, > Ye kadar bir kör ebe oyunu oyna yan ve bütün etini, derisini galip önüne yığdıktan sonra bir inilti nlinde ölüm mnahedelerinden şikâ Nedim)| 30 Nihayet mütareke musalâha da » Hiç olmazsa musalâhaya “dar Yemende her $eyi olduğu gibi âfaza etmek zaruridir, Türk mil bu çirkin mukaveleyi parçala an da eminim. Bundan damarlarımda o bir güneş doğacaktır.! Yemeni emanet gibi benim namus bor- Ne Babrâliyt, ne padişahı, ne İn J Yileri, hiç bir şey tanımıyorum. “Meni düşmana vermiyeceğim! kaş tiki aklım başımda değildi. Fa- Pövle düşünüyordum. Mesai arka odama girdikleri vakit ilk Şu oldu; pt i e # ti # 1 : f f tazyikinden ( Azade, mukadderatma bil» bir kuvvet ve makam tes bu kuvvetin aktede «| aya kadar Yemeni mü - Ancak böyle bir kür- Meşe enirine boyun eğtebi €sef bugün ne Babeâli, ne Ni ih! yet ğ 5 2 ii Son Yemen Valisi | Mahmut Senelik Siyasi Esrarı ifşa Ediyor! Poliste: Bir eğlenti! Beşiktaşta Ihlamur caddesinde oluran kunduracı Kadri Ef. evine arkadaşları Asım, Emin, Irfan i Sadi Ef. leri çağırmış, eğlenir- tır. Bu kavgada odadaki bütün eşya kırıldığı gibi, gürültüye ko- şan kiracı Salâhattin Ef. de muh- telif yerlerinden yaralanmıştır. Bir yelkenli yandı Rizeli Ahmet reisin idaresin- deki o Hıfzırrahman namındaki yelkenli, Silivriden ot ve saman yükliyerek limana gelmiş, Yeşil- köy açıklarında demirlemiştir. Fakat evvelki akşam samanlar birdenbire tutuşmuş, yelkenlide- | ki tayfa derhal yangını söndür- | mek üzere koşmuşlarsa da sön- dürmeye mkvaffak olamamışlar- | | lerken aralarında kavga çıkmış» | idir. Alevler her tarafı sarınca tayfalar Kendilerini denize ata- rak yanmaktan kurtulmuşlardır. Yelkenli tamamen yanmışlır. Söndürülen baca Dün sabalı saat İl de Tepe başında İstanbul klübün bacası tutuşmuş, yangın çıkmış ise de İ derhal yetişen itfaiye tarafından söndürülmüştür, Silâh muayenesi devam ediyor Polis merkezleri mıntakaların- da sinema ve tiyatrolarda şüp- beli gördükleri kimselerin üzer- lerinde silâh ve bıçak muaye- nesi yapmaktadırlar. Bilhassa Eminönü ve Beyazıt merkezleri- nin bu işe ehemmiyet vermeleri tebliğ edilmiştir. Otomobil altında Feriköyünde oturan Tevfik Efendi dün numarası meçhul bir otomobilin altında kalmış hafif surette yaralanmıştır. yet ediyorlar, »*. . Eski müttefiklerimizin bizden tek bir farkları var: Biz ölüm muahede- Jerini on Üç sene evvel yırttık ve ye ni dünyada birinci saftayız. Kurtulu- şun sırrmı biliyoruz. Kendilerine gef olarak bir Mustafa Kemal, bir başvesi kil İsmet bulsunlar. SADRİ ETEM Bey Tefrika: 5 m de saray bu mevkideler... Bekliyece » fiz. Vazıyetin inkişafma intizar ede- ceğir.. İçimde öyle bir iman var ki, bu kara günler geçecek, muhal gibi görünen bu mucize olacaktır!, Arkadaşlarım sessizce dinliyorlar dı, bir müddet düşünceleriyle onları baş başa biraktım, sonra yavaşça sor dum: — Benimle beraber misiniz? Birden başlarını ( kaldırdılar ve hep bir ağızdan: — Son nefese kaadr.. Evet! dedi ler, Artık ok yaydan çıkmıştı. Ve bu oku fırlatmak için kaç gündür zeri- len, işliyen, bilâ fasıla didinen asa- bım bu çetin ameliyeyle © yorulacak yerde umulmadık bir kuvvetle yeni bir can, tüze bir hayat bulmuştu. Masamm başma geçtim ve Babı » #liye uzun bir telgraf yazarak müta- rekenin Yemene tanllük eden (16) ın- cı maddesini asla kabul edemiyeceğk mi tekrar ederek, esasen Yemenlile » rin de başta Imam Yahya ve bütün kabajl rüesasi olmak Üzere sevki za- Ankara şoförleri neler istiyorlar ? | Ankarada işliyen otomobillerin adedi 300 dür Yeşilay cemiyeti merkez he- yetinn alâkadar makamlara mü- racaat ederek otomobil kaza- larının önüne ge- çilebilmesi için şoförlerin sarhoş olmamalarını, Gi sarhoş (o Olarak veya beroin ve sair zehirli mad- deler kullanarak kaza yapanların elinden oderbal vesikalarının alın- masıni istemişti, Bu kararlar Ye- Ankara şoförler şilaycılarla Istan- © cemiyeti reis bul şoförler ce- Hayri 6. miyeti arasında baylı uzun m aşaları mucip olmuştur. Münakaşaların Ankara şoförleri tarafınc takip edildiğini gören m miz, Ankara şolörler ce reisi Hayri Beyle görüşmlştür. İ Hayri B. muharririmizin sual- | lerine cevaben demiştir ki: Istanbulda Hilâliahdar cemi- yelinin soförlerin sarhoş olarak çalişmamaları hakkında teşeb- büsata girişmiş olduğunu gaze- telerde memnuniyetle okuduk, Cemiyetimiz şoförlerin iş za- manında kat'iyyen sarhoş bulun- mamaları için bu işi kendisine vazife edinmiştir. Ankarada oto- mobil kazalarının pek seyrek olması bu vazifenin hakkıyla ifa edilmiş olduğuna en büyük ve can'ı delildir. Ankarada taksi ücretleri Ankarada taksi ücretleri pa- halı değildir ki tenzili düşünül- sün. Çünkü Istanbul taksi kilo metresi ücretiyle (Ankaradaki müsavidir.. Yalnız Istanbul taksi antreleri 26 kuruş ile açıldığı halde Ankarada 50 kuruş ile açılması büyük bir fark gibi gö- rüniyor ise de İstânbulda saat açılmasından sonra 400 metre için Ücret yazılmadığı halde An- karada 600 metre için ücret ya- zılmaz. Bir de benzin, malzeme, icar ve besap şeraiti farkları da nazarı ruretle imzalanmış olan bu mütare» keyi tanımıyarak Yemeni kemafissa * bık hükümeti Osmaniyenin bir vlâ - yeti ve beni valisi tanıdıklarını ve tas! nrmakta devam edeceklerini arzet » mekte olduklarını, memur arkadaş - Jarımın bazı zabitan (o ve efratla hu karara bütün bir samimiyet ve aşkla iştirak ettiklerini ve bundan dolayı! terettüp edecek bir mes'uliyet varsa onu da şimdiden kemali şerefle kas bulde tereddüt etmiyeceğimi bildir » dim, h —————— . * » İstanbul, zavallı İstanbul ve bet- baht Rabadli, elbette benim bu hare» ketimden memnun değillerdi. Bense bukarari verirken kimse » nin, hiç bir terafm memnuniyet ve a- dem; memnuniyetini hesaba katmadı. ğım, akti herhalde karip müsalâhaya| kadar Yemeni hâkimiyetimiz altımda| bulundurmaktan başka bir şey düşün mediğim için vicdanım emrettiği yoldayım. (Harbiye nazırı Cevat) imzasiyle şu telgrafı aldım: | (Devleti Aliyyenin düveli itilâfi.! yeyle aktetmiş olduğu mütarekena » metin size âit olan maddesi şudur: | Hicazda, Asirde ve Yemende bulunan! muhafaza kıtaatı en yakın itilâf ku. mandanlarma teslim olacaklardır.! Binaenaleyh maderi vatanı pek bil « yük bir tehlikeden tahlis için su mad-| de ahkâmma tevfikiâmalde müsareat gösterilmesini rica ederim.) Telgrafı masamm Üzerine Koy » dum, ve İstanbulu düşündüm, İstan» bulun, kenar semtlerindeki loş, ka - ika delme Sİ lain de din | sızdır. Ancak cümhuriyet hükü- zaruri ve faidelidir. dikkatealınacak olursa farkın bü- yük olmadığı anlaşılır. Aynı za- manda İstanbul ve Ankara şe- kirlerinin nüfusları ve şehrin ke- safeti, çoğrafi vazıyeti yüzünden müşteri bırakılan yerde Ankara da mukabil bir müşteri bulmak İstanbula nispetle çok güç ve adeta yüzde on derecesindedir. Aynı zamanda bir çok fabrika- ların da Ankarada (o acenteleri yoktur ve lâzım gelen bir yedek alet için İstanbuldan getirtmek ve bir alet için birkaç aleti bir- den satın almak zarureti de ha- sıl oluyor. Bu hal esnafı çok mutazarrır ediyor. Bu yüzden memlekette (kullanılan otomo- bil cinslerinin yedek aletini bu- lundurmak, acenteleri (daima mürakabe altında tutmak çok | zaruridir. Otomobillerin tahdidi Memlekette mevcut otomobil leri tahdit etmek bugün imkân- metinin yeni tanzim ettiği kon- tenjan listesinde yapılan tahdidat bu maksadı temin edeceğinden esnaf hükümetin bu hayırı te- şebbüsünden cidden çok minnet- tar kalmıştır. Bir de modellerin her sene değişmesi taksi sahip- lerini fena vaziyete düşürüyordu. Kontenjan listesi bunu temin ediyor. Bununla beraber Anka- rada mevcut otomobillere oto- büslerde tatbik edilen tahdit şeklini teşmil etmek esnafın is- tikbali noktai nazarından çok Ankarada elyevm muhtelif markalarda 300 otomobil işlemektedir. Seyrisefer işleri Cemiyetimiz esnafın huku- kunu ne dereceye kadar mü- dafna ve muhafazaya çalışıyorsa hükümetin kanunlarını tatbik için alâkadar makamata o derecede yardımcı bulunmaktadır. Ankara da seyrüsefer işleri pek yolun- dadır. Bu şubenin başında 20 bıtanın cidden iftihar edeceği Adil B, namında değerli bir za- bıta amirinin bulunması cemiye- timizin muvaffakiyetinde en bü- yük bir amil olmaktadır. insanlar, ve bütün İstanbul £ inliyen| bir ruh gibi gözümün önüne geldi As, nadolu, 1ssız köyler, harap yuvalar. Bir zamanlar dolaştığım, çalıştığım yerler birer birer, hazin hazin kafam da canlandı, Cevat Paşayı düşündüm, Çevat Paşanm bu telgrafa imza ko »| yarken sızlıyan kalbini, titiriyen elini düşündüm, karanlıklar içinde çırpı - nan milletimi düşüşdüm. Düşündüm, düşündüm, taribi düşündüm, — Hayır, dedim, hayır Cevat Pas! şa! . 4 * İngilizler Adenden yağdırdıkları telgraflarla ker gün bir an evvel tem! Him olmamızı istiyorlar ve olmazsak terettüp edecek mes'uliyeti ihtar edi- i yorlardı. Adende İngiliz kuyvettelri kuman danı ve vali ceneral (Sivart) benim kararımın kuvvetini anlamıştı. Fakat anlamamış görünmek işlerine geldiği için çok nazik ifadelerle pek kibar bir üöslüpla — fakat ekseriya tehdit eden — Telgraflarını göndermekte devam ediyordu, Bir aralık İmamia aramı açmayı düşündüler. Böyle benj Yemende büs bütün yalnız birakmakla tehdit et « mek istiyorlardı. Ben de San'ada ok mazsa Yemenin beni seven herhangi diğer bir mıntakasında, herhangi bir! köy veya kulübesinde, elimde bayra-| ğım, gene bildiğimden © şaşmıyarak kalacağımı anlattım. (Yemen valisi asaletlâ (Mahmut Nedim Beyefendi hazretlerine) hita» sad te Sik di Günün Meselelerinden Ithalât Ve Ihra- cat Devletleş- .. . tirilecek mi? Son günlerde sık sık şöyle bir suale muhatap oluyoruz: — Hükümet ithalât ve ibra- cat ticaretlerini devletleştirecek- miş, öyle mi? Tabii olarak bu suali derhal tekzip ediyoruz, Fakat ertesi güni aynı suali diğer bir tarafta, di- ğer bir ağız tarafından işidiyo- ruz. Buna benzer bir şayia bun- dan bir müddet evvel muhiti- mizde intişar etmişti. Hatta o vakit resmi m lar tarafından da tekzip edilmişti. Bütün bu tekziplere rağmen şayianın te- kerrür etmesini hükümetçe bu defa kontenjan usulünün tatbik edilmiye başlanmasına, ve bu usulün bir takım kimseler tara- fından maksat ve manası iyice anlaşılmamış bulunmasına hami- etmek lâzım geliyor. Kontenjan usulünde gerek dahili ve gerek harici ticaret tamsmile bu gün olduğu gibi hususi teşebbüs sahiplerine ait- tir. Hülümet yalnız itbalâtm ihraçtan Ofazla olmaması için umumi surelte yalnız ithalât üzerine kontrol koymuş bulunu- or. Onun için bu ol dani gibi li da ni asla değişecek değildir. Bilâkis kontenjan usulü tatbik edildikten sonra Türk erbabı Ücaret ve sanayii için yeni bir faaliyet sahası açılmıştır. Bu da hariçten ithali tahdide uğrıyan eşyanın dahilde imalini temin edebilmek için teşebbüsata gi rişmektir. Meselâ Osmanlı impe- ratorluğunun son devirlerinde Beykozda cam ve kâğıt fabrika- ları gibi tesisat vücude getiril“ mişti, Fakat haricin dehşetli re- kabeti altında bu teşebbüsler ezilmişti. O vakit gümrüklerimiz- de ecnebi kapitülâsyonları hâkim olduğu için hükümetin dahildeki bu teşebbüsatı himaye etmesine de imkân yoktu. Halbu ki evvelce yapılamıyan (Lâlfen sayfayı çeviriniz) de ceneral cenapları bana aynen şöy- le yamwyordu: (Bütün şeraiti mütareke kuyayı askeriye tarafmdan yalnız Türkiyeye değil ahiren Almanyaya da cebren kabul ettirilmiştir. İmam hazretle « riyse şimdiye kadar bir bitaraf addes dilmiş ve Türkiyenin müttefik; adde- dilmemişti, Türkiyeye seraiti mütares kenin cebren kabul ettirilmesinden dolayı İngiltere hükümeti ve müitte » fikleri İmamiz olan uzun bir dostluk tan dolayı şeraiti mütarekeyi vesafe- timle kendisine ihbar etmişler ve Türk krtaatı 2skeriyesinin ve idarel mülkiyesinin Yemeni tahliyesi husus sunda her türlü muaveneli ibraz ey» lemesine muntazır olduklarını bildir. mişlerdir. Araziye ve sair hususata taalldk eden mesnilin ileride kendisiyle hal« ledileceğine dair olan (| İngilterenin kararını da bildirdim, Mütarekenin (16) mer maddesi Yemene ait bütün şeraiti muhtevidir. Yemende bulunan vali ve kumandanın İstanbula nakli hususundaki muhaberatın da vesates tmle icrr edileceği İngiltere harbiye nezaretinin evamiri cümlesindendir. İhtiramatı halisanemi takdim eyle » rim.) Bu telgraflar masamın üzerinde yığın yığın duruyordu. İstanbul, işin telgrafla, muhnbereyle intaç edilemi yeceğini anlayınca bir memur gönder meyi düşünmüş ve adliye nazırı Hay dar Molla riyasetinde bir heyeti yula çıkarmıştı. (Bitmedi)