nyekelerden Ör alalım ? Parisli musikişinasları içeri sokmadılar ! Halbuki, maalesef biz Beyoğlu lokanta- larında hep yabancı çalgıcılar görüyoruz Londra, 18 — Parisli Manileri dan mürekkep beş kisilik bir musiki heyeti (Nevcastle) şehrinde musiki cemiyeti tarafından o verilecek olen konsere istirak için buraya gelmişler, fokmi iş nezareti, kendilerinin karaya çılunrsına müscade etmemiştir. Bu heye İrngilteride, bundan evvel #r çok konserler vermişti. İş nese. telinin mürnenesii kendilerini hay « rete düşürmüşse de, iz nezareti, İn » gilierede &ncak İngiliz musikişimae - farının faliyette o bulunabileceğini kendilerien söylemiş ve kararından! vaz geçmemişlir. Bu havadisi mwaklederken, VAKIT- m bundan çok evel, yerli ve 'Türk musikişinaelarımızı himaye için yüzdığı yezları hatırladık. Ok önce Türk muslkisinaslarınn kesi toprakianan çıkmasına müsa- yen Romnayaya, bersda Tür- kantasında çalgı çalmıya göl. an Kop WU çalma inde ettirmiye muvj ak olmuştuk. Fakat; 9 zpmandanberi (o memleketimize bir| «ri; ecucbi çalgıcılar gelmiştir ve el'-i en gelmekte balunuyorlar. Deha ge de, ayaklarma iki potur giymek. le z'elidı, vasati derecede çalgr çalar! bir heyeti, şehrimizin Türk müessese) lerinden birisi, gecede iki yüz Lira gibi Kir para vermek suretile davet etmiş- ti. Bu csigıcılar on kişiden ibaretti der ve lerindeki bir kadm, meşhar| artisiinin isimlerini alarak ir yıldız süsü veriyor, halkı aldatiyordu. Bu çtlgelar, İstanbulun| hen sinemalarında, hem de barların « da ve lokantalarında çaldılar, kazan - dilleri parayı karice gönderdiler yel el'an da buradadırlar, buradan git - niek istemiyorlar, Zira, bütün dünya üzerinde ecnehilere iş veren ve kendi Mükemmeli bir nasıl olur da (Alfa Yota) cemiyeti ta! rafından büyük bir daktilo misala - kası yapılmış ve müzatakayı Mis Kra» mer kazanım Mis Kramer işgü- gsarkâr ve yı ile kazanmış ve en mükemmel kâtip ve daktilo olarak! »zelelere vuku bulan si söylemiştir: , modaya göre giyin» vepi sür'atle idare etmek! neyeli Diamalıli muvaffak irile yakal Pl gazetelerinden biri bu haberi; c'diktan sunra Londrada akranı gra» #rda şöhret kazanan bir daktilo kıza Mis Eramerin (ocözlerini o makledes sk fikrin! enlamak istemis, o da şu| sözleri söylemiştir: l Mis Krsmerin fikirlerine iştirak e diyorum. Onlara şu kellmey; de ilâ. Merkez acentası Galata könrü başı &. 262 Trabzon Postası (KARADENİZ) 24 kânunu- evvel Perşembe 17 de, Mersin Postası (MAHMUTŞEVKETPAŞA) 25 Kârunuevvel Cuma 10 da Galata Rıhtımından kalkarlar. 25 Kânunuevvelden itibaren Haydarpaşa Kadıköy hattının 38 ve 37 numaralı seferleri yalmz Cuma günleri 24 ve 24 numaralı seferleri de kış mevsimi müddetince her gün yapılmıyacaktır. İİ üz ülkeme anın ! sinin şarkı söylerken | koymuştur. Çünkü, kontes, Tito Ski » | Gn. Tenmorsa, 20,000 frangı vermekten - | salonundadır. san'atkârlarını korumuyan bir biz vas) iz. Banlardan başka bir zenci cazbün- dı, takım halinde İstanbul barlarm » dan birinde, bir leke gibi durmakta» dır. İşittiğimize güre, Macaristandan | iki tskrm daha gelmek üzereymiş, — | Bütün bu adamlara iş varken, niçin hiyim çalgıcılarımız işsiz kalsmlar? Korişumuz ve dostumuz olan Bul garistanda, hükümet, ecuebj artistle- re kim ve ne ölürsen ölsün İş vermemek iwdir, Ve kendilerine ancak gelip (pas rawz) calıştklam takdirde pasaport veriyor, sm Küçük sanatlar, her memlekette ve bizde de ancak o hükümetin kendi te-| baaları tarafından o vapılmaktadır.! Fakat bizde, çalgıcıkk Oove artistlik” küçük san'atiara henüz ithal edilme - miştir, ancak, altı ay kadar sonra yu. pılacakmış. | Fakat, elimizde bir pasaport nizam- namesi var. Bu nizamname mucibince, (ği * Türkiyeye her gelen ecnebi, memleke- te girerkn, burada ne iş yapacağını.| nicin geldiğini söylemek wecburiyelim| dedir, ve buraya iş aranıya gelenlere müsaade edilmemek lâzrmöor, kendi - lerinin ya memlekete alınmaması, y#- hut yakdi bir kefnlet vermesi icap e» der. Şimdilik bu nizamname tatbik edil. miş olsa, sayıları (400) den fazla olan calgicilarımız, esasen mahdut olan eğ- lence yerlerimizde kendilerine nafaka bulabilirler, bunu da kendi memleket) lerinde iş bulamıyan, başka yerlerde || kendilerini satmıya kalloşanlara kap- | tırmış olmazlar. İ Yeri mala rağbet ne kadar borçsa, yerli san'atkârlarımız: Korumak da o kadar hüyik bir çazifedir. aaktıio Hanım ? ve edeceğim; bir dektilonun kafalr bulunmaktır. Bir tenor Ortalığı Altüst etti! Malyanın meşhur tenoru Tito Ski panın Malyalı kontes Moniej Pariste bir tablosunu yapmıştı. Fakat Tito Skipa bu tabloyu almaktan imtina et- miştir. Sebebiyse tablonun kıymeti ols madığından değil büsbütün başkadır. Bu tabloda tenor, ayakla ve hir piya-|| noya yaslanmış olarak güsteriimiş - tir. Ressamın bunu yapmukta çok ha. #ik bir kastı vardı, çünkü Tito Skipa aynı zamanda bestekârdır. Bununla beraber, To Skipa kendi- yapılmasının daha muvafık olacağımı iddin ederek resmi almamıştır. Bu imtina kontes Monici'yi çok müşkül bir vazıyete panın resinluj 20,000 franga yapacak»! se, kontese, meşhür ressam Toda'nm)| (Şahane kaplın) isimli tablosunu ver. mişti, Kontes de bu tabloyu, Mussoli- niye satmıştı ve bu tablo, Doçe'nin Şimdi, Tito Skipa, ücret olarak vers! diği (Şahane kaplan) tablosunun ge- ri verilmesini istemektedir. İ Kontesse, tenor İçim yaptığı tablo. nun Tito Skipa tarafından kabul edil. mesi için mahkemeye müracaat etmiş, diğer taraftan da, Mussolininin (Şa- hane kaplan) tablosunu isde etmesini de istemiştir. Selim Sırrı beyin konferansı Bu akşam saat sekiz buçukta radyoda Selim Sırn B. mutat konferansını verecektir. Mevzuu şudur: Hangisi daba fedakâr, kadın mı, erkek mi? vas” zifelerinden biri, ae'k gözlü ve uyamk İ Günün Muhtırası Takvim — Perşemb 24 Kânunuevvel 13 inci ay 19310. 18 Saban 1350 Senenin geçen günleri: 346 Xalan günler 15 Güneş — Doğusi 7.18 Hanşı. (6,41 Namaz vakitleri — Sabah. 548 | Öğle; 128: ikindi 14.29: Akşam: 1651. Yat 1890 msık: 540 Hava — Dün hararet derecesi azami | 4 asgari 1 olarak kaydedilmiştir. Bugün hava befif bulatlu olacak, riizgâr poyraz- dan esecektir. Radyo | Istanbul radyosu Gdan 7 ye kadar gıamolon, 740 dan 820 a kadar Makbule hanımın iş- tirakile birinci kısım sax &40dan9a kadar Selim Sırı dey tarafımdan kon- İerans 9 dan IG a kader Fi ye Ve kisim ağa” orkestra. Cenmet hanımların iştirakile 7 sax 10 dar (030 x 24 K.evvel 931 Kambiyo Fransız Frangı ! İngiliz titan kr. ÇT muzebiki Hotar) Ni biret i “ Bega e Peemli 5 İs Frank bera Florin İ Kuran Sizne Pezea Mart Zon Penati Lev Türk Meram Dinar Çerrmmer Kuruş Nukut 20 Frank (Fransiz Hişterlin (lngilisi 1Dolar (Amerika? 9öLiret "Malşa BORSA MARICI Mi s1) İ 5 sı 9 adın hastalıkları fi mütehassısı Doktor Hüseyin Naşit Türbe, eski Hilâliahmer binası Ne. 10 v İstanbul : id Alan Mecidiye | Hastalarını her gün saat 83012 ve 15—20 kadar kabul ve her salı saat on üçten itiharen meccanen diş çeker ve tedavj; eder. Munyenebane: Kadiköy OMaırlı oğlu Yan Türk sokak No, & Küçük ilânları m mi | Odefası yüz kuruştur sı Satılık ev— Kuruluş Merdra mey- danında 3 numaralı $ odağsslon bahçe ve kuyusu,bodrum mutbak,odunlak ve elek- triki taraçası bulanan kâgir nezareti bir ev satiliktir. Taliplerin Marpuççular Çar- şılıhan çorapçı Karebet Ef ye müra castlar. (2914) Taşra için — Türkçe bilen hanm bir Daktilograf lâzımdır. Beyoğlu İstiklal caddesinde Anadolu Han 16 imc dsire, kat 3. Müracaat saatı 12.1 ve #5. “Mütehassıs bağçevan — Mi- tehassıs :evanım. İstanbul ve ya An- kara civarında bir bağçede müşterek ça- lışmak istiyorum. Alakadarların adresime müracsatları. (2224) Balgaristanda Sofvada *Elektrik,, kahvesinde Stoen mi Lira ww 8 Garstasaray Kargir 1500 4 Eyüs 3800 5 Farh - 200 5 Moda Ahşap Her semtte salık emlakimiz vardır. 90-192 arasında mürscaa İstanbul di Güncü Vakıfban asmekmt 20. (25 Matbuat balosu 9 Şubatta Gazeteci bir linç a eke ek e a sahnesine şahit olmak istemiyordu. Fakat.. m ei Birinci kısmın hülâsası Gazeteci Davies malbaaya gidince, islibahrat müdürü kendisine, bir köy» de, bir zencinin, beyaz bir kıza ta- arruz ettiğini, halkın da onu linç et- mek için peşine düştüğünü haber ve- riyor, gidip meseleyi — tahkik etme. sini, linç hadisesinde o bulunmasını söylüyor. Davies yola çıkıyor ve kö ye geliyor. Köydü, Yamaçlara yaslanmış, yeşillik- ler arasmda birkaç düzüne evden ibâ- retti. Başlıca dükkânlarm bulundu - ğu mahviyelkâr bir meydanı vardı. Davies'in geldiği K.. şehrinde işleri olan bir kaç tüccar, bu köyde oturu - yorlardı. Fakat bu, orasının tamamen bir köy siması taşımasına manj olmu» yordu. Gazeteci evlerin beyazlığım, İstas- yondan çıkar çıkmaz üstünden geçi» len ırmağın o berraklığını kaydetti. Meydanlıkta, bir çok adamlar, bir köy meyhanesinin önünde toplanmış» lardı. Davies en iyi istihbarat mein bat onlar olacağını düştinerek o tara-| fa doğru ilerledi. Davies bu adamların arasma kas| rıştı, Fakat kendisinin gazeteci oldu - Zunu söylemiyordu. Mesleğinin, bu üs, damlar üzerinde ne tesir yapacağını bilmiyor, ve serbest serbest konuşma- malarımdan çekiniyordu. Adamlar henüz cezalandırılmamış. olan cinayetten büyük bir alâka ve ha» raretle bahsediyorlardı, Herkes ken - dilerini harekete getirecek hadislere inilzar ediyor ve bekleşiyordu. Her » halde, senelerdenberi, böyle bir fır « sat çıkmamış, İçlerinde teksif edilmiş! olan fena hisler; çıkaramamış olsalar gerek ki bütün şiddet sevki tabiileri - nin dizginlerini kapıp koyuveriyorlar» dı. Davies bundan istifade ederek ta- arruzun bütün teferruatı, nerede ol- duğunu, Whitaker'lerin oturduğu ye» ri öğrenmişti. Sonra, işin gevereliğe Pleasaut Valley Oköyü küçük ime İ " döküldüğünü görünce, uraklastı, gi- dip taarruza uğrıyan kızın halini biz- zat tahisiki daha münaeip gördü. Ken- disihe bundan hiç bahsetmemişlerdi, halbuki bu hususta haber alması lâ - zımdı. Binaenaleyh, köyde ahırı ve af»! vlan bir ihtiyarı buldu ve bir at te - darik etti. Araba bulmak imkânı yok- tu. Davles öyle mükemmel bir süvari değilâi, fakat İşi oluruna hağlıyacak- iu. Withaker'ler uzakta oturmuyor - lardı. Köyden ancak dört mil mesa « fedeydiler. Biraz sonra, yoldan yüz adım kadar içerde, kötü bir keçi yo»; Yayla gidilen evin kapısını vuruyordu. Kapıyı açan kadına: — Ben Times gazetesindenim. dedi. İriyarr ve kemikli olan bu ka» dn, ziyarelçinin üstünde birtesir yap-! meya çalışıyordu. Gazeteci, vazifesi! itibarlie nazik bir mevkideydi. Belki iyi kabul edilecekti. Belki fena Ka» bul edilecekti. Mislers Withaker'le; görüşmek şerefine mail olup olmadı - ğını ve Mis Withaker'in sıhhatini sor- du. Kadın, sinirlerini zapteimiye çahş» masına rağmen, epeyce hırçın bir ta- vırla: — Pek fena değil, dedi ve ilâve et» ti, Memi biraz harareti var amaidektor yakında kalkabileceğini söylüyor. Sonra suslu, Davies daveti kabul etti ve girdi. Genç kızı görmek istiyordu. Fakat w yutucu bir ilâç içiritmiş olan kız uyu- yordu, şimdilik ısrar edemedi. — Mesele ne zâman oldu? Diye sordu. Kadın: —PBu sabah saat sekizde, dedi. Kom-! şamuz Mister Edmonds'a giderken! zenciye râsçelmiş. Ne olduğunu bil -| miyoruz fakat bir de baktık ki halıçe- den ağlıyarak geldi ve şuracığa yıs) ğıldı, — İlk evvelâ siz mi gördünüz? — Evet. Evde yalnızdım. Erkekler tarlaya gitmişlerdi. Davies biraz daha malümai aldı. Mutaarrızm mazisine ait öteberi rendi, müsaade almak üzere ç Gitmeden evvel, genç kıza şöyle *, göz utmasına müsaade ettiler. © $ yordu. Genç ve oldukça güzeldi. çede, havadis almıya gelen bir ye rasgeldi. Ondan da biraz di mat alabildi. Köylü, eaniyi takip” müfrezeyi kastederek: — Her tarafta arıyorlar, dedi, “j nuba doğru. Eğer yakalarlarsa bitirecekler galiba. Fakat nel lursa olsun kaçmak ihtimali yok: kü yayandır. Şerif de peşinde, yanmda iki de muuvinj varmış ze ciyi kurtarıp Clayton'a irakletmek tiyor ama, zannetmem ki muv# 4 olsun, hele zenciyi ilk önce köy yakalarlarsa, Davleş bir linç sahnesine seyir lacaktı, Bu iyi haber değildi, AĞI sesle sordu: — Zencinin nerede oturduğü » Yüm mu? Mesleki vazife hissi daha ağ” sıyordu. Köylü cevap verdi: — Şuraerkta, köyde. İsmi Cef galis'dı. Herkes onu tanırdı. Pi ona, bazan ötekine hizmet ederdi tn fena bir şöhreti de yoktu, Y bazan fazlaca kaçırırmış. Esasen Ada da onü iyi tanırdı. Şu yol“ tren hattıma kadar takip ediniz. dönünüz. Yoldan içeri, hemen şurada gördüğünüz gibi ağaç Göd lerinden yapılmış bir kulübedir. rafmda ağaç kesikler; doludur. Daviex önce oraya gitmeyi i dü, sonra vaz geçli. Vakit geçti. * dönmek daha iyiydi. Belki arada rif ve zenciyi takibe çıkan hakkında malâmat alabilirdi. Binaenaleyh döndü, her şeyin bittiğini ve dramm neticesini bu” anlıyabileceğini hesaplı geri çevirdi. Meydanda, aynı daf gene toplanmışlar, münakaşı © Tar, bağrışıyorlardı. Bunlar, ge rıyan muhtelif müfrezelerde el z muş adamlara benziyorlardı P (Acaba ne yeptilar?) diye düşü”. Davies kendisinin Whitakerlef mndan geldiğini, genç kızın 1 hakkında malümatı olduğunu #09 rek müsait hir hava uyandırmıf” | yet etti, | 'Tam o esnada genç bir köylü | nı dört nala sürerek gelmişti. sı ve ceketi yoktu. Nefes nefe g — Yakaladılar, diye bağırdı, ” lande, ii — Kim? Nerede? Ne zaman? yl Diye tağrışarak, halk dl etrafına toplandı. Köylü, ji mendilini çıkarıp yüzünü sile! — Onu Matthews, burada, “4 yakalamış. Bir şeyler aramıyâ miş galiba. Çocuklar onu veli im Claytov'a götüreceğini xanne” lar ama onun sağ ve salim vasi sina müssade etmiyecekler, düştüler bile, Fakat Matthew elinden u#lmak için kim yak” ateş edeceğini filân söylüyor. Btraftan bağrıştılar: İl — Ne taraftan za — Cross Sellers' Galiba Baldvin'e uğramak iy li Toplananlardan biri: <i r — Vay canma, diye bağırdı maymız, elinden alırız. Sen musun Sam? i — Elbette geliyorum, birâf gidip atımı ayalım, Davies içinden: — Aman yarabbim, dedi, demi A linçei sürüsüne ben de katıl" hem de parayla tutulmuş bif N sıfatile, * Bununla beraber vakit k zi den tekrar atı kiralamak İçi Kalabalığın, neredeyse Şerifi ) lamak için hareket edeceğimi $ du. O zaman, şü! dram daha olacaktı,