İNÜN İŞARETLERİ uCaya elveda! deki üç ay için gümrükten K, “ek listede çay yok. İki gün. AY Tatı yükseliyor. a, bir düşman gibi O hududun ie bir çoklarına hayret bir çoklarımı düşündürecek-! | Eyvah diyecekler sen demi ha- Sen de mi yiz ellilikler gibi hu- İl edildin?.. , İk “Ur filcanlarda, buram, bus Mğusu, ve kokosile, fukurda- rile, sessiz, sessiz, dem- MYdanile çay tel örgü haricinde i etten senede beş milyon il- t fazla para çeken bu çekik göz İh, Züzeli senelerdir sereserpe a- Miy,,, Zirmş, ailelerimiz içinde Ne SİZ, en Jânbali bir eda ilebüt- N yaslanmıştır. Hatila onu ia, Sin bir parçası zannedecek ha gelmişizdir. Çay faydalı mr- ir mıdır, bunu düşünmek is«| Çaym zararından ta ço- umuzda okuduğumuz hifzisdi akaş rı bile bahsederdi. neye yarar ki (o senelerdir ; karşı herkes birer ahlâk tavrile “aman alışma, denildiği faydasız yabancı çay adeta bir &, Yet konforu gibi erleri sardı İğlancı mahlük Türkiye hadutla. i kokainle bir safha kirmek inci kontenjan Jistesini bekledi. ra” di Küzeldir, rengi enfestir, dem- r. Fakat dostlar biz bir İstündeyiz, huduttayız, çarp» çe demek feragat demektir. Hu. Ny mahrumiyete katlanmak, te katlanmayi öğrnmek ve Yanaşmak demektir. Cephenin kahramanı, “amam, İN, MU çayımı içeyim de sonra düş N #ilâhrmı atayım der? Runun 4 bile budala bir şey oluyor. İN Über, nazli çay bir gtin İli, bir güzel kadı gibi değil, bir i pi veri gibi dikilirse.. Ya o biz- ğ Sene beş milyondan fazla has . ? 3 söylemiyorum, kadeh, kadeh N İD, yudum, yudum < İçtiğimiz beş milyondan fazla Türk Şekip götürüyor. Hani şu evi- kahvaltı ederken, kahvede lâf ıı, Şekiverdiğiniz o çay, işte bu Yekünu yapıyor. La 2 İka bilir belki bir gün çay, koka- ,* #izli, gizli satılacak. Fakat ân içeri girerken İkisi de aynı avuşlarmda can verecektir. gelirsiz giden para, hat t bile olsa onu Okokain ve bir safta göreceğiz. Türkiye hudutlarmdan içe A nihayet bir kaç kiloyu! » Ve çektiği gelirsiz para çayıns! daha çok değildir. Türkiye) Yi Yetindem senede beş milyon li- Merk. Bu gediği kapatmak , lerimizin irticama da kulak pz. Midelerimizi de inkılâp- | i Mizrm. Ni, Kadehler aşağı. Saflarrmızı a gedikleri kapamak için yaklaş. Hadi dostum çay — İçersin. W SADRİ ETEM San'at âleminde “ Braylovskinin onseri Aleksandr Braylovs- iy dün akşam Fran- » ; osunda bir konser ve- pal , <a sefiri Mr. Gru'Per- N iie diğe bir çok | simalar, her parçanın sonunda nmıştır, m bazır bu- N hk it proğramında, münba: di Nİ Piyanist, muvaffakiyetle konser, çok rağbet Ni enin eserleri vardır. Pi- İş Sunlari yüksek bir teknik Mi, bir (heyecanla ifade © Hazır o bulunanların " hı öl si aa mi Adliyede: «ç: .. .. Şimal klübü,, nün aza defteri Ziya ve Hasan beyler aleyhin- deki daya, dün tetkik edildi Dün birinci ceza mahkemesin- de, birinci şube sabık mü- dür muavini Ziya ve taharri me- murlarndan Hasan B. aleyhle- rindeki bir davanın rüyetine başlanmıştır. Davanın mevzuu, Rus mülteci- lerinin tesis ettikleri Beyoğlunda- ki “Şimal kulübü, ne ait aza defterinin tetkik için alındığı ve bunun menfaat makamında baş- ka bir yere verildiği iddiasıdır. Maznunlardan taharri memuru Hasan B., defteri, bu esnada hudut haricine çıkarılacak beyaz Rusların isimlerini tesbit için al- dığını ve Ziya beye verdiğini söylemiş, Ziya bey, böyle birşey hatırlamadığını kaydetmiştir. Muhakeme, şahit celbi için ,başka güne hirakılmıştır. 20,000 liralık dava Blumental müessesesi tarafın- dan Fransızca La Türki Liberal gazetesi sahibi Memduh bey aley- hine açılan bir dava, stanbul birinci ceza mahkemesinde rü- yet edilmekledir. Davanın mevzuu, gazetede müessese aleyhinde çıkan bazı yazılara ait reklâm ücretini tespit ediyormuş gibi, yirmi bin lira- lık bir sabte senet tanzim edil- diği iddiasıdır. Muhakeme, şahitlerin dinlenik mesi safhasındadır. Beykoz şosesi davası Beykoz şosesi edilirki İlam yopadıği ilkez yiz kişi ağırceza mahkemesine veril- mişti, Dün muhakemeye başla- nacaktı. Maznunların hepsi ha- zır bulunmadığından, mahkeme kalmıştır. Poliste: Seyyar koltukçau ile komşuları.. Taşkasapta oturan seyyar kol- tukçu Hasan efendinin ber ak şam evine sarhoş gitmesi kom- şularından bazılarını hiddetlen- diriyormuş. Evvelki gece Hasan efendi gene sarhoş olarak evine doğru yaklaşınca komşularından sobacı Abtülbakim yolunu kes- miş ve Hasana çıkışmıya başla- mış. Aralarında kavga başlamış. Abtülhakim yerden büyücek bir taş alarak Hasana doğru atmış. Fakat taş Hasana değil, Hasana doğru kurtarmak için koşmakta olan karısı Şirine rastgelmiş ve kendisini yaralamış. Kadıncağız hastaneye kaldırılmıştır. Otomobil çarptı Dün saat 14 te Balat cadde- sinden geçmekte olan on yaşla” rında İsaka Ali Jhsanın idaresin- deki 2718 numaralı o otomebil çarpmış ve çocuğu yaralamışlır, Şoför yakalanmışlır, Aydın kadasıro Hakimi Sabık Düzce asliye mahkemesi aza- mülâzimi Bekir Sıtkı bey, Aydın kasi dastro hâkimliğine tayin edilmiş ve memuriyeti yerine hareket etmiştir. Evvelce uzun müddet gazetemiz tahs rir ailesi arasında çalışmış ve matbu- at âleminde ciddiyeti, liyakatile ta- nınmış olan arkadaşımıza yeni vazin İesinde de muvaffakıyetler temenni ederiz. takdirini ifade eden alkış ların temadisi üzerine, o proğ- ram harici olarakda bir kaç parça çalmıştır, vk e oğlan sl vü salli Inhisarlar Birleştirilecek Behçet Bey dün Ankaradan geldi Bir müddettenberi Ankarada bulunan tütün inhisarı umumi müdürü Behçet bey dün sabah şehrimize gelmiştir. Behçet bey yorgun olduğu için İnhisar ida- resine gelmemiş, evine gitmiştir. Şehrimize gelen malümata gö- re müskirat, tuz ve tütün inhi- sarlarının birleştirilmesi hakkında kat'i kararlar verildiği anlaşıl- maktadır. Birleşme kararı yeni bütçe ile tatbik edilebilecektir. Denizlerde : Fırtına ve karaya oturan vapurlar Karadenizdekj karayel (| fırtınası dün batı yıldıza çevirmiştir. Fırtına oldukça şiddetli olduğundan vapur - lar boğazdan dışarı çıkmamaktadır. Geçenlerde Ayancıkta karaya otu- ran Bebek vapuru henüz kurtarılama| mıştır. Bu vapuru kurtarmıya gide. cek olan Islah ve Ahu vapurları fırı| tına yüzünden hâlâ hareket edeme - mişlerdir. İzmir körfezi civarında Sahip ada- Sı önünde karaya oturan Sovyet ban- dıralı İlliç vapuru da henüz kurtarı. Tamamıştır. Loit Tiryestino kumpan- Birleşmeden sonra inbisarlar umumi müdürlüğü teşkil edile- cektir. Bu suretle inhisar idare- lerinin teftiş, muhasebe, muba- faza, hukuk işleri teşkilâtı, mu- rakiplikler ve idarelerin Anadolu ve Tralyadaki baş müdürlükle- ri birleştirileceği için mühim mik- tarda tasarruf temin edilecektir. ie mi amm Feshane Fabrikasında Amelenin yarısı işlerini bıraktılar Evvelki gün Feshane omesnucat fahrikasmm iplik Şubesinden bir kı- sm amele işleri terketmişlerdir. Dün bu hususta yaptığımız tahkikata göre tahdit kararından sonra fabrika da fasılasız 24 saat çalışma kararı vermiş ve çırak yetiştirmek için her uslanm yanma iki yeni amele tefrik etmiştir. Ustalardan bazıları ise bu yeni ge- Jen çırakların bir gün olup kendileri- nin yerlerini almaları ihtimali korku» sile bunları yetiştirmek İstememişler ve fabrikadan bunun İçin ayrıca bir ücret istemişlerdir. Fabrika müdiri. yeti kendilerine münasip bir şey ves rileceğin; söylediği halde fabrikanın iplik kısmında çalışan altmış amele - den otuzu işlerini bırakrak fabrikayı terketmişlerdir. Bu amele fabrikayı terketilkten sonra işleri başında ka »! lan diğer ameleyi de işlerini terkettir. mek için kandırmıya Galışmışlar ve tehdit etmişlerse de muvaffak olama- mişlardır. Hatta bunlardan birkaçı arkadaşlarının tehditlerine kulak as- mıyarak fabrikaya amele tedarik ede- rek işlerine başlamışlardır. Geri kas lanlardan bir kısmı dâ tekrar fabri- kaya dönmek istediklerini fakat dön- mek istiyen arkadaşlarından kork »| ölçebilir. Tahkikat henüz bitmemiş-| bir resmini rica etmiş. tuklarımı fabrika müdiriyetine bildir. mişlerdir. Nihayet dün fabrika mü- diriyeti kendilerine haber göndermiş ve işe avdetleri için anlaşmak üzere mümessil göndermelerini istemiştir. Işi bırakan bu amelenin göndereceği mümessillerle fabrika o müdiriyetinin bugün görüşmeleri muhtemeldir, Diğer taraftan fabrikanm bu kıs mındâ fazla iş çıkarabilmek için mü» diriyet lâzım gelen tedbirleri almış» tr. Bu amele işlerine dönmemekte ısrar ettikleri takdirde yerlerine baş- ka amele almncaktır. ——— aaa Buhran vergisi ne suretig kaydedilecek ? Yeni bub:an vergisinin ne su- retle kaydedileceği hakkında ma- liye vekâleti tarafından defter- darlığa bir tebliğ yapılmıştır. Bu tebliğde deniliyor ki : “1-12-931 tarihinden itiba- ren mer'iyyet mevkiine giren 1890 numaralı iktisadi bubran vergisi kanunu mucibince tahakkuk et- tirilerek tahsil edilecek olan va- ridat 1931 senesi bütçesinde 43 üncü fevkalâde varidat faslından sonra açılacak rakkamsız bir fas- la, iktisadi buhran vergisi namı altında kaydedilecektir... a yasına ait Çitadibari vapurunun bat-! tığı şayinsı çıkmışsada yaptığımız tahkikata göre bu haber doğru değil! dir. Vapur İskenderiye civarında ka- yara oturmuş, içindeki yolcular ay- m kumpanyanm Rodi vapuru tarafın- dan kurtarılmıştır. Çitadibari vapu- ru kazadan yedi saat sonra yüzdürül- müştür. Maarifte: Garip bir sıhhi muayene usulü! İlk tedrisat müfettişleri, talebesi- nin sıhhatini garip bir şekilde kontrol eden ve muayenenin neticesini gene ga- rip bir rapor halinde talebe velilerine gönderen bir ilk mektep idare heyeti hakkmda tahkikat yapmaktadır. Ya. zıldığına göre bu mektep 37 inci mek- teptir ve muayeneyi yapan bir doktor! değil, bizzat mektep (O müdürü sınıf muallimidir. Muayenenin şekli de şu- dur: Bir mum yakılmaktadır, her ta. lebe 45 santimetre mesafeden mumu üflemektedir. Mum söndüğü takdir- de çocuğun sıhhatinin tam ve ciğerle- rinin sağlamlığına, aksi halde ciğer. lerinin zayıf bulunduğuna hüküm ve- riliyor. Ve buna göre de talebe veli- sine bir rapor gönderiliyor. Fena rapor alan talebe velileri bit» tabi endişeye düşüyorlar. Çocuk, dok» tordan doktora gezdiriliyor. Ve an- taşılıyor ki, çocuğun ciğerlerinde bir verem alâmeti yoktur! Vaki olan şikâyetler üzerine Maa « rif müdürlüğü harekete (geçmiş ve meselenin müfettişlik vasıtasile tah kikine lüzum görmüştür. Maarif mü- dürü Haydar beyin söylediğine göre; mektep talebesinin sıhhatini kontrol için maarifin hususi doktorları mev cuttur. Mektep idaresi garip usuller. le muayene yaparak rapor veremez. Ancak talebenin sikletini ve boyunu tir. Doktorlar arasında Etibba odası haysiyet divanı, dün toplanarak oda azasından iki zat arasındaki (o mesleki bir ibtilâfı tetkik ve halletmiştir. o- danın idare heyeti de dün mu- tat vechile toplanmış, yalnız mü- zakeratta bulunmuştur. Bugünkü konferans Bugün saat onda reisi Tevfik Salim paşa tarafından Cağaloğ- lunda “Halk evi,, inde bir kon- ferans verilecektir. Konferansın mevzuu, Milli tasarruf bahsinde doktor ve eczacıların vazifesi ve yeni oKodeksidir.. Konferansa herkes gidebilecektir. Bu münasebetle, eczacılar ta- rafından “Halk evi, inde Yerli müstahzerat teşhir olunacaktır. Doktorlarin teşekkürü lik projede, memlekete gire- cek eczada kontenjan listesine ithal edilmiş, sıhhat vekâleti, ec- zanın kontenjandan istisnası için alâkadar olmuş, ecza listesteden ıştı. Gecenlerde ecza fiyatlarında alm İz iz öleli gk öde 7 İle ve Hapisanelerin birinde, mahpus- lardan birisi sık sık oradaki hal- kı toplar, onlara uzun uzun nu tuklar verirmiş, Adamı aklını bozdu diye tıb» bı adliye getirmişler. Bir pundunu bulup kendisile görüşülse, mutlaka, bu zavallı hatip derdi ki: — Ben söz söylemek merak- lisiyım. Onun için arkadaşlarıma sık sık konferans verirdim. Bun- dan ne çıkar? Eğer, sık sık | enferans ver- mek delilik alâmeti ise: — Ben bu akşam 6784 üncü konferansımı o veriyorum! diye öğünenlere niye bir şey demi- yorlar? 5 ... Bir doktorun nüktesi Geçenlerde Dr, Kemal Cenap Bey, bizim gazetede bir Fransız profesörünün aleyhinde bir ma- kale yazmıştı. Dr. H. H. Bey, bu yazıya mukabele etti, Dün Kemal Cenap Bey, bu mukabeleye de cevap veriyordu, Işin doktorluk tarafına karışma- yız, Fakat Kemal Beyin bu ma- kalenin sonunda zarif bir nükte ilo bu H. H. rümuzunu halledip Hakkı Hayri ismini meydana çıkarışı var ki, muhakkak bir çok mizah muharrirlerine Opar- mak ısırtacaktır. ... Bir milyoner Dünkü Gazeteler Amerikalı milyoner bir kadının şehrimizde olduğunu ve buradan sonra da devriâlem seyahatine devam & deceğini yazıyordu. - Rıza Tahsin bey meselesinden ağzı yanmış olan bir tonıdığım elile bu haberi göstererek sordu: — Ne dersin, dedi, sakın bu da uydurma olmasın? Ammada iltifat! Yaşma ve başına rağmen hâ- lâ bir genç gibi yaşıyan meşbur edip Bernard Şovun © yeni bir mazmunu anlatılıyor. Son zamanlarda mader adası na giden muharrir, orada misa- fir kaldığı otelde bulunan bir dans mualliminden raks dersleri almış. Derslerin sonunda dans muallimi meşhur edipten imzalı Bu arzuyu yerine getiren edi- bin resim arkasına yazdığı ithaf cümlesi şudur: “Bu ada üzerinde bana bir şey öğrelmiye yegâne iktidar göstermiş olan adama,, y Tonlu İğne Alman profesörü Yalovada Bir müddettenberi şehrimizde bulunan Alman asar atika mu- tahassıslarından profesör Şide, müze müdürü Aziz ve mua vini beylerle birlikte dün sabah Yalovayı ziyaret etmiştir. Profesör Yalovada son 7a- manlarda meydana çıkarılan ta ribi eserleri tetkik etmiş, ları son derecede şayani gd 2 miyet bulmuştur. Me iğ ihtikâr yapılmasına imkân kal- maması için, halkın sıhhati na- mina müteyakkız bulunulmasını kararlaştıran etibba odası, ecza fiatlarında ihtikâr yapılmasına esasından mani olacak bir vazi- yet temin eden bu tedbirden dolayı, sıhhat veköletine teşeke kür etmiştir. ; ii