A e —6—VAKTM lim ve Bir Fransız müderrisine cevap A eş 9 Kânunuevvel 1931 Siyaset Siz burasını Sahrayıkebir mi zann ettiniz?! Yazan: Müderris Doktor Kemal Cenap Paris Tıp Fakültesi Cerrahi klini- ği müderrisi M, Cundo Pariste mün- teşir (Bulletin de Vassocialion pour) Je döreloppement des relations me dicüles o entre In France et les pays dtrangers) mecmuasmın birinej teş« rin 1931 tarihli nüshasında geçenler.) de İstanbula icra ettiği seyahat mü nasebetile ihtisaslarmı neşrediyor. Bi zi mütâessir eden bu yazıda M. Cun- #€o bir ilim adamından ziyade ve an» cak bir politikacıya yakışacak tarzda kalem yürütmekle kalsaydı, o neyse! Fakat aynı zamanda hem memleketi- #mizin cerrahlarına hakaret ( etmiye, hem de hayati duygularımıza ilişmiye! yelteniyor. Makalesinde (Türkiyenin! geçirdiği buhramın vehameti malüm - dür) diyor. Bu buhran, eğer iktisadi buhransa bunun yalnız bir Türkiye davası olmadığı herkesçe bilinen bir hakikattir, Bununla neyi kastetmek istediği anlaşılmadan devam edi for: (Türkiye eski “muazzam,, devlet mevkiini tekrar almak ve bunu, bir Avrupa devleti olarak; muhafaza et. mek için biltün asyai kılığından sil.) Kinmek istiyor!) Ben, asla siyasetçi! değilim, fakat şunu biliyorum ki mi). Yi Türkiye o, eski sultanlar devrinin, “muazzam devletliğini. aklından bi- Ie geçirmez. O (Muazüzm (devlet) ki her hangi bir ticaret müessesesinin alacağı parayı tahsil etmek için ölke- sine harp filoları. sevkini, valihâne ve ücizane seyrederdi! O (munzam! devlet) ki ancak öcnebilere bir sağ » ml inekti?... Memleketlerinde her türlü fikir ves reya»lar etrafmda toplanmış f'rka- Isı varken milli menfaat mevzuuhah- solünen onu her şeyden üstün tutan İren "islerine biz ancak hörmet; ede"en vatanımıza bir misafir olarak gn bu efendi biz; nasyonalistlikle ilm ediyor. Biz, (muazzam bir dev. let olmak sevdasımdayken, acaip bir! tezat olarak ve milli hislerimize uya», ri>, ecnebi unsurları o memleketten; çıkarmışız. Ve bundan dolayı fakir, düşmüşüz! Affedersiniz profesör ce napları, milli hislerimiz, haklı olarak çok hassastır, zira eski (muazzam) devistin Sövre (Sevr) de imzaladığı- ni Dumlupınarda yırtan milli Türki- Ye, yaptığını bilen şuurlu bir muhit. tir. Siz kısa ikamelinizde (burasını sahrayt kebir mi zanenttinizdi?, Bakınız daha ne diyor: (Biz eski — zihniyetle — (muazzam bir devlet) olmak arzusundayken naxionalism'i.| , nizin şiddetlenmesinin tabit neticesi! olarak, memleketten bütün © ecnebi unsurları çrkarıyormuşuz, hem öyle bir zamanda ki Türkiye, zaten (anti dane) bir surette İfa ettiği değişik. Tikleri yapabilmek için onların reh- berliğinden müstağni kalâmazmış?)!, (Bankacılıkta ve ticaret âleminde o kadar büyük bir mevkileri olan ve- nebi akalliyetleri memleketten çıkar. mamizm acı bir neticesi de memleke. tin fakir düşmüş olmasıymış! Ve, bü-| hun için de artık İstanbulda, evvelce ecnebilerin gözlerini kamaştıran, da. imi tesisatı görmiye imkân kalma - mış)! . Ey profesör cenapları! Türklerin bir sözü vardır: “Gören göz kılayuz İstemez!,, Acaba kısa ( ikametinizde size bu acaip ve yanlış görüşleri il - ham eden kılavuz kimdi? Makaleniz. de 0 kadar methettiğiniz Fransız has.) tahanesj yerinde dururken, Türkiye nin hiç bir ecnebi unsurun yardımma muhtaç olmadan kemale getirdiği as- | Adamesinde ön safta gelen bir rol ifa aletleri bulunduğunu, Yarımızın larını) söyleten hangi hissinizdir? Meşhur ve muasir o bir meslekdaş nin (Antsthâsje metodu gidip de bir biz iyi bir metodu, onun yaptığ* gibi, gidip de Almanyadan niçin Almıya. Uum?1, Cerrahpaşa hastanemizin opera -| törü O muhterem © meslekdaşımız A. Burhanettin beyin bir ameliyatından, her nasılsa, sitayişle bahsettikten son ithama cür'et ediyor ve senede bin ») lerce insünin hayatların — kurtaran aziz cerrahlarımızm (âzayr iki pens arasında kesiverdiklerini söylüyor!7. Makalenin çok şayahı hayret bul. duğumuz bir yerine geldim: Dr. de Cumont isminde bir zattan bahis var, Evvelâ bu zat kimdir, onu söyliye - yim: İstanbulda işgal “kuvvetlerinin boruları kulakları tahriş ederken © kuvvetin zorile ve artık burasını bir Fas addederek tıp fakültemize, Fran- sız İşgal ordusunun askeri hekimle - rinden ve Fransada hiç bir darülfü nuni rütbei ilmiyeye malik olmiyan bazr insanlar hoca diye, ecnebi mü tahassıs diye sokulmuşlardı. İşte bu Dr. de Cümont da onlardan biriydi. Bunların hemen hepsi fakülteden, &- demi ehliyetlerine binaen çıkarıldıy - dı ve bu adem; ehliyetinden dolayı fa- külteden çıkarılan Dr. de (o Cumont, profesör Cundo cenaplarının o sabık (nterne) siymiş, Bü zat yani Dr. de Camont efendi İstanbulda © Fransız cerrahisini parlak bir surette temsil edermiş, miş! Bu is, şimdi de, fakül tede teşrih müderrisi olarak, Türki. ye hizmetinde bulunan M. A. Moi- chet'ye nasip olmus, muş! Ne kadar müteessifim ki bir dostumuş olan Dr. Monehet beyin adını da işe katıştırı-! yer, diyor ki: (Naslonalism hislerinin günden rüne daha (o nayikleştireceği bir “Mission, u M A. Mouchet'nin meharetle idare ettiğini mefhederken İ onun tevazuunu cerihedar etmekten korkarım) 17. İ (Dr. A, Mowehet, diyor, bizim, Ya. ni Fransann, fenni O nüfüzümüğun ediyor!?.) Biz M.A. Mouchetnin şuhsında Tunus veya Fasta çalışan! bir misyöner değil, fakat ve o âncak devletimiz hizmetinde istihdam edilen bir 'mütehsssıs görürüz. Acaba pro. fesör Cunöo'nun bu zata atfen söyle. diği ve Dr, Mouchet'nin uysal! kla at. latmakta olduğu korkunç milli cere. safirimiz ve bir memdrumuz için an- | eak bir isnattır ve bu isnadım cevabı! 931 eumartes; günü saat 16 ya kadar nı vermek de M. A. Mowchet'ye dü- şer, ” Türkiyede elyevm Fransız nüfuzunun kaybolmak © tetlikesin- den korkan profesör, Belgrattâ elyevm bir Fransız (hastahane sinin o bulunmadığını ve orâ tıp hocalarının Te çalıştıklarını itiraf ediyor. Ediyor! ama hâniya telehhüflar!7. Bu teleh- hüfler sade Türkiye için mi? ". Fransada ve Fransız âlimleri ara- ri devlet hastahanelerimiz ve hususi teşebbüsatla kurulan © Kliniklerimiz. yeni âçılan bankalarımız Istanbulda sizin gözünüzü kamaştırmadıysa, ya Ankaradakilere ne dersiniz? Bizi, şayanı methüsena olmıyan bir nasyonalistlikle itham © ederken, ey Paris tm fâkültesinin cerrahi ho- hep Alman methodlark*- Takvim —Çarşamba 9 Könunueyvel 12 inci ay 1931. 28 Recep 1350 Senenin geçen günleri: 302 kalan günler 98 Yatsı: (8.19 imsak: 5 Hava —Bugün rüzgür poyraz esecek ve hava kısmen bulutlu olacaktır. hatta cerrah.) o Toplantılar — Vilyer idare heyeti Alman tekniğini kullandık-| dün toplanarak vilâyete sit bazr mühim işleri bitirmiştir. $ Ticmret ve sanayi odası meclisi bu- ve bir vatandaşınız M. Civtor Pawhet.| gün öğleden sonra sast onbeş de topla rögionale) namile,| naçikvr. Bugünkü toplanıda oda meclisi bir iki sene evvel, cıkan eserinde bul diğer meââil meyanında iktikâr hakkında Alman cerrahı) bözırlanmış olan rapofu da tetkik ede- olan Braun'dân öğrendiği yazilmışken | €ekür | Radyo Istanbul radyosu © dan 7 ye kadar gramafon, 7.30 den 830 4 kadar Bedayi musiki heyeti 830 dan O a kadar gramafonla opera ra Türk cerrahlarmı (ameliyatların. parçaları, O dan 10 a kadar Pelhis hı- da teşrihi malümatı en sisgari haddel nımın iştirmkile alacırka saz. 10 dan irca etmek, yani teşrih bilmemekle, 10,30 a kadar cazbanı BORSA 8 K. evvel 931 Kambiyo Fransız Frangı 1906 ( Tagiliz Tras Ke İİ sezisa “Tl mukabili Do'er) | ğe Uret Belya Drahri İs Frank bera Florin Kuron Sila Petetn Mark Ziotl Pens Lev 0 Tütk rası Dinar Çetvoneç Kura; TET TEK; . Nuk ut Yo Fiank (Ptinsir Histerlin (legilizi 1 Dolar (Amerika? 20l4irer (isle ize —- BORSA HARIĞi 054 95; i sos | siles | 2 | > — hr — Kömlisynu | ilânları Süvari mektebi hayvanatı ihtiyacı için 180600 kilo yulaf pazarlıkla sü « tm almacaktır. Pazarlığı 12 — kâ - munuevvel — 931 cumartesi günü saat 16 ya kadar Harbiye Alta Mecidiye Banikonot Taliplerin şartnamesini görmek için komisyonuna müracaatları ve iştirak kıyordu. Şimdi temaâmen kendi- için de vakti muayyeninde hazır bu.) sine hakimdi. bunmaalrı. (150) (4310) »- Fen tatbikat mektebinde mevcut köhne üç kamyon ve kamyonet ve Sir. kecide yiyecek ambarında © mevcut yanlarımız nelermiş? Bu söz, bir mi.) Mevzuat müzayede suretile satılaezi) tır. Müzayedesi 17 — kânunuevvel —; Harbiye mektebindeki mahall; mah“! susunda icra edilecektir. Taliplerin mezkâr kamyonları görmek İçin fen tatbikat mektebine ve mevzuatı gör. mek için yiyecek ambarına ve müza- yedeye iştirak için de vakti muayye ninde komisyonda hazır bulunmaları. (154) (4309) sör Cundo'yu da azizliği seven bir ge. çici telâkki dderiz. Ederiz, fakat, müsaade ederseniz & memleketimizin medarı İftiharı olan âlimlerimizin de hir nokta hakkında nazarı dikkatleri. | Günün Muhtırası | ——— Zr —- —Nmş—&—&—&—— — mektebindeki) Ne'lirozu oraya götürdü ve şam- maballi mahsusunda icra edilecektir) panya'ısmarladı. sında sevgili dostlarımız ve giyabi ni celbederiz: Misafir olarak bura- hörmetkârlarımız vardır. Türkiyeye) Ya bir ecnebi geldi mi, hacısmdan, ho- gelen ecnehi ilim adamları arasında) <a5ma kadar hepimiz önlerine düşe bu kadar bilgisizce kalem oynatan az) rek güya istielâhi (o teveccühlerine görülmüştür. Bunun bir diğer misa.) muhtaçmışız gibi, nelerimiz varsa Jini de Rertnand Barelille'de gördük.! göstermekte P'r tehalük gösteriyoruz, Senelerce devlet hizmetinde kaldıktan) onlar da bizde bu hiç bir yerde hir sonra mütarekenin act (senelerinde! ecnebiye yapılmıyan fazla misafirper.| cas, size makalenizde (Türkiyede! Fransız nüfuzunun tehlikede olduğum Bu, laboratuvarımızda O hep Alman) yazdığı çok acı bir kitapta İstanbulu) verlik tezahfiratını görünce, burast- herkese yakıştırryordu, fakat, diyordu.! m bir (Infâricur) muhit âddediyor. Türklere, asla! Ne yapalım profe-| lar, İşte buna meydan vermiyelim. a —30— O meseleyi halleder Valne — şaşırmıştı, hemen polise haber verelim dedi — Alçak, dedi, dışarı çıkmış! a. Madam Destol, omuzlarını silk- — Pek tabit, dedi, mademki bu raya gelmiş, elbet çıkmış olacak. t cevap vermediğine naza- ran sakın oNellirozla beraber Mk. Valne de bu sefer şaşırmıştı: — Hemen polise haber vere- lim, dedi. Madam Destol daha sakin — Fakat demin bahsettiğiniz rezalet?. — Havır, rezalet olmaz. Benim çok samimi bir dostum var. Türo- polis müdürünün sağ eli demek-! ip kendisini bulur, haber veririm. O meseleyi halleder. | ME Ben de beraber geliyorum, di.. hi ti Fakat Türo'wu evinde bulmak) kabil değildi. Bekâr olan Türo ö- teye beriye giderdi. Kapıcı da ner de olduğunu bilmiyordu. Yalnız smokinile çıktığını mamafi, polisi müdüriyetine gidilirse oradan ne- reye gittiğini oanlıyabileceklerini söyledi. Filhakika Türo mühim bir şey olursa kendilerine haber vermeleri için gideceği yerleri söylemek adetiydi. Valne, Türo'- nun iyi ahbabı olduğu için ken- disinin, polis müdüriyetinden, Bu tilye'lerin balosunda olduğunu | söylediler. Valne: — Hay Allah belâsmı versin, dedi, bak bana da söylemişti am-| ma, unuttum. Madam Destol bumu öğrenince, otomobile dönmüş olan. Valne'yi | payladı: — Aman Valne, dedi, pek ap-! talsmız, Bir unutkanlık, yarım sa- at kaybetmemize mal oldu, böyle! zamanda sırası mı? "w Dans için ayrılmış yerin etra- fında masalar vardı. Hepsi tu. tulmuştu. Şampanya ve votka içiliyordu, Masadan masaya ser- pantinler atılıyordu. Salonun dip tarafında, tenha bir köşede, iki direk arasında boş bir masa duruyordu. Jerar, Nelliroz etrafına merakla ba- Bu kalabalıkta korkacak bir şey yoktu. Hem arkadaşı dürüst haraket ediyor- du. Nelliroz, bu kendisine yabancı muhitte bir az garipsiyordu. Al- kol, etrafındakileri neş'elendirmiş, harakete geçirmişti. Jerar; — Sizi memnun görmekle ne bahtiyarım, dedi, artık çocukluk zamanmızdaki tebessümünüz du- daklarınıza avdet etti. Nellirez ona hayretle baktı, — Sanki benim çocukluğumu tanıyorinuş gibi söyliyorcunuz, dedi, Jerar lâlife etti. — Tabii sizi küçükken tanı- dım, — Beni mi? — Sizi değilsede 10 yaşınızda çıkarmış olduğunuz loloğrafınızı.. değil, an'atinız — Olurşey bakalım. — Şimdi olmaz, daha sonra.. Geliniz bir dans edelim. Nelliroz itiraz etti, — Yok, dedi, bu ka'abalıkta dans edemem... Hem © okadar şampanya koymayınız. — Biliyorum... Başınızı döndü. rüyor, değilmi? — Nasıl biliyorsunuz? Beni bu | Moris Löblandani İ” gün öğleden evvel görmede” i ha önce tanıyormuydımz? |, Jerar genç kızı mera maktan hoşlanıyordu. Ova ru eğildi; ve: — Hatırlıyormusunuz, zel, dedi, geçen sene cemiyeti hayriye ziy: piz. Bir aralık, oldukça yafl, iki yanağında sakalları risile görüştünüz. Size şapı” k ikram etmekle israr ediyor” reddettiniz Ove © şam; ei başınızı döndürdüğünü söyledi. ç — Evet, hatırlıyorum, bU mini biç işitmediğim efendi *.. disinden bir programa koymamı istedi. il ed, Kuru şerefle. Komedi Fransezf garip bir hâdise Komedi Fransezde garip bâdise olmuştur. Filvaki, müessese kuruldu kurulalı, ye kadar böylesine hiç t€ ruz kalmamıştı. Komedi sez, Matmazel Marcelle ile, Y. Nizan, bissedar taric,, derecesine yükselt zere teşebbüsata geçmiş, y3| teklifi de maarif vekâleti etmişti. Evvelki gün, Ko Fransez idare heyetini ve konturato'ar hazırlanarak zalanmak üzere “Marcel mee,, ye verilmiştir. Fakat tup,, ve “Gaip kız,, filimi görüp sevdiğim'z bu arti, tün Fransız san'atkârları yesi olan Komedi Fransez darı olmak istemediğini miş ve reddetmiş Bu hadise, bütün san's minde büyük bir hayret dırmıştır. Marcelle Romee diyor kiz — Eğer hissedar olmay' bul edersem, o mukavele bince ne sinema ( oynıyabi ğim, ne de başka bir tiyâ çalışabileceğim. Komedi den verilecek meblâğ is? insana ancak açlıktan * mek için kâfi gelebilir. ds rait alında, kuru bir şerefli rime alamım — nama Altın memleketini” açlık! Vaşington, 8 (A.A) — renin yetmiş ikinci ai icra edilmiştir. Mitralyi göz Yaşı getirtici bom Lİ müsellâh mühim polis ki Mweresim esnasında kongr€ ile “Leyaz Ev, in etrafın! “Açlık yürüyücülerinin,, gi mel bir İöarrüzlerma kari! yg” hafaza ediyorlardı. Panlar yi sında birçok zenc'erde t yordu. Kafi'e başlarm olduğu ve erternasyonü! sını tereonüm ettikleri sokakları dolaşmışlar meclisine girmek teşebi bulunduklarından polis dan iki defa püskörtülm' “Açlık Yürüyücüleri,, "* bur M. Hooverin nezdin€ maksadile saflarını tekr#” etmişlerdir. & | sx © REK < ix RR SE tax < ik x A <i Roni Kk 1 : Vk N Du