22 Kasım 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

22 Kasım 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ge AŞ | .. —j San'at ve Tenkit -——| — —— 9. VAKIT 2 Teyrinsani 1931 | I —— Eğlenceli ve faydalı çi BULMACA | Evvelki bulmacamızın halle- Dolar memleketinde do- ara isyan eden adam! Amerikalı müellif Teodor Dıraysır'ın her günü bir başka maceradır ! Amerikanın Kentaki ayaletin- de bir mıntaka hâkimliği, oraya bir kömür sahasının tetkiki için gelen bir heyet mensubunun, maballi kanuna göre cinayetle bir tutulabilecek bir cürümden, ?ina filinden dolayı mahkümiye- tini istemektedir. iddia ediliyor | ki: Suçlu; arkadaşlarının tetkikle meşgul olduğu sıralarda, bir otelde kendisine ait olmıyan genç bir kadınla gayri meşru münass- bette bulünmuştur, Pu adaim; Amerikanm, edebi- Yatını; milletler edebiyatı tarihin- de bir kat daha kökleştirmek için çoktandır beklediği ve uzun Zâmandanberi çekiştirdiği meş ur romancısı Teodor Draysırdır. Filhakikeş kandan bir müddet ewvel Diaysır;: Kentaki maden kuyuları ame'esile mal sahipleri | arasında çıkan mühim bir ihtilâ- İm esasını araştırmak için giden bir heyete refakat etmişti, Fa- kat gittikten dikkatini daha hususi bir maceraya çe- Vümekte pek esasmz bir netice sez nemiş olsa gerek... Eu ittiham badisesile Ameri- ka, Draysırın ilk suçunu tesbit etmiyor. Onun bir de büyük ede- bi günahı vardır: Draysır, bundan birkaç sene evvel, “ Amerikan facıası,, diye bir ioran yazmıştı. Orada, Ame- rikada dolâr hakimiyetinin ne olduğunu ve zavallı hemşehrile- tinin, hissinden, mezahatinden Ve bütün insani meziyetlerinden hergün biraz daha kavbederek Ve vazife name ancak yüzde Yüz menfaat etmekten | başka bir şey tanımaksızın, bu feci sistemin köleliğinde nasıl | Yaşadığını anlatır, Draysır, on sere yalnız bu ha- kikatleri açığa vurmak için ça” sonra temin kaybediyoruz. Kızları kaçırmak ve işletmekle meşgul olanların ellerinde çok büyük bir servet Var. Sonra bunlar hükümet da- Welerindede bir çok dalavereler Şevirmekte ve bir çok resmi memurlar bol para dağıtarak lde etmektedirler. Bu yüzden» dir ki mücadelemiz kolay ve at'i bir netice vermiyor,, Bilsudeski... Bununla beraber Marşal Bil- Mideski Madam Paleologa çok Yardım etmektedir. Bu yardım olmasa, esirciler | Lehistandan yüzlerce kız kaçınıp Mtacaklar ve belki binlerce ve 9 binlerce zavallıya bu fenalığı *şmil edebileceklerdir. Esirciler Lehistanın en güzel ap 600 isterline salmışlardır. kız bugün elden ele geçiyor ütemadiyen satılıyor ve her sa- İne yığın yığın paralar temin or, , Şimdiye kadar bu esircilerden | Pin açı yakalanmış ve mahküm işlerdir. i, “adam (Paleoloğ)a göre esir gi Lehistana münhasır de- | ke r. Ayni, Macaristan, Çekos- yeka, ve Romenyada da va- tig, Pk Lehistanda olduğu > İ ihaneti fışkırıyor. | mefretinden doğan yangını, her lışmıştı demek. Neticede, ebedi- | ler arasına girmedi değil. Fakat Teodor Dıraysır bugün, bir yandan Amerikanın en yüksek edebi dehası diye göklere çıkartılırken diğer taraf- tan en kayağı müfterisi sıfatile / yerin dibine batırılıyor. Ame rika, aslen bağlı olduğu gilterenin an'anevi hayatını sü- rüklemekten ve edebiyatında das İma onun mazisini, tesirini geve- lemekten kurtulmuş esere canımı verebilir. Netekim verdi de, Fa- kat kendi hayatınm akislerini san'alta gözmek istedikçe insan, onun birçok meziyetleri arasında &cı bakikatlerine de katlanacak” tır artık. Draysır, şimdi altmış y dır. Zaruret ve ıstırap içinde geçen bir gençlik; hayat hakkin- da ona iyi fikirler vermemişti. Belki bugünkü korkunç tekevsli- rü, onun tecehisinden bir nevi hınç almak o'üyor. Rusyayı gezmek sırasını oda savunca; bütün bu asabiyele bir de ihtilsi fikirleri karıştı. Şimdi ona “Edebiyatın Lenini,, deniyor. Bir eserini sinmaya almayı dü- şünen filim kumpanyasına, Ho'i- vudu, medeniyete açılmış bir kanser yarası diye gösterdi, Ho- livuttan beşeriyete yatıyacsk tek | bir fikir gelmemişti. Oranın Al labı para idi Ve mihrabında; müellifler, filim yıldızları, halk zephediliyordu. Romanında, ku- nsıvın eserinden çalınmış bir parça olduğunu iddiaya kalkışan Sinkler Levis'i herkesin içinde tokatlayıvermişti. Ve tokat yedi. Bir Amerikan kızı için bir mü- in- | nekkidin ağzından şu sözleri söy» ! letir : “Bu kızların karşısında şaşıp | kalıyorum doğrusu. Fikren oka- dar gelişmemişler, fakat şebevi | ve bülyavi güzellikleri ne hatü- kulâde (1), ... Uzlaşamadı bir türlü, Acımak bilmiyen, yıkıcı, karanlık, isyan- kâr bir adam. Kudretinde Le- visin hievi, Dostoiyefskinin mara- ziliği ve Velsin azameti var. Fa- kat her yazdığından bir petrol Amerikalının fırsatfa yeniden parlamış görü- İ yoruz. Draysır, şimdi “Seher, atl bir eserle hayatını neşretmiye başlamıştır. Bu ilk cilt, ömrünün ilk yirmi senesini ibtiva ediyor, Fakat bütün eserlerile az çok i rine benziyenler aym harfi gös- i caktır. İ bir elierile tutuşurlar. zündeki labnalsrın çoğunun kökü i ancak Draysıre dilmiş şekli K rl b.2 2 BAR 3 2 ARSA 4 21 TAMAM $ 90 UYANMA 6 9 MELAMET 7 8 iT;ZAR 8 Z RABİA 9 I6 ADAM 10 5 LAV Ti MM AA IZ Y 13 Yeni bulmacamız Yukarki şeklin (o hanelerinde muhtelif işaretler görüyorsunüz. Bunlar meçhul harflerdir. Birbi- terirler. Buna göre soldan sağa her salır bir manalı kelime ola» Hailedip gönderenlere muhte- | Hf güzel hediyeler verilecek ve bir kişiye de “ Bir milyon liralık, Tayyare Piyankosunun bir bileti hediye edilecektir. Müddeti yir- mi gündür. İngiltere'de nişanlılar Lahna ialına nasıl bakarlar? Kahve fali, bakla falı filan | duyulmuş şey, fakat lahnanın da fahna bakıldığı şimdiye kadar duyulmamıştı. Halbuki İngiltere» nin bazı köylerinde yeni evlenen» lerin inandıkları biricik fal lah. na falıdır. Bir İngiliz mecmuasının anlat- tığına göre ipgilterenin vasat köylerinde iki genç nişanlandık- | ları günün akşamı yanlarında akrabaları olduğu balde tarlalara çıkarlar, Lahna tarlasına vannca Boş ka lan ellerile yerdeki Ishnalardan birine yapışıp çekerler. Yerden çıkarılan labnanın kö- | küne bakılır. Eğer kök kel top- raklı çıkarsa mes'ut yaşanılacağına, topraksız çıkarsa sefalet çekile- ceğine delil addedilirmiş. Kök doğru olursa delikanlının karr- sına sadık kalâcağını, bükük olursa başka kadın seveceğine delâlet edermiş. Isirildığı zaman | tatlı olürsa karı kocanın kavga etmiyeceğini ve acı çıkarsa ra" bat geçinemiyecekleri anlaşırmış. Laknaların bu suretle istikbali bildirği kabul edilse dünya yü- çarpık ve acı olması lâzım gel- mez mi idi? Burası da düşünü- lecek bir mesele. m kendisinden de bahsetmiş olan onun, ku doymamış gayzını, tek- rar ve daha mütebellir bir me- raretle rökmiye savaşmasına; yaraşacak bir taannüt denebilir. Draysır'de edebi nakiseler de görmeyenler yok değildir. Mese- lâ, onun üslübundaki mübaleğa, daha doğrusu kargaşalık, yine onların tabirine göre: Ancak hisler ve kânaatlerinin dilsiz Romalılar bakınız nasıl ilanlar yaparlarmış Romalılar hatip ve asker ol dukları kadar da tüccardırlar, ve bu hususta bugünkü tüccar- lardan hiçte geri kalmazlardı. Zira duvarlarda gördüğümüz bu- günkü ilânları icat edenler on- lardır. Çarşı usulü Romalılarda vardı. Aynı eşyayı satan esnaf bir s0- | Pazarlıkta | kakta toplanırlardı. da, Roma tüccarları, baylı ustat- tılar, Bir malın fiyaunı müşteri- ! ye iki misli olarak söylerler, son- râ yarı yarıya inerlerdi. Birçok tüccarlar, dükkânları- nın önüne boya ile olsun, kak- ma usulile olsun ilânlar yapar- lardı. Bir şarap tüccarı şöyle manzum bir ilân yapmıştı. Bır akçeye, şarap alırsın? İği ekçe ver, daha mükemmelini 41! Dört akçe ver, halisini a İlânları, Romalılar sade tica- ret için kullanmazlardı. Tiyatro- lar, güreşler için de ilânlar ya- parlardı. Fakat o zaman henüz matbaacılık olmadığı için ilân- ları duvarların Üzerine resim yap- İ mak suretile boya ile yaparlar veya nakşederlerdi. işte bir mi sal: “Belediye azası *Suclus Allerlus Nigi- dius,, (Ponpeyi şehrinde, sy 2öwmeci günleri 20 giadiyatör göstere cektir. Bundan başka vahşi hayvanlarda iacaktır. Yaşasm belediye azaları 1s. yaşasın Parisi, Bu Paris, o zamanın meşhur Gladiyatörüymüş. Bu ilânlardan bir çoklarmı da | esaretinde yaşıyan bir müptedi- nip, körpe teçellüdile çarpışma- sında görülür. Cümleler birbiri- nin üzerine binmiştir. Yer yer koşuşan filleri, atıf'arı, tenabisiz sıfatları, iç içe ist'rdatları büyük bir dikkatle göz altında bulun- durmadıkça, Draysırı bütün Mu- dil silâsetile oanlamağa imkân yoktur. Çokluk, ziyadet, haddi aşan bir mübalağal. Fakat, bu birbi- rini gelişi gözel kateden şiphi münharifler, mainler; sayısız kö- şeli eşkâl içersinde gözü alan İ teşevvüş, yalnız Draysırın değil, bütün Amerikanın çektiği dert- tir. Amerika; - bir günah işliyo- rum - ölecekse eğer, çokluktan öecek: Bütün milleti bir arada bulunduramıyacak kadar - çok toprağı, kolayca temessül edebi'e- ceği tenahis'z yabancı unsuru var. Ve gündelik hayatını kar- maşık, taşkın bir macera col | duruyor. Ve bunun Avrupanmkine benziyen sağlam, | sızıntısız bir duvar gibi örölmüş bir mazsi olmadığı için san'at- kâr bu kesrete tabrmmül ede- miyor. Bu mübalâğanm esareti altındadır. Bucalar, ısurap çeker fakat söyler. Hem Draysır, o ka- dar söylemiş ve anlatmışlır ki: | Uyandırdığı alâka; bir adavet şek linde bile olsa, bunu aym aki- | bete doğrulan yoldaşının rubu- na bir bıçak gibi saplıyabilmmiş olması itibarile bir meziyet bile sayılabilir. HİKMET MÜNİR | larda dolaştırırlarmış. gerisinde | İ tahtalar üstüne yapıp, proğram i gibi oyun yerlerinde ve sokal- Bundan başka meşhur artistler için “Çella- dius, genç kızlar sana bayılıyorlar!,, tarzında methiyeler de yaparlar- mış, bunlardan birtanesinde şun” lar yazık: p bakıtısısın, gerç kızla Romalılar, intihabat işlerinde de ilan kullanırlardı. işte birkaç Melenlvus'u — polis müdürü reylerini Trebiusa Veri | yörla * Yulius'u intihap ederseniz “eyi ek- | mek yersiniz. Aleyhte olan ilânlarda vardı, latibap ettirmek istemedikleri namzetler için; “Serseriler Vatiş ya rey verirler,, diye ilânlar asar tardı. Bu ilânları yapanlarm ekserisi altına imzalarmı atarlard. Bir tanesinin altında şu garip imzayi görüyoruz. * Bu ilânı, ar ışığında ve bir gecede yapan Emilius'dur, Görülüyorki, Romalılar zama: nında bile ilân artistleri olduğu gibi, reklâm: kendi leblerine kul lanmasını bilenleride varmış. Mısırdâ ziraat ban- kası tesis edilecek Ufak çifçileri mürabahaçılarm pençesinden kurtarmak için M- sır hükümeti bir ziraat bankası tesis etmeyi düşünüyor. Mısırda ekilebilen erazinin o vüşati : beş milyon hektardır. Bu beş milyo- run üç milyonu ufak - çifgilerin malıdır. Punların © ekserisi 30 hektardan az eraziye sabiptir. Mısırın asıl bel kemiği” nini teşkil eden bu $ımf için mürabahacılara kaş vurmadan para tedarik etmek “imkân yoktur. Meşhur bir muhterjin hayatı tehlikede Londra — Avrupanın e meş» hur mütelennin ve wubterilerin- den profesör Francis Reidin; yak nız oturduğu evden birkaç gön denberi çıkmaması komşularm merakını mucip olduğundan po lise haber verilmiştir. Eve girik diği zaman profesörün baygın kir halde yerde yattığı görük İ müştür. Profesör hemen hasta” İ meye kaldırılmıştır. Hayatı teh» likededir. Reid dumansız barur | tun mubteriidir. icadettiği diğer İ şeyler arasında ezcümle; Linole- um ile Siman armeyi zikretmek lâzımdır. Kendisi birçok makine- leri isliâh ve evvelce gayrı mevs cut olan müleaddit yemi savat- rah ihdas etmiştir. yg yy gr yg yyl Doktor Hafız Cemal Dahili hastolıklar mulahassısı Sıra numarası beklememek İsti. yenler, kabineye müracaatla veya telefonla randevn saati almalıdırlar, Cumadan maâda her gün öğleden sonra saat 2,30 dan 5 e) kadar İstan- bulda Divanyolunda 118 numaralı hu. sus! kabinesinde dahili hastalıkları miayene ve tedavi eder, Telefon: İs tabul 2 2398.

Bu sayıdan diğer sayfalar: