—Ş. j şin en güç tarafı yordu. Mu Rusyanm ilkbaharı da buz gibi- dir. Yerler kâmilen karla örtülüy- dü ve kar, yağmakta devam edi- yordu. Polonya hududuna yakın olan küçük bir köyde sabah oluyordu. Fakat o gün halk, mutat olmıyan bir'hâdiseden dolayı, izbelerin- den dışarıya vakitsiz uğramışlar- 'dı. Küçük kilisenin kapısında, ba- samaklara bir adam oturmuş, elin 'deki armonikile çalıyor ve uzun nağmeli bir şey söylüyordu, görü- nüşü bir dilenciye benziyordu. Ya şını tahmin kabil değildi. Başında bir gözünün üstüne iğilmiş eski püskü bir kasket'vardı. Gözünün biriside, ayni zamanda yüzünün mühim bir kısmını gizliyen pis ve siyah bir sargı ile kapatılmıştı, * Elbisesinin rengini tarif kabil! değildi." Esasen bu, elbise demiye mecbur olduğumuz şey yırtık, pır- tk, Time Time, vaktile kadife olan bir kumaştı. Ayaklarındaki çizme, | yamadan görühmüyordu. İki kati olmuş sırtında da içi dolu heybe. ler vardı. Şüphesiz bunlar da yi yeceği'filân vardı. Hazin bir halile şarkı söylüyor ve çalıyordu. Armonikayı çalışı pek te iyi olmamakla beraber, et- rafı saran mujikler onu sükü- “ netle dinliyorlardı. Adam şarkısını bitirince durdu, avucunu açtı, bekledi. Mujiklerin paraları yoktu. Fakat her birisi o- na yiyecek öteberi getirdiler. Hat tâ, bir kadın, kendisine bir kâse burç(Rus çorbası) getirdi. Adam, çorbayı büyük bir istiha ile içti ve teşekkür makamında, kadına bir hava daha çaldı, sonra armonika- smı da heybelerile beraber sırtma| Yurarak, topallıya topallıya, köy-i den uzaklaştı, ve köy haricindeki küçük ormana girerek kayboldu. ; , OrMAaDAa girer girmez | doğruldu, gerindi, yüzündeki bağı sözdü. Şimdi büsbütün başka bir! | gen olmuştu. İki büklüm dilenci i yaşi a genç, gayet güzel! vücutlu bir delikanlı idi, Yüzünde! irade, azim ve metanet okunuyor- “du. Mavi gözlerindeki mâna emin, hattâ neşeli bile idi. Şüphesiz bu gözler müşfik*-olmasını'da bilen gözlerdi. , Ormandan çıkmadan evvel, genç yabancı, “cebinden bir kâğıt “ çıkardı, ae alani plândı. Pls. nın üzerinde bir satır 1 W anl oluğluz se ği “Mavi haçla işaret edilen yer, kuyu- nun yeridir. Sandukçanın açılması hu susunda sana malümat vercmiyece. Gime müteessifim. Çünkü ben de bil. © miyorum. Fakat ararsan bulursun.... © Çocuğa gelince... » Kâğıdr kapattı ve yoluna ko. yuldu. Bir saat sonra, yüksek çam ağaçlıklı bir yere gelmişti. Çamla- rın ortasında bir şato yükseliyor. du. Ağaçların sol tarafmda da iz- belerden müteşekkil bir küçük mahalle vardı. Genç tekrar plâna baktı. Evet, sağ taraftaki şu çıp- olak ağaçtı. Biraz ilerde de tenha bir izbe vardı. O tarafa doğru yü- rümiye başladı ve izbeye vardı. İzbe metruktü, Harap olmuştu. Pek tabii içinde kimse oturınuyor- du. İzbenin etrafında küçük bir bahçe, bahçenin içinde de bir ku- yu vardı. Dilenci kuyuya doğru ilerledi, iğildi, ve elile kuyunun iç tarafını, taşları muayene etti. Par- makları kuyuya asılı bir kazma- nın sapına tesadüf etti, çekti, çı- kardı, sonra, olduğu yerde izbeye doğru döndü. Altı adım attı, dur- du, kazmıya başladı. Bir hayli müddet kazdıktan son ra, dilenci, sevinçle haykırdı. Kaz! manın ucu madeni bir cistae çarp- mışlı, Genç gayretini arttırdı ve e) | | San'at Sr | İ | Maurice Leblanc'dan! fa. asıl şimdi başlı- vaffak olabilecek miydi ? Abideler Şehrimize bir Fran” sız heyeti geldi Atina konferansı abidelerdeki tamiratın mütehassıslar tara- i fından yapılmasını kararlaştırdı biraz sonra, yerden, küflenmiş, bir sandukça çıkardı ve tereddüt etmeden kazma ile kapağını zor- ladı. Kapak çabucak açılmıştı. Genç içinden beş pırlanta dizili bi danlık çıkardı: ML * — Vay canma, dedi, adeta bir servet, Hakikaten pırlantalar mükem- mel, temiz idiler. Hemen gerdan- lığı cebine attı ve memnuniyetle ellerini uğuşturdu. Fakat tekrar sandukçayı karış- tırmıya başladı. Çünkü malâmatı- na göre, sandukçada daha başka seyler olacaktı. Uzun uzun ara- dıktan, öteyi beriyi yokladıktan sonra, tam artık vazgeçeceği sıra- da bir çıtırdı oldu ve sandukçanm iç kapağı açıldı. Orada içi dolu bir cüzdan vardı. Cüzdanın üze- rindeki kâğıtta da şu satırlar ya” zılıydı: “Bu evrak, bana, 1917 senesinde çok aziz dostum Öjen Destol tarafından, ailesine tevdi edilmek üzere verilmiş. tir. Onları bu sandukçaya, karımın beş dizili gerdanlığı ile beraber koyu- yorum. Eğer bana bir felâket olursa, bunu bulanlara, bana tevdi ediler bu evrakı hemen dostumun ailesine götü- rüp teslim etmelerini rica ederim. KONT VALIN Bunu okuduktan sonra cüzdanı açtı, içinden çıkan kâğıtlara bak- tı. Bunlar bir takım senetlerdi. Ü- zerlerine şöyle bir makbuz iğne- lenmişti: “Fransız tebaasından, Pariste, Tro- kadero meyanında mukim Mösyö O- jen Destol'den, Seydebiç ” madenleri! hissesi için 200,000 frank ahzolunmuş- tur.,, Bunlardan başka, cüzdanm için de cici, küçük bir kızm fotoğrafı vardı. Resmin altında: “Nelli — Roz, 10 yaşında,, diye yazıyordu. Dilenci bu yazılara baktır. Anla- mıyor, ve anlamıya da çalışmıyor- du. Ona bir iş vermişlerdi. O da sadece bu işi yapmıştı. Üst tarafıy le alâkadar olmak istemiyordu. Maksadı, muvaffak olmaktı. Mu- vaffak da olmuştu. Muvaffak olmuş muydu?.. Da- ha değil! Asıl şimdi işinen güç tarafı başlıyordu. Simdiye kadar geçirdiği bütün tehlikeler hiçti. Dilenci, elbisenin ta.. iç tarafın- da bir cebe evrakı yerleştirdi, $9n- ra, açtığı çukuru kapadı, üzerine kar döktü, sandukçayı alarak, gi- dip kuyuya attr, kazmayı da yeri- ne koydu, uzaklaştı. Yağmakta devam eden kar, ayak izlerini sili- yordu. Bu da iyi, Adam tekrar geldiği yoldan döndü ve şatonun öte tarafındaki izbelerin olduğu yere doğru ilerle- di, fakat orada, sıcak bir şey İç- mek arzusuna rağmen durmadı. Kendi kendine: — Zarar yok.. Heybemdeki votka yetişir, ısınırım. , Diyerek şişeyi dikti, Şatoya ge- lince, etrafını dolaştı. Şatoda kim- se yoktu, İçerde hersey, sanki öl- müstü, karda, bir kefen, Şatonun öbür ucuna gelince, a- dam, izi buldu ve hızli adımlarla yürümiye başladı. Ara sıra duru- yor, ve üstünde biriken karları sil- kiyordu. Bu suretle bir kücük or- mana girdi ve orada bir izbe gör- dü. İzbe, fakir olmakla beraber dumanı tütüyordu. Adam, bir kö- şeye gizlenerek bekledi. (Bitmesi) Kısa Haberler km mim müm Otobüs işleri — Bakırköy - Sirkeci arasında otobüs nakliyatına başlanılmıştır. Plân ve stadyum — Şehrimizin plâmı ve stadyum için malömat İstenil- diğine dair yanlan haberler hakkında belediyede malümat yoktur. Son günlerde Atinada “tari- bi asarın mubafazası,, konferan- sı toplanmıştır. Konferansa Av- rupa ve Amerikanın 22 muhte- lif memleketine mensup 130 mütehassıs, murahhas (olarak iştirak etmiştir. Konferansta Fransayı temsil eden ve Fransa güzel san'atlar | umum müdürü M, Paul Leon'un riyaseti altında Fransa asarı ati- ka umumi müfettişlerinden M. Pguet, M. Verdier, M, Fontenoli ve tarihi Abideler müdürü M. Fornoye ve Fransa güzel san'at- lar mektebi profesörlerinden M. Hautecocur'den müteşekkil bulu- ! nan heyet şehrimize gelmiştir. Hey'et reisi M. Paul Leon dün bir muharririmize demiştir ki: — Konferans hemen münha- sıren muhtelif memleketlerdeki tarihi abidelerin muhafazası ve tamirine müteallik meseleleri tet- kik etti, Bu, fikrimizce çok mübim bir noktadır. Fakat maalesef büyük bir ehemmiyet verilmemektedir. Ve binaenaleyh halkın şebir- lerde hükümet adamlarının gözü altında bulunan abidelerden bah- setmiyorum. Fakat şehirlerden uzakta bulunan abideler maale- sef hergün biraz daha hârap ol- maktadır, Konferansta meşgul olduğu- muz diğer mühim bir mesele de tarihi abidelerin tamirinde kul lanılacak usullerdir, birçok mem- leketlerde âbidelerin tamirinde kullanılan vasıtalar çok fenadır, Ve âbidenin kıymetini düşür- mektedir. Bunun için konferans. ta bu tamirlerin mütebassıslar tarafından yapılmasına karar ve- rilmiştir, Yunanistanda bulunduğumuz- dan istifade ederek tarihi âbi- deleri ve müzeleri gezdik, Is- tanbula da bu maksatla geldik. Çünkü hemen hepimiz Istanbu- lun bütün cihanca meşhur olan âbidelerini yalnız kitaptan tanı- yoruz. Burada tetkikat yaptıktan sonra Yunanistan yolu ile Fran- sâya döneceğiz, yy yy A yy yy yag ai i B Sinema MB | uyg Yy yy şka Tövbe v Soldan : Armand Bernard, Andr& Roanne, Lilian Harvey ve tayfalar Hafif ve baş tarafları, son kısım- larından daha güzel ve kuvveti bir komedi. Buna (Kadından İllâllah) demek daha münasip olurdu. Düşü - nünüz ki bir milyoner. vardır. Pek tabii, müthiş para sarfediyor, ve her düşüp kalktığı kadm, tam manasile kendisini kafese koyuyor. Milyoner, (Andrö Ronnne) dır. Bu delikanlı - nın bir de uşağı var:Armand Bernard. İşte, bu artistin bulunduğu sahneler daha kuvvetli. Zira, vak'a lLilian Pierre Colombler'in idaresi altın. da filim çevirmek üzere Ren Lefebre, Path& Natan tarafmdan angaje edil miştir. Ren4 Lefebre'j birçok muvaf- fakıyetle oynamış filimleri olduğu ve (Milyon) filminde de oynadığı her kesin malâmudur 4 ©... Meşhur tenor (o Muratore'nin ilk sözlü filmi olan (Meçhul muganni) filminde büyük bir radyo şirketinin içtima salonunu görecek (bu suretle; artislerin bütün dünyaya neşri için mikrofon önünde nasıl söylediklerini anlıyacaksınız. o * Digi Uzun zamandanberi seyretmediği - miz İ. Angolo (Kupa koz) isimli Hen- Ti Ronessel'in vaz'ı sahne ettiği Feliz Gandera'nın nefis bir o komedisinde bize tekrar kendini söyrettirecektir. Sessiz filmin en büyük komiklerinden! (Marcel Levesgue) ilk defn olarak bu! filimde oynamakta olup sıv ancak” Devlet Demir yolları Harvey'den ziyade, onun tarafi! sürükleniyor. Lilian Harvey, bu filimde dans biliyetini çok iyi gösteriyor. Anatol Litwak isimli, henüz işe başlamış olan bir vazü sahn Bu zat çok seyler vadediyor. “Aşka töbe, inin en güzel taraf)f resim alışlardır. Gayet temiz foiti raflar var. Bilhassa Lilian H. gemiden denize atılışı, sonra otor”|! bille takip sahnelerj pek «üzel, fa. kendisince malüm san'atini burads göstermektedir. Path Natan'in filmi olan bu eserin yıldızı Alice © cen'dır. , ... Anny Ondrâ ile İvan Petrovi'”. hali hazırda Path& Natan stüdyelf Yımdâ Johan “Strauss “muştur dg reti olan (Fledermans) 'ı çevirmeli” dirler. , © ... İ Siyahlı Kadının Kokusu filmi gö yakında Pariste gösterilecektir. guette ex — Duflos, ve sevimli land Toutain tarafından tematl edil bu büyük filmi Beyoğlumun büyük” nemalarından birinde seyredeceği İ » « e 5 Baroncelli pek yakında bütün dö ya kütüphanelerinde pek büyük yi muvaffakıyet kazanan Vicky — a um'un meşhur romanı Palas Ote” a | <eyirmiye başlıyacaktır. ilanlârı Afyon deposu kömür tahmil ve tahliyesinin kapalı zarfla i münakasası 28 ikinci teşrin 931 cumartesi günü saat 15 te idar€ merkezinde yapılacaktır. Tafsi'ât Ankara ve Haydarprşa vezne” rile Afyon istasyonunda birer liraya satılmakta olan şartname lerde yazılıdır. (3718) Kudüste dönen dolap.. Fırsat düşmüşken çit- sinler ve gelmesinler.. İskeçede çıkan Milliyet gazetesi bu fikirde bulunuyor ! Kudüste, Mescidi Aksada top- lanacak olan“Hilafet kongres,,ine iskeçedeki yüzelliliklerden baz- ları da davet edilmiş. iskeçede çıkan “Milliyet,, ga- İ zetesi bu hususta diyorki: “Mahut Gümülcüne müftüsü Nevzat hocaya da Kudüs müf- tüsünden bir davetiye gelmiş, kongreye iştiraki rica ediliyor.,, «Milyonlarca Müslümanı elle- rinde tutan devletler, dini mese- .leleri daima en büyü koz ola- rak oynarlar, Yunan hüküreti- nin böyle bir dolaba giteceğine ihtimal vermeyiz.,, Trakya Türkleri namına s5: söylemek iddiasında bulunan bir | iki hocanın böyle dalaverelere | alet olanlarla birlikte çalı;tıklırı tekrar meydana çıkıyor. “Biz Nevzat hocanın ve söir hocaların bizim namımıza gieye iştiraklerini kabul etmi- yoruz. İ Zaten başımıza dert kesilen | kon.”/ İ bir .EEEEAEEETEEAEKEEEEENEERAUANAEEEEREAEAEADKENAEEARSAEESEEEEE EMAR AAEEEENAEEASEEEEEEETENEEEEA AKNE. Vakılı Abone sartları: ı A z Aylık Dahilde 150 400 750 1400 Kurut *00 1450 2700 Mâr sarllerımız: Resmi Hususi Sar 1 Kş 1250 Ke Santim 0 5 KUüçük ilân srrllarımız: 5 1510 Defa 100 Kuruş ip mer üç ayle ela mecvarendir. n ilârların fazla 9 aasiaydıari Massısı Doktor üceyin Naşit e en arr i iar hazır fırsat düşmüf” 1 ken, Kudüse vollanmalerını daha avdet dileriz, etmemele