Mağ Te ” Selim Nüzhete cevap Selim Nüzhet bey Türk gazeteci ğnin yüz yaşma basması münüsebe- il makaleye bir mektupla cevap verdi. Bu mektup dünkü sayr. muzda neşredildi. Selim Nüzhet bey, benim birkaç €ümlemi alarak ilk gazeteyi neşreden| (Blak) beyi müdafaa ediyorlar, * Selim Nüzhet bey benim itham et. tiğim unsurlardan Blak beyi tenzih etmek istiyor. Biak bey, pek iyi adam il Blak bey fena adam ilim rın zerre kadar ehemmiyeti yoktur. Benim tezim şahısların fen; pinrve yahut hayır ve mii sayıp dökmek değildi, Netekim hâlâ da böyle bir tasavyurum yoktur, ij Tezimi birçek defalar ettim, Gene tekrar edeyim Tanzimat O, tekrar M manlı imparatorlu. Bu tipik bir yay, müstemleke idi. vü agi si, östemleke maliyece, ikti: Yasetçe biribirinden şartlar altında dan, hepi İleir in a sün geçiriyordu. Os- b paratorluğu kendi fikrini mek için gazete çıkaracağı 28 7 “um fikriyatı sâdece yarı müs- mleke fikriyatı, Türk halk tabaka. lemleke fikriyatı Türk halk tabaka. larmı, Türk köylülerini ithalâtç: ve İkrazcı unsurlar hesabına istismar etmekti. İmparatorluk, ecnebi serma. Yedar gruplarıla birlikte sadete İs- tismarcılarm hesabına çalışıyordu. Tanzimat © devrinin bütün siyaseti Türk halkına hizmet! Osmanlı banka- sının önünde ecnebi kasasını ür Jandarmasina muhafaza ettirmek ol. muştur. Yüz senelik tarihteki o Osmanlı meşriyatı bu istikametten oşaşmamış- tr. Blak beyin Okendi zazetesile Türk tezini müdafaa ettiğini de ka bul etmek pek mümkün değildir. Blak| bey Rusyanın, ve Fransız sefareti. nin birçok hücumlarına maruz kal mıstır. o Vakaf bununla o Türk tezi arasındaki münasebeti anlamak müş küldür, O Vakra Yunanistanın istik lâli aleyhinde bulunan bir fransız, o zamanki Babıâliyi cok © mennun et. miş olabilir. Fakat bu müdafualar. dan Türk müstahsili değil, Osmanlı imparatorluğu, bilahssa İzmirde yer. leşmiş olan Fransız tüccarı © fayda beklemiştir. İş basittir. İzmirdeki Fransız tüccarı İzmirden Yunanista na yapılan ihracat işlerini ellerinde tutuyorlardı, Yunanistanın istiklâli bu tüccarm işine gelmezdi. Çünkü İzmirden ve Türkiyeden Yunanistana gönderilen maddeler bilhassa hubu - bat ve hayvanat, Yunanistan müsta. kil olduğu takdirde bir gümrük mâni. asına çarpacaktı, Bunun için İzmir. deki Fransız kolonisi Yunan istiklâli M kleyiiadamdi, O zaman İzmirde bu- uman Ve Yünanistana ihracat yapan rum tacirler de Yunan istiklâlimin a !eyhindeydi. Bugün bile Türkiyeden ithalât yapan #ii “ z n tlccar grupları güm. Sesil Kolom Yazan: Jacgues La Guerche Keyif verici zehirli- lerle mücadele Mısır emniyeti umumiye mü- dürlüğü memleketimize seyahati sebebi Mısır emniyeti umumiye müdür vekili Beyker beyin şehrimizden geçerek Ankaraya gittiğini ve buraya odündüğünü yazmışdık. Mısır gazetelerinin verdiği malü- mata göre Beyker beyin seyya- hatinin hedefi geçenlerde mem- leketimize gelen Mısır emniyeti umumiye müdürü Russel paşa- nın Ankarada başladığı müza- keratı İntac etmektir. Müzake- relerden maksat, Türkiye ile Mısır hükümetlerinin keyf verici zehir kaçakçılığına karşı yapıla | cak mücadelede müşterek hare- ketlerini temin etmektir. Russel paşa Ankarada müzakereleri açmış fakat bitirmeden Mısıra | dönmüştü Beyker bey bunları | bitirecektir. Sefaretlerde: Avusturyada Cümhuriyet ilânının yıl dönümü Perşembe günü Avusturyada Cümbhuriyet ilânının yıl dönümü münasebetile Ayaspaşadaki A- vusturya sefaretinde bir kabul resmi yapılacak, sefir M. Ogust Krol Avusturya kolonisine men- sup zevatı kabul edecektir. Muhtelit mahkemelerde Türk * Yunan muhtelit hakem mahkemesinde dün 16 davaya bakılmış bunlardan biri reddedil- miş, diğerleri müdafaaları yapıl- mak üzere geri bırakılmıştır. Mahkeme önümüzdeki perşembe günü yeni “bazı davalara baka- caktır. Bir gazete, inegöllülerin Türk- Yunan mabkemesine müracaat ederek Yunan işgali zamanında Yunan kumandanları tarafından | senet mukabilinde alınan zahire bedelleri yüzünden Yunan hükü- meti aleyhine 20000 liralık bir | dava açtıklarını yazmıştır. Dün tahkikat (o yaptık. Muhtelit | mahkemelerde böyle bir dava | hakkında malümat yoktur. rük mâniasının kalkması için zaman zaman teşebbâslerde bulunmaktadır.! lar. Blak bey mensup olduğu zümre. nin iyi bir muharriridir. Tezini kuvvetli müdafaa etmiş iyi bir ovukattır. Fakat bu tez. Türk te- zi olmaktan o uzaktır. Müdafaalar Fransız tücarmın menfaatini hedef edinmiştir. Bence hakikatin en çip- lak cephesi budur. SADRI ETEM p! Nakledeni fa, zi EKS EEE mM Şa A MAN A —43— Vakit geçikmişti, de alarak gitti. Sesil, bu ziyaretlerden memnun oluyor ve iyiliğe yüz tutuyordu. Beşinci gün madam Godfrua, Dar. © föyü sevinçle karşıladı. — Mösyö, dedi, hastamız iyi, Doktbr daha kalkmasına müsaade et- medi ama, görüşebilir, dedi. Kızın öyle de karnı açıkmış ki. Hemen bir çorba hazırladım, içirdim. Kadmcağız pek memnundu. Fil hakika iki gün sonra Sesil artık pen. cerenin önünde oturabiliyordu. Ertesi gün kapı çalmdı ve Sesil, oturduğu yerden Piyer Dütriyönün sesini duyarak titredi, dizlerindeki büyük harflerle Florval müessesesi- nin yeni şiprlerini ilân eden gazeteyi tir. Piyer içeri girer girmez, Se silin elini sıktı ve: — Tamamen iyileşmeden gelip si- #İ rahatsız ettiğim için beni affedi- Andre müsax niz, dedi, fakat size kadar şeylerim var ki, Sesil, bu sözlerin manasını ahlı. yormuş gibi hayran hayran yüzüne) bakıyordu: — Ne var, dedi, Suzan buluhda| mu? İ —Heyhat, hayır!. Fakat söyliye. ceklerim bundan daha mühim, Bili. yorsunuz ki artık Brerandan vaz ge çip başka bir polis hafiyesine müra- caat ettik. Öğrendiklerim müthiş, — Mösyö Darföyün haberi var mı? — Hayır, söylemedim. Zira Su. zan çok fena hareketlerde bulunmuş. — İyi ki söylemediniz, öğrendiyse zavallı kim bilir ne olur? Piyer elile yüzünü kapamıştı. Ağ. lıyordu. Sesil onun © göz yaşlarını silmek hakkma malik olmak için hı yatını verebilirdi, Piyer, nihayet: söyliyecek o i Müş, öpüyor: ünün Haberleri ! Belediyede Tiyamro mektebi yakında açılacak Bu sene ancak liseyi bitirenler kabul edilecekler Darülbedayie merbut olan ti- i yatro mektebi yakında açılacak ve derslere başlanacaktır. Maa- rif vekâletinden dün AMA len bir tel, tiyatro mek- tebi için AE li defterdarlığa gönderildiği bildi- rilmiştir. Mektebe bu sene alınacak ta- lebelerin lise mezunu olmaları şart konulmuştur, Geçen sene alınan talebeler bu sene de mek- tebe devam edeceklerdir. Bu sene kız talebe kadrosu geniş- letilmiştir. 10 hanım talebe alı- nacaktır. Belediyeye ait paralar hangi bankalarda duracak Dahiliye vekâleti, belediye pa- ralarının hangi bankalara veri- leceği hakkında vekiller heyeti- nin kararım dün belediyeye teb- liğ etmiştir. Bu karara göre, vilâyetlerde hususi idarelerle belediyelerin veznedarlık şubesi bulunan yer- lerde iş bankası, bulunmıyan yerlerde ziraat bankası tarafın- dan yapılacaktır, Ziraat e vbesi olmıyan lerde bususi ep eee in malsan- dıklarınca yapılmasına devam €- dilecektir, iş ve ziraat bankalarına vez- nedarlık vazifesinin ifasından do- layı hiç bir masraf yerilmiyecek, ve para nakil ye havalesi için ücret ve masraf alnmıyacaktır. Halen banka şubelerile mua- mele yapmakta olan hususi ida- ıeler ve belediyelerin mevduatı için kabul edilmiş olan faiz mik- tarı mahfuz kalmak üzere, as- gari “63,5 faiz verilecektir. İtalyanFaşistier birliği umumi müdürü şehrimizde Ecnebi memleketlerdeki ita yan Faşistleri | birliği, umumi i müdürü komandator Piero Parini | dünkü Avrupa ekspresile şebri- mize gelmişlir. Oluz yedi yaşında olan Piero Parini,on yedi yaşindanberi gaze“ tecilik yapmakta olan PopolaDi- talya gazetesi namma bir çok seya- hatler yapmış tanınmış bir gaze” tecidir. 1928 de Halep konso- losluğuna, sonra Sinyor Mosolini tarafından verilen emir üzerine ecnebi memleketlerdeki Faşistler birliği umumi kâtipliğine tayin olunmuştur, Kendisi burada italyan genç- lik teşkilâtını tetkik edecektir. , dedi, Suzan o alçak he rifin elinde çok fena işlere alet ol muş. Her şeyi öğrendim. En son bir gramofon fabrikasında, ondan evvel bir moda Müessesesinde bulunmuş. Daha evvej de Ve bizde de neler Yaptığını şimdi an- Kyorum, matmazel Sesil, sizden af talep etmiye geldim, beni uffedebi- lecek misiniz? Piyer, Sesilin elini almış, diz çök- faaliyette bizde idi. — Ah, diyordu, siz hiç bunu tah- min edebilir miydiniz, bu kadar İyi arkadaşmızdı? Sesil cevap o vermedi. Bu sükât Piyeri hayrete düçar etmişti: — Ne o, dedi, hiç hayret etmiyor sunuz . Yoksa. Yoksa biliyor müy- dunuz? Sesil ağır bir sesle cevap verdi: — Şüphe ediyordum, fakat hasta olmadan evvel artık emin olmuştum. — Nasıl, şüphe (ediyordunuz da sustunuz? — Evet, kendimi müdafaa etmek, demek, Suzanı itham demek tı. — Peki, artık emniyet getfer'” un Adliyede : Rozet hasılatını cebine atmak... Salaman ve Mişon isimlerinde iki yahudi genci, hapse ve pa- ra cezasına mahküm oldular Istanbul Ağır ceza mahkeme- sinde, dün iki yabudi genci aley- hindeki bir davada karar bildi- rilmiştir. Maznunlar, Salamon ve Mişon isimlerindedirler. Davanm mevzuu şudur: Kurban bayramın- da bir hayır müessesesi namına dağıtılan rozet hasından, iki yüz otuz üç kuruşu cebine atmak... Bu hareket, Nihat ve Mustafa beyler tarafından, maznunların takibi neticesinde görülmüş, iş meydana çıkarılmış. Mahkeme verdiği kararda, cürmü sabit gö- rerek ikisini de ceza kanununun 508 inci maddesi mucibince iki- şer ay bapse, ellişer lira para cezasına m etmiş, cebe atılan paranın miktarı az oldu- ğundan, hapis cezası yirmişer güne, para cezası on altışar lira- ya indirilmiş, bundan başka Sa- lamon on sekiz yaşını bitirip yir- mi birini tekmillemediğinden ce- zası on altı gün, on beş liraya, Mişon on beş yaşını bitirip on sekiz yaşını tekmillemediğinden cezası on gün, on liraya tahvil olunmuştur. Vilâyet idare heyeti kâtibi adalet hanımın davası Istanbul ikinci * ceza mahke- mesinde, dün vilâyet idare he- yeti kâtibi Adalet hanımı vazife ifası esnasında tahkir ettiği kay- dile Firdevs hanımın muhake- mesi görülmüştür. Yaşlıca bir kadın olan Firdevs hanımın, kendi işine ait bir ka- rarı öğrenmek için, eski harfler- le suretini istediği, Adalet ha- nimın bunu veremediği ve öfke- | lenen Firdevs hanımın kâtibe hakaret ettiği mevzuubahisti. Mahkeme, Firdevs hanımın bir ay hapsine, otuz lira para cezası vermesine ve bin lira zararı ma- nevi istiyen Adalet hanım, bu hususta mahkemeye istida ver- mediğindon. talebinin reddine karar vermiştir. Kuyudan çıkarılan ceset Kasımpaşada Zeynep isminde bir köylü kadını, fesinin kenan- na dikili altınlarına tamaan bo- ğarak kuyuya atmakla maznun olanların muhakemesine dün is- tanbul ceza mahkemesinde ilmiştir. Dünkü celsede şahitler, bu polisler dinlenilmiş, Hüse- mi ibrahim ve Mahmudun tahkikat esnasındaki vaziyetjeri- ni, cesedin kuyudan nasıl çıka- rıldığını anlatmışlardır. ubakeme, başka şahitlerin celbine bırakılmıştır. Ten sonra niye söylemediniz? — Tam söyliyeceğim zaman, Mös- yö Darföy oradaydı.. Ben de., çekin dim... Sözlerimin onu Suzandan uzak- laştıracağından korktum, halbuki, siz! onu terketmezdiniz... — Allahım, ben hayatrmda sizin kadar mukaddes bir kadın görmedim, Beni affedi- ne büyük kalbiniz var. nİZ. Piyer ağlamıya başlamıştı. Sesil — Rica ederim, geldiniz, sizi affetmeme de reket ettiniz. — Piyer göz yaşlarmı siliyor ve: — Mersi, diyordu, mersi, O aralık Sesilin kapattığı gazele; dizlerinden kaydı ve yere düstü. Pi. yer Florvallerin ilânmr gördü. Sesi le dönerek okudu: “Florval Şipr, leri. Ettikleri yan- larma kalsm, dedi, Allah büyük. tür, ben gene onlardan evvel davran. dedi, ağlamayı nız, mademki bir dost gibi buraya hacet yok. Çünkü kanaatiniz dahilinde ha- 3— VAKTT8 Teşrinsani 931 — inanalım mı? Cümhuriyetin yeni açtığı bir ankete cevap veren Rahmi bey “insan insan olurda yalan söylemez olur mu? Hepi- miz yalancıyız!,, yollu bir cevap | vermişti. Ayni ankete 30 güzidenin o- nuntusu olarak cevap yeren A- ka Gündüz de altı yaşında iken bir devecinin, on ikisinde de bir nazırın kızını sevdiğini söylemiş- Altı yaşımda bir © yavru içip bir deveci kızı, bir çift hörgüç kadar yüksek, on iki yaşında bir çocuk için reji nazırının kızı östü dumanlı dağlar kadar ırak olduğuna göre üceba Hüseyin Rahmi beyin sözüne uyupta A- kanın dediklerine inansak olur mu? Şöhretin zararı Evvelki gece ( Halıcıoğlunda Sadri beyin tiyatrosunda yangın çıkmış. Gazetede bu haberi o- kuyan bir tanıdığımız: — Yanık, dedi, fakat bu yân- gına kendisi sebep olmuştur. Malâmya Sadri Etem, kızıl bir kor kadar ateşin bir gençtir. Bir başkası da hayıflandı: — Bu çocuğa da ne oluyor, bilmem. Evvelki gün Kızıltoprak- ta bir kazaya örne düştü, dizi arıldı, yepyeni bir Yartıldı şimdi de -bakın- Hasköy de tiyatrosu yanmış.. v Şöhret ne fena şeymiş meğer! Bu adamlar, bir türlü akıl ede- miyorlardı ki Hasköyde tiyatro” su yanan Sadri bey, bizim Sadri Etem değildir. Neye kapâmış? Sivri sözlü ve keskin fikirli muharrirlerden Kılıcoğlu, izmitte çıkardığı Hürfikir gazetesini ka» tt. PBir gazeteci a va — Gazetenizi en tiniz? diye sormuş. Kılıcoğlu bu suale şu yolda bir cevap “a asiye inkılâbı ve teced- düdü müdafaa eye Artık inkılâp o muhkemleşti, batekinii tamamdır. Bu suretle gazetemi neşirde devama lüzum kalmamış eN Hakkı beyin bulduğ talıl,, fena değil, ama bu yolda: ki muhakemenin neticesi Topln İğne Tapu müdürleri arasında Kastamonu tapu eray Deniz tapu müdürü li tapu müdürlüğüne Elâziz tapa müdürü Hasan Avni beyler tayin edilmişlerdir. hun kalmıştı. O aralık içeriye giren madam God. frua, Sesile yaklaştı ve elini alama koyarak Piyere: ' — Ah mösyö, dedi, havalar bira4 daha ısınıp güneş daha bollaşsa kızı. mz daha çabuk iyileşecek ama... Piyer, birdenbire düşünmiye baş- ladı. Çekingen bir sesle: — Matmazel Kolomp, dedi, sizden bir şey rica edeceğim, müsaade eder misiniz? vi — Buyurunuz efendim. bemiz var. İmalâtı, siz ayrıldıl sonra, sadece oraya inhisar eti Fakat ben sık sık gidip işin b bulunamıyorum. Zeki, di namuslu bir muavine ihtiyacım var, Bu muavin siz olur musunuz? N Sesilin yüzü pembeleşmişti, Cevap veremiyordu. Piyer devam ettiş — Artık Florvallerin nezdinde ka“ Tamazsınız. Oh... Pek tabii, bilhasez onları size karşı nasl hareket ettiklerini öğrendikten sonra. » Hüseyin — Biliyorsunuz ki (Nis) te bir Şu. “di dj