Kadınlardan nefret eden kadın | nefrete lâyıktır !.. Bir baba hakkında ———— Yapılan dedi kodu anneye anlatılır mı ? sl gi aman Melâhat,, im- e up aldık, B enis u mektupta “Benim babam çok iyi bir ad Kendisi şimdiye kadar dalma iii tüğile Simya etmiştir. zamanşrda benim © kulağım k gelen dedi kodulardan entel ki kendisi bir kadınla üşi sebetlerde bulunm: gilane mnE- haberdardı. ig annem de ik, ir ve İçin için ıstırap çek- Anneme bu bahsi açı 0) i şeyin asılsız olduğunu eliz Üar ni annemin bu haberden z ma İeşekkür © etmiyeceğini, bilâkis bu bahse karıştığım için kıza! im zannediyor ve korkuyorum. İşin kötüsü küçük kız kardeşim de ba meseleyi duymuştur. Vaziyet fena- iyor. Ne yapayım?. CEYABIMIZ: Şu halde annenizle katiyen bu hsi konuşmayınız. Bu dedi ko- du annenizin ıztırabmı artırmak- tan başka bir işe yaramıyasaktır. , Madem ki kendiniz de-'bu de- di kodunun sıhhatine inanmıyor- sunuz, bu bahse kulağınızı tkayı- hIZ. Dedi kodular alelümum müka- bele görmezlerse ehemmiyetlerini kaybederler. Eğer mutlâka bu bahis tizerin-! "e birisile konuşmak lâzım gelir. ss bumu annenizle değil, bahanız- Ja görüşünüz. | Ev kadım diyor ki : | Sramafon plâkları —— Ne suretle uzun müddet muhafaza olunur ? Bir çok âileler vardır ki gramofon plâklarınm çabuk bozulduğundan şi- kâyet etmektedirler. Bunı mâni ol. mak için plâkları çalmadan evvel ve! çalındıktan sonra eski ipekli mendil). Je silmeyi tavsiye ederiz. Zira plâk- lar üzerinde kala ce tozlar, girinti ————.. Rusların istihbarat teşkilâtı merkezinde Beni o kanlı höcreden çıkarmış, bir binaya hapsetmişlerdi. Ye- ni hapis odası, tek penceresi, kalın taş duvarlarile bir ahırı andırıyordu. Burada da alelâsul mobilye namına bir masa, bir sandalye, bir de tahta kerevet vardı. Köşenin birisinde harap, tunç bir soba döşemeden tavana kadar uzan- mıştı, Bitişik odada gündüzleri gay- retli bir yazıcı, geceleri de nöbetçi 0- tururdu. Odamın penceresi önünde de binanm muhafızları sabahtan ak.| şama, akşamdan sabaha kadar diki- lirlerdi. Ertesi gün üç (yüzbaşı benimle satranç oynamaya gelmişlerdi, Umum partileri kaybettikten sonra "Alman. lar kurnaz herifler, diyerek kendile, rini teselli ettiler. Bunlardan birisi beray; teşekkür bana bir (battaniye göndermişti, fakat bu batlaniyeyi er- tesi gün tekrar üzerimden çekip aldı. lar, Günler geçti ki odama kimse girme- di. Yalnız, zaman zaman bir A vusturyalı, bana o menhus balık çor- basından getiriyordu. Yeni bir şeye hayret ettim. Benimle Ştohod'da casus o aramr Ya çikan ve bilâhare (firar ederek Ruslara iltica eden Polonyalı bir kü: bizli Kuvueler içinde |. Her halde kadın,fazilet ve meziyette erkeği geride bırakır.Bu fazilet kafilesinden olsa olsa o ingiliz Misini istisna edebiliriz. “Vakıt,, m bundan evvelki kadın İ sahifesinde İngilterenin genç roman muharrirlerinden Mis Margaret Lav- rens'in bir makales; tercüme edilmiş- ti. Bu makalede İngiliz omuhar- riresi o bütün (o kadmlardan, ya ni bütün hemcinslerinden o nefreti ettiğini oyazıyor, kadınların ilmine) zekâsma, muhabbetine, samimiyetine hülâsa, onlarda bulunan bütün me- ziyet ve sıfatlara hücum ediyordu. Son zamanlarda Garpta ese: neş-i reden muharrirler, bilhassa arala- rında genç olanlar üzerlerine nazarı dikkati celbetmek için en olmaz şey»! leri, en beklenmez fikirleri neşret- mek yolunu tutmuşlardır. Mis Lavrens'im de “Kağmlardan nefret ediyorum! diye bağırmasın- | daki sebep de budur. Esasen son zamanlarda (Avrupa, bilhassa İngiliz mecmualarını takip etmiş olanlar görmüşlerdir ki bunlar halkm, efkârı umumiyenin, karilerin! bin bir türlü dertlerle meşgul olduğu bu buhranlı günlerde sensation yapa-! bilmek için böyle zümreleri sinirlen-! direcek, hayret ve: meraka düşüre) cek yazıları fazlaca yüzdırmakta vel .2000rEEAAAAEAAEANENEANANN ve çıkıtntılara girerek plâkların cızır:) tı yapmasına, sesinin bozulmasma se- bep olur. Bir iğne ancak bir plâğm iki tarafı için kullanılmalıdır. o Tesarraf olur| zannile eski iğneleri tekrar tekrur! kullanmak zararlıdır. Bu snretle a2 iğne alacağız dive plâkları vaktinden evve* eskitmiş olursunuz. Piâkları üst üste değildir. Bu takdirde üzerlerine toz hirik- mesi ihtimali çoğalır. Bunları baş a- geftve yan yana ist? etmelidir. »üramofor çalarcen O İğneyi “üyet yavaş bir surette plâk üzerine kovma- yı usül ittihaz edecek olursanız plâk. ların daha fazla dayanmasını temin yığmak doğru ercül eden: Doğan İ Yaldız çük zabit peyda olmuştu, İlk bakışta birbirimizi tanıdık. Tabii bu heriften iyilik ümit edilmezdi. Anlattığma gö- re Rus hafiye memurlarındanmış. Ertesi gün Avusturyalı, bana bir paket sigara getirdiği zaman bu Po- ionyalıya karsi temkinli davrarmamı tavsiye etti, Sigara paketinin icinde bir küğrt parçası çıktı. “Küçük zahi te karşı dikkati; hareket ediniz. Sizi tanıyor, Alman istihbarat zabiti oldu- #unuzu biliyor, fakat isminizi unut. muş. Sizin hüviyetinizi meydana çi karmak için buraya getirilmiştir... Bu satırları okuduktan sonra kâğıdı yak- fm, : Ertesi gün Polonyalı o küçük zahit penceremin önünde dikilmişti, “Sabah şerifleriniz hayrolsun mü. lâzim evvel efendi, siz de mi burada. sınız?. Size burada tesadüf ettiğim. den dolayı çok memnunum, Ştahod” daki A. T.M, (Ağır topçu müfrezesi) ni hatırlarsınız, değil mi?.,, Ben hiç cevap vermiyor, o Yalnız hiddetle yüzüne bakıyordum. “Fakat! mülâzim evvel efendi, söz beni muhak.! kak tanrmalısınız, canım bu kadar bir.! birimizle konuştuk, eski dostluğumuz! yar!,. Ben gene cevap vermedim, “Melun” Alman!.., diye Polonya. <a küfre başlarııştı. Ben de onun ana Tisanile: o “Çekil karşımdan sahtekâr herifi, dedim, O küfrederek, yumruk Ml, al sonra bunlardan hir takım münaza. | sosyetelerine teşmil oluna bilir mi?. şeler çıkararak sütunlarına mütevec- cih olan alâkayr artırmaktadırlar. Bu itibarla ben (Mis Margaret'in kadınları züppe, aptal, yalancı, tem- bel gösteren yazısını bir samimiyet mahsulü bulmam, Bier beşeriyet ye medeniyet tari- hinde ismi geçen ve tebeil edilen şah- siytlerin ekseriyeti kadın değilse, bu kadınlardan daha ziyade pazılarının kuvvetine, yumruklarının Zoruna gü- yenerek onları esir ye (mahpus gibi yaşatmış, daima kendisinin zevkini tatmine mecbur hir mahlük menzele- sine indirmiş olan erkeğindir. Ben, İngiliz Misinin yazdığı ma- kaleyi dikkatle © okudum. Buradaki müşühedeler hiç hir suretle o umumi değildir. Meselâ bu Miş, “bir kadın toplan- masında bulunmuş ve oradaki kadım- lar sabrk bir mahkümün (Konferans! vermesini İstememişler. Bu bir cesa- retsizlik imiş. Şüpheli ya, neyse kabul edelim ki bu şecantsizliktir, ve gene kabul edelim ki, oradaki kadmlarm yaptığı iyi bir hareket olmamıştır.Fa.. kat bu, bütün kağmlara, bütün kadm . asan, etmiş olursunu; Hayır!,. Garip garip tamimler (yapmakla bütün bir cinse hücum etmek muvaf- fak olmak değil, nihayet gülünç ol- maktır, Bu Mis, dedi kodu yapan bir iki ka. dıma rasgelmiş, hemen hükmü yapış» tıriyor: “kadınlar korkunç bir saret- te dedi koducudurlar.,,. Bir kadın, başka bir kadınm âşıkı- nı ayartmış. Gene bir hüküm: “Ka. dınların dostluğuna, sadakatine inan olmaz... Fakat bu mikyas ile acaba erkek- leri de, bütün dünyayı da mahküm etmeye imkân yok mudur.? Kadın kusursuz değildir. e Fakat bütün insanların kusuru mertebesin. de. Hattâ diye bilirim ki başka bir! hayatm tekâmülü için kend; rahat ve huzurunu feda etmek feragatini güs- teren kadın meziyet ve faziletts erke ği geride bırakır. İsterseniz bu fazilet zümresinden bir tek kadını,Mis Margaret Lavrensi istisna edelim... Sacide Mukaddes lerinde bir müddet elma kaynatma- Plâkları parmaklarla tutmak doğ.) lıdır. ru değildir. Bunlari iki elin avuçları arasına almak daha muvafıktır. Makine yağları Dikiş O makinelerinde kullanılan yağ bazan şurada © burada leke br rakır, Bunları — temizlemek için evvelâ üstlerine domuz Yağı sürmeli ve bu Yağı üç saat kadar kendi haline br Taktıktan sonra soğuk su ve sabum- la yıkamalıdır. Alüminyom kaplar Bazı alüminyom kapların içi bir middet gini (okaybeder. Bunların sallıyarak gitti, Biraz sonra Ayustur- Yalı içeri girdi. Heyecanlı bir surette benim idama (o mahküm bir casus © İup olmadığımı bilmek istiyordu: “Fakat efendim siz burdan kaçmalıst- niz!.. Burada gün geçmez kj üç bes cosus kurşuna dizilmesin, İki gün et- vel bir çavuş içimizden kaçtı, hatti onun Minsk'te nerde saklanmış oldü- ğunu bile biliyorum... Yanımızdaki odada oturan yazıcı, zavallı Avusturyalıyı küfröderek © dadan çıkardı. İkinci gün bir erkânı harp yüzba- şısı beni birlikte arabasma bindirdi. Şehrin içinde başka bir zabite teslim etti. Bu zabit iyi kalpli bir adamdı. Bana doğru dürüst yemek verilmesi: ni emretmişti, Tabii bunun da bir se) bebi vardı. Birkaç gün sonra (içeri giren fotoğrafçı cepheden, sağdan, soldan muhtelif resimlerimi çıkardı. biraz sonra odama bir akm başlamış ti. Miralay Terehov, Şuşkin, Doyç Kaydel ve daha iki kıdemli zabit İçe- ri girmişlerdi. Bu heyet Rus istih- baratının mühim O şahsiyetlerinden ibaretti. Yeni bir mücadele başlıya caktı, Miralay Terehov Şuşkinin tam zit- tma yaratılmış bir adam, soğuk kan- N, gayet ağır tâvurlu; meseleyi mülâhaza edip etmediğimi sordu: “Siz de biliyorsunuz ki hakikati ifşa etmeniz için Sizi tazyik ediyo- ruz. Fakat bunun için aylarca bekli- yemiyeceğiz. Size, zZünnma (göre fazla miktarda, mali vaitte bulunuk du. Bu suretle istikbaliniz tahtı te- iŞ j Çoraplarda boya Açık renkli © çorapların ayak bi- leği hizasındaki (o kısımları ekseriya ayakkabı. — boyasmdan: kirlenir ve üzerinde — leke kalır. Bunları temiz- lemek — için buraları alkol metilik ile çitilemek tavsiye olunur, Yağ lekeleri Podüsüetten yapılmış — ayakkabı- lar üzerinde (bazan yağ lekesi olur. Bunları (o temizlemek için temiz bir bezi giiserine batırarak*lekeli yerleri iyice uğmalıdır. Şarap lekesi istimalden sonra esas rem) (Masa örtüsüne şarap dükülür ve le- ke yapârsa leke olan o kısmı kaynar rengini fade için, içer-süt içerisine sokup yıkamalsdır, çıkar. mine alınmış oluyor. Bize ifsa ede- ceğiniz her kelimenin bir wr olarak kalacağı da gâyet tabildir. Size yal- nız bildiğiniz şeyler sorulacak, bilme diğiniz suallerle (o karşilaşmıyacaksı. mizin Gene azaplı dakikalar yaklaşmış. &r, Şuşkin ile Doyç öyle şeyler soru- yorlardı ki, ne tarzda cevap verece- imi bilmiyordum. Şuşkin elindeki kamçıyı etrafımda o şaklatıyor. beni bu suretle korkutmak istiyordu. Bil Ahara yanımdakilere dönerek: “Zan- nediyormusunuz ki bu adam bura- da konuştuğumuz Tuscayı (anlamı: yor? Hepsini, kelimesine varmecıya kandr anlıyor!,, Terehov bunun üze- rine beni tecrübeye kalkmıştı: gayet yorgun bir tarzda diğerlerinededi ki: “Başka yapacak iş kalmadı. Şu Aciz herifi artık serbest bırekakm!, Fakat Terehov yanılmıstı. Bilmiyor- du ki, bende © senelerce istihbarat hizmetinde, aynı kurnazlıklara te vessül etmiştim. Terehovun ( sözleri üzerine tabii yüzümdek; alâlmi hiç değiştirmedini, Birdenbire miralaylardan biri ö- nüme yavaşça yüz bin rublelik bir çek sürdü. Ben elimle çeki ittim. Bi. risi: “Galiba herife bu miktar az gel di,, diyordu. İkinci bir çek beş yüz bin ruble üzerine dolduruldu. O Ben okuyamıyormuş gibi tekrar reddet- tim. Müzakere için miralaylar yan- daki odaya çekildiler. Açık bırakı- lan kapı aralığından her kelimeyi A mümkün dü. Şuşkin bana iti- “lığı yapmış gibi viii A ag e a A MONMN 5 — VAKTT 7'Teşrinsani 1931 sx © | Kadın Anketi | 4 Kadınlar yalancı ise o da yalancıdır ! Okuyucularımızdan birisi yazıyor? Mis Margaret Lavrens'in fikirlemi. hayat ve hakikate ouymıyan par& dokslardan başka bir şey değildir.Kar dınn yalancı olduğunu alelitlak iddi... a etmek hiç doğru olamaz. Çünkü yalancı olmak için sade kadın, sade erkek olmak şart değildir. Bilâkis bana öyle geliyor ki yalancılık kadın lardan ziyade erkeklerde sâri bir ilk let halindedir. Zannederim ki erkek: leri yalancı eden şey gündelik hayat larıdır, tuttukları mesleklerdir. Bir diplomat erkek yalan söyleme dim,diyemez, avukat erkek her zaman doğru (o müdafaalarda bulunduğu nu iddia edebilir mi.? Hattâ bu ka- dar değil, dükkân, tezgâh sahibi bir erkek sabahtan akşama kadar yalan söylemez mi7, Halbuki buna mükabil kadm anadır, Çocuğuna her gün er- keklerin icat ettikleri yalanlara inan- mamayı tavsiye eder. Ve hiç olmazsa samimiyetle çocuğunu sever, Onun ik çin her şeyi feda eder. 1 Mis Margaret, kadınlara hilcum €- vi diyor. “Ve onları güzel kalemile yer. lere batırıyor. Fakat bu sözlerde ben, kıskanan bir insan haletiruhi. yesi, erkeklerden öğrenilmiş bir 8k yaset usulü görüyorum. İ Mis Margaret ya güzeldir, Y: kindir. Güzelse, başka kadınların kendisi kadar itibar görmemesi için (On kusur buluyor. Çünkü kendisi hem- cinslerine lâyık görmediği meziyetim kendinde mevcudiyetini iddia ediyor. Çirkinse, bütün kadınları kıskanı:. vor. Onlara öyle fena sıfatlar ilâve ediyor ki bu sıfatların ağırlığı altm-. da kadınları çirkinden (daha fena görmemek mümkün olamıyor. Mis Margaret başka bir noktadan da benim iddiamı teyit ediyor. Çünkü Mis Margaret ya samimidir, ya de. ğildir. Samimi olduğuna yöre duğru söylüyor demektir. Doğru söylüyor. sa kendisj de yalan söylüyor demek- tir. o Çünkü kadın yalancıdır diyen bir kadındır, ğ Yalan söylüyorsa zaten söylediği ne inanmanın imkânmyoktur. Hülâsa Mis Margaret bu işte hata ediyor. Bedin Şadan raf edinciye kadar dayak attırmak taraftarı id. Diğerleri Şuşkinin bu filerini kabul etmiyorlardı. Neticede beni tekrar kurşuna dizmekle kor kutmakta ittihat o ettiler. Terehev benim üçüncü defa yapılacak olan bu kuru sıkıya tahammül edip edemi- yeceğimi anlattı, Beni Polonyalı kü- gük zabitle bir kerre daha karşılaş tırmak istediler, , Miralay Terehov Polonyalıya sor du: “Bu alman zabitini tanıyor musu nuz? & “Evet tanıyorum efendim. Bu & m ir topçu müfrezesindeki istihbarat zabitidir.,, “İsmi medir?em “Vald.,, “Aptal herif, yoksa Vild demek mi istiyorsun?... “Evet efendim, Vild.., Anlamadığım bir lisanla Polonya uya beni dostça selânlaması emre lundu, Polonyalı: “Mülâzim efendi sl beni muhakkak tanıyorsunuz. le kuzuncu A, T, M. de befi Siz casuslarla © uğraşmıyor muyd nuz?,, ağ Polonyalı benimle meslek arkadaş hararetli hararetli konuşuyordu. Ben cevap vermedim. V Terehov dedi ki: # “Niçin cevap vermiyorenaz? “ “Çünkü bir asker kaçağına cevap vermiye tenezzül etmiyorum., (© (Bitmedi). > irilik e . 5 ik; “