Bir muallime H.a ait karikatür Damlama. Muallimler hakkında suizannı davet etmek davasının rüyetine başlandı Istanbul birinci ceza mahkemesi, “Sonposta” “refikimizde çıkan “Tarih dersinde” serlâvhalı bir karikatürden' dolayı müddeiumumilikç» açılan da- vanın rüyetine dün başlamıştır. l Dava edilen Ali Ekrem ve Selim Ragıp beyler, vekilleri Vasfı Raşit beyle birlikte mahkemede hazır bu- Junmuşlar, evvelâ dava evrakı okun- muştur, Müddetumumilil, bir mual Jim hanımdan bahsolam Obu karika-| rikatürde, altındaki yazıya nazaran tersim tarzile ifade olunan vaziyeti! muallimlerin gayrı ciddi hareket et tiklerini ima eder ve haklarında sul- zanna davet edici mahiyette bulmuş, matbuat kanununun otuz birinci mad desi mucebince dava açmıştır. Gâzete tetkik olunduktan sonra, reis Hasan Vasaf bey, Selim, Ragıp beye ne diyeceğini sormuş, Selim Ra- gp bey, şöyle demiştir: — Bu, bir karikatürdür. Sadece bir lâtifeden ibarettir. Bu gibi resim ve yazılar efdiye alınamaz ve niha yet mutlaka bir maksat tesbit edil. mek Jâzımgelirse, faraza pek az bazı istisnalara “Böyle yapmayın!” tavsi. yesinin maksat olarak kabulüne, mev zu, daha müsaittir. Esasen, biz, mu- allimlerimizin şerefini çok yüksek ta- nıdığımızı, müteakp nüshalarımızdan birinde tayzih ettik. O nüshasında tak dim ediyorum. Fena bir maksat yok. tur. Ali Ekrem bey de bu müdafaaya iştirak etmiş, Vasfı Raşit bey, mevzu etrafmda (söz Söylerken, bunun müayyen bir mektebin muallimi veya muallimleri tasrih edilerek yapılma- dığım, mevzuun afakı olduğunu kay-| detmiştir. Bu arada bir “Tevehhüm, sözü sarfolunmuş, müddelumum! muavini Tahsin bey: * — Müdeiümümilik, yalnız kanaati kanuniyesile hareket eder. “Teveh- hüm, sözünü reddederim. Diyerek, mütaleasmı Şöyle devam etmiştir: — Mim ve irfan tevz'ile mükellef olan muallim sıfatını haiz devlet memurları üzerine, çocuklarımızı © kuturken ciddiyetle hareket etmedik- leri hissi uyandıracak ve sui OZannı celbedecek bu karikatürden dolayı 0- tuzuncu maddeye göre ceza İsterim. Vasfı Raşit bey, “Tevehhüm,, sö- zünü “Fazla bir hassasiyet, fazla bir ihtiyatkârlık manasına kullandığı nı, makama hürmeti olduğunu zik- rederek, müdafaa mevkiinde bulun- mak ve anenk ayni derecede mukad- des bir vazife ifa etmek itibarile, mü- dafaasını lâyikile yapabilmek için iddianamede “Anasırı cürmiye,, nin güsterilmesi icap ettiğini, bunu ara- dığını, fakat bulamadığını söylemiş- tir, Selim Ragıp bey, süslenmenin iç. timai telâkkiyalımıza göre ayıp olma- dığını ilâve etmiş, müdafar bitmiş- tir. Tasan Vasıf beyin riyasetinde Kemal beyle Munz7ez hanımdan mü. teşekkil olan mahkeme heyeti, yirmi beş teğrinlevvel pozar günü saat on dörtte kararmı bildirecektir. Adliye müsteşarı Ankaraya Bir müddettenberi Istanbulda bu- lunan adliye müsteşarı (Ferit bey, dün akşamki trenle Ankaraya gitmiş; tir. » Ferit beyi Haydarpaşıda müddel- b, umumi muavini Kenan beyle diğer © adliye erkânı teşyi etmiştir. © M. Vaynbergin davası sukut etti — İstanbul ağır ceza mahkemesi, dün (Pisti) mizah gazetesi sahibi ve mes'ul müdürü Osman Hâmit beyin müstehcen neşriyat ve (hakaretten muhakemesine devam edecekti. Fotoğrafçı M. Vayenberg, tebli- gata rağmen mahkemeye gelmemiş, davasmın sukutuna karar verilmiştir. Diğer davacı madam Esterin İtalya ya gittiği, kendisine tebligat yapıla” *madığı anlaşılmış, vekiline celpna- “me ğ Üzere muhakeme 5 söylemiş, Mahkemeler baş veznedarı —ğ Celâl Beyin 12,694 lira zim- metton muhakemesine başlandı Istanbul ağır ceza mahkemesinde dün adliye mahkemeler başvezneda- rı Celâl beyin zimetinden muhakeme- sine başlanmıştır. Bu hususta müdelunumi muavin. lerinden Burhanettin bey tarafından tahkikat yapılmış, hesaplar tetkik o- Junmuş ve neticede 12.64 lira açık bulunmuş, Celâl bey tevkif edilmiş, evrak mahkemeye verilmiştir. Dünkü ilk muhakeme celsesixde, Celâl bey isticvap olunmuş, yedi bu- çuk senedir bu vazifeyi ifa ettiğini, © zamandan beri tekikat yapılmadığı- nı, yalnız defterdarlığın her sene ha- ziranında kasaya baktığın: söylemiş- tir, Müddeiumumi Cemil bey — On iki bin küsur liranm — âdiyen olsun — zimetlerinde bulunduğunu kabul edi- yorlar mı? — Evet: Sonradan yaptığım he. sap neticesinde anladım. Fakat, bu, bilerek değildir. Yani parayı almış, sarfetmiş değilim. Müdeiumumi Cemil bey — Maliye! müfettişleri, senelerden beri tetki- kat yapmışlar. Nasıl olmuş da açığı görmemişler. Her halde bir şey ya- pılmış, ki hesabatın tetkikinde def- terdarirk heyeti açığı farketmemiş? — Efendim, dava mevzuunu teşkil eden açık, defterdarlığa alt paradan değildir. Defterdarlığa ait kısmı he sabatı, tamamdır. Bu, eşbasa ait emanetlere ait kısımdır. Neticede rels Nüsret bey, mahke- menin Celâl bey tarafından (evrak tetkik olunup esaslı surette cevap ve») rilmek üzere beş teşrinisan! perşem- beye bırakıldığını bildirmiştir. Başve kilimizin yeni beyanatı (| Ust tarafı 1 inci sayıfada) yasi vazifelerde vatandaşlar ta- rafmdan teşci ve teşvik manası galip ve zahirdir. Cümhuriyetin feyiz ve itibarı milletimizce ne derece hassasiyetle takip olun- duğunun her vesile ile tezabür etmesi memleketi mütemadiyen takviye eden mühim bir amildir. Büyük Reisicümhur Hz. müs- tesna lütüfkârlıklarını bilbassa ibzal etmekle beni bahtiyar etti- ler. Memleket için tükenmez bir hazine olduğunu bin defa tec- rübe ettiğimiz büyük reisin va- tana temin ettiği kudret ve itibarı hariçten de müşahede etmenin hakikaten iftihar oluna- cak mesut bir hadise olduğunu vatandaşlarıma arzetmek vazi- femdir. Matbuatımızın dikkat ve hizmetlerini samimi teşekkür his- lerile ifade etmek hususi bir meserrettir . Bütün dünyanın, akibeti ne olacağı bir çok muhitlerde he- müz mulüm olmıyan iktisadi ve mali buhrana karşı her memle- kette ve milli itimadı nefsi müspet ve feyzli (o tutmak başlıca kaygusudur. Beynelmilel buhrana takdiri calip bir hayatiyetle mukabele eden milletimizin bünyesinin re- saneti sarsıntıdan vikaye ederek buhranı geçirebileceğine kat'i itimadımız vardır. Haricin bita- raf bir müşahidinin görüşü de böyledir. Bugünlerde her mem- leketin matbuatının vazifesi biz- de olduğu gibi milli ve manevi kudreti takviye edecek fikir ce- reyanım takip etmektir. Matbu- atımza teşekkürlerimi ve mu- vaffakiyetinin devamı temennisini tekrar ederim. Konferansta Akalliyetler Meselesi Baş makslemizden mabest | miktarda bulgar mektebi (o açmasını! istemktedir. Halbuki bugünkü vazi-) yete göre makedonyada yedi— sekiz yüz değil, tek bir Bulgar mektebi bile yoktur. Bunun sebebi de mektep aç- mak için mevcut muahede mucibince her köydeki mahalledeki bulgar ahali tarafından talep vukuu şart olduğu halde Yunan hükümetine bu tarzda müracaat vaki olmadığı söylenmek- tedir. Meselenin bu tarz ve şekli nazarı dikkate almırsa mutavassıt bir edat) bulmanm ne kadar müşkül olduğu kolayca takdir edilebilir. Maamafih akalliyetler meselesin- de müşkülâtr mucip olan cihet bun- dan ibaret (değildir. Makedonyada bulgar akalliyetlerinin hukukunu is-| tirdat iddiasile komiteler — teşekkül etmiştir. Denilebilir ki Osmanlı im- parâlorluğu zamanında mâkedonya- da teşekkül eden komiteler bügün he- men hemen aynı tarzda faaliyete şeç- miştir. Sık sık şurada, burada mü. sellâh tecavuzlar vuku bulmaktadır. Bu noktai nazardan yalnız (O Yunan hükümet; değil, aynt zamanda Bulk gar hükümeti de müşkül bir vazi- yette bulunmaktadır. Eğer Yıldızda cereyan eden kon- ferans müzakeratında her şeyden ev- vel akalliyetler meseles'nin halli ü- zerinde ısrar edilmiş olsaydı diğer meselelere temas etmeksizin konfe-! ransın akim kalması ihtimali vardı. Bunun için Yunan başmurahhası M. Papanastasyo Mutavassıt bir for- mül olmak üzere Söyle bir teklifte bü- Tunmuştur: Akalliyetler meselesini Balkan misakından ayırmak, bu me- seleyi halletmek için hususi hir tetkik komisyonu teşkil etmek.,, Papanastasyonün bü teklifi ka- bul edildiği takdirde sırf bu meseleyi halletmek üzere altı Balkan devlet- lerinin murahhaslarından teşkil edi- Tecek bir komisyon tetkikat ve tahki- kat yapacak,” pu Suretle mutavassıt bir itilâf şekli bulmaya çalışacaktır. Şayet bu yolda bir itMlâf çaresi bulu- namazsa hususi hakem usulüne, ya- hut Cemiyeti Akvama, nihayet Lâ- hey hakem mahkemesine müracaat etmek imkânları mevzuu bahsolacak- tır. Şüphe yok ki hali hazırdaki vazi- yete göre bu teklif en ameli bir tes viye şeklidir. Fakat konferans a74- sının bu noktai nazarı itifakla tasdik edip etmiyeceği henüz malöm değil dir. Mehmet Asım LİR iğ a kli Gazi Hz.ne hediye edilen inekler getirtildi (Üst tarafı 1 inci sayıfada) de Istanbul baytar müdürü Ra- sim bey olduğu halde vapura gitmiş, hayvanların araba vapu- runa konularak (Haydarpaşaya nakline bizzat nezaret etmiştir. Rasim bey hayvanları muayene etmiş, sıhhatlerinin iyi olduğu hakkında bir rapor yazmıştır. inekleri Gazi Hz. ne cemiye- tin ikinci reisi Mister “Ceninki,, bizzat takdim edecektir. inek- lerden birkaç gün evvel şehri- mize gelen Mister oCeninkis te dün akşam ayni trenle Ankara- ya gitmiştir. Mister Ceninkis dün inekler hakkında bir muharriri- mize şu malümatı vermiştir; “inek ve boğalar Amerikada en makbul olan Corji, Könenji ırkındandır. Bu inekler fazla süt verdikleri fevkalâde rağbet görmektekir, ineklerin biri gebe- dir. Diğerleri daha hiç doğur- mamıştır. Senede 10ay süt ve- ren bu ineklerden günde 24-40 kiloya kadar süt alınabilmekte- e Greta,baloda tuvalet giy- mez, terlikle dolaşırmış! Con Cilbertle olan macerasının en buhranlı zamanında kaçmış, günlerce kimseye görünmemişti Yazan : Rilla P, Palmborg —2— Bu beraberlikte (o Holivut, yeni bir macera sezer (gibi oldu. Bütün gö» renler, Cilbertle Garbonun aşk sah- nelerinde bir hakikat gözetiyorlardı. Rejisörler, © zamava kadar filme çekilmiş (aşk sahnelerinin en heye- canlısını tesbit ettiklerine Kanidiler, Bir tanesi: “Ben; diyordu. &#adeze bir işin (o sathile uğraşıyorum 'bir insan, muhifin (testinden bu kadar ayrı ve güzel yaşar.,, Cilbertin (canlılığı, Garboyu in zivadan (ayırd. Onun güler yüzü, geci konuşuşu, omüteheyyiz frtratile biraz daha neşelenmek için, artık temsil (o aralarında , bile bir ye sokulmuyor ve Cilbertle olduğu ka- dar, studyoda herkesle konuşuyor- işleri bittikten sonra: he men eve döneceği yerde, artık Cil bertle gezintiye çıktığını görüyordu- naz. Cilbert o ozamanlar yeni bir ev yaptırıyordu. Biter bitmez bütün ar-| kadaşlarma (o Garbo şerefine bir zi- yafet verdi. Holivutta, İsveçli yıldızın garabet. lerine dair sözler de işitilliyordu. Me seli Garbo, | böyle merasimlerde tu-| alet giymez, o terlikle dolaşır ve hat- ta ieabmda (ayağından (onları da| atarsk, (İstediği gibi çorapla Ootu- rurmuş, Garbo, şimdi bütün vaktini Cil bertle geçiriyordu. o Kvde güzel bir yüzme havuzu, mükemmel bir tara-| ça vardı, Sonraş * Gilbert Garboyu, yatr ile gezdiriyordu, o ve Cübertş bu İsveçli aktrisi ( seviyordu galiba. Daima ondan bahsediyordu. l Fakat; (Şehvet ve şeytan) filmi bitince: Con; (o birden Nevyorka git- ti. Garbo - Cllbert sergüzeştine bir şey olmuştu. Gazeteciler: bir sevişme meselesine temas ettikleri müddetçe Cilbertin © ağzından yalnız şu söz- leri alabildiler: “Greta; harikulâde| hir kızdır. Ama biz sadece dostuz., (Şehvet ve şeytan) büyük muYaf- fakıyet kazandı.Halk, bu iki şöhret inin ohakiki sevişmesini pek an-| dıran sahnelerini görmek için akın akm sinemalara koşuyordu. Con, Nevyorktan dönünce: macera yeniden başladı. Hem bütün kuvveti. le! Bu sıralarda (o Metrogoldvin Ma. yerle Greta Garbo arasında bir pa- ra İhtilâfr olduğu işitildi. Greta, üc retinin arttırılmasını fetiyordu. (Şeh- vet ve şeytan) ın, patronlarına getir-, diği servet, gözünden kaçmamı$ Bal kumpanyanm en İyi artistleri ara- sında sayıldığını eni konu anlamıştı. Nihayet kumpamyanım Garbo ile uzlaşamadığı kati ve son günü gel. di. Garbo, ne aldığı para ne de ken-| disi için hazırlanan yeni bir filminji İNİ İÇİN makama amman tadır. Boğalardan birinin ba- bası geçenlerde bir şehirde açı- lan sergide birinci gelmiş, 35000 liraya satılmıştır. mevzuundan memnundu, Ve yine bu zamanda Garbo, hiç bir artistin tarzına uymıyan bir so Zuk kanlılıkla, patronuna buşka bir hal şekli daha gösterdi. “İsveçe dön- sem daha iyi olacak sanıyorum, di- : yordu. İsveçe döndü. Ve orada kak dı 'Tam yedi ay, Garbo filmi yaj madı. Holivut, Garbonün garip siyetinde bir özenti olmadığını artı öğrenmiş. görünüyordu. o Karşılar * rında kolayca anlaşılamıyan bir kız vardı, Uzun teşebbüslerden sonra anl# şabildiler. Garbonun, Cilberti şaşırt tığı xamanlar olmuştur, a . Bir defa maceralarmmn €i bol” ranlı devresinde kaçmış, okapanmı$ ve günlerce kimseye görünmemişti. (Bitmedi) Ki gr a rol mu ER İ Darülbedayi Temsilleri Bozün zündüz #aat da akşam 30 da ein sara Komedi 3 perde Yazan: Carbuccio Tercüme eden: L Galip ISTANBUL BELEDİYESİ İ İl NN Hapisanenin demir parmak- lıkları önünde toplanan bir halk kütlesi, kemali şiddet ve hiddetle topçu yüzbaşısının mahkümiyetini talep ediyor. işte bu yakında göreceğiniz... Dreyiüs Meselesi sözlü filmidir. 1530 21 MAJIK SIN Al Jolson ve Bugün saat 11 de GLOR inek ve buğalarn Amerikâ- daki kıymetleri 30000 lira tut- | Atla EMASINDA Kemali muvaffakiyetle gösterilmekte olan ve pek-çok alkışlanan OnuŞarkileSöyle filminde küçük David'i herkes görmelidir. matine 25 kuruş YA'da Bugün, bu akşam ve yarın yalnız matinelerde: Haftanın fevkalâde muvaffakiyeti E. A. DUPONT'un eseri ilâveten: PATHE-JURNAL