— 6 — VAKİT 22 Teşrinevvel 1931 —— Tarihimizi tetkik eden bir | Yunan âlimi şehrimizde — İstanbulda doğmuş olan M. Mosko- pulos ilk Türk matbaası hakkında neler söylüyor ? Üstadım eserleri arasında — bun- Yar pek çoktur — şunlar var: Boğaz Tar meselesinin siy Yunan kamusülülümndaki (OEfganistan, A» rabistân ve Bulgaristan tarihleri, ve en son olarak da, Pariste (tez) olarak verdiği ve pek yakında rumca ve fran sızca olarak çıkacak olan (Şarkta matbuat ta Bu eser, Pariste (B cole des Hautes Etudes Social) in gi zetecilik şubesinde tedris edilecektir. tari Mösyö Moskopulos ile; yakma, matbuat cemiyeti tarafından tes'it edilecek olan Türkiyede gazeteiliğin yüzüncü senei devriyesi münasebeti. le son eserinden ve matbuattan gö rüştük.: Üktat, bu eserinde, sircdiye kadar yazılmamış ve sark matbüatı. na ait bazı parçalar olduğunu söyle di... Bumlar arasında, İstanbulda ilk gazetenin, Fransız ihtilâli kebiri fi kirlerini neşretmek üzere, bir Siz tarafından çıkarıldığını ilâve et. ti. Daha fazla malümat almak için ısrar ettim, her zamanki büyük mah. viyeti ile dedi k — Türkiyede mafbanerlık çok azılar yazılmıştır. e Hususile Ahmet Rasim Beyindört Oeillik (Türkiye tarihi) nde metinde olduğu kadar, notlarmda kıymetli malümat bulursunuz. — Evet; fakat İbrahim Müteferri- ba, —ilbrahim MütferMka bu işi, Tür. kiyede yapan ilk adam değildir. Mat- baa kurmak fiki, ilk defa 28 Meh. met paşa tarafmdan ileri sürü'müş- tür, 28 Mehmet pasa, Fransaya me muriyeti. mahsusa ile gönderilmişti. Bu memuriyetin ne olduğu daha he püz yazılmamıştır. Size söyliyeyim: 25 Mehmet pa Kudüsü Şerif kili- sesinin tarsirine dair çıkan fermanı Fraisaya götürüyordu. Oğlu Sait Efendi de beraberdi. Zannedersem..| evet.. 1721 de, Sait efendi, orada mat-| hanları ve dönünce sadaretej bir muhte ile müracaat etli, müstensihlerin malâm itirazlarına rağmen ilk matbaa — açıldı. İbrahim Müteferrika » mühtedi bir macar mü- hendisi idi ve Sait efendinin ma tinde idi. . Matbaa onun evinde açıl dı. Hatta, İstanbulda ilk matbaa- mın açılışı Pariste bir hâdise O zaman (Academic des İnseription et Belles Letttes) den « tebliğde, İstanbulda Zair Sait efendi olacaktır — nin yı açlığı, eski yazıların, hatta lâtin Yeryunan eserlerinin de burada basi- lacağı yazılıyor ve tehrik ediliyordu. Türkiyedeki. Fransız sefiri de, bu matbaada çıkan bazı kitapları Fran- gafa hediye olarak göndermişti. Burada nazarı dikkatijme hir şey| garmyor, bütün diğer milletlerin.) Tâtin olsun, yunan veya yahudi olsun ilk matbu eserleri hep dini kitn olduğu halde, Türklerin ilk matbu e serleri fenni kilaplardı. Bunlarm içinde bir de (Füyuzatı mrkaatisiye) isimli bir kitap da çıkmıştır. Ozamanlar el yazısr kitaplar Kürüğü satilirken, matban kitapları A Kuruşa satılmağa başlanmıştı. Hü. Kümet çök fedakârlik yapıp marbaa-| ya tahsisat veriyor, : nrürettiplerin âylıkları; gümrüklerden veriliyordu Bundan sonra olan kısımlar, hepinizin bildiği şeyler. Mösyö - Moskopulosu fazla isgal etmek istiyordum, fakat hem kendi - sinin vakti yoktu, hem de yemek za! manı gelmişti. — Doğrusu, ber de 2 çıkmıştım. . Yemekle beraber, kendi- sinin bu: kadar kısa bir - zamanda) bana.bu kadar veciz bir surette ver- diği malâmatı, hazmetmek ve okuyu- cularıma daha açık bir sürette onlar verehilmek için ayrıldım. Bu mülâkatı, Beyoğlunda, gazete &i misafirlerimize tahsis edilmiş olar #inridge) otelinde yapmıştım. fa. Bundan dört beş ay evvel, (Yakıt) | Fran- için bir ve olcu, metbaa-| l 200 esasen a V M. Moskopulos (Orta devirde bir Türk - Yunan itilâfı) serlevhası altında bir serj ma kalenin altında Moskopuloe İmzası görülüyordu. o Mösyö Masko - pulos kimdi? Yazılarından, kendisi: nin derin tetkiklerle rihçi olduğu £ kendisini artık ğız. ta, meşgul bir ta- laşılıyordu. Bugün.| tamamen tanıyaca- Atinadan, Yunan heyeti murahha-| sasını ve İstanbul matbuat ce niyeti! misafirleri olan Yunan gazet ni getiren Ankara vapurunda, hem gazeteciler, hem de heyeti mütahha sa azaları yö Mosko-| Makalelerini bu satı, ve arasında m pulos da bulunuyordu. tercüme ettiğim vapura| buldum.! Zoten girer girmez aradım, Orta boylu, gayet dinç ve dalma mültefit ve çok. matruş, yaşına r pek çok mahviyet sahibi bir zât. Tam mansile bir muallim, bir tipi, Güler yüzü ile karşısındakilere hür- met telkin eden bir üstat. üstai . Bizans tarihi müfessirlerinden N# kifor bulunan mösyö Nikifer suw ceddidir. bugün İs tanbulda| a Moskopulası, Moekopul toskopulo Mösyö Moskopulosun ailesi Yuna nistanlı o olmakla beraber o kendisi 1781 de İstanbulda mektebinde tahsilir doğmuş, bitir fransizen ve Bu lsanları.| mükemmeli. İstanbulda Oriental ılmanca (o ve türkee beraber, Fener) ten son. ra, almanca, ingilizce, miştir, 4 yakın bi edir. türkce kendi yet ile evvelce zelesinde göri çıkan Meniteur Kas mü tercimliği yapmakla 0 ra ize bizle- Sonra, Mös- Hau- Socinles) ini bitirerek İs burada harbi umu- manki gazetelerde dahili siyaset rine başmakaleler yazmakla da re meslektaş olmuştur. yö Moskepulos Paris (Ecole tes Etude tanbula dönmüş, on sene müddetle telgraf — ajansının kalmış, harp bitince Yunanistana giderek (o matbuat bü- alışmış ve bugün de matbüs| mi sonuna kadar, Viya resm müdürü olarak rosunda at tetebi Geçen sene, Atina fünunu siyasi:| ye mektebinde Yunanistafda İlk de- fa olarak tesis edilen Türk tarihi kürsüsüne tayin edilmiştir, Evvelce! de bunu yazmıştık. OM pulos Türk tarih; dersle nin gösterdiği alâkadan pek nundur, o ve bütün talebenin diklerini aynen imtihanlarda tekrar ettiklerini görmekle sevindiğ ledi, Esasen onun kadar hoş sohbet bir zattan ders dinlemek bir zevk o Tuyor. Mösyö Moskopulos, Türk tari- hi derslerine bu sene, Türk Anadolu inkılâbı tarihini de ilâve ed at kaletei müdürüdür. 5 Mosko- talebe - mem- üğren- Gs» Operatı r ere Dr. Akif Tevfik Şi inadan mazda 10-17 Yerebatan Or- Ameliyat arını beş senedenberi Sağ- bk Yurdunda yapar. Akşamları Bos- tacı Yazmacı S No, 8 hanes Tel, Erenköy: 37 memammmmadi) İ si çıktığının yüzüncü yıl “Darüşşafaka müdür- ik ae Adanada —— Trahumalı çocuklar için ayrı mektepler açıldı Adana muhabirimizden: Adana yazm yaptığı o sıcaklarla "Türkiyede sayılı memleketlerden bi- ridir. eo Onun İçin Adanayı yaz rı bir durgunluk basar. Şehir sakin. leri yaz aylarını ya civar bağlarda, yahut yaylâlarda geçirirler, Son gün- lerde (o bağ ve yaylidan dönenlerle Adana gene eski kalabalık halini at dı. Çünkü artık kış geliyor. Birkaç gün evvel yağan yağmur! Jar (o herkesi kışın âni baskın yap ması ihtimalile-korkuttu. Fakat hava tam sonbahar havası.. mutedil ve se-| rin bir hava.. belli ki kışın kapısın.! dayız. Mektepler açılınca İ Kış gelmesile beraber maarif ha- yatı da canlandı. Her gün sokaktan geçerken ellerinde çanta ile mektep- lilerin geçişini seyrediyoruz. Bu se-| ne Adanada ilk mekteplere fazla te ayla) İ hacüm vardır. Yeniden açılan Tepe- bağ mektebi 750 talebe kaydetmekle ilk mektep ihtiyacını hakkile temin etmiş oldu. o Bu mekteple heraber Adanada 79 ilkmektep © mevcuttur! Devam eden talebenin adedi 1500 dür. Trahomlu talebeler için ayrıca dört mektep tahsis edilmiştir. Tra- hom geçinceye kadar talebeler bu mekteplerde (o okumıya mecburdur. lar, Okuma odası Geçen sene açılan okuma odası gün geçtikce (o halkın rağbetine mezhar olmuştur. — Kış günlerinin gelmesi dolayısile geceleri de açık bulundu- rulan okvma odâsinın başında Ab. dülkadir bey isminde faal bir mtmur vardır. Gündelik gazeteler ve her cins kitap mevcuttur. Hepsi de ven! harflerledir. o Adanada okuma ihti. yacmı temin edecek baska yerler de vardır: Hahk-fırkast Kitaphanesi, © yun yeri, müze kitaphanesi., Sesli sinema sinemalarda Yeniden yapı Kış yaklaştığı için da faaliyet fazlalaştı. lan Elhamra sinemasının bu kış sesli filmler göstererek ; Adanalılarm si- nema ihtiyacını temin edeceği “söyle- niyor. Diğer taraftan “asri sinema da ayın on beşinde (Nuhun gemisi) isim. Wi sesli bir film ile sesli filmler ira. esine haşlıyacaktır, < Bu surtele iki sinema arasmda film ve flat rekabe ti olacağı da tahmin ediliyor, Ne de olsa kış gecelerini zevkle geçireceğiz demektir. R.T. Matbuat sergisi için bir rica Istanbul matbuat cemiyeti ğinden: 1 teşrimisani 1931 ilk türk gazete dönümüne; Cemiyetimiz o gün aça:| reislö tesadüf ediyor. İstanbulda hir matbuat sergisi caktır. Sergi ilk gündenberi çıkan! gazete ve mecmualardan mümuneler arzediyor. Türkiyede en son gün, hafla ve içinde çıkan nüshalarla serginin arzu eden cemiyeti: ay tamamlanmasını miz rica ediyor: Gerek İstanbulda ve gerek memle- ketin başka yerlerinde çıkmakta olan gazete ve mecmua sahipleri, bir tep rinisani 1931 sahahr erken sergide bulunup teşhir edilecek surette Ye- tiştirilebilecek en son çıkanlarından ikişer nüshasını Ankara caddesinde Orhanbey hanındaki cemiyet merke. zine elden veya posta ile tevdi bu yursunlar. Darüşşafaka 350 talebesine vap- tırnlacak harici elbisenin kumaşı mü- nakasa ile almacaktır. Şartnamesini görmek istiyenlerin her gün ve mü- nakasaya iştirak için 28 teşrinlevvel Paladepı cemiyeti tedrisiye mer- kezine müracaatları. (3025) Yazıhanesine oturunca, PFrunsua,| üzerinde (şahsi) kayd; olan bir mek:| tup gördü. Fazla ehemmiyet vermedi. başladı. Birkaç ten sonra oOmektutbu açtı. yüzi makinesile yazılmş, trihsizdi, “Karmız sizi İşine) yere telefon ettik. Mektup imzasız ve Içinde de şu satır l aldatış nu görmek isterseniz o bu aksam sü- at 4 te Lüksemburg bahçesine gidin Genç, hayretle mektubu okudu. Sonra omuzların sepete attı. Fakat çalışırken zi aldatıyor) cümlesi aklına geliyor. du, Tuhaf şey. leri gecimsizlik olmamış, silkerek hep (karınız sis Altı senedir. evlendik-! gündenberi aralarında — hiçbir hiç karta eti memişlerdi. £ Karısı Anni, gü zel ve zevcelere nümune olacak bir) kadındı. Bazan, kocasını, kendisi-| ne olan fazla itimadından hahseder- di. Hatta o gün, işine gelirken, sor-| mustu: — Gidiyor musun? — Evet. yazihaneye, Peki, benim i gideceğimi o sor mıyorsun? Şüphesiz gidip öte, beri alacak- yahut arkadaşlarından birisinin çayına gideceksin. Bu sözler üzerine, karısının yüzü biraz asılmıştı. Bunu şimdi hatırlı. yordu. Ve karısı onat gene leden sonra ne! sin, — Kendinden © ve benden emin mi- sin? Sen saadetine istihkak kespet; miyorsun ! demişti. Tardı, Şüphe, artık aklına girmişti. Mek.| tuptaki ocümle zihnini ooyuyordu, “tam saat 4 te Lüksemburg bahçe sinde,, diyordu. Bu saat, karısı ile hiç meşgul ol madığı saatti ve Lüksemburz tara- fına hiç gitmezdi. Fakat gülerek (ayrılmış Saatine baktı ve (sıçradı. o Saati dörde (o çeyrek vardı, dakika © sonra karısı, derusunda olacaktı. Gidecek Bir rezalet kopacak mıydı? bütün saadeti ve aşkı ebediyyen ma- hıv mi olacaktı? Hiddetinden boğula-! taktı. o Sandetine, büyle mücadele-| siz veda etmek gülünçtü, Aldanmak, tahkir edilmek de (o gülünçtü. Bel herkes bu Yaziyeti biliyordu bile? Belki dostları kendisile alay ediyor- lardı? Şiddetle kalktı, bir çekmece açtı eldivenlerini aldı. Par- ve oral on'e de Cout- son'dan ifa. ayni zamanda soğuk; bif cisme de rasegimisti. Bu, tabancasi idi, aldı, cebine yerleştirdi, . Heme bir otomobile atladı. Birkaç dakik& sonra her şey meydana çıkacaktı. B* ise muhakkak ki ke makları, ker Anni orad bahatlı idi. Otamobli bi, ne durdu. Bir makine gf ptığını bilmeden o şoförü parasmı verdi o Lüksemburg bahçe sinin parmaklıklı kapısmdan girdi v& etrafına (oObakındı: Karısı orada de ğildi. Birdenbire titredi. — İlerde, yak arkası Odönük olduğu halde ka rısı bir sandalyeye oturmuştu. O id Onu ilk defa görüyormuş gibi yukar» ğıya süzdü. MZ, Karısı orada idi, Metin arımlarla na dokundu. Kerdi yüzünün ve bekliyordü. rüdü ve omuzu" ağa kalktı. engi mi, yoks& âşıkınm yerine kocasınm o gelişi mi teessürüne sebep olmu tu? Fransua bu ikinci (o şıkkı tercih etti ve karşı karşıya sustular, Sani yeler ağır ağır geçiyorlardı. Bu ağır sükütun o muhakkak bitmesi, esrarın açılması İâzımdı. Sakin ağaçlirın sesi patladı. Anni o bir bebek gibi yere yıkıldı. Onun cesedini o götürürletken, Fran- bir rüyadan uyanır gibi olmuş” tu, İlk defa olarak karısı onun yüzünden azap çekiyordu. Ve yanın da değild Birkaç gün sonra, karısının yat tuğı (o haştaneye kabul edildi. Bunü bizzat kendisi rica etmişti. Doktor: — Yara tehlikesiz. dedi, kurşun sol koluna gelmiş. Taliiniz varmış ki iyi nişanlamamışsınız. Esasen dayacı da isinin altında bir silâh sua değil, Bir hinçkmık o Fransuanm göğ“ Bu kadar hayvancs onun bu ât sünü sarstı, muamelesinden sonra cenâp hareketi, Yatağında (sapsarı yatan karısf yaklaşmca, gözlerini #© nin” yanii Fransua (miti tı ve tebessüm citi dandı: — Beni affediyor musun” — Oh. mes'üdum, beni seviyorsun. Ftansua (tasdik etli. Esasen ni çin böyle hareket etmişti? Fakat ilk teessürü yle. bu randevn. bu kimdi? — Adam, randevu filân yoktu. Be ni daba az sevdiğinden o kadar şüphe ediyordum ki, buşmektubu sana ben yazmıştım. , —— e e — >