17 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I TKINEYLEST 5-- VAKIT 17 Teşrinevvel 193195 Recep Beyin Dünkü Mühim konferansı ( Use tarafı 1 inci sayıfada | erdi, Reisleri M. Kranyotakis ile iyi Türkçe bilen M. Mosholo- pos ve M. Tolitidis de aralarında idi. Istanbulda bulunan meb'uş- lardan, Darülfünun müderrisle- Yermi dakikalık istirahatten sonra konferansın safbasma geçildi. e yeka oldu, Mehmet Necip ramın ber türlü imtiy, gi birini öldüren sebeple idamdan halde bir meb'usu imcoz beyin komşusu- pa fısıldadığı gibi, katilin öldö- rülmesi ölen bir beb'usa elbette »tiyaz olamazdı. Recep bey mi'let vekâletini hair olanların hayatını bir milletin daha ağır ceza tehdidile siyanet etmesi bir imtiyaz olamiyacağını de izah etti Dedi ki; — Muasır memleketlerde ka- bul edilmiş bazı prensipler vardır. Ezcümle her hangi bir din rüe- sasının devlet bütçesinden tahsi- sat almaması, devlet mekteple- rinde “her bangi bir din tahsisa- tının kabul edilmemiş olması, bocaların devlet müesseselerinde layık olması, ilâ, Bundan başka bazı memleketlerde cemaat teş- kilâtının, bütçelerinin noksanlığı *o.awsile "din rüesasına tahsisat Vâri'mektedir. İieselâ İsviçrede de bugün kü Alman devletinde bu prensip kabul edilmiştir. Bizde de devlet bütçesinden diyanet işlerine tahsisat veril- mektedir. Şimdi müsaade eder- seniz şunu sormak isterim ki bu tahsisat lâyıklık prensiplerile kabili telif midir? islâm cema- atları teşkilâtı hakkında fırkaca ne düşünülmektedir? bu prensip bizde de istisnai olarak devam edecek midir? Recep B.. Mus- lahattin Adil Beyin in ii diği cevapta, aynızamanda bir din müessesesi olan Osmanlı im- paratorluğunda Türklerin islâm sebebile kendi içtimai işleri teşkilâtının islâm Türkleri bir hususi teşkilâtı gibi olda” gu söylemiştir. Pre? B, ve başka mev- cut diyanet işleri t İlâtının devletin e — resmi işlerinde hiç bir mufuzu bulun- madığını ve gerek weeelis, faali yetimle, gerek hükümet işlerinde duğunu ve istiyenlerin vicdani kanaatleri ile dini ders alabii- melerinin de lâyıklık icabı bu- hunduğunu söylemiştir. Tacettin B. isminde bir genç programım iktısatta sermaye bah- sine temas ederek, sermayede milliye mülâhaza etmek serma- yenin arayacağı emniyeti ihlâl etmek demek olacağını, bunun da sermayeye mübtac olan bir memleket için muvafık bulunmı- yacağını ifade etti. Tacettin B, programın mem- Şalı ilk defa sö; alan Hukuk fakültesi müderriş. lerinden Muslahaddin Adil bey bey prog- N az tanımı- yan maddesi karşısında her han- bir adam bir kurtulabildiği öldüren kati- lekette milli sermayeden başka biç bir sermayeye yer ğine zahip olmuştu. Recep B. için bu zihapta olanları tenvir edecek kıymetli bir bahis açıl- mış oluyordu. Hatip, “Normal sermayenin ye- gâne istinatgâhı milli say ve ta- sarruftur,, demek, ecnebi serma- yeyi reddetmek olmadığını izah etti. Milli say ve tasarrufun mah- sulü sermaye varken bunu seme- resiz bırakmanın, bususile mem- leketi gayrı tabii surette istisma- ra kalkan bir sermayeye kapı açmanın taraftarı olmak mümkün olmadığını ifade etti. «Türkiye müstemlike değildir. vatan, va- tan için istismar olunur» dedi ve şiddetle alkışlandı. Milli tesarruf ceryanı açıldık- tan sonra bir iki sene küçük küçük paralarla bankalara veri- len sermayenin 15 milyon lirayı dulduğu ifadesi efkâr üzerinde bir inşirah, tesarruf için yeni ir saik oldu. Tacettin beyden sonra söz alan kunduracı kalfa- larından Mehmet bey milli ser- mayeyi müdafaa yolunda söz söyliyerek iş kanunu için neden mübimdir denilip de “ anıvabit ,, de çıkarılacağı yazılmadığını sor- du. Recep bey bu konunun öyle anıvabitte çıkarılmasına kanunun mahiyeti mani olduğunu, fakat anahtarının kanun olarak çıkarıl- ması ciheti elzem olduğunu söyledi. N Avukat Giresonlu Âvni bey, proğramın harsa verdiği ehem- miyeti taktir ile beraber, meselâ kanunu medeninin veraset, bahsi karı ve çoçuk varis olunca ana : Recep Beyin Muhterem arkadaşlar; Cümhuriyet Halk frrkasının yeni| nizamnamesi fırka teşkilât ve men-i suplarma mühim bir vazife yüklet- miştir. Bu vazifeyi yapmak için fır. kanın prensiplerini her vesileden is. tifade ederek bütün vatandaşlara izah etmekle mükellefiz. Ben bu vazifeyi yerine getirmek için Cümhuriyet halk fırkasının yeni, programın: izah etmek teşebbüsünde! bulunuyorum: “Yeni nizamnamemiz, umumi İdare heyetinin tesbit ede. ceği mevzular dahilinde fırka teşki-i lâtımızın yer yer konferanslar tertip etmelerini de emreder. Umumi ida- re heyeti diğer mühim işler arasında bu işin de tanzimi için çalişiyor. Be nim bugünkü konferansım aynı za- manda fırka arkadaşlarımın oyapa-! cakları bu vazifeler için de bir baş-| langıç olacaktır. Yeni programımız bir taraftan milli mevcudiyetimize (temel olan yüksek inkılâp mefhumlarmı tesbit ediyor, diğer taraftan da devletin kudretini ve milletin saadetini temin için bugün ve yarın takip olunacak *sas yolları prensipler halinde ihti- va eyliyor. Bütün bunları kısa bir konferans mevzuu içinde arzu edilen Kenişlikle izah etmek mümkün değil- dir. Bu sebeple programımızın her noksanınm kısım kısım ve madde madde tahlilini ve izahını ayrıca neş- ri mukarrer olan broşürlere bırakı- yorum, Ben bugün daha ziyade prog- ramımızm ihtiva ettiği yüksek pren- sipleri mütalea ederek program hü- kümlerinin hakiki hayattaki ihtiyaç. lara ve muasır fikir ve cereyanlara uyan ahengini tebarüz ettireceğim. Yeni anlaşılmamış ve yahut yanlış anlaşılmış gibi görünen noktalarında sözlerimi biraz uzatma. Programın methal Fakat bundan evvel odali H. fırkası programmın bugünkü şekli bulması için takip edilen yollar vw tekâmül safhaları üzerinde kısa bir duruş yapmak yerinde olur. Esasen yeni programın beş on satır yazıdan ibaret olan methal kısmı, yeni pren siplerimizi fırkanın doğuşuna ve e ve babayı mirastan mahrum et- mek gibi bizim ahlâk ve anâne- mize mülâyim gelmiyen kelime- leri neden değiştirmeden aldığı- mızı söyledi, Münakaşanın mevzuu program- dı. Muayyen icraat ve tatbikat meselelerinin münakaşasına yeri olmamakla beraber, Recep B. cevap verdi: Bu kanunları kül halinde almak Jüzumu parça parça ve yeniden tedvin etmek- ten uygun olduğu, gene bu ka- nunlarla meşgul olanların tercih ettiği bir fikir idi. Sonra bir genç, Türk ocakları kapandıktan sonra, fırkanın genç- likle nasıl meşgul olmak istedi- ğini sordu. Recep B., bu sualin bu gence hlirmet telkin eden ve bir sual olduğunu söyliyerek, programla beraber pizamname- nin de okunması Jâzım geldiğini bununla beraber istedikleri tafsilât, yazılı olması da fırka umumi idar beyetinin geçen kongredenberi vasat! beş saatlik çelselerle otuz içtimadır. bunlara ait esasları tesbit ile meşgul olduğunu, Halk evleri teşkilâtı ile bu maksadın temin olunacağını haber verdi. Sonra lokantacı Cemal beyin lokantalara gönderilen yetim ço- cuklar hakkındaki sözleri, bir malül zabitin eski tekaüt maaş- larını yeni tekaüt maaşları dere- cesine çıkarmak teklifi dinlenil- di. Konferans sürekli, şiddetli umumi alkışlar ye Recep beyin teşekkürleri arasında bitti. Yunan gazetecileri konferans- ların fasılası arasında Recep beyle görüşmüşlerdir. verdiği izahat günden beri inkılâp Yolunda atılan adımlara bağlıyor. Programımızın #ethal kısmı şu cümle ile yor? (Cümhuriyet halk firkasınm proz- ramma temel olan &na fikirler, in kılâbımızın başlangıcından bugüne e ki filiyat ve tatbikatla aşikâr- ir.) Filhakika memleketin son on Iki senelik tarihi, siyasi cepheden Cüm- huriyet halk fırkasının tarihidir, Bu tarihte © meleketin askeri istilâlar. dan ve ahdi kayıtlardan kurtuluşu, son devirlerinde en zararlı bir düş man haline gelen saltanat idaresin- den kurtuluşu, cehalet ve taassubun hâkimiyetinden kurtuluşu ve nihayet bütün o bu enkaz Üzerinde yeni ve kudretli bir devletin kuruluşu yazı» hıdır. Cümhuriyet halk fırkası, bu kısa tarihine rağmen Osmanlı impâ- ratorluğu devirleri de dahil olduğu halde Türkiyede vücut bulmuş olan bütün siyasi fırkaların en uzun ömür.| lüsü ve en müşkül şerait içinde bü-| yük idealleri tahakkuk ettirmek nok-) başta tasından da en müzhariyetlisidir. Bununla beraber firkamız harici, dahili, ahdi ve an'anevi bütün müş- küllerle mücadele etmek ve onları) Y8 yenmek yolunda bütün dediklerini ve düşündüklerini Yapmış olmakla! mümtazdır. Cümhuriyet halk fırkasının bün- yesi, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk cemiyetinin asalet ve kah manbk mayası İle yoğrulmuştur. O zamanki Müdafaai Hukuk cemiye- tinin esasları ile bugünkü Halk fır- kasmın prensipleri Yanyana mütalen edilir ve geçen on İk! sene içinde tat- bikat ile memzuç olarak progra ve prensiplerde yapılan tekâmül kade- me kademe gözden geçirilirse buğün- kül programımızm, zamanın ve şerü itin icaplarına uygün mantıki bir teselsülden doğduğu anlaşılır. Bu- rada zaman zaman fırkamıza tevcih edilmiş olan proşramsızlık isnatları- ltizar Yazımızın çokluğu dolayısile kadın sayılamızın bugün neşri mümkün ola- mamıştır. Kerilerimizden özür dileriz. İDİ e ia $ halin iz elk ar e nir hz 0 Mİ a na cevap vermek istemiyorum. Böy- le bir teşebbüs konferansımın hacmi. ni, esas maksadı bozacak bir mik; ta büyüktür. Yalnız b umevzuda şunu söylemek isterim: Bugün bana izah mevzuu olan Cümhuriyet halk fırkası programı her hangi bir gün oturulup yazılmış bir eser değildir. O, fırkanm bütün ömrü boyunca yapılmış ana işlerin ve söylenmiş ana prensiplerin teşkil ettiği kaideler Üzerine bina edilmiş- önünde tutularak halin ve istikbalin ihtiyaçları da derpiş olunmuş ve va- tan İşleri hakkında vatandaşım bütün esas düşüncelerine cevap olacak prensipler programımıza konmuştur. Programın 6sasları : Bu umumi izahattan sonra prog” ramın esaslarına geçiyorum. Fırkanın ana vasıfları ı Cümhuriyet halk fırkasımın ana vasıfları şunlardır: Cümhuriyetçilik, o milliyetçilik halkçılık, devletçilik, Jâyiklik ve inkılâpçılık... Bu vasıflar programda kısa for. müller halinde ifade edilmiştir. Ma- amafih programın diğer fasıllarında yazılı prensiplerin heyeti umumiye sinde bu ana vasıfların hâkim mana- sı hissolunur, Ben, her vası hakkın. da fırkanm noktal nazarlarını izah ederken programın diğer tarafların. da yazılı bulunan ve esas fikrin ten-i virine yarıyan diğer fikirleri de ala- cağrm. Bundan başka sırası geldikçe fikirleri fikirlerimize tuymıyanların düşüncelerini samimiyetle mütalea « derek ve prensiplerimizin bütün te- barüz noktalarını biribirine hağlıya- rak programımızı ana vasıflarla çer-i çevelenmiş ve bir bakışta mütalen edi- lebilir bir lâvha haline koymaya ça- lışacağım. Cümhuriyetçilik : Cümhüriyet eşik diğimiz büyük mücadele neticesinde istihsal olunan milli kazançların ve inkılâp neticele- tinin en üstünü, en kıymetlisidir. Bu Hibar ile fırka, Müdafani Hukuk teşkilâtından Halk fırkası haline in- kılâp ettiği sırada bu vasfı kendi is- minin başına koymuştur. Türkiyede kanunlar en mühim mefhumlar üze rinde münakaşa yollarım: az çok açık bıraktığı halde teşkilâtı esasiye ka- nunu cümhuriyet şeklinin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da- hi değiştirilmesi hakkın: tanımamış ve hatta bunun teklif ve müzakeresi! imkânmı ortadan kaldırmıştır. Fırkamız; eümhuriyetin, milli hâ- kimiyet mefhumunun en iyi ve en e-| min surette ve tatbik eder dev- Bu münasebetle milli hâkimiyet mefhumunun başlarında bir hüküm- darın bulunduğu bazı devletlerde de mevcut olduğu hakkındaki fikirlere temas etmek faydalı olur. Kanunla- rın, intihapla vücüde getirilen mec Hisler tarafından yapılması, hükü- metin yalnız bu meclislere karşı mes. ul bulunması ve mühim devlet İşle rinde son sözün mecliste bulunması, bir hükümdarın mevcut olma» sına rağmen nazari olarak milli hâ- kimiyeti ifade edebilir, Fakat mü- cerret hakikat arıyan bir gözle dün- ya bakıldığı zaman bu tarife uyan kaç devlet görmek kabildir? Şekil. leri ve tatbikatı bu yolda (O görülen sayılı devletlerden millet vekilleri- nin yaptıkları kanunların ve ver. dikleri kararların sadece bir mera. sim icabı olarak hükümdar tarafın.| dan İmzalanması ve meclislerin iti- madına bağlı olmakla beraber hü kümetlerin millet tarafından intihap) edilmemiş bir devlet reisi tarafmdan teşkili milli hâkimiyet fikrini esasın- da yaralıyan birarıza teşkil eder. Bundan başka bir millet ne kadar olgunlaşmış ve yetişmiş olursa olsun, hükümdarlık saraylarının zararlı Eğ fuzunu devlet işlerinden (büsbütün söküp çıkarmak kolay bir şey değil dir. Bu itibar İle cümhuriyetin mil 4 hâkimiyeti en İyi ve en emin suret-! te tecelli ettirecek yegâne devlet şek. H olduğu hakkındaki fırka prensipii mizin isabeti meydandadır. İzahatımıza göre kemale ermiş en yetişkin bir milletin başında en bir hükümdarın mevcut olması halin- de bile milli hâkimiyetin tam tecelli- sine imkân olmamak lâzım gelir. Bu vaziyeti kendi hayatımma tatbik ile bir netice oçıkarmak için 1908 den 1918 senesine kadar devam eden meş ruti saltanatın tarihine bakmak kâfi. dir. Meşrutiyet devletinin birinci hü kümdarı meşhur 3i mart faciasının faili idi O devrin ikinci hükümdarı. nı zati idareden mahrum, makamın nüfuzunu bazı zevata kaptırmış za- vallı şuursuz bir hasta olarak tanr yoruz. Üçüncü hükümdar millet ve memleket aleyhine düşmanlarla bir. leşen ve nihayet hiyanetinin cezasın dan ancak o zamanki düşmanlarımı- zın himayesi altında ecnebi memle- ketlere kaçmak suretile kurtulan bir betbahtti, Osmanlı imparatorluğunun Türk milletine ağır zararlar ve yükler bi rakarak yıkılmasını hazırlıyan derin ve mütenevvi osebeplerin başında saltanat idaresi şeklini görmek doğ ru olduğu gibi en ağır şerait içinde yeni ve müstakil Türk devletinin doğ masma sebep olan Ââmiller arasında da milli hâkimiyet mefhumunun ve onun en mütekâmil şekli olan cüm- huriyet idaresinin tesirini kabul et- mek en isabetli bir görüş olur. Beşeriyet artık hükümdarlık ida resi şeklini yalnız zararlı değil, aynı zamanda milli şeref için ağır göre cek bir seviyeye yükselmiştir. Her yerde eski hükümdarlıkların yerleri» ni biribiri ardmdan cümhuriyete bi raktıklarına şahit oluyoruz. Tabii şe- esit İçinde doğan yeni devletlerin hepsi cümhuriyet (o şeklini alıyorlar. Bu itibarla da Osmanlı imparatorlü- ğunun mabadı değil, yepyeni milli bir devlet olan Türkiyenin kuvvetini arttıracak ve şerefini yükseltecek tek idare şekli eümhuriyettir. Bütün dünya cümhuriyete gidiyor. Cümhuriyet o bayraklarının (oObütün dünyada zafer kazanacağı günleri u- zak saymamak lâzımdır. Cümhuriyet şekli yalnız milletlerin kendi içlerin- de, kendi işlerini tanzim noktasın- dan değil, bütün dünya milletleri— nin anlaşmalarını o kolaylaştırmak maksadı için de en iyi ve en istidatlı bir idare şeklidir. Bütün bu sebep- lerin tesiri altında fırkamız Türki. yenin yalnız inkişafı ve saadet sebe bi olarak değil, vatanım istiklâli ve mevcudiyet şartı olarak dahi cümhu- riyeti kök ve temel saymaktadır. Ve bunun için fırka kendi imanının mah- sulü ve kendi emeğinin meyvesi olan cümhuriyeti (her tehlikeye karşı her vasıta ile müdafaa edeceğini) progra mında tasrih etmiştir. Devletin esas teşkilât: İzah edilen cümhuriyet esasların- da memleket efkârı umumiyesinin ay- ni fikirde bulunduğuna kaniyiz. Fa kat bizim istediğimiz cümhuriyetin, © sas smasını çizmek için programi mızın devletin esas teşkilâtı hakkın. daki kısmmı da ilâve etmek İcap © der. Fırka programına göre: (Türk milletinin idare şekli vahdeti kuva & sasına müstenit olan bugünkü dev- let şeklimizdir. Bu şekilde Büyük Millet Meelisi, millet namma hâki- miyet hakkmı kullanır. Relsicümhur ve İcra vekilleri bee ER Pei çıkar, . hâkimiyet » şartsız milletindir. Devlet teşekkül lerinin en muvafıkı budur.) Bu bapta bir konferans (zemini için fazla sayılacak olan akademik tafsilâttan sarfı nazar ediyorum. Yalnız programın bu metnini biraz genişletmek mümkürdür. Bu metin bizim için çok esaslı bir nokta olan milli hâkimiyete bağlılık fikrinin sa- dık ve samimi bir ifadesidir. Bu şe kilde her küvveti; milli kaynağa bağ. lamak asaleti ve bunun Yanımda der- letin işlemesini (o kolaylaştıran bir âmelilik vardır, Türkiye cümhuriyetinde bütün mevcudiyet milletin kendisidir. Bü- tün otoriteler ondan doğar, ondan kuvvet alır. Bizim bu yoldaki pren- siplerimiz kendisinden, meclisten ay- rı bir mevcudiyet mahiyeti ve ekseri- ya müşkül zamanlarda Millet Meclisi ile çatışmak salâhiyetini gören bir icra kuvvetini kabul etmemektir. Fır- kamız cümhuriyetsiz bir Türkiyenin yaşamasını mümkün görmediği ka » Zütfen sayıfayı çeviriniz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: