Seyahat mektupları Yeşilırmak köprüsü bitti Çarşambalılar köprünün açılma resminde bulunmasını başvekilimizden rica edecekler Çarşamba, Samsun kazaları o içinde iâtiheal kabiliyeti en fazla olan bir kâ- sadır. Bilhassa istihsalâtının pek mü- İenevvi olması burada oturanları her sene, diğerlerine (nazaran daha müreffeh bir halde yaşatmaktadır. Çarşamba, Samsun merkezine 36 kilometre mesafededir ve (Karadeniz sâhilindedir. Yalnız kaza merkez! sa- hilden biraz içerdedir. Çarşamba ile Samsn arasında bir dekovil hattı vardır. (Sahil demiryol Jarı) namını taşıyan bu hatta günde al İı katar seyrüsefer etmektedir. Tren, Samsundan Çarşambaya bir saat otuz beş dakikada gidiyor. Yolcu farifele. ri, 100, 75, 50 kuruştur. Yalnız Çarşamba günleri, o Çar- şambanın pazarı olduğu için salı gü- nü akşamı Samsundan kalkan trenler, çarşamba günleri akşamı Çarşamba dan kalkan katarlarm üçüncü mevki- lerinde . yüzde elli tenzilât yapılıyor. Bu sayede Çarşamba ile Samsun & sında fazla yolcu ve eşya (taşıması mümkün oluyor. Hatta eşya tarifele ri de çok ucuz. Beher elli kilo başına 7,5 kuruş navlun alınıyor. Bu hatta kamyonlar da işliyorsa da, trene rağbet daha fazladır. Gün- de taşrman yoleunun yekânu çarşâmba günleri (iki yüzü buluyor. Diğer gün Ter de 30 » 40 tan aşağı düşmüyormuş. Çarşamba, Anadolunun, o gördü- ğüm "birçok kasabalarına nazaran ol- dukça mamur bir kasaba. Çalışkan bir; belediyenin mevcudiyeti derhal göze çarpıyor. Ve elektrik ve su tesisalı ya pılmış, 14 kilometrelik bir yerden mem ha suyu getirilmiş, kaldırımlar iyice yeniden bir de mezbaha yapılmış. Çarşambanın içinden (Yeşil Irmak) geçiyor ve kasabayı ortasından (böle rek İkiye ayırıyor. İki tarafım di ka labalığı hemen yekdiğerine müsavi gi-| Çarşambada © İsmet paşam tinin memlekette takip etmekte ölduğu) nehri sayesinde Çârşamba © hâvzası)me “istediklerini öğrenmek arzusunda imar siyasetine çok müşahhas bir misal) memleketin en münbit ve mahsuldar'idi. >. bir mınlakası halini almıştır. Bilhas.! hit oldüm. (Yeşilırmak) m 1274) met/sa istihsal ettiği iptidaf maddelerin te bilmediğim bir his Drebkof hakkında teşkil edecek (Oolân bir faaliyete şar Te genişliğinde beton arme, muazzam bir köprü inşa edilmiş, Evvelce bura- da ahşaptan, her zaman büyük tehli- Keler arzeden çürük bir köprü varmış, Ufacık bir tuğyanda bile bir taraftan öbür tarafa geçmek mümkün değilmiş. Bu yüzden sadece Çarsambalılar bü- yük sıkıntılar çekiyurlarnırş.. Keyfiyet Jemet Paşa Hazretlerine (o arzedilince, bu küçük kasabada iyi bir köprü in şanı takarrür etmiş. Ve üç sene wvel başlanılan köprü bu sene ikmal olun. muştur, Bu köprünün azameti karşısında, İsmet Paşa Hazretlerinin temiz imar siyasetini alkışlamamak mümkün Kızlar çukura düşünce... a 7 EA EE MR LA yar rs Yazın : Aleksandr Kuprin kocaman “bir Yarçenko üzerinde aldı ve marki arması olan kartviziti yüksek sesle okudu: Evmenyi Polnekloviç Egmon - Lavreçki Facin artisti Mühtelif muazzam tiyatrolarda Volodya Pavlof dedi ki: | — Aktörlerimizin isimleri one tt haftır Hrisanfov, Fetisov, Mamanm- tov, Eprmakov daha bilmem ne. Gazeteci ilâve etti: — Yetişkin aktörler bile böyle yap- macıklarla şereflerin hastalığına müptelâdı — İşin garibi şu üzzam tiyatrolarda çalışan Tün adımi şimdiye kadâr Dur bakalım kartın 8 ler yazmış. Yazıya bakarsanız herif hem sarhoş, hem de tahsilsiz, bakınız oküyayım : “Rus ulüm ve funununun ii Yarçenkonun en kadeh tokuşturmak şerefine) layık olmak isterim. Eğer adıms bilmi:, | rlar. ki, mühtelif mu- bu aktö- işitmedim. de.İneye nazaran daha fazladır. Tahmin Iğildir. Çarşamba gibi bütün menfa- ati kendisine ait olan küçük bir kasa- bada, ora için mühim bir ihtiyaç o- lan bu köprünün inşasi ağiz büşve. kilimizin, Anadolunun imâra muhtaç en ücra bir köşesile, en büyük işlere) verdiği oOehemmiyet kadar alâkadar olduğunu bize pek güzel göstermekte dir. Hele bu köprüyü gördükten son- ra, memleketimizde tebarüz eden ih- tiyaçların İsmet paşa hükümetinin ik- tidar mevkiinde kaldığı müddet zar- fında ve imkân (nispetinde beheme /hal tatmini cihetine gidileceğini tah. min etmek güç değildir. e Muhterem İsmet paşanın dahili siyasetine muha lif olrak hareket eden kimselere, ya- pılacak ilk tavsiye, behemehal Anado İTuyu görmeleri ve memleketi yakından tammaları olmalıdır. Osmanlı fmpera torluğunün uzun süren keyfi idarele- rinden sonra, cÜmhüriyete kavuşan memleket, muhakkak ki, 600 senelik Osmanlı imperatorluğunun yapamadığı! şeyleri, cümhuriyet kiz seneye sığdırdığını görmektedir, Köprünün inşasından dolayı Çar şambalılar her an ve her dakika İs met paşa Hazretlerine karşı büyük bir minnettarlık besliyorlar. (Hatta bu minnetlerini, köprüye (İsmet paşa köp rüsü) İsmini vermek suretile ızhar e diyorlar. Köprüden bahsederken, Çar şambanım ileri gelen münevverleri, benden bilhassa, resmi küşat için İs met paşa hazretlerini beklediklerini ga zeleye yazmamı israrla söylediler. Zannederim ki, muhterem paşa, Çar- şambalıların bu müsirrane İstirhamla- rmı kabul ederek (öserlerini, biz. zat açmak lütfunda bulunacaklardır. Çarşamba, memlekette İstihsa! ka- ibiliyeti en fazla olan bir kaza olduğu inu yazmıştım. Burası hakikaten memleketin bir Pura havsası “mahiyetindedir, “Kaza yı baştan baş kav'eden Yeşilirmâk , | nevvüti itibarile birinciliği bile alabi. ilecek bir vaziyettedir. Bu havzadan her sene idrak edil. mekte olan mahsulün ehemmiyetini, ra kamla göstermek o suretilede © ifade İmümkündür. Geçen 990 senesi zarfında istihsal edilen mevaddı iptidaiye miktarı şu şe. kilde tespit olunmuştur. Mısır, 36 milyon kile, soğan, 5 milyon, buğday 25 milyon, arpa 1,5 milyon sarımsak 780 bin, fâsulye 500) bin, patates 100 bin tütün 720 bin kile dur. Bu seneki istihsalât İse geçen se. hükümetinin se). İkocamın iKasi, 80 - 90 kuruşa satılmaktadır. Yazan Drebkof, kocamın Rusyaya gide bilmesi için lâzım © gelen bütün pasa portları hazırlamıştı, ve onu İkna et mişti gibi, — Kocam, dedim, : Rusyaya gide- mez. İyi değil. Doktor tam bir İstira. hat tavsiye ediyor. Rusyaya gide-| mez. Kocam başını kaldırdı. Sözlerim) onda Oİyi bir tegir bırakmıştı. Drebi kof bana bir düşman gibi baktı, Sid- ney: — Karımın hakkı var, dedi, gel sem bile size hiçbir faidem dokun maz. Bilâkis, Orada bulumuşum bel ki işlerinizi bozar, Her şeyden evvel istirahate ihtiyacım var. Son günler de çok çalıştım. İyileşince size yar dım edeceğimi vadediyorum. — Şimdi hazırız, belki sonra pek geç olur. İntizar (en cesurların bile gayretini . kırar, Ümit ölür. Fırsat- lar da kaybolabilir. Ziyaretçi ayağa kalktı. O kadar mahzun duruyordu ki, acıdım. — Dostlar ne diyecek” Onlara bu! TA haberi nasıl götüreyim. Zavalir milletim ne betbahtmiş. — Durunuz, dedi Sidney, yakın da iyileşeceğim. Şimdilik Sövnikof var, Paristedir, Tam size lâzım olan adam Bu işi Savinkofa havale etmekle ne fedakârlık yaptığını an Pakat Drebkof o başını ! iMyordum. salladı. * — Savinkof sizin ( göreceğiniz işi yapamaz. Onun ismi sizinkinin yanın da bomboş kalır. Daha fazla sizi ra- hatsız etmek istemiyorum. Londrada da sekiz gün kalacağım. Lütfen bana beraber bir yemek bahşeder misiniz? Ertesi gün Sidney, cuma günü Rusyaya gitmiyeceğisi ( söyledi. Ye mekte Drebkof ile çiddi şeyler kö- H.M S. Hauteclocase Haşmetpenahın casusları Içık, inin otomobiline doğru koşuyorduk. Bü yemek şerefini) 5 — VAKIT 9 Ağustos 193) — i Şehrin sıhhati Şişli cihetinde görü- len. tifo vak'aları Şehrin Beyoğlu semtinde son hafta zarfında bari tifo vak'aları görülmüş vilâyet ve belediye sihhiye müdüriyetleri tedbir al- Nakleden ta, çekmiş ve müspet malümat almıştı. Hafta sonu geldi. Drebkof Rus yaya dönecek ve biz de Fransaya gide' cektik, Geniş bir nefes < alıyordum.) Mişlardır. Esyalarımız toplanmıştı. Tren vakti ge Dün belediye sıhhiye müdürü liyordu. Birdenbire, dışardan ayakl Neşet Osman B. bir muharriri- sesleri işittim. Kapı çalındı. Buşı a-| mize demiştirki; teketsiz bir adam kapıda duru| o “Nişantaşından Beşiktaşa inen yordu. Nefes nefese sordu: sırtlarda ve işli sırtlarında, — e Relli siz misiniz? Kurtuluşta tifo vak'alarına tesa- — Evet, dini düf edilmi hemmiyet veri- — Kocanız bir kazaya uğradı. iŞ ve che Ağır surette yaralıdır. Benimle ge- lerek lâzımgelen tedbirler alın- Vir misiniz? mıştır. Tifonun sebebi bu civar- Hemen şapkamı giydim ve çıktık.) daki açık lağımlara atfedilmek- Heyecanla soruyorum. tedir. Belediye fen heyetine bir di olmuştu? yaraları (nasıldı? tezkere yazarak buradaki açık yabancı: : — Otomobilim Kapida; “ diyordu, lağımların kapatılmasını istedik. kocanız sokağı geçiyordu. Frenleri sı) BEYOĞİU sertabipliğinin resmen kamadım, ezildi, hastaneye kaldırdı) tespit ettiğine göre ağustos bi- Jar. Kendini kaybetmemişti. Gidip si) dayetinden düne kadar 10 tifo ze haber vermemi söyledi. vak'asına rast gelinmiştir. Ölüm Bu esnada evden çıkmış, yabaner- vakası resmen tesbit edilmemiş tir. Aldığımız malümata göre, Kurtuluş cihetindeki tifo vaka» larının sebebi o civardaki (Karlı su) denilen sudur. ! Yerli mallar sergisi açılıyor Üçüncü yerli mallar sergisi | salı günü saat 16 da merasim- le açılacaktır. Sergi komitesi 'bugün topla narak son hazırlıkları gözden geçirecektir. Sergi davetiyeleri hazırlanmış ve tevxiine başlanılmıştır. Ser- ginin açılma resminin Başvekil Ismet paşa tarafından yapılma- sı kendilerinden rica. edilmiştir. yük (bir otomobildi. Aklım basıma gelince ilk nazarı dikkatime çarpan şey perdelerin kapalı oluşu idi. — Hastane uzak mı? — Hayır, on dakikada varırız. Ne kadar gittiğimizi farkedemi. yordum. Her halde süratle gidiyor. duk ve geçtiğimiz yollar kayalı değil. di. Bir aralık Ootomebil şiddetle s0- la düştü Kolumda bir iğne acısı hissettim. Aklımdan şimşek gibi bir o fikir geçti. e Elimi kaldırdım bütün kuvve- timle yabancıya vurdum. Sonra, o- tomobil altımda erir gibi oldu, karan- Uklarda kayboldum. Bu karanlıklar yavaş yavaş çözül- İmeğe başladı. Önce hafif ışıklar, son ra da parlak bir ziya gözlerimi kamaş tırdı. Bir 868: — Nasıl, diyordu, kendinizi daha nuşmuşlardı, , Drebkofu samimi balu- yordu. Beyaz Rusların, kendisinden İtiraz etmedim. Fakat müteyakkız olmamı söylüyordu. O da bünun © için elinden geleni yapıyordu, ve kismen de buna muvaffak olabili- yordu. Sidney, onun hakkında malf- mat alabilmek için Savinkofa telgraf emma olunduğuna nazaran 52 milyon kiloyu bulacaktır ki, bu nispet, geçen sene- nin bir buçuk mislidir. Halen 24 ok- İstihsalâtm bu tenevvüü © yüzün- sebebini; cam değildi. Siz benim (söylediğim İnumaraya telefone ediniz. © Nihayet Sidneyin “#öğinl telefonda duydum. — Istasyondan geliyordüm, senin gönderdiğin haberi aldım. — Hangi haberi? — Seni otomobili ile çiğniyen «- dam. Sidney hemen geldi. giderken: yi — Plânları sarih, diyordu, beni | iyi hissediyor musunuz? Bir sandalyede oturuyordum. Göz Mükte” Hirisi bana" baloyorda” Ağzıma bir bardak yaklaştırdı: — Korkmaymız, dedi, içiniz. Ko İcanız bir doktor aramağa gitti. Gözlerimi açtım. Bir oeczanede idim. z — Ne oldü, dedim. — Hiç. Birkaç dakikaya kadar ken dinize gelirsiniz. Otomobilinizde ba- Yılmışsınız. Kocanız doktor aramağa ş gitti. kaçırıp o Rusyaya götürmek istiyorlar Ni Birdenbire her şeyi hatırladım. Beld. En iyi carede seni kaçınıp, i? Sidneye ne ol! beni peşine düşürmekti. Mucize kabi. linden kurtulduk. * Bu mucizede nedir biliyor musun? Otomobilde İni kaçıran adam kimdi muştu? den, Çarşamba köylülerinin o hemen kâffesi hiçbir sıkıntıya maruz. kalma- makta ve müreffeh bir hayat sürmek-| tedirler, Taldt Mümtaz — Sen ne dersin Veltman?.. Delikanlı afalla: — Ne? Kanepede Paşanın yanında otur- muş, arkadaşlarına arkasını dönmüş Çeviren : M.Gyaur yorsamız, “Fakiri kusur değildir” piye-| yordu. Kız.titrek kirpikleri arasımdan| vardı. Feleğin çönberinden sini hatırlayınız. Orada Afrikan volii:ona . bakıyor ve ayni zamanda mah-İ bir mahtdktu. nü oynuyan mahviyetkâr sanatkârı dülcup ve hayasız, aptalca bir tebessüm|ka idi. şününüz,. 19). Çok doğru, bir gün bir müsamere tertibine beni memur et- mişlerdi. Traşlı, azametli bir sima ha- tırlar gibi oluyorum. o Nasıl efendiler İne cevap verelim? , Lihonin müsamahakâr bir tavırlalzüktü. O meslekteki adamların adet|. İleri veçhile, bir cemiyet adamı veya cevap verdi: — Gelsin canım. Belki bizi bir an eğlendirir. Siz ne dersiniz Platonov?. — Bence müsavi. Onu biraz tanı 4 fazlalaştırmakİrım. İçeri girer girmez: “Garson şam.|si ile tâm rolünün adamı panya!,, diye bağıracak. Sonra melek gibi bir kadın olan karısının talihsiz- liği için ağlayıp sızlar. Sonra vatan:| perverane bir nutuk söyler. o Sonunda! mumiyesi itibarile bir tiptir. oldukça eğlenceli eli ile o-! Kızın > üzerine İğilmiş ensesini ok$u! muzlarımı, o saçlarinı, dudaklarında beliriyordu, — Ne dediniz? O ha aktör mü? is) terseniz gelsin bence mahzuru yok. Yarçenko, Simeonun vasıtaisile da vetiyesini gönderdi. > Aktör hemen gö zengin o bir sarraf imiş gibi (bir ta- vırla kapının önünde durdu. Uzun re dingotu elinde (tuttuğu silindir şapka oluyordu. Bir reverans yaptıktan sonra okşayı- cı bir sesle dedi ki: — Efendiler; mimiyetini (ihlâl Krupunudur. #8 etmekliğime mü-; rkasina bir şey-İda hafif bir skandal çıkarır, Heyeti u-isaade buyuruluyor mu? İçeri ( girmesini rica ettiler. Her kesle tokalaştı. Tokalaşırken © dirse Derhal kocama telefon ettirdim. Eczacı el'an; P — Kocanız doktor aramağa gitti; — Koluna batacak yerde mantona diye ısrar ediyordu. takılıp . derini ancak delehilmiş olan — Aptal haykırdım, © ko-jiğne.. du. Fakat kaşları dik, göz kapak'|Küçük anlona girerken İkisi birden ları kirpiksiz alkoolik suratında süfli|titrek seslerile: liğin, âdiliğin ve gaddarlığın asarı ve sececen şafadık.. görülmekte idi. Diye şarkı söylüyorlardı. Gü Yanında iki kız vardı. Biri müji, uyanan Vanka da gözüktü. essesenin Oen eski (sermayelerinden| yar (Donkişot) kafasını yana nı Hanriyet idi. OBu kadınm oldukca|ne işdi y. a; güzel bir yüzü, muntazam baso sesi), | ş i yaşaran, güçlerine, EAH: — Hayır. bir ermek için onları kırpıştırdı ve Diğeri ise Vi Mİ a ikna edici bir tavırla dedi ki: 3 a — Talebe efendiler. Şu ihtiyara Hanriyet iki günden beri . aktörden ayrılmıyordu. Hatta bera- Pe “e ee . ge i tahsi uhabbetim berce şehre gidip dönüyorlardı. pilden 5 Aktör oturur oturmaz başka bir dr. Hihonin ©hetkesi“; nezaketle Tol takındı, gençliğini darülfünunda|karsılıyordu. Yarçenko - iptidasında geçirmiş ve darülfünun © talebesine YUNPANYANın dumanı kafasını sârma.. arı büyük bir teveccüh besliyen) dan her içeri gireni hayretli ve mah- bir irat sahibi şeklini aldı. . Yüzü./“up bir tavırla süzüyordu. : nün sert hatlarına heyecan ifadesi Salon az zamanda sigara duma- vermeğe çalışarak dedi ki; nı ile doldu. Gürültü fevkalâde idi. — Emin olunuz efediler. Günün) Kadınlar iki dâns arasında veya bir a e türlü pen eri Gele müşteri savdıkça İçeri giriyorlar. Ras en sonra gi ni erahlandırmak|gele oturuyorl. bi j için sizinle birkaç o dakika bulunmak! giriyorlar, R i Ee RE ii #liaşA, Halle kâfidir. Rus talebesi kadar asil ve) |: *r oişkiiçiyorlar, akıllarına saf bir şey tasavvur edemem. gelen şarkıyı söylüyorlar, * sonratek 3 Garson! şampanya?.. var geliyorlardı. Bakkal” çıraklar Ve masanın. üzerine Şiddetli hir)h'7'#YMN husüst salonü daha” yiyade Volodya Pavlof dizleri | üzerindelğini vücudünden Ayırıyor ve o kadar|yumruk indirdi. Lihonin ve Yarçenkoj'#8bet ettiklerini görünce talebe ile üzerinden bağırdı: — O halde gelsin!, | hali onu banka o direktörlüğün- den çıkarıyor, sporcu, şen ve (keys yarn bir adam haline sokuyor'ile (Muhasip) Kolka da iştirak ettiler. rila Pet-İoturan ve bir şey demeksirin bâcakları| yukarı kaldırıyor ki; eli sarktyordu.|ona mukabelede bulunmak © istediler,|bir mesele çıkarmak istediler. Fakat içiyorum.İnı sallıyan şişman Katkanm omuzu! Bu r Bu suretle bir içki sefahati başladı ve|Simeonun bir iki sözü her tarafı süt buna masıl oldu ise (şarkıcı) Mişkajlimanlık etti. seval (Bilmedi;