3 Ağustos 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

3 Ağustos 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| s LI . u * izmirde ikinci maç Istanbulspor ne şerait altında Altınordu ile berabere il Seyahat yorgunluğu ve saha acemi- liği gibi sebeplerle © Altaya karşı iyi bir oyun oynıyamadığı halde berabere kalan İstanbulspor pazar günü Altın ordu karşısında iyi bir netice o almak için azmetmiş (gibi gözüküyordu. Sahaya alkışlarla çıkan İstanbuls- por ve Altrmordulular saat tam altıda hakem Altaydan Hasan Beyin idaresi- le oyuna başladılar, İlk akın Altınordulular tarafından Yapıldı. Müdafaa önünde kırılan bu akını İstanbulsporluların çok munta- zam bir inişi takip etti, İkinci dakikada Salâhatti; Hasandan aldığı atak bir pası hüsnü istimal ederek ilk golü ikin ci dakikada attı. Top ortada her iki taraf gayretli çalışıyordu; top yine Altmordu kale si önünde idi. Korner oluyor. Ve arut. Altıncı dakikada çekilen bir firikiki Altınordu kalecisi müşkülâtla kurta. rabildi. İkinci korner oldu. $ inci da- kikada İstanbulspor müdafaasının fal solu bir vuruşu kaleye kadar gitmesine! sebep oldu. (Kâzım ayağile vurmak Suretile topu defedebildi. On yedinci dakikada Nevzat (o suğdan aldığı bir pas ile Altınordu müdafaa- Sını ve bekleri geçmek suretile, kaleci Üle karşı karşıya kalmış bir o vaziyete! Keldi?”“Nevzadın attığı şütu kalecinin yanlış bir hareketi topu sola ve Sefa nm ayakları altma (getirmişti. Sefa tarafından içeriye atılan top yine Se- faya geldi. Ve bir şütle ikinci gol ya- Dıldi. Top yine ortada, iki sayı galip Yâ siyette olan İstanbulspor (o oyuna ba$- Jarken gösterdiği gayreti nedense gev- etmişti, Burada yorgunluk veya her hangi bir vaziyet düşünülemez ise de her halde iki golden sonra nasıl olsa yeneceğiz diye hareket ettikleri güzü- küyordu. Böyle on dakika her iki taraf neti- €esiz akınlarla uğraşırken yirmi seki zinci dakikada Altmordu sol sçığınm güzel bir şütu İstanbulspor (kalecisi tarafından kurtarıldı. Otuzuncu da- kikada Salâhattinin güzel ve kuvvetli bir şütu kale direğine çarptı. Bu sw retle Altınordu muhakkak bir gölden kurtulmuş oluyordu. Bundan sonraki vaziyeti Altınordu lehine kaydetmek icap ediyor. Altm- Ordulular daha gayretli o ve bilhassa takviye edilmiş türk ve gayri türk © kaldı IN # yuncularile ve açıklarile kaleyi tehdit; etmekte ve tehlikenin yaklaşmakta ol duğunu ihsas ediyorlardı. Nitekim otuz ikinci dakikada İstan. bulspora firikik cezası verildi. o Otuz! altıner dakikada korner ve avut, Fa- kat bu kısa zaman içinde İstanbulspor kalesi o sıkışmış vaziyette idi, 40 mer dakikada İstanbulspor aleyhine korner den bir gol oldu. Altınordulu Hüseyin Beyin attığı bu kornerin golle netice. lenmesi Altımorduyu hayli ümide dü- sürmüştü. Bu suretle birinci haftayim bittiği zaman takımlar iki bir vaziyette idiler, 2 inci Haftaym Yediye on kala oyuna başlandı. Top İstanbulspor kalesi önünü dolaşı- İyordu. Tehlikeli bir vaziyet almışlar. dı. Sağ açıklarının kuvvetli bir şitunu kaleci Kâzım kurtardı. oyuncuları daha canlı İstanbulsporlu- lar sıkışık vaziyette oynıyorlardı. Ka. leye inişleri fazlalaşan Altinordulular müdafaanın ileride kaldığı (bir anda santraforları İtalyan (Toto) gayet mü sait bir vaziyette on beşinci dakikada ikinci golü attı. Bu suretle iki ikiye beraberlik hasıl oldu. Üçüncü gol; top avuta gitmiş iken kale direği Kenamnda duranların mü- dahalesi ile vaziyetinden İstanbul. syor peer bla Şe EKE Bu nahak golden müteessir olan İstan bulsporlular vaziyetin vehametini id. rak ederek çalışırken bura gazeteleri. nin de teslim ve itiraf ettikleri veçhile hakemin ofsaydi o görmemesi yüzün. den Altınordulular dördüncü gollerini! yaptılar. Oyunun neticesine sekiz da. kika kalmıştı, Herkes heyecan içinde idi. Bu beklenilmiyen iki dört mağlüp| vaziyeti sarısiyahlıları fazla gayrete sevketti. Oyunun neticesine beş daki. ka kala sol iç Salâhattinin cidden nefis bir şütu Istanbulsporlulara üçüncü go- lü kazandırmıştır. Oyunun neticesine iki dakika kala İtstanbulsporlular saha içinde ( büyük bir mesai sarfetmek suretile Altınordu kalesini adeta abloka etmiş bir vaziyet te mütemadiyen hücum < ediyorlardı. Sağ iç açık Tevfiğin Altmordu girişi ve gol olacak vaziyeti hisseden Altın. ordu müdafaasmın ceza sahası içinde Tevfiki tutup bırakmaması (penaltıyı sebep oldu. Bu suretle sağ iç Salâhat. Kızlar çukura düşünce ... Yazan : Aleksandr Kuprin Gazeteci itidalini bozmadan devam etti; — Hayır hiç bir not tutmadım. Ma. amafih eğer himmet edilse mevzn ga Yet zengindir. Büyük şehirlerin leke- si olan fuhuş hakkında neler neler Söylenebilir. Asıl işin müthişi kadın larm istismarı üzerine kurulan hesap- lar yapılan mürabahalardır. Şu gör düğünüz fecaatin tabii şekli nasıl ak bakınız. Burası adeta bir bak- kal dükkânıdır. Bundan başka muhi.llük. Bir umumane deynekçisi tin bir nevi leyli mektebi hatırlattığını, Ayni zamanda rekabetin ve kabalığın Ye hassasiyetin burada hüküm sürdü- günü unutmayınız. Lihonin tasdik etti: — Ne kadar doğru! Gazeteci dalgm bir nazarla kadehi- ne bakarak devam etti: — Gazeteler başmakalelerinde bu nun hakkında birçok şikâyetler serde derler. Kadın doktorlar bile bn işe hem de nahoş bir surette karışırlar. İz —26— Çeviren : M.Gayur Oh! Şöyle nizamlar yapılmalı imiş! Bu esaret kaldırılmalı imiş. Beyaz ka dın ticareti önüne geçilmeli imiş, Bu sıyhalar yüksele dursun kimse yola gelmez. Meşhur darbı meseli bilirsi- niz ya! “Horos çok olunca sabah geç olur,, derler. Bu darbı mesel burada! da hüküm sürüyor. İşin diğer acıklı! bir noktasını da söyliyeyim. Misal o- lark kaprer “Simeon, u alalım. iSz. İce bu adam nedir Âdi, sefil bir mah- adeta bir katil, Daha doğrusunu isterseniz sermayeleri İstediği gibi soyan rasgele can aertan alçak mahlükun biri. Hal buki böyle tasavvur ettiğiniz bu adam son derece (Odindardır. Böylece (İki halet ancak rus ruhuna, yer. leşebilir. Ramsez dedi ki: — Evet, böyleleri bir adamı boğup soyduktan sonra kanlı ellerile fukara:| Her iki taraf! Mübadelede Bir tayin Mübadele komisyonu ikinci mürahbaslığına hariciye vekâleti birinci daire umum müdürü Esat B. tayin edilmiştir. © Serseriler toplanıyor Polis müdürlüğü yersiz yurt- — e hakkında sıkı ta- ata amıştır, Her, böyle birkaç kişi Me yete getirilmektedir. Dür de Ayasofyada Yahya, ismail, Hüseyin ve Ömer isminde dört serseri tutulmuştur. Bunlar Nafia hizmetlerinde kullanıla” caklardır. Hafize Suzan m, yanında» ki çocuğu hakiki annesine vi verdi Izmirde, kendine ait olmıyan bir çocuğu alarak zevcine “oğ- lumuz,, diye gösterdiği mevzuu bahsolan Samiye İzmir konsolo- su M. Izinin zevcesi Hafize Su- zan hanım hakkında yapılan de- dikodular halâ devam etmekte- ir. Hafize Suzan hanım bu dedi- kodulardan mütcessiren çocuğu bakiki annesi hasta bakıcı Le- man Samiye hanıma iade etmiş- tir. mümnen ii Bir canbaz kumpanyası Teşrinievvel ortalarına doğru şehrimize bir Alman sirkı gele- cektir. Sirk burada bir müddet koldıktan sonra Yunanistana ve sonra Mısıra gidecektir. —ğ——— , Vazifeye davet Adliye vekâleti zat işleri kâtibi Fahri beyin tarihi ilândan itiba- ren bir hafta zarfında vazifesine başlamadığı takdirde omüstalâ addolunacağı İstanbul o müddei umumiliğinden bildirilmektedir. - —izmr fin tarafından âtılan penaltı golle he ticelendi, Netice: dört dörde beraber. Istanbulsporlular birinci haftayim- de güzel oynadılar, Fakat biraz evel! dediğim gibi ikinçi gollerini yaptıktan! Sonra eğer daha enerjik oynamış olsay-| dılar Şu muhakkak ki Altmorduya! karşı çok farklı bir mtice alacaklardı.! Altmorduluların İstanbulspora ov- Sayit ve avut olan bir vaziyette yaptık- ları iki gol pek tabildir ki kendilerini gayrete sevketmiştir.. Altm ordululu. rm açıkları seri denilebilecek © derece oyun oynamakla beraber takım heyeti umumiyesi itibarile menfi © kabiliyeti iyerinde, bir takım olark gözüküyor. Teknik nisbeten zayıftır. Klüp murahhasları çağırılıyor Türkiye idman cemiyetleri ittifakı İstanbul mntakası riyaselinden ; Mühim ve müstacel bir meselenin müzakeresi için mıntakamıza mensup /müttefik kulüplerimizin birer murah- haslârınm 4 — 8 — 931 salı günü saat tam on dedide ve mıntaka merkezinde bulunmaları ehemmiyetle rie. “dine olan irtiba birleşmesi kadar garip bir şey tasar. vur edemem, Size doğrusunu söyliyes yim mi? Simeonla Öyle Lp da münakaşa ettiği zaman ekse- bir necaset kuyusu © Üzerinden sılan bir tahtaya basarak kadatı tam ve sağlamdır. Günün bi- rinde rahip olacağına ve en sofulara taş çıkartacağına söz verebilirim. Yarçenko göz uçile kızları işaret €- derek dedi ki: — İtirazlarmiz ve tenkitleriniz pek! şedit olmıyor mu? — Ehemmiyeti yok. Hakikati her kulak dinlemeğe alışmalı. Kabına sığamıyan ONiura mükü lemeye girişti: — Platonovun asabiolması, kapler- ramış olduğundandır. Bu da Platonov kaşlı çatarak dedi ki: ya sadaka verirler. — Çok doğru, Bu cinayete olan — Kâfi Niyu OTSUN.. di. Herkes gülmeğe başladı. Sobaşnikof gürültüden istifade ederek mırıldandı: Yazan: Petrograda geldiğim zaman bütün şehri tenha buldum. Halk bir birini görmekten çekiniyor, kaçınıyordu. Bu itibarla beni tanıyacak adam bulunmıyacaktı. Maamafi takip edildiğimi hisset- miştim. Önceleri bu bir şüphe halinde idi, Bir sıkıntı hissediyor- dum, Bu sıkıntıyı sonraları da, Rusyadan firarlarım esnasında bissetmiştim. Fakat sonra şüp- bem kanaat haline geldi, Sık sık gittiğim apartımanlardan birisinde Çeka taharriyat yaptı. Çeka muhakkak kibir şey keşfetmişti. Ama ne? Zahiri hiç bir sebep olmadan, ilk zamandan itiba- ren şüpbemi uyandırmış olan şu Röne Marşanı düşünüyordum. Yukarda söyeldiğim — sıkıntı hissine birdenbire tutuldum. Daha | o sabah bir kaç beyaz rus zabiti ile görüştüğümü ve ümit içinde onlardan ayrıldığımı hatırladım. Jeneral Berzin Moskovaya dön- müşti bile,. Yemekten sonra G. ye telefon ettim. Bizzat kendisi telefonu açtı ve boğuk bir sesle konuş- mağa başladı. Bana, sesini değiş- tirmek istiyormuş gibi geldi: — Benim, Massino! Dedim, ismimi tekrar etmeden sordu : — Kimsiniz? işte o anda beynime bir darbe inmiş gibi oldum. Kendimi dipsiz bir uçuruma atılıyor ve etrafım- da dıvarlar dönüyor zan ediyor- dum. G. Şu sözleri söyledi; — Yanımda fena havadisler ge- “tiren var. Doktorlar vaktinden çok evvel ameliyat yapmışlar ve hastanın bali pek ağır. Eğer beni görmek istiyorsanız derhal gelmelisiniz. O zaman anladım ki G.. se- sini değiştirmek için boğuk çı- karmıyordu fakat dehşelten bo- gazı kısılmıştı. Hemen yanına gitmek istedim, Fakat ne tramvay işliyor, ne araba ne tramvay vardı. Bolşe- vikler hepsini almışlardı. Acele acele yürüyordum. Fa- kat fazla da aceleye gelmezdi. Acele işi olan bir adamın her halde mühim birişi var de- mektir. Mühim işi olan bir a- dam da şöpheli bir adam telâkki edilebilir. Nihayet bir saat son- ra G.. nin evine gelebildim. Ba- na şu feci hâdisel — Çeneni kâpa. Fakat Niyura bir defa lâfa girişin. başbaşa karİce kolay, kolay susmazdı, Devam etti; — Nina diyordu ki: “Beni parça, ES içimi bir havf, tarif edilmez bir en parça etseler bu herifle kalmam, Pis do işe kaplar. Sanki içi engerek | dolulmuz!, Fakat ihtiyar gidip kapıcıya şikâ sarİyet etti, Kapıcı da kızı N rak geçiyormuş!dövdü. Bu sırada Platonof köye gön. gibi oluyorum. Halbuki Simeonun İti-İdereceğimiz bir mektubu yazıyordu. mükemmel Ninanın bağırdığını duyunca.. Platonof dedi ki: — Şunu susturunuz. — Bir sıçrayışta.. Zoe avucu ile kızın ağzını kapatıver- Yalnız — Ey kahramanlar kahramanı! Ey Zâloğlu Rüsten seni! . Delikanlı yarı sarhoştu. o Arkasını nın Serj Ayvanoviçin taarruzuna ug. duvara dayamış elleri pantalonunun| Nina, cebinde olduğu halde bir cigara çiğni. nm sebebine oldu. Nitanm yanmda|Yordu Ramsez sordu: İzetelik kalan bir ihtiyar vardı. Halbu ki kendisi hasta idi. İhtiyar ona eziyetİdisi şimdi burada mı?.. — Bu Nina da kim oluyor?.. Ken. Gazeteci cevap verdi: — Hayır burada değildir. Durup dururken küsmekten başka © kabahati i 5 — VAKIT 3 Ağustos 1931 H.M. S. Hauteclocave Haşmetpenahın casusları Nakleden : fa. Aptallar vaktinden çok evvel harekete ( geçtiler. Bu sabah Üriski yazıhanesinde katledildi. Tam bu haberi getirdikleri zaman bana telefon ettiniz. Haberi Her- man isminde bir yahudi getir- mişti. Çok namuslu bir adamı mızdır. Herman derhal buradan savuşmamı söyledi. Her halde intikamları müthiş O olacakmış. Bana bir pasaport edinmemi tenbih etti. Bu Hermanın hakkı © vardı. Büyük bir tehlikeye maruzduk. Çünkü adamlarımızdan birisi ifşa» atta bulunabilirdi: — Burada kalarak kendinizi müthiş bir tehlikeye koymuş olursunuz. Tabii benden şüphe ediyorlar. Eger çeka bir şey keşfederse ilk olarak ikimizi yakalarlar. Bundan başka iki gün evvel Aleksandra Petrovnayı yakaladılar. Kim bilir zavallı kadının evinde neler . buldular. Nihayet bir kadındır, biraz sıkıştırırlarsa söyler de.. Allahtan bildiği mühim bir şey yok.. G. bunları söylerken yazıha- nesinden bir sürü evrak çi karıyor ve yakıyordu. Sordum: — Bu gece nerede yatacak- sınız? — Kızkardeşime (gideceğim. Siz, nerede Kalacaksınız? 10 nu- maraya dönecek misiniz? — Şimdilik bir tehlike yok. Hem kat'i olarak ve birşey bik diğimiz yok. Oraya rahatça gi- debilirim. * 10 numaraya dönünce Elena Mihailovnaya derhal firar edebil- mek için bazırlanmasını söyle- dim. Esasen herşey hazırdı. Son- ra G. nin evrakı yaktığını hatır- lıyarak onun gibi yapmak iste- dim. Fakat evde ehemmiyetli bir şey yoktu. Şehirde derin bir sükünet var- dı. Çeka henüz mukabeleye başlamamıştı. oBabriye ataşesi yüzbaşı Kromiyi görmeğe karar verdim, Sefarete bizzat gidemi- yeceğim için haber gönderdim. Kromi dostumdu ve her Petro- grada geldikçe onu görürdüm. Fakat benim ne işle meşgul ol- duğumu bilmezdi. Kendisile Bal- kofun kahvesinde buluşmağa söz verdik, olmıyan çekme burunlu saf üçük bir kızdır. Bakın size hadiseyi anlatayım. Ihtiyarı hâlâ görür gibi oluyorum. He. rif elbiseleri ve ayakkabısı ellerinde ol. duğu halde (deli gibi koşuyordu. EL bisesiz giderken öyle bir hali vardı ki Simeon bile gayri ihtiyari güldü. Ne ise maksat bunda değil, İşin esasına gelirsek cihanda öyle tipler vardır ki onları tasvir etmeğe imkân yoktur, Meselâ şu müessesenin sahibesi Anna Markovnayı ele alalım bir sülükten bir sırtlandan farkı olmıyan bu kadm en muhabbetli validedir. Kızı OBert şimdi lisenin beşinci sınıfındadır. Ka- dının asıl mesleğini kızından saklamak için ne türlü ihtiyatlar ne türlü (ihti mamlar ittihaz ettiğini tasavvur ede mezsiniz?, Kızını son derece U sevdiği halde ağzından fena bir söz kaçacak korkusu ile yanmda konuşmak — İste mez. Ona esirlik, hizmetkârlık sadık sülnenelik eder. Dünyada me iyi Şey varsa onları küçük Bertine layık görür. Kendisi ihtiyarlamış ve yorul- muştur. Bu evinidaresionu — fazla yıpratıyor. oÇöktanberi tekaüde hak kazanmıştır. Parası da yok değildir. (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: