GÜNÜN — İŞARETLERİ Dil heyeti Maarıf bütçesi konuşulurken “dil heyet, i lâğvedildi. Dil hey- etinin lâğvi sadece bir tasarruf meselesi olamaz. Dil heyetinin yapacağı işlerle sarfedilecek pâ- ra arasında bir nisbet aramak biraz müşküldür. Çünkü bütün içtimai müesseseleri yeniden ku- rulmakta olan Türkiye için dil meselesi kanun meselesi, iktisat meselesi ile yanyana yü:ür. Mecelle sarfı Kanunlarımızın arasında me- celleyi tarladan muzır otları sö- ker gibi kökünden tutup atar- ken dildeki mecelle kaidelerini, meselâ Osmanlı meclle sarfımı ve nahvini de Türk halkının konuş- ma mantıkına uydurmak mecbu- riyetindeyiz. Netekim (samimi fikirlerinizi imköni yok(Sarfı Osmani) ile ol- duğu gibi anlatamazsınız. Hal- buki ,dil fikirleri, (başkasına olduğu gibi samimiyetle nakiede cek bir vasıtadır. Hibuki ( Sarfı osman) Türk dilini muhafaza için Araptan, Acemden getirilen sarıklı zuhaf alayı neferlerine benziyen kaide- leri ile her samimi fikir, het yeni düşüncenin üstüne biraz hacı yağı döküyor, bir istanbulin giydiriyor. Bunu hissetmiyormu sunuz? her satırda hacı yağı kokusu genzi- mi gıcıklıyor. (Sarf ve nahvı osmaninin) cümleleri gacır, gucur yağlı, paslı irili, ufaklı Buhara softaları gibi fikirlerimizin etra- fında şömeliyor. “NS İstiyoruz? Yen Dil heyetinden istiyeceği miz ilk iş Türk selikasına göre bir gramer, konuşma dilini yazı dili haline koyacak kaidelerdir. Ben dil hey'etinden sadece bunu isteyorum, Bunu yapmak için evvela oibtisas İster, sonra çalışma ister, daha sonra memleketin bütün münevverleri- ni, muharrirlerini muallimlerini kültür namına seferber edebil mek kudreti lâzımdır. Lağvedilen dil hey'etinin müs- bet işler yapup yapmadığını he- sap etmek benim vazifem değil- dir. Ben, filân veya filân beyler. den mürekkep bir hey'eti de düşünmiyorum. OHukuk, ikti- sat ve siyaset İnkilâbı yapan bir cemiyetete dil / inkılâbinın gecikmesini anlamak biraz müş- küldür. inkılâp tahsisat için ge- rikalamaz. SADRİ ETEM Maarif müsteşarlığı Verilen haberlere göre, maarif müsleşarlığına meb'uslardan Alâ eddin Beyin tayini muhtemeldir. Bundan başka yüksek muallim mektebi müdürü Hâmit Beyin ismi'de kuvvetle geçmektedir. asma. Davet Cemiyeti tedrisiyei islimiyeden: Cemiyeti tedrisiye heyeti umu- miyesi, mütemmim bütçeyi tetkik ve bususatı saireyi müzakere etmek Üzere, ağustosun yedisine müsadif cuma günü içtima ede- ceğinden azayi kiramın yevmi mezkürda saat ikide Darüşşafa- kayı teşrifleri rica olunur. tabı işle- rinizi yapar a . iğ. —4— VAKIT 3 Ağüstos 1931 fiönrek iloinder Esnaf cemiyetleri Dün esnaf mürakâabe mlidür- lüğünde bir içtima yapıldı, muhtelif meselelergörüşüldü Esnaf cemiyetlerinin reislerile umumi kâtipleri, dün ticaret ota- sında esnaf mürakabe müdürlü- ğünde © toplanarak cemiyetleri alâkadar eden bazı meseleleri müzakere etmişlerdir. Bu içtimada Istanbulun işçi mebuslarından Hayrullah bey de ) bulunmuş, muamele ve kazanç | vergilerinin meclisteki son safha- sı ile cemiyetleri alâkadar eden bazı kararlar hakkında izahat vermiştir. Bu toplantıda, mürakabe mü- dürlüğü tarafından aza aidatları nın azaldılması hakkında yapılan teklif kabul edilmiş ve bunlardan musiki cemiyeti ile dokomacılar cemiyeti mümessilleri aza aidat- larını indirdiklerini bildirmişlerdir. Kubilây abidesi için ber cemi- yetin imkân nisbetinde yardımda bulunması ve 27 Ağustosta Ça- nakkaleye şehitlerimizi ziyaret merasimine iştirak edilmesi de kararlaştırılmıştır. Va purcular arasındaki rekabeti kaldırmak için kanun lâzım Vapurcular araasında baş gös- teren rekabet, bütün hızile de- vam etmektedir. Bu rekabet yü- zünden buradan Hopaya bir liraya yolcu ve tonu bir buçuk liraya eşya ve mal taşımaktadır. Alâkadarların ifadesine gö- re, bu rekabet, henüz inkişafa başlıyan Türk vapurculuğunu te- lâfisi kabil olmıyacak zararlara sürüklemektedir. Vaktile suları- mızda çalışan ecnebiler arasında bu kabil rekabet hatırlanmadığı halde Türk sularında vapur iş- letmek hakkı elimize geçtiği gündenberi vapurcülar arasında rekabetin eksik olmayışı te- essürle (e karşılanmaktatır. alâi- kadarların fikirlerine göre, tet- bir alınmadığı taktirde vapurlar- dan bazıları yakinda seferlerini tatil etmek mecburiyetinde ka- lacaklardır. Ticaret (oodası, Seyrisefainle vapurcular arasında rekabet et- rafında (o tetkikatım ditirmiştir. Odanın kanaatıaa göre, rekabeti kaldırmak için bir kanuna ihti- yaç vardır. İhracat işlerinde tayyareden istifade Harici ticaret ofisi, ibracat işlerinde ( tayyareden (İstifade edilmesi için tetkikata başlamış- tır. Ofis, taze turfanda meyvelerin tayyare vasıtasile ihraç edildiği taktirde ecnebi memleketlerde çok rağbet göreceğini ümit etmektedir. Bu ahval, son zamanlarda Bulgaristanda tatbik edilmiş ve Almanyaya tayyare ile gönde- rilen Bulgar çiçekleri O büyük rağbet kazanmıştır. Almanyadaki mali buhran hakkında rapor Berlin ticaret mümessilliğimiz Almanyadaki mali bubran hak- kında ihracat ofisine mufassal bir rapor göndermiştir. Ofis, bu raporun harici ticaretimize ve bilhassa Almanyaya gönderdiği- miz ibracat maddelerimize te- mas eden kısımlarını ihracatçı- larımıza bildirmiştir. Holanda, Rusyadan zahirealıyor Alınan haberlere göre, Ho- landanın büyük zahire firmala- nndan bir grup, Holanda için Rus zabiresi satın almak üzere Sovyet hükümetile bir kunturat yapmıştır. Satın alınacak zahire- Fransa Macaristanı da kazanıyor ! Yüzde kırkı Fransa tarafından temin olu- nan 7 milyon isterlinlik bir istikraz, Maca- ristanı, Fransiz nüfuzuna almış sayılıyor | Fransa, verdiği istikraz karşılığı olarak bir takım siyasi fedakârlıklar da temin etmiş !.. Birkaç gün evvel Macaristan Başvekili Kont ( Bentlen ) bey- nelmilel bankalardan bir grubun Macaristana 1,5 senelik vade ile 7 milyon ingiliz lirasına baliğ bir istikraz temin ettiğini beyan etmiştir. Bu paranın yüzde kır- kını Fransa veriyor mütebakı kısım ingilizlerle diğer devlet- lere mensup bankerler temin ediyor. Londra matbuatından bazısı- nin telâkkisine göre Aais Ma- caristana bu istikrazı temin eden ; Fransa, ondan bir takım siyasi müsaadat koparmağa imkân bul. muştur: Bilhassa Deyli Ekspres gaze- tes'nin (Peşte muhabiri ta- rafından verien malümata göre Macaristan bu istikraz mukabi- linde Fransa aleyhindeki yapılan milli propagandalara mani ola- cak, sonra askeri bütçesini tah- dit edecektir. Bü iki şartın kabulü Macaris- tanın Fransa blokuna girmesi demektir. Macaristan yakın zamana ka- dar Fransaya aleybtarlığı ile tanınmıştı. Çünkü id Ma- caristanı parçalıyan ““Triyanon,, muahedesinden mes'ul sayılıyor- du. Onun için birkaç sene evvel prens Vindiş Gretz ile Macar hükümetinin bir çok yüksek me- murları, (o Fransadan © intikam” almak için; Fransadan - intikam almak için Fransız evrakı nakti- yesini taklit ederek piyasaya şürmüşler ve bu suretle Fransa- nın mali itibarını düşürmek iste- mişlerdir. Neticede bunlar ya- kalanmışlar ve hapse mabküm edilmişlerdi. Daha sonra Macaristan, Fran- sanın nüfuzu altında bütün küçük itilâf devletlerine karşı gelmek için italya tarafından takıp olu- nan siyasetin temel taşı olmuş- tur, Bu itibarla Fransa Macaristanı kazanması italya siyasetine karşı da bir tarz teşkil ediyor. Fransa, macaristana karşı bu hattıhareketi takip (© etmekle" Avrupadaki askeri ve siyasi te- fevvukunu parası ve altunu ile labkim ri başlamıştır. Şayanı dikkat olan vokta, Fransanın bu siyasi muvaffaki- yeti yedi milyonluk istikrazın ancak yüzde farkını vererek ikraz etmesidir. Paranın yüzde allnışını ingilizlerle başkalarını vereceklerdir. Fransanın hedefi Avrupanın cenubunda ve cenup şarkisinde Pariöten ilham alacak.devletler bloku vücude getirmektir. Lehistan, Romanya, Çekoslo- vakya, bu bloka girmişlerdi. nin miktarı hakkında malümat verilmekte ise de bayli o fazla olduğu tahmin olunmaktadır, Arjantinin yün Istihsalâtı ihracat ofisinin yaptığı tetki- kata göre, Arjantinin 1930 se- nesi yün istihsalâtı 151500 ton- dur. Bu miktar, dünya istihsalâ- tının yüzde dokuzu nisbetinde- dir. Arjantininin başlıca yün müşterisi, ingiltere ile Amerika- dır. Arjantinde yükler 9 sınıfa aynlmakta ve retle ihraç edilmektedir. Mecaristanın bu bloka iltihakı, onu bir kat daha takviye etmiş- tir, Deyli ekspres gazetesi bu va- ziyeti tetkik eden bir baş makale- sinde şu mütalealarda bulunuyor: ingilizler Macaristana verile- cek istikraza iştirak etmekle, Fransanın Avrupada tahakkümü nü takviyeye hizmet ediyorlar. Bu suretle ingiltere, Avrupanın si- yaset bataklığına bütün bütün batmamktadır. Acaba Fransanın ingiltere menafii için bir tek santim — harç etmesine imkân varmıdır? Halbuki biz para ve- i rerek Fransayi teşvik etmekle | Avrupayı karmakarışık bir hale getirivoruz. Bize kalırsa, ingiltere biran evvel bu işlerden sıyrılarak kendi imperatorluğu ile meşgul olmalıdır. Fransanın bu O muvaffakıyeti merkezi Avrupa siyasetinde mü- bim bir tabavvülün başlangıcıdır. Fransa, küçük itilâf devlet- lerine Macaristanıda ilhak etmek için tam bir muvaffakıyet ihraz edüp etmeyeceği henüz belli değildir. Çünkü Macaristana te'- min olunan istikraz ancak Macar hükümetinin bususi bankalardan aldığı borçları te'diyeye yardım edecektir. Asıl mühimi mes'ele dü başlan: ğıcı takip edecek badiselereir. rma kalin boat aşaın. 21 1 Ağustos müna- sebetile İzmirde tahrikât yapan sekiz komünist kimlerdir ? 1 Ağustos münasebetile iz- mirde, tabrikâtta bulunan ve şebrin muhtelif mahallerine be- yannameler yapıştıran 8 komü- nistin yakalandığını yazmıştık. Mahallinden bildirildiğine göre | tutulan komünistler şunlardır : 1 — Nevrekoplu modelci Ce- mal oğlu Kerim, 2 — Edirneli dökmeci Ahmet oğlu Rağıp, “Rağıp bir kaç sene evvel | İstanbul mahkemesince yine komünistlikten üç aya mah- küm edilmiş idi.,, 3 — Kandiyeli komisyoncu ibrahim Rasih oğlu Cazim “Ca- zim de komünist Propaganda- cılığından dolayı Istanbulda mu- bakeme edilmiş ve üç sene mahkümiyetine karar verilmişti. Cazim bu mabkümiyetini * ikmal ile izmire gelmiştir. , Su kumpanyası sabık memurlarından Kandiyeli Hacı Yusuf oğlu Nusret. 5 — Nazillili makinist Meh- met oğlu Şükrü. “ Şükrü komü- nistlikten dolayı Diyarbekir mah- kemesince verilen iki senelik mahkümiyetini ikmal ile izmire gelmiştir. ,, 6 — izmirli komisyoncu kâtibi Avram oğlu Salomon «Salomon- da aynı"cürüm ile Elâziz hapis- sanesinde iki sene yatmış ve üç ay evvel izmire gelmiştir. » 7 — Bakülü makinist Sefer oğlu Tevekkül, “ Tevekkül 924 senesinde izmire gelmiştir ve Rus tebeasındandır. ,, 8 — Radoslu demirci kalfası Kâni oğlu Aziz. izmir adliyesi, kömünist be- yannamelerinin Rus tebaasından Bakülü Tevekkül tarafından Is- sünni ii SAN İNİ Az GELİŞİ —— dÜZEL Seyahat notları: 4 İzmirde palavra kulübü Her şehir gibi izmirin de bir takım hususiyetleri var. Bun- lar burada yaşıyan insanlara, burada çıkan gazetelere gâyet tabii görünmeğe başlamış olabi- lir. Fakat dışarıdan gelen bir göz bunları yadırgamakta gecik- miyor. Bu hususiyetlerden, haydi kelimeyi biraz daha kuvvetlen- direlim, garabetlerden bir tanesi Palavra klübüdür. Bu kulübün içtima yeri Ragip Paşa otelinin alt katındaki 27,28numaralı oda- lar. izmirin kurtuluşunu mütea- kip kurulan Obu klöpte şimdi istanbulda Vali muavini olan Feyzi Beyin, Sultan Hamidin hal'ine fetva veren meşhur Resne kadısının da büyük emek- leri varmış, öyle söylüyorlar. Böyle olduğuna göre siz orada Fazlı Beye müracaat ederek İs- tanbulda da bir palavra klübü teşkil ettirebilirsiniz. Klübün. âzaları izmirin ileri gelen memurları, banka ve şir- ket müdürleridir. Bunlar öğle yemeğini yedikten sonra Ragıp Paşaya gelirler, kendilerine tah- sis edilen odaya girerler. Öyle tahmin ediliyor ki izmir valisi Kâzım Paşadan başka burada ki sivil rüesadan hepsi Palavra klübile alâkadardırlar. Klübün — İngiliz kanunları gibi gayri mektup nizamnamesinin ilk maddesi şudur: Ciddiyattan bahsetmek yasak- tır. Aza öğleden sonrabir taraftan izmir işi .nargilelerini çekiştirir bir taraftan da in bulabile,, cekleri © nükteler” pilavraları ” mübalağalı havadisleri savururlar. içtima esnasında odadan tön- beki dumanı ve sürekli kahka- halar taşar. izmirde eşi dostu bir birinden soğutan iki mevzu vardır: Spor, siyaset: Palavra klübünde bu babislere hiç temas edilmediği, hatta cid- di bir bahse temas edenler he- men $uslurulduğu için ihtilâftan i eser yoktur. Hulâsa güzel ve muntazam çizgilerden, renklerden kelime- lerden, ahenkten bıkarak fütü- rist kübist, dadaist V.s. olan san'atkârlar gibi izmirin kalbur üstü sakinleri de doğru sözden bıkarak bu klübü kurmuşlâr, yaşatıyorlar, Klüp (mensuplarından birisi âzanın bemen hepsinin adını saydı. Bu âza arasında bir tane bile gözeteci bulunmaması dik- katimi çekti; sordum: — Gazetecilerden hiç âzanız yok mu? Palavra klübü âzası, bu sor- gu karşısında bıyık altından gü- lerek cevap verdi : — Onlar için “bu klübe gir meğe hacet var mı? Bu söz sarfedildiği gün, he- nüz yeni matbuat kanunu mec liste müzakere ediliyordu. Bu- gün arlık kanun çıkmış, tatbi- kine o başlanmıştır. Onun. için bundan böyle gazetecinin -de böyle bir klüpten müstağni ka- İamıyacağını zannediyorum. Ne dersiniz ? Toplu İğne —— — —————— tanbuldan getirildiğini tesbit et- miştir. Istanbulda yakalananlar Evvelki gece Galatada ko- münistlik şüphesi üzerine Ali ve Mustafa isminde iki kişi yaka- lanmış, üzerleri ee bir şey bulunmamıştır, Bn er 4