24 Temmuz 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

24 Temmuz 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 2? -— VAKIT 24 Temmuz 1931 era Başvekilimiz geliyor Ankara, 23 (Vakıt) — Başve- kil ismet Pş. istirahat etmek Üzere pazartesi İstanbula hare- ket edecektir. Polis tayinleri Ankara, -5 (Telefon) — 28 komi- ser muavini, komiserliğe terfi edil mişler ve 22 vilâyete tevzi olunmuş lardır. Bunlardan: Ankara istasyon komiser muavini Eşref Bey Ankara komiserliğine, Balıkesir komiser mu avini Ömer Bey Balikesir komiserli. gine, Beyazıt komiser muavini Baye- | zit komiserliğine, Gümüşane komiser muavini oOGümüşane komiserliğine, Istanbul komiser muavinlerinden 349 Ismail Bey o Istanbula, Malatyadan Yusuf Ziya Bey Malatya komiserliği. ne, Aksaraydan Ahmet Faik bey Ak- sâray komiserliğine tayin edilmişler dir. Polislikten muavinliğe terfi eder. ler şunlardır: Istanbudan 284, İbrahim, 2184 Re fet, 2241 Salâhattin Beyler İstanbula, Emniyeti umumiyeden Remzi Bey Ankaraya, Antalyadan Ali Riza Bey Antalyaya, Aydından Tahsin Bey Ay dima, Bayezitten Emrullah Bey Bayu- zita, Rizeden Ali Bey Rizeye, Niğde den Mustafa Bey Niğdeye, Zongul- daktan Ibrahim Bey Zonguldağa, İs tanbuldan Alâettin Bey İstanbula, Gabi Aymtaptan Galip Rey Meraşa, Gazi Ayımtaptan Galip Bey Meraya, Giresondan Süleyman Bey Balıkesire,' Aydından Niyazi Bey Bordura, Erani- yeti umumiyeden Sami Bey Kayseriye, Kastamonudan Şükrü Bey Çankırıya, İstanbuldan 2013 Seyfettin, 2270 Arif ve Salt Beyler Ankaraya, İstanbul- dan İbrahim Bey Eskiğehire, Mardin. den Abdürrahman Bey Diyarıbekire, Sivastan İsmail Bey Erzincana tayin edilmişlerdir. “Ege,, bir Yunan vâ- purunu kurtardı Atina, 22 (A.A.) — Türk bandıra- N Ege vapuru makinesi bozulan Yurl man bandıralı Velos vapurunu yede gine alarak Pire limanına getirmiş tir. Ege vapuru makinesi bozulan Yunan gemisine Girit (açıklarında tesadüf etmiştir. Pire liman kuman- danı Türk süvarisine hararetle te-| şekür etmiştir. Yol vergisi 4 lira Ankara, 23 — Hükümetçe hazırla-, nân yeni yol vergisi kanunu bu cw martesi içtimaıda kabul edilecektir. Vergi senede iki taksitle tesviye €- dilmek üzere dört liradır. Vilâyet meclisleri buna nihayet iki lira zam edebilirler. Vergi mükellefiyetini ifa etmiyenler senede 10 gün bedenen hizmet edeceklerdir. VAKTIn Tetrikası : 41 Kızılcık Dalları YAZAN REŞAT NURİ Çocuklarda yine hüsnü niyetle dolu bir süküt.. Fakat biraz sonra usluların yaramazlara isyanmdan doğmuş küçük bir hareket.. anla- şıldı çocukla yola çıktın mı olacağı budur.. Sonra cemaatin şeker kü- lâhlarma bakış tarzları da | alayı bedbinleştiriyordu. : Küçük bir ha- reket üzerine âni bir hücum ve ka pe olması da hiç imkânsız de- ğildi. Kısa bir müzakereden son- ra mevlüdun hemen kesilmesine ka rar verildi ve imam çocuklar şeker- den evvel dua olacak. Haydi baka- km ellerinizi... Sizin duanız ind. makbuldür, dedi ve baş- ladı. Mevlüdun parası (O Gülsümden çıktığı haide imam önüne gelene dua ediyordu. Bu arada Şekip Pa-| şa merhumun dışardaki küç isminin de geçmesi ük hanımların biraz Matbuat kanunu eme Muhtelit encümende görüşüldü Cumartesi günü heyeti umumiyeye arzedilecek Ankara, 23 (Telefon) —Muh- telit encümenin iki celsesini müs- tehcen neşriyat işgal etmiştir. Nihayet encümen müstehceni şu suretle tarif « etmiştir, Halkın ar ve haya duygularını incitmek ve ayıp sayılmak ibaresini; ilim Sanat eserlerinin müstehcen olmadığını yalnız müddei umumilerin san'at ilim eseri kıymetinde olup olma: dığında “ikisi terbiye müntesibi üçü yüksek tahsil görmüş beş kişilik istişari heyetten rey ala- bileceğini madda olarak tesbit vazifelerinde tekâsül gösteren hakimlere teyidi madde kabul edildi. Avrupadan gelsin Istan- bulda basılsın müddeiumumilerin müstehcen neşriyatı toplatabile- ceklerini, memleketin umumi si- yasetine dokunan neşriyat vuku- unda heyeti vekileninde muvak- katen gazeteyi kapaya bileceği maddesi kabul edildi, Matbuat suçlarına altı aylık mürüru zamanı | | | | manlarda gazeteciler vekillerini mahkemelerdede göslere bile- cakler, memurlar hususi kanun İ ile mennedimemişse mesleki ve imi gazete çıkara bilecekler ır. Milk mücadelede işgal altında l kabul etti, takibat başlayan za- (” 3 ! Kuranda Nuh zamanına ait beş putun İsmi geçer, bunlardan bazisi- nın okunması ihtilâflıdır.. Tahrif edil miş olmaları şüphesizdir. İkisi bütün üsliyetini korumuş Jisaniyat ile meş gul ile tanınacak derecede halis kalmış- lar. Bunlar Yağus ve Yauk ismindeki sanemlerdir. * Kıdemleri ve mevsuki- yetleri Nuh kadar, İbrahim kadar kat- idir, Kelimelerin . türklükleri buğün elimizdeki Türk Jügatlerile | müsbet olduğu gibi muhtelif — lehçelerde de İmevcudiyetleri | sabittir, Milâttan bir içok asır evvele ait oldukları (o halde İTürk atlarını taşıyan bu sanemler İlk yi alt bir takım şahsiyetlerin i timsaliydi. Bilâhare tanrılaştırılarak İtaabbüt olunmuşlardır. Türkçe atlanan bu © şahsiyetlerin /Türk olmasını kabul etmek mantıki ve izaruridir. Babilde olmaları (Tabii, Ba ibilin ismi o Zaman başka idi.) Medeni- İyetlerin beşiği olan bir kıt'anın sakin- leri olduğunu da gösterir. Bu putları! mübadele işleri Bütçe encümeninde müzakere edildi Ankara, 23 (Telefon) — Yu- nan itilâfının tatbiki hakkında olup Rumlara yeni verilecek em- ünyada ilk heykeller Türklerindir Çok kuvvetli vesikalarla ispat edilen bu hakikat, Türkün tarihi kıdemini izah ediyor olmıyan Türkler tarafından bi.) ik” hakkındaki" lâyıha müzake- | | İyontanlarım da ayni muhit ve önmiada aranması lâzımgelir. Netice şudur: Mukaddes an'anelerde Tufan deni len dahiyeden evveline ait oldukları an| lâşılan bu sanemlerin temsil ettikleri! şahıslar Türktü. (OVe bunları yon İlanlar da şüphesiz Türktü. Kadim çağ larda kadim tarih ve dinlere Türk di- linden dolayısile medeniyetinden geç miş memulün fevkinde ıstılahlar an- ane ve türeler vardır. Sami dinlerde kürbanın mahiyetini - tetkik edenler diyorlar ki: Lâvibülerdeki kurban ne- vilerinden birisi şelânder, şelânı tarif edcrken kurban İle müterafik ziyafet. tir diyorlar. Gerek bu tarif ve gerek işelân kelimesi türkün ezeli türesinde| Ispartada bayram Gazimizin vilâyet tarafından yaptırllan heykelleri büyük merasimle açıldı Isparta, 23 (Vakıt) — Büyük reisimiz Gazi Hz. nin vilâyet tarafından yaptırılan heykelleris | Din açılma resmi bugün fevka- lâde tezahürat ve merasimle icra edildi. Heykel tabit büyük- lükte ve mermerdendir. Halk büyük bir sevinç içinde bayram yapıyor. M, Ali —&———. mn lüt türkte Yaguk şeklindedir. Zeyd Ebu ma'şerde Yavuh halindedir. Ana” dolu eserlerinde Yavuk suretinde görü lür. Bugünkü lehçemizde de Yavukl şeklinde Tâhikalı olarak yaşar. Hepsi») nin manası Karip olup bazı yerlerde! fazla olarak galip manasına geldiği de görülür. Nuh suresinde geçen bu put isimlerini türk an'anelerile de tenvir etmek mümkündür. Milli bir an'nneye göre türkün en büylik babası Aşnuk atadır. Yağuz han onün © torunudur. Bütün türk boyları türk © soyları" bu mevcut şölenin kendisidir, Şölenin es ki şekli de mabutlarla alâkadar umu» mi bir ziyafetten başka bir şey değil dir. Arap acem eserleri tarihleri şö- leni umumiyetle şelân, şeylân şeklinde İkaydetmişlerdi. Demek İbrani dini Türkün an'anelerinden müteessir olu- yor. Zerdeşt bizim üdebanın oOÖnünde çok zaman eğildikleri mehtap kelimesi yerine mukaddes kitabında ayşım ta- birini kullanmıştır. Burhan kati bu kelimeyi izah ederken Zendü Bazeni lügatlarından olup ay ışığı demektir. Der. Kur'anda bulduğumuz sânem isim- uğuz atadan türemiştir. Bu kütübü mukaddesede türkün en büyük babası olarak gösterilen Yafes kelime sile de birleşebilir. Yine şark an'anele- rine göre Firat ve Diclenin faşmasile husule gelen ve mukaddes kitaplâtda | tufan diye geçen afet sırasında Babil hükümdarı yağuz han isminde birini idi. Yauk isminin de şahıs ismi olarak | istimal edildiği görülmüştür. Mukad. des şahsiyetler sırasında yavik halin- de muarrep bir şekilde yauk ne tesadüf edilmektedir. İbrani peygam berlerden evvelkileri - “ekseriyetle tu- vanlı isimler taşımaktadır. Salih gibi ! re olundu. Hükümetin elinde olan yahut henüz abarin işgalı altında bu- lunân yerler Mühtelit mübadele komisyonuna teslim olunacaktır. Tapu senetleri alınan yerler takdir bedelleri ile istimlâk edi- letek “ve istihkak davası olan yerler varsa hazineye bakılarak buralardan çıkacak kayıtlara gö. re evelce verdikleri para muka“ bilinde verilecek bonolar iki se- nede ödenecek, saniyen iskân muamelesine müstahak bulunan- lara iskânın izmirle Istanbuldan başka bir yerde yapılması ko- nuşulmuştur. Adliye encümeninde “Ankara 23, (Telefonla) — Ad- liye encümeni Yunan itilâfının tatbik mukavelesini tetkik etti. e ——— e düşman amallerine hizmet edici neşriyat yapanlar gazete sahibi ve müdürü , olamayacaklardır. Encümen Halil B. (Zonguldak) teklifi üzerine her sene temiz reşriyatı ile fazilete en çok hiz- met eden gazete o bangisi ise darülfnun divanında telkik edi- lerek takdirname verilmesini ka* bul etti, Halil B, dört yılda bir beş bin liraya kadar nakti mü- kâfat verilmesini teklif etmişti. Lâyiha basılmaktadır. Cumartesi günü heyeti umumiyede konuşu- lacaktır. maarif müsteşarı Vekâlet emrine alındı Ankara, 23 (Telefonla) — Maarif müsteşarı Ersin bey vekâlet emrine alınmıştır. Bu ka- rarin bir mektebin teftişi mese- i lesi ile alâkadar olduğu söyle- | Kâzım Pş. geliyor | niyor. Ankara, 23 (Vakıt) — Meclis Yerine Hamit ve Salih Zeki | reisi Kâzm Paşa © dişlerinin B. lerden birinin tayini muhte- | rahatsızlığına binaen meldir. hareket etti, mevlâdun duasına muhtaç mıydı? Onlar Şekip paşadan en büyük ca- milerde en güzel sesli saray heyet- lerine mevlüt okutabilecek iktidar» ni tekkeye çevirdiniz — diye bağı- rıyor, sonra Gülsüme çatarak: — İlâhi kör gözlü senin başının altından çıktı.. Allah | 'da insanlardı. kaldıramadı başımdan, diye bed- İsmailin her halde gönlü ol-|dua ediyordu. muştu. O gece gül yüzünü da xvil Gülsüme Çer artık > Mevlüt oyunu birkaç hafta de kaktı, F aksi gibi o akşam vam sonra (birdenbire Seniye Hanım fena halde sancılan-| hava değişti. bu defa ti dı; geç vakte kadar Gülsüme a-|yatroya merak lardı. iteş yaktırdılar, tuğla ısıttırdılar. Cuma bir alay halin- , Kız yatmağa çıktığı zaman 'sabah'de Direkler arasında Kel Hasanm ezanı okunuyordu. o Öyle ( yorgun|tiyatrosuna gidiliyor, sonra orada li rüyada görmek şöyle — dursun!tekrar ediliyordu. ger gen koynuna girse far- Yukarı kattaki harem sofası mda olmıyacaktı. tiyatro salonu haline işti, Gülsümün mevlüdu o konaktalHer sabah konakta pen dan merdiven başlarında avaz avaz €-İyirci sekiz on defa aptesler alınıp cema»|lekler, - zilli maşalarla tiyaşro oy- atle namazlar kılınıyordu. Kızlar)nanıyordu. artık türkü söylemiyorlar ; kör mev Bu gürültülü olmakla beraber rak sabahtan akşama kadar mev*İduğu için hanımefendi o kumpan- lüt grrorlaği yayı dağıtmağa teşebbüs etmiyor Ezan, ilâhi sesinden kafası ka-|du. Lala gizli ticarethanesindeki zana dönen büyük hanım bazan: ka ayan m Rey içi-Jtaş ba lerinden Yağus için evvelce şu müta-tamamile araplaşmış olanlar bile mu- lenda bulunuyorduk. Bu kelime Yavus,İharref zannolunmaktadır. Hud'un Yafes isimlerinin pek az değişmiş $ek-| Kut olduğu muhakkak gibidir. Eur'an li yahut yağızın kendisi diyorduk. Çünlda (o elyesa” diye geçen peygamberin kü Oğuz hanın babası Karahan İçin/bahsının adr Ahtop'tur ki “Aktoptun | Yağızhan dendiği görülmüştü. Yağus başka bir şey değildir. Bunlar “turan ibir halde yatağına düştü ki İşmailne görüldü ise bir hafta konaktaldi ibir zaman için bir sofuluk modası)tak , eski pencere perde- çıkardı. Erkek çocuklar feslerinelsi, kilim varsa toplanıyor, baş örtüsünden sarıklar sararak) perdeler kuruluyor, komşudan se- çocuklar, aşağıdan büyükler zan okuyup salâ veriyorlar, gündeldavet ediliyor, düdükler, dümbe| kelimesini Tevratta da pek az değişik ilikle buluyoruz. Tevrat bir © ayetinde (Yabuski Ur şelimdir) der. Yani Mu- sü halki ile” Miisırdlan Pilistire geldiği) sırada Küdüsün adı Yabuz imiş. Har ta fevrat bu havali halkına Yabusle.. lar demektedir. Kulabus kelimesi Ku- lağuz kelimesinin eski şekli (olduğu gibi Yabuz da Yağuzun aynidir diyor. duk. Tuhaftır: Kudüsün Turani olan ismini değiştirirlerken İbraniler Urşe- lim şeklini kabul ettiler. Ru defa da 'Turan tesirinde kaldılar. Hisar ve şe hir manasına olan türkçe Ür kelimesi ile terkip ettiler. Urşelim Süleymanın hisarı demektir. Güya bu Ur ismini bu- ralara Ur'da doğmüş olan İbrahim ge tirmiş imiş. İkinci sanem (Türkçe Sın) Yaüle tur, Kur'andaki şeklinde istimal edil- diği vakidir. Mısırda Gırnatalı Ebuhay iyan tarafmdan telif edilen türk gra- İmerinin lügat kısmında âynile o Yauk şeklinde tesbit edilmiştir. Divanı Tüza- rmı, hacı mislerini, cam tesbihle ri ikide etmişti. Şimdi (ikide birde ya inerek tizat- ro İevazımı düzüyor, mini mini çıngıraklar, teneke kılıçlar, talda tüfekler, ar, karnaval yüzlükleri alıyordu. o Maamafih bu tiyatronun asıl yükü ve mes'u- ne şimdilik Gülsümün ya il eşyasını (o aşağıdan o tedarik edip getiriyor, perdele ri o kuruyor, rejisör, (o dek aksesuar memuru işlerini hep o görünen. Bu, kolay bir iş değil- Konakta kimse kendi esyası! nı vermeğe razı olmadığı için ya- tak çarşaflarını, masa örtülerini, iskemleleri, çanak çömleği sahip- İlerine göstermeden aşırmak Jâ- zımdı. Sonra bu eşyaya bir za- irar gelecek olursa Gülsümün ya- ikasma yapışılıyordu. Büyük hanımda yangın kor- kusu bir delilik halinde olduğu i- telâkkisine göre belki tanrılaştırılmış şahsiyetlerdir. Mukaddes kitaplardaki zihniyete göre İsrail peygamberleri gi bi tasavvur edildiler. Bi Nuh süresindeki putlar: “bilâhare Arabistana da getirildi, o Peygambe- rin kırdığı sanemler . ârasında bunlar da görülmektedir.: Ibrahim ile Babil den çıkmağa mecbur olan halk-ulula- | rmın ölümünden sonra vatan mabutla | rmı özlemişler, ya oradan getirmişler veyahut yeni vatanlarında yontmuşlar dı. Esnnma ait kitaplarla © tefsirlerde sanemlerin Babilde birer insan timsali halinde oldukları kat'idir.. Yontulma- ları zamanını Meto Şalih'in dedesi ve Sus şehrinin banisi olan zatın zama. nıma kadar çıkarmaktadırlar, Arabis. tanda Yagus arslân Yauk ât şeklinde temsil edilmişti. Buna nazaran putla- rım isimleri doğru olarak yaşatılmış 0- lur demektir. Heykellerin turanlı ol- dukları kat'idir. Elâmların şehri o- lan Susda yontulmaları an'anesi fa- rihin bugün de ileri sürdüğü hakikat. | larla yaklaşmaktadır. o Tevratta pek çök ve ekserisi tek hecalr türkçe keli- melere rasgelmekteyiz. Gerek kasabası nini adı Musa geldiği zamanda bugün- kü-gibi telâffuz edildi. Amurilerin Sey hun ve Uç isminde iki kıralını öldür- dükleri tevratta görülür. Bu Uç deni- len kahramanım babası Ok olduğunu kamuslarda da bulmaktayız. Ay, Tw puh, Kudsu, Kadeş kırallıkları de ge- çer. Bir zamanlar Mısirdi Nureddin Mus- tafa Beyle İstanbulda Yusuf Ziya Bey taraflarından başlanan bu tarz araştır tirma büyük tehzillere uğratıldı, Türk dilinin kurtaluşü ile başlıyan Türk tarihi tetkikleri bu mesaiye yeni bir mafdan açtı. Yalnız şurasmı bilmeliyiz ki Jâ- gati Osmaniyedeki türkçe kelimeler bu hakikatlere bizi götüremez. O ciltler deki türkçe kelimelerin yekünü Anado Tüdaki türkçe dağ isimleri adedinden çok azdır. Teessüf olunur ki milli lâtçuyu taklit için gözlerini kapıya-|nispeten kazasız bir eğlence ol- — Yumurcaklar oynıyacak baş|sofuluk eşyaları şubesini Er in iciİteni ; si in ikide bird. * ba./tarihin milli lisânin derinleşmesini eze par a Ey Jiyete doğru (uzanmasını temin'ede- — Gülsü imseye kibrit fi..cek olan bu mesaiyi münevverler ga İlân a ere dee setelerde tatarcık kelimesile tezyif; e- ma kâğrtları, bu perdeler bir kere|diyorlar. Bu gidiş durmazsa yarınki tutuşursa hepimiz çayır çayır ya-İneslimiz bu hakikatler zirvesine bu narız... kendini Bak o zaman dünyada)hicliklerle asla vâsıl olamıyacaklar. yok bil, diye söylenirdi:ldir. (Bitmedi) HE.

Bu sayıdan diğer sayfalar: