—i—VAKIT 19 Temmüz 1931 nik anlik Beşeriyet hayatının bir timsali Karanlık bir gece, vahşi bir Yirmi ya Hayatta istiklâliyetimi EĞ im Bir gece, bir koyu karanlık gece ki kara gölgeleri biribirinin yığılarak siyah sulardan tahaccür et miş buz tabakaları gibi etrafa set ler çekmiş olsun. Bir orman, semala- ra bir isyan tehevvürü ile köpürerek yükselmiş hir orman ki o beşeriyetin küçük bir parmağına bile müdahale hakkını vermiyen sık ağaçlarının, bi. ribirine dolaşmış sarmaşıklarının, ca İlarinın arasından hir ufak yıldıza bile tehessümünün tesliyet ve huzme #ini akıtmasına imkân birakmıyor. olsun. Bir gece ile bu ormacın korkunç zulmetleri içinde O görmiyen gözlerle, tutunamıyan ellerle, sendeli- yen ayaklarla, etrafında fısıldıyan es rar mefeslerinden (Oürkerek, yüzüne buzlu temaslarla çarpan gece siyah lıklarından ürpererek geçilecek bir yol, başını koyacak bir kütük, sırtını vere eek bir lütufkâr ağaç bulmaktan Aciz bir yolcu... Bir biçare insan k' rakinin bütün © kuvvetini, © sami asınm bütün hassasiyetini, ö nünden, arkasından, bâşının üs tünden esen soğuk bir rüzgâr içinde esrarile, garaip ile, dolu hir var İiğm muammasını > halle sarfediyor, Heyhat!.. bütün bu siyah gece, bu si. yah orman içinde muhlazar fakat mü telâtim bir hayatın nefesile titriyor; etrafında hava tabakalarınm kanatlar la, ayaklarının altında toprakların hi Şırdıyan cevelânlarla ihtizazını işitiyor Gövdelerinin sütunları siyahlar için de daha siyah bir mabet acaip korkunçluğu İle beliren ağaçlarm a- rasından (kendisine (haşyet veren mararlarımı dikmiş gözlerin oşılda. “diğma dikkat ediyor. Ter tarafla © karanlıklara sinmiş, hiçbir zaman elle tutulamıyacak, mahiyeti o anla şılamıyacak bir varlık ki muamması. wn mehabeti karşısında; nihayet mağlüp ve perisan, ellerini (yüzüne kapıyarak diz üstü çöküyor; ve aezinin hiçliğine ağlıyor. İşte yirmi yaşımın o şüpheler- den, o tereddütlerden, halledileme. miş suallerin © yeislerinden, mahiyet lerine en büyük harlelerile bile ta- karrüp edilmemiş hakikatlerin fü- turlarmdan terekküp eden mücadelâtı bende öyle meyus ve menfur bir felse fe yaratmış idi; beni öyle inkâra hen- ziyen bir imana sevketmiş idi ki o bu makhuriyeti maneviyeyi itmam etmek içi bir küçük fiske kâfiydi. Ben ise, hayatta mümkün olabilen en (büyük hayretine uğramıştım hayatı mevcuttu yetin arasından görmekle melüf oldu- ğüm bir vücuttan mahrum © kalıyor- dum. Ruhumun bütün iplikleri ona yâ sıl olur ve onda düğümlendikten «on- ra hayata, eşyaya, eşhâsa geçerdi. Her akşam onun yanında, onun ya kulakla rile saçları arasından, ya çenesinin al tından rayihasını sümüren dudaklarla maneviyetimi yıkadıktan sonra İn- girah bulurdum. O da karanlık odasın da geçen uzun düşünce saatlerinden sonra beni görmekle gözlerinin güneşe tesadüf etmiş bir koyu zümrüt iltimai le parıldıyan nazarımda saadetini tek rar bulmuş olurdu. Böyle birkaç daki- ka içinde, söylemeden, söylemeğe ha- €et bırakmıyan bir hissedişle, (yirmi dört saat için kifayet edecek kuvveti a Yırdık. Bu membaı kaybetmiş oluyordum: Onun tesliyetini ararken (Mezardan sesler) yazılmış oldu. Bu küçük kitap ki pek basit fakat perişan ve meyus bir gencin felsefesinden doğmuştur İz. mirde ve İstanbulda bana en sicak muhabbetleri kazandıran bir eser oldu. Evvela O(Hizmet) tefrika et 4, o bir uzun zaman sonra (küçük ki. taplar) silsilesinde neşrolundu. Kırk seneden fazla bir zaman o olüyor ki onu e üne bilmem bugün üzerine! Foren öldü Fransanın en kuvvetli res” samı ayni zamandebir edipil İzinli cepheye dönüyor, . orman, sinsi bir musmma — buhranları — Küçük amcanın büyük tekliti— Itmam için bir karar, Yazan : Halit Ziya görmeğe cesaret bulsam onda yirmi yaşımın meftur heyecanlarını bulabi: lir miyim? ... Yalnız kalır kalmaz o Süleyman Beye sordum: — Neydi teklif edeceğin şey?. Bir çırpıda söyledi: — Ben İzmiri terketmek istiyorum. Burada balık av. lamakla geçen ömürden bıktım. İs tanbula gideceğim, bizinikileri kan Idırmağa teşebhis edeceğim. Orada faal bir hayata atılmak istiyorum. Sen de her şeyi terkederek benimle bera İber gelir misin? Güldüm: — Bilirsin ki bu o bence mümkün değildir. Benim burada bir hayatım var, yalnız kendi emeğimle "kazanılan müstakil bir hayat, Ve ben! 'bundan memnunum, bunu (terkedip başkalarının mahkümu olacak bit ha Prg çe MERİ de erit di İyata giremem. İkimiz de durduk, sonra ben ilâve ettim: — Benim de bir o tasavvurum Görüyorsun ki yavrum ven ağlamıyorum Bu kroki Forenin harp albümünden alınmıştır. a vetli ressam ve karikatüristi Foren 79 yaşında olduğu halde ölmüştür. Fören için bir karikatürist demek |: çok doğru değildir. O, beşeriyetin gü. var... Ben bundan sonra daha müs). haris, Adi taraflarını çok kuv. İtakil bir hayat yapmak İstiyorum. vetli zekâsı ve kalemi ile müthiş (bu. Babamı yalnız bırakmış olmuyorum. tuşlarla meydana çıkaran O zehir gibi j Biliyorsun ki Etem Bey — büyük bira) pir. münekkitti. OForen © insanları ve der — hukuk mezunu sıfatile memur pağisatı tehzil öder, bayağı ruhların riyet hayatına ( girmektense bâbası),,, gizli köşelerine nüfuz ederek, üç nin oyanında onunla beraber çalış. beş kalem darbesile onları teşrih eder mağa karar veriyor. Enişte Aydındaldi. yerleşti, Fitnat Hanım — büyük hem.) o Fransa — Alman boğazlaşması r şire — ikide birde babasına geliyor. nasebetile meydana getirdiği krokilerle O halde? Ben ayrılmağa karar versİdolu albom, başlı başma bir fecayı ta mekle kendi ihtiyacıma muvafık bir! rihidir. karar almış olüyorum, ve bununla kim! Foren 60 sene mütemadiyen k İe- seye de zarar vermiş olmuyorum. İminli işletti. Onunla sadece resim yap»; O benim sözlerimi ikmal etmek is-madr. Tenkitler de yazdı. Esasen Fn. tiyormuşçasına: — Bilâkis... odedi vejren üstat bir resşam olduğu kadar da yanağıma ufak bir şamarla sanki fik.lilstat bir muharrirdi. Resirterimi rimi alkışlamış-oldu. tına yazdığı kısa ve veciz (cümleler, Yarım saat sonra bana Yeni bir hie|bir'araya toplansa zamanının içtimali viyesini okürken... hayatı meydana çıkar. (Süleyman Beyin nefis bir kisanı,, (o Bu gün Fransa, Forenin o ölümil- nazımda o harikolâde bir sühuleti,hem bir ressam hemdebir muharrir, hele hicivde âteşin hir kuvveti, - fakatİLir filesof kaybetmiş oluyor. biltün bu evsafı oOimha eden tedavi! kabul etmez bir çekingenliğile bir tem! belliği vardı.) | DİJLERE DIKKAT Dişler neden çürür ? ıN Onü yarı bıraktı, sordu: — Nere ve gidiyorsun? — Karataşta bir ev buldum. Tevfik Nerzatla Ali Galip bana geliyor lar. Evden bütün eşyamı alıyorum, bun Bundan başka soğuk © iklimlerde! lar bana kifayet edecek. Kademhayır. Ça m > ” yaşıyanların dişleri sıcakta yaşıyan- la çavuş da beraher bulunacak. Görü. kilere nispeten daha çok çürür. — Biri yorsun ki mükemmel bir ev açıyorum. arabın dişlerini göz ömüne getiriniz, Tekrar sordu: — Ne vakit?.. bir de'meselâ İngilizlerinkini.. — On beş güne kadar. Kadınlarda diş çürüğü © erkekler. Bira? düşündü: Öyle ise seninle İ-İden daha çok olur. ki defa daha birer gece âlemi yapırız.| (Diş çürüğünün mevzü, (yani ağız O vakte kâdar ben de hazır bulunmuş!ve civarına git sebepleri meyanmda| olurum. Sen Karataşa ben İstanbula..İda mide tarikile alınan bazı iliçlerda| Sanki bu istitrat araya girmemiş) muhtelif azadan şırınga (| suretile gibi hicviyesinin aşağısma devam etti.)vücuda ithal (o edilen bazı ilâçların Onun bahsettiği bu gece âlem vücuda getirdiği muhtelif diş eti il. leri gençliğimin bende en lezlr hatıra.|tihabının da büyük mevkileri mevcut İarını hirakmıştır. Onlara ufak bir te- pa e İyrariyaiir v inden babee|754 !le tegaddi etmek, iş m er dişler bulunmak, O mücavirinde diş! deceğim. bulunmamasından dolayı bir dişin karşı çenedeki hirkaç dişin (o birden tazyikine maruz kalması, sağlom di- şin mücavirinde çürük diş Yulum- ması, ağızda mütaafin kökler bulun | yapılacak? mast, fena yapılmış diş cihazları kul. | Londra, Yeni bir keşfe lanılması, ağzın kapanışmın gayri göre evler asitkarbolikle mik- | muntazam oluşu, bazı | hanımların ropları öldürücü bir maddeden İve terzilerin yaptığı gibi ipliği di- inşa edilecektir. Sanayii kimyeviyelşile kesmek, dişlerile fındık, ceviz, cemiyetinin yarın ellinci semei (ve s8ire gibi sert ve kuvvetli şeyleri! devriyesini idrak etmekte olması kırmak, dişleri (kürdan) yerine ma- betile Londra 'mevaddı | 101! Ciğne firkete ve saire gibi) şey ee i ” : lerle karıştırmak ve mümasili sebep: kimyeviye fabrikasında bir sergi |er de bu meyandadır. : açılarak balka kimyanın ameli (Devamı var) faydaları gösterilecektir. Sergide Diş tabibi: Suet İsmail ayni zamanda Bakepte tesmiye | $ Karilerimin diş hakkındaki su. olunan bü yeni maddeden ma- İellerine bu siitunlarda cevap verme mul muhtelif renklerde ev eşya- (ğe çalışacağım. sı tavan ve döşeme nümünelerile türlü türlü tezyinatı mimariye teşhir olunacaktır. Halit Ziya: Uşsakizede Yeni evler nasıl 8. 4 Üsküdar Hâle sinemasında (Renkli Vesika) dubuliye 10 kuruştur. İspanyadan 'ne istiyorlar ? El Irak gazetesi yazıyor: Son zamanlarda Fas eşraf ve âyanından müteşekkil olan ve Fasın en büyük ricalinden Seyit Abdüsselim Benunanın riyaseti altında bulunan bir heyet İspan- yanın merkezi olan Madride giderek İspanya dümbüriyeti ri- calile ve devlet reisile görüşerek Rif ahalisinin metalibini izah eden ve memleketin rüesa ve ricalinden 1500 kişi tarafından imza edilen bir mazbatayı tak- dim etmiştir. Heyet İspanya devlet reisi ile mülâkatını müte- akip bir tebliğ meşrederek şu sözleri söylemiştir: “Fas heyeti ispanya cümbhuri- yetile görüşerek ona metleket melalibini arzetmiş ve beyetin ispanyada Arapça ile tedrisat yapacak yüksek - medreseler te- sisini ve Rif memleketinde eski- den harp için sarfolunan paranın talim ve terbiyeye sarfını istes miştir. Bundan başka, Rif namr na intihap olunacak bir meb'u- sun ispanya meclisine iştirakide istenilmiştir. Mülâkat son derece dostane olmuş ve 45 dakika devam etmiştir. ,, Şayanı dikkat olan nokta Rif heyetinin Ispanyayı ziyareti es- nasında İspanya ricalinden meş- kur Kürtebe camiinin Müslüman- lara iade edilmesini talep etme- si ve İspanyanın bu camii kilise olarak kullanmağa mühtac ol- madığını söylemesidir. Verilen malümata göre bazı yüksek” müren Weber Tp yol -malbuatı bu fikri tasvip et- mişlerdir. Irakta grevler ve nümayişler Irak hükümetinin — esnaflara yeni bir kazanç vergisi tarhet- wek ve bu vergiyi her ay tahsil etmek istemesi, bütünesmafların mağazalarım kapatarak üç gün grev ilân etmelerine saik olmuş- tu. Esnafların bü grevi bir müd- dettenberi şiddetli bir mahiyet almış ve bu hareket daha umumi ve siyasi mahiyeti haiz bir grev olmağa başlamıştır. Grevlere mani olmak istiyen polisler, taş ve şişe bombardı- manına maruz kalmışlardır. Halihazırda kral Faysalın Av- rupada bulunmasına mebni onun biraderi ve sabık Hicaz kralı Ali onun namına krallık vazifesini ifa etmektedir. Kral Ali, grevlerin men'i için bükümet memurlarına salâhiyet İ vermiştir. Konsoloslar dün Yalovsya bir gözinti yaptılar Dün sabah İstanbuldaki bütün ecnebi konsolosları Seyrisefainin bususi vapurile Yalovaya git- mişlerdir. Konsoloslar refakatle- rinde mihmandarlıklarını yapan Seyrisefain hususi kalem müdü- rü Refik Beyle beraber geç vas kit dönmüşlerdir. Mahköm şoförler derhal işten menedilecekler Bilümum bahri merakip, ote- mobil, otobüs işletenlerden ağır hapis cezasile mahküm bulunan- ların sür'atle işten men'i ve eh- liyetnamelerinin alınması beledi- ye riyaseti tarafından şube mü- dürlüklerine bildirilmiştir, NO GELİŞİ ——<GUZEL Baykuş Mühendislerin kendilerine re? olarak yakalarında bir arı resti taşıdiklarını bildirdim. Yenide" yeniye öğreniyorum ki mimaf” lar da baykuşu remzolarak k#” bul etmişlerdir. Baykuşun daima harabelef Üzerinde öttüğüne bakılırsa mi” marların ne diye bu kuşu yak” lâarma taktıklarını anlamak 20' oluyor. Acaba mimarlarımız, yap” tıkları binaların ergeç bu kv tarafından © ziyaret düşünerek mi bunu kabul ettiler? Bir spor klübü Fransada ve Belçikada bulu” nan muharrir ve edipler bir spof klübü yapmışlar, Avrupa gez teleri yazıyor. Bizde de böyle bir klüp teşkil olunsa da statyomda maçlars başlasa fena olmaz; fakat omaç günlerinde seyirciler, kimbilir, ne yakası açılmamış lâkırdılar duyarlardı! Bir evlenme haberi Yılmaz gazetesi, ölümünden birkaç gün evvel uçurduğu namü” tenabi balonlara ilâveten bir tane daha uçurmuş: Ben görme“ dim. söylediler: Güya, Sadri Etem evlenmiş. Günün birinde iyi bir izdivaç yapmak arzu ve ümidimde olan bu muharrir hakkında böyle uy- durma bir haber neşretmek hiç “m. olmamıştır. ik i reket versin kibu: haber Yılmaz gibi yazdığı haberin be gazetede çıktı. Şayet Yılmaz sağ olsaydı da ona: — Bu haberin doğru değil! deseydik, muhakkak o, maruf dava hikâyesinde olduğu gibi bize: — Hangisi doğru? diyecekti... Toplu Iğne Şaşmağa ma- hal yok ! Bir karimiz yazıyor: Bursanın tek iki orey ile Millet Meclisine girmiş bir meb'usu var. Bu zat matbuat hakkında meclis kürsüslün- dan ileri geri bazı sözler söy lemiş. güzeteler roman reş retmekten başka bir şey yap mıyorlar. Böyle gazete mi olur, hiç? demiş. Bütün gazeteciler bu sözler re müteessir olmuşlar. Guze teciliği hu kadar anlamamış bir meb'usun meclis kürsü sünden bu mevzu üzerine söz. söylemesine o şaşmışlar. Bence ortada lacak bir sey yoktur. Hem de iki rey İle meb'us olmuş bir zattan daha fazla bir şey bekleme. ğe hakkımız yoktur. kei miş bari ipek Kekin ipekçi imiş, bari ii da birkaç «öz söyleseydi, bü mâsele hakkında doğru bir kaç mütalen serdetseydi de gazetecilik ile gazetelere da» ir kırdığı potları affettirsey di! Meselâ Bursa ipekçiliğini mahveden sun'i ipek suiisti- mali me olduğunu anlatarak bunun önüne geçecek bir ka nuni teklif yapsaydı! Bursanın İki reyli meb'u- sunun İpekçilikte de zazele- cilikten fazla bilgisi . yaksa vay halimize!