— 6— VAKIT 18 Temmuz 1931 Dink Mademki kim olduğunuzu bilmiyo- rum, zevkleriniz, tercihleriniz hak. Yazan Hik A Fikret Adil Su birikintilerinin etrafına toplan. müş, karmları şişmiş “renkli © pazen kında bir fikrim yok, size ipsiz, sap-lentarilerinin örtemediği bacaklar ara sız bir hikâye anlatacağım. Sahi oldulsından birer barsak kırıntısı sarkan gunu (bilmiyorum, fakat yaşanmış olduğuna eminim. Bazan öyle zamanlar olur ki insan- da pek yakında büyük bir hadisenin olacağı vehmi doğar. İşte o zamanlar v: $ize sokulmak kabil değildir. Sizi se- ven kadının (o bakışlarında © aldatıcı parlayışlar görür, lâkırdılarında ya- lancılık sezersiniz. Bütün hareketle rinin altında sizden o sakladığı bir şey vardır, hiç bir şey, hatta dizleri» nize oturması bile sizi bu kamaatten vâz geçiremez; dünya bir cehennem ve hayat hiyanetten ibarettir. Asa- bi bir mizacın ağır perdesi arkasına çekilmekte ısrar ederiz. ... Dolaşıyordum. Camakânlarda “No el baba, vardı. Gözlerim pamuk sa- kalımda pırıldıyan naftalin kristalle. rime her tesadüf ettikçe, soğuk bir duşun kırbacını sirtimda Oo şaklıyor. © tramvayların dönemeçlerde çıkardık. Jar hırçın o gicirtıları arıyordum. (Çivi çiviyi söker.) Öğle oldu. çocuklar mekteplerden fırladılar; sokaklar doldu. Seyrüse- fer biran durdu. Mektepte başla- dıkları bir kavgayı sokakta — hallet- mek için döğüşen İki çocuk az kalsın bir otomobil altında kalıyordu. Son ra sükünet, Çocuklar oyuncakçı mağazalarının önlerinde toplanmışlar, o itişiyorlar, burunlarını camakânlara yapıştırarak ellerinin terslerile taze nefeslerinin yaptıkları buğuları silerek, parmak- ları ağızlarında, kurşun askerleri, tah ta atları seyrediyorlardı. erkek çocuklar, ot saçları şakakları na yapışmış, çipil gözlü şaşı kız ço cukların üstlerine çamurlar atıyor. lar. Kapı eşiklerinde hayasiz birer iyette çömelmiş, ellerile ara sıra sarkan memelerini kaldırarak, dizle rindeki piçlerini salliyan çocuklarının kırmızı, cerahatlı yara. larla dolu yüzlerinde bir sene evvel! ki dostlarından birisine bir müşshe. | çatlak, tek heceli ses-| bet arıyorlar, ler, kelimelerle hırlaşıyorlardı. larla yürüyordu. Nihayet durdu. Ya nma yaklaşınca bir bodurum kapısı nı İşaret etti, Yürüdüm, tim. Önce iki başka bir şey göremedim. Bodrumu kalın, bayıltıcı bir duman kaplamış; Ortada daha kalım bir düman sü.) tı, tunu beliriyordu, nilebilirdi. Yavaş yavaş henüz kapamadığım kapıdan duman çıktı. Kakışsız göz- lü simalar göründü. Kuyudan. gelen bir ses: Sefa gel. bir kobra yılanı de idiniz, kapıyı kapayınız, dedi. Bu söz lerden ziyade sesin boşluğu ve küru- luğu ile ipnotize olarak kapıyı kapa. dım. Burası küçük ve dört köşe bir mah zendi. Duvarları takip eden peykele- re birsürü adamlar tünemişler. bir kadınlar, ! Bizim kadin, buralara alışık adım) kapıyı it aydmlık noktadan! birlerine dayanıyorlar ve sıkışıyor. lardı. O kadar ki içlerinden birisi kalsa, yahut komşusuna bir omuz vur. sa hepsi birden iskambil kâğıtları gibi devrilecek zannediliyordu. Bu mahzun yerde yalnız kırmızı Bu kümelerin arkalarına bir çok da adam birikmiş, küçük başların ü- yerlerinden onlar da (o seyrediyorlar. Bunlar fakir aile babaları, uşaklar, işsizler, ve yahkesicilerdir. İstiklâl eaddesinin sol tarafını ta- kip ediyordum. Büyük motörlü oto-i mobiller yürüyüşümün aksi istikamet te gidiyorlardı. Bir (fizik hadisesi karşısında olmaklığıma rağmen, oto iki möbillerin süratleri aleyhine yürü- mek beni yordu. Geri döndüm, Miha- niki cereyanı takibe başladım. Önü- fanilalı bir çırak ayakta duruyor, ve bütün bu mumyalara sıra ile elin- deki “kabağı, veriyordu. Adamlar nargilenin marpucunu (o- bu bir ka mıştı - bir emzik iştahasile ağızlarına! alıyorlar ve o kadar derin bir nefes çekiyorlardı ki, içlerindeki o dumanı çıkarmak için sarfettikleri zamanda uzun bir Ohasretten sonra birlssen genç ve tecrübesiz (aşık birkaç defa kucaklaşabilirlerdi. Ayakta bekliyordum. Çırak sırası nı bitirdikten sonra geldi. bir san- me bir kahve çıktı, girecektim, bir ka-|, ,,, çeğiedi, Aycunu açarak bekle dın sokuldu. Şişman ve (yaşlıca bir! kadın. Bir zarf uzattı; aldım. Hiç di, de beni hayrete düşürmiyen bir 86- ğuk kanlılıkla açtım. Çünkü yorgun lağum onu izhara mani oluyordu. Zarttan, ağzında mavi bir mek- . tup (Otaşıyan beyaz Obir güver cim başlıklı (o bir kâğt O çıktı. Ufak param olmadığı için bir Ii ra uzatlım, Gitt. Deminki nargile ile döndü. Önce kendisi bir nefes çekti. Bana uzattı. İğrenmeme rağ. men eiğerlerimin bütün kuvvteile çek. Sonra ne oldu bilmiyorum. Yal nız genişlediğimi hissettim; göğsüm İçinde bilmediğim bir lisanda asabi büyüdü, büyüdü. Gözlerim parlaklık bir kadın elile karalanmış tanımadı- ğım bir yazı vardı. Bir hizmetçi ya- hut bir sütnineye benziyen kadın, birkaç adım ilerde o durmuştu. Elile kendisini takip Oetmemi işaret etti, ve muvafakatimi bile almadan yürü- meğe başladı. O aralık zarftan birideniz kızı, şekline girdi: | koku yükselmeseydi onu takipte te ağzını , saçlarını sarahatla görüyor- reddüt edecektim. larını kaybettiler, kulaklarımla kal bim gümbürdemeğe başladı. Alt çe nem trak diye kuru bir sesle düştü, ve deniz tutuyor ozannettim. Du- manlar gittikçe koyulaştı, toplandı, meçhul bir cereyanla sallandı, bir Gözlerini, dum. Fakat başka teferruatı seçemi- Yokuş aşağı inmeğe başladık. Ka-| yordum. dım önden gidiyor, bir top çeker atı. wn sağrıları gibi kalın bacaklarda nihayetlenen kalçaları inip kalkıyor, Sonra. sonra hiç! ... Mektubu kadına iade ettim. Aradığı bazen ona yaklaştıkça daha ziyadeladam ben olmadığımı söyledim. Ka-| büyüyordu. Vücudu, hakikatte yokuldın uzaklaştı. Ben de kahveye girip şa mail olmasına nesimiye amut durmak için havaya, geriye dayanıyordu. - Tıpkı suda kırıl- mış bir tahta gibi - Yan dan birisine saplık. Çok karanlık ve pis sokaklardı; güneşin zevâlde olmasına rağmen, aralık kapılı, içle rinden tahta kurusu kokusunun per- manganatla mahlülleştiği bir koku meşreden evlerin alt katlarında, ru- tubetli ve küflü karanlıkları delmeğe çalışan sarımtırak ziyalı, üstleri ter biyesiz sineklerin pisliklerile nokta. lanmış, ampuller yanıyordu. Bir köşeye atılmış yemek artıkları sıcak bir midenin hasretini o çekiyor-) lardı. Fakat bunlar o kadar çürü- müş ve kokmuşlardı ki, (o cinsleri en mütehassıs - baytarlar tarafından bile tayin edilemiyecek “adar kırma kö © — pekler. başlarını hıçkırıklarla çeviri) — yorlardı. ig sokaklar-| rağmen, taxyikilbir nargile ısmarladım. Fikret Adü YAĞMURU NE BEKLER JİN VE — BIRADERLER ve $" Harici Faberlic Dünya buhranının sebepleri ingiliz maliye komitesi bir rapor neşretti Londra, 14 — Lord Makmilla- | nın riyasetindeki (maliye ve sa- | nayi komitesi ) kararı uzun bir intizardan sonra bugün neşredil- miştir. Deniliyor ki: “Harbi umumidenberi her yeri istilâ eden buhranın sebeplerini nakit kıymetlerinin ademi istik- ranında aramak doğru değildir. Meselenin asıl tuhu nakte müte- allik borsa işlerinden ziyade di- ğer iktisadi faaliyetler sahasın- dadır. Bilfarz harp borçlarından dolayı hissedilen sermaye ihtiya- tinin hali tabii fevkında olması, istihsalâtı sinaiye ve züraiye tek- nik sistemlerinin büyük bir su- retle inkişafı yani vasi mikyasta istiksalın ifrati, amele ücretleri- nin istibsalle mötenasiben artı- rılmaması, gümrüklerin artması bütçe müşkülâtı büyük şehirler- de spekülasyonun yer tutması ve daha birçok mesail buhranın en birinci sebepleri meyanında- dır. ingilterenin vaziyeti hususi- yesine gelince ingiliz lirasının nizami kıymetinin hakiki kıyme- tine faik olması ve buna muka- bil Fransa ve Belçika paralarının pek düşkün olması ingiltereyide buhrana sokmakta başhca âmil olmuştur. En nihayet komite raporunda buhranın önüne geçmek . için bazı tedabir zikrediyor. Bu me- yanda evel beevel. emtia satış fiatlarını sabit bir hale getirecek bir kuşvete ihtiyaç olduğunu gösteriyor.,, Faşizm ve papalık Roma, 15 (A.A) — Gazeteler direktuarın omukarreratını tefsir etmekte, vüzubundan, parlaklı- ğından bahseylemektedir. Messagero gazetesi yazıyor: “Direktuarın (3 beyannamesi, papalık makamının tamimindeki iddialara kat'i birer cevap teşkil etmekte ve hiç bir güna tefsir ve izaba ihtiyacı olmıyan açık tasrihatta bulunmaktadır. Lavoro Fascista diyor ki: Bir kaç kelime, Papalık makamının 10,000 kelimeden ibaret olan sözlerinin kıymetini hiçe endir. meğe kâfi gelmiştir. Bir iki cümle, faşizmin kendi- sine has ahlâki bir dine sahip olduğunu ve mensuplarının onun için yaşamakta ve icabında onun için ölmekte olduklarını ispata kâfi gelmiştir. Hiç kimsenin hiç bir faikiyet ve hâkimiyet namına faşizm hak- kında şu veya bu tarzda hüküm vermesine bilhassa faşizme iftira etmesine katiyen cevaz verilemez. M. Stimson Pariste Roma, 15 (A.A) — Amerika hariciye nazırı M. Stimson ile refikası dün Parise mütevecci- hen hareket etmişlerdir. Tren hareket etiği zaman halk ingilizce olarak “Good Bye,, diye bağırmıştır. | M. Stimson, hareketinden evvel gazetecilere “italyayı ziyaretten beklediğim istifade ümidimin fevkinde çıktı dewiştir. M. Stimson'un ziyareti hakkım- | da tefsirlerde bulunan italyan matbuatı şöyle diyor: “Bu bütün buhranlara karşı koymak için cihanın kardeşçesine itilâf etme- 8i gayesini temine matuf bir te. | şebbüstür. Zira Roma hükümeti ve Faşit italya, cibanın iyiliği için teşriki mesai edilmesi lehin- de hakiki niyet ve hislerini iz- har etmiştir. Paris, 16 (A.A) — M. Laval, M. Henderson ve M. S.timson ile görüşmüş, mülâkat esnasında M. Flandin, M. Pietri, M. Pon- cet, M. Edge ve M. Tyrell hazır bulunmuştur. Lehistanda heyecanlı bir tevkif Varşova, 16 (A.A) — Bir Leh erkömharp zabiti, casusluk töh- metile tevkif edilmiştir. Jeneral Vellenlus, beraet etti Helsingfors, 16 (A.A) — Sa- bık reisi dağa kaldırmak mese- lesinde şeriki cürüm olmakla ittiham edilen jeneral Vellenius, divanâlide beraet etmiştir. Çinde komünistler Nankin, 14 (A.A) — Kırkbin kişi kadar tutan Çin komünist- leri ordusu Kanton Üzerine yü- rürken bir tel örgüsü önünde mareşal Kayşekin idaresindeki hükümet ordularile karşılaşmış ve şiddetli bir mücadeleden son- ra zabtı ve raptı olmıyan ko- münistlerin sağ cenahı büyük bir intizamsızlık içinde rüc'ata baş- lamıştır, Avusturya- Almanya gümrük birliği 4 Ne ea AA Ayn, mahkemesi reisi M. Piloiti, 20 temmuzda toplanacak ve Alman- ya - Avusturya gümrük birliği bakkındaki hukuki noktai nazarı tetkik edecek olan beynelmilel daimi adalet divanında italyayı temsil etmek üzere Lâheye git- mişlerdir. Rus ithalâtı ve Fransa Paris, 16 (A.A.)— Bir karar- name, Rus ithalâtı hakkındaki tahdit tedbirlerini ilga etmekte- dir. Gandi ve Hint kumaşı meselesi Londra, 14 — Gandi Hindis- tanda ısrar ettiği gibi Londraya Yuvarlak masa konferansına da gelirken Hint kumaşı geymekte ısrar ederse nahoş vaziyetlerm tahaaddüs edeceği söylenmekte- dir. M. Mak Donald, Berline gitmiyecek Londra, 16 (A.A) — Nazır- lar meclisinin pazartesi günü iç- timaa davet edilmesine ani su- rette karar verilmesi üzerine M. Henderson, bu içtimada hazır bulunmak üzere Londraya döne- cektir, Çiniller Japon mallarına boy- kotaj yapıyorlar Şanghay, 16 (A.A) — Son zamanlarda Korada vukua gelen hadiselere karşı mukabelei bil- misil makamında olmak Üzere Japon emtiasına karşı boykotaj ilânı için bir teşebbüs yapılmış- tir, Kiralık Daireler Ankara caddesinin en mutena nokta" sında, Orhanbey hanında f KEEP Evelki bulmacamızın Jedilmış şekl v 12345» 74910 1 k 2 m. 3 Ni 4 i. 59-8. 6 7 oi. 9 1 u Soldan sağa ve yukardan 1 — Hürriyet gibi bir şey (8) yi; 3 — Bir vapur şirketi (11) 4 — Bayrak (5) 5 — Mürailik (11) 6 — Hisset, duy (3), kapama 7 — Ankarada bir bağlık (5) 8 — Azar (4) 9 — Batmış bir dünya (8) 10 — Se (2), çevik (4) 1 — İstasyon (5) As. Fb. U. Müdürlüğünden) 65000 metre torbalık bez kalem deri 1 Yukardaki malzeme ayrı kapalı zarfla 15-8-931de on beşte ihalesi yapılacakti! Taliplerin şartname için her gi ve münakasaya girmek -iğin& o gün teminat (teklifat) ile m racaatı, (863) ( .. . ! Şartnamesinde yapılan Çelik hane malzemei iptidaiyesind' 11 numaralı şartnamede mub3” rer 400 ton ham Doomit, * ton Gesimterte Mağnezit 30 t0. Fluss Spat pazarlıkla 8-894 tarihinde saat 15 te alınacaktı Taliplerin şartnamesini o alm için hergün münakasaya girm&! için de o gün müracaatlar. Topçu Gedilli Küçük za mektebine ait bir reis tay zayede suretile satılacaktır. zayedesi 22 temmuz. 931 şamba günü saat 10 da Fa Atpazarında icra kılmacakti Taliplerin mezkür mahalde hı bulunmaları ilân olunur, (31) 8 il / Istanbul icra riyasetinden: Galatada Fermenecileide Yeni, ve rafidis hanlarında 11-12 Nu, da Kort di şerik olarak Kereste, tütün ve mad kömürü tcaretile iştiyel eden İmam #458 hacı Müstafa ve mahtümu Nesimi MEN lerin konkordato için mühlet Itası tale Istanbul İcra itiraz meretine vuku bilği müracaan üzerine İcra kıhinan terkini nettesinde konkordato twlebinin ma itibare s'ınmasına ve İcru iflâs kan” nan 278 ve 279 uncu maddeleri müs bince borçluya İki ay mühlet verilmesi ve İstanbulda Birinci vakif handa avi Fahri Beyin kömeer tayinine ve mühletin ölânile beraber icra ve dairelerile | tapü (sicil o memurlukları bildirilmesine karar verilmiş olduğu * olunur,