i» okumıyanlar Bir dostum dedi ki: — Üstatlar yeniler için okumuyor dryorlar ne dersiniz? Ben ona şu cevabı verdim: «.— Eskilerin fazla okuduğunu ben de işittim. Eskisinin karakteri her yer de böyledir. Kendisinden sonrakini kendi yapmadığı ile itham eder, Bütün kabiliyetlerini kütüphanele.. rini yaldızlı ciltlerle süslemeğe has- retmiş nice zatlar tanırım. Bunların kenarları yaldızlı kitapları sadece, bir kelebek ölüsünü, veya bir çiçek kurusu mu saklıyan bir mezardır. Şüphesiz bu şekilde kitap sahibine türbedar de! mek lâzımdır. Eski nesil okurdu diyorlar amma meler okurdu? Klâsikleri anlamadık. madıklarını, Rönesansı bize getirme. mekle ispat ettiler, Fikir ve felsefe na minâ hangi hareketi vücude getirdi- ler? Hani sistemleri, ortaya attıkları orijinal hakikatler nelerdir? Hatta ter cüme edip Türk kütüphanesine hedi. ye ettikleri eserler nelerdir? Bazı üs fatlarm roman tercüme eder gibi ru- hiyata, sosyolojiye, tarihe ait yaptık. Jarı tercümelerden vakıa bir haylisi - hAlâ piyasadadır. Bu eserlerin tercü- meden sonra ilim havasını ne kadar muhafazaya muktedir olduklarını bir , Aâz okuyup yazma bilenlere sormak kâ. fidir. Çok okuduğunu iddin eden nesil, hakikaten garip garip şeyler okurdu.! Ömrü Yüksek kaldırımla Tepebaşı &- rasında geçen nesiller Eyübün sokak larını, öğrenmek için bir frenk rehbe- re multaçtırlar memleketi bu kadar tanıyorlardı. Eyübün sokağını anla mak için Paristen kitap getirtmeğe lü zum yoktur. İnsan kalkar vapura bi ner, gider, görür. Onların okuduk, £ Tm yaptık dedikleri şeylerin çoğu böy Jedlir. Kitap yaratıcı bir şeydir. Bok- sör pirzolayı yer. Kollarında enerji halinde sarfeder. Kitap okumak ye “İiök dölabi'ğibi sırtta veya hafızada ta “germ “bir yağın değildir. Kimin okuduğu, kimin okumadığı! eserlerinden bellidir. Hem edebiyat için marazi hassasi- yeti esas olarak memlekete getirenler şimdi ne hakla edebiyatçılardan zekâ ve fikir hesabı soruyorlar. Bunu anla- mak çok müşküldür. Maamafih oku- maktan bahsolunduğuna göre İş fikir ye ilim meselesine intikal ediyor de mektir, Bugünkü nesil kart vizitli üstatla rm karşısında yepyeni bir âlemdir. Ve bu âlemin örneğini onlar kendi cep helerinde görmemişlerdir. Meselâ onlar, bir Vehbiden, bir Ni zamettin Aliden, bir Vedat Nedimden, bir Hilmi Ziyadan, bir Mükrimin Ha-i Jilden, bir Şevket Süreyyadan, Bir Hüs! revden, bir Servetten, bir Nurullah E- sallan, bir Fahrettin Kerimden bahse- didiği zaman afallıyorlar. Türkiyat « ensiitüsü neşriyatını anlıyabilmek için yeniden mektebe başlamak lâzımdır. Dersem beni mazur görünüz. SADRİ ETEM Haliç şirketi Mazot kullanıp otobüslerle i rekabet edemiyor Haliç şirketinin otobüslerle rekabeti temin için bugün va- purlarına mazot tesisatı koydur- mak fikrinde olduğunu yazmıştık. Aldığımız mâlümata göre Ha- liç şirketi bugün için bu fikrin- den vaz geçmiştir. Çünkü ma- zot tesisatı pek pahalıya mal olmaktadır. Temin edeceği fai- deler çok olmakla beraber şir- ket bunu yaptıracak vaziyette değildir. Diğer taraftan otobüslerle re- kabete mecbur olan şirket bilet- lerde tenzilâta imkân görmemek- tedir. Kazanç vergisinin safi hasılattan alınması için şehir meclisinide kararın: bekleyen şir- ket bu hususun teşrii için ikinci defa müracaat etmiştir. Belediyede: Yapılacak İşler — — Dün Muhittin Beyin riyase- Belediye merkez müdürleri, kay- makamlar, belediye reis muavinleri, dün vah Muhittin beyin riyasetinde! şehir meclisi salonunda bir yapmışlardır. İçtima üçten altıya ka-| dar devam etmiş, belediye işleri görü! İşülmüştür. İ — Bilhassa yeni bütçe yakında gele- ait kısımlarının tatbik sureti uzun uzadıya münakaşa edilmiştir. (300000) Tiradan #barei olan yol inşa atı faslındaki paranm evvelâ en müstacel ve zaruri olan yollara sar fı kararlaştırılmıştır. Bu yollar hak kında kaymakamlar izahat vermişler dir. Bundan başka (o esnafa verilen müayene cüzdanlarının dağıtılması hul msu da görüşülmüştür. Hizmetçile rin müstahdemin bürosuna kayıtları için bazı kimseler tarafından ortay! atılan şayiaların men'; işi de mevzuu bahsolmuş, muhtarların o hizmetçileri ikaz etmeleri kararlaştırılmıştır. Istanbul çöpleri i Bunlara talip olan mimar ne diyor Mimar Monçerinin belediyeye mü- racaat ederek şehirdeki çöplerden fenni bir şekilde istifade etmek (için hazır bulunduğunu yazmıştık. Bu teşebbüsü hakkında Mimar M. Monçeri dün şu malümatı vermiştir: “Çöpleri toplamak için bir teşebbüs te bulunmadım. o Toplanmış çöpler İden fenni bir şekilde istifade (etmek istiyorum. İtalyada çöpler (kimyevi bir şekilde gübreye tahvil (o edilmekte ve bu gübrelerden istifade edilmekte- dir. İstanbulda çöpler arabacılar ta- rafından denize dökülmektedir. Bele- diyeden üç ay müdetle bir müsaade is tedim. Bu müsaade verilirse şehrin birkaç yerinde çöp toplama (yerleri, ocaklar inşa edeceğim. Buralarda çöpler kimyevi bir şekilde (yanarak muayyen bir zaman zarfında gübre ha- İine gelecek ve bu gübreler mükem- mel bir surette kullanılacaktır. Gülb- renin kilosu 2 — 3 kuruşa satılabile- cektir. Bu gübreler yalnız memleket! dahilinde sarfedilebilir. Avrupaya ih- raç masrafını korumaz. halkın sıhhatini hiç bozmuıyacak şekil de inşa olunacaktır. Üç aylık tecrübe- yi müteakip belediyeye yeniden tekli- fatta bulunarak ilk'sene 50 ikinci sene 100, üçüncü sene yine yüz ocak yapa: rak bunların şehrin bütün (çöplerini belediye ile bir mukavele tiki imiya) Maltepede 5 sene- lik imar programı |, içtima) İceği için bunun inşaat ve tamirata| | © Falk B. ve yaplırdığı cadde Hususi muhabirimizden; Maltepe Anadolu sahilinde havası, bulunan Vahit efendi bizzat ge- bilhassa suyu ile temayüz etmiş bir sayfiye köyüdür. Orada tabiat hiç kıs kanç değildir. Güzel bir hava, nefis bir su, temiz bir sahil, her şey.. Fakat memleketin birçok taraflarında oldu- ğu gibi bu güzel yerde birçok zaman dan beri arık ve bakımsız kalmıştı. Gelip geçen belediye reisleri köye lâ- yık oldukları ehemmiyeti vermemişler. di. Geçen sene belediye reisliğine in- tihap edilen Faik Bey bir sene zarfın da köyün bütün ihtiyaçlarını düşünlip beş senelik bir İmar programı yapmış ve bünu tatbika başlamıştır. Belediye mizin yeni faaliyeti arsında belediye- ye (karınca kaderincel) yeni varidat bulundu. Köyün berbat yolları kâmileni ta- mir ve tanzim edildi, Demiryolundan sahile kadar uzanan temiz bir de end. de açıldı, yangının harap ettiği yer- ler temizlendi, süslendi. Su yolları tâmir; ıslâh ve mevcut lara üç çeşme ilâve edildi. Köye ağaçlar dikildi, fenerler di- kildi, vapur iskelesine bir küçük rik. Şehir dahilinde yapılacak ocaklar/tım Yapıldı. Ada ile mümakale temin olundu. Anadolu sahilinin tabii güzellik ve zenginlik itibarile en temiz, en gü- zel plâjı olan Maltepe plâji da yeni İbelediye reisimizin himmetile açılmış alabilecek bir miktara iblâğ edeceğim. Lokantaların tâsnifi Belediye iktısat müdürlüğü lokan- ta, bar, sinema, kahve, hamam, ber» berlerin sınıflara: taksimi işini tana- men bitirmiş, obu husustaki raporlar daimi encümene verilmiştir. Bir tatlı, rılmıştır. bir sebze, lanlar ikinci, 50 kuruş olanlar üçün- eti, 35 kuruş olanlar dördüncü, bun- dan aşağı olanlar ise beşinci sınıf ad- dedilmektedir. Kahveler de beş sınıftır. o Fiatlar| * 10 kuruştan yukarı, 7 buçuktan 10 ku ruşa, 5 ten 7 buçuk kuruşa, 3 buçuk- tan 5 kuruşa, ve 3 kuruş olmak üzere tesbit olunmuştur. Sinemalar da beş sınıftır. Bunlar mevkilerine, (yeni film celbine göre sınıflara ayrılmm$-i tır, Berberler de mevki #tibarile beş st nıftır. Hamamlar mevki ve cesameti itibarile dört sınıftır. Lokanta, bira-| hane, bar, densin, gazinolar polis taksimatına göre sınıflara ayrılmıştır. Muhallebici, pastacı, (şekerci, şer| betçi, pansiyonlar için henüz tetkikst bitirilmemiştir. Oteller evelce beş srmıfa ayrılarak raporu daimi encümene verilmiştir. Daimi encümen bu sınıflar meselesi | başlıyarak neticelendirecektir. Şehir haritası Yeni hudutlara göre yapılan şehir haritası ( tabettirilirken makinenin bozulması yüzünden (geri kalmıştır. Şehir rehperliği İstanbul kısmına ait haritası yapılmış, Beyoğlu ciheti ha- rzırlanmaktadır. ve bu sayede birçok halkın yazın boğu cu sıcak günlerini orada geçirmek ü- zere Maltepeye gelmelerini temin ey- lemiştir. Faik Bey gibi memleketin ziraat ve san'at hayatında hizmetleri geçmiş değerli bir mütehassısının belediye ve Buna yöre, lokantalar beş sınıfa ay|i#liğine seçilmesi Maltepeye bu sene bir|büyük faideler temin etti, İstanbulun etten ibaret olmak üzere üç kap yemek) öteki köyleri için de böyle yeni kafa- yekünu 90 olanlar birinci, 70 kuruş ©İl: belediye reisleri temenni ederiz. Limanımızda bir Evvelki akşam limanımıza hakkında esaslı bir surette tetkikata| okan mektep gemisi gelmiştir. Kandilli faciası Belkis hanımın annesi neler anlatıyor Perşembe gecesi Kandilli sırt- larında vukua gelen aşk faciası mubitte derin bir tesir uyandır. mıştır. intihar eden zabit vekili Vabit B.le öldürdüğü sevğilisi Belkis hanımı tanıyanlar iki gence de yazık olduğunu söylemekte ve aradaki suitefehhümü faciaya birinci âmil olarak göstermek- tedirler. Belkis hanımın annesi Nafia hanım dün kendisile görüşen gazetelere facianın bütün tafsi- lâtını göz yaşları arasında bu suretle anlatmıştır: “— Zevcim şehit olduğu za- man kızım henüz çok küçüktü. Bütün sıkıntılara göğüs gererek sevgili kızımı okuttum. Çalıştı ve bir kaç lisan öğrendi. Bir sene evel,o zaman henüz barbiyede lip kızımı istedi. Ben ret cevabı vermedim ve veremezdim Çün- küakızımın da onu sevdiğini biliyordum, Yalnız ona: Oğlum, sen henüz talebesin. Mektebi bitir, o zaman konuşuruz, de- dim, Vahit Efendi çok sinirli kıskanç bir gençti. Kızım bir arkadaşile selâmlaşsa fcna halde kızardı. Belkis ise onu çok sev- diği için bunlara tahammül eder- di, Vahit bir buçuk ay evvel kızıma şöyle demiş: “Babam se- ni serbest buluyor ve evlenme- mize razı olmuyor. Ben de ken- dimi öldüreceğim.,, Annesi razı Kızım bunu bana anlattı ve ilâve etti; “Anne;- ben de onsuz yaşıyamam.,, Ben hemen Vâhide bir, mektypla izdiyaca razı, oldu: Zumu bildirdim, Belkisin, ölümü: ne sebep, Vahidin babası Emin B. dir. Bu adam oğluna demişki: “Sen o kızı alırsan boynuzu ta- karsın. Bende © kıği zebirlerim.,, Vahitle kızım perşembe günü vapurda buluşmuşlar ve Kandil- liye beraber gelmişler. Vabit şöyle demiş: *Sen tahsil görmüş, açık fikirli bit kız olmasaydın babam seninle evlenmemize razı olurdu. Halbuki şimdi istemiyor şaşırdım kaldım.,, Belkis de şöyle cevap vermiş: “. Vahit, aşkım için sana ka- n olarak değil, bizmetçi olarak bile gelmiye hazırım.,, © Kazım Belkis perşembe akşamı eve geldi ve biraz sonra eniştesi | Nurullah beye uğrayıp bakkal- dan çıkolata alâcağıni söyliyerek Amerika gemisi “Nantotkiç,, isminde bir Amâri- Buharla müteharrik ve icabında yelkenden istifade için yelken tesisatı bulunan gemi Amerikan bahriye mektebi talebe- lerinden bir kısmı ile, zabit namzetlerini seyahat ettirmektedir. Talebeler, tetkik ve staj için şimdiye kadar muhtelif liman- ları dolaşmışlar bu meyanda İstanbula gelmişlerdir. Gemidekiler dün filikalarla şehre çıkarak şayanı temaşa ma balleri gezmişlerdir. Garip değil mi? Kem çatışmalarında pek fena bir yol tutuyoruz. Es- kilerin yenilere hücum ettikleri zaman tuttukları bu tarzı maale- i sef yenilerde birbirlerine karşı tatbik etmek dalâletinde bulu- Buyorlar. Vaktile gazetemizin Paris mu- habirliğini daha sonra mubarrir- liğini yapan, ve matbuat âlemin- de her balde, Hikmet Feridun B.den çok eski olan Bangu oğ- lu Tahsinden bahseden bir yazıs sında Akşamın anket muharriri bu arkadaşı kimsenin tanımadı- ğı, bilmediği, bir imza diye gösteriyor. Akşamın genç muharriri, bir, iki tertip hatasını delil diye kul lanarak Taksini adeta yazı yaz- maktan, edebiyat bahsini konuş- maktan menetmek arzusundadır. İnsafın o yerde namı yok mu? i Bangu oğlu Tahsin, Avrupada birkaç sene kalmış, Fransızcası kuvvetli bir gençtir; Istanbul Darülfünunu edebiyat fakültesin- den mezun olmuştur. Edebiyat tarihimize dair ori- jinal tetkikleri vardır ve şimdi Ankarada Gazi enstitüsünde edebiyat hocasıdır. Bu kadar meziyetlere sahip olan bir genç, Hikmet Feridun B. kadar edebi salâhiyete sahip görülmüyor, garip değil mi? Atlantid?... Bi rivayete göre Moris De- kobranın tesiri altında ka- lan, bir rivayete göre Fransızca bilmiyen, mizah yaptığı zaman mülü'efete, ciddi yandığı zaman muvafakate meyleden bir romancı, bir refikimizde “Yüz- başı Celâl,, isminde bir roman yaniz yazıyor. Bu romandan bir iki satır okuyalım: “Piyer Benuvanm o Atlantidi kitaplarının en kıymetlisi idi., Bu cümle Yüzbaşı Celâlın ki- tap merakını göstermek için ya- zılmıştır. Fakat, Piyer Benuvanın bu eseri harbi umumiden sonra in- tişar ettiği için. insanın aklına çeşit çeşit şüpheler geliyor. Aca- | ba, Yüzbaşı Celâlde muharriri gibi fransızca bilmiyor miydi? Bopin Iğne dışarı çıktı, bir daha gelmedi. Sıksık “Nurullah beyde kaldığı için ben biç merak etmedim. Hatta sabahleyin Istanbula gi- derken Nurullah beye uğradım. Kızım henüz uyanmamıştır, diye sormadım bile. Fakat öğleden sonra arkamdan kara haberi getirdiler.,, mma eyy Küçük Haberler Tartma aletleri — Mehmet (Rifat isminde'bir genç Himayej Etfal cemi" yetine müracaat ederek cemiyetin Ak manyaya sipariş ettiği otomatik insaf tartma aletlerini kendisinin yapabile ceğini bildirmiştir. * İlk karpuz mahsulü — Dün, Uzu" köprü karpuzcuları ilk defa olarak yr“ ni sene mahsulünü şehrimize (göndef mişlerdir. Karpuzlar, Meyvahoş İs kelesinde merasimle satılmıştır. —— | 20 günde devrialem Londra, «— Devriâlem seyahati y#** pan iki Amerikalı tayyareci on gün zaf fında yarı mesafeyi kat'etmişlerdir,