—— 6 — VAKII 12 MAYIS 1931 — Tır Benim bildiğim Şampanya ve aş İçin va Ma Florinalı sarhoşluk Birisi berber, birisi kâtip olan iki e Valâ, baş tarafını bermutat uzun İki arkadaş konuşuyorlardı: Ş Sir gemi Kine seter let GÜÇ EZ ankadılime dzşki) elek bir mekâle) itki ji i nların her ikisine de güler Yüz gös şi — Pek bitkin, pek zavallı bir halin! rir, kâtibi cumartesi akşamları, ber. razarak Florinalı Nâzım Beyi methet var; sebebi ne, ne oldu? ti ve birçok kitaplar için yaptığı gibi, — Üç haftadır pek fazla şampanya ir eserinin rasgele bir yerinden bir)içtim de ondan. iki beyit çıkararak (Hayrülhalefi şair) — Fakat bu tesir bu kadar devam zam) ın iktidarına (bin bürhan, binjelmez, zannederim, hit) getirdi. — Dostum, şimdi paralarını öde Valâ, bizim bazı insanları haklılmek icap ediyor da ondan. haksız methettiğimize, buna mukabil Konuşmada sür'at bazılarını da haklı haksız yerin dibine Ti arkadaş ezan sansin bicikiyteri tırdığımıza, kendilerile eğlendiğimi- le buluşup konuşamamışlardı. Nihayet ze kanaat ediyor ve kızıyor. bir akşam yemeğinde buluştular. lava Nâzım Beyi Yusuf Osman Beyin üslüp|leri zamanlarda olmuş, bitmiş hadise- tan anladığı kadar © anlıyabilmiştir.'leri biribirlerine anlatıyorlardı. Birisi! Yoksa (Zeyli makber) nâzımının aley- ötekinin konuşmasma uzun müddet indeki yazılardan değil, lehindeki yaj dikkat ettikten sonra dedi ki: zılar ve sözler yüzünden rahatı kaçtı. | — Monser, dikkat ediyorum, sen es, kisinden daha süratli konuşmağa baş. İfinr anladı, | la: . Eskiden bu kadar seri k Nazif merhum, bu kendi halinde mazdm iğ yan ve şuraya kapı çuhadarlığı Si Arkadaşı cevap verdi: len bu kalem efendisini takdir ve tah» — Evet, Sebebi de aşikâr. Haftada İsine benzer alaylarile çileden çıkarma! şi üç defa Ankaraya telefone etmek aydı, şimdi Polis mecmüasmın sabık/mecburiyetindeyim. müdürü böyle “şairi âzam helefliği,, b Benekli tavuk İlân etmez, bütün mâaşlarını kitapları» i basan matbaulara, manzum ve meh ri de çarşamba akşamları kabul di, Böylece bir müddet iki aşkın Idare etti, Nihayet berberin aşkı gu geldi ve onunla evlendi... — Düğünden sonra ilk cumartesi aki ı İdi. Kendisine değil de rakibine ran sevgilisine ufak bir serzenişti lanmak, onu küçük düşürmek her kapılan kâtip, yine her zaman İmuayyen saatte kızın oturduğu evin pısını çaldı. Kapıyı açan kadın, bü. 'ük bir telâş içinde: — A, dedi, seni İçeriye alamam, artık evliyim, bilmiyor musun? Kâtip şöyle bir yutkundu: Yan yana evleri olan iki komşu ta- z vuk beslerlerdi. Fakat bu komşulardan İsur ilânlarını neşreden gazetelere dâ- birisinin tavukları muntazaman eksi. ıtmaz, kızı Mediha Hanımı mezar M€ljir ve bu hal kendisini komşusundan zar dolaştırmaz, Kuzguncuklaki evin-i şüphe etmeğe sevkederdi. e rahat rahat oturur, hem sapa eli vi mii a — Haydi sen de, dedi, ben sana mılhem de bizim başımız dinç kalırdı. KE GSYO r gün bitişik dim sanki baksana sakalıma, kota Florinalıyı iyi tanıyanlar bilirler bilez la sokakta görünce cebim sakalını traş ettireceğim. üstadı müşarün bilbenam — ister, Mil a vee lehte, ister aleyhte — kendisinden bah Şampiyonluk bu! İsedilmesini ister. M e e ee Yektyri dedi; Necdet, amcazadesi olan Neclâya Bundan birkaç sene evvel, uzun sanki, te ise ük AE dajma kendisinin iyi bir atlet olduğan! müddet isminin gazetelere göçmediğin İkulaçan etmeli, dan, koşuculukta Kendisine. çıkışacak'den müteessir olarak bana başka biri kimse bulunmadığından bahseder, bu-|. r a — Dün akşam sizin kümese sarı Benle öğtnlir. dztards. imza ile kendi aleyhinde yazı yazılma! renkli, benekli bir tavuk geldi mi; di- istiyen bir mekti ö işti di Bir gün genç erkekle genç kız, kır. ti ” yen zo n il agam ş ği e) a la da bir gezintiye çıkmışlardı. Birdenhi GE, MN EY YU YARAN AA Me Z : ii el o — Bilmiyorum, haberim yok, Dedi. re kuvvetli rüzgâr çıktı, kızcağızın ba- meseleyi ortaya vurmuştum, gene) şındaki şapkayı kaptığı ibi aldı götür canı sıkılmamıştı. e A AŞ, Ap parayi dü. Neclâ, feryat etti: 0 öyle büyüklerdendir ki indinde in yerleştirmekle meşgul olan ço- <ı : — Necdet, haydi koş, şapkamı ya- meth ile zem, alkışla ıslık, hücumla! kala da şampiyonluğunu göreyim... müdafaa müasvidir ve, eminim, o İe- Necdet yerinden kımıldamamıştı : ihindeki yazıyı yazdığı için Valâya ne- — Yoo Neclâ, dedi, hemen fırlıya.|kadar muhabbeti arttı ise, hakkında — A, amca bey, dedi, siz de sorup duruyorsunuz; hiç kızarmış tavuğun İrengi, beneği belli olur mu? mam, hiç olmazsa arada elli metre me| bu yazıyı yazdım diye bana da minnet Acele sigorta safe olmalı ki arkasından koşup yaka duymuştur. Si i : yorta idarehamesinde telefonun lıyabileyim ! | Topin İğne — İziti çaldı. Müdür telefonu açtı: — Allo? İ o— Efendim, orası sigorta idarehs- nesi mi? — Evet efendim. : — Evimizi size sigorta ettirmek is- tiyorum, İ — Peki efendim. — Fakat bu muamelenin süratle yapılması lâzım. Telefonla sigorta eder! misiniz? | — Aman efendim hiç öyle muame- ile olur mu, madem ki müstacelen bu muameleyi yaptırmak İstiyorsnuuz, şa halde biz de hemen memürumuzu gön deririz, evi görürüz, kıymetini takdir ettiririz. Bu suretle bir an evvel mua-' mele bitmiş olur. İdareye müracaat eden zat bu ce! vap üzerine: — Fakat, dedi, işin bu kadar bej Temeğe tahammülü yoktur. | — Neden efendim?. — Çünkü evin bir tarafı tutuştu. katı keykler Bir çayhanede müşterinin birisi ken disine verilen keykleri heğenmemişti.! Garson mes'eleyi müdüre haber; verdi ve müdür müşterinin yanma ge lerek: — Çok müteessirim ki bu keykleri | beğenmiy orsunuz, dedi. Halbuki bu | çayhanenin şöhreti bu keykler üzeri-i ne bina edilmiştir. Müşteri bu cevap üzerine garip bir tarzda gülerek: — Bugünküler kadar sert ve sağ-| lam keykler yapıyorsanız bunlarla çay hane değil otel duvarları bile bina ede! Kız—(Bir apaş kahvesinde)Şurada oturan sakallı adam kim?) Erkek — O mu? Meşhur bir ressamdır. Kız—Oyle is kandisins modellik edeyim de resmimi yapsın. Erkek—Yoook... O sade banknolları model itlihaz eder . Görülüyor ki VA . Nü, Florinalıldan, sudan bahsediyorlar, görüşmedik!) | İmı bahsetmek istiyorsun? — Hayır efendim, jâmbondan. Beş Çocuk nerede ? Bir aile uzun zaman oturduğu bir evden çıkıyor, başkasına taşımıyordu.' Göç etmeğe alışmamış olan aileler için| sinin sebebi nedir? bu iş, büyük telâşı mucip olur malüm Ve şu cevabı aldı: ya. Bu telâş yetişmiyormuş gibi bir aralık evin hanımı küçük Eye 1 kaybetti, Aşağıda yok, yukarda yok. çerde yok, dışarda yok. Sordular, s4 ruşturdular. Yok, yok, yok. Nihayet eşyayı nakleden hamalla dan birisine sordu: — Kuzum, benim küçük çocuğun Hamal başını kaşıdı ve: — Vallahi, dedi, demin odadaydı; büyük halıyı katladıktan sonra orta dan kayboldu. Domuz mu,jambon mu Köylünün biri yanına bir domu; alarak yola çıkmıştı. Yolda gecel mek ve dinlenmek üzere bir hana gir. di. Hana girdiği zaman domuzu dışar. da kalmıştı, Bir müddet sonra, handa uşakl eden küçük bir çocuk içeriye gelerel köylüye sordu: — Efendi senin jambon dışarda mi kalacak, içeriye mi girecek? Ne jambonu? dışardaki domuzda! dakika evvel üzerinden bir kamyon g ti de, Alışıklık Bir mezat yerinde tellâllık eden bi: adam, bir suç işlemiş ve tevkif oluna rak muhakeme edilmişti, Muhüâkemenin sonunda hüküm te! liğ olundu. Hâkim: — Bu suçtan seni on seneye mah küm ediyorum dedi. Adamcağız o &t rada dalgınlığı üzerinde idi. Birdenbi re nerede bulunduğunu unutarak: — Haydi on, diye, bağırdı. Ona vi riyorum, arttıran yok mu ? Güzel ses — Bu esmer hanımın sesini bu ki dar fazla methetmelerinin sebebini bi türlü anlıyamıyorum. Sarışın hanımı! sesi daha zengindir... — Azizim, esmer hanımın baba bilirsiniz. gn zengin de ondan, Dünyanın her tarafında yapılan güzellik müsabakaları kabak tadı verdi. Bir de pasaport resimleri arasında bir çirkinlik müsabakası yapılsa nasıl olur acaba ? al Tİ a N | Amazon Muallim, bir talebesine — Bazı kadınlara Amazon — Efendim, Amazon nehri gibi larr açıktır ve kapanmak nedif de onun İçin... Sebep İş adamlarından biri her 8 İzeri yazıhanesinden çıktıktan İzası olduğu klübe uğrar, orsdi i 'z AFERİN. dj viski ısmarlar ve onu iki gözünü /8 rak içerdi, r Bu adamın bu garip adeti * bütün azası arasında cip olurdu. Onun bu hai lar, fakat bir türlü sebebini mezlerdi. Nihayet içlerinden bir — Ben doğrudan d ne sorarım! dedi ve yanma du: — Dostum, buraya her ayyen saatte geliyor, bir İvorsunuz. Buraya kadar telâkki edilecek bir şey yok İmüsade edin de sorayım, D4 İken neden gözlerinizi kapn v Adam cevap verdi: e — Ha, dedi, bunu mü 1 İyorsunuz. Anlatayım: gi Bu saat oldu mu benim “çi İ görür görmez ağzım “m buki ben viskiyi susuz ve “©” isterim... İLİ e re. 2— mu zi