Darülfünun ve gazete- cilik mektebi Gazetecilik mektebi sözleri yine 8- #vlendi. Hukuk fakültesinde açılacak m enstitüsünde bir de gazetecilik me bulunacakmış! Gazeteciler İ- meslek mektebi lâzım mıdır? Bu sö 38 cevap verilmeden evvel bizde gazete Umumi kültür maldmatı ne dere “ededir? Iyi düşünmek ve ona göre hn Aranmak lâzımdır. Bence gazetecilik mektebi yahut da unda gazetecilik kürsüsü, günde ve ya haftalık gazetelere muharrir irecek bir çıraklık yurdu olmak» ziyade içtimai mahiyeti olan gağ€- İğin cemiyet üzerindeki tesirini için vücude getirilecek bir içti Maiyat lâboratuvarı demektir, Modern) gi “emiyette efkârı umumiyeyi dokuyan Ünzete tetkik edilecek içtimaiyat mev- Mulârından birini tşkil etmektedir. Bu ü cemiyet İle gazete o kadar biri- birine bağlıdır ki bugünkü cemiyeti ân için gazeteyi, onun dününü, bu- li yarınmı eyice anlamak Jâzım- Zehirli gaz cephelerden içeri girince Gelecek harplerde insanlar maskesiz iş göre- miyecekler, hatta muhabbet ederken bile maskelerini çıkaramıyacaklar Cemiyeti Akvai m cihan sulh ve müsalemeti için Cenevrede lanırken bir taraftan da müs- takbal harbin ne gibi şerait da- bilinde vukua geleceği hakkında mütalealar yürütülmesine devam edilmektedir. Bir taraftan Mösyö Musolini'nin muahedelerin tadili hakkındaki ka'i sözleri diğer taraftan (Hitlerin o Almanyada uyandırdığı feveran cihan sulh ve müsalemetinin devamını hayli şüpheli gösteriyor. u arada bir istikbal harbi hak» kında yürütülen tahminler çok garip ve calibi dikkattir. Meselâ istikbal barbinin en mühim «ilâ» hnın zehirli gazlar olacağı ka- İ naati mevcuttur. Eğer bu tahmin doğru çıkarsa gaz harbi cephe- dır, Modern siyaset hereketleri, iktsat hareketleri, hukuk hareketleri, sdli hü ler, edebiyat ve Jisan cereyanları N gazeteleri de bu ceryan- lardan ayırmak müşküldür. Binaena- İtyhi ilim adamı sıfatile cemiyeti tanı-| Mak istiyenler bu cereyanların kana dârımı da tanımak mecburiyetindedir - ler, Başka memleketlerde bunun bir de) Üni teşekkül etmiştir. Alman darülfü- Munlarından ekserisi bir kaç sene ev- vel birer gazetecilik kürsüsü açtılar. Hatta bu yeni ilmin tetebbülerini ço- Önltmak için enstitüler bile vücude £*- tirildi. Bu müesseseleri Kolonya, Lâypzig, Drestende görmek mümkündür. Mese lâ, Berlin darülfünunu gazetecilik kür süsü müderrisi Doktor (Darifat) ım ens e retle bahsettiler. Be.lin darülfünunu Alr-anyada ilk weşriyattan beri yapılan © neşriyatın tam bir fihristini vücude getirmiştir. Fransada, geçen sene (sciences soiales) kolejinde asrı hazır cemiy-iinde gaze tecilik hakkın? . on bir kurs açılmıştır. Bu kursları idare edenler meslekten) yetişme gazetecilerdi. İlk konfrans meselesi, büyük ilânı harp, sulh konferansları gibi mesel» lerde matbuatın ve efkârr umumiyenin ve içtimai mekenizmanm tesir ve aw si tesirleri tetkik edildi. Bundan sonra bir batı meslektaş saree se <ili oğisi hakkında malümei ia meslektaş istihik- Tattan bahsetti, Bir başku konferansta devletle matbustın münasebeti tetkik *dildi. Bir başka derste bir sini müteskip iki sulh konferansında aldı tı Si eri nasıl tarsin ettiği anlatıldı. Gazeteciler sindikası mevzu, oldu. Ve nihayet içtimaiyat sw) faldeti, ameli tecrübe elde et mek için neticeler çıkarılmıya çalışıldı. Bizde de darülfünunun ilim yapma r icra etmesini | Tefrika numar: Yazan *Garp cephesinde .. Erik Maria Remargu€ İ İk karı düşkünüsün.. jru lerden içeriye girecek demektir, O vakit oharbeden memleket- lerdeki bütün balk gaz hücumu- na karşı tedabiri tahaffuziye almak) gaz maskeleri arkasından yekdi- mecburiyetinde kalacaklardır. ğerile tatlı sözler taati edecek» | kadar garip ve hatta ne kadar Meselâ resimde gördüğünüz | lerl Ayni suretle lokantalarda | can sıkıcı olacağı kolayca anla- eçhile birbirile sevişen iki genç i i Gelecek herpler esnasında evlerinde konuşan iki sevgili Sahte katil Bundan bir müddet evvel şimali Fransada Bolonyada Lötütr isminde biri tenha yollarda gördüğü kadmlara taarruz töhmeti ile (tevkif edilmişti. Iğlütr tevkif edildikten sonra iki se me mukaddem öldürülerek (kendisine tecavüz olunan ve müitearrız zabıtacu meydana çıkarılamıyan Mis Florans Vilson ismindeki bir ingiliz mürebbiye- yi öldürdüğü İfadesinde bulunmuştu. Lölütrün bu iddiasmış doğru olmadığı! Prausauva DolonysdavLölur isminde Ahliksız. delikanlının tefahur tahkikat neticesinde anlaşmış) için bu cinayeti üzerine uldığı anlasıl dmlara yaptığı taaruzlardan (dolayi muhakeme edilmiş ve yedi sene hap se mahküm olmuştur. Tahkikat ve mah keme esnasmda büyük bir Tâkayitlik gösteren ahlâksız delikanlı hakkındaki karar okunduğu sırada hiçbir tesir ib raz etmemiştir. maa Darülbedayi Temsilleri Bu akşam saat 2130da yalnız muallim ve talebeye mahsus İSTANBUL BELEDİYESİ Ernest Ül Tl zmn İİ nabi Zek 5 “Nİ | Kişe hergün saat 13 ten isberen açıktır Ale yaşını kadir olan oÇocukise tiyatroya kabul Olunmaz birdenbire kırmızı meşinden Geçenlerde rinden biri Fridel Hirlen namın- da genç bir kızın resmini der. cetmiş, gazetede resmin çık- ması Üzerine bu kıza 1120 genç talip olmuştur. Kısmeti bu kadar açık güzel- lere nadir tesadüf edilir. İ a A NM tabii görmelidir. Ve zannederim ki da rülfünunda gazetecilik kürsüsünden bahsec ...ler bunları kastederler yokua| bir meslek mektebi vücude getirmeyi gaye edinmezler. DarüMünunün gaze. teyi içtimai mevzu olarak bir kürsü. de tetkik etmesi eğer mütehassıs bulur sa çök faydalı olur. Yasin Hoca 3 perde vx 00 Italyada çevrilmekte olan yeni bir filmin adı «Yeni Italya» dır. Esere birkaç çocuk artis te iştirak etmiştir. Bunların biri a Bakkarini namındâ mini mini bir yavrudur. Sadri Etem Ve koşarak dönüyorum. Gayem — ım anlamiıyacak me var. Vaktile onun sıskalığından boyuna şi- kâyet ederdin. Malâm ya! sen de Şiş.'leri parlatan bir sima. Kalbim çarpa» zamanda üniforma ve siperlerden e- rak duruyorum bu Adel... velki gençliğimi de bulacağım... Birdenbire içerimde ölmüş gecelerin) — Adel?... Artür kafasını salhıyarak diyor ki: Etrafına bir nazar atıyor: — Böyle şeyleri asla hatırlamıyo- ları yanında gölgeye saklanırdık. Bej Yan.yana yürüyoruz. Sis omuzları- di içinde kaybolup gidiyor. Va. tanten gülmeğe başlıyor: | — İnsan ne çabuk değişiyor değil i Ernst?” Cephede fakir düşkün bir yi vardı, Şimdi ise mutantan yaşı. yaz (süveyter) Ji Kızların çıkmasını) mızın arasından kayıyor, Volf havlıya- beklerdik. Onlar çıkınca arkalarından)rak etrafımızda halka çeviriyor. Tram koşar sonra önlerine geçerek yüz vay çanları duyuluyor. Bizi ihata eden dik dik bakardık. Onlar kaçarlar hizlcihan tatlı ve ılık gözüküyor. Gençliği Av adam halini takınmış.. Bilir'|yine kovalardık. Onları bir yerde gör'lmin hissi tekrar beni tamamen ve tit- yan Dİ zada ne açık saçık masallar) düğümün zaman musirrane takip etmek|rek bir halde kapladı. Bir dalga gibi sin yat OİL ise böyle lâflara ya-|liğimizin hatırası silinecek şey mi? On-İşişiyor seneler gözden nihan oldu. Sr jörürsün günün birin|lara bir söz söylemeye çekinirdik. Yak)ki bir kavis — kavsi kuzah — bi yi ıslah için bir ce-İnız evlerine girecekleri sırada olancajlı tak sisi arasında mazi ile at İcesaretimizi topliyarak (yine görüşe: tediyor.. Neden abhsettiğimizi söyliye İlim) diye bağırıp kaçardık, mem: zaten haizi ehemmiyet değil, if a özüküyor.| me birde ya...| çabucak diyorum Ki: na yürüyorduk. Mazinin bu aheng dolaşıyoruz. Sis dali (o — Bir az geri döneceğim. Birisine'sessiz fakat gayet tatir ahenk sisle oynu) liyetek bir sözüm Yar. Şimdi sana) <özükmüş bulunuyor ve onunla be yaumtrak zi-lerişirim, ber rüyaların şelâlesi, arzuların kafi- naşmıyor > de ahlâkı umumiye miyet teşkiline ka Diyorum ki: d — Fukat işleri Y isi 0 hiç olmazsa ne “ir uzaklarda galanıyor. Volf adeta we Simalar gelip geşiyor mıyacaktır. Böyle bir hayatın ne- | ya esen parlıyor. Sonra altında göze içinde kırmızı şapkayı bulmak.. Aynilipek gibi Valantem etrafına bakmıyor. Ona izi ehemmiyet olan cihet su hi yan ya. ” 5 — VAKIT 17 ŞUBAT 1931 mere Giresun ahvali Giresundan aldığımız malüma- ta göre geçen sene fındık mah- sulünün hiç olmaması neticesi olarak zuhur eden iktisadi bub- ran bu sene hafiflemiştir. Gires sun bavalisinde alnan fındık mahsulünün yekünu bu sene 450 bin ile 500 bin kantar ara“ sındadır. Tüccardan borçlarını yüzde elli, bazan yüzde yetmiş nisbetinde, hatta tamamen öde“ müş olanlar vardır. Bunlar önü müzdeki mahsul zamanmda yeni bir fındık olmaz da 400 bin kan- tar kadar mahsul alınırsa borç- larının tamamını ödemiş olacaks lardır. Köylülere gelince, bura larda vaziyet biraz daha ağırdır. Köylülerde borçlarmın bir mik“ darını ödemiş iselerde tüccar sınıfı kadar değildir. Bunlar an i cak yüzde 30 nisbetinde borç ödeye bilmişlerdir. Bununla be“ raber vaziyetleri her sene biraz | salâha doğru gidecektir. Giresun ahvali asayiş noktasından iyidir. Yalnız son bufta içinde biri sa hildeki Adabük köyünde, diğeş dahilde bir köyde olmak üzere İ iki katil vak'ası olmuştur. Ba vak'alar (Giresun O havalisinde mevcut solan Kangütme adetinin İ elim bir neticesidir. Maalesef Cür- İ huriyet devrine bir suretle ya- kışmıyan bu hallerin henüz bus ralarda önüne geçilememiştir. Sırf cehalet eseri olan bu hâllerin bilmiyoruz ne vakit önüne geçi: lebilecektir? Komşu ve kardeş vatandaşlar arasındaki kanlı vak'» alar ne vakit tarihe ve maziye karışacaktır. Bir teberrü Beylerbeyinde Sira yalılarda oturan Ahmet Pş. zade Ragıp B, Çengelköy 28 inci ilk mektep» te okuyan fakir talebeye veril- mek üzere 20 tane ayakkabı ve çorap hediye etmiş ve bayram üzeri gönüllerini almışlar. Mektep müdürü H. bize gön- derdiği bir mektupta bu insani- yete teşekkür etmektedir. — a — Evlenme Avukat Hasan Hayri Beyin kızı Semiha Hanımla Aptülfey- yaz Tefik Beyin oğla muallim Aziz Beyin evlenmeleri dün Bayoğlu nikâh — tesçil edilmiştir. Tebrik ve saa» detlerinin (devamını (temenni ! ederiz. 19 Şubat Perşembe matineden itibaren Majik sinemasında Düztaban Bastıbacak BAĞDAT e? giy yeşilliği pırıldıyor; kavakla- rın gümüş hışırtısı şarkı söylüyer; gençliğin eazip ufku tekrar gözüküyor.. Çok yürüdük mü? onu da bilmiyo. jrum. Yalnız ve koşarak avdet ediyg- İrum. Adel gitti fakat rengârenk cesim İl aoru Sar t oluyorum. Sonra ümit, mahzu ziyet, küçük çocukluk odam, yaz, ye sünlu kuleler, büyük misafirler... | ge “geliyorum! Onunla lanteni araş g Höğüme li e il ollan geçen biri. inçle elini vurarak bas Villiye ra İnin omuzuna se giriyor; — Yay! Kukef... Babalık. Nereilen un be?., 1yor: — Ne talih ha ia karşılaşıyor? Hayatta insan nas) (Bitmedi)