—2 — VAKIT 17 ŞUBAT 5 EE e kiki 1931 ER Dayıma dair — Harap konak — Yıkık mahzende pan- domima — Fahriye Hanım ve Gülter kalfa — Galata tiyatroları — Resmi Efendi — Büyük ve küçük Amelyalarla Peroz Hanım bu hatıraların sahnesinde arı endam ediyorlar Bazı çocukluk hatıralarında geci- kirken bir kış gününe tesadüf etmiş kız gin bir güneşte ısmıyormuşçasına bir haz duyuyorum, ve iliklerime kadar bir mestlik icinde uyuşuyorum. Bunlardan öyleleri var ki onlara temas ederken| bana o leziz, fakat heyhat! uzak leri yaşattıkları için sadakat ve dayım. Dayımdan bahsetmek için bu hisle doluyum: O beni çok severdi ek| bette ben de onu severdim, ihtiyarlığa yaklaşmış bu adamla daha üç beş k rış boyunda olan bu çocuk arasında baş hyan sevgi neye müptenidi. Bunun ka- rışık sebeplerini ayıklamak pek kolay olmıyacaktır, yalnız bir büyük sebep vardı. O pek tuhaftı, beni de pek tuhaf buluyor olmalıydı ki bu noktada hâsıl olan iştirak bizi yekdiğerimize yaklas- tarmıştı. Daha ben kucakta iken o yaş- mak ferace takar, bir aewze kıyafetine girer, beni korkuturdu; ben bunun hem oyun olduğunu bilir, hem fena hâlde korkarak ağlardım. Böyle başlı. yan mülâtafe gittikçe eşkülini değişti rerek nihayet onun Kıztaşına evine gi. derken Saraçhaneden geçerek sık sık! beni aksam yemeğine götürmesine in- kılâp etti, Bugünlerde mutlaka fevkalâ de bir yemek bulunurdu. Onun en bü.! ük-|Biz burada tiyatro oynardık, ran borçlarımı ödemiş olmak itminanın! Yâzan : Halit Ziya çenin alt seddinde bir mahzen yıkıntı. sına giderdik. Oyun yerimiz orasıydı. Cemal, İkbal, dayımın bütün iri ufaklı diğer çocukları, sonra komşulardan üç beş çocuk daha, bilir myim kimler, en sonra, daha doğrusu n başta İkbalin asıl arkadaşı: Nadire... yahut daha sadık bir tabir ile, pandamima., Burada bir istitrat ile dayımın bir macerayı aşkını hikâye etmeliyim: Dayımın bir aşk ile iptida eden ilk izdivacı bir hiddet çılgınlığında talâkı selâse İle bitmişti ve iki taraf yekdiğe- rine delice müptelâ oldukları halde e sastan âri bir Widdetin tevlit ettiği bu musibeti tamire çare bulunamamıştı; mevcut çareye, ki hulle idi, müracaat için aşkı he mbi rsaik hem bir hail idi. Ve bu vaziyetine nihayet vermek üze- re dayımm bir ikinci izdivacı vukua gelmişti. Yalnız bizce hep yenge sıfa- tile ailenin azayı asliyesinden addolu nan ve hepimizce sevilip muhterem tutulan ilk zevcesi, Fahriye Hanım, bir türlü tekrar bir izdivaca rıza gös| teremedi ve dayımın vefatıma kadar, belki yirmi sene devam eden bir mere) kalp ile, onun kendisine tekrar avdeti ihtimalinin mefkudiyetine rağmen aş- kına sadık kaldı. yük zevki bedestende dolabını kapa. dıktan sonra e akşam için mutasavver! olan yemeğin Tevazımını en meşhur! yerlerden tedarik etmek ve pişecek sel yi kendi pişirmek idi. Bundan tevellüt eden zevkini itmam etmek için de behe- mehal ben yanında olmalıydım. Onun ilk zevcesinden olan oğlu Cemal ile i- kinci zevcesinin ilk izdivacından olan Üvey kızı İkbal, sonra sıra ile, boy boy birçok çocukları vardı. Bunlardan bu gün şurada burada dağınık, üçüncü, dördüncü batm çocuklardan haşka ne kaldı? Birer hazin hatıra. Kıztaşı civ terkedildikten sonra bu! giyafetlere nihayet verildi, Onun Zey- rek civarında yeni ikametgâhını teşkil eden konağın mütenddit bölükleri, bit- mez tükenmez merdivenlerile deh ri, bir türlü tertibatını ve adedini tedemediğim. odalrı, sofaları var | Bence tanılmış sadakati âşıkane ka- sidelerinin en yükseği olan bu hatıra- yı kaydetmeden geçmeğe bir günah nazarile baktım ve onu kaydederken kadınlığın bu ulvi timsalini takdis ile, selâmladım. Bu hatıradan bahsederken yine ha- yatımın bu deyresine ait diğer bir aşk kasidesini tahattür ediyorum: Annemin husüst hizmetinde bulunan bir cariyesi vâtdı ki'esmer, karakuru,. çatık kaşlı, mağmüm cehreli bir çer. kes kızı idi; güzel değil, hatta herkes! tarafından sevilmiş olmasydı, belki gir kin denilebilirdi. Edip, halük ve vekar dan ziyade kibre mahmul olacak de recede ciddi olan Gülter birâderimin izdivacını müteakip hastalandı ve dö- | şeğe düştü. Teverrüm etmiş dendi ve larına müsadif olmak lâzımgeleceğinin hastalığın sirayeti tehlikesine rağmen ve bunların üstünde her tarafından her) yabi solukları esen yıkılmağa müheyya| Biyah tavanları vardı. Beh Yurada ürkerdim, dayımın ğı, | satetile Gülterin bir ricası vukua gel Bfendi de yine burada #ejisör sıfatı halinde ürkmüş bir mana vardı. Artık yemek düşünmüyor, uzun boyu gittik- çe daha ziyade öne meyyal bir inhina alıyordu, Bu konağın bit bahçesi vardı ki orada ağaçla İçin davet eden bir arzu'ile, bunlarm Brasından kendimize yol açar ve ta bah “VAKIT ım tefrikas :89 — Dört dıvar.. Şerefe korkuluklarının * bir kesmı dökülmüş külâhsız tom- bul bir minare. Bu cami harabesi le evin arasında büyük bir ağaç var,, Etraf sekenesi hicret etmiş metruk bir memlekete benziyor. Tal uzaklarda tüten uzun bir baca var.) Fabrika mı? Bilmem ki... İçinde bulunduğum halde be- nİm keşfedemediğim bu yeri siz nasıl arayıp ta bulabileceksiniz? Vaziyetimi yüzüm kızarmadan nasıl haber vereyim? Bu ev tek sermayeli bir uumumhanedir. Bu annemin ısrarı üzerine evde tedavsine karar verildi. Bir gece eski dadılardan birinin ve-! — EthemBeyi görmek isterim! de-! miş. Biraz hayretle fakat derhal müvafa r” çalılar, otlar hi. Katle telâkki olunan bu rica üzerine gelen telgraf ertesi gün için benden ribirine karışmış, yolları kaplamıştı. biraderimi onun odasına götürdüler, ancak iki yaş büyük bir amcanın vürü:| Biz, çocuklar, her adımda bir yılanın a-|ve Yalnız bıraktılar. Yarım saatten az dunu haber verince duyduğum sevinç- yaklarımıza dolâsacağımdan korka kor-'süren bir zamandan sonra bimderimin,| te, bizim pandomima ka, fakat bu muhtemel tehlikeyi için hasta odasndan, sapsarı çıktığına şahit aan'atkârın daha iltihakr ihtimalinin lolduk. i Titriyen bir sesle anlattı: Yatağın u- rem müşteriler kabul olunur. . “Bu edepsizliğe bütün metane- İtimle karşı koyuyorum... Elime bıçak, zehir, beni ölüme kavuştu- racak böyle bir şey geçirebilsem hemen intihar edeceğim.,, “Diri. Diri girdiğim bu mezar- dan belki sağ çıkamam kocama söyleyiniz beni affetsin. Onu yal- İnız bir kişi ile aldattım. Bu kişi de sensin Çelebi.. & Sadakatsizliğime vukufundan sonra kocam beni br- rakmalr idi.. Bırakmadı. Ve bırak- maması yüzünden aramızda tahad- .. memura sesammanssananuanannasasmasnna. | çuna ilişerek otrumuş, Gülter bir keli! me söylemeden uzun uzun ona bakmş, sonra iki ellerile yüzünü kapamış, ak) Yamış, ağlamış, nihayet ancak işitilen İbir sesle: — Ellerinizi bana verir mel isiniz? demiş ve onları iki elerile tuta- rak dudaklarına götürmüş, öpmüş, öp-| İmüş, onu müteakip kendisini yastıkla” rma salvererek: — Şimdi gidiniz! demiş, | Biraderimin bu hikâyeyi anlatırken| her kelimede bir tevakkuf edişi vardı| İve oun takip eden kelimeyi zorlukla söylüyordu. Hikâyesini bitirince bütün İdinliyenler, biraderimin genç zevcesi, ve hikâyenin mahiyetini anlamıyan fa kat fecaatini hisseden ben de “e eoşurik ağladık. -Gülter o gece vefat! elti ve bütün atında hatta taallâk| ettiği şahsa bile hissettirmediği biçare sırrını ancak son saatinde ifşa ederek| kendisine hiçbir sürur nasibesi vermi- jyen dünyayı bırakıp gitti. İ Bu harap konağın metruk bahçesin-! e, yıkık mahzende pandomima oynar-| dık, demiştim. Bunun için teşkilâtı mahsusa yapılmış idi, Bu mübim işin başında da babamın aile çocukları için bir nevi seyran ve eğlence nazırı vazife sini verdiği bir Resmi Efendi vardı ki dayımın kaimbiraderi idi. Bu zat ken- disine verilecek srfatın haysiyetini mü- hafaza etmekle beraber huzurunu ç0- cuklar için sıkıntılı bir refakat olmak:| tan kurtarırdı. Bu Resmi Efendi, sonra| ları hayatıma çok karışmış ve beni ken| disinden daima memnun bırakmış, ha» kikaten efendi !tlakına şayan bir adam- dı ki o vakitlerde tatil ve bayram| günleri bizi İstanbulun dört köşesinde gezdirir, çocukların gidebilecekleri her| eğlence yerine götürürdü. Bu meyanda! Galatanm Alkazar damerik ve Afrika,! Yüksek kaldırımm Maymunlu yahut! aynalı, iyi hatırımda değil, ityatrola- rma da giderdik. Bunlara tiyatro de- mek içim büyük bir'mtisnndetiriir VA. zın olmakla. beraber'o neslin * bütüm! gehçleti büyük Amelya ile küçük Amel yayı, hatta Peruz Hanımı buralarda sevmişler, meshur palyaço Paskal bu- ralarda alkışlamışlardır. İşte ben on yaşlarında iken bu salı nelerin genç güzel sanatkârları olan bu kadınların son zamanları kaç yaş» tayinini iyi hesap yapmak meharetine malik olanlara terkederim . Biz pandomimacılığa bu sahnelerde görülen şeylerle temayül ettik, Resmi iktisap etti, İşte Menekşeli zade Emin Efendinin bende o büyük tesiri yapan siyasi nut- kunun gecesi, herkese korku vererek! oyunlarma bir büyük bir hissesi vardı. Halit Ziya: Uşşaki zade bi kendisidir. “Çelebi kâğıt bitti. Artık nokta koyacak yer yok. Hasretinle yanan Bira satışları serbest olacak Bomonti şirktinin Istanbuldaki satışları tamamen Rum acente- lerinin elinde bulunduğundan ve Türklere komsiyon vermediğin- den şikâyet ediliyordu. Haber aldığımıza göre Bomonti şirketi İstanbuldaki acenteliklerini lâğ- vederek bira satışını serbest bırak- mağa karar vermiştir. Şu kadar kt fabrikadan bira alacakların asgari bir miktar üzerinden mü- bayaz etmeleri lâzım gelecektir. Bu asgari miktarın ne olacağı henüz kat'i olarak tayin edilme- miştir. İlk içtima edecek Meclisi idarenin buhususta karar vereceği söylenmektedir. İntihabat usulü kolay- laştırılıyor. Umumi meolis intihabatına ka- dınlar da iştirak edecekler Ankara, 16 — Dahiliye vekâ- leti vilâyetlerin hususi idareleri kanuni lâyıhasına bazı ilâveler yapılmasını teklif etmiştir. Bunlar intihabata dairdir. Buna nazaran nüfus idareleri bir intihap defteri tutacaklar, müddeiumumiler in- tihbap hakkına tesir yapabilecek her mahkümiyet kararını azami 15 gün içinde alâkadar nüfus idarelerine o bildirmeğe mecbur olacaklardır. Bu suretle meb'us, belediye ve umumi meclis aza- lıkları ve sair intihaplarda her- kes Avrupada olduğu gibi, nü- fu hüviyet cüzdanımı" sandığın başmda bulunan alâkadar me- murlara göstererek revini kulla- nacaktır. Şimdiye kadar kullanılan cet- vel usulü kaldırılacaktır. Mevsuk addedilen bir habere göre vilâ- yetlerin hususi idareleri kanuni lâyıbasının umumi meclis intiha- | bına ait faslında seçmek ve se- çilmek için konulan kayıtlar ara- | sında Ginsiyet farkı yoktur. Bu itibarla kadınlarında iştiraki asıldır. Ancak muvakkat maddele- rin birinde muayyen bir zaman için umumi meclis intihabatına yalnız erkeklerin iştirak edebile- cekleri tasrih edilmektedir. Bu muayyen müddet geçtikten Avrupa birliği konferan sında murahheslarımız Ankara — Avwupa bir konferans siyasi noktadan duğu kadar iktisadi cep den çok mübim telâkki e« mektedir, Konferans Avrupa siyasi, mali sahada tanınmış mübim simaları bir araya top mış olacaktır. Bu mühim konl| ransa o memleketimizden mi murabbas olarak hariciye vel Tevfik Rüştü, iktisat vekili $ ref Beylerin bilhassa iştir edecekleri anlaşılmaktadır. İ Üfürükçüunün merıtetlerin, bakın!... Antalya, — Polis, Kıbn Mustafa hoca isminde birisi yakalamıştır. Bu hoca üfürükç lükle meşgul olmaktadır. Evini bu işe dair birçok kitaplar ' kâğıtlar bulunmuştur. Bu kâğı ların arasında bir nalından rest de vardır. Bu malından Hiz. Al nin nalın imişl Bunun resmi üzerinde bulunduran kazaya bi lâya, ölüm tehlikesine, soyulmıy boğulmıya uğramazmış. Hulâs Bu nalın yetmiş derde deva imi Polis üfürükçünün Nakşibeni tarikatine mensup olduğunu te bit etmiş ve bu gültnç olmaki beraber kendisini adliyeye tet lim etmiştir. Güzel bacak müsabakamız Güzel bacak müsabakami zan nihayete eremsine bir kaç gün kaldı. Elimizde bulunan resimlerle ayın yirmisine ka“ dar Fata Bilmem - at ederek resiielerini çoktire- cek wmlara ait resimler hep bir arada bayram ertesi çıkacak ilk hüshamızda ayrı ayrı kuponlarla neşredilecek ve müsabakamız bü soretle nihayetlenmis olacaktır. Birinciliği kazanacak hanı mın alacağı hediyeler e bir sene müddetle her hafin bir çift ipekli çorap vardır. İkinetliği kazanacak olan ha- nım üç ayda bir çift iskarpine malik olacaktır. Müsabaka ne ticesinde kazanacak (yirmi beş hanım muhtelif hediyeler alacaklar bu meyanda şehri- mizin en büyük kürk ticaret hanesi olan Beyko müessese. si mantolarımın kol ve yaka- larını istedikleri cici kürkler» le süsliyecektir. ten sona kadınlarda umumi in- | tihababna, iştirak edeceklerdir. Esasen bu muvakkat maddenin lâyıhanın meclisteki müzakeresi esnasında ne şekil alacağı ma- | lâm değild ine gel yav yum. — Kalbim bu ateşe dayanamıya dudaklarımla senin yanaklarından|cak.. Bırak baba infilâk etsin. O- muhterem babamız filesofun mü- İcâl Filesof mektubu bitirip te oğlu- nun yüzüne bakınca onuda bitik bir halde bularak sordu: — Ne oluyorsun Çelebi? Muhab betzede çocuk inliyerek cevap ver- di: — Ömrümde hiç olmadığım bir şey oluyorum... — Yüzünde kan zerresi kalma- dr. Ölüye döndün. — Bütün kanım üstüme toplan- dı. Yüreğim şişti. şişti.. şişti.. Bom baya döndü. Patlıyacak.. nun yanığı ile öleyim... — Ölüm kelimesi senin on do- kuz yıllık taze ağzına yaraşmıyor.. — Hayat bu mudur? İstemem.. Bu cehennemden kaçacağım... — Nereye? — Bu dünyadan çıkan bahtiyar- lar nereye gidiyorlarsa.. — Oğlum nöbete tutuldur. Ak- Im bulandı. Hezeyan başladı.. Ya» şamak icap eden anda ölümü çağı- rTiyorsun... — Niçin yaşıyacağım bala ar- tık... — İmdat feryadı ile seni çağı- ran kadını kurtarmak için... Çelebi birdenbire sustu. Düşün- dü. Hemen babasının ellerine sarı» sermaye de benim. Yalnız pek RAN 1 eden fena vaziyetin müsebbir — Bir et parçası bu kadar le “VAKTT, e abe ne olunuz ! — Oh mukaddes adam d söylüyorsun. Ben ne dediğimi bilr| İyorum. Ben ölürsem onu o felâket kuyusundan kim cak? — Belki kocası, belki 7: belki namemul bir tesadüf. Fak! başkasının elile kurtarılan kadın üzerinde artık sevda kalır mı? — Doğru baba doğru.. Onu k İtarmak teşebbüsüne hemen şu d İkikada atılmak istiyorum.. Bir sa yecik sabra tahammülüm yok.. — Bu keyfiyet farfaraca lerle yürümez. Dur bakalım. kere sağımızı solumuzu gö İşin tutulacak bir ucunu ku nu bulalım. Yanlış yollara gi isek aradığımızı bulamadıktan İka beyhude yere vakit zayi foluruz. il (Bitmedi)