18 Ocak 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

18 Ocak 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | Memur Ismet paşanın en kuvetli cephesi | yapacağı işleri derhal düsturlaştırma| sı ve yapacağı işin mühendisi oluver- mesidir. Devlet işinde bu kadar hende- si zekâ şark tarihinde görülmüş şey de ğildir. Şark zekâsı, devlet makamında sinsi kurnaz ve siniktir. | Halbu- ki İsmet paşada vuzuh ve ölçü hâkim dir. Onun bu cephesi şarklılığa alışan- lar üzerinde mütemadiyen yadırgama tesiri yapıyor. Harp cephesinde böyle oldu. Muhalifelri ile döğüşürken böyle oldu. Devlet idaresinde böyle oldu. Son fırka kongresinde o, makineleri tetkik eden bir mühendis gibi bozuk civatala n di: Memurdan bahsetti! Mev kii iktidara sahip olan başın bunu işa- ret etmesi, onun hendesi görüştnün en güzel misalidir, Bunu şarklı bir devlet reisinden dinlemek imkânı yoktur. Şarklı için yaranın üstüne basmak bir nevi (Hikmeti hükümet) hatasıdır. İsmet paşa memurdan bahsederken devlet reisinden daha büyük, daha baş kabir kudretin sahibi olduğunu meyda, mâ koydu. İdeal kuvveti, İyi ve yeni devlet kurmak aşkı! Memur makinesini, idare işini ileri götürmek için her şeyden evvel yeni bir neslin yetişmesini beklemek lâzımdır. Cümhuriyet memurlarından şikâyet i- çin cümhuriyet neslinin memur olabil- mesi lâzımdır. Elimizdeki malzemenin çoğu Osmanlı imparatorluğundan dev- redilmiştir, Bu memur ne kadar iyi olursa olsun onun ruhunun bünyesini (halk için) ve halkın refahi işliyen bir ruh değildir. Bütün memurlarımız toptan cümhu riyet ruhunun timsalidir dersek hata ederiz. Bu bir *erbiye meselesidir. Yalnız memurda değil, gazetede, hocada, aile de de böyledir. Bize düşen İŞ bozuk ci- vataları süratl değiştirebilecek, yeni bir imalâthane yapmaktır. Sadri Etem Darülbedayi Temsilleri Bu akşam , saat 2139da İSTANBUL BELEDİYES Bal avı İ dı 3 perde azanHenngnin İl EA | Ili v Cavp AİN İ Alb yaşını kadar olan Çocuklar tiyatroya kabul olunmaz Kişe hergün sat Iğden itiberen açıktır | Üsküder Hale Sinemesi Aşk Nağmeleri wümessili Kerin Grit Hergün gündüz 3 te gece 9 da cuma Rünleri 2 de 4 te 9 da gelecek program gede Tefrika numarası : 34 m Yazan : “Garp cephesinde .. müellifi Erik Maria Remargne « Siperde yedi- Yüzüm harap z za ediyordu. m bu hareketten menet- Dama bej kure 7 Bu kadın deli mi, hilkaten cana" var yaratılmış bir mahluk mu? Lildeki profesörü yaralayınca mazisini araştı- sanlar hayrete düşmekten kendilerini alamadılar * | zevci © sırada yetişerek Adriye- ni kurtarmış, fakat Adriyen | tehlikeli surette yaralamış. Mah- keme tarafeynin beratine karar vermiş bundan sonra Adryen uslanarak 1923 de Lopla isminde diğer bir doktorla evlenmiş. Bu adamdan çocukları olmuş fakat günün birinde büyük oğlu ölün- ce bu hadise asabı zaten bozuk olan Madam Lopla üzerinde şu tesiri göstermiş: Çocuğu me- kendi er. "e hareketi üzerine zevci ka- İ dımı bir sıhhat yurduna kapat- | mağa mecbur olmuş. Kadın bir | İ müddet sonra sıhhat yurdundan kaçmış eve gelmiş. Fakat yaptığı deliliklere karşı zevci kendisini dövmeğe (mecbur olduğundan kadın bu sefer de mahkemeye gitmiş zevcini mahküm ettirme- ğe muvaffak olmuş. Mahkeme esnasında müddeiumumiyi silâhla tehdit ettiğinden memnu silâh .taşımak töhmetile tevkif edilmiş. Bu sefer kendisini muayene eden üç doktor deli olmadığına hük- metmişler ve 1600 frank cezaya mahküm olmuş. Bu hadise kadını bütün bütün azdırmış. Zevci aleyhine bir daha mahkemeye müracaat etmiş isede istediği tazminatı alamamış tek- rar asabı bozulmuş. Derken tali karşısına zavallı alimi çıkarmış. Şimdi bu kadın delimi yoksa zardan çıkarıp görmek arzusuna | hakikaten ara pm i kapılmış. tabutu | Fransız erbabı ihtisası bu mese- | a leyi halle davet edilmektedirler. dişarı çıkardığı sırada yetişenler KY alan Şe e e kem A sm ne m Ne Tuhaf şey! Ispanya kıralı Alfons tayyare düşmanı oldu Tayyareciliği Ispanyada yavaş yavaş imha edecekmiş ! Fransız doktorları için merakli mevzu haline gelen kadın Bundan birkaç gün evvel Fransada Lil şehrinde tanınmış Emrazı asabiye mütehassısların- dan bir doktorun muayene bane- sinde. feci bir hadise olmuş, dok- tor bir kadın tarafından tehlikeli “> yaralanmıştır. Mesele şu- ur: bir | — Lil şehri civarındaki köy- lerden birinin doktoru, zevcesini müşahede ve tedavi edilmek üzere (o mütehassısın kılıniğine yerleştirmiş. Kadın bir müddet eyi Yi'iea bırakılmış isede adise Lil ve civarında bi dedikoduyu mucip ie Yep ,, Şimdi hadise gününe gelelim! iktiyar pederinin yanma çekilen kadın ogün babası ile mütehas- $ısın müessesesine gelmiş, müte- hassız baba kızı ka ii Kadın: YAN a — Beni tanıyor musun ? i Diye sormuş: — Evet.. Siz Madam Y.. siniz. Cevabını alınca tabancayı çe- kerek 5 el ateş etmiştir. Müte- hassız vahim surette yaralanmış- tır. Bu kadın kimdir? verilen ma- lümata göre: Harbımumi iptidasında henüz kızmış. Adriyen Küder taşırmış. Adriyen harpte hasta bakıcılığa .—— ve yaralılara iyi baktığın- an dolayı nişan al H sonra doktorla yaamığı ra IMons bir at yarışında ( Kıral melon şapkalı zattır ) ya erirken bir takım kayıt ve şarta tabi son günlerde bir hareket zühur etmiş ve bu hareketin başma tayyare ( zabitleri O geçmişlerdi. Ispanya kıralı on üçüncü Alfons yeni neşrettirdiği bir emirnamede ismini sedakâtleri tasdik edilmiş ola- tahdit edilerek harbiye nezareti- nin emrine verilecektir. Böylece dört tayyare parkı tanzim edile- 5 el ateş etmiş, Fakat kadının Bundan başka tayyareci olacaklar kalkışması gülünç değil mi? şına çıkıyordu Bu o kadar ağır olma: VİMi şaskı, iy : Villi şaşkın şaşkın duruyor makla beraber kışlaların kokusunu an- — Seni ölmüş biliyordum. v âkayt bir tavırla diyorldırıyor. . » - - : ki: PAL YE Şe Müsamere salonunda büyük örgano Cevap veriyorum ; Daha sre gelmemiş. nun hesapsız boruları parıldıyor; sağın — Pek âlâ anlıyorum, Zaten yavaş — Fakat. Gaseteler böyle yazmıştılda profesörler toplanmışlar. Müdü- yavaş iyileşir... Cerrahlar muhakkak! da. leri rün kürsüsü üstünde yaprakları meşine sayaalmmizriz Vesterholt dudak bükerek cevap ve| benziyen iki nebat vazolardan yükseli- Omuzlarmı yavaşça kaldırarak saslriyor* yor. Önde siyah bir kurdel ile bağlan tu. Çok ümit vermediği görülüyor. E.l — Yanlı bir babermiz. İşte bu ka:)mış bir defne çelengi sarkıyor. Duvar. ğer mümkün olsaydı simdiye kadar iz|dak iv larda çam girlantları asılmış, Müdür yin olunurdu. i Villi bas sallıyarak diyor ki: uzun redingotunu giymiş o muailimler Yili son haberleri getirmek için bel — İsseni neye İnanacağını bilmiyor. hep siyah elbiseli; bu hazırlıkların hep zimle birleşiyor, Borkman ciğerinden | Ben seni kurtlar delik deşik etmiş bi-İsi hoş geldiniz merasimi içindir. Girip yaralanmış yarası veremi tevlit etmiş|liyordum z salonda toplanıyoruz. İlk sıraya kimse ölmüş... Henze amudu fıkarisindeki e Vesterholt «nmimi bir tavırla tasloturmak istemiyor. Yalnız Villi keyfin rasmdan dolayı ölünceye kadar ayağa|mamlıyor: ce yerleşmiş kızıl saçları salonun yarı kalkamıyacağmı anlayınca bir kurşun! — Senden sonra Villi.. Merak etme/zulmeti içinde bir umumhanenin kırmı la kafasını patlatmış. Aramızda en/benden evvel hesabı verirsin. Senin gi-İzı limbası gibi parıldıyor. güzel futbol oynıyan o idi. Meyer ey.İbi kırmızı saçlılar cok yaşamaz. Profesörleri gözden © geçiriyorum. lülde ölmüş; Lihtenfele gelince hazi. ... Profesörler. Vaktile nazarımızda di. randa cepheye geldiğinin ikinci günü Mektebe giriyoruz. İşte vaktile sa-'ğer insanlardan fazla bir şeyler idiler, vurulmuş... Birdenbire hayretle doğru. bah teneffüsünde tereyağlı ekmek ye:|Çünkü hem muallimlerimiz idiler, hem luyoruz. Villi inanmaz bir tavırla ses. diğimiz bahçe, iste sralirı ve kara'de onlara inanırdık; şimdi ise bizden — Miç olmazsa muallim yapacakla. rına emin olsam... İyi konuşamıyorun. ki, Nasıl sözlerimi anlıyor musun? Üç parmağı eksik olan elini .İ Tek gözü kederli kederli la Di ise lâkayt ve sabit halini muhafa | EE tahtaları ile sınıflar. İşte esvaplıkla.|daha yaşlı bir avuç adamdırlar.. Onla — Imkânı yok... Sen misin Vester.|zn sıra sıra asılı durduğu dehlizler.İra karşı istihfafkir bir samimiyet bes ai i Hiçbir şey değişmemiş fakat bunlar bi.liyoruz. e ze yeni bir âlem gibi gözüküyor. Yal| © Şu müsamere salonuna birden bire — Ta kendisi, «Maçabeyir., Diz yarı loş dershanelerin kokusuna #-|bir taarruz vaki olsa ne olur? Hepsi tutulacaklar ve hükümetçe, kırala (453 caktır. Tayyare mektepleri de | süigi fakat doktor bir müddet askeri tayyareciliğin badema hiç- | cek ve diğer tayyareler yavaş geçince onu bırakarak evlendi. | bir istiklâli olmamasına karar | yavaş imha olunacaklardır. ginden intikam almağa karar vermiştir, Tayyareciler harbiye Kıral Alfonsun, mevkiini muha- |” b e Eski aşıkının zevcesini | nezaretine merbut olacak ve | faza kaydile medeniyetin en mü- | ir gün yolda bekliyerek üzerine ayrıca üniforma giymiyeceklerdir. | him bir keşfi ile mücadeleye — 5— VAKIT 18 Kânunsani 1931--— Dempsey Sabık boks şampiyonu vüou- dunun harükulâdeliğini henüz muhafaza etmektadir Dempsey Sabık boks cihan şampiyonu Dempsey mevcudiyetin eski ha- rikulâdeliğini henüz muhafaza etmektedir. Bundan bir kaç gün evvel Dempsey sayılı yumruk atanlardan olduğunu bir kere d bat etmiştir. Edvar is mii ir boks pehlivanı Ceni O Did ile bir maç yapmış: Maç- | ta hakme olan Dempseyin ver- diği kararı beğenmemiş, sabık « cihan şampiyonunu tehtit etmiş, | hatta yüzüne bir yumruk indir- mek istemiştir. Dempsey muka- belede bulunmuş, bu indirdiği bir direkt ile boksorü yere yu- varlamıştır. Edvard o kadar şid- detle yere düşmuş ki iplerin altın- dan let b arasına nl hal b; ...0 GL CRC ann Okşayıcı sevimliliği ile lüksü ve. Nils Asterin güzelliği temsil ettikleri SEVMEK HAKKI muhteşem filminde alkışlamak için temaşakiranı MELEK sinemasına $ Kemali tehalükle koşturuyor. lâveten: Fox Jurnal, Marechal $ Joffer'in cenaze merasimi o? Pazaa akşamı Parartesi güngü mati şan gibi şaşkın, koşmağa Ihaslarlar, Halbuki bizlerden hiç kimse itidalini kaybetmez. Azimkâr ve sakin bir tavırla en İâzim olan harekete he men tevessül ederiz. Yani bizi şaşırtma maları için kendilerini bir odaya hap sederir. Sonradan mukavemete geçe İriz. İşte bunla r böyle adamlar... Bir de bizi okutmağa kalkısıyorlar.. Yüzlerine bakmca kendi vekarların dan fedakârlık etmeğe hazır oldukları görülüyor. Fakat bize ne öğretebilirler, İlim o iya haline sokmuş; biz ra ders verebiliriz. Fakat hangimiz böyle bir vazife deruhte eder ki. Bu eskimiş adamların artık öğrenecek İleri bir şey yoktur. Vaktile ne idi iseler yine odurlar, ve öyle kalacaklar, Müdür hitabesine başlıyor. Sözler ağzından ahenkli ve müzeyyen bir hak de dökülüyor. İyi bir hatip olduğu mü hakkaklır. Fakat sarfettiği parlak özlere rağmen nutuk pek te hoşuma igitmiyor. Belki de içindeki parlak söz (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: