Bahrimuhit ke di rinde bir bahis | Bir İngiliz kadını bir buse. sini7000Türklirasına sattı ! Kadın teklif sahibi ettiğin yalancık ğ Mis Larkin seçen hafta meşhur Ingili san atkârlarından Mis pik Larkin Amerikaya gitmek ve ora- da kotasile birleşmek üzere Müthiş bir zehir ——— Ölünün barsekiarında (tanta- lom zehiri bulundu > Amerika Hazetelerinin yazdıklarına! göre bundan bir müddet evvel €srafen &iz bir surette ölen Simon isminde bi. e Yapan mütedddit fethi meyyitler e barsaklarında Tantalüm is sal yi maddenin asar; görül « Tantalüm meşhur (Borciya) Ja Tin kullandıktarş Zehirdi ve keşfi İmkânsız bir halâda müteşehhip linde kullanı Yuyormuş, ö Ferah sinemada Pe Sinemanın meniur ve müseah- ön tarafından tertip edilen büyük Mete. Tiyame Sinema, mükemmel Varyese, y » Yüz iktemiyel ikramiyeler arasın PN is en daha müthiş!) zehirdir. Bu zehir lâmbaların ima. Jan bir maddeden hasıl o- f j fin Alan kol sastı pır . a hirsvat iğnes b Tefrika numarası ; Yazan ; Mv 7 *Garp cephesinde ... müellifi Erik Marin Remargue | | O vakit hisseği acı bir his fle d len tabağın kırı yorum ki benim içimi iğ Şey ne porsö. ması, he de bir pirz mea muh?siş gördüğün v e zamana ha i azamet zihniyetidir. ME İ zannetmiş ve tan razı olmuştur. Fakat... erkeğin alay mübadeleye büyük vâpurlardan birine bin- miştir San'atkârin bu seyahatı yol cular arasında bulunan iki gen- cin bahre girişmelerini mucip olmuştur. Biri ben bu güzel aktrosi öpebilirim demiş, öteki, öpemez- sih cevabını vermiştir. Bahis kararlaştırıldıktan sonra iddianın sahibi olan genç kadı- Ba yaklaşarak oha aşktan bahse- tmeğe ve kendisini bir kere öpmek için hiçbir | fedakârlik- tan çekinmiyeceğini söylemeğe başlamış derken iş bu fedakâr- lığın mahiyetine geçmiştir. Genç, işi pazarlığa dökmüş, ve vere vere 7000 Türk lirası- na kadar çıkmıştır. Kadın, gencin bir buse için bu kadar para verecegine İnan- mıyarak razı olmuş ve genç hemen yedi bin lirayı vererek san'atkârı öpmüş ve bahsi ka- zanmiştır. Herkes bu meseleyi konuşuyor ve neticeye gülüyor- ken telsiz telefona davet olunan Mis, Tan © sirada kocasının yükseklerden düşerek öldüğünü | baber almış ve bayılmıştır. e ikin ez Muhtelit hakem i nezdinde Türkiye m Emin ÂlB, bir haftadanberi rahatsızdır, — vazifesi / ine elme- mektedir. ei 21 an ÜSKÜDAR — HALE Sine: sında Altin Çilginliğı ve Sahra Tiyawosu Her gün gündüz 3 çe gece 9 da Cuma 2de 4de göze 9 da gelecek porgram Çareviç günle Dartilbedayi Temsiller: 250,000,000 Ameriköalilar bu sane yapacak» ları filme bü parayı serfede- | cekler Holivudun bu sene çıkarılacak filimlere 25 milyon Ingiliz lirası harcedeceği haber verilmektedir. Buna mukabil Iogilterenin yalnız 2 milyon isterlin harcederek ye* ni filimler yapacaklarını Londfa gazeteleri yazmaktadırlar. Resmini koyduğumuz Haryet Lekin iştirakile yapılan filim In- giliz stodyolarının son ve güzel eserlerinden o biridir. | Yakında Londrada gösterilecektir. ee eee pm Güzel kaşlar Kaşları tapzim ederek güzel- leştirmek, kadınların en çok itina ettikleri işlerden biridir. Bazı kadınlar bunu yaparken, meşhur güzellerden (o birini kendilerine örnek alırlar. Hakiktte kaş gü- zelliğinin şaheserlerini en büyük san'atkârlar oibda etmişlerdir. Refailin Madonaası, Boticellinin, ve Vaydayikin portreleri bunun en kat'i delilidir. Kadınların dikkatini bu eser- Bu akşam saat 21,30 dn İSTANEUL BELEDİYESİ yu ii Tİ X | YazanRichard | | iz İml Tercüme eden Cemal RifatB, hergün sast (den İtibaren açıktır Kişe — Gel Volt! Bu ad alâkamız yok... Eğer her hangi bir İn. giliz veya Franaz neferi ile karsılas. sak daha iyi anlaşacağız! Gel! seninle arkadaşları görmeğe gidelim, Onlar parmakları ile yemek yerler ve canları EN yellenirler amma mu- hitleri her haldı il ü ie Gİ e bu muhitten yüksek-| Köpekle beraber bacaklarımızın olan! ca kuvvetile koşmağa başlıyoruz... Vol£ havlıyor. Deli gibi koşuyoruz. Gözle. rimiz parıldıyor... Hepsi cehennemin esfeline kadar!,, Yaşıyoruz va? Değil mi Volf? yaşıyoruz!... vag 5 —7 defa tarif etmişti! kili bir bahçe... bitmemiş... otla var. Kapının ö; ğact altında renkte yapra arasında öte, kenlerle müzey; Tarımdan görül kil ediyor, « Meyve ağaçları d Elma toplaması hâlâ r arasında birçok elma ninde cesim kestane a- zemin kırmızımtırak esmer klarla örtülü, kızıl tabaka de beride kestanelerin di. en beyazlıkları Yeke teş Birkaç tanesini birden alıp lere telbeden ve onlari örnek yapmalarını tavsiye eden muhar ) rirler, bu eski san'atkârlar tara- fından yapılan kaşların 1931 kadınının yüzüne en güzel ifadeyi vereceğini söylemekte birleşiyor- lar. İ“VAKIT, e abo- ne olunuz nüyorum. Bunlar ne kadar çok.. hepsi hakiki. Şu renk renk ağaçlar, şu mavi bir buharla kaplanmış ormanlar,.. bün 5— VAKIT 11 Kânunsani 1931 —— Pariste kanlı bir cinayet Bir sabıkalı birbirinin kar- deşi iki adamı öldürdü Maktüllerin esr ehemmiyet Paris civarında Sendeni kasabasın da esbabı bir türlü meydana çıkarıla- mıyan mühim bir cinayet vukua gelmiş tir, Sen Deni kasabasında bir evin alt katında on iki senedenberi Sapüj ismin de iki kardeş oturmakta bunlardan bi ri bir sabun fabrikasında ve diğeri ise bir hörtuç fabrikasında çalışmakta di. İki kardeşten büyüğü 30 küçüğü 28 yaşında idi. Her ikisi de ciddi bir hayat sürerler ve kimse ile görüşmezlerdi. Sene başı gecesi iki kardeş meçhul bir sebepten dolayı Hanri Bauer isminde bir sabıkalı ile kavga etmişlerdi. Bu sabıkalı iki kardeşin oturdukları bina nin ayni zemin katında altı aydanberi yaşıyordu. Mücadele esnasında Bauer hafifçe yaralanmış ve kendisini has hanede tedavi ettirmişti. Ertesi gece & bıkalı evine sarhoş gelmiş ve birçok gü rültü yapmıştı. Baverin geç oldu- Bir ziyafete ne ka- 'dar para barcanır? Amerika © milyarderlerinden | Henri Derti, üvey kızı Mis Me- İ lenin on sekiz yaşını ikmal ede- | rek sosyeteye takdim olunmasi münasebetile büyük bir ziyafet vermiştir. Ziyafette tam 2000000 Türk liram barcedilmiştir. Ame- rikada iktisadi buhran, hüküm sürmekte olduğundan milyarde- rin bu israfı müthiş protestolar- la karşılanmıştır. amlarin bizim meyvaları muayene ediyorum. V e düşülolan arkadaşım Adolfu göreceğim. Şa Evin kapısı aralıktır. Mutfak sağ ta raftadır. Kapıyı vuruyorum. (Merha- lar hakiki ormanlardır. Obüslerin par|bat) diye bağrıyorum. Hiç bir kıpırtı çaladığı harap kütükler değil. Şu esen hava artık barut kokuları, gazlerin pis rayihaları ile yüklü değil. İşte sert kokusu fle sürülmüş, gübreli, temiz toprak... İşte mühimmat furgonlarma değil sapanlars takılmış beygirler. Ar kalarında silâhsız dolaşan çiftçiler de var. Bu çiftçiler asker elbiselerini he nüz arkalarında taşıyorlar. Bir küçük orman üstünden ü şi örtüyor. Fakat gümüş hâreli müzme ler bunların arasından siyrıilıyor. Çe- cukların rengârenk uçurtmaları gökte eİyüzüyor.. Ciğerlere saf ve temiz bir ha va giriyor. Top, torpil, göğüs sıkıştıran çanta, karnı tazyik eden kemer yok.. Ihtiyatlı dayanmak endişesinin en- sedeki tazyikı kalmamıştır. Artık her an düşmek, yaralanmak, ölmek korkusu! geçirerek iki büklüm vaziyet almağa lü| zum yok. Serbestçe, doğru yürüyorum.! kİOmuzlarım yüksliz, şu anım kiymetini tamamile anlıyorum. Şurada sağ bu duyulmuyor. Giriyor ve ikinci bir kapı açıyorum. Bir adam yalnız başıma masanm ö- nünde oturmuş. Benim girmekliğim ü- zerine şişkin nazarlarla yüzüme bakı. yor. Üzerinde eski asker elbisesi. Ba kıstı.. Adolf Betkenin ta kendisi. Me- serretle diyorum: — Adolf... Seslendiğimi duymadın mı yahu! Uyuyordun öyle mi? Vaziyetini değistirmiyor ve bana elini uzatmakla iktifa ediyor. — Seni görmeğe geldim Adolf. Mükedder bir tavırla diyor ki — Bu hareketin çok iyi Ernst. Hayretle ve endişe ile ne olduğunu soruyorum. — O bahsi açma Ernst!. Yanına oturuyorum : — Canım Adolf böyle durma. Ne olduğunu söyle., Suali atlatmağa çalışıyor: Erst.. Birak orasını.. İçinizden birinin lunuyorum. Ve benim gibi kurtulmuş — Hayır. hayır. Her şey yolunda| arlı mazileri işe verdiriyor gunu bilen metresi kapıcı kadınm yam na kaçmıştır. Rawer bir vakit daha küf retikten sönra susmuş, ertesi günü kapı cı kadın her ne kadar burada kün izleri görmüş isede o mühimsememişti, Ba- İmer ayılarak işine devam etmiş fa- kat Şapüj kardeşler görlinmez olmuş- İlardı. Pencerelerinin kapıları ve kepenk leri leri sıkı sıkı kapalı idi, İki kardeşin gaybubetinden haberdar hemsi- İreleri Madam Mari Jibo iki üç gün son ra gelmiş kapılarını Yurmuş cevap ala mayınca kepenkleri açmış ve yari ka palı olan pencereyi Açarakiçeriye gir- miş, Kadın içerde müthiş bir manzara karşısında kalmış iki kardeşten büyüğü İyatağın üzerinde ölü yatıyormüş. Kü- İçüğü ise yerde ölü yatmaktaymış. İki İvücut te on iki bıçak yarası varmış. Mesele zabıtaya haber verilince gelen komiser odanın karmakarışık olduğunu mühim miktarda bir paranın masa üze rinde durduğunu görmüş yerde birçok eşya ile iri bir biçak duruyormuş. iğer taraftan Bauer cinayetin keş- fedildiğinin ertesi günü kaybolduğun- dan katil olduğu kanaati vardir, Fa- kat cinâyeti nasl işlemiştir. Ve cinayet odasına nasil girmiştir? Bu t henüz anlaşılamamaktadır. Alp dağlarında 4 —ş— Bir kafile nasıl çiğ altında kaldı? Son günlerde Alp dağlarında os bir kişinin bir çığ altında kalarak ezildikle ri telgraf havadisi olarak bidlirilmişti, Bu bapta gelen tafsilâta göre bu on bir kişi bir kafile halinde Alp dağlarına tırmanıyorlarmış. Kendileri gayet gü- | zel ski kullanmasını bilir kimşelermiş; böyle olmakla beraber kazaya kurban olup gitmişlerdir. Kaza şü suretle vukua gelmiştir. Seyahlar Alplerin meşhur geçitlerinden j Şinâlye geçidine vardıklart #irada ek var sathi maillerden cesim bir çığ kopa 3 rak betbahtları kırk elli N | olan metrelik bir | kar tabakası altına gömmüşlür. Bunların sabahleyin ayrıldıkları lo İkanta sahibi, geri dönmediklerini gö- rünce kaza vukuunu hissetmiş; hemen yüz askerlik bir kuvvet kazazedeleri kurtarmağa gönderilmiştir. Kazazede İlerden hiç olmazsa birkaçınm kurtarıla bileceği ümit edilmekle beraber henüz taharriyattan bir netice çıkmamıştır. © Çığ ile vukua gelen kazalar yâlnız bu İon bir kişinin ziyaı değildir, Diğer bir” çığ 2473 metre irtifna kadar çikan iki Jseyyahı süpürerek kar altına gömmüş- tür. Diğer cihetten ski ile 2000 metre | irtifamdaki Fret geçidine tırmanmak | istiyen dört yolcu da kaybolmuştur. Bu kadar kazalara rağmen mevsimden istifade ederek Alplere ve Pirenelere İlimanan yolcularm miktarı pek 1 *tur, bi 1 üş nmüş olması ne saadet. Kalkıyor: j ne | —'! yapayalnız yaşadıkça del olacağı geliyor. Etrafıma bakmıyorum. Hiçbir tara! ta karısı gözükmüyor. Bir an sustuk! sonra tekrar ediyor: — Beni düşünerek gelmekliği, i oldu. Gidip birazrakı ve sigaralar getiri jyor. Aşağıları pembe resimlerle nakı; kalın bardaklarda içiyoruz. Pencereden meyva ağaçlarile çevrilmiş yol ve çe görülüyor. Rüzgâr yar; bahçenin pısı carpiyor. Bir köşede siyaha boyan mış bir duvar saati çalıyor, — Şerefe Adolf... — Şerefe Ernet.. J Bir kedi odaya süzülerek giriyor, Dikiş makinesinin üzerine sıçrıyor hırlıyarak yerleşiyor. 2 — Akraba geliyorlar. Söylüyorlar, Söylüyorlar.. Halbuki ne onlar beni an lıyorlar ne de ben onları. Sanki artık Jayni cinsten değilmişiz gibi. | Başını elleri arasma alıyorş ' (Bitmedi)