Işaretler: Yamyam adaleti! Son ayların vaveylâsı... Borçlu bor cunu ödemeyince neden hapsedilmi- yor? Bu ne adaletsizlik, bu ne haksız lık. Olur mu efendim. Olur mu böyle! şey? Borçlarını vermediler mi atmalı hapse, sokmalı zindana! Tefeci böyle bağırıyor. Tefecilikten âzan zengin faizcinin avukatı bağır- yer: “.- İcra ve iflâs kanunu berbattır, Muhakkak bu kanunu yeni baştan dü-| zeltmeli, Hak yerini bulmalı. Yani ha.! Dis cezası yeniden iade edilmeli, Ki. min hakkından, kimin hukukundan bâh #ediyorlar? Alacaklı kim, verecekli kim? Borçlu para vermediği için avukat Onun hakkımı namevcut farzediyor. Faizci borçlu hapse girmeyince ken- dini rahatsız hissediyor. Kendini rahat ta hissetmeyince işlerin anarşiye doğ- Tu gittiğini söylüyor. Matbuat, sola doğru temayül eden, 8ol fikirleri, 'Türk inkılâbimin heyeca- mı nakleden gazeteler bile bu işten Pek sudan bir şekilde bahsettiler. Çün- kü borçlunun dili tutuktur. Rengi 50- tur. Kat kat enseli, yağlı göbekli adam- Jar hâlâ yüksek sesle hapisten bahse diyorlar. Hatta, iflâs ve icra kanununun tadil| *dilerek borçluyu zincire vuracağını, ci Raralarını, tellendire, tellendire yük- Vek sesle anlatıyorlar. Borçluyu borcundan dolayı hapse at Mâmak, geniş halk kütlelerini hararet- saran Türk inkılâbının en bariz hak» kıdır. Türk demokrasisi zenginlerin, te 'ecilerin borçlularını hapse attıran in- “anların etile, kanile silâhile kurulma: Muştır. Türk demokrasisi fakir köylü- Rün, ve orta halli insanların teşkil et- | bir ekseriyettir, bu ekseriyet zengin| dir. Bu ekseriyet borç vermez, | borç alır. Türk inkılâbı Türk köylüsünü üç de- kurtardı: 1 — Türk köylüsünü müstevlinin iş- > kurtardı “e 'Türk köylüsünü aşar mültezi- İn tagamabünden kurtardı. 3 — Türk köylüsünü murabahacınn tiZcinin zindanmdan kurtardı. İcra ve iflâs kanununun neşri, Tür- b, deki bir hayli iş kuvvetlerini battal * halde, zindan köşelerinde pinekle- Dekten kurtardı. Bo; Sok, etti, Çünkü eski devirlerde alacaklı ken! Malı namına borçlunun hayat hakkı- e hükmederdi. Eski zamanda ala- taki; borçluyu borcunu ödeyemediği Ban irde eza eder, cefa eder, zecri bir ette ayağma zincir vurur, dilendi- uç, folandırır. Kendi hesabını alrıdı. “a borcunu ödemiyen adam bunu i hürriyeti ile öder. Hürriyetini elinden kaçıran adamı İM adam isterse liyme, liyme ya- ti, Kasap dükkinmda et satar ta olunu, budunu parça, parça ede- u satardı. Yamyamlarda bu usul hâ-| Mi cuttur. kii; serlarımızın hukuku, adalet te heğ,i borcu şahsın hürriyeti ile öde- Iş, ,, Decbur etmez. Hukuk davalari- tup, davalarının ayrıldığı nokta bu: fa Yçlunun hapse atılması çok eski, İptidat ve yamyamyari bir ada- KE, di T magik demokrasisi yamyamlığa mü: * edemez. Y jan İadesi bu yamyam adaletinin! *n İadesi demektir. n ileri hamlelerile biraz daha kğ, » biraz daha sola giden Türk in- Lo” bu adaletin dönüm noktasından Daniş yecektir, ha #diyoruz ki, bazı adliye kanun le gey, EAdili esnasında, inkılâp Ybetmiyecektir. —. S.E. yKumarı serbest irak ğ an memleket m hükümeti şimdiye kadar ku- evleri de etmezdi. Burada eenebi- İliş nde kumar oynarlar, fakat Men €vlerinde oynıyacak olurlarsu iyon lanrrlardı. ün helede Siyam hükümeti bir N İBu eyaletin ahalisi ise bu parayı ver- Çok Garip Bir Katil Davası Kocası karısını dalma pen reden aşağı atarmış için zararı doku dördüncü kafta Ölen kadın, öldüren erkek nmıyan bu şaka tekrarlanınca... Viyanada, geçen hafta meraklı bir! dava görülmüştür, Amelenin biri karısile kavga etmiş! kadmı yakasından tuttuğu gibi pence- reden fırlatmış, kadın dördüncü katın penceresinden parça parça olarak düş müştür. Amele yakalanarak mahkemeye ve rilmiş ve ifadesi alınmıştır. Amele şu hayrete şayan sözleri söylemiştir. “Biz eskiden beri kavga ettikçe böy- le yapardık. Ben karımı tutar ve pen cereden dışarı fırlatırdım. Fakat şim- diye kadar evin ilk katında oturuyor duk. Geçenlerde taşındık, ve dördüncü kata çıktık. Kavga başladığı zaman ta- şındığımızı unuttum. Her zamanki gibi! karımı pencereden fırlattım. Dördüncü kata taşındığımızı sonradan hatırla- dım!, Henüz karar verilmemiştir. ce-| Garp şey Amerikada 13 ya- şında çocuklar evleniyor Nevyorkta büyükleri boşanmak la meşgul olduğu halde çocukların hergün evlendikleri görülmekte- hatta, mekteplerini ve tahsillerini bırakarak aile kurdukları anla- şılmaktadır. Nevyork maarif mü- fettişlerinden birinin verdiği ma- lümata göre geçen sene zarfında mektep çocuklarından 483 ü ev- lenmek yüzünden mektebi terke mecbur olmuşlardır. Bu çocuklar arasında 12, 13 yaşında oldukları halde evlen- | meye karar verenler görülmüş- | tür. Yirmi erkek ve kız 13-14 yaşlarında oldukları halde evlen- dikleri için mekteplerden çıka- rılmışlardır. Evlenenler en fazla 16 yaşında bulunuyorlar. 342 çocuk bu yaşta evlenmişlerdir. Evlenen çocuklar arasında sekizi 17 yaşında, yedisi 13 yaşında, dördü 19, ikisi 21 yaşındadırlar. | Şayanı hayret olan bir nok- Daha neler işiteceğiz! Katil koyun Brükselde muhakeme edim ş ve beraet Brükselde hâlü birtakım eski âdetler yaşamaktadır. Bunların biri hayvanla- rı muhakemedir. Birkaç gün evvel Mintezen köyünde çocuklar bir koyun ile oynarken onu kızdırmışlar, koyun, çocukların birini tosliyarak nehire düşürmüştü. Çocuk kurtarılamamış ve suçlu koyun ile sa hibi mahkemeye verilmişti, Mahkeme davayı rüyetten sonra, ko yunun başkası tarafından kızdırıldığı İ çin suç işlediği anlaşılmış ve beraetine hüküm verilmi, Büyük adamlar evlenen babaların çocuklarıdır Amerika ulemasından (Rodfeld) e beveyn ve çocuklar arasındaki rabıtayı tetkik etmiş ve erken evlenmenin muva- fık olmadığı neticesine varmıştır. Bu âlim, neticei tetkikatını şöyle izah et- mektedir; Otuz yaşından evvel evlenen ailelerin çocukları arasında anormal çocuklara fazla tesadüf olunmaktadır. Genç ebe- veynden meydana gelenler ancak aâke- ri sahada muvaffakıyet gösterebilmiş! ve şöhret sahibi olmuşlardır. Meselâ: Bir memleket a- | halisı haraca kesilmiş Almanyanın en güzel ülkelerinden biri, Meklenburg Streliçtir. Yakında bu memleket iki prenses yüzünden harita üzerinden kalkacak gibidir. Bu iki pren ses bir ana İle bir kızdır. Bunlar Mek- lenburz ahâlisi aleyhinde dava açmış. lar ve 200,000 ingiliz lirası almak için hüküm istihsal etmişlerdi. Bu iki kadın eski dükalık hanedanına mensupturlar. mekten âcizdirler. Meselenin aslı şudur: 1925 de Almanyada vukubulan ihti- lâl esnasında Gran Dük ile ailesi ihti- lâleilere “Bizi atarsanız, bizim akibeti. Erken evlenmeyiniz 770 senelik bir ö- etmş (30) dan sonra İ İskenderi Kebir ve Napolyon. 30 — 40 yaş arasındaki ebeveynden Rafael, Şekspir, Bah, Betkoven. 40 — 50 arasındaki ebepepnden de Krumval, Katon, Bismark, Gledston gibi simalar 50 den yukarı olanlardan ise, Bakon, Franklin, Konfuçiy gibi fikir sahibi in- sanlar yetişmektedir. İlk çocukların iyi yetişmesi enderdir. Bakon ailesinin sekizinci, maruf hayva natçı Andon on ikinci, Şatobriyan o nuncu, Konfuçiy on birinci, Franklin on üçüncü çocuklarıdırlar. mür nasıl geçer Paristen yazılıyor: İstatistik yap- mak hevesinde olan bir fransız, yetmiş.! sene yaşıyan bir adamın vaktini nasıl geçireceğini uzun uzadıya tetkik etmiş ve şu neticelere varmıştır. İnsan ömrünün: 23 senesini yatak- ta, 19 senesini eğlencede 2 senesini tı- raşta, 1 senesini ibadethanelerde gesi: rir, | aileye 12,000 dönüm arazi ile 210,000 İn- giliz lirasının itası takarrür etmişti. Bundan başka Gran Dükün veli ahdi- ne 250,000 isterlin verilecekti. | Meklenburg ahalisi bu parayı vermiş; ler, fakat Gran dükün kızları kalkarak yeni dava açmışlar ve haklarının lâyr- kile ödenmediğini iddin etmişlerdir. | miz ne olur? Şüphesiz biz hava ile yaşı! yamayız. Biz sizi idare etmek te istemi yoruz. Fakat bize para verin de geçine- lim!,, demişler, iki taraf müzakereye imarı serbest bırakmış ve işler, senelerce devam eden ke- Kına vergi koymuştur. Jnüşmalardan sonra 1921 senesinde bu Mahkeme davayı tetkik ettikten son-, ra prensesler lehine karar vermiş, bun ların da 200,000 altım almağa hakları olduğunu kararlaştırmıştır. Bu hâdise ahaliyi son derece meyus etmiştir, tada bu şekilde evlenen çocuk- lardan ( 365 ) inin devlet hesa- bina bedava tahsil edenler ara- sından çıkmasıdır. Bundan bil- bassa fakirlerin evlenmekte isi cal ettikleri anlaşılmaktadır. EEE Gm m Gazet dö Fran rezaleti Madam Hanonun muhake- mesi tekrar başladı Bundan iki sene mukaddem hakkın- da iflâs kararı verilen ve idaresinde mühim sujistimaller keşfedilen Gazet dü Fran müdiri Madam Hannun mu- hakemesine Paris bidayet mahkemesin- de başlanmıştır. İki senedir yapılan tet kikat iflüs miktarının tesbitini temin edememiştir. Filhakika Gazet dü Fran müdürünün muamelâtı tayin olunan bir sürü muhamminin içinden çıkamı- yacakları kadar muğlâk imiş. Mahke- menin ilk eelsesinde Madam Hanonun avukatı müekkilinin muamelâtını rüyet için yeni bir eksper heyeti intihabını teklif etmişse de mahkeme bu teklifi yersiz bulmuştur. Müddel umumi mu- avininin ittihamlarına karşı Gazet dü Fran müdürü şiddetle çıkışarak de miştir ki: — Açığım yoktur; borcumu tesviye edecektim. Halbuki beni hapsettiler ve bütün işlerimi altüst ettiler. Açığım 37 milyon mu yoksa 120 milyon mu bile bilmeden beni itham edemezsiniz. Mada.: Hano bu suretle kendini müdafaa ederken son derece asabiyet! göstermiştir. Çıngeneler kıralı Prağdan: Çekoslovakyada yaşıyan çingeneler kıralı ikinci Mişel Lehistan dan Prağa avdet etmiştir. Çingene kı ralmın Lehistana gitmesinin hedefi © radaki çingenelerin nüfus tahririni yap maktr. Kıral bu işi yapmak için icap €- den emirleri vermiş ve ayni işi Çek memleketinde yapmak için işe başlamış tir. Çingenelerin nüfus tahriri bunlar- dan vergi almak için yapılıyor. Altı ay zarfında bu işin ikmali hek. — 5-—- VAKIT 11 Teşrinsani 1930 Günün Siyaseti Amerika intihabatı Amerikada vuku bulan umumi inti- hap cümhuiyetçilerin azim bir sarsıntı. ya uğramalarile neticelendiğini telgraf İlar haber vermişti: Demokratların bu seferki muvaffakı yetleri, M. Huverin, cümhur riyasetim. de geçireceği son seneler zarfında nü fuzunu ihlâl edecek mahiyettedir. Amerikanın son meclisinde cümhuri- yetçiler, demokratlardan fazla yüz meb'us çıkarmışlardı. Cümhuriyetçiler, bu ekseriyeti kaybetmiş bulunuyorlar. Demokratların ayan intihabında da ay- ni neticeye varmaları beklenilmekte dir, Amerikada efkârı nmmenin bu ta havvülü son derece dikkate şayandır. Bu tahavvülün sebepleri üzerinde fi. kirler müttefik gibidir. Amerika cümhuriyetçileri, bu raem- lekete refah getiren fırka diye tanın makta idiler,Fakat,M.Huver,gerek onun dan sonra Amerika en müthiş inhitata uğradı. Gerek M. Huver, gerek onun fırkası, bu iktesadi inhitatın amili olma mışlardır. Daha doğrusu, M. Huver bu hsusta talisizliğe uğramıştır. Fakat, bu talisizlik efkârı #mmenin dekişmesinde amil olmuştur. gi Ikinci bir sebep, Amerikada içkisya, sağına karşı duyulan aleyhtarlıktır. / Gerçi bu mesele bir fırka meselesi de- ğildir. Çünkü iki tarafta da “kuru, lar ve (yaş) lar vardır. Bununla beraber içki yasağı, cümhuriyetçilerin müdafa- a ettikleri bir umde olmuştur. Iki taraftan da yasak aleyhtarları- nın kazanması, efkârr ammenin içki serbestisine kavuşmak istediğini göste- riyor. Bunun neticesi olarak içki yasağı" nın esas itibarile kalkması beklenilebi- lirse de, kanunun hemen tadili mevzuü bahis değildir. Çünkü demokratların zaferine rağ-* men onların müessir her hangi hareket te bulunmaları imkân dahilinde değil dir. 'Teşrii kuvvet Onların ellerin de ise de icra kuvveti iki sene da- larının elinde kalacaktır. Bu itibar ile cümhur reisinin, kongre tarafından gö- receği muhalefete rağmen kendi siyase' * Gnde devam etmesi çok muhtemeldir. Belki de Kongre ile cümhur relsi ara- sındaki muhalefet ikisini de felce uğ- ratır. Hangi ihtimalin tahakkuk edec: Zik yakında göreceğiz. di TADARAK Kumbaraları HAYAT Yolunu Aydınlatan Birer leniyor. ist, B. Uarülbedayi temsilleri Buakşam sa- İSTANBUL BELEDİYESİ Kİ Yanız mual- İ IN İ UK belere mah- 3 perde 2 tablo tarihi piyes sus, Yazan: Musahip zade Celâl Bir Kavuk devrildi Meşaledir. Beyoğlu halkının © Sevimli mugannisi PENSEA © Pek yakında : , ..da Taganni edecektir