8 Kasım 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

8 Kasım 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© söyledi. Uhdesine tevdi edilen Darülbedayide bu hafta rnştaynın en son eser Manri Be olan 9 perde ve 12 tabloluk “Melo” isimli piyesi oyna- nıyor. “Melo” kelimesini her şeyden rer parça karısık diye tarif edebilir Filvaki bu piyeste Denştayn tiyatro ve sahne tarzlarından dram, komedi, pan- tomim, sinema, musiki, melodram v.s, ile edebiyatta mevzu addedilen vak'a, his ve ruh tahlili, aşk, izdivaç, dostluk,| kadınlık, annelik, ihtiras, şüphe, mer- hamet, din, san'at gibi birçok elemanla rı bir araya toplayıp karıştırdıktan son ra onları en eski ve yeni edebi mektep- lerin adesesinden geçirerek vermek is temiştir. Darülbedayi bu eseri çok güzel bir tarzda sahneye koydu. Işık tertibatı gi zeldi. Yalnız son tabloda ışıkların kâ-| milen beyaz olması daha muvafık olur- du. *Melo” nün bir hususiyeti de her ta blo biterken, o tablodaki mülsileme ve| yak'anm tesirini şidgetlendirecek, o ta- blonum ifade etmek istediği haleti ru- hiyenin medlulunu notalarla ifade den bir musikinin bulunuşudur. Esasen, bir çok hislere ve vak'aları rağmen, Melonun ana hattı ve es Bah'ın öçüncü sWiti ile Lekönün bir s0 natı üzerine İstinat eder. Oynamış iti.! barile Melo, ilk tablolarında muvaffak olmuş, en hissi ve “patetik” olması icap eden son tablosunda — ki bu hisler gü- lünç olmağa pek müsaittir — uyutucu İ «| fakat kıskanan, birisi süphe ettikten sonra ötekinin artist ruhuna tuzak ku- rup gelerek hakikati öğrenmek istiyen, fakat biribirlerine dostluğun en kuv- vetli bağlarile bağlı olan iki ark; n, aşık ve koca vaziyetinde, her ikisi için intihar etmiş bir kadından bahsedişle- rinim fevkalâde müheyyiç ve hâreketli! sahnesi olan son tablo, bu vaziyetin ta- © olarak hareketsiz ve w- çmiş ve son olmak itibarile ilklerin iyi tesirini de silmek tehlikesi- ne sebsbiyet vermiştir. Emin Beliğ bey, koca rolunde asabi İurçım, titiz, zaman zaman fakat gene zaman zaman mütecaviz, dostlukları. nın ve plânının, bilhassa bu sonuncusu- nun tesirile rucu ederek mülâyim, son- ra tekrar bir hücumla Marsel Blan (Hüseyin Kemal)ın çehresinde, harekâ- tında bir irgilme sezmek için müdek kık olacaktı. İ Bu tablonun kuvveti, Luna Parklar! daki “rus dağlar” gibi seyircileri en he yecanlı ve fırtınalı bir tepeden, sakin bir vadiye indirdikten sonra müthiş bir uçurum kenarmda bırakacak, ve niha- yet Marsel Blanın hakikatten hiç de ayrılmıyan, fakat Piyer Belkruvanın a-' radığı hakikati de etmiyen sözle Kadınsız Bütün bu işler bittikten sonra Hastingin İpgiltereden hareke | tine bir gün kala gemide bir ziyafet verildi. Çiçeklerle süsle- nen büyük sofraya Garbi A- vusturalya hükümetinin Londra Sir Malkon Franser ediyordu. Sağında ka- Fraser, solunda Haş- tngin kaptanı yer almışlardı. Ledi Fraserin göğsünde küçük, kırmızı bir karanfil demeti vradı. Ayni çiçek demetlerini sofranın | etrafını çeviren 413 kadın da takmışlardı. ç Sir Malkon nutkunu bitirdi. |. “Gürültülü bir alkış fırtınası kop- a. Kadehler yükseldi. Ayağa kalkan kaptan birkaç basit söz mömessili riyaset rısı Ledi mukaddes vazifeyi yapmak için | bütün kuvveti ile çalışacağını | İtesellisile nün sonatını mı, çalalım. işindedir. Değil bir tabloyu, bütün bir ömür pe- inden koşup da yakaladığımız zaman en boş ve uzun seneleri bile unuttu racak ve onları bir an kadar kısaltacak bütün bu hisler ne yazık ki Melonun son tablosunda, o tablonun lüzümsuz- luğu hissini verdi. , öğe Melonun yegâne tesellilerinden biri- si de Bedin Muvahhit Hanımın taganni kabiliyetini izhar edişinde oldu. Bedin! Tu- Hanımın Napoli şarkılarını eserin buna uyan bir hüzünle söyleyişi, san'- atkâr kabiliyetini kuvvetlendirdi. € il | Müseyin Kemal Bey en iyi rolların- dan bir; rattı, Blan, tip gundu. K. Kemal bey, doktor Remi ro- lunu canlandırırken profesiyonel doktoru kıskandıracak bir ehliyet gös terdi, Şaziye Hanım şefkatli bir kadın- dı. #i ve “fakat” kelimesini ,fekat” diye ta- lâffuz edişini düzeltirse daha muvaf- fak olacak, I şittik. Yukarda işaret ettiğimiz “fe- kat” kelimesi de papazın “tirad”ında &ok tekerrür ediyor. 0 TAVUK, — İktısat vekâleti ta- “alından satm alman 500 tavuk dün gelmiş ve Ankaraya gönderilmiştir. * FLORYA, — Şehir hududu dahili- ne alınmıştır * ZİRAAT SERGİSİ, — Ankarada & çılacak olan ziraat sergisi için faali: yetle devam edilmektedir. * MAHALLE ARALARINDAKİ KAHVELER, — Bilhassa Aksarayda Esasen Marsel; le Hüseyin Kemal'e uy) bir! ihni bey, papaz rolünde genç se-| esin tercümesin de “Bu onu zaten! diye bir tercüme düşüklüğünü de VAKIT 6Teşrinsani Cumariesi930 Dahilde aylığı Kuruş İ5U 4m 75 1400 Hariçte s0 145 00 Cemaziyelâhir İN h | l | 1349 7 Bu geceki Ay 16,58 218 0,39 < batyi 1.03 < batıyı vakitleri Akşan 1659 aüneşin ooğuşu Ayan doğuşu Namaz 487 Vara sy sabah Öğle İkindi 513 1158 1449 Hava: İİ Dün azami hararet 2ğderece olmuş tur Bugün mutavası © poyraz esecek, hava açık (olacaktır ! Radvo: | e Saat Sekizden ona kadar alaturka tadil Sinemalar : Alkazar — Asfalt Alemdar — Yıldırım Seslişmüheyyiç Asri — Kargalı k'dın | Ekler — Mandrigor Glorya — Caz Kralı Elhamrs — Paris Krah Opera — İlay jimizdeki kadin Beşiktaş Hilâl — Tarzan Etuval — Aşk nağmeleri Fransız — Para kurdu İİ Kemal B. — Şarlatan İİ) Majik — Bekiret koncesi Melek — Lütfen bir tango İ Şık — Monte Kristo İl Süreyya Kadıköy— Üç iptilt | Hale -— Üsküdar)Kirmizi dudaklar Cemiyetlerdeş Horhor, eaddesinde bulunan kahveler * Ettiba “haysivet divam İde gece riindüz gramofon çalındığı po- liz müdüriyetine şikâyet edilmiştir. Po- lis müdürü çalgmın men'i için kat'i e mir vermiştir. * ADLI KANUNLAR. — Adli kanun ların ıslahı için Ankaraya davet edilen Kudretullah Bey ve arkadaşları dün Ankaraya gitmişlerdir. * SUCUK MUTAHASSISI, — Sucuk: larımızın ıslahı ve nefaseti için Macâ ristandan bir mütahassıs getirilecektir. sarsar ürer 20009 ups 0 ane tan avare vana AKIT Berber başı merhum Mustafa Beyin bafidesi ve esbak hariciye erkânından Atıf Beyin kerimei muhteremeleri Ati- fat Hanımla Mektebi Hukuk me'zunl, rından ve genç tüccarlarımızdan Istan- bul hayvan borsası meclisi idare reisi Ali Ridvan Beyin akit merasimi cuma ü icra kılınmıştır. Tarafeyne “e r temenni eyleriz. Memleket Yazan: Peter Bolt bildirdi. Kumandanı 413 kadından biri takip etti. Henüz yirmi yaşların- da mahcup, güzel bir kızcağızdı. | Heyecandan tıkanan titrek bir sesle söze başladı : — Af buyurun, ben görgüsüz cahil bir kadınım. Fakir bir ai- lenin kızı, Bu sofrada, bu yük- sek zevata hitaben söz söyleme- mekliğim bir küstahlık sayılır. Fakat arkadaşlarım namına ha- reket ediyorum. Teşekkürleri- mizi, minnettarlığımızı büyük hü- kümetimize, Sir Malkon cenap- larına, mühterem refikalarına, bütün İngiltereye arz için beni memur ettiler. Sanki bir yay ile hareket e- diyorlarmış gibi 413 kadın bir | anda ayağa kalktılar. 413 ağır dan ayni ses yükseldi: Etibba odası haysiyet divanı verdiği reçeteyi şüpheli bularak yapmıyan bir eczacı hakkında bir doktorun şikâyeti üzerine e | velki gün toplanmış ve bazı şa- itleri dinlemiştir. Etibba odasının eczacıyı hak- sız bulduğu anlaşılmaktadır. —— ——— Malülller toplanamad: —a— Harp malülleri (o cemiyetinin senelik cuma günü saat ondörtte Darül- fünun konferans salonunda top- lanacaktı t b — So help God! Sir Malkon da ayağa kalktı ve emir verdi: — Tri çirs for dem oll » Sonra herkes cıgara salonuna ye defterini açlı, 413 Kadını birer birer çağırdı. Hepsini Le- di Frasere takdim ediyordu. O da İ nazik, okşayıcı cümlelerle onla- ra birer nişan yüzüğü verdi. Bu altın balkalar üzerlerinde Ingil- tere devletinin armasını taşıyor- lardı. Hükümdar onları kendi- lerine hediye etmişti. 4 * Saat on buçukta bütün kadın- buçukta gemi kalkacaktı. Erken uyanmak lâzımdı. Yattılar. Fa- kat uyuyabildiler mi? Hayır. Ertesi sabah vapurun hareke- tinden çok evel hepsi güverte- ye çıkmışlardı. Zavallı 413 ka- | dın. Onları geçirmeye gelenler kongresi önümüzdeki | çekildi. Sir Malkon elindeki kün- İ i lerini salladılar ve Hasting kare- lar yattılar. Ertesi sabah yedi | Vakı! akarlar ve Mahlüller müdürlüğünden: Kıymeti Lira : 400 ilân tarihi 8-11 - 930 ila 15-11-930 Kandillide iskele caddesnde (70) metro murabbaında altı oda bir sofa bir mutfak mahalli il desinde talip zuhur etmedi miştiz. Talip olanlar yevm i helâyı ale ol müştemil meşruta hane müzaye- den pazarlıkla satılmasın.a karar veril- an 1511/930 cumartesi günü saat or. altıya kadar İstanbul Evkaf müdüriyetinde mahlâlât kalemine gel- meleri, A Defterdarlık ilanları ) Kıralık odalar ve dükkânlar Mahni Püşa caddesinde Büyük Yıldız hanında No.la- rı aşağıda gösterilen dükkân ve oduların kirası pazarlık | suretile iera edilecektir. Taliplerin tayin edilen günler- de müracıatları aat 15 ten evel Defterdarkıktaki ihale komisyonuna (R- 313 ilâ 337) Kapı Cinsi ve katları Senelik kirası o Müzayede günleri Bu akşamlstanbulda || N No. l ı 9 dinci katta 3üncü 2inci Vcarelgâh " oda ticaretkâl ” 2 üncü ah “ ” “ 2inci oda ticarelgâlı oda Büncü alı ” “ Zinc ” ” » 3üncü alı 12 ticaretgi 13 4 lö lö 16 ii 18 19 21 ” “ » ” ” mağaza vearelgâlı mağaza ” ola ” ” * KİRALIK 100 l 1 100 1 120 120 120 150 150 tücaretgül, 120 120 L. v4 12 12-teşrinsani-930çarşamba ” "” ” 20 50 60 96 96 100 96 96 60 20 Perşenbe 24 » ” 72 24 * BÜFE — Adliye binası içinde soğuk me külât ve meşFubât sıtış yeri, senelik kirası 600 lira k'r? laması açık artırma 27 -teşrinisani- 930 peaşenbe 9 yirmi kişi bile yoktu, Öyle ya kimleri vardı ki., Onları tanıyan yalnız Sir Mal- kon ile gemi kumandanı ve bir de Ledi Fraser değil mi idi? Rıbtımda duran meraklıların | bazıları itiyat saikası ile mendil- ket etti, Son sözler: — Trevel bi heppi. — Trevel bi heppi. * * Sir Malkon ertesi sabah karı- sı ile karşı karşıya çay içiyordu. — Bütün gece rahatsızdım. Dedi. Bu kadınlar, bu 413 ka- dının hali bana çok dokundu. — Farkındayım, zihnen çok meşgul görünüyordun. — Hepsinin yüzünde ayni ifa- de vardı. Dikkat ettin mi? kor- ku, gizlemek stedikleri endişe.. Bu iş çok mes'uliyetli bir iş. — İyi ama sen elinden geleni yapmadın mı? hatta fazlasını bi- le Kabahatin yok... suçun yok. Ne diye üzülüyorsun. Emin ol İ iş hüsnü suretle nihayet bul#” caktır. — Bütün gözlerde ayni ifade” — Fakat yapılan şey iyilikl€ ri için. Hepsi kendi orzuları gitmiyorlar mı? Ne kaybedecek” ler |. — Böyle deme sevgilim, he şeyleri, gençlikleri, hayatlar” Bize teşekkür eden o genç w zm nekadar titrediğini, ne dar müteheyyiç olduğunu se medin mi? sanki arkasında lüm vardı. Sanki ölüm onun ğazna sarılmıştı, — Ne tuhaf şeyler söylüy?” sun Malkon. Bu ne bedbinlik! — Hayır bedbinlik deği! “ züne biraz devam etseydi K dini tutamıyacak, haykıracı. Hepsinin gözlerinde ayni ifa vardı. pi —Müsterih ol, Eminim yi w aldanıyorsun. Onlar yeni yi” yata başlıyorlardı. Heyec”' * bundandı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: