ei ey # 101 kişi ile — m — mülâkat ... İlga edilen bir meslek, bir memuriyet —41 — Taksim bahçesinde lâklaka ediyor.|de tayin olunuyorsunuz. duk. Şakadan hoşlanmaz, hep ciddi Jâf| (Damatlık, osmanlı genci için bir mes. mubarek bir zat yalnır bir ilmi mah.) Yarın me pişeceğini ahçıya emretmek felde açılabilecek bir bahse girişti: — Cümhuriyetin ilânından sonra türk gencine açılan meslekler, meşguli-' yetler, memuriyetler... Gayet doğru, dü rüsta söylüyor, fakat sahnede dünya- hın dört köşesinden gelme artistler ba- cak atar, göbek çalkalar ve çıplanırken Kışın büyük konak, yazın köşk yalı, A- kimse bu nutkka kulak asamazd. | raba emre amade, Hanrm fazla siinepe Tıraş devam ediyor.. Artist hanım) ve mümkünse hafiften aptal olursa da- Şakır şakır oynarken tıraş şiddet peyda! ha iyi. O zaman çetrefil cariyeler de yü etti. Perdahlandık, durduk. Ne tüken|zünüze güler. mez tıraş! Sahnede değişen numaralar, o Düşününüz! Osmanlı gençliği ne seyircilerin çığlıkları konferansçı beye| kaybetti... İç güyeyiğili öyle bir hazine Zerrece tesir etmiyor. O, cami kapıla./idi ki başka bir diyarda bunun misli rmdaki kör hafızlar gibi okumasına de.| yoktu. Gençler her yerde, kafaları, ik- vamda. Evet konferansçıyı teskin etme.)tidarları, tahayyüzleri ile... Osmanlı â- İ li durdurmalı. Fakat nasıl? Teminde de... Yüzleri ile hayatta mu. Aramızda Hasip Bey isminde biri vaffak olurlardı. Yazık. Bu memuriyet vardı. Birdenbire söze karıştı: ilam elumuyarı Glmkupiyet. devrinde iç — Evet, beyim, dedi, Oxford durük-|£iYEY erin miti Pek azdır. Vazifele. | Tünunu içtimaiyat profesörüne lâyık bir)” * “© r, İktisat! Ezici bir silin- dir gibi iç güveyliği mlesesenin tu; hararet, bir ciddiyet, bir vukuf, bir be-| pa, au, << “PİSİ müessesenin tuz t ve bir fasahat ile bu mevzuu aç- Ye güveyliği; istkelizi tn. Dirayetinize hayranım. Yal), 15 Güveliği: istirahat refah hayatı, Bile tir mesleği omuttakaz. Je) <> Ş2T Şimdiki gençler pek bi. ühim NSAN, çaredirler. Size hayatımı tarif edeyim Taf ederim: Gençlerimize yeni yeni mes dı İ N hakkı, ler açılıyor. Fakat bir takım kârlıİbi kir idil, saadeti hakkında geplekler de kapanıyor. Bunlardan) | Köleniz körpe idim. Şöyle böyle on tenezzül buyurulmuyor. i sekiz, on dokuz yaşlarında. Peder mer- ML hangi meslek? hum miralaydı. ip Bey, pürsaffet: — Oğlum, diye bir gün bana nasihat — İç güveyiliği! verdi: seni uzn boylu mektebe gönder- dediği vakit masanın çevresindekiler) medense Babtâlide bir kaleme yazdıra- apnedeki siyahi komik artisti ve şakla-|lzm. Orad adaha çabuk ilerlersin, Ka- İıklarını unutup bu söze ehemıni-|derinde varsa vezir olursun. Yetle güldüler. Bir kahkaha fırtması| o — Canıma minnet, velinimetim; de- ranıdır devam edi; endilerini! dim ve elini, eteğini öptüm. İŞİ mA ğa ye beri devam ötmekte,| dairesinde mülüzimdim. e Masa arkadaşlarımızdan ihtiyarca Hasip Bey, öteki masadakileri uyan. bİr Zat söze akrıştır: *Pacak bir gür sesle: — Hasip Bey kendi meziyetlerinden Evet, Beyfendiler, diye başladı. bahsedemez. Nezaketi buna münidir, hanımefendiler de karıştı... Evet, Pen kendisinin o zamanki şeklini bir vam ve beyfendiler! Mühim bir mı Ki İlişki Yazık! sönüyor, körleniyor: iç çü.) (On dokuz yaşlarımda iken Hasip B, VeYliği... Bendeniz kaim peder paşa mer| gelinlik bir kıza benziyordu. Biraz gül. hünay, vefatına kadar tam otuz Sene, dük ve Hasip Bey tekrar söze başladı: ON bir ay ve bir hafta dahili damattım.!, 7” Aradan çok geçmedi. Ametçi Bey Ne saadet, ne nimet, ne rahat, ne bah b lere erme tiyartık üveysindi i en e saraydan emir gelmiş. ğer. Ke Gir anar nice» deri: sultan kocaya verilecek, Bir kac v damat San K in. Resimi İİ Yaca keskin olursa o cenmette yaşar. | gitti; ban mizi Kös — Düşününüz. ; seçilmedim. Sonra anladım Mkaniz yok, hiç piyasa ve vezne ile ax ki intihap edilen H... Beyin arkası peki i İ yz Sünepe, görgüsüz, bir hanımdan)rak etme! lar. Bedava bir otel, hanımı da birlikte, — Buna Güzel, süslü, tombul, be.| kuvvetli imiş. Ametçi bey bana: — Me- oğlum; dedi. Aradan on ay | bedava bir hayata bir konfora da)çegti. Hiç haberim olmadan Ametçi bey) Maliksiniz. Hatta kaim pederiniz saye.|bana paşa merhuma damat olduğumu işi, gücü olmayan memuriyetlere; (Alt tarafı 6 inci sayfamızda) Yutulan reçet Ke —— My Enlerde ahali doktorlara duman) — Bunları mahkemeye vermeli hem de orlar.. Hâkimler hekimleri sigaya|analarını bellemeli, » Aman efendim, görseniz bu) (Fakat Doktor Yeğorovici needn, mu sebepleri ne tuhaf geyler; | hakeme edecekler, zavallı adamı ne di. in tanesini şöyle size anlatıve-İye mahküm edecekler aklım ermiyor.! alın, ibret Adamcağızın yüksek tahsili de yok, Makim, biri elleri pisken ameliyat kendi elile işlenmiş bir cürmü de yok, &. E bu neyse ne... Ya ötekine me Hikâye meraklıdır, dinleyin. Herifçi oğlu apandisit amelk| | Birkaç gün evvel, bir yük arabacısı rken gözlüğünü hastanm e düşürmüş. düşürmüş * Ne mi keçi gibi bir sakalı var. Hasta olmadı. Sap barsaklar arasında kay-|ğı zaman bu adam gayet iyidir. Fakat Bu da olağan şeylerdendir. dava ise hayli acaip. e bİr hanımı ameliyat yiye başka hir yerini kes N mayasını, sağ memesin- , £ yapayım derken sol me-|yok.. Ka bu, *Sivermiş! Bana sorarsanız,)ları e N Avrupakâri işlerdir dem ii kuvvetli bir mujiktir. Yaşı otuz yedi, | rısı kocasma koca karı ilâç- eder, gülmesini pek o derece bilmez !ekti. Hadem, haşem.. Caba birdaire| külfetinden bile varestesiniz. Biraz im- tizaçlı olmak lâzımdı. Kaynata ve kay. nanaya itidal dairesinde riâyet. İtidal dairesinde diyorum. Daha fazlası de- Zil; çünkü ihtiyarlar sonra şımarır. Serbest Fıkanın gazelesi? Bu da başlı başma bir mes'ele oldu. Iptida Akşam matbaasında basmak için müracaat etmişler, Fakat onların teklif ettikleri şart- ları ağır bulmuşlar, Sonra Yarın gazetesi ile görüş müşler. Her ne sebepten ise onunla da iş yapmaktan vaz geçmişler. Bunun Üzerine Son Posta neşriyat şirketi ile görüşmüşler, Fırkanın gazetesini bu şirketin idare etmesini istemişler. Lâkin Son Postahın neşriyatından anlaşıldığına göre bu sen teşebbüsten de müsbet bir netice alamamışlar! Hulâsa Serbest fırka bir gazete Çıkarmak istiyor. Fakat bu gâzeteyi idare edecek vasıta bulamıyor! Bu vaziyet (o karşısında tabii olarak hatırlara derbal Şu sual geliyor; Serbest fırka kendisi için bir gazete çıkaracak © vasıta o bulamı- yorsa hemen yarın eline almak istediği devleti ida- re elmeği nasıl gözüne alabiliyor ? Bugün dim değ ol .. Foks filim gazetesinin komyoneti şehrimize geliyor - Siyasi ye ehemmiyetli hadiselere nebi matbuatının alâkası uyan- mıştır, Bu hadiseleri tesbit için bugün sesli «Foks » filim gaze- tesinin resim ve ses almıya mah- sus bir kamyoneti « Raşit» vapurile Istanbula geliyor, Kamyonet M. Venizelosun ge- lişini sesli filme aldıktan sonra Ankaraya gidecek, orada, eclim- buriyet bayramı merasimini, Ga- zi Hz. lerinin nutukları ile mec- lis küşat merasimini tesbit ede- cektir, Muhtemel bir Ismet paşa-Kont Betlen - Venizelos mülâkatı da haber noktaj nazarından ajans ve gazeteler için ne kadar mühim ise Foks şesli filim gazetesi na güç belâ dedi “— Kan, git en meşhur hekimlerden birini getir, paraya bakıma! ne isterse VET Karı para Tâfını işitince kocası öl müş gibi korktu ve köşelerde gizli, giz- li ağladı. Fakat naçar doktora gitti. Sözlün kısası, doktor mujiği muayene etti. Dedi ki; “— Boşuna meşhur doktorları rahat 81 -diyorsunuz, ehemmiyetli bir şey de- Zil; biraz fazlaca yemek yemiş! Bir Tiyman yapınız... tavuk etinden başka bir şey yemesin! Mpjik buna dehşetli kızdı. “— Bu bir haindir dedi, benim ba bam böyle şeyler görmedi ben mi göre- ceğim.. Allah göstermesin! (Gizlice bir de ıstavroz çıkardı.) Sonra bir de tarak eti diyor.. Onu ben yemem. Onu burjuvalar bar-İhastalandı. Bu arabacı yaman, güçlü,İyesin! Müjoğin hiddeti akşama kadar de- boğa gibi, aygır gibi bir adam. Yalnız| vam etti. Fakat hastalık geçmedi. Müjik karısına dedi ki: “— Karı git Allahını seversen parâ- hastalık bu, insan birdenbire değişiyor.)dan çekinme meşhur Yerororici çağır Herif te hasta olur olmaz nevri dön-| beni iyi etse, ancak o İyi eder. Para Wi. dü. Hakkı da var ya. Mujiğin midesi|fın: işitince kadında İki göz çeşme ol. Hüt dağı şişlikçe şişti. Midesi birldu. gözü gır, gr akarak doktora koş; kapıcı Andon. Doktor Mujige dedi davul oldu, nefes âlmanın imkânıltu. Yezoroviç kendinden evvel meşhur amma bunların hiçbiri bana De dotorun geldiğini işitince hiddet- di. Bugünlerde Türkiyenin birçok kosu te Tür maarif cemiyeti memle- ket maarifile yakından alâkadar olan bir halk teşekkülüdür. Bu cemiyet memleketin birkaç merkezinde açtığı talebe yur- dunda vatan çocuklarına ihti- mam etmekte, tahsillerini ta- mamlamaları için muhtelif yar- dımlarda bulunmaktadır. Cemiyet bu himayekâr vazi- fesini başarabilmek için enbüyük kuvveti halktan almakta, vatan- daşların muavenetlerile bütçesi- ni tanzim imkânını bulmaktadır. İşte gene bu maksatladır ki Türk maarif cemiyeti bir eşya piyankosu tertip etmiş ve lira Bize verilen malümata göre biletler daha şimdiden hararetli bir rağbete mazhar olmuş, bir çok yerlerden &bemmiyetli talep- ler karşısında kalınmıştır. Bilet- VAFTİZ EDİLDİ. Şanghay, 24 (A.A.) Çin reisicümhu ru, Changhay «Kaisek vaftiz edilmiş- tir, —o— FRANSIZ REİSİCUMHURU Paris, 24 (A.A) — M. Doumergue, Pas seyahatinden avdet etmiştir. Paris, 25 (A.A.) — Tayyareci Cos- tes ile Bellonte, saat birde Le Burje İ İmişler, Gİ ml says dır. —— Liman şirketinde içtima gün 14 de fevkelâde bir içtima aktede- Hamdi BR dün bir muharrinmize şunları söylemiştir: N — Içtimada şirketin dahili nizamna- mesinin İkinci ve beşinci maddeleri tadil edilecektir. Bu #uretle şirketimizin ismi (Istanbul tahmil ve tahliye anonim Şir- kedi) olacak ve sermayesi bir milyon Mafya iblAğ olunacaktır. —g Davet e. Vasfi Raşit Beyin gelip yazı işleri müdürümüzü görmek lutfünde bulunması hastayı muayeneye çekti ve hastanın başma geçti: — Beni dedi, bı una çağırdmız, meş- hur hekimleri nafile yere rahtsız edi- yorsunuz.. v Yegoroviç hastanın karnma filin bakmadı. dedi ki: “.— Bu hastalık içerde. Midenin i- çinde ama tedavisi kolay... Fakat ben reçeteyi yazamam. Gözlüğümü evde u- nüttum. Ben söyliyeyim sen Yaz. Mu- jik başını kaldırdı: “ — Bende yazamam... hükü- met çok haklı. ilim nur, cehalet kuran lik diyor da biz hâlâ gaflet ediyoruz. Ben yalnız imzamı atarım... Doktor yüzünü buruşturd: — Olmaz, dedi. Kasık çatlaklığı ol saydı imza kâfidi. Kadına sormağa bile lüzum görme- di onun bunlardan habersiz olduğunu anlamaya bile hacet yoktu. Aradılra, taradılar nihayet bir kapıcı buludlar. Bu adam allah selâmet versin şu iki satırı, İki saatte güç belâ yazdı: “Hazreti İsa v> ervalu mükaddese sayesinde ben ve babam iyileştik.,, ve al, ına da şu imzayı attr. 6 numaralı evin kis “— Bunu yut... Mujik güç halle kâğıdı yuttu. - 3 — VAKTT 26 Teşrinievvel 1930 —— Tü M Zengin bir eşya piyan- rtip etti Piyanko ikinci kânunun birinci günü şehrimizde çekilecek ler birinci kânunun sonuncu gü- nü akşamına kadar satılacak ve ertesi gün, ikinci kânunun birinci günü de şebirimizde bir heyet huzurunda kur'a çekilecektir. Cemiyet çok zengin bir ikra- miye listesi tertip etmiştir. Haber aldığımıza göre listenin en başında 5000 lira kıymetinde kapalı bir Doç otomobili vardır. Bundan başka çok iyi intihap edilmiş bir yemek odası takımı ve birde salon takımı, büyük bir halı, yazı makineleri, çift aletleri, dikiş makineleri, gramo- fonlar, bisikletler, fotoğraf maki- neleri, saatler, tuvalet takımları, gibi vasati bir fiat koyduğu | çantalar, battaniyeler ve daha biletleri de tevzi etmiyebaşla- | çok eşya piyankoyu kazanan tali- mıştır. lilere takdim olunacaktır. Ikramiyeler biletin hamiline İ teslim olunacak, ikinci kânunun 3linci günü akşamına kadar | alınmıyan ikramiyeler cemiyette | hediye edilmiş sayılacaktır. , İran san atı İren sanat bedaiları Londrada Son posta ile gelen Londra gazeteleri, İranın sanat bediala- rını taşıyan Baharistan gemisinin Londraya vardığını baber ver- mektedir. Bu babasız san'al eserleri Lon- reisielimliur ile kâlibalık, drada teşhir edilecek, ondan «sonra, terar İrana iade oluna- caktır. Dünyanın en kıymetli eserle- rinden bir (oçoklarını (taşıyan Timan şirketi heyeti ürnumiyesi bu geminin her hangi tarruza uğra- mamasını temin için onun hare- cektir. Bu hususta Iman şirket müdürü | keti memktum tutulmuş ve bü- tün bu eserler ona gizlice yük- lenmiştir. Bu sanat eserleri içinde em- salsiz halılar, taçlar murassa kı- lıçlar, işlenmiş perdeler ve buna mümasil bir çok şeyler vardır. Irandan getirilen bu eşyadan başka Amerika, Almanya, Italya Avusturya, İsveç, Mısır ve sair ei Iran eserleri de bun- arla beraber teşhir olunacak, bu | suretle halk İran tarihi ve eser- leri hakkında tam bir fikir edine- iye mem, Dedi cızlamı çekti, caddeyi tuttu! Jeoktor gittikten sonra mujik kendi- sini iyi hissetti. Hikmeti huda iştihası da açıldı. Yemek te yiyordu. Karı ko- cn sevindiler, Amma, gece olunca iş de Gişli. Karnı çatlşyacak gibi oldu. Ve ni- ahyet mujik cavlağı çekti tahtalı köye iboyladı. Mujik ölür ölmez karının der- di bir kat daha arttı. Toprak kazdırmak, Tabut yaptır. mak, ölüyü gömdürmek Iizımdı. Bun lar için ise her şeyden evvel para sâr- fetmeli idi, Halbuki kadında metelik verecek hacı gözü yoktu. Kadm düşündü, taşındı nihayet keseden para çıkma dan “lüyü kaldırmanın kolaymı bula- cağını zannetti. Doktordan şikâyet etti, tedavi ücretini inde etmesini is tedi. Kadına dektorun aldığı parayı geri vermediler, Mujiğin midesini yardılar, kâğıdı çıkardılar, Andonun İmzası si- Binmemişti. Doktoru, Andonu da yaka. ladılar, Doktor, ben dedi, ne imzayı a- tan, ne yazan, mede yulanım. Bek. çi Andon: “— Iki sant uğraştım, dedi, bu Yazı. yı yazdım, yanlışlıkla kendi imzamı at mışım. Allah şifayı bana verdi bu Yüz den dostum ölmüş. Katil benim... Şimdi dektorin Andon m; ahkemede Doktor kapıdan çıkarken: U lızasını kendisi atmadığı için tesi. ler.. Bakalım ne ceza vereçi er? 3 Tu 4 | i a