17 Ekim 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

17 Ekim 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— VA “et'erdeki hadiseler i Meri ve Samsun gibi bazı 5 vilâyetlerden kalp'erimize “ elem veren haberler geliyor. Antalyada S. fırkacılardan veya onlara taraftarlık edenlerden bir kısım halk toplanmış Hükümet “aleyhinde nümayişte bulunmuş. Tecavüzler o'muş. Zabıta bunla- “ra dağılınız, demiş. Dinlenmemiş nihayet askeri kuvvete müracaat zarureti hasıl olmuş. Ondan son- 'ra nümayişçiler ve mütecavizler dağıtılmış. Fakat bu arada sekiz kişi yaralanmış. Bunun üzerine nüşevviklerden otuz kişi kadarı “ tevkif olunmuş. Diğer taraftan Samsunda gene 5. F. taraftarı olarak hareket eden bir takım ler toplanmış. Belediye da- İresini taşlamış, camlar kırılmış. Sonra filân yerde zabıta memu- runa tecavüz vakı olmuş zabıta memuru yaralanmış ve saire... © Muhtelif mahallerden hemen en ayni zamanda gelmekte “olan bu elim haberleri duyduk- lan sonra “ne oluyoruz?., sualini mamak memleketin mukadderatı sile alâkadar bir kimse için müm- değildir. — Memlekette gerek Halk, gerek Serbest Cümburiyet fırkalarına dahil olsun, gerek hiçbir fırkaya girmemiş vatandaş lardblan ulunsun herhangi bir kimsenin veya kimse- > lerin şu veya bu tarzda şikâyeti olabilir. Meselâ belediye intiha- — batının icrası esnasında herhangi 'bir yolsuzluk iddiası ileriye sü- rülebilir. © Bunevi şikâyetlerin ve yolsuzluk lara gene usul ve kanun ” 6 alâkadar mercileri j ir Bunlardan biri şikâyetleri diclemek istemezse onların da üm — olan yerlere müracaat yz hakki şikâyetleri için ie ile tayin edilmiş olan o müracaat usulleri malüm iken > bunlara riayet etmiyerek hükü- met (o vebelediye memurlarına cebri vesait ile istediklerini yap- otirmak teşebbüsü bir cürüm teş- kil eder. Bu tarzda ber hangi İr teşebbüste bulunan kimse Cüm- yara kanunları ve mahkemele- “rinin takibatına uğrar. “1E.17 Taşriceve! 1930 “ EN iü Gafil gençler! pe sabah gazctelerinle çok acı bir mektup vardı. İ Uzak, yabancı ülkelerden gelmiş bir mektupta Türk genç'erinn sefalete düştüklerini oOokumak insanı iki kere kederlendiriyor. Şimdi önümde o mektup, dü- şündükçe sütunlar (o genişliyor, harfler dağılıyor, gazete yapra- ğı gittikçe bir sinema perdesi şeklini alıyor. Hayat, bazen ne fena işler yapar! Bu satırları okuyanlar arasında kimbilir kaç vatanda- şım benim gibi duydu, benim gibi acı manzaralar gördü..! Mektup, Türkiyeden bir çok delikanlıların iş bulmak için Al manyaya koştuklarını ve kendi evlâtlarından üç milyon kişinin işsiz, aç dolaştıkları o toprak- larda simsiyah bir sefalet içinde yuvarlandıklarını bildiriyor. Sefalet, her yerde kötü, fakat gurbette zehirdir. Sağdan soldan dili, ruhu, vicdunı ayrı kalaba- lıklar o geçlikçe, açlık miydede daha keskin tırnak yaraları açar. Kendi bileklerindeki o vuruşlara ayar edilmesi imkânsız bir nab- zn attığı yabancı havada aç olan, sızlıyan sade miyde değil- dir. Ruh ve vicdan da ayni ıstı- rabı duyup ürperir. Bunları bildiğim içindir ki o mektubu okurken ömrümün se- falete ait en acı sesi varsa, hepsini hayalimin perdesine ak- setmiş gördüm. Etleri eriyerek avurtları çökmüş, yüzleri deriye yapışmış kaburgaları ile bu va- tandaşlar, rönken objektifinden geçer gibi berbat bir geçit yap- tılar. Hayata atılış, güzel bir şey. Rızkını yabancı taşlardan çıkar- mak kuvvetini gönülde duymak, yeni, sert bir seciyenin alâmet- leri oldukça onlardan yalnız hür- | metle bahsedilebilir. Asırlardır, kendi toprakları- mızda yapancı alın terlerinin nasıl incileştiğini göre göre im- renme hastalığına uğramıştık. Bizden olanların bu hamleleri elbette içimizi sevinçle doldurur. Fakat gençlerimiz bir şeyi ihmal etmişler. Atılırken daldıkları ha- yat denizinin derinliğini ve kendi Her memlekette kanunların | göğüslerinin soluk (genişliğini ve nizamların budutlarını tecavüz eden kimseler bolunabilir. Ve ne kanunlar ve nizamlar dai- inde tecize edilir. Bu gibi li derde bir (o fevkalâdelik Yalınız şurada, burada r veya birkaç kimse tarafın- Cümhuriyet kanunları ve mları hilâfına vukubulan cü- iler (Omemleket dahilinde b mi ve müstevli bir şekil “alirsa, yahut almak istidadını , gösterirse bunu fevkalâde bir nazar ile görmek zaruri olur. Çünkü hükümet kanunlarına “ve nizamlarına, devletin inzıbat - kuvvetlerine karşı cebri vesait “ile itaatsızlik vaziyeti, hadiseler mütelerrik yerlerde çıkmış ve “ aralarında hiçbir irtibat olmadığı — tahakkuk etmiş olsa bile bun- > lann ayni şekil ve heyeti gös- z ibtilâlden başka bir tabir “ile ifade edilebilir mi? © Acaba şurada, burada bazan zabıta kuvvetlerine, bazan be- lediye dairelerine karşı bir takım zavallı ve masum kalkı teca- © vüzlere tabrik edenler memle- >kette meşru ve müntebap bir - Millet Meclisinin itimadına daya- marak iş gören bir hükümet umubayorlar mi ? aranan apmsan saran orana mass Bu gibi adamlar yaptıkları cü- ölçmemişler Gördüğümüz örneklerden ibret > ve bu gaflete düşmeme- Almanyanın iş hayatı, işçiye ihtiyacı hakkında köklü bilgilere | sahip olmadan yola çıkmak, bile bile tehlike ve sefalete atılmak demektir. Hayatın hiç affetme- diği hatalardan biri de gaflettir. Seyyah rümlerin cezasından kurtula bile- ceklerini düşünüyorlar mı? Hatırlarda olduğu üzere Baş- vekil İsmet Pş. B. M.M. nin son evkalâda içtima esnasında söz söylerken sokaktan yapılacak hareketler ile B. M. M. nin ira- desine ve kanunlarına tahakküm etmek istiyecek olanlara karşı hükümetin hertürlü vasıtaları tereddütsüz olarak kullanacağını ilân etmişti. İsmet Pş. nın mec- lis kürsüsünden yüksek sesile yaptığı bu ibtarına kulaklarını kapayanlar varsa emin olmama- ları lâzımdır ki aldanmış olduk- larını göreceklerdir. Ve nibaret pişmanlık gösterseler bile son pişmanlığın faidesi olmıyacağını anlıyacaklardır. Mehmet Asım Ba kon konferansında Neler konuşuldu, nasıl çalışıldı Murahhas'arımızdan Reşit Saffet B. izahat veriyor Istiklâ lerine ve harici muahedelerin ahkâmına hele! gel- memek şartile Belkan milletleri her sahada anlaşcork — tedrisetta mütekebilen milli izzeti nefisleri rencide et- memeğ3 dikkat olunacak, Istenbu'da Balken turizm federasyonu yepilecek M. Venizelos bayrağımızı nasıl selâmladı Atinada toplanmış olan ve mesaisini bitiren Balkan konfe- ransına iştirak eden Türk heyeti murahhasası azasından Kocaeli meb'usu Reşit Saffet bey dün Istanbule geldi. Bir muharririmiz kendisile gö- rüşmüş ve şu şayanı dikkat iza- hatı almıştır : — Atinada ümidimizin ve he- sabımızın fevkinde bir hüsnü kabul gördük. Gerek heyeti mürahhasamız gerek atletlerimi- zin oOYunanistanda ikametleri esntsında gayet iyi bir tesir bıraktığını bütün Yunan gazete- lerinde okuyarak müftehir olduk. — Konferansın gayesi ve su- reti mesaisi hakkında bir az malümat vermez misiniz? — Konferansın gayesi, bazı gazetelerin yazdığı veçhile bir kaç maddi veya ticari meseleye inhisar etmeyip, Türkiye, Yuna- nistan, Bulgaristan, Yogoslavya Romanya ve Arnavutluktan mü- rekkep 6 Balkan devletinin bil- umum faaliyetlerini bir ittihat fikri etrafında toplamağa' matuf idi, Bu fikrin birdenbire yahut pek kısa bir zamanda husul pe- zir olması ümidi biç kimsede olmamakla beraber her halde bu gayeye müteveccih bir hüs- nüniyet de yok değildir. Konferans bir hafta sürdü. İşler altı komisyona ayrılmıştı. Heyeti murahbasamız on kişi idi. Arkadaşlarımızdan Darülfünun hukuk fakültesi reisi Tahir Bey teşkilât komisyonu olan birinci komisyonda, reisimiz Hasan B. ile Ruşen Eşref ve Zeki Mesut Beyler siyasi komisyon olan ikinci komisyonda, Hamdüllah Suphi ve yakup kadri Beyler münasebatı ofikriyeye (mahsus / olan üçüncü komisyonda, (Bu komisyona Hamdullah Suphi Bey riyaset ediyordu), bendeniz Nemli Zade Mithat B. iktisat işlerile meşgul olan dördüncü komis- yonda, münakalât ve tanzimle beşinci (o komisyonda yalınız bendeniz ve içtimai me- seleleri tetkik eden altıncı ko- misyonda da Vasfı raşit Bey Dördüncü ve beşinci Komis- yonların Oo heyeti Oo ümümiyede aynen tastik edilen tekliflerini bendeniz kaleme aldım. Bu sene konferansta verilen kararlar heyeti umumiyeleri iti- barile şu noktalar etrafında top- lanabilir: 1 — Balkan devletlerinin mü- tekabil menfaatler: icabı katisi olarak bu milletlerin milli istik- lâl ve harici muahedelerine hiç bir veçhile halel gelmeksizin her sahada anlaşmaları lüzumu. 2 — Her memlekette bu prog- ramı takip ve tatbik etmek üzere bir Balkan Mibadı komitesi teş- kili, li e in e eli 3 — Bu sene zarfında konfe- ransın ittihaz ettiği program et- rafında devletler tarafından fikir taatisinde bulunulmak üzere Bal- kan devletleri bariciye nazırları- nın toplanması için Balkan dev- letlerine telkmatta bulunulması, 4 — Bu seneyi konferans ta- rafından çizilen program etrafın- da tetkikat ve tetebbuat hasre- derek gelecek sene Istanbulda toplanmasına karar verilen ikinci Balkan Konferansına daha müş- pet bazırlıklarla gelinmesi, 5 — Talebe taatisi ve milli tedrisatın, mütekabilen, izzeti nefsi millileri rencide etmiyecek surette tasbihe dğoru faaliyette bulunulması, 6 — Hariç piyasalara karşı Anadolu ve Balkan mustahsala- tm müdafaa ve himaye için tedbirler, 7 — Kredi ve nakit mesele- lerinin bir noktai nazardan ve bütün milletlerin menfaatine gö- re, bilhassat ziraat nefine halli, 8“ “Münakaletin Sürat; “tat, m ve iltisak noktai nazarlarından Balkan memleketlerini harici re- kabetlere karşı himaye edecek surette tanzimi, 9 — Milletleri birbirine sev- dirmek için en basit çare tanıt- mak olduğuna göre turizm me- saisine germi vererek bütün bal- kan memleketleri teşkilatını tem- silen Istanbulda bir Balkan tu- rizm federasyonu tesisi karara alınmışlır, 10 — Posta, telgraf ve hava ves aitinin dahi diger nakliyat misillü fiat, sürat, ve iltisak nok- talarından tanzimi, 1i — Tütün mesailini bilhassa tetkik etmek ve gelecek seneye kadar bir rapor tanzimi ile kon- feransa verilmek, ve ayrıca bir hususi komisyon teşkil etmek, — 12 Balkanlara ait mesaili içtimaiye ve sihhiyeyi o umumi noktai nazardan (birleştirmek üzere ber memlekette cari ve hazırlanmakta olan kapunların yeknasaklığa doğru götürülmesi, — Yunanistanda Balkan itti- hadı fikri ve Türkiye mukarenet nasıl karşılandı? — Konferansın ve bilhassa Türkiye ile mukarenet siyaseti- nin Yunan milletince tastik edil- mekte olduğuna delâlet eden te- zahürat Yunan hükümetinin bil- hassa memnuniyetini celbetmiş- tir. Her halee bu konferans yal- nız bizim değil iştirak eden biü- tün heyeti murahhasların ümitle- rinin fevkinde müsbet bir netice vermiştir. — Yunanistanda nasıl karşı- landık? — Kendi hesabıma deyebili- rim ki iki millet arasındaki uzun süren ibtilâflardan sonra heyeti murahhasamızın (o Yunanistanda bu kadar samimi bir hüsnükabul göreceğini zannetmezdim, Gör- .. . Müderrisler Memu: eğil mi? Poletikacı isınatl hakkı B. ne diyor? Müderris İsmail Hakkı Beyin poletika hayatina atılması müna- sebstile müideris'er msmur mudur, değilmidir tarzında ortaya çıkan münakaşa el'an hararetini muha- faza etmektedir. Dün bizzat poletikacı müder- ris İsmail Hakkı beyi gördük. Bize dedi ki: — Bir Profesör pekâlâ ve kendinde bir enerji buluyorsa siyasetle meşgul olabilir İlimsiz İ siyaset olmaz. İlim siyasetle meşgul olmaz diyorlarmış, O halde siyasetle meşgul olan ce- hil midir? kiaşbalmsi ii ileyiylrüşiğliidei Abdullah Feyzi B. Istanbul mıntakasında teftiş ile meşgul olan mülkiye müfet- tişlerinden Abdullah feyzi Beye Cerrahpaşa hastanesinde yapılan ameliyat muvaffakiyetle netice- lenmiştir. e Kendisine (o geçmiş olsun deriz. düğümüz tarzı kabul her halde Atina halkının içtimai ze siyasi terbiyesine bir bürhandır, — Turizme mütaallik bir fa- aliyette bulundunuz mu? — Atina şehremini Mösyö Merkuris ile ayrıca ve bususi olarak görüştüm. Türkler nasıl eski bizans asarını asırlardan- bari muhafaza e bir fikri medeniyet gösteriyorlarsa, Yunanlıların da Türklerden kalıp henüz tabrip edilmemiş birkaç eserin hüsnü muhafazasını rica ettim. Bu meyanda Atinada ha- len mevcut iki cami vardı ki bunların tamir edilip toplana- cak olan Türk “asarı teşbirine tahsis (o edileceğini (| şehremini bana vadetti, — M. Venizolesun Türk bay- rağına karşı hususi bir nezaket gösterdiği söyleniyor ? — Bütün yunan gazeteleri stadiyumda atletlerin geçit res- minde, başvekil M. Venizelosun yalnız ve hassatan bizim bayra- gm geçişinde ayağa kalkarak ve şapkasını çıkararak selâmla- dığını ve stadiyomu doldüran 40-50 bin kişinin bu hürmetkâr tezahüre ogaleyan ile iştirak ettiklerini pek mühim bir siyasi vak'a olarak kaydettiler. — Yunan gençliği — Partevunda yunan gençliği tarafından vuku bulan kabul resminde reisimiz Hasan Efendi heyetimiz namına söz almaklı- ğını tensip etti. Yaptığım hita- bede Balkan gençliğinin sulh sahasında atılan (tohumların eserini iktitafa namzet oldukla- rını söyliyerek bu sahada hazır- lanmalarını temenni ettim, Bunu müteakıp darülfununda yapılan mearasimde Hamdullah Suphi B efendinin pek parlak ve samimi bir nutkunu Yunan genç” liği bütün hararetile alkışlanmış ve matbuat bu nutuktan sitayi$ ve minnetle bahsi o Ruşen Eşref beyin de Delfde konferansın son celsesinde irat ettiği, aynı zamanda esatiri ve şairane sözleP gerek hazır ola konfarans azası gerekse yüzlerce halkın son derece takdirini mu” cip olmuştur. Her halde, Kem#” li iftiharla ve bir çok tecrübe“ lerine istinaden diyebilirim ki bi ei şimdiye kadar gördüğün bir çok heyetlerden ziyade, v8 hakiki bir muvaffakiyete ik pie ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: