“ 3 — 7— VAKIT 7 Teşrinevel 1930 5 İrakta fesat çıkarmak istiyen Kürtler | Ş:kago haydutları ela Bir İngiliz ii kadını —Jeo London —dan rr 300 Dolara bir hayat Arkadaşımın teklifine karşılık zenci gayet tabii bir tavırla : « Fazla veremezseniz ne yapalım istediğiniz adamı üç yüz dolara haklarım / dedi İL 'i süyük tiyatroda karşılaştığımız öl-|başlamış “Volstat,, kanunu varken bis düren adam ile mülâkata gidiyoruz.)ra tevzii miisterih bir eğlence değildir. Büyük bulvara yakın bir sokakta iyi/ Vazifesi kamyonları düşman çeteleri; bir ev... Kapısının önünde iki üç zen-İ ne karşı muhafaza idi, Tabil bu işi gör-| ci ailesi toplanmış. Babalar, analar,)mek için silâhlanmıştı. Günün birinde yavrular var,... Büyükler yavaş yavaş)silâhmı kullanmış ve meharetle kullan. konuşuyorlar. Yavrular sevinçli say-)dığımı ispat etmişti. Sonra Vayıs ismir halar çıkararak biribirini kuvalıyorlar.| de gaddar bir haydutla çalışmıştı (Te Zenci mahallesinde geç yatarlar, çoli-|stake for a ride) “seyahate götürmek... tan gece yarısını çaldı. usulünü icat edenin bu haydut olduğu. “Öldüren adamı, oturanlara naziküi.|nu söylerler. Vayıs, bir gün bir şeriki ve ne «Good night» diyor. Tiyatrodan çık.|avukatı ile geze Nakleden : M. G. İzmir hapisanesini Kerkük Türklerinin milliyetperve- gezdi, gördüklerini | yazıyor rane tezahüratından sonra .. aaa Irak hükümetince tevkıt edildiler e rumun dehşeti karşısında düşün- meyi bile unuttunuz. Benliğimize sarih bir tecavüz alan bu rinizi şiddetle red eder, ve Kürtlükle hiçbir alâka müna- sebetimiz olmadığını beyan ve ilâve eyleriz. Sizde bilirsiniz ki, Kerkük ırkan Türktür, tariken Türk yurdudur. Ancak, bugün, Cihan harbı ilcasile Irak kırallığı idaresinde. bulunuyor.,, & Bu cevaplar karşısında Iraktan yazılıyor: Son ağrıda- ğı badisesinde görüldüğü gibi Kürtleri felâkete sevkeden ha- yalperestler yalnız o Türkiyede değil, Irakta da boylarının ölçü- sünü aldılar. Meşhur İngiliz ca- susu “Lavrens, in zehirli efsat- larına kapılarak «Süleymaniye»de bir “Kürt mubtariyeti,, ni sayık- lamışlar, zavallı köylü Kürtlerin ! cehaletinden bilistifade felaketli badireye önayak olmuşlardır: Pi rken bir rakip çete ta- O adam kadar ha- . tak çıkalı sesini ilk defa işidiyorum. Yolun imtidadınca “Harri,, onunla alçak sesle görüştü. Şüphesiz esrarını ifşa etmiye teşvik ediliyordu. Bu sıra” da ben de beyaz dişli dostu ile yürü» düm. Bu genç zenci kadın sonradan öğ» rendiğime göre zenci mahallesinin mu- habbet satanlarındandır. “Öldüren &-i dam,, cinayetini yaptıktan sonra gerek eğlenmek ve gerekse emin olmak için onun evine iltica etmiş. Binanın zemin katının ilerisinde uzun bir yol var. Bu Yolun ucunda iki oda olduğunu tahmin eylediğim hir bölük mevcut.... İçeri girer girmez boğazımı pis bir koku yakmağa başladı. Bu koku tarif edilmez bir şeydi. Benzin, yağ velhasıl bir çok taaffünların bir araya gelme: sinden hasıl olma bir şey... Bu kokuyu olsun, o kâbuslu gecenin hatırasını ol sün asli ünutamıyacağım. Hakikat ol- duğuna inanamadığım o geceki haya- tım sırf hakikatten başka bir şey değil diki, ,.. Evet... Şikago haydutları hak) kında naklettiğim vekayi arasında öy, le harikulâdeleri vardır ki bunları uy-| durma diyenler bulunabilir. Bunu ben de hissettiğimden her mümkün olduk- tarihler, isimler söylemekte ve “bü) w6tle sözümün sıhhatini ispata ça ışmaktayım. Fakat bu her vakit müm- sün değil ki.... Görebildiğim şeylerin kâfesi bizim hayat, cemiyet ve hatta “aniler heyeti hakkında dimağımızdaki mefhumdan o derece farklıdır ki Şika- «o haydutları hakkında bir roman yaz- dığım iddia olunabilir. Halbuki hiç te öyle değildir. Ben gözlerile gördükleri- »i bitarafane kayit ve tesbit etmiş bir! rafından öldürüldü. yasız nerede bulunurdu. Derdi ki: — Ben biraderimden nefret etmem. Fakat onunla buluşmak istemem, Son defa olarak altı sene evvel karşılaştık bana ateş etti, Halbuki on beş seneden- beri görüşmemiştik. . .. Vaysın kardeşi rakip bir çetede ça-| ağırdı. Bu vak'aları bir arkadaşım anlatı. yor. “Öldüren adam,. Vayıs ile olan münasebatini söylemekle iktifa etti. Vayıstan evvel tanıdığı diğer bir pat ronundan daha bahsetti, Dufi isminde Aarkadaşım anlatıyor: — Bu Dufi çok hilekâr bir şeydi. Kendisi apartıman dahilinde meyhane “beer flats,, işletirdi. Müessesesi çok işlerdi. Çünkü içkisi güzeldi. Bir de güzel kızlar getirirdi. Horton İsminde bir rakibi vardı. Onu öldürmek isterdi. Fakat muvaffak olamazdı. Diğeri de kurnaz olduğundan kendisini saklama» İ sene bilirdi. Arkadaşım zenciye dönüyor: — Dufi ile çalıştığın sırada HMortonu haklamak için arıyor fakat bulamıyor” ! dunuz değil mi? © Zenei'soruyorr”” — Hangi Horton? — Şu “Put on the spot,, yere sürük- leyiniz Horton, O vakit zenci hatırlıyor: — Evet Mister Dufi bu herife çok kızardı. — Tabji*o derecede ki bir gün hid- detle bağırdı: ,Hortonu öldüremiye. rum, Bari anasını öldüreyim, Cenazeye Adamım, zenci imirane faknt muhab. betli bir tavurla kadma dedi ki; — You better go to bed... I must talk with these men. (Gidip yatsan da- ha iyi olur. Bu adamlarla konuşmaklı- Zım icap ediyor.) Küçük zenci kadın hemen itaat etti. Az sonra bitişik odada rahat rahat ne- fes almasını duyuyorduk. Arasıra gü- lüyordu. Belki tiyatroda gördüğü ga- rip sahneleri hatırlıyordu. Fakat be- kaplan değil, bir çocuk, “bara uğruna! emredileni yapar bir çocuktur.,, gelir, onu da cenaze merasimi esnasın. da haklarım. Fakat Dufi bu plânı tat. bik edemeden üldürüldü. İşin garibi İorton da itlâf edildi. Şimdi yalnız sağ kalan ihtiyar anne! Talii varmış. Zenci arkadaşımın bu anlattıkları ile pek alâkadar olmuyor. O, elindeki zille oynuyor. Şu “öldüren adam, bir Şurada duruyor dudaklarında müp- Teşkilâtı yapanlar yüzellilik- lerden Vanfı Seyit Ali, Seyit Taha, Hoca zeynelabidin, Çerkes i Etem, Şeyh Kadir, Nemrut Kürt / Mustafa ve kızı, Tevfik Vehbi, Maruf Ciyavik, Emin Zeki, Şeyh Alâettin ve sairedir. İşte bu derbeder bir Kürt Istiklâli tale- bini resmen İngiliz fevkalâde komiserliğine bildirmişler, Sü- leymaniyeden Kerküke gönde- | rilen bir Kürt beyetile de, Irak hükümeti murbhhaslarından ve Kerkük © eşrafından o mürekkep bir kongre aktini davet etmiş- lerdir. Kongreye iştirak eden İrak hükümeti heyeti Ingiliz fev- kalâde komiser vekili Micoyang /Kabine reis vekili ve harbiye vezi- İri Cafer Paşa Askeri, Adliye veziri Camal B. Baban, Dabhili- ye veziri Cemil Bey, Mütfai dan mürekkepti. Türk Kerkük İ mümessilleri İzzet Paşa, Aptul- “lah Safi, Neftçi Sami, “Yakubi Mustafa, Seyit Ahmet Hanka Yakup Camal, Şakir Mi 3 Çuhacı, Hacı Ali Kıradar ler Süleymaniye Kürt murahhas- sasları da Caf aşireti reisi Meb- met, Kadirkerem kaymakamı- Şeyh Abdülkerim, Cibari Se- . yit Mebmet ve Faris beylerdi. ' Her birisi bir memleketten İ gelen bu heyet Cafer askeri Pş. nın riyaseti altında Kerkük mab- felinde toplandı. İlk söz alan Caf Mehmet B. - “Süleymaniye Mis Horst Deyli Ekspres gazetesi, Mis Dofu Martin Hurst pamında bir Ingiliz muharririn Izmir hapisa- mesini ziyaret ettiğini baber ver- mekte ve onun İzmir hapisanesi hakkında yazdığı bir makaleyi neşretmektedir. Deyli Ekspresin anlatışına göre Mis Hurst adliye vekilinin kayın biraderi Hamit bey tara- fında takdim olunmuş, bu tak- dim sayesinde İzmir hapisanesi- nin ber tarafını ziyaret edebil miştir, Ali efe ile küçük Hüseyin Ingiliz muharririnin nazarı dik-| Jivasına bir kürt istiklâli veril mesini,, Kerkük ile Ibdilin de bu istiklâle ve Kürt camiasına it- halleri lüzkmünu taieptti. Bunun üzerine (Kerkük mürahhasları katini en çok celbeden mahküm Ali Efe namında bir eşkiya ile onun şeriki olan küçük Hüse- ler şaşınp kaldılar. Gergük rahbasları riyasete hitaben : Türküz, Irak camiasındâ bu makla Kürt olamayiz, milliye mize ve mukadderatımıza rek bizi rabatsiz etmemeleri ihtarını rica ederiz dediler, B nun Üzerine İngiliz Irak heyeti şu maaldeki kararını teblig etti Kerkük bir Türk memleketi olmakla beraber Irak birliğind ayrılarak Kürtlere iltihak etmel istemediğini bükümet kabul beyan eder. dişarıda kapıda bekleşen b “ yaşasın Kerkükeiler! ,, diye kışlayorlardı. Kürt murahh bu karardan meyus ve olarak Süleymaniyeye avdet unfı uğradıkları hezimeti izah etm ler. Hükümet isebadema Süle maniyeyi fesat ve ihtilâl menbat telakki ederek ciddi tedbi tavassul ve Süleymaniye sarrıfı Tevfik o Vehbi b daha bir kaç Kürt memuru etmiştir. Süleymaniyede belediye inti- habatında askerle ehali ki kanlı müsademede 55 m tül, 30 mecruh düşmüştür. kerin zayıatı yalnız bir mefej Ibtilâlci Kürtlerin bir çoğu bu meyanda şeyh Kadir tevkif edilerek Kerkük ve B dat hapisanelerine tıkılmı Şimdilik Süleymeniyede ve karışıklık hökümfermadır. / ker vaziyete hakimdir hai aşiretlerin höcumunada zıhlı oto mobiller hazırlanmıştır. Bu cihetle pek az bir bu hadisenin kapanacağını; a yindir. Bunlar Kozalıklı çetesi- nin hayatta kalan iki adami İ- miş. | Bunlar yakalandıkları zaman çok genç oldukları için idam yerine 101 seneye mah- küm olmuşlardır. Bütün hapisa- nede bu iki eşkiyadan başka müebbet küreğe mabküm bir kimse yoktur. Mahkemelerin yüzde yetmişi hep birden ayağa kalktılar, bu cevabı verdiler: Kürtlerin, artık binlerce mas — “Efendiler! siz galiba kor- | isyan ateşine yakan bir kulu saraylara dsğru giderken | zeşte atılacakları muhakak sayı zulmetlerine yuvarlandığınız uçu- ! lıyor. si ra san 4 RA Prof. Labe Bugün Bükreşe gidiyor nim gözlerimin önünde meş'um Zzenci|hem bir tebessüm var... Kim olduğunu kiyede olduğu gibi vardı. Herifin cevap vermeğe Tazı Ol-/tanıtmıyor. Gelişi güzel cevap veriyor, ması için arkadaşımın olanca siyasili- Beni ne hayrete düşürmek ne de kor- Zini sarfetmesi icap ediyordu. Bulun-|kutmak fikrinde değildir. Biraz can- duğumuz oda gayet fakirane bezenmiş” | lanması için ona silâhtan bahsetmek ti. Eşyanm üzerindeki tozlara bakılır) icap eyliyor. sa güzel zenci kadın ev işlerine pekl & Nihayet çanı bıraktı ve bana taban- düşkün değildi. Fakat ne de olsa ka-İcusını gösterdi. Bunu gösterirken bir dındı. yani zerafete münhemikti, Du-kadının mücevherlerini gösterdiği gibi varlarda çarşılarda beş on sente sati-)hareket ediyor. Evinde bir de güzel tü. lan resimlerden bir kaç tane gördüm.|feği varmış “Savved ot gun,, dedikleri Iki gerdenlik gene duvarda asılmış, Te-İbu tüfekler bir karabinenin çapı ve Bir Fransız edi dün şehrim.ze geldi Fransız romancılarından M, Albert Flament şehrimize isicümhur Mak Kinleyin resmi işte bü)borusu kesilerek yapılır. Haydutia; Fransız tıp âlimi M. Marcel Lab- isti “öğ isterdi zir bunu çok severler. Zenci tüfeğini hatır | katil cürmünden mahküm yüzde |y4 Bükreş tıp fakültesi yüzüncü yıl, “MİR. © | | “Öldüren adam, bir geridonun üze-|layınca canlanıyor, kalkıyor. Sanki kar| yirmisi sirkat cürmünden yüzde | dönümü merasiminde bulunmak Vilâytte da rinde duran küçük bir zili eline almış:| şısında biri varmış gibi hareketlerle a- tı. Böyle zilleri gece barlarda yemek Yi-|teş ediyor, Vuruyor... vuruyor... vu- yenlerin gürültü bilmesi için tev-ruyor.«»* li :i ee ein Herif meki almış, (o Kendisinden nefret ediyorum. Ayni şaklatıyordu. Arkadaşımın ondan söz zamanda olanca kalbimle acıyorum. koparmak için gösterdiği mahareti bu-| Bir gün © da leme pi kurşun yi- rada uzun uzun anlatmiyacağım. O,|yerek gözlerini kapıyacak değil mi? tıpkı azılı bir diş çıkaran bir doktor gi- Üc kâğıda. ee bi hareket ediyordu. Zaten onun ancak Arl İn dn im bu Mike bir el ul ldi tallin sevkile| halinden asla m teessir r. Saati 1 m ame ire girdiği an-İsorarmış gibi soruyor: Şafat sökecek... Bu meş'um mühür e iştehamızın kapanıp kapan. “aşılıyordu. çi ho did me vrong? “Bana ziyanı|kat fazla bile sürdü. 'Tam bir bitkinlik, madığı sordunuz. Ben de size: Katilin mazisi dokunan bir adamı öldürmek için ne) hissediyorum. Menhus Kokuyu dayana:| © Dün gece daha müthişini, daha i irsiniz ya! sak. ... çıkmak, kaçmak bii .İfeciini gördüm! Genç iken Mişiganda bir fabrikada istersiniz? Bili ya! Zengin deği.|mıyae çmak biraz “w dr semi beşide hükümete borcunu ver- (üzere bugün Romanyaya gidecek- memekten mahkümdurlar. tir. sen EN AN ENE EERLAENE ENA Marea ea Zenci başını sallıyor, mezbahayı ziyaret ettim... — Well, 1 thint for three Jenves| Azizim Mister Vilson, o ziyaretin “Dek âlâ, zannedersem üç kâğıt yetilakşamı evinizde davetli idim. Beynel- Pik milel hava nakliyatı komisyonu kâtibi Uç kâğıt üç yüz dolar demektir. di mame M. Alber Roper de vardı. Siz kada hayat pahalı değilmiş, müstehziyâne bu kadar kan aktığını Cemal Bey fi Vilâyet mubasebei bususiye müdürü Cemal B. dün m Ankaraya gitmiştir. Mumaile orada tevhitten sonraki muh benin şekli bakkında Dahiliye vekâletile temas edecektir. . Doktor Insan Şükrü Sinir hastalıkları mütehamem © Cuma ve pazardan manda ? den 6 Ren “büyük hesap, istemeyi-nutmak istiyorum.... et Le şi N men 5 Esi a pi De e İğ A ii e manasını anladınız değil mi? | kadar b se gli ie; Beyoğlu —. 000 son, il N öy # dan Şikagoya geçerek kira #evziatnal Büyük hesap 1000 dolarmış, Bir kaç saat sonra Mister Vitson ile| | |, (Dahası var) , , Ti vE vi