— 6— VAKIT 1 Teşrinevel 1930 Mecliste Neler Konuşuldu D B. M. Meclisinde geçen hararetli münakaşaların Zaptını neşre devam ediyoruz (Dünkü sayımızdan mabatj görülür ki 10 milyon fazla bir resim almamız için yüz milyon liralık fazla bir malın içeriye girmiş olması lâzımdır. Resim alınan mallar fazla girmiş ise belki sikletleri ve saire itibarile 110 milyon olabilir. Belki 95 milyon lira olabilir. Fakat tama- mile yüz milyon olmak ihtimali de vardır. (95) milyonla (110) milyon arasında bir rakam tasavvur etmek icap eder. Yoksa Fethi Beyefendinin işaret ettiği gibi bütün fazlalığın yekünu isi 30 milyon liradan ibaret değildir. Çünkü gümrükten İmiş olduğumuz fazlai varidatı, müteakip avaş ve kemirilmek suretile (11) milyonluk vari» olacak dereceye getirmiştir. olan bir tehacimü ifade etmekte idi ve bu zaviye altında her kim müşahede ve tetkik ederse arzettiğim rakamdan uzaklaş- maz; arzettiğim rakam hakikati ifade eder. Senenin sekiz ayı tedricen bu rakamları arttırmıştır. Fiseringin bir raporu vardı ve bu rapor efkârı umumiyeden gizli tutulmaktadır. Ben s0 rTuyorum. Efendiler Osmanlı Bankasının malı olan bir raporu Maliye Vekili neşretmek hakkını haiz midir? soruyorum. (Değildir sesleri). Yunus Nadi 8. (Muğla) — Rapor Iş Bankasınındır. Maliye vekili Saraçoğlu Şükrü B, (Devamla) — Ben Osman- Jı Bankasının, Doyçebankın hususi bir malımı nasıl elinden alıp efkârı umum e neğrelmek hakkını haiz olabilirim? ve ben Maliye vekâletinin en yakınında bulunan ve ayni istiklâle ma- Mk olduğuna emin olduğum Türk müesseselerinin malı olan raporları da efkâri umümiyeye neşretmek haklının Maliye ve- kâletnide bulunmadığına kani olan bir adamım. Maamafih, arkadaşlar; sadece İş Bankasımın malı olan bu vesikanın neşir ve ilân edilebilmesi için, Fethi Beye teklif ediyorum, benimle beraber gelsin Celâl Beyefendi kabul buyurursa r ve ilân edelim. Görüleceklir ki bu rapor da neşir ve ilân edildiği za- man kendi davalarını takviyeden ziyade zayıflettirecek vesi- ka bulunacaktır. Müllerin raporuna gelince: arkadaşlar; Derlet idaresinde zaman zaman bir çok adamlar bir çok kıy- metli sözler söylerler, Her söylenen sözü hakikatı mutlaka ve mahza telâkki ederek derhal tatbika geçmek biraz ihtiyat- sı adamların, biraz kendi kafasından ziyade başkalarınm fikir- lerine tevdii nefseden kimselerin kârıdır. (Bravo sesleri alkış- lar) Bizce, herhangi bir rapor üzerinde uzun tetkikat yapma» dan, onun hakkında şahsi vicdani kanaatlerimiz tebellür et meden onun icra safhasına konulmasında hayırdan ziyade tehlike olur kanaati vardır. (Alkışlar) Maliye vekâletinde ve diğer vekâletlerde bu kabil bir çok vesikalar vardır ve ben size m; ne için ilân etmediniz diyen adamlardan rica edi- K Pen henliz İstanbuldan hareket etmezden evvel gaze telere beyanat yaptım hiç bir mahzur yoktur ilân edilebilir dedim. Reni bunun için mi munahaza ediyorlar. Bunu ne için nözürı itibâra almıyorlar? Bu raporu bir çok arkadaşlara © kutmakla beraber nihayet Avrupaya giderken dahi ilânda bir mahsur olmadığını söyledim. Gazeteleri çok yakından takip eden Ahmet Bey arkadaşımız ne için bunu nazarı itibara al- mıyolar? bilhassa arkadaşlar paramızım üzerinde Vü- ki olan harekât münasebetile meclisi davet idişimiz - cümleyi aynen aldım - basiretkârane hareket değildir buyurdular. Ar- kadaşlar! Meclis salâhiyetlerine karşı bütün teyakkuz ve in- tibahımızla bütün hassasiyetimizi muhafaza ettik: en ufak şüphe ve tereddüt hasıl olduğu zaman onu kendi kafamızla kendi salâhiyetimizle değil doğrudan doğruya bu milletin mümessili olan Büyük Meclisin marifetile halletmek cihetini teemmül ettik. Şimdiye kadar böyle olduğu gibi bundan son- ra da mütemadiyen böyle olacaktır ve bunun ci nh tasavvur etmek doğru olamaz, eğer biz bu hadiseyi dört ay evvel görmemişsek, ben soruyorum bu hadiseyi değil Tür- kiyede halta dünyuda görebilmiş kaç kişi vardır? bir hadise ki 16 agustosa kadar mütemadiyen maliyenin sarfettiği İngiliz liraları ile tutunmuştur. Önümüzdeki agustosun (16) sına ka- dar biz mütemadiyen İngiliz lirası vermişiz. Maliye bu husus- ta bir buçuk milyona yakın İngiliz lirası vermiştir, konsorsi- yom (200) bin İngiliz Yirası vermiştir. Devletin bir çok ihtiyaç- İarı tehir edilmiştir. Rütün bu tehirat ve takyidat, bütün bu külfetler karşısında bir ay sonra iki ay sonrabeş ay sonra mahzarmın tamamen tahavvül edebleceğini kestirebilmek mümkü müdür? zannederim ki Fethi Beyefendi de bunu”kes- tirememekten mütevellit Maliye Vekilinin kusurunu ma- zur görecek kadar insaflıdır. Arkadaşlar; bittabi bazı lâkırdı- lar vardır ki onun doğruluğunu, eğriliğini tamamen ölçmek İmkânı yoktur, Fethi Beyefendi bir sene evvelki ithalâtla bir sene sonraki ithalât arasındaki (50) milyon liralık farkı kay- dettikten sonra bunun en belli başlı sebeplerinden birisi de hulkın iştira kabiliyetinin azalmış olması ve memlekette tutün- muş olan para üzerinde ve diğer mesail üzerindeki tedbirlerin bir netice zaruriyesidir. Manlesef biraz evvel söylenilen er- kam ile bunu karşılamanın imkânı yoktur, bu öyle bir sözdür ki tamamen aksi dahi doğru olabilir. Memleketin iştira kuvve- fi artmıştır. Çünkü memleket mamulât ve masnuatı memleket dahilinde o kadar çok sarfedilmiştir ki bizi haricin emtiasm- in oludkça kuvvetli miktarda müstağni bırakmağa başlamış- e Maliye vekili Saraçoğlu Şükrü Bey (Devamla) — A Tar, iflâslardan bahis buyuruyorlar. Memleket maliyesi ve memleket iklisadiyatı büyük bir tehlike ile karşı karşıya gel- diği zaman,.... benim sözümdür. Ağa oğlu beni kendi sözüm- İe tutmak için söylüyor. Bunun için arzı cevap ediyorum. Bü- yük bir tehlike ile kraşı karşıya gelmistir. Arzettiğim gibi bir milletin mali istiklâline hasım olan devletle zehirli adamla- rın propagandasile bir çokları telâşa düştüler. Beş ay sonra lâzım olan İngiliz lirasını büyünden satın almak için pek faz- Ja tehalük göstermişlerdi. Bu panik devresinde derhal âcil k lâzım geliyordu. Bu tedbirlerden en mühim- i ve müessesatı maliyenin bankalar nezdindeki ımı geri çekmekti. Çünkü her seyi harice terhin 'ede- rek Türk parası tedarik ve bununla İngiliz lirası temin yoluna gidiliyordu. ediyordu ki Türk parasının nedreti bu mem- Tekette ken hissettirsin, her arayan Türk parasını bulma- şın ve netice olarak İngiliz Tirası talepleri azalsın, aldiğımız bir çok tedbirler arasında bu tedbiri de en âcil ve en müessir bir tedbir olmak üzere derpiş ettik. Bütün memlekette bu ted- biri alırken düşündük ki arzu ettikleri parayı gösterdikleri teminat mukabilinde bulamıyan büyük bazı tacirlerimiz maa lesef çok müşkülâtla başbaşa kalacak ve belki bunların içinde bazıları da iflâs etmek zaruretini duyacaklardı. Fakat arka- daşlar bütün milletin parasmı batırmak ve bütün bir milletin iktısadiyatı sıfıra doğru giderken onu durdurmak için yapmış olduğumuz fedakârlık, emin olabilirsiniz ki, herhangi bir mem- lekette bu tedbirleri, #*hik etmiş'olan devletlerin istedikleri fedakârlıktan çok daha az bir fedakârlıktır. Bu tedbirleri ak miş olan büyük bir memleket benim ârzettiğim zamanda bü- yük vergiler tarhetti. Halkın elinden parayı alabilmek ve pa- rayı durdurabilmek için bin bir tedbir arasında böyle bir ted- bire müracaat ettim. Bununn neticesi belki diğer esbap ve se- valik arasında bazı iflâslar da vaki olmuş nihayet unutmayı- nız ki, iflâslar vaki olan memleketin iktrsadiyatı behemehal çürük demek değildir. Çok memleketler vardır ki iflâsı kül al- tmda saklarlar. Onlar ateş üstünde gezen insanlardır, Bizim memleketimizde mahkemelerimiz bizim memleketimizde mali müessşselerimiz hakiki iflâs ettirilmesi lâzım gelen adamları İflâsa sevkediyorlarsa hakiki vazifelerini yapıyorlar demek- tir. Çünkü iktısadiyatı sağlam bir yerde a üstünde bulun- durup ta yarm bunların hepsine birden patlak verdirmektense bunların hakikatini âmmenin gözü önünde tutarak hakiki kre- diye malik olan adamları borsada çalışır bir vaziyete sokmak öyle zannediyorum ki kendilerinin dahi urzu ettiği bir netice olmak lâzım gelir. Ağa oğlu Ahmet B. — Anlıyamadık. Maliye Vekili — Türkçe tahsiline gidersiniz. (Bravo sesleri) Muhterem arkadaşlarım, hakikaten çıkarmakta olduğumuz kanun, efkirr umumiye dahi bilmelidir ki girmiş olduğumuz mücadelenin ikinci safhasını teşkil eder. Ve ikinci safhasında mücadeleye girerken birinci safha ayni zamanda bitmişti. Ma- amafih aldığımız tedbirler ile burada müsaade edeceğiniz ted- birler ve istikbalde alacağımız tedbirlerle mütemadiyen hede- fimize ve paramızın istikrarına doğru yürüyeceğiz. Bu tedbir- leri ayni istikrar telâkki etmek ve hâkiki istikrarın artık el ile tutulacağını iddia etmek gibi bir tafrafuruşluk yapmadık. Fa- kat kanaatimiz şudur ki hesaplı ve müsbet bir yolda yürüyo- Tuz. Varacağımız netice behemehal fili bir istikrar ve ondan sonra da hukuki ve kanuni bir istikrardır. Yalnız bir cümlele- rine ai şunu söyliyeyim ki bu hakiki istikrara vardığımız gün dahi her elindeki kâğıdı götüren adam mukabilindeki al tınr alacak değildir. Fethi Beyefendi pek âlâ bilirler ki ne Fransada ve ne de dünyanın herhangi bir yerinde her istiyen adam cebindeki kâğıdı hatta istikrardan sonra altına tahvil edemez. Yalnız bazı kuyut ve şurut tahtında altın ihracatı müsaadesi vardır ki bu da bizim memleketimizde ayni şekilde olacaktır. Binaenaleyh cebinde her kâğıt taşıyan bir adam is- tediği zaman altın alabilecektir. Bu öyle bir hayaldir ki dün. ya cennetinde kalmadı. (Bravo sesleri, alkışlar) Fethi B. — Ben de aksini iddia etmedim. Naim Hazim B. (Konya) — Efendim; Fethi Beyefandi ilk sözleri ile hükümete büyük tarizler yaparken bize de fevkalâ- de bir t isnadında bulundu. Meclis azâsı Müllerin rapo- runu görmeli ve okumalı idi buyurdular. Meclis azası Mülle- rin raporunu okumuş ve görmüşeür. Memleketin iktısadiyatı ile, en derin yarası ile alâkadar olan bu gibi işlerde emin ol- sunlar-ki bigâne bulunmuyoruz. Yalnız çok tetkikli ve çok kıymetli diye ballandırdıkları bu rapor maliyeci arkadaşlarım ifadelerine bakılırsa o kadar kıymetli değildir. Ben bunlardan eceğim yalnız dairei intihabiyeme tnallük eden yan- bahsetmiy: İş bir iikiteşieie a e Y elektrik istasyonunu misal getiriyor, Ve diyor ki Konya elek- trik istaisyonu çok ağır münakasa şeraitine tâbi tutulduğu için bir kaç gün geçtikten sonra artık bir daha açılmıyacak bir ha- le gala Çok kıymetli membalardan, çok derin tetkikler. den mü olduuğnu zannettiğim Müllerin, kuvvetini sudan alarak işliyecek olan ve su bulundukça ilânihaye işliyecek olan bir elektrik istasyohunun, üç beş gün muattal kaldığını görerek artık işlemiyecek bir hale geldiğini söylediğini görün- ce bunun muâtazam bir râpor olmudığını anladım. Müllerin raporuna rağmen Konya elektrik istasyonu işliyor. Yalmız şu- nu arzedeyim ki Müllerin raporunun işliyeceğinden ümidim yoktur. Fethi Bey. (Gümiüşane) — Muhterem arkadaşlar, rüzname- mizde bulunan kanun hakkında beyanatta bulunurken maliye mize bir kaç noktada dokundum. Temas ve izahatımın muh- terem Maliye Vekili Beyefendiyi ziyadesile asabileştirmiş ol duğunu rum, Efendiler, anlaşılıyor ki, şimdiye kadar böyle muhalefet fikri ile kendi siyasetine ve kendi kanunları- nü pek o kadar itiraz dinlememişlerdir. Fakat bundan böyle kendilerini temin ederim ki maksadımıza siyasetimize muvafık ve memleketin menfaa: mutabık görmediğimiz bilcümle tek Tifatı kemali samimiyetle ve kemali ciddiyetle tenkit edeceğiz. Bundan dlayı kendilerinn asabiyetini beyhde yere israf etme- melerini rica ederim. Sükünetlerini muhafaza etmelerini tek- rar ederim. Takdirlerimizi esirgemiş olduğumuzadn naşi bizi tekdir buyurdular, kabahat bizde değil kanunlarını takdir et- tik, fakat siyaseti umumiyesini Hükümetin maliyemizde yap- mış olduğu siyaseti reddetmek benim ve hatta bir çoklarımı- zin bile maksadına ve fikrine muvafıktır. (Hayır sesleri). Hakikati saklamıyalım arkadaşlar. Bunu memleket anla. malı... Efendiler, gümrük istatistiklerini size arzettiğim za- man Maliye Vekili Beyfendinin ver rakamla istatistikler arasında mevcut olan rakamı, izah etmiştim, Maliye Vekili Beyfendi bu tezime uzun bir cevap veriyorlar, Evvelce bu c& vabın hiç olmazsa yarısını bu izahatın hiç olmazsa yarısını vermiş olsalardı bu suale hiç hacet kalmazdı. Ken- di ifadelerinde bir sene zarfında yüz milyon lira fark olduğu- nu söylediler. Dört ay şöyle oldu, ondan sonraki aylarda da böyle oldu. Buna dair vaktile hiç bir izahatta bulunmuş de- gillerdi. Halbuki bunları izah etselerdi ayrica bu noktayı zik- retmeğe lüzum kalmazdı. Mazhar Müfit B, (Denizli) — Yavaş yavaş anlarsınız. Fethi B. (Gümüşane) — Anlaşılıyor ki, Mazhar Müfit Bey ehe bulunduğumuz mephaste katiyyen değildir. Baş- Mazhar Mürit R. (Denizli) — Sözlerinizi dinleyip dinleme- mek bence müsavidir. Esasen hiç bir şey anlamıyorum. Fethi B, (Devamla) — Pek müsavi olmadığı şundan anlaştı» İsyor ki mütemadiyen yerinizde sözümü kesmek için uğraşı» yorsunuz. Efendiler; bundan evvelki sözlerimle daha çok Mül- lerin raporunun meclise tevdi edilmemesinden bahsetmiştim. Fiseringin raporu üzerine asla israr etmemiştim. Müllerin ra- poru üzerine beyanatta bulunmuştum. Maliye Vekili Muhte- remi Saracoğlu Şükrü Bey diyorlar ki: “Avrupaya giderken beyanatta bulundum ve dedim ki meşrinde mahzur yoktur. O zaman neşrinde mahzur görmüyorlardı, © halde o zaman bu raporu daha önceden Meclise tevdi etmekte faide görmele- ri iktıza ederdi, tevdi edilmiş midir? edilmişse tenvir iktıza e- derdi, evdi edilmiş midir? Edilmisse, sözümü ge ri alacağım. Edilmemişse Hazim Bey biraderimizin sözleri va- rit olamaz. Meclis içtimaa davci edilmiyerek ettilden evvel va» ziyetin nazarı dikkate alınması icap edeceği hakkındaki sözle. rime, “memleketimize iliracat zamanında fazla miktarda ecne- * kükümetin, aldığı bi döyizi gelebileceğini tahmin etmek gayet müşkül olduğunu ve değil burada hiç bir yerde tahmin etmek mümkün olmadı- zannederim, Kvvelce sarahatle söyle- ir eden bir hâdisedir. Bu hâdisenin e- da, malüm olan bu aylarda zuhür edecek hadiseyi tahmin et- mek herkesin kârıdır. Belki mübulâğa ediyorum, maliyemizde bilhassa paramızın kıymetini muhafaza etmekle mükellef olan makamat bu kıymeti tahmin etmek, takdir etmek yazifesile mükelleftir. Arkadaşlar, bu yapamadı, ne oldu? buyurdular ki hükümetin bilcümle paraları ingiliz mübayaatına sarfo- Yundu daha ne oldu Ziraat Bankasında ve bir çok şubelerinde myecut paraları tamamen İngiliz mübayaasına tahsis olundu, binaenaleyh zürra kredisiz kaldı bir takım murabahacıların elinde kıvrandı durdu. İhtiyacat, zürrar tazyik etti, Bunu tak- dir etmemek icap eder miydi” Geçen seneki panik esnasında tedbirlerle adeta kendisi de Türk parası kullanmamak için tedbir aldığını ifade ettiler bu mümkün değildir efendiler, herkesin cebindeki para, bankada mevcut olan parası yine mevcuttur, mahfuzdur. Bu olsa olsa krediyi kesmeğe matuf bir tedbirdir. Akıl sahibi adamların kredi ve- rerek ingiliz parası alacağını, irade ve basiret sahibi, akıl sa- hibi adamların kredi alarak yüzde yirmi ingiliz lirası faiz ve- rerek İngiliz İirası mubayaa edeceklerini zannetmiyorum. “Memlekette tevali ve teakup eden iflâsların zuhüru mütales- larınca büsbütün bir mahzur değildir, belki de bir faidedir, buyurdular, Maliye Vekili Saracoğlu Şükrü B. (İzmir) — Her zaman ve behemehal mahzur değildir dedim. Fethi B. (Gümüşane devamla — Evet, her zaman mahzur Tu bir şey olamaz, dediler. Belki de böbyledir. Evvelce kendile- ri de sikretmiştir ki kavanini iktısadiye her hangi bir emirle tebdil olunamaz memlekette iflâslar varsa bu veya şu mülâ hazalardan naşi değildir. Memlekette ticaretin iktısadiyatın ileri gitmemesinden münbais olan bir hadisenin neticesinden ibarettir. Yoksa bunu memleket için bir iyilik saymak ve bü- nu bir Malive Vekilinin ağzından işitmek bence hayzet oluna- cak bir şeydir. Celâl B. (İzmir) — Muhterem arkadaşlar; hükümetinizin, her zaman türk parasını düşürmemek için ittihaz ettiği ted- birlerle karşımıza gelirken ve biz buna alışmış iken bugün o türk parasinın fazla kıymetlenmemesi için karşıza cılımış ol maktaki kiymetini huzuru âlinizde sükütla geçiştirmeği mü- nasip görmemiştim. Bu kayde şayan ve hatta teşekkürle ve minnetle zikre şayan bir hadisedir. Türk parasının tenezzül etmiş olmâsı nasıl memleketin zararına ise lüzumundan faz- la kıymet ihraz etmiş olması da ayni suretle zararı müciptir. Hükümet, memleketin ithalât ve ihracatı arasında mütevazin bir vaziyet ihdas etmek için tenezzülü de tereffüü de memle- ketin menafii lehine muvufık bir sürette elinde tutmak ve zap- tetmek istiyor. İşte bu kanun bu maksatladır ki huzurunuza yerel Kenan A kabul gülene olduğu i- âcele meclisi âlinize sevkin- deki gördüğüm esbap nedir? Bu bir; i imdiye kadar pâramızın İstikrarın neden vücude getirilmediği hakkındaki fikir ve mütalealarıdır ki bunları arzedeceğim ve sırf bu mak- sadı tenvir için söz almıs bulunuyorum. Filyaki meclisi âlini- zin intizar olunmadık bir zamanda fevkalâde bir içtimaa da- vet olunması bir hadisei mühimmedir ve halk bunu böyle te- lâkki etmekte şüphesiz mazurdur. Fakat efendiler; memleke- tin geçen seneki iktısadi vaziyetile bugün içinde bulunduğu» muz iktisadi vaziyeti gözönüne getirir ve bunu tetkik edersek bunun bir zaruret olduğunu teslim etmekte asla gecikmeyiz ve hâdisatın bir az içinde olanlar bunu bir ayak evvel gör- mek imkânma maliktirler. Borsamıza fazla döviz arzolunu- yor ve bu suretle milli paramız kıymetleniyor. Bunun sebebi nedir? geçen sene ve bu mevsime ait olna döviz arzının İstatis» tiklerini tetkik ettiğimiz zaman görülür ki geçen senenin arzı ile bu senenin arzı arasında lete mühim fark vardır. Bunu vü- cude getiren iktısadi sebep nedir? Geçen sene ihracat mahsu- Tâtımızı manlesef vakti zamanında satamadık. Vakti zama- nında satamadık dediğim zaman bunun elde olduğunu asla kabul etmezsiniz zannederim. Buna eminim. Yani ihracat ta- cirleri vaktile piyasaya çılap mallarımızı alıp sevketmemişe lerdir. Efendiler; bu sene şükrunla kaydedilecek mühim bir hâdisedir. İzmir ve havlisinde yirmi milyon kiloya karip istih- sal olunan tütünlerin azami miktarı satılmıştır. (Çok doğru sesleri). Ve ba suretle müstahsilin cebine mühim miktarda pa ra girmiştir. Mahsulümüzün miktarı yüksek olması ile bera» ber keyfiyeti dahi çok mükemmeldir. Bu itibarla satışımızın fiatı geçen seneye nazaran daha âlidir. Ve zürraı daha lehin- dedir. Şu halde satışların böyle birdenbire yapılmış olması, geçen senelere nazaran borsaya fazla döviz arzını intaç etti. Şu halde madem ki paramızın âz çok bir raddede tutulmuş ol- ması fazla temevvüç göstermemiş bulunması memleketin mes nafii lehinedir. Binaenaleyh hükümetin burada ittihazı ted- bir etmesi kadar ve bu kanunu bir an evvel tanzim edip tees- süs etmiş olan muvazeneyi bozmamak için heyeti muhtereme- nizi davet etmesi kadar tabii bir şey görmüyorum efendim. Efendiler, hepiniz bilirsiniz ki paralarının istikrarına ait diğer devletler evvelâ 8 — 10 sene muntazam mesai sarfet- mişlerdir ve hatta paraları filen İstikrar kespettiği zaman" dahi, kanuni istikrara gitmiyerek bir iki sene o fili istikrarı müşahede altında bulundurmak lüzumunu hissetmişlerdir. Bu ihtiyatkâr hareketin neticesi nedir efendiler, yânlış adim bütün memleketin servetini felâkete sürüklyebilir ve netekim istikrar için lüzemündan evvel, yani istikrar fili olgun bir hale gelmezden evvel istikrar yapmak gayretinde bulunan milletler ezcümle Belçikanın bu hareketi kendisine 75 milyon dolara mal olmuştur, Türk milletinin olgun olmıyan bir hâdi- se üzerinde tecrübe yapmağa asla niyeti yoktur ve olmamalı. dır. (#ravo sesleri) bazı mütehâssıslar bu mes'ele üzerinde © kadar israrla bahsederler ki kendilerinin bu tenkitlerini huzu- âlinizde şimdi arzedeceğim: meselâ: bir hastanız vardır, Tu hastanın bulunduğu odanın derecei hararetini 20 veyahut 25 te bulundurmak istiyorsunuz, fakat odanın tabii havası o rad- deye gelmezse istikrar için dahi yapılan hareketler ayni şey- dir ve ayni neticeyi verebilir. (Bravo sesleri) Size bir çok mi- saller zikredebilirim: Çekoslovakyada nasıl olmuştur. Bizzat Pransa'da nasıl yapılmı Yunanistanda nasıl yapılmıştır. ve hatta Romanyada (konsörsiyom) lar ki bu yazıl- mıştır. Bunu huzuru âlinizde ispat edebilirim, fakat herkesin malümü olan seylerle yukti zaa etmek istemem.Asıl fili istikrar için lâzım olan şeraiti esasiye nedir, övvelâ bütçemi- I(Zaptın neşrine yarın devam edeceğiz)