| ——4— VAKIT 28 Eylül -1930 WEE Talim tşk ei “İsmet Pş. Hz.nin Yeni kabinesi (Üst tarafı 2 İnci sayıfadâ) evvel İsmet Paşa Hz. Fırka rei- si sıfatile üç dört gündenberi cere- irimiz. yan eden fırka grupu müzakerele- Ankara, 27 (Başmuharririmiz rinde ileri sürülen fikirlerin artık den)— Ismet Paşa Hz. dün baş- müsbet bir neticeye varacak dere- vekâletten istifa etti. Bugüm ye- |ceye geldiğini bu müzakerelerden ni bir kabine teşkil ederek tek- |fırka ve hükümet noktai nazarın- rar iş başma geldi. Bu tebeddül |dan çıkan neticeleri izah edeceğini, şüphesiz günün en mühim hadi- (söyledi ve fırka teşkilâtma ait ya! sesidir. Fakat hadisenin ehem- |pılması lâzım gelen ıslahat hakkın- Yağmur yağarken B vapurdan çıkar çıkmaz bir yağmurdur boşandı. Da- ha yazdan yeni ayrıldığımız için bu yağmurun Fethi beye karşı yapılan tezahürat kadar uzun süreceğini bilen halk köprünün sıra iskelelerinde birikmiş, bek- leşiyorlardı. mas etmiş, fakat umduğunu bula-| file tevakkuf ettikten sonr* ? Şevval ayı girdi mi ?!.. “ yö ; © minde gene kabineyi mutlaka © kararını vermiştir. Ancak bun- 3 için yeni fırkanm teşkiline lüzum miyeti İsmet Pş. kabinesinin ye- ni bir şekilde iş başına gelme- sinde değildir. Yeni kabine si- yaseti umumiye itibarile eski kabinenin yolundan ayrılmıyaca- ğı muhakkak olduğuna göre, «- sıl nazarı dikkati celbetmek l4- zımgelen nokta başka çihette- | dir. Filbakika İsmet Pş. Reisi- eimhur Hz. ine istifasını verdik- ten sonra yeni kabinenin teşki- li kendilerine teklif buyuruldu- ğu zaman bu teklifi evel emir de kabul etmek istememiştir. Bu vazifenin diğer bir zata tev- diini Gazi Hz. nden musırrane rica etmiştir. Fakat İsmet Pş. 'bir saat kadar devam eden bü- tün ısrarlarına rağmen Gazi Hz.- kendilerinin teşkil etmesi lüzu- munda israr buyurmaları üzeri- ne yeniden iş başına geçmek dan sonradır ki yeni kabine te- — şekkül etmiştir. Eğer alelâde bir zamanda ol saydı bu tarıda bir istifa ile bu tarzda yeni bir hükümet teşek- külü basit bir hadise olmaktan » ileri geçemezdi. Hiç bir kimse > tarafından bu hadisede hususi » bir mâna aramak doğru olmaz- © dı. Fakat bugünkü vaziyet öy- . ole değildir. Bir seneye yalın bir © zamandan beri memleketin siya- si havasını ifsat eden bir dedi- kodu havası, Serbest fırkanın | . teşkilinden sonra adeta şiddetli | — bir gropaganda sağanağı halini | İ almıştır. © Gazi Hazretlerinin flsmet Pş.- | - mın idaresinden memnun olma- dığı ve kendisini iskat etmek | K gördüğü şeklinde son zamanlar- © da her tarafı saran bu propa- . gandalar, öyle zannediyoruz ki artık tamamen zail olacaktır. Yeni Ismet Paşa “hükümetinin © tarzı teşkili hakkında yukarıda © werdiğimiz izâbattan sonra her © kes bu propagandaların nasıl | ei . psi b İMA mine ml zi dan hoşlandılar. Muhalefet de bu kar) At Muna rey Yötmehiem yeri hari”. YAP niz Fethi Bey itiraz olsun diye yüksek! perdeden: da düşünülen projeyi anlatmıştır. Beyanatının esasları şu şekilde hu- lâsa olunabilir: Fırkanın teşkilât itibarile bir ci- hetten zayıf tarafları görüldüğü! gibi bir cihetten de çok kuvvetli ol: duğu müşabede edilmiştir. Nasıl ki yeni fırkanın teşekkülü üzerine bi- zim teşkilâtımız da hiç bir telâş ve sarsıntı eseri görülmemiştir. Hatta bazı yerlerde karşı tarafın nümayiş lerine karşı gösterilen mukavemet ve mukabele, mensuplarının gayri şuuri ve inzibatsız bir kütle olma: dığını ispat etmiştir. Şimdi burada mevzubahis olan mesele fırkayı tensikata tabi tutmak meselesi de- ğildir. Bütün müşahede edilen ku» surlar teşkilâtm kuvvetlendirilme- sile ortadan kalkacaktır. Bu ise bir zihniyet değişmesi işidir. İsmet Paşadan sonra diğer bazı hatipler ve bu meyanda Hamdullah Suphi B. söz alarak Halk fırkasınn memlekette, kalbinde cümhuriyet aşkı taşıyan münevver gençliğe is- tinat etmesi ve cümburiyetin ruh- lara telkin edilmesi lâzım geldiğini anlatmış, ezcümle demiştir ki: — Hükümetin icraatı müsbet sahadadır, neticesi iyidir. Hükü-! metin İehindedir. Bu kısmı bırakı- yorum. Ben cümhuriyetin manevi tarafını ele almış olan fırka kısmın! dan bahsedeceğim. Kanunla kapı- larmı kapadığımız müesseseler an- cak kanunla kapatılmıştır. Saltanat, hilâfet idaresi camile- kalplere telkin ediyordu. Tarik ler ve tekyeler saltanat için istinat-| gâh idiler. Medreseler ayni hizmeti! görmüştür. Hayir müesseseleri hep ayni müesseselerdi. Bunlar asırlar- ca hilâfeti, saltanatı telkin ettiler. Çeşmeler, mezarlar, evkaf divan e- debiyatı hep bu vazifeyi gördü. Mi- mari eserler, kısmı azamı dini e- serlerdir. Memleketin ansnevi ter- yük Millet Meclisinde attılar, tuttular. kuyordu. Karısı Medineye vardık- 'Türk Tirasının tesbiti İçni çıkarılan kanun dest düşman, herkesi memnun etti. Ecnebi bankalar bile bu kanun! evvel ne diye çıkarılmadı? diye ayak diredi , rebilr, derdi ki: Tanıdığım bir Hanım efendiye İmamıştı. Fakat Yezit, ümidini kes-| men bir çadır kurulmuğ, de bu kalabalık içerisinde tesu- |memiş, öteye beriye müracaatta de) yatak serilmiş; Esma, kızının döf ettim. Kendisi stadyomda |vamı etmiş, neticede Şam eşrafınm| bir ;tinası arasinda yatağına : ; bir kaçından tavsiyeler almağa mu- maça gidecekti. Otomobile bine- vali iir ellisi rinitimnil Mimle türülmüştü. bilmek için yağmurun dinmesini k Kubanın başlıca i ye gitmeğe karar vermişti. Yol si bekliyordu. Bana sordu: culuk; bu sefer Esimanın * kımılda-| camiinde idi. Takva camii — Siz nereye? meşhur olan bu mabet, e YACa a halde olmasından 2 PRE N dolayı gecikmişti. Esma, devenin! Hazreti Muhammedin Yi LK e üstünde oturacak vaziyette değil- EF iy MA AN iyorsunuz? İdi. Buna rağmen yola çıkmak için diyen bu hanıma “Sizi bekleten İısrar ediyordu. Niahyet ona bir tah sebep beni de bekletiyor,, diye- |tr revan hazırlamak icap etti. Es- cektim. Fakat gülümseyen gözlerine retle ma bunun içinde yatacak ve bu su- yola çıkmak imkân: hasıl ola» bakınca anladım ki o, yağmur mevra e sn dinmeden gidemezdi. Kirpikleri | yrpratıyordu. Onun kalbinde taşı- mufassal bir surette, sürmeli idi: |dığı sırrı vaktinde ve yerinde ifşa Maazallah, kipriklerine iki dam- İedememesi endişesi, bünyesi çürü- la yağmur değse hali ne olurdu, |yen, kuvveti izmihlâle uğrıyan bu Hakikaten ben yürüsem de prom e gün daha fazla tahrip olurdu. Yürüdüm. Yalnız aklıma |© Kafile yolda bir kaç defa uzm yeni bir darbımesel geldi; kendi | tevekkuflara macbur olmuştu. Çün! kendime Şeker diğilmki eriye- İkü Esmanm hastalığı, onun hasta-| yim,, Yerine “gözüm sürmeli /lığı ile meşgul olmak lüzumu, ka- değil ki telâş edeyim,, diyordum. |filenin yolunda devam etmesine im Toplu. İği kâr vermemekte idi. Diğer taraftan “© İYezit te karısınn ölmek üzere ok duğunu anlamış, onun Medineye varmadan evvel ölmesini daha mu- O zaman Pariste idi... vafık görmüştü. Çünkü karısının Fethi Bey ve arkadaşları, dün Bür-)diğer bir sırrı ifşa etmesinden kor- e. za ke) den Medineye bicret ken buraya uğramış, ve bu eseri - bırakmıştı. “Şam fından gelenlerin buraya maları şart değildi. Fakat nın kocası yolu uzatmal Kubaya uğramayı ve mümkinse, bir müddet kali tasmim etmişti. al İşaretler Kafileyi Kubada birkaç kişi vardı. Bunlar, hast” nın, mn dr mağa yar etmişler , iğ kolaylıkla naklini temin etmişl#” Ondan sonra kafilenin reisi ol8” Yezidi alarak camiye . lerdi. Çünkü ondan geldiği i lere ait haberler alacaklard.. Esma ile kızı Leylâ çad i yalnız kalmışlardı. Esma, ger” bir aralık canlanır ve kuvveti! : İtan sonra kızmm ilk kocasından gibi olmuş, a bir olduğunu ifşa edecek olursa, onun) Yıkımı. Biçare ka kanı onu sü bütün ümitleri alt üst olurdu. Hal- paygınlık p geçiriyor, onur? buki kendisi sazicetini olduken tan) yıltnak için uğrasıvordız. Esman” zim etmişti. Elindeki tavsiyeleri do) rengi uçmuş, gözleri çnkurlaş&” layısile doğrudan doğruya Hz. Os-| boynu iplik gibi olmuş, göl manm konağına inecekti. Kızmı| iyiden iyiye çokmüştü. Levlâ *' “— Bu kanun bundan dört beş ay) Hz, Osmanın zevcesi Naileye tak- nesinin bu halinden şüp'he etmit on ri Leylâyı ez onu ölmüş sanmış, elini elif ül onun iü ve e) 3 Setleri allen e her hal almış, fakat ic rimel de onu ümeradan birine lâyık gö-) rindeki sovuk terleri hiss : Gerçi Maliye Vekili buna cevap ve- — “A, efendim. biz o zaman Türk li- rası düşmesin diye çare arıyorduk, gim- biyesi padişahm ismini aptessiz li- sana aldırmazdı. Mümin olmıyanlarm gönüllere iman telkin etmesi imkânsızdı. Cümhuriyet aşkını kalplerinde taşımıyanlar başkasına cümhuriyet telkin edemezler. Ve memleketin münevver gençliğini Halk fırkasına! almak alzemdir. Bilâhare İsmet Paşanm teklif et- tiği fırka teşkilâtı esas itibarile ka- bul edilerek reye konmuş ve kırk! bir garaz ve fesat mahsulü ol- “ duğunu kolayca anlıyacaktır. i Mehmet Asım Bağdatta “Ermeni başpapazı ile ka- —rısı ve kızı öldürüldüler © Taymisin Bağdattan aldığı ma- lâmata göre Bağdatta en büyük © Ermeni papazı ile kansı bir Er- o meni tarafından öldürülmüşler, kızları da tehlikeli bir surette “ yaralandıktan sonra cani intihar etmiştir.. © — Arsen namındaki bu Ermeniyi cinayete sevkeden sebep, baş- papazın kızını sevmesi ve onu © alamamasıdır. Katil evvelâ kızı yaralamış, sonra annesini, daha sonra da » kızın babası Vahanı öldürmüş, © sonra kızım erkek kardeşini ta- » kip etmiş isede onu yakalıya- mamış ve kendi hayatına hatime © çekerek cinayetini ikmal etmiştir. kişilik umumi idare batı yapılmıştır. ismet Paşa Hazretleri tara- fından teklif edilen ve fırka gru- punda kabul olunan yeni teşkilât projesi şudur: Yeni teşkilât, mutemetlerin ve! müfettişlerin ilgasile mahalli idare heyetleri teşkil esasına istinat edi-i yor. Bu mahalli heyetlerin intihap edecekleri reis o mahalde fırkanm mümessili olacaktır. Bazı mühim yerlere merkezden maaşla kâtipler gönderilecektir. Muayyen müfettiş! heyetleri olmıyacak ve idare mer- kezi azası lüzumunda teftişe de gi- deceklerdir. Fırkanm idare merke- zi azası kırk kişiden mürekkeptir vel idare matbuat, istihbarat ve intiha- bat ve teşkilât, milli ve içtimai te- şekküller propaganda ve konferans şubelerine ayrılmıştır. İsmet Paşanm nutku her tarafa dağıtılacaktır Ankara, 26 — Başvekil İsmet Paşanm Büyük Millet Meclisinin fevkalâde içtimimm ilk celsesinde söylediği şarktaki tenkil hakkında- ki nutkunun tab'ı ve memleketin her tarafına gönderilmesi hakkında! Afyon meb'usu Ali Beyin verdiği takrir Mecliste kabul olunmuştu. di ise Türk Tirası yükselmesin diye ted- bir alıyoruz. O zaman dışardan mal a- Net idik, şimdi dışarıya mal vericiyiz... Ama siz diyeceksiniz ki: “— Fethi Bey de bu kadarcık şeyi bilmez mi? Bilmese de mazurdur. Çünkü dört ay evvel Pariste idi!111! Ne yazık ki geç kaldı! Geçenlerde mürteci Ağrı hadisesi çıktığı zaman İstanbulda bazı şüpheli. t. Orhanelinde, S. C. P. azasmdan biri belediye intihabatında: “— Bize rey verin. Şapkayı çıkara- cak yerine fes giydireceğiz, yeni harf- leri kaldırıp yerine Arap harflerini ge- tireceğiz... dedi. Bu mürteciin de evi arandı, evinde si- lâh değil ama, paket paket fes ve deste deste püskül bulundu. Bu iki haber arasmda ne münasebet demeyiniz... O silâhı kullanmak için bu oniforma lâzımdı. Ne yazık ki fırka meydana geç çıkta! Eflâtun ve Ağa oğlu İki adam şöyle konuşta: “.— Ağn oğlu parlâmentoda siyasi münakaşalar esnasında ahlâktan, fazi-! letten bahsetti, “.— Siyaset başka ahlâk başka şey- dir. “— Ağa oğlu âlim kişidir. Eflâtu gi- bi düşünüyor. Bflâtun da “Siyaset, ah- lak, fazilet güzel bir şeydir, derdi. “— İyi ama Eflâtan güzeldi. rür, onu tavsiye ederdi. Fakat Esma, yaşıyacak ve kızm ilk kocasmdan olduğunu #öyliye- cek olursa, gerçi kızı koncsız kal- mazdı, hatta iyi ve muteber bir gen ce de varırdı. Fakat kendisi gene açıkta kalırdı. Gene servet ve nü- fuz sahibi olamazdı. Onun için Ye- zit elinden geldiği kadar kafileyi geciktiriyor, Esmanm hastalığı tut- tukça yol üzerindeki köylerde, ba- zan haftalarca kalıyorlardı. * Esmanın hastalık nöbetleri içim- de ikide birde sorduğu mühim sur) — Şevval ayı yaklaştı mı? idi. Bi rkere ona: — Şevval ayma girmek üzere- yiz! demişler, hastanm hali bütün bütün f: Onun için Leylâ, annesinin bu suali tekrar ettiği zaman ona Şev- valin henüz uzak olduğunu söyle- miş, ve hastayı teskine muvaffak olmuştu. Bu küçük kafile yollarda uzun vakfeler geçirdikten sonra bir gün Kubaya varmıştı. Buradan Medi- ir e iy a çe € Kubaya yı ta canlandırmıştı. Çünkü buradan Medineye kadar mesafenin iki mil- den ibaret olduğunu biliyordu. De- mek ölmeden maksadma erecekti. Aliyi bir kere olsun görerek ona eski Mısırın metruk mabedinde duyduklarını nakledecek, sonra o- na kızını emanet ederek gözlerini Kafile, Kubaya yaklaşiyorken Esmanın içinden geçenler bun- lardı, Nihayet kafile Kubaya vardı. Akşamdı. Kafile geceyi burada geçirecek, ertesi gün heyeti intiha- lerin evleri arandı. Silâh, cepane çık.Jal$ 5.E. ! Medineye hareket edecekti. Ka- | # Kubaya vardıkları andan beri babası görünmüyordu. Neredeydi” ; Ne yapıyordu?. il Esma, ancak yatsıya doğr gözlerini açtı. Biraz su Leylâ, sevincinden uçacak idi, Esma suyu içtikten senra bi vaz. açılmış, başını yatağındı” | kaldırabilmişti. *i Esma, kızını yanma çağırmif pek endişe etminorum. Yi gözlerimi yümmadan evvel se” den birşey istiyorum, Onu bar” temin edersen son derece me” nun olurum. N — Söyle anneciğim... — Kızım, ben Aliyi görmek istiyorum. Ona söylenecak i çift sözüm var. 4 — Sabahleyin erkenden gider bu işle meşgul oluruz. Sen şi” di istirahat et, Anneciğim; | © — Hayır, kızım, ben yarı» çıkmayı ummuyorum. | Leyla annesine. sarılmış ”* ağlamıştı. Ana, evlât ikisi, d8 ağlıyorlardı. Leylâ, annesini” yeni bir buhrana uğramasında” korkarak metanet | göstermif ayağa kalkmış, ? — Anneciğim, Aliyi mutlsk* bu gece görmek mi istiyorsu”” — Evet, kızım. ye” x. (Bitmedi)