101 “kişi ile mülâkat... Tatlı su Türkleri — | Fransadan dün gelmiş, hiç su katıl yendiden bahsettira, mamış bir Fransız şairi ile Boğaziçin- de bizim köye gidiyordum. Vapurda, güvertede, yaşları vasati|lice, aramızda konuşabil on beş olan sekiz, on çocuk hayli gü ire klinilkiir a AMLELRM rültülü konuşuyorlardı. yürursunuz, hanımefendi, ai sip Fransız bu gürültüleri alâkadar! “Tam milliyet devresinden Del oldu. İyice dinliyordu. —— — Bunlar Türk mü? — Evet, resmen Türk. — rma — ie mi? Demek ki bu yaygara İspanyolcadır? — Haydi «trams alalım, Peraya ge kalım, bir «libation» yapalım, sonra da! «jardein> e gidelim, edinez edelim, «Mi. » « — Fransızca Müösyü. Anlarım: Türkçesi olmıyan bir keli. Fransız edibi yahudi çocuklarma|menin, bir tabirin firenkçesi kullanıla. yaklaştı. İyi dinledi. Çektikleri, uzat-)bilir. Fakat mükâlemede yüzde 15 tıkları hecelere çok dikkat etti, ve te-| Türkçe, 85 firenkçe... Buna akıl ermez. essürle, tecssülle: Yaşlı, dangul dungul bir adama rn siyahflerinin konuştuk.) râsgeldim; söz arasında: kokmuş, bozuk, kirli, re) | — Benim kızım ic Pransz ar b andan da ge İlk de matmazel old, dedi Devamla Biri İngiliz, öteki Fransız r Fransızcayı böyle kepare Gözlü laa in? Mazlikiea e a allam, Milla düğen kendi dilleri yok mu? Evet! Fransız akpdemisinin bir icrai kuvveti olmalı ve bunlarm dilini makasla kesmeli idi. Eyvah, yazık Fransızcaya... Tatlı su firengi tabiri gitgide unutuluyor. Pek yakım zamana değin, kapitülâsyonlardan İstifade ile Osman- k diyarmda bir millet karikatürü tü. : Pek #lâ. Fransız edibi meme ketine gitti. Bizbize kaldık. Şimdi, giz, |*ekki7 olacak kimdir; ne tahmin buyu. İçe ile Kiyık altından alay etmektedir.) ler. Hanımlardan da öyle bir f var. Çetrefiller güruhü. .- azdır. Bu içtimai bir ayıptır. Polis mf. dürü olsam yahudilerin Fransizca ke- nuşmalarını - umumi yerlerde - yasak ederim ve eğer Türkler bu cinayete mü tecasir olurlarsa onların dillerini ke- serdim; çünkü Türkler için müşeddit sebepler var. Bu zorbalığımdan en ziyade müte- rursunuz? Fransızlar. Zira kendilerinin o gü zel dillerini koruyorum. Ermeni ruhu, dimağı ile düşünmek Fransız dili fle görüşmeği âdet etmek. Netice şu Mtifelere müncer oluyor: Türkçesi: «Mrerr yedim; boğazımda kaldı» de TEgypte, 11 est resti dans mon Bos- phore» Meşhur Fransız şatri ve Türk hibbi «Lamartine» in ermeni olduğunu rümdur. Daima ulu oris Türk de olamıyor, Pransız. âa. Muham. medi de memnun edemiyor İsayı da İki cami arasmda beynamaz Dil, dimağın hir aynasından ibaret tir. Bu, bir zihniyetin eseridir. O zik niyet o karikatür gili teyit ediyor. Dikkat buyurunuz: tatlı sa Türkü yak nız lisanda değil, her hususta çetrefil- dir. Yemekte, içmekte, giyinmekte, yünmekte, yaşayışla. .- Bu tip evvelce de vardı. Lâkin o de virde bizim mill çereyanımız bu mer. tebe tekâmül edememişti. Şimdi ise bir Bu hadisenin yer yüzünde emsali Ermeni Franszcam: «7'si manguj itmliğine, duymuş mu idiniz? Bakım Kevork Beyf' 3 Bu dele" yii ağda Bundan birkaç gön evel şehrimizde- ki orta tedrisat mmnallimleri araanda ye- ini kadro mucibince yapılan değişmeler- den bahsetmiştik. Ankarsdan aldığımız Şmaldmaca göre bötün değişmeler şu şe kilde olumaşter jmeerlimliğine, Darülfünmm mezunlarından JAkf B. Tekirdağ orta mektebi türkçe imnallimliğine, Beyoğle Hk mektep mu aMimlerinden Sadettin B. Akşthir ora İmektebi türkçe muallimliğine, Beyoğlu “fik mektep maaliimlerinden Geflar B. Balıkesir mosllim mektebi dürkçe mual- İB. Alyon ortn mektep türkçe muallimi limliğine Bursa İlsesi stajiyerlerinden Zihni EB, Balıkesir muallim mektebi te bilye muallimliğine İzmir lisesi stajiyer- lerinden Süleyman Fehmi B, Akşehir Ankara Gzi Muallim mektebi muallimls; «inden Kudsi B Sivas Hisesi edebiyat | Fransız edibi bu garibeyi gayet merak etti. Bir hafta hep bu işle uğ- raştı. Yahudilerle görüştü. Her gün yanıma gelip bu musevileri tehzil edi- ei fıkralar naklederdi. Bir gün dayanâ- madı, dedi: — Moncher, ben Fransızım ve Al- manca bilirim. Bir çok Almanlar da' Pransızca bilirler. Fakat ne Fransız Almancayı, ne Alman Fransızcayı ana dili, ev dili ittihaz edinmez. O halde #ixin beni-İsrail niçin benim dilimi aile dili ittihaz ediyorlar? — İspanyolcaları hiç bir işe yara- maz da ondan. remişti. Dedeler, nineler belki Avrupa- Ii Aile ismi her halde frenkçe, ekseri ya İtalyanca. Eldeki pasaport ecnebi, Lâkin Fransız, İngiliz, İspanyol, Fele- menkli, Avusturyalıyım diyen, 6 iddi- ada bulunan kimse ömründe İtalyaya İcmenge, Avusturyaya ayak ve Fransızca ile Rumcadan ve çetrefi) bir Türkçeden başka bir dil bilmez. İşte bunlar garip ve acip bir Fran. sızca konuşurlar. Osmanlı tarihinde! bunların «lingua franca> dedikleri her! lâtin dilinden almma kelimelerden müteşekkil bir «firenkçe» konuştukları — Anlıyorum. Lâkikn fasih ve beliğ, zikrediliyor. Fransaya, İngiltereye, İspanyaya, Fe. Türkün tatlı su olması hiç bir atfedilemez. Tatlı su hastalığı Türklere ermeni lerden geçmedir. Ermeniler dil ve mil liyet hususunda en kararsız insanlar. dır. Bakmız kaç türlü ermeni var: 1 — Halis ermeni Çgregoriyen); 2 — Katolik ermeni (Bunlar da es kiden Hasunist ve Anti-Hasunist diye ikiye bölünmüştü); 3 — Protestan ermeni (bir kaç nevi) 4 — Hay-Horom, (yani Rum Erme- ni), Mezhep taksimatı böyle.. Dil taksi- matına gelince: 1 — Yalnız Ermenice konuşan (bu orta mektep tabüye muallimliğine İstanbal az muallim mektebi tabilye muallimliğine H. Ankara orta mektep tabiiye musl- Kimliğine | Kabataş lisesi #tajiyerlerin- den Fadıl B, Ankara erkek lisesi tabii. ye muaflimliğine Liyon dartiİfünunu me- zunlarından Malik fi, Sivas Msesi tabii- ye musllimliğine Darülfünun asistanla- rından Mehmet Adil B, Adana ora mektep tabiiye muallimliğine İstanbul kız lisesi stajiyerlerinden Fehime H., Denizli orta mektep tabliye muallimliği- ve İzmir fisesi #ajiyerlerinden Osman Cemal B., Amasya orta mektep tabiiye İkiz muallim stajiyerlerinden Semiha H., Bursa! Erenköy hz İisesi stajiyerlerinden Enise | gerçekten çok ahenkikar Türkçenizin İşte anası Be: Mı, inahı ne? Her memlekette olduğu gi-lli, v.s, gibi MA e bi Türkiyenin yahudileri va memleke-|şu galeyanlı milliyet devrinde imi #in dilini alanlar olmaz mı? memleket.duğumuza rağmen Beyoğlunda, Şişül tip yok gibidir). 2 — Hem ermenice, hem Türkçe (ekseriyet) ; 3 — Yalnız Türkçe (bir hayli); te bir rabrtadır. ve Nişantaşmda, Moda ö Bunu cevap veremedim ve sözü dede sakil, eskal, yanlış, Mim tiştirdim: imambayıldı ve hünkürbe)İsiz bir Fransızca söylemekte ve Türk “ VAKIT .in tefrikası TİK İİİ Yazan: $. $. Van Dayn mantoya koydu, salona girdik. O|mıştı. Kekeliyordu: Nakleden: Ömer Fehmi bir vaziyette kal masaya oturdu, ben ayakta dur-| —Evet evet şimdi hatır| ibi dum. Söyliyeceklerimi söyledim. oluyorum. ondan evvel Vie — ve tabancamı çıkararak ateş ettim. mıştı. Pek asabi idim. Ne olduğu y Vans yüzbaşınm yüzüne olanca| hatırlıyamıyorum. mi dilkatile bakıyordu. Markam konu| — Pek âlâ geçelim. Şimdi şulanları dikkatle dinlemekte idi.İcağım şeyi hatır! ile — Fakat ölüyü elinde kitapla) ederim. Benson yukarı çıktı, son buldular? © İra aşağı yanımıza indi. © zamar — Ben söz söylerken o bir kitap allbaşmda bir değişiklik görmedini mış, okur gözüküyordu. Böylelikle) mi? » sözlerime ehemmiyet vermediğini — Başmda mı? göstermiş olacaktı... — Evet, saçlarınd — Güzel... Yalnız - noktaya) O Anlamadım. 2 nazarı dikkatinizi ce bedeceğim. — Karşınızda ve lâmbanm Beraberce salona gittik diyorsunuz) nında oturuyordu. Değişikliğini ha Bunda ısrar eder misiniz? tırlıyamıyacağmızı zannetmem. — Tabit. Leakok gözlerini kapıyarak bi e t yüzbaşım, maktulün a-)müddet düşündü. Sonra kat'i di Hükeek iorük ve arkasmda rop| cevap verdi: die döşambr vardı. Bir yanlışlık ola”) — Hayır, hatırlıyamıyorum. cak, — Bunun o kadar ehemmiyeti 4 — Armenikan (Amerika ermenile| ri) ve tatir sular! yoki Benson yukardan aşağ: i vakit tuhaf bir şekilde lâkırdı edi- yordu, değil mi? zahmet çekiyor- du, konuşmak için? Yüzbaşmın büsbütün şaşırdığı görülüyordu: muallimliğine İstanbul kız lisesi sta. jiyerlerinden Fatma Ulviye H Çankırı arta mektep tabiiye muallimliğine Eren- köy kız İlsesi stejiyerlerinden Hürriyet H. Tarsus orin mektep tabliye mual- Timliğine Erenköy kız lisesi stajiyerlarin- den Halime H.. Trabzon İisesi tabiiye muallimliğine İzmir lisesi stajiyerlerinden — Koridor kapısının yanınd idi zannederim. — Kapınm hangi tarafında? — Bunu nasıl tayin edebilirim? O vaziyette böyle bir şeye dikkat edebilir miydim? Sağda gibi geli-; — Zannetmem, dedi. Her vakit-İ yor. ki gibi konuşuyordu. — Masa üstünde mavi renkli bir! mücevher kutusu gördünüz mü? — Hayır! Vans bir müddet düşünerek ci- gara içti, sonra tekrar suallerine başladı: — Bensonu öldürdünüz. Salon- dan dışarı çıkarken lâmbayı sön- dedi. — Gireken mi, çıkarken mi? — Çıkarken. — Kütüpane tarafında mı? — Evet: Vans, bu cevaptan duyduğu memnuniyetini gizliyemedi. — Şimdi rovolver işine gelelim, Silâhı neden Mis Klerin evi- dürdünüz mü, söndürmediniz mi?jne götürdünüz? — Cesaretimi kaybettim. Evim- eri Şüphesiz «öndürdünüz değilİde bulurlar diye korktum. Ondan mi? Çünkü Mösyö Pfif, evin önüne şüpheleneceğinizi zannetmiyor- geldiği zaman pencerelerde hiç ay-|dum. dınlık bulunmadığını söyledi. — Şüphelenildiğini . anlayınca, — Evet, doğru aklıma geldilonl kendisinden aldınız ve suya at- Söndürdüm. — Alâ! Nasıl söndürdünüz? — Nasıl mı söndürdüm... Ga- yet Basit. Elektrik düğmesini çe- virdim. — Nerede idi bu düğme? — Hatırlıyamıyorum. — Hele bir düşününüz. Hatırlı» yacaksınız! tınız, öyle mi? — Evet. — Şarjörde bir fişek noksandı, değil mi? — Ben de burasını düşündüm de suya attım. Vans, kaşlarını çattr, söylendi: — Tuhaf... .. Çok tuhaf şey! — VAKIT 6 Eylül 1930 Lise muallimleri arasında yapılmış olan değiş- meleri bütün tafsilâtile neşrediyoruz İzzet B, Trabzon İisesi fizik musilimli: gine Samsun lisesi stajiyerlerinden Hiz B, Adana Erkek musllim mektebi riys» ziye moallimliğine Güneşli mektebi mu” aÜmlerinden Ejder B, Ankara orta mek- tebi riyasiye muallimliğine Galatasaray lisesi muallimlerinden İlamzs B., Vüce orta mektep fransızca muallimliğine İs- tanbol mualtimlerinden” Fethi B., Tokar orta mektep fransızca muallimliğine To- kaz Gazi mektebi muallimlerinden Cev- det B, Aydın orta mektebi almanca maallimliğine İstanbul musilimlerinden Sabahattin Ali B, Alişehir orta mektep resim muallimliğine Akademi mezunla- nndan Sabahat H, İzmir Erkek Tisesi sesim meösilimiiğine Akademi mezunle nndan Şetik B, Trabzon muallim mek- tebi resim muallirmliğine Akademi me- zunlarından Ahmet Hakki B, Orta mu- allim mektebi musiki muallimiiğine Mus siki muallim (mektebi mezunlarından Ferah B, Samsun İlsesi musiki moal- Kaliğine Mosiki muslim mektebi mes zanlacından Hüseyin B.. Zonguldak Or ta mektebi musik! moellimiiğine Masiki moallim mektebi mezunlarından Keşat B. Aydın osta mektebi musiki mosilim- İiğine Musiki mavallim mekiğbi mezon- larından Sefik B., İzmir Erkek muallim mektebi musiki mesllimliğine Mosiki mpallim mektebi mezunlarından Hintesi B., Elâziz orta mektep tmusiki muallim Diğime Musiki muallim mektebi mezunle- larından Aptullah B, Bolu orta mektebi musiki o musllmliğine Mesiki m mektebi mezunlarından Tevfik B. Nuev- şehir orta mektebi musiki musllimliğine Musiki mmaallim mektebi mezunlarından Ferit'B, Merzifun orta mektebi musiki maallimliğine Musiki muallim mektebi mezunlarından Enver B. Afyon ort mektebi mosiki mosllimliğine (Omusiki mektebi mezunlarından Seyfi B, Kars orta mektep musiki muallimliğine Iu ki muallim #ektebi mezunlarından Has üs B Yüksen muallim mektebi mezunlar nodan Şefik B. Erzurum kız lisesi staji- yerliğine, Yüksek muzllim mektebi me: Sivas lisesi ss İ zonlanadan Faik B. liğine, Yüksek muallim mektebi m ianndan Ihsan B Sivas lisesi seajiyerlis #ine, Yüksek muallim mektebi mezün- larından Aziz İ Adana lisesi stjiyerii ğine, Mülkiye mektebi mezurlarındın Vamf Mahir B. Ankara Erkek isesi sta» ğiyerliğine, Hukuk fakültesi mezunların» dan Recai B. Ankarı Erkek sesi seji- yerliğine, Eczaa mektebi mezarlarından Cev B. Ankara lisesi stajiyerliğine, Hukuk fakültesi mezunlarından Sürey- ya B. Htanbul Erkek lisesi stnjiyerliğize, Darülfünun mezunlarından Hidsyet H İstanbul Kız lisesi stajiceriiğinc, Istanbul muallimlerinden Semiha Sadık H. İstae- bul kız sesi stajiyezliğine, Darülfünun mezunlarından Zehra H. Borsa kız mu- allim mektebi stajiyerliğine nakl ve tayin edilmişlerdir. 'ünkü sizin iki rovolveriniz var, demek oluyor. Biz nehri araş- tırdık. Otomatik bir Golt bulduk. Fakat bunun şarjörü dolu idi. Bu, sizin rovolverinizdi, inkâr edemez- siniz. * Ben, nehirden revolverin çıka» rıldığını bilmiyordum. Vans bunu haber verince şaşırdım. Yalan söy- lüyordu. Fakat maksadı ne idi aca” ba? Nihayet boğuk bir sesle: — İki revolver yok, dedi. Bul- duğunuz benim silâhımdır. Bizzat ben loldurdum. —Hah..... Tamam... Şimdi iş anlaşıldı. — Yüzbaşı bir sualim daha var. Neden yalan yere itirafta bulundu» İnuz? © Leakok doğruldu. Gözleri ateş- lendi: — Niçin mi? Çünkü şerefim ve namusum bana bunu emrediyordu. Siz haksız yere bir masumdan şüp- heleniyordunuz, buna tahammül edemiyordum. (Bitmedi) Leakok derhal cevap veremedi. * meme ar A e emar mİ e a envy yam erman e — e ölene ama ve ..— a ayi