K “ Şafakı Surh ,, mİ neler söylüyor? (Ust Sarafı 1 İnci sayıfada) Teessüf ederiz ki bu tarzda siyasetlerle Soviyetler cumhuri- yeti Şarkta temin etmiş olduğu iyi tesirleri kaybetmektedir. Biz bu kabil neşriyata ehemmiyet vermeyiz, ve biliriz ki bu neş- riyat bizden ziyade Rusya için muzırdır. Zira Türkiyenin İran sefiri Memduh Şevket B., bu- rada iki devlet arasındaki sami- mi münasebetin derecesini ga- yet iyi bilir ve bittabi hüküme- #ni hakiki vaziyetten haberdar etmiştir. İran, şakilere yardım &lmek şöyle dursun, Kürtlerin bir araya gelip fesat çıkarma- ları için huduttaki bir takım Kürt aşiretlerini içeriye sevket- miştir. Iran, Türkiyeden Irana iltica etmiş olan bazı Kürt reislerini hudut haricine defetmiş, dahil- dekilerden bir kısmını ihti tevkif altına almıştır. ren Bundan başka Iran, Türkiye- nin her hangi bir suitefekkürü- me mani olmak üzere hududu tahdit için bir komisyon da ha- zrlamıştır, Görülüyor ki Iran, bir komşu devlete karşı yapılacak azami hüsnüniyeti göstermiş, elinden gelen her şeyi yapmakta kusur göstermemiştir. Bu hususta bizim sadâkat ve hüsnü niyetimizi görmek ve bu kabil işaatın kimler tarafından yosıldığını anlamak üzre Türkiye © mahallinde tahkikat yap- bu husustan kat'iyen ka- .oruz ve ümit ederiz ki : o haberler her ikisi de da- İ — slâhat ve terakki yollarında ) öyen iki komşu ve dest mil- İs arasına nifak sokmıyacak dostâne ve sulbperverane olan m “asebatı bozamıyacaktır. zim bayret ettiğimiz Tu. < matbuatının be bir ii bere kat'i bir şekil ve suret ver.p şiddetli neşriyat yapma- ları lir, Iran kendi hukukunu muha- faza eder ve başkalarının huku- kuna el uzatmaz. Afganistan- daki isyan bu memleketi parça parça ettiği zaman iran hiç bir müdahalede bulunmamış, yalnız bududunu muhafaza © etmekle iktifa etmiştir. Saniyen düşünülmesi icabeder ki Iran için Türkiye Kürtlerinin ihtilâl hareketine yardım etmek- te hiç bir menfaat mutasavvur değildir. Bir cinayetin failini araş- tırırken bu cinayetin kime fay da temin ettiği tahkik olunur. Biz de zaman zaman bu taifele- rin isyanma uğradığımız ii bududumuzdaki Kürtlerin di ni memnuniyetle karşılarız. Salisen — Isyan A, ve Van havalisindedir Mei Iran hududuna uzaktır, Herhan- gi bir müdahale pek âlâ labilir, ie Bu kadar delil ve mülâhaza- lar herhangi bir fikri siyasi ile ortaya çıkarılan haberleri mev- suk haber te'âkki etmemek lâ- zum geldiğini gösterir. Şafakı Surh bu bapta söyle- nen sözlerin neşriyat sahasına nakli icap etmediğini söyliyerek e. o yakalesin; e nihayet vermektedir. şa e mma GELİŞİ GÜZEL Şerefsiz bir mazi pik e erp Taksim mey- danındaki aptesanelerin kal- dırılarak yerine şehir tiyatrosu yapılacağını yazıyorlardı. Bu ha- beri okuyan, yahut kulaktan du- yan tarih meraklısı bir dostum, işini, gücünü bırakıp bana geldi. Dedi ki; — Şimdiye kadar Istanbulda güzel bir şehir tiyatrosu bulun- masından en fazla müteessir olanlardan biri de bendim; şim- di Taksimde böyle bir müessese yapılacağını haber alınca sevin- mem lâzım gelinez midi, halbuki, ne yalan söyliyeyim, sevineme- dim. — Neden? — Çöknü bu bina mazisi itibarile pek şerefli olmıyacak. Bağdattan Basraya Lpğdet vapurunun dümeni kırılmış; içindeki yolcuları Basra vapuruna nakletmişler, İdarei mahsusanım vapurları- na vaktile böyle birbirine yakın şehir isimleri takmasının fayda- sı şimdi anlaşılıyor. Topir İğne Küçük h r Yalovada — Hükümet konağının in- şasına başlanmışur. Sanayi bankası — Sanayi birliği- nin yeni açacağı bankaya yeniden bir Alman se Fransız grubu talip olmuştur. Celâl B. — Iş bankası umum mü- dürü ve İzmir meb'usa Celsi B. Ankı- raya girmiştir. 5 milyon lira — Halicin semizlen. mesi için beş milyon lira lâzım olduğu anlaşılmıştır. Fetbi B. — Paris sefiri Fethi B yakında Parise dönecektir, Dabağlar — Dabağlar cemiyeti san'akirlarının himayesi için Ankafada teşebbüsatta brlunmağa karar vermiştir. Suriye Dahiliye nazırı — Suriye Dahiliye nazırı Cemil B. Osmanlı ordu- sunda erkânı harp binbaşısı (miş Ordu Şam'dan çekildikten sonra orada kalan cemil B. beyanatta bulunarak Çanakkale de Gazi Hz, nin maliyetlerinde bulundu- unu, Gazi'nin şel olmak için yaratılmış olduğunu söylemiş, İsmet Ps. Hz. nin aanıf arkadaşı bulunduğunu, onun kadar zeki kimseyi Otanımadığını ve Pş ran bütün wlebeye ve beta hocalarını tefevvuk etmekce bulunduğunu ilâve et- miştir. Sıhhiye teşkilâtı — Polis müdü- riyetindeki Sıhhiye teşkilâbnin O tevsiine karar verilmiştir. Celâl ve Mahmut beyler — Iş bankası müdürü Celâl ve Siir meb'sa Mıhmut beyler evelki günkü trenle Ankaraya gitmişlerdir. Yunanistanın yemiş ihracatı Atinadan bildiriliyor: Ziraat nezareti üzüm ve taze meyva- ların vasati Avrupaya (sevkine sarfı gayrette devam ediyor. Ge- lecek hafta lâzımgelen tesisata ve sürati kâfiycve malik bir vapur teçhiz ettirerek bununla taze meyva (naklettirecektir. Bu vapur Patras ve Korentte meyvaları yükliyerek Dalmaçya” nın bir limanına onakledecek oradan sevkiyat süratle ve ko- layhıkla icra edilecektir. Diğer cihetten ziraat nezareti, bhükü- met demiryolları idaresince Se- lânik sürat katarına bir soğuk hava vagonunun ilâvesile taze meyvaların bozulmadan sevke- dilebilmesi için teşebbüsati lâ- zimede bulunmuştur. , PR m AY pare PAY AŞI nde kl BY —4 SÜTUNLARDA S>5E YAHAT Zavallı horos! Bu yazının birinci adı “Kümes ve dünya!,, idi. Sonra bazı kâşane| sahiplerinin gururuna dokunacağı düşünülerek değiştirildi. £ Sevgili vallı erkek,, demek daha yaraşa:| vaziyet ile meşgul olmuştu. caktı. Amma bilmem niçin galiba Öte İMAEaR Haldun Askalanal zavallılıktan pek tiksindiğim için! dönüyordu. Haldun bir lâhza isti- böyle yaptım. Bu kadar başlangıç|rahat etmeden, gözlerini bir lâhza yeter. Artık bana hüküm verdiren! yummadan, gâh güneş, gâh yıldız» sebebe geçelim. lar altmda mütemadiyen ilerliyor-! Vakit öğleye yakın. Havada'Cu. Hayatının en aziz arkadaşı o- dolgun bir bulut ağırlığı var. Çır-Jlan biraderi ile beyhude yere sev- İ pınan dallar ve hışırdıyan yaprak.İdiği kadın geride kalmıştı. İlerde lar sade toz döküyor ve bu ağırlığı ne vardı? Haldun onu bilmiyordu. azıcık olsun o dalgalandırmıyor. İlerde ne arıyordu? O da meçhul- Karşı bahçede tavuklar bile eşin- du. Fakat onu seven bir kadın, meğe üşenerek, açtıkları taze çu-|onun uğrunda her şeyi feda et- kurlara gömülü yatıyorlar. Dikkat mişti. Haldun bu kadını hayatta i bulursa ne yapacaktı? Onunla ev- ettim, anaç ve kart tavuklar, horo- sia örer zun yanı başında piliçler ve yeni lenecek miydi? Ve bunu istiyor») yetişmeler daba kün bei e yn ye bunu arzu| havalarında. İnsan hayatımda ta- ekin. Ve Te ri ii TD mamile aksini seyrettiğim bu halin| ne olacaktı? Bu da belli değildi sebebini izah edemiyorum. Onun karar verdiği şey derhal Sul) Kızıl bir sırmayla işlenmiş par-İtan Salâhattine “müracaat etmek lak mantosu, mahmuzları,| ve hakikati söylemekti. Gerek ken- kıpkırmızı tacı, parpar yanan yele-İdisinin, gerek kardeşinin bu son si ve ateş gözlerile horoz hakika-|tertibatta hiç bir alâkaları yoktu. ten güzeldi, tavukların sokuluşları| Fakat bu kadın, bu işi yalnız feda- halı id". Zevklerini takdir etti”im|kârlık sevkile yapmıştı. Onun için bu mahlüklarda sevmediğim nok-|tayet bu kadın henüz hayatta ise — VAKIT 3 Ağustos 1930 CENNET FEDAYİLERİ EEE Siyasetgâhta mülâkat okuyucularım beni horo e) , settiren buu düşünce, er > Mesrure uyuyordu. Acaba uyanmıyacak mı ?!., ye mea gamlı bir saatin — 103 — aa e X ei İtunatnar..:7i okuyan © Arap, — Zannetmiyorum. * — * Dale edim düşündük-| Emir Zaydunu hemen içeri almış, o — O halde Emir Haldunu o ko" e ——— EM ona ve arkadaşına ayrı bir daireldının yanına götürünüz... Yarın De dim horoz göstermişti. Emir Haldunu muhakeme ederiz. — ” ei Zezdun, Melikeyi burada yer'| (o Sultanım bu emri bemen icra Gerçi bu hüküm za"İleştir -ikten sonra dışarı çıkmış velolundu. Ortalık kararmıştı. Muhafızlar dan biri eline bir lâmba alarak Haldunun önünden yürüdü ve Hal- dun onu takip etti. Haldun, Sultanın meclisinden ayrılıyorken bütün gözlerin ona di- kildiğini gördü ve bütün bu gözler“ de rikkat ve merhamet izleri sezdi. Bu his o kadar kuvvetli idi ki Hal- dun bir aralık tevakkuf ederek önünden giden adama sordu: yorsun? — Hayır, seni Mesrurenin bu lunduğu yere götürüyorum. Haldunun içi tekrar serinlemiş» Demek Mesrure henüz sağdı. Muhafızla ikisi yürüdüler. Bir takım koridorlardan geçtiler. Nis hayet bir kapıya vardılar. Muhafız kapıyı açtı. Haldun sordu: — Mesrure burada mı? * — Evet, burada. Muhafız elindeki lâmbayı Hal. duna verdi ve ona: — leeri gir! dedi. Haldun içeri girdi ve muhafız ti, ta, ortaklarına yan bakmamaları,|onun affını istirham miskin bir anlaşma içinde bu dil Onun affı için icap ederse, kendi ber erkeği paylaşmalarıdır. Bu sırada karşı evin kafesi kalk- tı ve içinden ekmek Evvelâ horoz koştu, ları dö-| Askalan şehrine vardı. Şehir sukut edecekti.!dışarda kaldr. İçerde ses yoktu. Mesrure uyu- yor muydu? Haldun kapmın eşi- ğinde durakladı ve muhafıza dön- dü: hayatını tehlikeye koyacaktı. Haldun bu düşünceler içinde 2 S vi i etmiş, fakat karargâh henüz içeri (— Acaba uyuyor mu? dedi. külen bir sofra örtüsü ryan alımmamıştı. Haldun, Sultanın ika-| (o Muhafız: metgâhına tahsis olunan eve doğrul (— Belki, dedi. yı bir kere gagasına slarak gıtgıt- ladı. Tavaklar, bu defa kartı, taze si hep birden üşüştüler. Horoz bul- du, onlar yediler, Bu hale bakarak kim bilir nasıl bir tedai ile: Hamidin: “Bezik oynar Razansa kendisi yer “Kaybederse fakat sizin şansa!, Beytini okudum. Biraz sonra gene horoz acayip, elâşlı sesler çıkardı. Bütün tavuk lar hep birden kuytu yerlere kaçış- tılar, Bu hal bir iki kere tekrarla- ki nınca, sebebini anladım. Havadan) dar alâkamız yoktur. Ben bu işten ilerlemiş, ilk rasgeldiği mabeyinci! o — O halde onu rahatsız etme» ye Sultanı görmek istediğini söyli- sem!.. yerek kabulünü istirham etmişti. o — Siz bilirsiniz... Fakat esrar- Sultan Salâhattin, Haldunu hemen keşlerin bu karısı, zannetmem ki, huzuruna kabul etmiş, ve ona şujziyaretinizi reddetsin!.. sözleri söylemişti: Bu sözler Haldunu sinirlendir- — Emir Haldun! Bana karşı'di. Bu sözlerde çirkin bir ima var" yapacağınızı yaptıktan sonra ne-)dı. Haldun muhafızın yüzüne sert den tekrar geri döndünüz? Ben|sert baktı. Muhafız korktu. size hayatınızı bağışladığım halde) (— Affedersiniz! dedi. Vazifem siz gene benim kızımı kaçırdınız |sizi buraya getirmektir. Getirdim. Haldun cevap v..di: İçeri girecekseniz giriniz. Girmiye- — Sizi yeminile temin ederim|cekseniz sizi geri götüreyim. bizim bu son tedbirle zerre ka-| (Haldun: ş — Giriyorum ! dedi, ve elindeki yırtıcı, tehlikeli Kişler geçtikçe ho-İhabardar olur olmaz, derhal geri| küçük lâmba ile içeri girdi. O içeri roz haykırıyor, sevgililerine sak-döndüm. Ve size hakikati söyle-| girdikten sonra kapı kapandı. lanmak zamanının geldiğini bildi- mek istedim. Balebek emiresi Ku- riyordu. Burası onun tanımadığı bir yer düstedir. Kardesimle © beraber-)değildi. Bu kemerli yeri, bu taş Bunları gördükten sonra o ka-İdir. Ben ise size teslim olmağa ve|duvarları görmüştü. Burası siyaset- dar mazhariyetlerile beraber horo-İsize hakikati söylemeğe geldim.|gâhtr. Kendisi, idam edileceği za- za acıdım. Meğer o da biz erkek-İBu son plân Mesrure tarafındanlman buraya getirilmişti: Mesrure, lerin bütün çilelerine varismiş | ve|hazmlanmış ve tatbik olunmuştur. buraya Melikenin kıyafetinde ge- meğer dünya ile kümes arasında) Onun müstahak olduğu cezayı ba-İlerek ona veda etmişti. Demek onu hiç bir fark yokmuş!..., Seyyak l pap. efıkra İsak De Yalan Meşhedi Cafer, bir gün me- raklı av hikâyeleri anlatılan bir mecliste bulundu ve haylı kor- kunç maceralar dinledikten sonra" — le, dedi, istersiz bir gün İvranda özüm tekmeylen bir aslanı nasıl vurup öldürdüğüm naklidem ?.. Hep bir ağızdan gülüştüler : — Tekme ile aslanmı vurup öldürdün ?.. Amma yalan ha! — Peki.. İstersiz tüfeklen bir kuşu nasıl vurup öldürdüğüm naklidem ?.. — Ha..Bunu dinleriz.. Bu ya- lan değildir. Meşhedi güldü: — Hay occağınız söne.. İlle asıl bu yalandıl.. (Akbaba ) na vermenizi rica ediyorum! gene burada bulacak ve gene bura» — Niçin? da ona derin ve coşkun duyguları- Haudun başını eğerek cevap'nı anlatacaktı. Fakat ortada bir verdi: kimse görünmüyordu. O halde — Çünkü bu kadın ne yaptıysa beklemek lâzımdı. Haldun yere beni sevdiğinden ve bana merbut| çöktü ve gözlerini kapıya dikti. olduğundan yüaptı. Ben de onun! (o Fakat bu intizar beyhude idi. çekeceği cezaya razıyım. Bu kadın) Hiç bir hareket, hiç bir ayak sesi hâlâ burada mıdır? duyulmuyordu. o Ortalık (derin, — Buradadır. ölümden farksız bir sükünet içinde Haldun, derin bir istirahat duy-!idi. Haldun ayağa kalkarak etrafı- du. Demek ki Mesrure henüz ha-'na dikkat etti. İlerde yerin üstünde yatta idi. Onun tehlikeye uğradığı-|bir şey yatıyordu. Burası onun, biz- na dair hissettikleri, demek ki, bir)zat Haldunun cellât karşısmda kâbustan ibaretti. durduğu yerdi. Burada bir ceset — Ona söyliyecek bir iki sözüm|uzanmıştı, Bu muhakkak Mesrure var. Onun icin onu bir kere görme-|idi. Kendisi buralarda mahpustu me müsaade etmenizi istirham edi-|ve şüphesiz uyuyordu. yorum, Haldun seslendi: , * .” — Ona tertibatınm muvaffaki-| o — Mesrure! * A yetle neticelendiğini mi haber ver-| (o Ve kendi sesinin aksinden baş- mek istiyorsunuz? ka bir cevap almadı. — Hayır. Başka çare yaktu. Haldun yaklaştı. — O halde neden onu görmek; o Mesrüreyi uyandırmak lâzımdı. için ısrar ediyorsunuz? Başka çare yoktu. Haldun yaklaştı. — Onun yaptığı fedakârlığm)|disi idi. Sırtında, hâlâ, Melikenin büyüklüğü karşısında vezifemi ifa| şahane elbiseleri vardı. Göğsünde etmek istiyorum. Melikenin mücevherlerinden biri — Acaba bu vazifenin ifası za-) pırıldıyordu. manı meçmedi mi? ği (Bitmedi)